TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Prematüre

İLKHABER-Gazetesi - Prematüre haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Prematüre haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Prematüre doğduğu hastanede bebeklerin hayata tutunması için çalışıyor Haber

Prematüre doğduğu hastanede bebeklerin hayata tutunması için çalışıyor

Adana’da 28 haftalık 1 kilo 300 gram dünyaya gelen ve doktorların ’yaşaması zor’ dediği Muhammed Serhat, bütün zorluklara rağmen hayata tutundu ve tıp fakültesini kazandı. Şu anda son sınıfta okuyan Muhammed, kendisi gibi prematüre doğan bebeklere intörn doktorluk yapıyor. Yasemin ve Hakan Durmuşoğlu çiftinin evlatları Muhammed Serhat, 23 Kasım 1999 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde 28 haftalık 1 kilo 300 gram dünyaya geldi. Doktorların yaşaması zor dediği ve 1 ay kuvözde kalan Muhammed, bütün zorluklara rağmen hayata sıkı sıkı tutundu ve 6 sene önce Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandı. Son sınıfta okuyor Son sınıfta okuyan ve intörn doktorluk yapan Muhammed Serhat, mezun olduktan sonra da çocuk hastalıkları üzerine uzmanlaşmayı planlıyor. Şu anda da hastanenin prematüre yeni doğan bölümünde intörn doktorluk yapan Muhammed, kendisi gibi doğan bebekler ile ilgileniyor ve onların hayata tutunmasını sağlıyor. “Prematüre bebekleri takip ediyoruz” Muhammed Serhat Durmuşoğlu, “Prematüre doğmak kesinlikle bir engel değil. Prematüre doğan çocuklar gayet sağlıklı olabilirler ve ilerde hiçbir sıkıntı da yaşamayabilirler. Burada prematüre bebekleri takip ediyoruz. Bir sıkıntıları olduğunda onlara erken müdahale etmeye çalışıyoruz. Hemşirelerimiz ve mesai arkadaşlarımız gerçekten bu konuda elinden gelen her şeyi fazlasıyla yapıyor” ifadelerini kullandı. “Doktor olmak hayalimdi” Doktor olmayı hep hayal ettiğini anlatan Durmuşoğlu, “Tıp fakültesi kazanmak hayalimdi. Ben prematüre doğduğum için benim gibi doğan çocuklara destek olmak, yanlarında olmak ve onlarla ilgilenmek hayalimdi. Gerçekten çok mutluyum bulunduğum yerden. Şu an bulunduğum hastanede çocuklarla ilgilenmek hoşuma gidiyor” dedi. “28 haftanın altındaki bebekler çok riskli” Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacer Yapıcıoğlu Yıldızdaş ise prematüre doğmanın herhangi bir engel teşkil etmediğini vurgulayarak şunları söyledi: “Bizim açımızdan 28 haftanın altındaki bebekler çok daha riskli. Neredeyse 10 bebekten 1 tanesi prematüre olarak doğuyor. Serhat da 28 haftalık olarak doğmuş bir prematüre bebeğimiz. Tabi 28 haftalık bebeklerde de bazı sorunlar olabilir ama bazılarında da hiçbir sorun olmadan taburcu oluyor. Serhat da onlardan bir tanesi gördüğünüz gibi, başarılı bir şekilde 6. sınıfta şu anda. Bölümümüzde de çalışıyor.”

