TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

# Sağlık Bakanlığı

İLKHABER-Gazetesi - Sağlık Bakanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık Bakanlığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gürer: Gıda güvenliği ve su kirliliği sorunları giderek artıyor Haber

Gürer: Gıda güvenliği ve su kirliliği sorunları giderek artıyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Sağlık Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde sağlık alanında yaşanan sorunları ve alınması gereken önlemleri gündeme getirdi. Gürer, gıda güvenliği, su kirliliği, meslek hastalıkları ve Niğde’deki sağlık yatırımlarındaki aksaklıkları kapsamlı bir şekilde değerlendirdi. “Portör muayenesi ve akciğer filmi uygulamasına dönüş planlanıyor mu?” Ömer Fethi Gürer, “1930 yılında yürürlüğe giren 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 126 ve 127. maddeleri uyarınca, gıda ile ilgili işlerde çalışanlardan portör muayenesi ve akciğer filmi istenmesi zorunluydu. Ancak AK Parti iktidarı bu uygulamayı kaldırarak, yerine gıda işletmelerinde hijyen eğitimi alınmasını yeterli gördü. Fırın, restoran, otel, lokanta, yemek fabrikası ve ambalajlı gıda üretimi yapılan tesislerde çalışanların sağlık durumları hepimizi doğrudan etkiliyor. Son yıllarda göçle gelen veya mülteci olan kişilerin bu sektörlerde yoğun olarak çalıştıkları, mutfakta, fırında ve garson olarak görev aldıkları görülmektedir. Bulaşıcı hastalık riski dikkate alındığında, insandan insana geçebilecek hastalıkların varlığı göz önüne alınarak, portör muayenesi ve akciğer filmi uygulamasına yeniden dönülmesi düşünülmekte midir? Üç ayda bir yapılan bu denetimlere dönüş yönünde bir planınız var mıdır?” şeklinde konuştu. “Sağlık Bakanlığı olarak, taklit ve tağşiş ile ortaya çıkan ürünlerin insan sağlığı üzerindeki etkileri konusunda bir araştırma yaptınız mı?” Gürer, “Sağlık Bakanlığı olarak, taklit ve tağşiş ile ortaya çıkan ürünlerin insan sağlığı üzerindeki etkileri konusunda bir araştırma yaptınız mı? Son iki yılda gıda zehirlenmesi nedeniyle hastanelere başvuran kişi sayısı kaçtır? Ölümlü vaka var mıdır? Ayrıca, azami pestisit kalıntı limitlerini aşan ürünlerle ilgili olarak insan sağlığına etkileri yönünde bir araştırma ve inceleme bakanlığınız tarafından yapılmakta mıdır?” dedi. Su kirliliğinin giderek arttığını belirten Gürer, “Ülkemizde su kirliliği giderek artmaktadır. Tüketilen içme sularının sürekli takibi sağlanmakta mıdır? Çünkü bu konuda ruhsatlandırma ve denetim sizin kontrolünüzdedir. Petrol türevlerinden elde edilen sıvıların ambalajlarla etkileşimi sonucunda oluşan olumsuzlukların insan sağlığı üzerindeki etkileri incelenmekte midir?” şeklinde konuştu. “Zoonoz hastalıklar sebebiyle hastanelere başvuranların sayısı nedir?” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, zoonoz hastalıkların kontrolü ve bu hastalıklara yönelik yapılan çalışmalara da değinerek şu soruları yöneltti: “Zoonoz hastalıkların kontrolü ve bu bağlamda yaşanan hastalıklarla ilgili çalışmalar yapılmakta mıdır? Zoonoz hastalıklar sebebiyle hastanelere başvuranların sayısı nedir? GDO’lu yemlerle beslenen hayvanların kesim sonrası insanlar tarafından tüketilmesinin insan sağlığı üzerindeki etkileri konusunda bilimsel bir araştırma yapılmış mıdır?” “Atanmayan sağlık personeliyle ilgili 2025 yılı için bir takvim hazırlanmış mıdır?” Ülke genelinde sağlık çalışanlarının sorunlarına da değinen CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ülke genelinde, hastanelerde çalışan taşeron işçilerin kadro beklentisi devam etmektedir. Atanmayan sağlık personeliyle ilgili 2025 yılı için bir takvim hazırlanmış mıdır? Ne kadar alım yapılacaktır? 2020 yılında başlayan meslek tanımı çalışmaları neden hâlâ sonuçlanmamıştır? Sağlık Yönetimi lisans bölümü meslek tanımı çalışmaları şu anda hangi aşamadadır?” diye ifade etti. “Ülkemizde sağlıklı bir yaşam için gıda üretiminin doğru bir biçimde planlanması gerekmektedir” Gıda güvenliği konusuna ilişkin açıklamalarda bulunan Gürer şunları söyledi: “Ülkemizin mevcut koşullarında, sağlıklı bir yaşam için gıda üretiminin doğru bir biçimde planlanması gerekmektedir. Eğer gıda ürünlerinde yaşanan riskler önlenirse, insan sağlığını olumsuz etkileyen durumların önüne geçilebilir. Örneğin, ambalajlı ürünlerde belirli miktarda koruyucu kullanılmasına izin verilmektedir. Ancak aynı raftan alınan 10 ürünün içerdiği koruyucu maddeler birleştiğinde, tüketiciler için zehirli etkiler yaratabilir. Bu konuda denetimler yeterli düzeyde sağlanmakta mıdır?”

