TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sağlık Emekçileri

İLKHABER-Gazetesi - Sağlık Emekçileri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık Emekçileri haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Uzm. Dr. Özden Polatöz: Sermayedarların kârları artarken, çalışanlar fakirleşiyor Haber

Uzm. Dr. Özden Polatöz: Sermayedarların kârları artarken, çalışanlar fakirleşiyor

Adana Tabip Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası üyeleri, Adana Tabip Odası binası önünde bir araya gelerek "Vergide Adalet" talep etti. Başkan Uzm. Dr. Özden Polatöz, Orta Vadeli Program'ın çalışanları fakirleştirdiğini vurgularken, yüksek vergi kesintilerine ve yeni yönetmelik taslağına karşı çıktıklarını belirtti. 31 haftadır süren eylemlerin, sağlık çalışanlarının hakları için devam edeceğini ifade eden Polatöz, toplumun sağlık hakkının korunması gerektiğini dile getirdi. “Sağlık çalışanları olarak, 31 haftadır sağlık merkezleri önlerinde vergide adalet istemeye ve yetkililere seslerini duyurmaya çalışıyor” Kurumlar adına açıklamayı okuyan Başkan Uzm. Dr. Özden Polatöz, “Bugün 9 Ekim 2024 Çarşamba. Sağlık çalışanları olarak, 31 haftadır sağlık merkezleri önlerinde vergide adalet istemeye, hükümete ve milletvekillerine sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Hükümetin ilan ettiği Orta Vadeli Program (OVP) ile sermayedarların nasıl korunup kârlarına kâr kattığını, çalışanların ise yüksek enflasyon altında eriyen ücretleriyle nasıl fakirleştiğini görüyoruz. Halktan alınan dolaylı vergilerden ve çalışanların ücretlerinden peşin kesilen vergilerden elde ettiği geliri parası olana yüksek faizle dağıtıp, şirketlere çeşitli ad ve gerekçelerle kamudan sermaye aktarıp enflasyonu düşüreceğini vadeden hükümetin hesabı eylülde de şaştı. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) Eylül 2024 itibariyle enflasyonu %88,63 olarak belirlerken; Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ise %49,38 ile her zaman olduğu gibi daha düşük açıkladı. Türkiye’nin en büyük kupürlü banknotu olarak 2009’da tedavüle sokulan 200 TL, Eylül 2024 sonu itibarıyla yüksek enflasyonun ve TL’deki değer erimesinin sembolü haline geldi” şeklinde konuştu. “Sağlık çalışanlarının haklarını gözetecek şekilde ve sağlık emek-meslek örgütlerinin görüşleri doğrultusunda yönetilmelidir” Uzm. Dr. Polatöz, “Sağlık çalışanları olarak; emekçilerin bu gelirden pay alamadığını, barınma ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığını, yeterli ve dengeli beslenemediğini hem hastalarımızdan gözlemliyor hem de bizzat yaşıyoruz. Hükümet, aile hekimliği çalışanlarından kestiği yüksek vergiler yetmezmiş gibi, ücret kesintilerini içeren yeni bir yönetmelik taslağı hazırlıyor. Çalışanların ‘Eziyet Yönetmeliği’ olarak adlandırdığı aile hekimliği ödeme yönetmelik taslağında yeni aile sağlığı merkezleri açmak için gerekli paranın genel bütçe yerine mevcut ASM’lere ayrılmış sınırlı kaynaktan yapılacak ’ye varan kesinti ile sağlanması planlanıyor. Hekimlerin ve ASM çalışanlarının gelirleri artış göstermek bir yana azalmayla sonuçlanacak karmaşık ve anlaşılma matematiksel formüller ve katsayılar ile hesaplanırken, ulaşılması mümkün olmayan ya da faydalı olmayan performans kriterleri getiriliyor. Verilen hizmetin kalitesi ve önemi değil sayısı dikkate alınıyor. Bir yandan hekimle hastayı karşı karşıya bırakan anlamsız performans kriterleri getirirken hasta “memnuniyeti” (“Müşteri memnuniyeti” diye okunabilir) sağlanmazsa sözleşme feshi ile aile hekimliği çalışanlarının iş ve gelir güvencesini tamamen ortadan kaldırıyor. Hem aile hekimliği çalışanlarının hem de toplum için eziyete dönüşecek yönetmelik, güvenceli çalışmaya aykırı olduğu gibi, iyi hekimliğe ve birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerine büyük zarar verecektir. “Eziyet yönetmeliği” taslağı derhal geri çekilmeli; birinci basamak sağlık hizmetleri toplumun sağlığını koruyan, sağlık çalışanlarının haklarını gözetecek şekilde ve sağlık emek-meslek örgütlerinin görüşleri doğrultusunda yönetilmelidir” dedi. “Sağlık çalışanlarının hakları için mücadelemiz devam edecek” %35 vergi kesintisini kabul etmiyoruz. Adaletsiz vergi uygulamasına karşılık her ay sabit kalmak koşuluyla en fazla vergi kesintisi talebimizi yineliyoruz. Aile hekimliği çalışanları ve tüm sağlık çalışanları olarak 31 haftadır sürdürdüğümüz “Vergide Adalet İstiyoruz” eylemlerimizi taleplerimiz karşılanana dek her çarşamba sürdüreceğiz. Sağlık çalışanlarının iş ve gelir güvencesini tamamen ortadan kaldıran, birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerini zayıflatan, sağlık ortamında yeni tahribatlar yaratacak “eziyet yönetmeliği”ne izin vermeyeceğiz. Toplumun sağlık hakkı ve sağlık çalışanlarının hakları için mücadelemiz devam edecek” diye ifade etti.