Öldüğü söylenen 400 gramlık Haber

Öldüğü söylenen 400 gramlık "Rüya" bebek 154 gün sonra evine kavuştu

Burdur'da yaşayan 27 yaşındaki Hacer Candan evlendikten yaklaşık 6 yıl sonra tüp bebek tedavisiyle annelik heyecanı yaşadı. Hamileliğin henüz 22. haftasında doğum sancıları başlayan genç kadın, kaldırıldığı özel hastanede adını "Asel Rüya" verdikleri kız bebeğini dünyaya getirdi. Erken doğum nedeniyle 400 gram dünyaya gelen minik Asel Rüya'nın ailesine bebeğin hayatını kaybettiği söylendi. Doğumdan 5-6 saat sonra ölüm raporunu almak isteyen aile, çocuklarının yaşadığını öğrenince büyük bir sevinç yaşadı. Yeni doğan yoğun bakım servisindeki kuvözde, her geçen gün yaşama daha sıkı sarılan Asel Rüya, 154 gün sonra 2 kilo 930 grama ulaşınca taburcu edilerek evine getirildi. Hacer ile Emrah Candan (30) çifti, evlerinde kısa sürede 4 kiloya ulaşan kızları Rüya'yı kucaklarına almanın mutluluğunu yaşıyor. - "Biz bebeğimizi kaybettik diye biliyorduk" Anne Hacer Candan, AA muhabirine, çocuk sahibi olmak için birçok hastaneye başvurduklarını söyledi. Uzun tedavi sürecinin ardından hamile kaldığını belirten Candan, hamileliğin ilk aylarında her şeyin normal ilerlediğini aktardı. Candan, hamileliğin 5. ayında bir gece aniden doğum sancılarının başladığını dile getirerek, hemen hastaneye gittiklerini, o gece sabaha karşı doğumun gerçekleştiğini anlattı. Kendilerine ilk başta bebeklerinin ölü doğduğunun söylendiğini vurgulayan Candan, "Doğduğunda nefes almıyordu, daha sonra nefes almaya başlamış. Hatta biz bebeğimizi kaybettik diye biliyorduk. 5-6 saat sonra yaşadığını öğrenince bir yandan ağlıyoruz, bir yandan gülüyoruz, tüm duygularımız birbirine girdi. Asel Rüya, bize sabretmeyi, umut etmeyi, bir gram kilo almanın bile nasıl bir mucizeye dönüştüğünü öğretti." ifadesini kullandı. - "Şu an kucağıma alınca dünyalar benim oluyor" Candan, ilk zamanlar çok küçük olduğundan bebeğini kucağına almasının yasak olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu: "Kuvözün dışından izliyorduk ama her gittiğimizde sanki bizi görüyordu, kıpırdamaya başlıyordu. 'Annem biz geldik, iyi ol, toparlanmaya çalış, pes etme' diye sürekli onunla konuşuyordum. Onun bizi duyduğuna inanıyorduk. Gidemediğim günler hastaneyi arıyordum. Artık yeni doğan servisindekilerle dost olduk. Onlara 'meleklerim' diyorum. Bir süre sonra ilk kez kucağıma alınca ağladım. Çok değişik bir duyguydu. Küçücüktü tutmakta zorlanıyordum. Şu an kucağıma alınca dünyalar benim oluyor. İsmini de bir gecede koyduk, Asel bal demek, her şey rüya gibi oldu, yanına da rüya ismini koyduk." Sanayide esnaflık yapan baba Emrah Candan da ölüm raporunu almaya gittiğinde bebeğinin yaşadığını öğrenince bir süre şok yaşadığını anlattı. Kuvözde bebeğini gördükten sonra eşine müjdeyi verdiğine değinen Candan, "Çocuğumun yanına gittiğimde avuç içine sığacak kadardı. O an şoktan bayağı çıkamadım. Doktorumuz 'Biz mücadele edeceğiz siz de dua edeceksiniz.' dedi. Allah'ın izniyle yaşadı. Allah isteyen herkese versin. Çalışıp yoruluyorum, eve geldiğimde mucize bebeğimizi görünce yorgunluğum kalmıyor." diye konuştu. - "Meslek hayatımda gördüğüm en küçük bebek" Hastane müdürü ve Kadın Doğum Uzmanı Opr. Dr. Ali Fuat Şengör ise 22 haftalık dünyaya gelen Rüya bebeğin, 400 gram gibi Türkiye'de rekor sayılabilecek bir ağırlıkla doğduğunu söyledi. Şengör, 154 gün yoğun bakım servisinde tedavi altında kalan Rüya bebeği, 2 kilo 930 grama ulaşınca hastaneden taburcu ettiklerini belirtti. Bebeğin son derece sağlıklı olduğunu ve herhangi bir nörolojik sıkıntısının bulunmadığını vurgulayan Şengör, "154 gün tabii çok uzun bir dönem. Çok stresli ve çok heyecanlı bir dönem oldu. Ailesiyle her gün bu bebeği takip ettik. Ailenin yaşadığı stres ve merak bizden kat be kat fazlaydı. Aile için çok zor bir dönemdi. Uzun bir dönemden beri aranan bir bebekti. Tedaviyle olmuştu. Benim de meslek hayatımda gördüğüm en küçük bebek." diye konuştu.

