TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

# Para Politikası Kurulu

İLKHABER-Gazetesi - Para Politikası Kurulu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Para Politikası Kurulu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

2024 Kasım TCMB faiz kararı ne olur, faizler düşer mi? Faiz kararı ne zaman, saat kaçta açıklanacak? Gözler saat 14.00'te Haber

2024 Kasım TCMB faiz kararı ne olur, faizler düşer mi? Faiz kararı ne zaman, saat kaçta açıklanacak? Gözler saat 14.00'te

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ardından politika faizine ilişkin kararını bugün saat 14.00'te duyuracak. Piyasalar, karar öncesinde büyük bir dikkatle gelişmeleri takip ediyor. FAİZ KARARINDA BEKLENTİLER NE YÖNDE? Ekonomistlerin büyük çoğunluğu, politika faizinin yüzde 50 seviyesinde sabit tutulacağına kesin gözüyle bakıyor. Yıl Sonu Tahminleri: Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi tahminleri yüzde 49 seviyelerinde seyrediyor. Faiz İndirimi Beklentileri: İlk faiz indiriminin Aralık ayında gelebileceği konuşulsa da, 2025’in ikinci çeyreğine sarkabileceği yönünde de görüşler bulunuyor. PPK METNİNDE HANGİ MESAJLAR BEKLENİYOR? Piyasalar, Para Politikası Kurulu’nun metninde yer alacak ifadeleri yakından takip edecek. Özellikle enflasyon, likidite ve faiz indirimi konularında verilecek mesajlar dikkatle incelenecek. GEÇEN AYKİ TOPLANTIDA NELER OLMUŞTU? Ekim ayında TCMB, politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit tutarak üst üste yedinci ayda da değişiklik yapmamıştı. Enflasyon Mesajları: Banka, enflasyonda ana eğilimin yükseldiğini belirtmiş ve iyileşme hızına dair belirsizliklerin arttığını vurgulamıştı. Metindeki Kritik İfade: Eylül ayında metne eklenen, "Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır." ifadesi geçen ay da korunmuştu. ENFLASYON TAHMİNLERİNDE YUKARI YÖNLÜ REVİZYON TCMB, yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 38’den yüzde 44’e yükseltirken, orta vadeli tahminlerde de artışlar yapıldı: 2025 Tahmini: Yüzde 14’ten yüzde 21’e. 2026 Tahmini: Yüzde 9’dan yüzde 12’ye. PİYASALARDAKİ ENFLASYON BEKLENTİLERİ NELER? Kasım ayı piyasa katılımcıları anketine göre, yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 44,81’e yükseldi. Ancak 12 ay sonrası için beklentiler yüzde 27,44’ten yüzde 27,20’ye geriledi. EKİM AYI ENFLASYONU BEKLENTİLERİ AŞTI Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan ekim ayı enflasyonu, aylık bazda yüzde 2,88 artışla beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Beklenti: Yüzde 2,5. Yıllık Enflasyon: Yüzde 48,58’e geriledi. Piyasalar, bugünkü faiz kararının yanı sıra enflasyon ve gelecekteki para politikası adımlarıyla ilgili ipuçlarına odaklanmış durumda.

