TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Rant

İLKHABER-Gazetesi - Rant haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Rant haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Marmara Depreminin 25. yılında deprem hazırlığı ve yapı denetim sorunları tartışıldı Haber

Marmara Depreminin 25. yılında deprem hazırlığı ve yapı denetim sorunları tartışıldı

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şubesi, Marmara Depreminin 25. yılı dolayısıyla Şube binasında bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Gıda Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Şehmus Alparslan, İç Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Mustafa Bayık, Geçmiş Dönem Adana Şube Başkanı Seyhan Belediye Meclis Üyesi Halil Çağdaş Kaya ve İMO Adana Şube Üyeleri katıldı. İMO Adana Şube Başkanı Hıdır Çak, konuşmasında, depreme hazırlık konusundaki uyarıların yetersiz kalmasının ve afet yönetimindeki eksikliklerin sonuçlarına dikkat çekti. Çak, Marmara Depreminin ardından yapılan çalışmaların yetersiz olduğunu ve İstanbul’un depreme yeterince hazırlıklı olmadığını ifade etti. Hıdır Çak, “Bizler her 17 Ağustos’ta depreme hazırlık konusundaki uyarılarımızı ne kadar vurgulasak da alınmayan tedbirler, görmezden gelinen deprem gerçeği sonucu can ve mal kayıpları yaşanmaya devam etmiştir. Ne yazık ki bu uyarıların da dikkate alınmaması, afet yönetiminin siyasi şova dönüştürülmesi, deprem gerçeği bahane edilerek kentsel dönüşüm uygulamalarının kentlerin değerli arsalarında rantsal dönüşüme alet edilmesinin en acı sonucu 6 Şubat 2023 Depremlerinde görülmüştür” dedi. “Ülkemizdeki 20 milyon civarındaki yapı stokunun 6-7 milyon civarında olan kısmı riskli yapı statüsündedir” Hıdır Çak sözlerine şu şekilde devam etti: “Ülkemizdeki 20 milyon civarındaki yapı stokunun 6-7 milyon civarında olan kısmı riskli yapı statüsündedir. TBMM'nin Kahramanmaraş Depremleri sonrası kurduğu Araştırma Komisyonunun 6 Şubat Depremlerine ilişkin hazırladığı Mayıs 2023 tarihli raporuna göre son 11 yıl içerisinde ülke genelinde 238 bin civarında riskli yapının 'Kentsel Dönüşüm' uygulanarak yenilenmesi sağlanmıştır. Telaffuz edilen riskli yapı tahminlerinin yanında, 238 bin oldukça yetersiz kalmıştır.” “Güvenli yapı üretim sürecinin olmazsa olmazı ise şantiye şefliği görevinin eksiksiz olarak yerine getirilmesidir” Hıdır Çak yapı hasarlarında meydana gelen hasarların üretim aşamasından kaynaklandığını belirterek şunları söyledi: “Afetlerde oluşan yapı hasarlarının önemli bir kısmı yapı üretim sürecindeki hatalardan kaynaklanmaktadır. Güvenli yapı üretim sürecinin olmazsa olmazı ise şantiye şefliği görevinin eksiksiz olarak yerine getirilmesidir. Halkın can ve mal güvenliğini yakından ilgilendiren yapı üretim sürecinin anahtar pozisyonunda olan şantiye şefinin, taşıdığı sorumluluk ve şantiye alanında yüklendiği görevin kapsamı dikkate alındığında şantiyeden hiç ayrılmaması gerekirken, mevzuatın izin verdiği haliyle 4 ayrı işin şantiye şefliğini yapma şansı yoktur. Üstelik ilgili mevzuata göre, yapım işinin tek ruhsata bağlı veya toplu yapı niteliğinde olması halinde yapı inşaat alanı sınırı uygulanmamaktadır. Bir deprem coğrafyası olan ülkemizde şantiye şefliği, 1500 m² üstü bütün işlerde tam zamanlı olarak yapılmalıdır.” “Şantiye sahalarında yapı denetimi görevini icra eden mühendislere yönelik şiddet olayları artmış, sözlü ve fiziki şiddet olayları tırmanışa geçmiştir” Hıdır Çak, “Yapı denetim sisteminde yapılan düzenlemelerle; 1 Ocak 2019 tarihi itibariyle yapı denetiminde "e-dağıtım" sistemine geçilerek, hangi yapıda, hangi yapı denetim kuruluşunun görev alacağının elektronik ortamda bakanlık tarafından belirleneceği bir değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklikle, yapı denetim kuruluşunun müteahhit ile olan ilişkisinin kesilmesi doğrultusunda kısmen olumlu bir gelişme sağlamıştır. Ne var ki denetimin bağımsızlaştırılarak yapı kalitesinin artırılmasını amaçlayan bu düzenlemeden sonra şantiye sahalarında yapı denetimi görevini icra eden mühendislere yönelik şiddet olayları artmış, sözlü ve fiziki şiddet olayları tırmanışa geçmiştir. Meslektaşlarımızın görevlerini doğru ve sağlıklı bir şekilde yerine getirmesinin engellenmesi ve şantiyelerde şiddete uğramasına karşı önlem alınması gerekmektedir” diye ifade etti. “Yetkin Mühendislik” sisteminin hayata geçirilmesi gerekmektedir” Şube Başkanı Hıdır Çak açıklamasında ‘Yetkin Mühendislik’ sistemin hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “İnşaat Mühendisliği içinde birçok alt disiplini barındıran, lisans eğitimi sonrasında da meslek içi eğitim ve uygulama tecrübesi gerektiren bir meslek alanıdır. Oysa bugün 4 yıllık mühendislik lisans programını tamamlayan bir mühendis neredeyse sınırsız imza yetkisiyle sektörde faaliyet yürütebilmektedir.  İnşaat mühendisliğinin ilgi alanına giren konularda halkın can ve mal güvenliğinin korunması, yapı üretim süreçlerinin denetlenebilmesi, ülke kaynakların etkin ve verimli kullanılabilmesi amacıyla, ‘Yetkin Mühendislik’ sisteminin hayata geçirilmesi gerekmektedir.” “İstanbul maalesef depreme hazırlanmadı” İMO Adana Şube Başkanı Hıdır Çak’a Marmara Depremi sonrasında yeni depreme hazır mı sorusunu sorduğumuzda şunları söyledi: “1999 Marmara depreminde çok fazla ili etkileyen bir yıkımla karşılaştık. 17 binin üzerinde can kaybının olduğu büyük bir deprem. Dönemin hükümeti depremin ardından bir yapı denetim kanunu çıkarmak istedi. 595 Sayılı kararname ile yapı denetim kanunu çıkarıldı. Çünkü yapıların doğru denetlenmediği, burada bir zafiyet oluştuğunu yetkililer tespit etmişlerdi. Hemen arkasından 2001 Yılında da yapı denetim kanunu genişletildi 19 pilot ilde uygulanmaya başlandı. İstanbul’da kentsel dönüşüm projesinin en fazla yerlerden bir tanesi. Fakat kentsel döşünüm çalışması yapılırken maalesef bir sıralama, risk derecelendirilmesi yapılmadan bu işlere girildi. Sadece rant odaklı bakıldı. Asıl kentin çöküntü alanlarında maalesef bu çalışmalar yapıldı. İstenilen verim alınamadı. İstanbul maalesef depreme hazırlanmadı.”

