TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sağlık Ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası

İLKHABER-Gazetesi - Sağlık Ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık Ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Eren: Üyelerimiz ve sağlık emekçilerinin sonuna kadar arkasındayız Haber

Eren: Üyelerimiz ve sağlık emekçilerinin sonuna kadar arkasındayız

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi önünde bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Açıklamayı sendika adına SES Adana Şube Başkanı Erol Eren okudu. Eren, emekçilerin haklarını savunmayan, üyelerine adaletsiz uygulamalarla baskı yapan sendikaların eleştirisini yaparak, hukuki hakları savunacaklarını ve sağlık emekçilerinin sonuna kadar yanında olacaklarını vurguladı. “Emek için, halk için güvenceli bir bütçe ve adil bir sendikacılık anlayışı için omuz omuza verelim” SES Adana Şube Başkanı Erol Eren, "İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret, adil bir vergi sistemi, halk için, emek için bütçe güvenceli, iş güvenceli gelecek için omuz omuza verelim. Emekten yana bir bütçe için uğraşırken bizler toplu sözleşme masalarında bizleri mağdur eden haklarımızı savunmayan emekçileri sermayeye peşkeş çeken sendikalar basit hesaplar peşinde koşup üyelerimize baskı kurmakta yer değişikliği , servis değişikliği gibi adil olmayan uygulamalarla tehdit etmekte uygulamakta ve beraber örgütlenme çalışmasına çıkmaktadırlar. Emeğin ve emekçinin hakkını savunmayı bilmeyen sendikacılığın nasıl yapıldığından habersiz olan sari sendikanın literatürümüze astın üste mobbing i gibi bir kelime kattığı için de şaşkınlık içindeyiz” şeklinde konuştu. "Hukuki olarak haklarımızı sonuna kadar savunacağımızı haykırıyoruz" Erol Eren, “Başhemşirenin görevi yasalarla belirlermiş olup herhangi bir şekilde hukuk dışına çıkmaması olarak tanımlanmış ama yaptığı icraatlarsa görev tanımının dışına çıkmaktadır. Yönetici gücünü sendikadan değil yaptığı işten liyakatten ve adaletten alır yetkili ama etkisiz sendikadan değil buradan bir kez daha haykırıyoruz ve diyoruz ki bizler üyelerimiz ve sağlık emekçilerinin sonuna kadar arkasındayız. Sürekli yer değişikliği hastanelerde uygun değildir çünkü sağlık emekçilerinde hastayı tanıma, hasta hakimiyeti, tedaviye verilen cevabin oranı gibi nedenlerle tedavinin iyileştirici ve rehabilite edici etkisi azalabilmektedir. Bu duruma hasta mağduriyetine sebep olmaktadır. Hekimin uyguladığı tedaviyi, niteliğini ve etkisini hiç kimse sorgulayamaz. Hekimler hastaları değerlendirirken temel bilimsel verilerle hareket eder. Sarı sendikanın temsilcilerimiz ve yöneticilerimiz hakkında ifade ettiği iddiaları kabul etmiyor iddialar için de hukuki olarak haklarımızı sonuna kadar savunacağımızı haykırıyoruz” diye ifade etti.