Merkez Bankası'ndan Enflasyonla Mücadele mesajı Haber

Merkez Bankası'ndan Enflasyonla Mücadele mesajı

Merkez Bankası tarafından yayınlanan Para Politikası Kurulu (PKK) toplantı özetinde yakın döneme ilişkin göstergelerin yurt içi talebin, halen enflasyonist düzeyde olmakla birlikte, yavaşlamaya devam ettiğini teyit ettiği bildirildi. Ayrıca hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatların enflasyonist baskıları canlı tuttuğu kaydedildi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Temmuz ayı Para Politikası Kurulu toplantı özetini yayınladı. Özette, yakın döneme ilişkin göstergelerin yurt içi talebin, halen enflasyonist düzeyde olmakla birlikte, yavaşlamaya devam ettiğini teyit ettiği belirtildi. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatlarının enflasyonist baskıları canlı tuttuğu kaydedildi. Öncü göstergelerin Temmuz ayında aylık enflasyonun, para politikasının görece etki alanı dışında kalan yönetilen-yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamaları ile işlenmemiş gıda fiyatlarındaki arz yönlü gelişmeler neticesinde geçici olarak artacağına işaret ettiği ifade edildi. Özette ikinci çeyrekte iki bayram tatili ve bunlarla bağlantılı idari izinler kaynaklı köprü günlerinin yer almasının, talepteki yavaşlamanın seviyesi hakkında net bir görüntü alınmasını zorlaştırdığı, ikinci çeyrekte kartla yapılan harcamaların çeyreklik bazdaki artışını, hız kesmekle birlikte, sürdürdüğü bildirildi. Özette parasal ve finansal koşullarla ilgili "Yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin Türk lirası varlıklara yönelimiyle piyasada oluşan likidite fazlasının mayıs ayında kur korumalı mevduat hesapları ile mevduat ve katılım fonu hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranlarının belirgin olarak artırılması ile sterilize edilmesi neticesinde mevduat faiz oranlarındaki gerileme sınırlanmıştır. Türk lirası mevduat faizleri, 28 Haziran haftasından bu yana 20 baz puan gerileyerek, 12 Temmuz itibarıyla yüzde 56,16 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde Türk lirası ticari kredi faizleri 31 baz puan azalarak yüzde 60,76 seviyesinde oluşmuştur. Bireysel tarafta, ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı hariç) faizleri 334 baz puan artarak yüzde 77,90 olarak gerçekleşirken; konut kredisi faizleri, yatay seyrini sürdürerek yüzde 44,24 seviyesinde oluşmuştur. Büyük ölçüde kampanyaların durumuna göre şekillenen taşıt kredisi faizleri 12 Temmuz itibarıyla yüzde 54,07’ye yükseldi. Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Kredi büyümesi ve kompozisyonu göz önünde bulundurularak makro finansal istikrarı ve parasal aktarım mekanizmasını destekleyecek şekilde yabancı para kredilere yönelik ek önlemler alınmış, Türk lirası kredilere yönelik düzenleme ise korunmuştur. Bu kapsamda, yabancı para krediler için yüzde 2 olan aylık büyüme sınırı yüzde 1,5’e indirilmiş, Türk lirası kredilerde yüzde 2 olan aylık büyüme sınırı ise sabit tutulmuştur. Ayrıca, yatırım kredilerine sağlanan istisnanın kapsamı genişletilerek; uluslararası kalkınma finansmanı kuruluşlarından sağlanan kaynaklar kapsamında kullandırılan yatırım kredilerinin Türk lirası ve yabancı para kredi büyüme sınırlarından muaf tutulmasına karar verilmiştir. Atılan parasal ve miktarsal sıkılaşma adımlarının etkisi ile Türk lirası kredi büyümesinde bir süredir görülen yavaşlama eğilimi devam etmiş, YP kredi büyümesindeki gerileme belirginleşmiştir. Bu kapsamda, bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması 21 Haziran haftasından bu yana azalarak yüzde 2,91 seviyesinden son toplantı haftasından bakıldığında 12 Temmuz itibarıyla yüzde 1,68 seviyesine gelmiştir. Söz konusu azalmaya temelde bireysel kredi kartları bakiyesi büyüme oranındaki gerileme katkı sağlamıştır. Aynı dönemde Türk lirası ticari krediler sınırlı ölçüde büyümeye devam etmiş ve 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 1,46 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde kur etkisinden arındırılmış YP ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması, getirilen sınırlamaların etkisi ile yüzde 4,13’ten yüzde 1,61’e gerilemiştir" denildi. "Sterilizasyon araçları, gerektiğinde çeşitlendirilerek etkin şekilde kullanılacaktır" Kurul, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelediğinin belirtildiği özette, "Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon sürecini güçlendirecektir. Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenmeye devam edilecektir. Likidite koşulları muhtemel gelişmeler göz önünde bulundurularak yakından izlenmektedir. Sterilizasyon araçları, gerektiğinde çeşitlendirilerek etkin şekilde kullanılacaktır. Bu çerçevede, mevcut sterilizasyon araçlarına ek olarak, altın ve döviz karşılığında Türk lirası sterilizasyonu yapılabilme imkânı sağlamak amacıyla satım yönlü altın ve döviz karşılığı Türk lirası swap ihalesi işlemleri duyurulmuştur. Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır" ifadelerine yer verildi.