Barut: Halkın ve sağlık emekçilerinin talepleri görmezden gelinemez Haber

Barut: Halkın ve sağlık emekçilerinin talepleri görmezden gelinemez

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut, sağlık emekçilerinin iptali için uzun süredir mücadele ettiği sağlıkta eziyet yönetmeliğine karşı Meclis'te ses yükseltti. Sağlık emekçilerinin mücadelesini selamlayan Barut, "Eziyet genelgesi başta olmak üzere sağlıkta her sorunu aşmak için omuz omuza direniyoruz. Hep beraber başaracağız" dedi. “Halkın derdine ve sağlık emekçilerinin taleplerine yanıt vermeyen bu yönetmeliğe karşıyız” Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda söz alan CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, "Haklarını aramak ve sesini duyurmak için iş bırakma eylemi yapan hekimlerimizi ve meslek örgütlerini selamlıyoruz. Tümüyle 'Eziyet yönetmeliği' olarak iktidar yeni bir yönetmelik yayınladı. Sağlıkta büyüyen sorunlara, halkın derdine ve sağlık emekçilerinin taleplerine yanıt vermeyen bu yönetmeliğe karşı sağlık emekçilerimiz de eylem yapıyor. Biz de onları destekliyoruz" şeklinde konuştu. "Sağlık emekçilerimiz ise açlık, baskı ve şiddetle mücadele ediyor" Türkiye'de sağlıkta yaşanan sorunları sıralayan Barut şunları söyledi: "Sağlıkta özelleştirme adımlarının, piyasacı anlayışın nasıl sonuçlar doğurduğunu herkes yaşayarak görüyor. Hasta garantili hastaneler nedeniyle kamu kaynakları oluk oluk sermayeye aktarılıyor. Halkımız ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmetinden yararlanamıyor. Muayene olamıyor, randevu alamıyor. Bunun yanında elleri öpülesi sağlık emekçilerimiz ise açlık, baskı ve şiddetle mücadele ediyor. Sağlık Bakanlığı ve iktidarı uyarıyor, sağlıkta sorunların çözümünü ve eziyet yönetmeliğinin de iptalini istiyoruz."   