Prematüre bebek Sevim Sultan yaşam savaşını kazandı Haber

Prematüre bebek Sevim Sultan yaşam savaşını kazandı

MERSİN (AA) - SERKAN AVCI - Mersin'de 24 haftalıkken dünyaya gözlerini açan 710 gram ağırlığındaki bebek, doktor ve hemşirelerin şefkatli ellerinde hayata tutunarak 101 gün sonra ailesine kavuştu.Akdeniz ilçesinde yaşayan Yeşim Yalçın'ın (30), üçüncü çocuğunu kucağını alacağı günü beklerken, hamileliğinin 24. haftasında şiddetli sancıları başladı.Eşi Harun Yalçın (33) tarafından kentteki bir özel hastaneye götürülen anne, doğumun başladığının anlaşılması üzerine Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi.Burada doğuma alınan anne, 710 gram ağırlığında ve 35 santimetre boyunda kız çocuğu dünyaya getirdi. "Sevim Sultan" adı verilen bebek, organları gelişmediği ve solunum yetmezliği çektiği için kuvözde tedavi altına alındı.Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi uzman doktorları Mustafa Akçalı ve Hüseyin Şimşek ile hemşireler tarafından özenle bakılan bebeğe akciğer gelişimi için tedavi uygulandı.Yaşam savaşı verdiği süreçte 2 kilo 80 gram ve 60 santimetreye ulaşan Sevim Sultan, 101 gün sonunda taburcu edildi.- "Doğduğu anda öleceğini düşünmüştüm"Anne Yeşim Yalçın, AA muhabirine, doğumunun ardından psikolojik olarak zor bir süreç yaşadığını söyledi.O günleri unutamadığını anlatan Yalçın, "Doğduğu anda öleceğini düşünmüştüm. Başlarda hiç umudum yoktu. Hastaneden çıkacağıma inanmadım. Çıktığımız gün aşırı mutlu olduk. Bebeğimi 101 gün boyunca gelip gittiğim hastaneden çıkarttım. Bunun tarifi yok." dedi.Yalçın, kızının hayata tutunmasında ellerinden gelen çabayı gösteren sağlık çalışanlarına teşekkür etti.Sağlık çalışanlarının kızının yaşaması için büyük mücadele verdiğine tanıklık ettiğini aktaran anne Yalçın, "101 günde iyi ve kötü günler geçirdim. Ağlayarak da gülerek de çıktığım günler oldu. Gülmemiz ve ağlamamız doktorumuzun ağzından çıkacak iki kelimeye bağlıydı. Sonu çok güzel oldu. İki oğlandan sonra Sevim Sultan dünyaya geldi. O ailenin tek kız çocuğu. Bundan dolayı çok seviyoruz. Hepimiz çok mutluyuz." diye konuştu.- "Sabırla taş üstüne taş koya koya 101 günümüz geçti"Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi Birim Sorumlusu Uzman Dr. Mustafa Akçalı da yaşam şansı düşük olan bir bebeği hayata tutundurmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.Tedavi sürecinde yaşadıkları zorluklara değinen Akçalı, şunları kaydetti:"Sevim Sultan gerçekten küçük bebeklerden bir tanesiydi. 24-25 hafta arasında 700 gram civarında doğmuştu. Bebeğimizi kuvöze alarak hassas bir şekilde bütün müdahaleleri yaptık. İğneyle kuyu kazar gibi her gün iki ileri bir geri giderek sabırla taş üstüne taş koya koya 101 günümüz geçti. Bu süreçte özellikle annesiyle yoğun duygular yaşadık. Her gelmelerinde çok ciddi endişeleri vardı. 101 günün sonunda mutlu sona ulaşmak insanda gerçekten inanılmaz duygular içeriyor. Aileyi mutlu görünce biz de mutlu oluyoruz. Bu motivasyonla diğer bebeklerimize de bakmaya çalışıyoruz. Bu bebeklerin bakımı için canla başla mücadele ediyoruz. Bu duyguyu tarif edemiyoruz. Anlatılmaz, yaşanır."