Merkez bankası politika faizini yüzde 50'de sabit tutma kararı aldı Haber

Merkez bankası politika faizini yüzde 50'de sabit tutma kararı aldı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), faiz kararını duyurdu. Para Politikası Kurulu (Kurul) politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 50 düzeyinde sabit tutulmasına karar verdi. Karar metninde şu ifadelere yer verildi: ''Nisan ayında aylık enflasyonun ana eğilimi sınırlı bir zayıflama kaydetmiştir. Yakın döneme ilişkin göstergeler yurt içi talepte ilk çeyreğe kıyasla yavaşlamaya işaret etmiştir. Bununla birlikte, tüketim malı ithalatı nisan ayında artarak cari işlemler dengesindeki iyileşmeyi sınırlamıştır. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları enflasyonist baskıları canlı tutmaktadır. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunu yakından takip etmektedir. Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Kurul, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemiştir. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon yılın ikinci yarısında tesis edilecektir. Makroihtiyati çerçevede sadeleşme ve piyasa mekanizmasının işlevselliğini artırma amacı kapsamında, menkul kıymet tesisi uygulaması sonlandırılmıştır. Son dönem kredi büyümesi ve mevduat gelişmeleri göz önünde bulundurularak, makro finansal istikrarı koruyacak ve parasal aktarım mekanizmasını destekleyecek ek adımlar atılacaktır. Yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin Türk lirası finansal varlıklara talebiyle oluşan likidite fazlası ilave tedbirlerle sterilize edilecektir. Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.''

TCMB Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti yayımlandı Haber

TCMB Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti yayımlandı

(Haber Merkezi) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti'nde, yurt içi talepteki güçlü seyrin, tüketim malları ithalatı kanalıyla cari işlemler açığını artırıcı etkide bulunduğu belirtildi.    Özette, küresel enflasyonun yakın dönemde gerileme gösterirken, halen uzun dönem ortalamalarının ve merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyrettiği belirtildi. Gelişmiş ekonomilerin tüketici enflasyonlarının bir önceki PPK dönemine göre yüzde 4,91 düzeyinden yüzde 4,08 seviyesine gerilerken, gelişmekte olan ülkelerde tüketici enflasyonunun Rusya, Türkiye, Hindistan gibi görece büyük ekonomilerin etkisiyle yüzde 5,41 düzeyinden yüzde 5,84 düzeyine yükseldiği bildirilen özette, son 10 yıllık dönemde ise ortalama enflasyonun gelişmiş ekonomilerde yüzde 2,2 ve gelişmekte olan ekonomilerde yüzde 5,6 seviyesinde gerçekleştiği kaydedildi. Özette, enflasyonun gelişmiş ülkelerde yüzde 2, gelişmekte olan ülkelerde ise ortalama yüzde 3,5 olan hedef oranların belirgin olarak üzerinde seyretmeye devam ettiği aktarıldı. 2023 yılı son çeyrek ortalama yıllık enflasyonun gelişmiş ekonomilerde yüzde 3,1, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 6,2 seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiği vurgulanan özette, bir önceki PPK dönemine göre çekirdek enflasyonun gelişmiş ülkelerde yüzde 5,02'den yüzde 4,74'e gerilerken, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 6,03 düzeyinde yatay seyrettiği kaydedildi. Özette, ''ABD ve Euro Bölgesi'nde 2023 yılı son çeyrek ortalama yıllık enflasyon