Aile hekimleri, Sağlık Bakanlığı’nın yeni yönetmeliğine tepki olarak 5-7 Kasım’da iş bırakacak Haber

Aile hekimleri, Sağlık Bakanlığı’nın yeni yönetmeliğine tepki olarak 5-7 Kasım’da iş bırakacak

Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Özden Polatöz, Sağlık Bakanlığı’nın yürürlüğe koyduğu yeni Aile Hekimliği Performans ve Ödeme Yönetmeliği’ni eleştirerek, bu düzenlemenin sağlık sisteminde var olan sorunları çözmek yerine daha da derinleştirdiğini vurguladı. Yönetmeliğin hekimlerin iş yükünü artırdığını ve halk sağlığını olumsuz etkilediğini belirten Dr. Polatöz, birinci basamak sağlık hizmetlerinde köklü iyileştirmeler yapılması gerektiğini söyledi. Adana Tabip Odası’nın öncülüğünde 5-7 Kasım 2024 tarihlerinde üç gün boyunca iş bırakma kararı alındığını duyuran Dr. Polatöz, hekimlerin talepleri yerine getirilene kadar eylemlere devam edeceklerini ifade etti. Bu süreçte Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Türk Tabipleri Birliği (TTB) gibi birçok sağlık örgütü de iş bırakma kararına destek verdiklerini açıkladı. “Yürürlüğe giren bu yönetmelik halkın sağlığına ve hekimlerin, sağlık emekçilerinin haklarına bir katkı sağlamayacaktır” Bakanlığın hazırlamakta olduğu Aile Hekimliği Performans ve Ödeme Yönetmeliği’nin yaşanan sorunlara çözüm olmayacağını ifade eden Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Özden Polatöz, Yönetim Kurulu adına yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Sorunlar yumağına dönüşmüş sağlık sisteminin düzeltilebilmesinin yolunun birinci basamak sağlık hizmetlerinin ve koruyucu hekimlik uygulamalarının güçlendirilmesi” olduğunu hem her kademeden bakanlık yetkililerine duyurulmasın rağmen; TTB’nin tüm uyarı, öneri ve eleştirilerini duymazdan gelmiştir. Sağlık Bakanlığı’nın sağlık alanında yaşanan ciddi sorunları çözmek için birinci basamak sağlık hizmetlerini ve koruyucu hekimlik uygulamalarını güçlendirecek yapısal düzenlemeler yapmak yerine; “Performans ve Ödeme Yönetmeliği” ile ödeme üzerinden değişiklikler yapmaya çalışması sorunların büyüklüğünün kavranamamış olduğunu göstermektedir. Yürürlüğe giren bu yönetmelik halkın sağlığına ve hekimlerin, sağlık emekçilerinin haklarına bir katkı sağlamayacaktır.” “Çelişkili uygulamalar ile hekimlerle hastaları karşı karşıya getirerek şiddete zemin hazırlamaktadır” Başkan Uzm. Dr. Polatöz, “Bu yönetmelik; Koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik gerekli düzenlemeleri içermemektedir. Hastalara ve koruyucu hekimlik uygulamalarına yeterli zaman ayrılabilmesine fırsat vermemektedir. Kendi içinde taşıdığı çelişkili uygulamalar ile hekimlerle hastaları karşı karşıya getirerek şiddete zemin hazırlamaktadır. Belli ilaç gruplarının reçetelenmesi ve sevkleri sınırlayarak hekim bağımsızlığına müdahale etmektedir. Karmaşık hesaplamalar ile ulaşılması mümkün olmayan, ulaşılsa bile halk sağlığı için faydasız performans kriterleri içermektedir. Yapılan işin kalitesine değil sayısına değer vermektedir. Hekimlerin ve aile sağlığı emekçilerinin iş ve gelir güvencesini ortadan kaldırmaktadır. Aile sağlığı merkezinde mevcut ebe ve