Balcalı Hastanesinde sağlık çalışanları iş bırakma eylemi gerçekleştirdi Haber

Balcalı Hastanesinde sağlık çalışanları iş bırakma eylemi gerçekleştirdi

Adana'da Balcalı Hastanesi’nde görev yapan sağlık çalışanları, iki aydır ödenmeyen performans ve nöbet ücretleri için poliklinik girişinde iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Çalışanlar, mağduriyetlerini duyurmak amacıyla öğleden sonra basın açıklaması düzenleyerek, haklarını aramak için toplandıklarını ifade ettiler. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Adana Şube Başkanı Erol Eren'in yaptığı açıklamada, çalışanların yaşadığı maddi sıkıntılara dikkat çekildi ve hastanenin yeterli destek görmediği vurgulandı. Eren, "Hakkımız olanın hak ettiğimiz zamanda verilmesini istiyoruz" dedi. Amacımız hiçbir zaman halkımızı mağdur etmek değil, sadece hakkımız aramak istiyoruz” Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Adana Şube Başkanı Erol Eren, “Bugün burada, üç ay sonra yeniden hakkımızı aramak, sesimizi duyurmak için toplanmış bulunuyoruz. Bizim amacımız hiçbir zaman halkımızı mağdur etmek olmadı. Fakat bizler mağdur durumdayız ve artık bunun görülmesini, duyulmasını istiyoruz” diye ifade etti. “Hakkımız olanın hak ettiğimiz zamanda verilmesini istiyoruz” Erol Eren, “Aylardır nöbet ücretlerimiz geciktiriliyor ve son iki aydır teşvik ödemesi alamıyoruz. Buna rağmen gece gündüz demeden, tüm gayretimizle çalışmaya devam ediyoruz. Hiçbir meslek yoktur ki maaşını almadan çalışmaya devam etsin, fakat biz işimizin başındayız. Aldığımız maaşın önemli bir kısmını oluşturan bu ödemelerin yapılamaması yüzünden hepimiz kredi kartlarımızı ve kredilerimizi aksatmaya başladık, bankalarla sorunlar yaşıyoruz. Bizler, çalışırken "Maaşımız bu ay yatar mı?" endişesiyle çalışmak istemiyoruz. Hakkımız olanın hak ettiğimiz zamanda verilmesini istiyoruz. Hepimizin ailesi var, çoluk çocuğu var. Ailemizle plan bile yapamıyoruz çünkü belirsizlikler içinde çalışıyoruz” şeklinde konuştu. “Bu mesleği asla para için seçmedik” SES Şube Başkanı Erol Erden açıklamada mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Maaş alıp alamayacağımızı düşünmekten yorulduk. Ailemizin ihtiyaçlarını zamanında karşılayamamaktan yorulduk. Para almadan çalışmaktan, nöbet tutmaktan yorulduk. Hastanemizin düştüğü duruma üzülmekten yorulduk. Bu fiziki şartlara ayak uydurmaya çalışmaktan yorulduk. Sesimizi bakanlıklara duyurmak için verdiğimiz çabadan yorulduk. Çalışıyoruz ve çalışmaya da devam edeceğiz. Her türlü sıkıntıya, olumsuzluğa rağmen halkımıza hizmet vermeye devam edeceğiz. Biz bu mesleği asla para için seçmedik. Bunu pandemide de depremde de, ailelerimizi arkamızda bırakıp hastanemize koşarak gösterdik. Ama mağduriyetimizi de dile getirmeye devam edeceğiz.” “Balcalı Hastanesi bir buçuk yıldır yeterli desteği göremedi” Erol Eren Balcalı Hastanesinin yaşadığı sorunlara değinerek şunları söyledi: 51 yıllık geçmişiyle koca bir çınar. Bir buçuk yıl önce yaşanan büyük depremde, bölgedeki birçok hastane gibi o da hasar aldı. Deprem bölgesindeki hastaneler için hızlı bir iyileştirme süreci başlatıldı. Fakat Balcalı, üvey evlat gibi bir buçuk yıldır yeterli desteği göremedi. Balcalı Hastanesi, içindeki biz çalışanlarıyla birlikte adeta ölüme terk edildi. Bugün burada gördüğünüz bu tabut, içindeki sağlık personelleriyle birlikte Balcalı’mızı simgeliyor. Balcalı Hastanemizi, var gücümüzle çalışmaya devam ettik ve edeceğiz de. Balcalı’yı biz yeşerteceğiz. 51 yıllık bu çınara bugün 51 karanfil bırakıyoruz. Hastanemiz ölmedi. Aksine her şartta çalışabilecek güce sahip olduğunu gösterdi. Şu anki rektörlüğümüz ve ekibi, şartlarımızı iyileştirmek için canla başla çalışıyor. Depremde hasar almış, dolayısıyla da kapasitesi azaltılmış bir hastane var burada, ama biz hala çalışıyoruz. Bizleri görmezden gelmeyin. Deprem bölgelerinde yer alan, hasar gören tüm hastanelerin çalışanlarına deprem ödeneği yapıldı. Bizim hastanemize bu bile yapılmadı. Biz bunu da geçtik; teşvik ve nöbet ücretlerimizin zamanında yatması için hastanemize destek istiyoruz. Umarım haklı serzenişlerimizi duyar, bizlere ve hastanemize çözüm bulursunuz. Hastanemizin durumu sadece çalışanları ve hastaları değil, tıp fakültesi ve diğer sağlık birimi öğrencilerini de etkiliyor. Eğitimler ister istemez sekteye uğradı. Bugün burada, tam anlamıyla hasta göremeyen, kötü fiziksel şartlarda eğitim görmek için çabalayan geleceğin doktorları, yarın hepimize hizmet verecek. Onların eğitimi için de hastanemizin fiziki koşullarını tez zamanda düzeltmemiz gerekiyor.” “2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Taslağının TBMM’ den elle tutulur bir sonuç çıkmaması halinde, 9-13 Aralık tarihlerinde beş gün sürecek bir iş bırakma eylemi yapacağız” Erol Eren, “22 Ekim - 29 Kasım arasında gerçekleşecek olan 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Taslağının Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde açıklanmasını bekleyeceğiz. Aralık ayında, bütçe görüşmelerinde Balcalı Hastanesi adına gözle görülür, elle tutulur bir sonuç çıkmaması halinde, 9-13 Aralık tarihlerinde beş gün sürecek bir iş bırakma eylemi yapacağımızı buradan duyurmak istiyorum” dedi.

Uzm. Dr. Özden Polatöz: Sermayedarların kârları artarken, çalışanlar fakirleşiyor Haber

Uzm. Dr. Özden Polatöz: Sermayedarların kârları artarken, çalışanlar fakirleşiyor