beklentisi sırasıyla yüzde 3,1 ve yüzde 3,0 iken, çekirdek enflasyon beklentisi sırasıyla yüzde 3,6 ve yüzde 4,1 seviyesindedir.'' denildi. Emtia fiyatlarının son dönemde başta petrol fiyatları olmak üzere enerji emtia fiyatları kaynaklı yükseldiği belirtilen özette, Emtia Fiyat Endeksinin mevcut seviyesinin son on yılın ortalamasının yüzde 30,6 üzerinde olduğu ifade edildi. Özette, "Endeks, geçen yıl ulaştığı en yüksek seviyeye göre yüzde 26,2 gerilemiştir. Benzer şekilde geçen yıl ulaştığı tepe noktasına göre yüzde 10,9 gerileme kaydeden Tarımsal Emtia Fiyat Endeksi son 10 yılın ortalamasının yüzde 16,6 üzerindedir. Bu durum, gıdanın tüketici sepeti içerisindeki yüksek payı nedeniyle enflasyon üzerinde halen etkili olmaktadır." ifadeleri kullanıldı. "Merkez bankalarının finansman ve kredi koşullarındaki sıkılaşmaya yönelik vurguları güçlenmiştir"   Özette, çekirdek enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin yüksek seviyelerinin küresel enflasyonun bir süre daha merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmeye devam edeceğini ima ettiği vurgulandı. Bu nedenle dünyanın birçok ülkesinde merkez bankalarının parasal sıkılaştırma sürecine devam ettiği aktarılan özette, şu ifadelere yer verildi: ''Takip edilen 12 gelişmiş ülke merkez bankası son 18 ayda toplamda 138 toplantı yapmış, bu toplantıların 97 tanesinde politika faizleri artırılmıştır. Aynı dönemde takip edilen 15 gelişmekte olan ülke merkez bankası toplamda 205 toplantı yapmış, bu toplantıların 100 tanesinde politika faizleri artırılmıştır. Uygulanan para politikasının sonuçları finansal koşullara da yansımaya başlamış ve merkez bankalarının finansman ve kredi koşullarındaki sıkılaşmaya yönelik vurguları güçlenmiştir. Bununla birlikte enflasyonun artmaya başladığı dönemde faiz artırım döngülerine erken ve güçlü adımlarla başlayan ve kararlılıkla uygulayan Brezilya ve Şili merkez bankaları, tüketici enflasyonunda meydana gelen düşüş ile faiz indirim süreçlerine başlamışlardır. Buna karşın enflasyonun yüksek seviyeleri ve merkez bankalarının politika iletişimleri göz önüne alındığında, söz konusu ekonomilerde parasal sıkılığın devam edeceği beklenmektedir.'' Küresel büyüme görünümündeki yatay seyre rağmen görece güçlü talep ve iş gücü piyasalarındaki sıkılığın devam ettiği belirtilen özette, Türkiye'nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin bir önceki PPK toplantısı dönemine kıyasla oldukça sınırlı bir düzeyde artış kaydettiği bildirildi. Özette, şunlar kaydedildi: "Endeksin 2023 yılı için tahmin edilen büyüme oranı ocak ayındaki dip seviyenin yaklaşık 0,5 puan üzerinde yüzde 1,8 düzeyindedir. Bununla birlikte söz konusu endeksin 2022 yılındaki yüzde 3,5 olan büyüme oranı göz önüne alındığında, Türkiye'nin dış talep görünümünde yıllık bazda kayda değer bir yavaşlama gözlenmektedir. Küresel PMI verilerinde haziran ayında yaşanan düşüş eğilimi temmuz ayında da devam etmiştir. Temmuz ayında küresel imalat sanayi PMI verisi bir önceki aya ait 48,7 düzeyini korurken, küresel hizmetler PMI verisi 1,2 puan azalmış ve 52,7 olarak gerçeklemiştir. Böylece küresel bileşik PMI göstergesi temmuz ayında bir önceki aya kıyasla 1 puan gerilemiş ve 51,7 olmuştur. Temmuz ayında hem gelişmiş ülkelerin hem de gelişmekte olan ülkelerin bileşik PMI verilerinin gerilediği gözlenmektedir. Çin'de bileşik