TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sağlık Bilimleri Üniversitesi

İLKHABER-Gazetesi - Sağlık Bilimleri Üniversitesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık Bilimleri Üniversitesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Doç. Dr. Gökhan Alıcı: Aşırı kırmızı et tüketimi kalbi yoruyor Haber

Doç. Dr. Gökhan Alıcı: Aşırı kırmızı et tüketimi kalbi yoruyor

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Alıcı, yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde kalp damar sağlığının korunması için uyarılarda bulundu. Alıcı, aşırı kırmızı et tüketiminin kalbi yoracağının unutulmaması gerektiğini söyledi. Doç. Dr.Alıcı,  sağlıklı bir kişinin kırmızı et tüketiminin haftada 350 gr-500 gr kadar olması gerektiğini,  damar sertliği, yüksek kolesterol ve kalp hastalığı olan kişilerde ise  bu miktarın daha da düşürülmesi gerektiğini ifade etti. Sağlıklı bir bayram geçirmek için önerilerde bulunan Doç. Dr. Alıcı, şunlara dikkati çekti: .Kurban Bayramı’nda kesilen kurban etinin yağsız bölümlerini tercih edin. .Et ile birlikte tuz tüketimini de en aza indirgemeye çalışın. .Kurban bayramında et tüketimini günde bir porsiyonla sınırlayın. .Bayram boyunca her öğün kırmızı et tercih etmeyin. .Et tüketirken mutlaka yoğurt veya ayran gibi süt ürünlerini tercih edin. .Kavurma ve kırmızı eti öğle yemeğinde tüketmeye özen gösterin. .Et ile birlikte yeşillik ve farklı besin gruplarına yer verin. .Ağır ve şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlıları tercih edin. Doç. Dr. Alıcı, hareket etmenin önemine de vurgu yaparak, bayram tatili boyunca her gün düzenli olarak en az bir saat yürüyüş yapılmasını da tavsiye etti. ALICI: SAKATAT TÜKETMEYİN Kurbanın dalak, böbrek, karaciğer, şırdan ve mumbar gibi sakatat diye tabir edilen organlarının tüketilmemesini tavsiye eden Alıcı, "Bu organlar yoğun kolesterol içeriği nedeniyle kalp hastalarına için büyük risk oluşturuyor.  Hastalarımız et tüketmek istiyorlarsa az tuzlu, çok az yağlı ve haşlama olarak tercih etmeliler" dedi. ALICI: “BİR ÖGÜNDEN NE ÇIKAR? DEMEYİN” Doç. Dr. Alıcı, Kurban Bayramı’nda kesilen kurbanların etinin dinlendirilmeden tüketilmemesi gerektiğini belirterek, “Taze etlerin sindirimi çok zordur.  Hazımsızlık yapabilir ve sert olmasından dolayı pişirilmesi zordur. Kurban eti en az 24 saat buzdolabında bekletildikten sonra tüketilmelidir. Özellikle kalp damar hastalarının buna çok dikkat etmelerini öneriyoruz” dedi. Fazla kırmızı etin yanı sıra ağır yemekler, pastalar ve tatlılarda da dozun aşılmamasını tavsiye eden Doç. Dr. Gökhan Alıcı, bir öğünden ne çıkar gibi bir yaklaşımla yapılan aşırı tüketimin zararlarına dikkati çekerek, şöyle konuştu: “Ağır yemek sonrası kalp daha hızlı atmaya başlar, tansiyon yükselir. Bu nedenle yüksek karbonhidratlı, kızartmalı ve yağlı yemek anlamına gelen aşırı ağır bir yemek, kalbimizi zorlayacaktır. Kurban Bayramı’nda kırmızı et tüketimi ile birlikte tuz kullanımına da dikkat edilmeli. Çünkü aşırı tuz kullanımı yüksek tansiyon hastaları için ciddi bir tehlikedir.  Alınan fazla tuz miktarı kan basıncında aşırı yükselmelere yol açarak beyin kanaması, felç ve kalp krizi riskini artırabilir.  Günlük tuz tüketimi 5 gramın altında tutulmalıdır.”

Kardiyoloji Uzman'ından şah damarı tıkanıklığı ve inme uyarısı: Her yıl 200 bin kişi inme geçiriyor! Haber

Kardiyoloji Uzman'ından şah damarı tıkanıklığı ve inme uyarısı: Her yıl 200 bin kişi inme geçiriyor!