Antalya'da 410 gram doğan Asya bebek inadına Haber

Antalya'da 410 gram doğan Asya bebek inadına "yaşam" dedi

ANTALYA (AA) - SÜLEYMAN ELÇİN - Antalya'da 23 haftalıkken 410 gram ağırlığında hayata gözlerini açtıktan sonra hastanede 120 günlük yaşam mücadelesini kazanan Selbi Asya bebek, 1,5 yaşına ulaştı. Manavgat ilçesinde yaşayan İbrahim (27) ve Canan Bulut (26) çifti, gittikleri doktor kontrolünde bir bebeklerinin dünyaya geleceğini öğrenince büyük sevinç yaşadı.Bulut çiftinin mutluluğu, bebeklerinin 23 haftalıkken 410 gram ağırlığında, 27 santimetre boyunda dünyaya gelmesiyle endişeli bir bekleyişe dönüştü.Hayatta kalma ihtimali düşük görülen ve Selbi Asya adı verilen bebek, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi'nde tedaviye alındı.Uzm. Dr. İsmail Çetiner'in koordinesinde tedavisi yapılan, organ gelişimleri takip edilen Selbi Asya bebek, 120 gün sonra ağırlığı 1 kilo 800 grama boyu da 45 santimetreye ulaşınca, taburcu edildi.Asya bebeği sağlıklı bir şekilde kucaklarına alan Bulut çifti, yaşamak için direnen bebekleriyle evlerine dönmenin mutluğunu yaşadı.Evde de özenle bakılan Asya bebeğin 1,5 yaşında ağırlığı 6 kilo 700 grama, boyu da 72 santimetreye ulaştı.Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Servisi'ni Asya bebek ile ziyaret eden Bulut çifti, doktorlara teşekkür etti.- "Kızım bir avuç büyüklüğündeydi"Baba İbrahim Bulut, AA muhabirine, kızının 4 ay süren yaşam mücadelesinin kendileri için de çok zor geçtiğini söyledi.Doktorlara minnettar olduklarını ifade eden Bulut, "Kızım bir avuç büyüklüğündeydi. 'Yaşayacak mı?' diye hep endişe içerisindeyken Allah bize kızımızı bağışladı. Bu süreçte anne ve babanın da moralli olması çok önemli. Doktorlarımız o anlamda da bize hep destek verdi." dedi.Anne Canan Bulut da zorlu bir sürecin ardından kızını kucağına almanın mutluluğunu yaşadığını belirtti.Kızını uzun süre kuvözde izlemek zorunda kaldığını anlatan Bulut, "Hepsini atlattık. Manavgat'tan haftada bir kent merkezindeki hastaneye gelerek dondurulmuş anne sütü bıraktık. Artık çok mutluyuz. Kızımız da çok sağlıklı." ifadelerini kullandı.- "400 gramlık bir bebeğe göre hiçbir nörolojik sorunu yok"Uzm. Dr. İsmail Çetiner, Selbi Asya bebeğin, annesinin yüksek tansiyonuna bağlı olarak erken doğduğunu söyledi.Türkiye'de bebeklerin yüzde 10'unun prematüre doğduğu bilgisini veren Çetiner, "Bu bebeklerin çoğunluğu sağlığına kavuşuyor. Asya bebek de kuvözde görülmeyecek kadar küçüktü. Kuvözde anne rahmini taklit ederek teknolojinin desteğiyle akciğer ve beynini koruyarak bugünlere geldik. 400 gramlık bir bebeğe göre hiçbir nörolojik sorunu yok. Anne sütü de bu dönemde çok önemli. Ailenin stres yönetimini de iyi yaptık, sütü azaltan kaygıları yok etmeye çalışarak, bebeğimizi sağlıklı bir şekilde taburcu etmiştik." diye konuştu.