Adana Tabip Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası üyeleri, Adana Tabip Odası binası önünde bir araya gelerek "Vergide Adalet" talep etti. Başkan Uzm. Dr. Özden Polatöz, Orta Vadeli Program'ın çalışanları fakirleştirdiğini vurgularken, yüksek vergi kesintilerine ve yeni yönetmelik taslağına karşı çıktıklarını belirtti. 31 haftadır süren eylemlerin, sağlık çalışanlarının hakları için devam edeceğini ifade eden Polatöz, toplumun sağlık hakkının korunması gerektiğini dile getirdi. “Sağlık çalışanları olarak, 31 haftadır sağlık merkezleri önlerinde vergide adalet istemeye ve yetkililere seslerini duyurmaya çalışıyor” Kurumlar adına açıklamayı okuyan Başkan Uzm. Dr. Özden Polatöz, “Bugün 9 Ekim 2024 Çarşamba. Sağlık çalışanları olarak, 31 haftadır sağlık merkezleri önlerinde vergide adalet istemeye, hükümete ve milletvekillerine sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Hükümetin ilan ettiği Orta Vadeli Program (OVP) ile sermayedarların nasıl korunup kârlarına kâr kattığını, çalışanların ise yüksek enflasyon altında eriyen ücretleriyle nasıl fakirleştiğini görüyoruz. Halktan alınan dolaylı vergilerden ve çalışanların ücretlerinden peşin kesilen vergilerden elde ettiği geliri parası olana yüksek faizle dağıtıp, şirketlere çeşitli ad ve gerekçelerle kamudan sermaye aktarıp enflasyonu düşüreceğini vadeden hükümetin hesabı eylülde de şaştı. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) Eylül 2024 itibariyle enflasyonu %88,63 olarak belirlerken; Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ise %49,38 ile her zaman olduğu gibi daha düşük açıkladı. Türkiye’nin en büyük kupürlü banknotu olarak 2009’da tedavüle sokulan 200 TL, Eylül 2024 sonu itibarıyla yüksek enflasyonun ve TL’deki değer erimesinin sembolü haline geldi” şeklinde konuştu. “Sağlık çalışanlarının haklarını gözetecek şekilde ve sağlık emek-meslek örgütlerinin görüşleri doğrultusunda yönetilmelidir” Uzm. Dr. Polatöz, “Sağlık çalışanları olarak; emekçilerin bu gelirden pay alamadığını, barınma ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığını, yeterli ve dengeli beslenemediğini hem hastalarımızdan gözlemliyor hem de bizzat yaşıyoruz. Hükümet, aile hekimliği çalışanlarından kestiği yüksek vergiler yetmezmiş gibi, ücret kesintilerini içeren yeni bir yönetmelik taslağı hazırlıyor. Çalışanların ‘Eziyet Yönetmeliği’ olarak adlandırdığı aile hekimliği ödeme yönetmelik taslağında yeni aile sağlığı merkezleri açmak için gerekli paranın genel bütçe yerine mevcut ASM’lere ayrılmış sınırlı kaynaktan yapılacak ’ye varan kesinti ile sağlanması planlanıyor. Hekimlerin ve ASM çalışanlarının gelirleri artış göstermek bir yana azalmayla sonuçlanacak karmaşık ve anlaşılma matematiksel formüller ve katsayılar ile hesaplanırken, ulaşılması mümkün olmayan ya da faydalı olmayan performans kriterleri getiriliyor. Verilen hizmetin kalitesi ve önemi değil sayısı dikkate alınıyor. Bir yandan hekimle hastayı karşı karşıya bırakan anlamsız performans kriterleri getirirken hasta “memnuniyeti” (“Müşteri memnuniyeti” diye okunabilir) sağlanmazsa sözleşme feshi ile aile hekimliği çalışanlarının iş ve gelir güvencesini tamamen ortadan kaldırıyor. Hem aile hekimliği çalışanlarının hem de toplum için eziyete dönüşecek yönetmelik, güvenceli çalışmaya aykırı olduğu gibi, iyi hekimliğe ve birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerine büyük zarar verecektir. “Eziyet yönetmeliği” taslağı derhal geri çekilmeli; birinci basamak sağlık hizmetleri toplumun sağlığını koruyan, sağlık çalışanlarının haklarını gözetecek şekilde ve sağlık emek-meslek örgütlerinin görüşleri doğrultusunda yönetilmelidir” dedi. “Sağlık çalışanlarının hakları için mücadelemiz devam edecek” %35 vergi kesintisini kabul etmiyoruz. Adaletsiz vergi uygulamasına karşılık her ay sabit kalmak koşuluyla en fazla vergi kesintisi talebimizi yineliyoruz. Aile hekimliği çalışanları ve tüm sağlık çalışanları olarak 31 haftadır sürdürdüğümüz “Vergide Adalet İstiyoruz” eylemlerimizi taleplerimiz karşılanana dek her çarşamba sürdüreceğiz. Sağlık çalışanlarının iş ve gelir güvencesini tamamen ortadan kaldıran, birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerini zayıflatan, sağlık ortamında yeni tahribatlar yaratacak “eziyet yönetmeliği”ne izin vermeyeceğiz. Toplumun sağlık hakkı ve sağlık çalışanlarının hakları için mücadelemiz devam edecek” diye ifade etti.