Eren: Büyük hastanelerde iş yükü sağlık emekçilerinin güvenliğini tehdit ediyor Haber

Eren: Büyük hastanelerde iş yükü sağlık emekçilerinin güvenliğini tehdit ediyor

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Adana Şehir Hastanesinin önünde bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi. Basın metnini SES Adana Şube Eş Başkanı Erol Eren  okudu. Eren, sağlık hizmetlerinin toplumun ve sağlık emekçilerinin çıkarlarına uygun şekilde sunulması gerektiğini ifade ederek büyük hastanelerdeki iş yükünün sağlık emekçilerinin güvenliğini tehdit edebileceğini ve bu tür sorunların ancak eşitlikçi ve özgürlükçü bir anlayışla çözülebileceğini vurguladı. “Sağlık hizmetlerinin toplumun çıkarlarına göre düzenlenmesi  gerekiyor” SES Adana Şube Eş Başkanı Erol Eren, “Sağlık hizmetlerinin halkın ve sağlık emekçilerinin çıkarlarına uygun bir biçimde sunulması gerektiğine inanıyoruz. Kamu hastanelerinde ihtiyaç duyulan her zaman ve mekanda ciro ve kira baskısı olmaksızın ,sadece tıp biliminin gereklerine göre nitelikli toplumsal sağlık hizmetleri sunmak istiyoruz .Sağlık hizmetlerinin toplumun çıkarlarına göre düzenlenmesi  gerektiği, bilinciyle, kentimizi , halkımızı ve emeğimizi bir bütün olarak görüyoruz .Somut Önerilerimiz :Sağlık hizmetlerinin tüm basamakları kamu eliyle geliştirilmeli ve örgütlenmelidir .Halkın sağlık hizmetleri hakkında söz sahibi olduğu mekanizmalar oluşturulmalıdır. Sağlık giderleri genel bütçeden karşılanmalıdır. Yurttaşlar için eşit ,parasız ve nitelikli sağlık hizmetlerine erişim sağlanmalıdır .Sağlık çalışanları için insan onuruna yaraşır çalışma ortamları ve adil ücret politikaları uygulanmalıdır” diye ifade etti. “Büyük ve yoğun hastanelerde oluşacak iş yükü sağlık emekçilerinin sağlık güvenliği risklerini artıracaktır” Erol Eren basın açıklamasında büyük hastanede çalışan kişilerin yaşayacağı sorunlara değinerek şunları söyledi: “Örneğin Adana Şehir Hastanesi Balcalı Hastanesi'ne ve Yüreğir Devlet Hastanesi'ne 10 dakika uzaklıktadır bu alana yapılan hastane için yollar sonradan yapılmış ve dört kez değişiklik yapılmıştır. Bu bölgeye trafik yoğunluğu getiren hastaneye erişim zorlanmış, halkın hastaneye ulaşımı ciddi bir sorun haline gelmiştir. Sağlık emekçileri olarak sağlık hizmetlerinin toplumsal bir kriz içinde olduğunu ve bu krizden çıkışın sadece sermaye odaklı projelerle değil, eşitlikçi ,özgürlükçü bir anlayışla sağlanabileceğini savunuyoruz . Büyük ve yoğun hastanelerde oluşacak iş yükü sağlık emekçilerinin sağlık güvenliği risklerini artıracaktır .İş stresi, kronik , yorgunluk , tükenmişlik gibi psiko-sosyal riskler de artacaktır .Sonuç olarak sağlık hizmetlerinin tüm bileşenleri ile kamu tarafından kadrolu ve güvenceli sağlık emekçileri eliyle sunulması gerekmektedir .”