PMI göstergesi temmuz ayında gerileme eğilimini sürdürerek 0,7 puan düşmüş ve 51,9 düzeyinde gerçekleşmiştir. İmalat sektörü PMI verisi 1,3 puan azalarak 49,2 düzeyi ile eşik değerinin altına inerken hizmetler PMI verisi 54,1 düzeyinde nispeten yatay seyretmiştir. Türkiye'nin önemli ticaret ortaklarından Euro Bölgesi'ne ait bileşik PMI göstergesindeki gerileme ağustos ayında da devam etmiş ve söz konusu gösterge 1,6 puan azalarak 47 olmuştur. İmalat sektörü PMI göstergesi, ağustos ayında 1 puan yükselmesine rağmen 43,7 olan düzeyi ile salgının ilk dalgasının atlatıldığı 2020 yılının haziran ayından beri en düşük seviyelerinden birine ulaşmıştır. Özellikle hizmetler PMI göstergesi ağustos ayında da gerilemeye devam etmiş ve 2,6 puan azalarak 48,3 düzeyi ile eşik değerinin altına inmiştir." Özette, gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının haziran ayında, iyileşen risk algısına bağlı olarak devam ettiği belirtildi. 2023 yılı ilk yarısında hisse senedi piyasalarına yaklaşık 54,2 milyar dolar fon girişi olurken, borç senetleri piyasalarından yaklaşık 2,4 milyar dolar fon çıkışı olduğu aktarılan özette, temmuz ayı başından 11 Ağustos'a kadar 1,3 milyar doları hisse senedi piyasalarına olmak üzere toplam 3 milyar dolar fon girişi gerçekleştiği bildirildi. "Yakın döneme ilişkin göstergeler enflasyonun ana eğiliminde yükselişin sürdüğüne işaret etmekte" Özette, Türkiye'de yıllık enflasyonun 2022 yılının ekim ayında ulaştığı zirveye kıyasla 37,7 puan gerilemekle birlikte tekrar artış eğilimine girdiği kaydedildi. Tüketici fiyatlarının temmuz ayında yüzde 9,49 yükseldiği, yıllık enflasyonun yüzde 9,62 puan artışla yüzde 47,83 seviyesinde gerçekleştiği hatırlatılan özette, yakın döneme ilişkin göstergelerin enflasyonun ana eğiliminde yükselişin sürdüğüne işaret ettiği vurgulandı. Özette, ''Bu gelişmede yurt içi talepteki güçlü seyir, ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar, hizmet enflasyonundaki katılık ve vergi düzenlemeleri belirleyici olmaktadır. Döviz kuru ve uluslararası gelişmeler sonucunda akaryakıt fiyatlarında artış hızının artması da doğrudan ve dolaylı kanallarla enflasyondaki yükselişe ilave etki yapmış ve genele yayılmasına katkıda bulunmuştur. Nitekim öncü göstergeler, temmuz ayının ardından ağustos ayında da genele yayılan, yüksek fiyat artışlarının gerçekleştiğine işaret etmektedir.'' denildi. Özette, alt grupların yıllık enflasyona katkılarının hizmet grubunda 15,00 puandan 17,85'e (2,86 puan artış), temel mal grubunda 10,49 puandan 12,95’e (2,46 puan artış), enerji grubunda eksi 2,64 puandan eksi 0,39’a (2,25 puan artış), gıda ve alkolsüz içecekler grubunda 13,56 puandan 15,27’ye (1,71 puan artış), alkol, tütün ve altın grupları toplamında 1,81 puandan 2,15’e (0,34 puan artış) yükseldiği bildirildi. Gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatlarının temmuz ayında yüzde 7,71 arttığı, yıllık enflasyonun 6,80 puan yükselerek yüzde 60,72 olduğu ifade edilen özette, gıdada fiyat artışlarının grup geneline yayıldığının izlendiği aktarıldı. Gıda fiyatlarının mevsimsellikten arındırılmış aylık artış oranının bir önceki aya kıyasla yükselirken, bu gelişmede taze meyve ve sebze fiyatlarının etkili olmaya devam ettiği belirtilen özette, diğer işlenmemiş gıdada kırmızı et, kuru yemiş ve patatesin dikkati çeken kalemler olduğu