Dünyaya 460 gram gelen bebek 137 günlük mücadeleyle yaşama tutundu Haber

Dünyaya 460 gram gelen bebek 137 günlük mücadeleyle yaşama tutundu

MERSİN (AA) - SERKAN AVCI - Mersin'de 24 haftalıkken prematüre olarak 460 gram ağırlığında doğan bebek, 137 günlük tedavisinin ardından annesiyle buluştu.Akdeniz ilçesinde yaşayan 28 yaşındaki Meryem Sevim, hamileliğinin 20. haftasında sancılarının başlaması üzerine eşi Kemal Sevim tarafından Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü.Buradaki kontrollerinde gebeliğe bağlı yüksek tansiyon nedeniyle bebeğinin zehirlenme riski bulunduğu tespit edilen anne, yoğun bakıma alındı.Tedavisi bir ay süren annenin, hamileliğinin 24. haftasında dünyaya getirdiği 460 gram ağırlığında, 25 santimetre boyundaki kızına Nazimasu adı verildi.Erken doğum nedeniyle organları gelişmediği için kuvöze alınıp solunum cihazına bağlanan prematüre bebeğe, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi uzman doktorları Mustafa Akçalı ve Hüseyin Şimşek tarafından akciğer gelişimi için tedavi uygulandı.Zorlu sürecin ardından organlarının gelişmesiyle ağırlığı 1950 grama, boyu da 47 santimetreye ulaşan Nazimasu, yaşam mücadelesini kazandı.Annesiyle buluşan bebek, sağlık görevlilerinin alkışlarıyla hastaneden taburcu edildi.- "O içeride ne yaşadıysa, ben de kapısında aynı şeyleri yaşadım"Anne Meryem Sevim, AA muhabirine, Nazimasu'nun prematüre doğan ikinci bebeği olduğunu, Umut Can adını verdikleri oğullarının 5 yaşına geldiğini söyledi.Bebeğinin hayata tutunmasına katkı sunan sağlık ekiplerine teşekkür eden Sevim, "İkinci kez bu duyguyu yaşadığım için doğuma dua ederek girip çıktım. Sadece bebeğimin sağlıklı olmasını diledim. İkimiz için de risk vardı ama çok şükür iyi gitti. Önce Allah'a, sonra doktor ve hemşirelerimize çok teşekkür ediyorum. Onlar için çok dua ediyorum." diye konuştu.Bu süreçte yaşadıklarını unutamayacağını dile getiren Sevim, şunları anlattı:"Kızımın kalbi durdu, beyin kanaması geçirdi ve ameliyat oldu. O içeride ne yaşadıysa, ben de kapısında aynı şeyleri yaşadım. Çok şükür o günden sonra kızım toparlandı. Çocuğumu alıp çıkacağım zaman Allah'a şükrettim. Allah, doktor ve hemşirelerimizden binlerce kere razı olsun. Çok şükür kızımı kucağıma aldım. Hastaneden mutlulukla, sevinçle, alkışlarla çıktık. Bu anı bekliyorduk. Çocuklarım her gün kardeşlerini soruyorlardı. Sürekli onları bırakıp hastaneye geliyordum. Onlar da şimdi mutluluktan havalara uçuyor. Ailemiz çok mutlu, şu an çok iyiyiz."Sevim, kayınvalidesinin Nazima olan adından esinlenerek bebeğe Nazimasu ismini verdiklerini de belirtti.- "Yaşama şansı çok düşük olan bebeklerden biriydi"Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi Birim Sorumlusu Uzman Dr. Mustafa Akçalı da Nazimasu'nun hayata tutunması için ellerinden geleni yaptıklarını vurguladı.Bebeğin adeta yaşam savaşı verdiğine dikkati çeken Akçalı, şunları kaydetti:"Nazimasu inanılmaz küçük ve yaşama şansı çok düşük olan bebeklerden biriydi. Tedavi süreci ve zorlu işlemlerin ardından mutlu sona ulaştık. Nazimasu'nun kalbinin durduğu dönemler oldu. Arkadaşlarımızla beraber özverili bir şekilde müdahale ettik ve hayata döndüğünü gördük. Değişik bir duygu. Bu kadar mücadeleden sonra mutlu sona ulaşmak hem mutlu ediyor hem de çalışma şevkini arttırıyor. Aile ilk geldiği zaman çok endişelilerdi, çocuklarını her an kaybedeceklerini düşünüyorlardı. Bebeği 137 gün sonunda taburcu ederken anne ve babası inanılmaz keyiflilerdi."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.