Dr. Mehmet Tatar: 25 Yıldır afet risklerini azaltmakta başarısızız Haber

Dr. Mehmet Tatar: 25 Yıldır afet risklerini azaltmakta başarısızız

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, 25 yıl önce yaşanan Gölcük depreminin ardından Türkiye'nin afet risklerini azaltma konusunda büyük bir başarısızlık yaşadığını belirtti. Gölcük ve Kahramanmaraş depremlerinin ardından altyapıdaki eksikliklerin giderek arttığını vurgulayan Tatar, mevcut imar afları ve rantsal dönüşüm politikalarının Türkiye'yi afetlere karşı daha savunmasız hale getirdiğini söyledi. Dr. Tatar, afet yönetiminde köklü değişiklikler ve yeni yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini ifade etti. Dr. Mehmet Tatar, "25 yıl önce yaşanan Gölcük depremi, doğa kaynaklı afetlerle mücadelede bir dönüm noktası olarak kabul edildi" diyen Dr. Tatar, "Ancak geçen süreç, altyapımızdaki kırılganlıkların arttığını gösterdi. Kahramanmaraş depremleri, afet risklerini azaltmak için getirilen çözümlerin yetersiz olduğunu acı bir şekilde gözler önüne serdi. 51 binden fazla vatandaşımız hayatını kaybetti, 100 binden fazla vatandaşımız yaralandı, yüz binlerce bina ve altyapı ağır hasar aldı" şeklinde konuştu. “Bu politikalar, ülkemizi afetlere karşı daha savunmasız hale getiriyor” Dr. Tatar, ‘imar afları’ ve ‘rantsal dönüşüm’ uygulamalarının afet risklerini artırdığını belirterek, "Fay zonları üzerine inşaat yapılması, sıvılaşma, heyelan ve taşkın tehlikesi yüksek alanların imara açılması kabul edilemez. Bu politikalar, ülkemizi afetlere karşı daha savunmasız hale getiriyor" dedi. “Afet yönetiminde yasal düzenleme ihtiyacı var” Mevcut yasal düzenlemelerin günümüz koşullarına uygun olmadığını belirten Dr. Tatar şunları söyledi: "7269 sayılı Kanun, 65 yıl önceki bilimsel ve teknik bilgi birikimine dayanıyor ve artık yetersiz. Ulusal afet yönetim sistemimizin bütüncül, etkin ve risk azaltma odaklı bir hale getirilmesi için yeni bir afetler kanunu hazırlanmalıdır.” “Doğal tehlikeleri göz önüne alan master planlar hazırlanmalı” Başta Büyükşehir Belediyeleri olmak üzere tüm illerin jeolojik ve jeoteknik etütlerinin hızla tamamlanması gerektiğini söyleyen Tatar, "Doğal tehlikeleri göz önüne alan master planlar hazırlanmalı ve afet güvenliğinin gerektirdiği imar plan revizyonları uygulanmalıdır. İmar yasası da BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile uyumlu olmalıdır. Afetlerin tekrarlanmaması için etkin bir mevzuat altyapısı, güçlü bir kurumsal yapı ve afet farkındalığı yüksek bir toplum inşa etmeliyiz. 25 yıl önce yaşanan acılardan ders çıkarmalı ve yara sarma politikaları yerine zarar azaltmayı önceleyen politikalar geliştirmeliyiz" diyerek sözlerini tamamladı. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Dr Mehmet Tatar, Türkiye’nin afetlere karşı dirençli bir toplum olması için kalkınma, halk ve çevre sağlığının korunması, yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve doğayla uyumlu bir yaşam için çaba gösterilmesi gerektiğini belirtti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.