vurgulandı. İşlenmiş gıda fiyatlarının aylık bazda yüzde 6,08 yükseldiği belirtilen özette, ''Ekmek ve tahıllar kalemi bu artışta öne çıkarken, yaş çay alım fiyatlarına bağlı olarak çay fiyatları yükselmeye devam etmiştir. Son aylarda düşüş gözlenen süt ve süt ürünlerinde bu dönemde yeniden fiyat artışı izlenmiştir.'' denildi. "ÖTV düzenlemesi akaryakıt fiyatlarında güçlü artışı beraberinde getirmiştir" Özette, şu değerlendirmelere yer verildi: ''Enerji fiyatları temmuz ayında yüzde 12,73 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu 13,66 puan yükselerek yüzde eksi 2,86 olmuştur. Enerji grubu aylık enflasyonunu, fiyatı yüzde 29,04 oranında yükselen akaryakıt kalemi sürüklemiştir. Uluslararası ham petrol fiyatları ve döviz kuru gelişmeleriyle birlikte ÖTV düzenlemesi akaryakıt fiyatlarında güçlü artışı beraberinde getirmiştir. Akaryakıt fiyatları mayıs ayının başından bir önceki PPK toplantısına kadar yüzde 57,35 artarken, bu dönemden 23 Ağustos tarihine kadar ilave olarak yüzde 14,34 daha yükselmiştir. Akaryakıt fiyatlarındaki artış doğrudan etkisinin yanı sıra taşımacılık maliyetleri üzerinden dolaylı olarak da tüketici enflasyonunu olumsuz etkilemektedir. Hizmet fiyatları temmuz ayında yüzde 9,81 oranında yükselmiş, grup yıllık enflasyonu 10,20 puan artışla yüzde 69,65 olarak gerçekleşmiştir. Güçlü fiyat artışları grup geneline yayılırken yıllık enflasyon tüm alt gruplarda yükselmiştir. Temmuz ayında asgari ücret düzenlemesi ve gıda fiyatlarında süregelen olumsuz görünümün yanı sıra güçlü turizm talebi sonucunda lokanta-otel alt grubunda fiyatlar yüzde 11,92 oranında artış kaydetmiştir. Asgari ücret artışı ve kur gelişmelerine bağlı olarak diğer hizmetler alt grubunda fiyatlar yüzde 10,27 oranında yükselmiştir. Diğer hizmetler alt grubunda kişisel ulaşım araçlarının bakım ve onarımı ile sağlık hizmetleri öne çıkan kalemler olmuştur. Akaryakıt fiyatlarındaki belirgin artışlar ulaştırma hizmetlerini olumsuz etkilemiş ve alt grup fiyatları yüzde 10,03 oranında yükselmiştir. Kira alt grubunda aylık artış temmuz ayında bir miktar daha güç kazanmış ve yüzde 7,67 seviyesinde ölçülmüştür. Haberleşme hizmetlerinde fiyat artışı yüzde 3,74 ile diğer alt gruplara kıyasla daha sınırlı olmuştur.'' Temel mal fiyatlarının temmuz ayında yüzde 9,40 oranında yükseldiği, grup yıllık enflasyonunun 7,56 puan artışla yüzde 44,25 olduğu belirtilen özette, temmuz ayında yıllık enflasyonun dayanıklı mallarda daha belirgin olmak üzere tüm alt gruplarda yükseliş kaydettiği vurgulandı. Özette, "Türk lirasındaki değer kaybı, vergi ve ücret artışlarının yanı sıra canlı talep koşullarını takiben dayanıklı mal (altın hariç) alt grubunda aylık fiyat artışı yüzde 12,49 ile önceki aya kıyasla güçlenmiş, bu gelişmede temmuz ayında da otomobil öne çıkan kalem olmuştur. Benzer eğilim diğer temel mallarda da gözlenmiş, genele yayılan artışlar neticesinde alt grup fiyatları yüzde 8,73 oranında yükselmiştir." denildi. Özette, alkollü içecekler ve tütün ürünleri grubunda fiyatların yüzde 11,17 yükseldiği, bu grupta yıllık enflasyonun 5,68 puan artışla yüzde 46,58 olarak gerçekleştiği kaydedildi. Bu gelişmede, vergi ayarlamalarının belirleyici olduğu vurgulanan özette, yılın ilk yarısında gerçekleşen üretici fiyatları artışının maktu ve asgari maktu vergilere yansıtılmasına ek olarak KDV artışının grup genelinde