Eren:  Türkiye ve Dünya'daki gelişmeler emekçileri derinden etkiliyor Haber

Eren: Türkiye ve Dünya'daki gelişmeler emekçileri derinden etkiliyor

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Adana Şubesi, bir yıllık değerlendirme toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda, sendika başkanı Erol Eren, Türkiye’nin ve dünyanın mevcut durumunu değerlendirerek, savaşlar, göçler ve sağcı ideolojilerin yükselmesi gibi sorunlara dikkat çekti. Ayrıca, Adana'da 30 haftadır devam eden Vergide Adalet eylemlerine de değinen Eren, Türkiye'deki gelir dağılımındaki bozulma ve sosyal hizmetlerdeki yetersizliklere dikkat çekerek var olan sorunların çözülmemesi durumunda eylem yapacaklarını belirtti. Ses Şube Başkanı Erol Eren, “Kuşkusuz dünyadaki gelişmeler Türkiye'yi de derinden etkilemektedir. Savaşlar göçler emeğe, emekçiye emekliye ,işçiye, hayvana, ormana, toprağa, suya yönelik saldırılar sağcı ideolojilerin yükselmesi ırkçılık bunlar arasında sayılabilir  Dünyada ve Türkiye'de kapitalist sistem yarattığı krizden çıkış yolu olarak bu dönemde .Savaş politikalarını önceki dönemde olduğu gibi sürdürmeye devam etmiştir. Sürekli çatışma ve savaş alanı yaratılıyor yaratılmaktadır. Bugün küresel kapitalizm tarafından dünya halklarına yaşatılan en büyük en insanlık dışı sorunlar savaşlar ve savaşların neden olduğu göçlerdir” diye ifade etti. “Gelir dağılımı hem dünya ölçeğinde hem de Türkiye'de bozulmuş durumda” Erol Eren Adana’da 30 Haftadır devam eden Vergide Adalet eylemine değinerek şunları söyledi: “30 haftadır yaptığımız vergide Adalet eylemlerinin TÜİK'e karşı düzenlenen protestoların işçi eylemlerinin, görmezden ,duymazdan bilmezden geliniyor. Yeni paketlerle vergide adaletsizlik  daha da artırılıyor .Kamuda tasarruf paketi veya diğer paketler uygulamaya koyuluyor derinleşen ekonomik krize karşı çıkış yolu olarak gördükleri ücretlerde artış yapılmayarak enflasyonda düşüşün sağlanmaya çalışılması gibi akıl dışı uygulama adaletsiz vergilendirme çeşitli ve güvence istihdam modelleri ile işçi ,emekçi ve emekliler açlık sınırının altında bir yaşamaya mahkum edilmiş .Onlarla beraber halk yoksullaştırılmıştır. Gelir dağılımı hem dünya ölçeğinde hem de Türkiye'de bozulmuş ve bu durumda sınıfsal çelişkiler derinleştirmiştir. Buna paralel olarak artan memnuniyetsizlik toplumda yeterince karşılığını bulmamıştır. Sağlık alanında yaşanılan sorunlar mobbing, liyakatsızlık, güvencesizlik ,yüksek vergi kesintileri ,angarya, düşük ücretler, yemeklerin sağlıklı olmaması ,yapılan işten sağlıklı kanser gibi hastalıklara yakalanma ,boyun ,omuz dizilerde, rahatsızlık sağlıkla şiddet aşı karşılıklı ASM'lerin bina sorunu ,tasarruf paketi ve şiddettir .” "Adana'da sorunların çözülmemesi durumda farklı biçimde eylemler gündememizde" Adana var olan sorunların çözülmemesi durumunda eylem yapacaklarını belirten Eren şunları söyledi: “İlimizde bu sorunların çözümüne yönelik yöneticilerle görüşmeler yapılmakta sorunların çözülmemesi halinde ise farklı eylem biçimleri ile konu gündemde tutulmaktadır. Sosyal hizmetlerde ise hak temelli hizmet yerine yandaşlık ilişkisini güçlendiren bağımlılık yaratan politikalar halen devam etmektedir. Hizmete ihtiyaç duyan yaşlı kadın ve çocukların yerleştirileceği sosyal hizmet kuruluşları yetersiz olduğundan sırada bekletilmekte huzurevi başvurusu yapmış ve işlemleri tamamlanmış yaşlılar sırada beklerken ölüm haberleri alınmaktadır. Maliyeti yüksek olan sosyal hizmet kuruluşlarına (huzurevleri engelli kurum bakım) hizmeti talebi azaltmak için uygulanmaya koyulan Engelli Evde Bakım Hizmeti  engellinin yakını olan bakım hizmeti verenlere düşük ücretler. Hastanelerin iş yeri, hastaların müşteri haline geldiği bu sistemde sağlık hizmetlerinin değerlendirilmesinde karlılık göz önünde tutulmuş niteliği değil niceliğe öncelik verilmiştir.”

Işık: Sağlıkta şiddet sona ermelidir, güvenli çalışma alanları sağlanmalıdır Haber