hemşire eksikliğini gidermek şöyle dursun artacak olan istifalar ile pek çok birimin geçici görevlendirmeler ile hizmete devam etmek zorunda kalmasına yol açacaktır. Özetle bu yönetmelik, çalışma koşullarını eziyete dönüştürecek bir yönetmeliktir. Halkın sağlığını, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin özlük hakları ve çalışma koşullarını iyileştirmek bir yana yaşanmakta olan sorunları daha da derinleştirecektir” şeklinde konuştu. “Taleplerimizin karşılanabilir olduğunu biliyoruz” Uzm. Dr. Polatöz, “Sağlık Bakanlığından “Performans ve Ödeme”nin karmaşık hesapları ile uğraşmak yerine aşağıdaki taleplerimizi yerine getirmesini istiyoruz: Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır. Kadrolu ve güvenceli istihdam modeli ile yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Kadrosuz, güvencesiz bir şekilde çalışan emekçiler (gruplandırma elemanları) kadroya geçirilmelidir. Aile hekimlerine ve tüm sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir. Gelire katkısı %20’yi geçmeyecek ve yapılan hizmetin niteliğini ödüllendiren bir performans uygulamasına geçilmelidir. Taleplerimizin karşılanabilir olduğunu ve randevu bulunamamasından şiddete kadar sağlık sistemindeki pek çok sorunu çözebileceğini biliyoruz.” “Kararlılığımızın göstergesi olarak ilk etapta 5-7 Kasım 2024’te (Salı-Çarşamba-Perşembe) üç gün süreyle iş bırakıyoruz” Uzm. Dr. Polatöz, “Birinci basamak sağlık hizmetini sunan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının örgütleri olarak bir araya gelen bizler, halkımıza ve meslektaşlarımıza karşı sorumluluğumuzun gereği olarak,  hekimlere ve sağlık emekçilerine maddi kayıplar ve iş güvencesizliği getiren, halkın sağlığına katkısı olmayan yönetmelik geri çekilerek yukarıda yer alan 5 maddelik taleplerimiz yerine getirilene kadar her türlü hukuksal mücadele ve eylemliliği hep birlikte hayata geçirme konusunda kararlı olduğumuzu bildiriyoruz. Kararlılığımızın göstergesi olarak ilk etapta 5-7 Kasım 2024’te (Salı-Çarşamba-Perşembe) üç gün süreyle iş bırakıyoruz. Sonraki haftalarda sağlık meslek örgütleri ile birlikte gerçekleştireceğimiz çeşitli eylem ve etkinliklerle halkımızın sağlığı ve haklarımız için sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz” diye ifade etti. Aile hekimlerinin 3 gün iş bırakmasına destek veren kurumlar; Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) , Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu (ASEF), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS), Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş), Hekim Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Çalışanları Sendikası (Hekim Birliği), Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları, Kamu Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası (HekimSen), Hürriyet Sağlık ve Sosyal Hizmetler Çalışanları Sendikası (Hürriyet Sağlık Sen), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Tabip ve Diğer Sağlık Çalışanları Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kamu Görevlileri Sendikası (Tabip-Sen), Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD)