fiyatları yukarıya çektiği aktarıldı. "Yıllık enflasyonun da önemli ölçüde yükseleceği tahmin edilmekte" Özette, şu ifadelere yer verildi: ''Enflasyonun ana eğilimi temmuz ayında belirgin bir şekilde yükselmiştir. Mevsimsellikten arındırılmış aylık artışlar B ve C göstergelerinde bir önceki aya kıyasla önemli ölçüde yükselirken, bu görünüm alternatif çekirdek enflasyon göstergeleri tarafından da teyit edilmektedir. Mevsimsellikten arındırılmış B ve C endekslerinin 3 aylık ortalama artışları 2022 yılının şubat ayında sırasıyla yüzde 8,8 ve yüzde 8,4 ile en yüksek noktasına çıkarken, 2023 yılı temmuz ayı itibarıyla yüzde 5,1 ve yüzde 5,7 seviyelerinde gerçekleşmiştir. Temmuz ayında B ve C endeksinin mevsimsellikten arındırılmış artış oranları sırasıyla yüzde 9,2 ve yüzde 9,8 olarak ölçülmüştür (önceki ay yüzde 3,2 ve yüzde 3,6). Öncü göstergeler talep, ücret, döviz kuru, vergiler ve bozulan fiyatlama davranışları kanallarıyla oluşan yüksek aylık fiyat artışlarının ağustos ayında da devam edeceğine işaret etmektedir. Buna bağlı olarak, yıllık enflasyonun da önemli ölçüde yükseleceği tahmin edilmektedir.'' Yılın ikinci çeyreğine ilişkin verilerin iktisadi faaliyetin özellikle iç talep kaynaklı güçlü seyrini sürdürdüğünü teyit ettiği belirtilen özette, haziran ayında perakende satış hacim endeksinin yıllık bazda yüzde 23,2 oranında yükselerek artış eğilimini sürdürdüğü, çeyreklik bazda artışın ise yüzde 5,2 oranında gerçekleştiği kaydedildi. Özette, kartla yapılan harcamalardaki artış eğiliminin temmuz ayında da devam ettiği, mevsimsellikten arındırılmış olarak yerli kartlarla yapılan harcamaların aylık bazda yüzde 12 oranında güçlü bir artış gerçekleştirdiği bildirildi. İmalat sanayi firmalarının temmuz ayındaki kayıtlı siparişlerine bakıldığında, iç piyasa siparişlerinin yıllık bazda 8,4 puan ile kuvvetli artış kaydettiğinin görüldüğü aktarılan özette, öncü göstergelerin iç piyasa siparişlerindeki canlı seyrin ağustos ayında gücünü koruduğuna işaret ettiği vurgulandı. Özette, firma görüşmelerinin ise yüksek oranlı fiyat artışlarının da etkisiyle sektörel düzeyde sınırlı ivme kayıplarına işaret ettiği belirtildi. Haziran ayında sanayi üretim endeksinin mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 1,6 oranında arttığı, çeyreklik bazda ise yüzde 2,3 yükselerek deprem kaynaklı üretim kayıplarının telafi edildiğine işaret ettiği aktarılan özette, şöyle denildi: ''Benzer şekilde, temmuz ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak imalat sanayi kapasite kullanım oranı, aylık bazda 0,3 puan artarak son 10 ayın en yüksek seviyesi olan yüzde 76,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Ağustos ayına ilişkin öncü göstergeler de imalat sanayine ilişkin söz konusu görünümün sürdüğüne işaret etmektedir. Güncel veriler, deprem bölgesinde ekonomik faaliyetin beklenenden hızlı toparlanmasını sürdürmesiyle afet kaynaklı daralmanın büyük ölçüde telafi edildiğini göstermektedir. Haziran ayı itibarıyla mevsimsellikten arındırılmış istihdam çeyreklik bazda yüzde 0,5 oranında artarak 31,5 milyon seviyesinde gerçekleşmiş ve afet öncesindeki ortalama çeyreklik istihdam seviyesini de aşmıştır. Bu dönemde iş gücüne katılım oranı yüzde 53,4 seviyesinde yatay seyretmiş, işsizlik oranı ise 0,3 puan azalarak yüzde 9,7 oranı ile 2014 yılının ikinci çeyreğinden bu yana en düşük