Işık: Sağlıkta şiddet sona ermelidir, güvenli çalışma alanları sağlanmalıdır

Adana Tabipler Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), dün Adana’nın Seyhan ilçesinde bulunan Dumlupınar Aile Sağlığı Merkezi'nde görevli Dr. Can Cevher Gürler’in bir hasta tarafından fiziksel şiddete maruz kalmasının ardından basın açıklaması düzenledi. SES Adana Şube Eşbaşkanı Belgin Işık’ın okuduğu açıklamasında, Dr. Gürler’in saldırı sonrası hastaneye kaldırıldığı ve yoğun bakımda olduğu belirtildi. Işık, sağlık çalışanlarının zor koşullarda çalıştığını, Sağlıkta şiddet sona ermelidir, güvenli çalışma alanları sağlanması gerektiğini belirtti. SES Adana Sube Eşbaşkanı Belgin Işık "İlimiz Seyhan İlçesi, Dumlupınar Aile Sağlığı Merkezi'nde görevli Dr. Can Cevher Gürler’in bir hastanın fiziksel şiddetine maruz kaldığını, saldırı sonrasında hastaneye kaldırılan Dr. Gürler’ in yoğun bakıma alındığını öğrendik. Buradan doktor arkadaşımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, acil şifalar diliyoruz. Tüm toplumu sağlıkta şiddetin diğer alanlarda yaşanan şiddet  kadar önemli olduğunu görmeye ve şiddet yaratmayan sağlık sistemi mücadelesini birlikte vermek için sorumluluk almaya davet ediyoruz. “Sağlık emekçileri olarak zor koşullarda çalışıyoruz” SES Adana Sube Eşbaşkanı Belgin Işık, “Sağlık emekçileri olarak zor koşullarda çalışıyoruz. Zorluğa rağmen, en iyi şekilde hizmet vermek için gücümüzün üzerinde çaba gösteriyoruz. Tüm bu zorlukların yanında ülkenin her tarafında hasta, hasta yakınları ve liyakatsiz yöneticilerin şiddetine, mobbingine maruz kalıyoruz.  10 Eylül 2024 tarihinde de, İlimiz Seyhan İlçesi, Dumlupınar Aile Sağlığı Merkezi'nde görevli Dr. Can Cevher Gürler’in bir hastanın fiziksel şiddetine maruz kaldığını, saldırı sonrasında hastaneye kaldırılan Dr. Gürler’ in yoğun bakıma alındığını öğrendik. Buradan doktor arkadaşımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, acil şifalar diliyoruz” diye ifade etti. “Sağlıkta piyasacı değil kamucu politikaların uygulanması ve yaşam hakkımızın korunması için göreve çağırıyoruz” Işık basın açıklamasında yetkililere seslenerek şiddetin engellenmesi gerektiğine değinerek şunları söyledi: “Şiddeti doğuran, besleyerek büyüten sebepler ortadan kaldırılmadıkça hiçbir sağlık emekçisi güvende olmayacaktır. Yetkilileri bir an önce sağlık emekçilerine yönelik şiddetin önlenmesi konusunda işin kaynağına dönmeye, sağlıkta piyasacı değil kamucu politikaların uygulanması ve yaşam hakkımızın korunması için göreve çağırıyoruz.” “Sağlıkta şiddet sona ersin diyoruz” Belgin Işık, “Sağlıkta kriz giderek derinleşirken iktidara ve sağlık bakanına sesleniyor ve sorumluluklarını hatırlatmak istiyoruz;  Bir tek doktorun bir tek sağlık emekçisinin dahi şiddete maruz kalmasına tahammülümüz yok.  Yaşanan bu sorunların kaynağının uygulanan sağlık politikalarının sonucu olduğunu biliyoruz.  Sağlıkta yaşanan sorunlara geçici, çözüm olmaktan uzak, günü kurtaran ve şiddeti besleyen politikalardan vazgeçin.  Sağlıkta Dönüşüm Programını hemen terk edin. Etkin ve caydırıcı sağlıkta şiddet yasasını çıkarın. -Güvenli çalışma alanları oluşturun. İdareciler belirlenirken liyakati esas alın. Bizler, tüm toplumu sağlıkta şiddetin  diğer alanlarda yaşanan şiddet  kadar önemli olduğunu görmeye ve şiddet yaratmayan sağlık sistemi mücadelesini birlikte vermek için sorumluluk almaya davet ediyoruz ve sağlıkta şiddet sona ersin diyoruz”   