Nennioğlu: Yeni yönetmelik, Aile Hekimlerinin beklentilerini karşılamıyor Haber

Nennioğlu: Yeni yönetmelik, Aile Hekimlerinin beklentilerini karşılamıyor

Sağlık-Sen Adana Şubesi, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nde yapılan değişikliklere yönelik basın açıklaması düzenledi. Açıklama, Sağlık-Sen Adana Şube Başkanı Bekir Nennioğlu tarafından yapıldı. Nennioğlu, "Kasım 2024’te yürürlüğe girecek olan yönetmelik, aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının beklentilerini karşılamıyor. Yapılan değişikliklerin, aile hekimliği sisteminde geri adım anlamına geldiğini düşünüyoruz" dedi. Nennioğlu, yeni yönetmelik ile birlikte çalışanların iş güvencesinin ciddi tehditler altında olduğunu vurgulayarak, aile hekimliği birimlerinde gereksiz bürokrasi ve iş yükü artışına yol açan düzenlemeleri kabul etmediklerini belirtti. ““Bu değişikliklerin, aile hekimliği sisteminde geri adım anlamına geldiğini düşünüyoruz” Sağlık-sen Adana Şube Başkanı Bekir Nennioğlu, “Sağlık-Sen Adana Şubesi olarak, Kasım 2024’te yürürlüğe girecek olan Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği hakkındaki görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Yönetmelikte bazı olumlu düzenlemeler bulunsa da, maalesef birçok kabul edilemez madde ve sahadaki ihtiyaçlardan uzak olan hükümler yer almaktadır. Bu değişikliklerin, aile hekimliği sisteminde geri adım anlamına geldiğini düşünüyoruz. Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının beklentilerini karşılamayan, adaletsiz ve mağduriyet yaratabilecek düzenlemeler, bu hizmetin sürdürülebilirliğini olumsuz etkileme riskini taşımaktadır” diye ifade etti. “Yeni koşullar, çalışanların iş güvencesine yönelik ciddi endişelere yol açmaktadır” Bekir Nennioğlu yapılan değişikliklere değinerek şunları söyledi: “Yönetmelikte sözleşme yenileme, memnuniyet oranı ve disiplin cezaları gibi konularda getirilen yeni koşullar, çalışanların iş güvencesine yönelik ciddi endişelere yol açmaktadır. Memnuniyet oranı gibi subjektif kriterler üzerinden sözleşmenin feshedilmesi, iş barışını ve güven duygusunu zedeleyen bir uygulamadır. Aile hekimliği sistemine performansa dayalı yeni kriterlerin eklenmesi ve sözleşme yenilemenin bu koşullara bağlanması, çalışanlar üzerinde büyük bir baskı yaratacaktır.” “Aile hekimliği birimlerinde gereksiz bürokrasi ve iş yükü artışına neden olan bu yönetmeliği kabul etmiyoruz” Nennioğlu, “Yönetmelikteki ağır ve ölçüsüz düzenlemeler, yeni adayların bu alanı tercih etmesini zorlaştıracak, mevcut çalışanları ise huzursuz edecektir. Nöbet uygulamaları, geçici görevli aile sağlığı çalışanlarının ödemeleri ve sosyoekonomik gelişmişlik düzeyine göre ücret düzenlemeleri gibi konular da maalesef sahadaki gerçek ihtiyaçlardan uzaktır ve aile hekimliği sistemini sekteye uğratabilecek niteliktedir. Bu sebeple, SAHU asistanlarımız için daha iyi çalışma koşullarının sağlanmasını talep ediyoruz. Yönetmelik bu haliyle kalırsa, SAHU işini unutmamız gerekecektir. Sonuç olarak; hekimin reçetesine müdahale eden, mesleki sanatını serbest icra etmesine engel teşkil eden, hastaya hem ilaç yazılmasını hem de hastaneye sevk edilmesini önleyen, aile hekimliği birimlerinde gereksiz bürokrasi ve iş yükü artışına neden olan bu yönetmeliği kabul etmiyoruz” dedi. “Tüm aile sağlığı çalışanlarımızın haklarını sonuna kadar savunacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz” Bekir Nennioğlu yeni yönetmeliğin beklentilerini karşılamadığı belirterek şunları söyledi: “Biz, yeni yönetmelikle hekimin ve hemşirenin iş yükünü azaltacak tıbbi sekreter kadroları ve güvenliğin sağlanması için tedbirler beklerken, karşımıza bambaşka maddeler çıktı. Sağlık-Sen olarak, bu yönetmeliğin çıkmaması için Genel Merkezimizin büyük mücadele verdiğini belirtmek isteriz. Ayrıca, ben de bizzat Halk Sağlığı Genel Müdürü ile görüşüp sahadaki sorunları elden teslim ettim. Ancak Sağlık Bakanlığı, bu konuda geri adım atmamıştır. Yanlış hesap Bağdat’tan döner; Genel Merkezimizin, 60 şubemizin ve iki avukatımızın kararlılığıyla bu işin peşini bırakmayacağız. Sahanın gerçek beklentilerini karşılayan, adil ve sürdürülebilir bir yönetmelik oluşturulması için her türlü girişimde bulunacağız. Sahada emek veren tüm aile sağlığı çalışanlarımızın yanında olduğumuzu ve onların haklarını sonuna kadar savunacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.”