Şahin: Şiddet, toplumun sağlığına ve güvenliğine yönelik bir tehdittir Haber

Şahin: Şiddet, toplumun sağlığına ve güvenliğine yönelik bir tehdittir

Adana'nın Seyhan ilçesinde, Dumlupınar Aile Sağlığı Merkezi'nde görevli Dr. Can Cevher Gürler, muayene sırasında Seracettin D. tarafından saldırıya uğradı. Olayın ardından Dr. Gürler, Seyhan Devlet Hastanesi'nde yoğun bakıma alındı. Saldırganın, Milli Eğitim Müdürlüğü için işe giriş raporu talep ettiği ve talebinin reddedilmesi üzerine saldırıyı gerçekleştirdiği öğrenildi. Dr. Gürler'in sağlık durumu ciddiyetini koruyor. Adana’da sağlık çalışanları, Seyhan Devlet Hastanesi Acil Polikinik önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklama, AHEF Adana Aile Hekimleri Federasyonu 2. Başkanı Yakup Şahin ve  Genel- İş Sendikası Genel Başkanı Musa Uğur tarafından okundu. Basın açıklamasına Adana Aile Hekimleri Derneği, Osmaniye Aile Hekimleri Derneği, Genel Sağlık-İş Sendikası, Hekim Birliği Sendikası, Birinci Basak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası, Tüm Yerel-Sendikası Adana Şubesi, Eğitim-İş Adana Şubeleri, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Adana Başkanı, Mersin Aile Hekimleri Derneği ve Sağlık-Sen Birlik Dayanışma Sendikası katıldı. AHEF Adana Aile Hekimleri Federasyonu  2. Baskani Yakup Şahin, “Dün, Dumlupınar Aile Sağlığı Merkezinde görev yapan aile hekimi meslektaşımız Doktor Can Cevher Gürler, bir şahsın usulsüz rapor talebine hayır dediği için sağlık teröristlerince kafasına  vurularak vahşice darp edildi. Yaşanan bu şiddet olayı sonucunda Doktor Gürler’in sol omuzu çıkmış, kafasında 5 sütür gerektiren bir kesi meydana gelmiştir. Seyhan Devlet Hastanesi yoğun bakımında yatan meslektaşımızın hayati tehlikesi sürmektedir. Şiddete karşı tepkimizi göstermek adına Adana ilimiz için 1 günlük iş bırakma kararı aldık. Aile hekimliği çalışanlarının daha güvenli koşullarda hizmet verebilmesi ve bu tür saldırıların bir daha yaşanmaması için meslektaşlarımızla buradayız” diye ifade etti. Şahin, “Bu tür saldırı, aslında toplumun sağlığına ve güvenliğine yapılmış bir saldırıdır” Sağlık çalışanlarına yönelik her türlü saldırının toplumun sağlığına yapıldığını vurgulayan Yakup Şahin şunları söyledi: “Bu yaşanan vahim olay, sağlıkta şiddetin geldiği kabul edilemez boyutu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Hayatlarını insan sağlığına adamış sağlık çalışanlarına yönelik her türlü saldırı, aslında toplumun sağlığına ve güvenliğine yapılmış bir saldırıdır. Bizler korunmadan, toplumsal sağlığın sürdürülebilirliği mümkün değildir. Şiddet gören kişi dün Can’dı, Hürkal’dı, Öner’di.. Sadece yakın zamanda bile aile sağlığı merkezlerinde yaşanan şiddet olaylarının ne denli çok olduğu ortada! Usulsüz isteklere, hukuksuz taleplere bilimin ışığında boyun eymediğimiz, hayır dediğimiz için hastalarla karşı karşıya getiriliyoruz. Darp ediliyoruz, öldürülüyoruz. Yarın sıranın kime geleceğini bilmiyoruz. Aile sağlığı merkezlerimizde can güvenliğimiz yok, güvenli çalışma ortamları istiyoruz, bize sahip çıktığını bildiğimiz bir Sağlık Bakanlığı istiyoruz.” Şahin, “Şiddetin