Adana’da sağlık çalışanları vergide adalet istiyor Haber

Adana’da sağlık çalışanları vergide adalet istiyor

Adana Tabipler Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, 26 haftadır sürdürdükleri 'Vergide Adalet İstiyoruz' kapsamında basın açıklaması yaptı. Belediye Evleri 2 Nolu Aile Sağlığı Merkezi önünde yapılan açıklamada, sağlık çalışanlarının düşük maaşlarına rağmen yüksek vergi oranlarıyla karşı karşıya kaldığı ifade edildi. TTB – AHEK Üyesi Dr. A. Erhan Özeren, “Sürekli fiyatları artan mal ve hizmetlerin gerisinde kalan ücretlerin çalışanları nasıl yoksullaştırdığını yaşıyoruz” dedi. Dr. A. Erhan Özeren konuşmasında şu ifadelere yer verdi. “Sağlık çalışanları ve ücretli kesim, yapılan yüksek vergi kesintileri yüzünden yılın ilk ayında alınan ücreti bile alamaz olduk. Sürekli fiyatları artan mal ve hizmetlerin gerisinde kalan ücretlerin çalışanları nasıl yoksullaştırdığını yaşıyoruz. Gelir İdaresi Başkanlığı, 2023 Türkiye genelinde en fazla vergi beyan eden mükellefleri ilan ederken, esas itibariyle çalışanların en çok vergi ödeyen kesim olduğu gün yüzüne çıktı. Üstelik en çok vergi ödeyen ilk 100 kişinin 73’ü isminin açıklanmasını istemeyerek şeffaf olmayan bir yönetimin bir örneği daha sergilenmiş oldu. Cari açığı çalışanlardan alınan vergilerle kapatıp, israf, faiz ve ranta dağıtmaktan vazgeçin!” “Milyarlarca lira kar eden şirketlerden bile vergi alınmazken çalışanlardan %35 vergi alınmasını kabul etmiyoruz” Özeren, “Zaten her gün kamuoyuna açıklanan yüksek karlı şirketlerin beyan ettikleri vergi borçlarının bile ertelendiğini, müdafiyeler sağlandığını, affedildiğini öğreniyoruz. Ayda yaklaşık 20 bin TL alan ücretliden %27, 50 bin TL alan ücretliden brüt gelirinin %35 oranında, eline geçen miktardan %51 oranından vergiyi kaynağından kesen hükümetin ücretli kesim aleyhine politik tercihte bulunduğu açıktır. Milyarlarca lira kar eden şirketlerden bile vergi alınmazken çalışanlardan %35 vergi alınmasını kabul etmiyoruz” dedi. “Her ay sabit kalmak koşuluyla en fazla vergi kesinti oranlarını hayata geçirilmesini istiyoruz” Dr. A. Erhan Özeren, “Bu adaletsiz ve eşitsiz vergi uygulamasına karşılık her ay sabit kalmak koşuluyla en fazla vergi kesinti oranlarını hayata geçirilmesini istiyoruz. Bunun için 26 haftadır sürdürdüğümüz mücadelemizi sonuç alana dek devam ettirmede kararlıyız. Lütfen Sağlık çalışanlarının çağrısını duyun! Tüm çalışanları, emeğiyle geçine halkımızı, bu derin yoksullaşmaya, gelirde ve vergide dayatılan eşitsizliğe/adaletsizliğe karşı çıkmaya, her hafta Çarşamba günleri sürdürdüğümüz hak alma mücadelemizi büyütmeye çağırıyoruz” diyerek basın açıklamasını sonlandırdı.

Dr. Hakan Şen: Sorunun çözümü acı reçetelerde değil, adil vergi politikalarında yatıyor Haber

Dr. Hakan Şen: Sorunun çözümü acı reçetelerde değil, adil vergi politikalarında yatıyor

Adana Tabip Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası'nın yürüttüğü 'Vergide Adalet İstiyoruz' kampanyası, 24 haftadır devam ediyor. Kiremithane Aile Sağlığı Merkezi önünde düzenlenen basın açıklamasında Adana Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Hakan Şen, hükümetin vergi ve gelir adaletini sağlaması gerektiğini vurguladı. Dr. Şen, ekonomik kriz ve vergi kesintileri nedeniyle sağlık çalışanlarının ve hastaların zor durumda kaldığını, memleketin büyük çoğunluğunun yoksulluk sınırının altında yaşadığını ifade etti. Dr. Şen, “Vergide adalet istiyoruz. Ekonomik kriz sağlık sistemini ve vatandaşları olumsuz etkiliyor. Bu sorunun çözümü acı reçetelerde değil, adil vergi politikalarında yatıyor” dedi. “Yaratılan ekonomik kriz ile hastalarımız kronik hastalık ilaçlarının farkını ödeyemez hale geliyor” 21 Şubat’ta ‘Vergide Adalet İstiyoruz’ eylemlerini başlattıklarını söyleyen Dr. Hakan Şen, “Sağlık çalışanları ve emeğiyle geçinen yüzbinler, bir yandan hayat pahalılığı altında ezilirken, diğer yandan vergi kesintileri nedeniyle yaşamını idame ettirmekte zorlanıyor. Haziran ayında kamu çalışanlarının maaşlarına yapılan artış henüz cebimize girmeden eridi. Enflasyon farkı olan zam ile ocak ayında aldığımız ücreti ancak alabilir hale geldik. Önümüzdeki beş ay boyunca artacak vergi kesintileriyle yılın ilk ayında aldığımız ücretin altında bir gelirle karşı karşıya kalacağız. İki haftadır denetim adı altında eczanelere vergi baskınları yapılırken; vergi ödemeyen, vergi muafiyeti getirilen imtiyazlı şirketlerin bilgileri bir bir basına yansıyor ve buna yönelik hiçbir adım atılmıyor. Yaratılan ekonomik kriz ile hastalarımız kronik hastalık ilaçlarının farkını ödeyemez hale geliyor. Emekli hastalarımız eczanelerde reçete farkını ödemek için kredi kartı kullanmak zorunda kalıyor” diye ifade etti. “Memleketimizin büyük çoğunluğu yoksulluk sınırında bir ücreti hayal bile edemiyor” Dr. Hakan Şen, “Bugün dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 67 bin lira. Memleketimizin büyük çoğunluğu yoksulluk sınırında bir ücreti hayal bile edemiyor. Siz bu ücreti alandan 30 bin lira vergi kesmeyi reva görüyorsunuz ama devasa tekstil firmaları üç yılda 9 bin 431 lira vergi ödemiş, onlara vergi kaçağını sormuyorsunuz. Ekonomik kriz bizi hasta ediyor. Acı reçete değil, ‘Vergide Adalet’ istiyoruz. Yarattığınız ekonomik krizin biz sabit gelirlileri sağlığından ettiğini biliyoruz, her gün hastalarımızdan duyuyoruz. Ne tedavilerini olabiliyorlar ne sağlıklı beslenebiliyorlar ne randevu bulabiliyorlar. Bu bizim reçetemizle düzelecek bir sağlık sorunu değildir. Siz de biz emekçilere acı reçete dayatmaktan vazgeçin.Her gün bir yangın haberi ile sarsılıyoruz. Ancak vergilerimizin yangın söndürme araçları için değil, protokol araçları için harcandığını görüyoruz. Söz verdiğiniz görevinizi yapın, bizden topladığınızı bizim için harcayın. Bizim vergilerimizle şehir hastanelerinin bir avuç müteahhidine milyarlarca dolar veriyorsunuz. O şehir hastanelerine ödediğiniz 42 dakikalık kira ile bir aile sağlığı merkezi yapılabilir. Siz bunu yurttaşlara değil, bir avuç sermayedarınıza harcıyorsunuz. Biz de randevu peşinde, doktor peşinde, ilaç peşinde koşmak zorunda kalıyoruz” dedi.