TUSAŞ tesislerine yapılan terör saldırısında yaralılar taburcu edilmeye başlandı Haber

TUSAŞ tesislerine yapılan terör saldırısında yaralılar taburcu edilmeye başlandı

Sağlık Bakanlığı, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi (TUSAŞ) Ankara'nın Kahramankazan'daki tesislerine yönelik gerçekleştirilen terör saldırısında yaralanan 22 kişiden 15'inin taburcu edildiğini açıkladı. 15 yaralı taburcu oldu Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, terör saldırısında yaralanan 22 vatandaşın sağlık durumları hakkında bilgi verildi. Taburcu edilen 15 yaralının sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi. Tedavi süreci devam eden yaralılar Açıklamada, saldırıda yaralanan 7 kişinin durumunun stabil olduğu ve tedavilerinin hastanelerde devam ettiği ifade edildi. Sağlık Bakanlığı, yaralıların en kısa sürede sağlıklarına kavuşması için gereken tüm önlemlerin alındığını duyurdu. Ne olmuştu? Ankara'nın Kahramankazan ilçesinde bulunan yerli silah sistemlerinin geliştirilmesinde önemli yere sahip TUSAŞ'a, saat 15.26'da terör saldırısı gerçekleştirildi.Bir taksiyle gelen 2 terörist, araçtan iner inmez, çevredeki sivillere ateş ederek, tesise yöneldi. Bu sırada şiddetli patlama duyuldu. Saldırı ile birlikte TUSAŞ içinden de patlama ve silah sesleri duyuldu. Bölgeye çok sayıda özel harekat polisi ve sağlık ekibi sevk edildi. İlk patlamanın ardından silah sesleri ve patlamalar devam etti.Saldırıdan hemen sonra Jandarma özel harekat tesise gelerek geniş çaplı operasyon başlattı.  

Aşı teminindeki sıkıntılar bebek ölümlerine yol açabiliyor Haber

Aşı teminindeki sıkıntılar bebek ölümlerine yol açabiliyor

Son yıllarda Türkiye’de aşı tereddüdü ve aşı reddi ciddi bir sorun haline geldi. Korona salgını sürecinde ivme kazanan aşı karşıtlığı, toplumda tıbbi, kültürel ve dini nedenlerle çocuklarını aşılatmaktan kaçınan ailelerin sayısının artmasına yol açtı. Uzmanlar, aşı ile önlenebilecek hastalıkların yeniden salgın haline gelebileceği uyarısında bulunurken, kızamık ve boğmaca gibi yıllardır az görülen vakalardaki artış halk sağlığı açısından endişe verici bir noktaya ulaştı. Adana Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Hakan Şen, aşı teminindeki sıkıntıların bebek ölümlerine neden olduğunu vurgulayarak, Sağlık Bakanlığı’nı koruyucu sağlık hizmetlerini sürdürebilmek adına aşı tedarikinde acil önlemler almaya çağırdı. “Bu yıl aşı teminin çözüleceğini de dair bir umut görmüyoruz” Adana Tabip Odası  Genel Sekreter Dr. Hakan Şen, “Aşılama hizmetleri, temel olarak birinci basamak sağlık kuruluşlarında yürütülen bir hizmettir. Ülkemizde tüm illerde yapılması zorunlu çocukluk dönemi aşıları, Hepatit-B ve Tetanos gibi yetişkin aşıları çok az dağıtılıyor ya da hiç gelmiyor. Bazı illerde gebelere yapılacak tetanos aşıları ise acillere yaralanma ile gelen hastalara yapılması için hastanelere çekilmektedir. Geçmiş yıllarda zaman zaman yıl sonuna doğru aşı temininde sıkıntılar yaşansa da çözülmekteydi. Ancak bu yıl bu çözüleceğini de dair bir umut görmüyoruz” diye ifade etti. “Bebeklerin önlenebilir hastalıklarla ölmesine izin verilmemelidir” Dr. Hakan Şen Sağlık Bakanlığına çağrıda bulunarak şunları söyledi: “Aşı teminindeki zorluğun yıllardır Birinci Basamak’ın özverisi ve gayretiyle ulaştığımız bağışıklama oranlarını düşüreceği aşikardır. Bununla beraber toplumda her geçen gün artan aşı karşıtlığını da körükleyecek, bebeklerin aşılanmaması toplumda bulaşıcı hastalıkları artıracaktır. Sağlık Bakanlığını koruyucu sağlık hizmetlerinin sürekliliği ve devamı için, bebeklerimizin boğmacadan, kızamıktan ölmemesi için ivedilikle aşıları temin etmeye davet ediyoruz. Sadece tedavi edici sağlık hizmetlerine yatırım yapan, kamucu anlayıştan uzaklaşıp, piyasaya teslim olan sağlık bakanlığının bugün geldiği nokta yenidoğan ölümleridir. Bebeklerin önlenebilir hastalıklarla ölmesine, yılların Birinci Basamak emeğinin heba edilmesine izin verilmemelidir. Bu nedenle; Sağlık Bakanlığına tekrar hatırlatırız: Aşılanma doğrudan yaşam hakkıyla ilişkilidir. Derhal çözüm bulunuz. Bundan sonrasında benzer aksaklıkların tekrar yaşanmaması için gerekli tedbirler acilen alınız.”