son bulması için harekete geçecek misiniz?” Genel- İş Sendikası Genel Başkanı Musa Uğur basın açıklamasında Sağlık Bakanlığına seslenerek şunları söyledi: “Unutulmamalıdır ki, şiddetin tamamen son bulması adına kalıcı ve etkin çözümler kaçınılmazdır. Bu sebeple yetkilileri bir kez daha sağlık sistemindeki şiddeti körükleyen aksaklıkları gidermeye, sağlıkta şiddetle mücadelede sağlık teröristlerini en ağır şekilde cezalandıracak yasal düzenlemeleri acilen hayata geçirmeye çağırıyoruz. Sağlık Bakanımız koruyucu sağlık hizmetlerini öncelediğini söylüyor, bunu ancak çalışanlarını koruyarak yapabilir. Söyleyin gerçekten yanımızda mısınız? Şiddetin son bulması için harekete geçecek misiniz? Yoksa siz de bizleri korumasız bir şekilde aile sağlığı merkezlerinde yalnızlığımıza terk mi edeceksiniz? Şifa vermek için güvenliğimizin nasıl sağlanacağının çözümleri biz de gelin, birlikte sağlıkta şiddete dur diyelim.” Uğur, “Geleceği belli olan bu felaket sağlıkta şiddet konusunda caydırıcı önlemlerin alınmaması sonucunda ortaya çıkmıştır” Musa Uğur basın açıklamasında saldırganın daha öncedende aynı doktoru benzer sebepler yüzünden karakolluk olduklarına değinerek şu ifadeleri kullandı:  “Aile Hekimi, tıbben gerekli görerek hastaya rapor verebilir veya uygun görmeyerek vermeyebilir. Cani, doktorun bu yetkisini görmeyerek, bu raporu vereceksin diyerek ısrar etmiştir. Bu yetmez gibi doktor meslektaşımıza çelik çaydanlık fırlatarak yaralanmasına, fiziksel müdahale yaparak da sol omzunda çıkık, kafa tasında çatlak ve bedeninde çeşitli yaralar oluşmasına neden olmuştur. Doktor meslektaşımız kafasına dikiş atılarak Beyin Cerrahi Yoğun Bakımda gözlem altına alınmıştır. Şu anda basın açıklaması yaptığımız bu binada yaşam mücadelesi vermektedir. Bu saldırgan, daha önce de aynı doktorumuzla benzer sebeplerden karakolluk olmuş, emniyet mensupları tarafından uzlaşı sağlanmış sonrasında Aile Hekimliği kaydını başka bir hekime taşımak zorunda kalmıştır. Geleceği belli olan bu felaket sağlıkta şiddet konusunda caydırıcı önlemlerin alınmaması sonucunda ortaya çıkmıştır.” Uğur, “Sağlıkta şiddetin önüne geçilebilmesi için sağlık bakanlığından, hastane idaresine kadar herkes üstüne düşün sorumluluğu yapmalı” Uğur, "Ülkemizde; hekimlerin kurşunlandığı, bıçaklandığı, kafasında kaldırım taşı kırıldığı ya da kafasına çaydanlık fırlatıldığı günler yaşanmaktadır.  Sağlık emekçileri, görevlerini yaparken can güvenlikleri hiçe sayılmakta ve her geçen gün artan şiddetin kurbanı olmaktadırlar.  Sağlık çalışanları, çalışma alanlarında şiddeti iliklerimize kadar  hissetmektedir.  üstelik şiddet ortamının çalışma hayatımızın bir parçası haline gelmesi  sağlık hizmetlerini sağlıklı şekilde vermemizi engellemektedir. Yaşanan bu şiddetin en önemli sebeplerinden birisi kurumların birbirinden bağımsız, keyfiyetlerine göre istedikleri sağlık raporlarıdır.  Sağlıkta şiddetin önüne geçilebilmesi için sağlık bakanlığından, hastane idaresine, medyadan, hasta ve hasta yakınlarına kadar herkes üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmelidir” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.