Uzm. Dr. Özden Polatöz: Gelir ve vergide adalet için sesimizi yükseltmeliyiz Haber

Uzm. Dr. Özden Polatöz: Gelir ve vergide adalet için sesimizi yükseltmeliyiz

Adana'da, Adana Tabip Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası'nın düzenlediği ‘Vergide Adalet İstiyoruz’ eylemleri, 23 haftadır devam ediyor. Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Özden Polatöz, sağlık çalışanları ve sendika üyeleriyle birlikte Adana Tabipler Odası’nda yaptığı basın açıklamasında, artan gelir eşitsizliği ve vergi adaletsizliğine dikkat çekti. Polatöz, yüksek vergilerin yoksulluğu derinleştirdiğini ve bu adaletsizliklerin halkın sağlığını da olumsuz etkilediğini vurguladı. Eylemlerin, gelir ve vergide adalet sağlanana kadar devam edeceğini belirtti. “Gelir eşitsizliği ve adaletsizliğinin daha da artacağı endişesiyle acilen gelirde ve vergide adalet için sesimizi daha fazla yükseltmeliyiz” ‘Vergide Adalet İstiyoruz’ eylemlerinin 23. Haftasında oldukları belirten Uzm. Dr. Özden Polatöz basın açıklamasına başlarken şunları söyledi: “Ülkemizde artan enflasyon karşısında düşük kalan maaş ve ücretler yoksulluk sınırının da altına düşerek asgari ücret seviyesine yaklaşırken, çalışanlardan alınan yüksek vergiler eşitsizliği artırıp yoksulluğu derinleştiriyor. Üstelik adaletsizce kesilen vergilerden oluşan hazine gelirinin büyük kısmı, Arjantin’den sonra dünyanın en yüksek faizini veren Türkiye’de faiz giderlerine harcanıyor. Enflasyon ve İşsizlik Artıyor, Çalışanlar Yoksullaşıyor; Yönetemiyorsunuz! Gelir ve vergide adalet taleplerimize kulak tıkayan hükümetin elektrikten sonra doğalgaza da %38 oranında zam yapması, giderek artan işsizlik ve yüksek faiz dönemi ile birlikte bir durgunluk dönemine girdiği anlaşılıyor. Önümüzdeki dönemde emeğiyle geçinen halkın ve çalışanların yaşayacağı gelir eşitsizliği ve adaletsizliğinin daha da artacağı endişesiyle acilen gelirde ve vergide adalet için sesimizi daha fazla yükseltmeliyiz.” “Halkımızın derin yoksulluğuna tanıklık eden sağlık çalışanları olarak itiraz ediyoruz” Uzm. Dr. Özden Polatöz, “Ülkemizde yaşanan derin yoksulluğun, en çok sağlığını korumaya çalıştığımız çocukları etkilediğini görüyoruz. Nitekim Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın “Çocuk Desteği Bileşeni” kapsamında 2,2 milyon hanedeki 5,4 milyon çocuk için 900 milyon TL’lik ödeme yapıldığını açıklamasının, çocuk yoksulluğunun boyutunu göstermesi bakımından önemli olduğunu düşünüyoruz. Çocuk yoksulluğunun önlenmesinin, çocuklar hastalanmasın diye yaptığımız aşı kadar önemli olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Halkın Sağlık Hakkı İçin Yoksulluğa İtirazımız Var! Bir sosyal hukuk devletinde halkın yeterli ve dengeli beslenmesi, sağlıklı konutlarda yaşaması, temiz çevrede sağlıklı hava soluması, gelir ve gelecek kaygısı olmadan, ruhsal ve sosyal yaşamını sürdürmesi öncelikli sağlık hakkıdır. Halkımızın derin yoksulluğuna tanıklık eden sağlık çalışanları olarak itiraz ediyoruz” dedi. “Derin yoksulluk yaşayan hastalarımızla, halkımızla bu mücadeleyi kazanacağız” Başkanı Uzm. Dr. Özden Polatöz basın açıklamasında haftalardır çarşamba günleri sürdürdüğümüz eylemlerimiz haklarımıza kavuşuncaya dek süreceğini belirterek şunları söyledi: “Türkiye’nin dört bir yanında sağlık merkezleri önlerinde, vergi dairelerinin kapısında 23 haftadır ‘Vergide Adalet’ istiyoruz. Yılın ilk ayından itibaren, düşük düzeyde tutulan vergi dilimleri nedeniyle ücretlerimizden yüksek vergi kesintileri yapılıyor. Bu kesintiler yılsonuna doğru %35 civarına çıkıyor. Bu adaletsiz ve eşitsiz vergi uygulamasına karşılık her ay sabit kalmak koşuluyla en fazla vergi kesinti talebini yineliyoruz. Vergide ve gelirde adalet için 23 haftadır çarşamba günleri sürdürdüğümüz eylemlerimiz haklarımıza kavuşuncaya dek sürecektir. Derin yoksulluk yaşayan hastalarımızla, halkımızla bu mücadeleyi kazanacağız.”