TUSAŞ Kahramankazan tesislerine yapılan terör saldırısında 22 vatandaş yaralandı Haber

TUSAŞ Kahramankazan tesislerine yapılan terör saldırısında 22 vatandaş yaralandı

Sağlık Bakanlığı, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Kahramankazan tesislerine yönelik düzenlenen terör saldırısında yaralanan vatandaşlarla ilgili bilgi verdi. 8 yaralı taburcu edildi, 14 kişinin tedavisi devam ediyor Bakanlık, saldırıda yaralanan 22 vatandaşımızdan 8'inin taburcu edildiğini, 14 yaralının ise tedavisinin hastanelerde sürdüğünü bildirdi. Sağlık Bakanlığı, hain saldırıda yaralanan vatandaşlara acil şifa dileğinde bulundu. Hain saldırının ardındaki sebepler TUSAŞ tesislerine yönelik gerçekleştirilen bu saldırının, ülkenin savunma sanayiine ve güvenliğine yönelik bir tehdit olduğu vurgulanırken, Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklama, kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla yapıldı. Yaralıların sağlık durumları hakkında gelişmeler takip edilecektir. Ne olmuştu? Dün öğle saatlerinde Kahramankazan’da bulunan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) tesislerine biri kadın iki terörist tarafından düzenlenen hain saldırıda 5 kişi şehit oldu, 22 kişi yaralandı. Kadın terörist kendisini patlatırken, çıkan çatışmada diğer terörist de öldürüldü. TUSAŞ tesislerinde ağır silahlarla yaylım ateşi açarak 5 kişinin şehit olmasına, 2’si ağır olmak üzere 22 kişinin yaralanmasına neden oldu. Saldırganlardan kadın olanı kendisini patlatırken, diğer terörist de güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürüldü. Saldırı, dün saat 15.25 sıralarında gerçekleşti. Teröristler, geldikleri araçta kısa bir süre bekledikten sonra ağır silahlarla TUSAŞ ana nizamiyesinden çıkanları hedef aldı. Güvenlik görevlileri ile teröristler arasında çatışma yaşandı. Kadın terörist, nizamiyeyi geçip içeriye girdiği sırada el bombasıyla kendisini patlattı. Diğer terörist ise ağır silahlarla tesisin içine kadar girmeyi başardı ancak güvenlik güçleri tarafından öldürüldü. Saldırının hemen ardından TUSAŞ tesislerindeki personel hızla sığınağa alındı. Bölgeye Jandarma ve Polis Özel Harekât ekipleri sevk edildi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, olay yerinde yaptığı açıklamada, “5 şehidimiz, 2’si ağır 22 yaralımız var. 2 terörist de ölü olarak ele geçirildi. Kimlik tespit çalışmaları sürüyor. Teröristlerin PKK’lı olduğuna dair ilk bulgularımız var” dedi. Şehitlerimizin isimleri belli oldu Saldırıda hayatını kaybeden 5 şehidin isimleri açıklandı: TUSAŞ Makine Mühendisi Zahide Güçlü, kalite kontrol görevlisi Cengiz Coşkun, çalışan Hasan Hüseyin Canmaz, güvenlik görevlisi Atakan Şahin Erdoğan ve taksi şoförü Murat Arslan. Şehit olan Zahide Güçlü’nün, evlilik yıldönümünde eşinin gönderdiği çiçeği almak için nizamiye kapısına indiği sırada teröristlerin kurşunlarına hedef olduğu öğrenildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.