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Alıcı, şah damarındaki tıkanma ile gelişen ve halk arasında "inme" olarak bilinen hastalığın, yaşlanan nüfusla birlikte önemli bir sağlık sorunu haline geldiğini ifade etti. Her yıl yaklaşık 200 bin kişide görülen inmenin, yaşlanan nüfusla birlikte her geçen yıl artış gösterdiğini belirtti. İNME NEDİR? İnme, beynin bir bölgesine giden dolaşımın birkaç dakikadan fazla kesilmesi sonucu beyin hücrelerinin tahrip olmasıyla oluşan, görme, konuşma, vücudun belli bölgelerinde hareket ya da his kaybı gibi belirtilere yol açan bir hastalıktır. Her yıl yaklaşık 200 bin kişide görülmektedir. RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR? Doç. Dr. Alıcı, inme risk faktörlerinin genetik etkenler ve ilerleyen yaş dışındakilerin büyük çoğunluğunun önlenebilir olduğunu vurguladı. Risk faktörleri arasında şunlar yer alıyor: Tütün ve alkol kullanımı: Damarlarda plak oluşumunu artırarak inme riskini önemli ölçüde yükseltir. Hipertansiyon: Yüksek tansiyon, damarlara zarar vererek inme riskini artırır. Diyabet: Diyabet, damarları tahrip ederek inme riskini artırır. Yüksek kolesterol: Yüksek kolesterol, damarlarda plak oluşumuna yol açarak inme riskini artırır. Fiziksel aktivite eksikliği ve hareketsiz yaşam: Hareketsiz yaşam tarzı, damarlarda plak oluşumuna ve inme riskine yol açar. Obezite: Fazla kilo ve obezite, inme riskini artırır. Yağ, şeker ve tuz oranı yüksek beslenme: Bu tür beslenme tarzı, damarlara zarar vererek inme riskini artırır. ŞAH DAMARI TIKANIKLIĞI VE İNME Şah damarı tıkanıklığı, beyne yeterince kan gitmemesine ve inmeye yol açan en önemli nedenlerden biridir. Ülkemizde her yıl yaklaşık 200 bin inme vakası görülmektedir. İnmelerin yaklaşık yüzde 80'i iskemik yani damar tıkanıklığı, yüzde 20'si ise genellikle hipertansiyon kaynaklı kanama sonucu ortaya çıkmaktadır. TEDAVİ YÖNTEMLERİ Eskiden belli bir oranda tıkanıklık varsa ve hasta felç geçirmişse tek tedavi yöntemi ameliyat iken, günümüzde stentleme işlemi yapılmaktadır. Tıkalı yere stent yerleştirilerek pıhtı atması engellenir ve bölge stabilize edilir. Hastadaki darlık yüzde 60'ın üzerinde değilse risk faktörleri ortadan kaldırılır. Rutin tarama herkese önerilmese de, hastada çok fazla risk faktörü varsa anjiyo veya ilaçlı tomografi ile darlığın seviyesi ölçülebilir. İNME BELİRTİLERİ Aniden gelişen inme vakalarında şu belirtiler görülebilir: Yüz, kol veya bacakta vücudun tek tarafında his ve güç kaybı Bilinç bulanıklığı Konuşmada zorlanma veya hiç konuşmama Dengesiz yürüme Yutkunma güçlüğü Tek gözde veya her iki gözde gelişebilen görme kaybı Ani başlayan baş ağrısı ve baş dönmesi Bu belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmanız önemlidir. İNMEDEN SONRA İYİLEŞME MÜMKÜN MÜ? İnme tedavisi görüp normal hayatına dönen çok sayıda hasta bulunmakla birlikte, iyileşme beyindeki hasarın derecesine bağlıdır. Erken tanı ve hızlı müdahale ile beyindeki hücre hasarının ilerlemesi önlenebilir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2023 yılında açıklanan verilere göre, 2020 yılında 507.938 kişi hayatını kaybetmiştir. Ölümlerin %36'sı kalp damar sistemi hastalıklarından kaynaklanmıştır. Aynı yıl inmeden ölüm kaydı sayısı 35.880 olup tüm ölümlerin %7,2'sini ve kalp damar hastalıkları kaynaklı ölümlerin ,6'sını oluşturmaktadır. Bu veriye göre 2020 yılında her on beş dakikada bir Türk insanı inme nedeniyle hayatını kaybetmiştir.