Adana’da ‘Vergide Adalet İstiyoruz’ eylemi devam ediyor Haber

Adana’da ‘Vergide Adalet İstiyoruz’ eylemi devam ediyor

Adana Tabip Odası (ATO) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)’nın ‘Vergide Adalet İstiyoruz’ eylemi Türkiye’nin birçok ilinde Aile Sağlığı Merkezleri önlerinde, Hastane bahçelerinde, Vergi Dairelerinin kapısında 22 haftadır sürüyor. Adana Halk Sağlığı Müdürlüğü binası önünde bir araya gelen hekim ve sağlık çalışanları adına basın açıklamasını Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr.Özden Polatöz okudu. Uzm. Dr. Polatöz, “Bugün 7 Ağustos 2024 Çarşamba 6 aydır ‘Vergide Adalet İstiyoruz’ eylemlerimizi sürdürüyoruz. Vergide adalet talebimize, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ‘vergide adaleti sağlayacağız’ diyerek TBMM getirdiği yeni vergi kanunu ile vergide adaleti sağlamak yerine halkın sırtına yeni vergiler yükleyerek tarafını belli etmiştir. TÜİK %61.8 ENAG 0.8 birileri doğru söylemiyor” dedi. Uzm. Dr. Polatöz, açıklamasında vergi adaletsizliğine dikkat çekerek, “Her geçen gün karlarını sürekli artıran birçok şirketin zarar ettiği gerekçesiyle vergi ödemediği teşvik ve destek aldığı, vergi muafiyetleri, vergi aflarına uğradıkları ortaya çıkınca Maliye Bakanlığı açıklama yapmak zorunda kalmıştır. Hazine ve Maliye Bakanlığı, ‘Zarar ettiğini beyan eden 735 şirket hakkında incelemenin sürdüğünü, ‘mükellefler isterse açıklama yapabilirler’ denilerek vergi adaletsizliğini kabul etmiş ama bu şirketlerin teşhir edilmesine tepki göstermiştir. Sürekli artan mal ve hizmet fiyatları karşısında çalışanların buharlaşan ücretleri, açıklanan düşük enflasyon oranları Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) da temmuz ayına ilişkin enflasyon verilerine göre TÜFE 12 aylık artışı 0,88)ile ücret artışları düşük kalırken, artan vergi yükü karşısında asgari yaşam koşullarını sağlamak zorlaşmıştır. Artık herkesin öğrendiği gibi, vergi ödemeyen, hazineden teşvik alan, borçları silinen şirketleri koruyan kollayan hükümetin ücretliden yüksek vergi aldığı bu durumun böyle devam edemeyeceği açıktır” diyerek ifade etti. Basın açıklamasında Uzm. Dr. Özden Polatöz, vergi adaleti konusundaki taleplerini sıralayarak şunları söyledi: Çalıştığımız hastane işletmeleri sıfır vergi verirken, çalışanlardan %35 vergi almak vergide adaletsizliğin en açık örneğidir. Bu ülkede vergilerin yüzde sekseninin biz ücretli ve sabit gelirlilerden alınması vergide adaletli midir? Milyarlarca lira kar eden şirketlerden bile vergi alınmazken bizden %35 vergi alınması adaletli midir? Tüketici fiyatları bazında temmuzda en fazla fiyat artışı yüzde 38 ile elektrikte, en fazla fiyat düşüşü ise yüzde 14,92 ile patates te olmuştur. Halkın artık patates bile almakta zorlanması adaletli midir? Bir avuç sermayedar her gün milyonlarca lira harcarken milyonlarca vatandaşın ay sonunu getirmede zorlanması adaletli midir?” “Adalet için 22 haftadır Çarşamba günleri sürdürdüğümüz eyleme katılmaya, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz” Uzm. Dr.Özden Polatöz, vatandaşları her Çarşamba sürdükleri eyleme çağırarak şunları söyledi: “ Yılın ilk ayından itibaren, tercihen düşük düzeyde tutulan vergi dilimleri nedeniyle ücretlerimizden yüksek vergi kesintileri yılsonuna doğru %35 civarına çıkıyor. Bu adaletsiz ve eşitsiz vergi uygulamasına karşılık her ay sabit kalmak koşuluyla en fazla vergi kesinti oranlarını hayata geçirilmesi talebinde ısrarlıyız. Buradan ve Türkiye’nin dört bir yanında ağır yoksulluk altında yaşayan tüm yurttaşlarımızı, Vergide ve Gelirde Adalet için 22 haftadır Çarşamba günleri sürdürdüğümüz eyleme katılmaya, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.