Doç. Dr. Alıcı: Gereksiz kullanılan aspirin fayda yerine zarar verebilir Haber

Doç. Dr. Alıcı: Gereksiz kullanılan aspirin fayda yerine zarar verebilir

Sağlık Bilimleri Üniversitesi  Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Alıcı, kalp damar hastalıklarında yoğunlukla kullanılan ve dünyanın en çok bilinen ilacı olan aspirinin kullanımı konusundaki kararın mutlaka hekimler tarafından verilmesi gerektiğini, aksi takdirde fayda yerine zarar verebildiğini söyledi. Kalp Damar Hastalıkları Uzmanı Alıcı, polikliniklere başvuran çok sayıda hastanın kendilerine en fazla aspirin kullanımı konusunda sorular yönelttiğini, sadece kalp damar hastalığı değil, diyabeti olan, ailesinde kanser  ya da kalp damar hastalıkları  öyküsü bulunan, covid olan, sigara içen, obeziteden yakınan, insülin direnci bulunan  hatta hiçbir risk faktörü olmasa da ilerleyen yaşını gerekçe göstererek aspirin kullanmak isteyenlere sıkça rastladıklarını bildirdi. Özellikle 45 - 50 yaşından sonra mutlaka günde bir adet aspirin kullanılması gerektiği gibi yanlış bir kanı bulunduğunu ifade eden Doç. Dr. Gökhan Alıcı, “Çünkü hiçbir risk faktörü yokken gereksiz kullanılan aspirin fayda yerine zarar verebilir” uyarısında bulundu. KİMLER ASPİRİN KULLANMALI? Doç. Dr. Gökhan Alıcı, kalp damar hastalıklarının en yaygın nedeninin halk arasında damar sertliği olarak bilinen  ateroskleroz olduğunu, bu nedenle koroner damar hastalığı tespit edilen tüm hastalara başka bir mani durum söz konusu değilse aspirin kullanımını önerdiklerini belirterek, şunları söyledi: “Bugüne kadar yapılan klinik çalışmalar kalp - damar hastalığı olan, kalp krizi geçirmiş, balon- stent takılmış,  bypass olmuş  hastalarda aspirinin önleyici etki yattığını göstermiştir. Bu nedenle eğer hastanın kardiyovasküler bir öyküsü varsa, kalp krizi geçirmiş ya da bu riski taşıyorsa, bypass olmuşsa, şah damarında tıkanıklık varsa, bacak damarlarında tıkanıklık var ya da pıhtılaşmaya bağlı felçlik geçirmişse mutlaka günde bir tane aspirin kullanımını tavsiye ediyoruz.  Günde 75-100 mg doz çoğunlukla yeterlidir. Buna rağmen 300 ya da 500 mg kullananlar olduğunu görüyoruz.” Doç. Dr. Alıcı, “Hiçbir risk faktörü ya da rahatsızlığı olmayan sadece ileri yaşını gerekçe gösterenler de aspirin kullanmak istiyor. Bunun yanı sıra bazı hastalarımız ise aspirini kanser önleyici olarak kullanmak gibi yanlışa düşebiliyorlar. Aspirinin kalın barsak kanseri, rahim kanserleri gibi bazı kanser türlerinde koruyucu etkisi bilinmekle birlikte kanser koruyucu olarak kullanımını   tavsiye etmiyoruz. Buna rağmen bazı hastalarımız haftada bir ya da iki kez, hatta ayda bir kez kullansam olmaz mı ? gibi ısrarcı taleplerde bulunuyor. Oysa, eğer aspirin kullanılacaksa biz zaten bunu günlük olarak tavsiye ediyoruz. Haftada bir ya da ayda bir gibi kullanma söz konusu değil” dedi. Aspirin kullanıp kullanma konusundaki kararın mutlaka hekime  bırakılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Alıcı, aspirinin en önemli yan etkisinin kanama olduğunu, bu nedenle potansiyel yarar-zararın doktor tarafından değerlendirmesi gerektiğini bildirdi. Alıcı, aspirin kullanımı uygun görülen hastaların da olumsuz yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları ya da  sigara kullanımı gibi kalp damar hastalıklarını tetikleyen unsurları önlemeye çalışmadan, sadece aspirinle kalp hastalığından korunmanın da mümkün olamayacağının unutulmaması gerektiğini sözlerine ekledi.

Adana'da Doktor adayları yeni sürece adım attı Haber

Adana'da Doktor adayları yeni sürece adım attı

SERHAT AKARSU ADANA (İLKHABER)- Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Tıp Fakültesi 4'üncü sınıf öğrencileri, Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde uygulamalı tıp eğitimi almaya başladı.  Hastanede uygulamalı tıp eğitimi görecek olan 67 öğrenci için tanışma toplantısı düzenlendi. Tanışma toplantısına Dekan Prof. Dr. Ekrem Sapmaz, Adana Şehir Hastanesi Başhekim Vekili Dr. Özgür Kara, 4’üncü Sınıf Koordinatörü Doç. Dr. Hilmi Erdem Sümbül, fakültenin ve hastanenin yöneticileri ile doktorlar katıldı. Tanışma toplantısında, dekan ve başhekim öğrencilere tavsiyelerde bulundu. Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde düzenlenen tanışma toplantısında konuşan Adana Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Sapmaz, öğrencilere mesleklerine ve kuruma aidiyet hissetmelerini tavsiye etti. Prof. Dr. Sapmaz, "Başarılı bir doktor olmak için, hastaların sadece fizyolojisini değil psikolojisini ve sosyolojik durumunu da dikkate alın" dedi. Adana Şehir Hastanesi Başhekim Vekili Dr. Özgür Kara da "Doktor olma yolundaki her zorluk sizi daha da güçlendirecek bir fırsattır. Unutmayın ki tıp, sadece bedenleri iyileştirme değil, aynı zamanda hayatları şekillendirme sanatıdır" diye konuştu. 4'üncü Sınıf Koordinatörü Doç. Dr. Hilmi Erdem Sümbül ise öğrencilere Eğitim Öğretim ve Sınav Yönergesi, akademik takvim, staj grupları ve staj programı hakkında bilgi verdi. İlk 3 yıl Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenim gören 67 doktor adayı, önümüzdeki 3 yıl boyunca Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde uygulamalı tıp eğitimi alacak.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.