düzeye gerilemiştir. Yüksek frekanslı veriler iş gücü piyasasında talebin gücünü koruduğuna işaret etmektedir.'' Haziran ayında yıllıklandırılmış cari işlemler açığının dış ticaret açığındaki iyileşmeye paralel olarak önceki aydaki seviyesine kıyasla 3,3 milyar dolar düşüşle 56,5 milyar dolara gerilediği belirtilen özette, bu düşüşün hizmetler dengesindeki güçlü seyir ve önceki seneye kıyasla enerji fiyatlarında süregelen gerilemeye ek olarak haziran ayında ithalatta gözlenen kayda değer düşüşün etkisiyle gerçekleştiği aktarıldı. Özette, haziran ayı itibarıyla yıllıklandırılmış olarak ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığının önceki yılın aynı dönemindeki seviyesine göre 42,5 milyar dolar artarak 99,3 milyar dolara yükseldiği, aynı dönemde yıllıklandırılmış hizmetler fazlasının 9,6 milyar dolar artarak 51,9 milyar dolara çıktığı bildirildi. Özette, parasal koşulların ve beklentilerin etkisiyle artan altın ithalatının cari açıktaki artışta önemli rol oynadığı vurgulandı. Temmuz ayı geçici dış ticaret verilerine göre yılın ilk 7 ayında altın ithalatının bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla 12,5 milyar dolar artışla 19,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiği belirtilen özette, 2023 yılında cari açığın seyri üzerinde kritik öneme sahip olan altın ithalatının artış hızını azaltmaya yönelik alınan tedbirlerin etkisinin yakından takip edildiği kaydedildi. Özette, ''Yurt içi talepteki güçlü seyir, tüketim malları ithalatı kanalıyla cari işlemler açığını artırıcı etkide bulunmaktadır. Temmuz ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri, ihracatın bayram tatili kaynaklı olarak teslimatların öne çekilmesi nedeniyle temmuz ayında gerilediğine işaret ederken, ithalat tarafında tüketim malları ithalatı başta olmak üzere tüm alt mal grupları bazında haziran ayındaki düşüşlerinin üzerinde artışlar kaydedildiğini göstermektedir. Öte yandan ağustos için yüksek frekanslı veriler mevsimsellikten arındırılmış olarak ihracatta toparlanmaya karşılık, ithalatta nispeten yatay seyrin korunduğunu ima etmektedir. Beklentilerin üzerinde ve yıl geneline yayılmış seyreden turizm gelirleri, cari dengeye katkı sunmaya devam etmektedir. Seyahat gelirleri, yılın ilk 6 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre 3,3 milyar dolar artarak 18,9 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Yabancı ziyaretçi sayıları da benzer şekilde yılın ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 22,9 oranında artarak 18,8 milyon kişi seviyesinde gerçekleşmiştir.'' denildi. Emtia fiyatları 2022 yılının ikinci yarısından itibaren gerileyen küresel emtia fiyatlarının girdi fiyatı kanalıyla tüketici enflasyonundaki düşüşü desteklerken, son dönemde enerji alt grubunda fiyat artışlarının dikkati çektiği belirtilen özette, enerji alt grubundaki fiyat artışlarının ham petrol ile sınırlı kalmadığı, propan ve bütan ile kömür kalemlerinde de izlendiği kaydedildi. Özette, enerji alt grubu dışlandığında uluslararası emtia fiyatlarının temmuz ayında yatay seyrederken, genel endeksin yüzde 4,41 artış kaydettiği bildirildi. Bu dönemde döviz kuru ve iş gücü maliyetindeki artışların üretici fiyatları üzerinde baskı oluşturan temel unsurlar olduğu vurgulanan özette, yurt içi üretici fiyatlarının aylık artışının yüzde 8,23 ile önceki aya kıyasla yükseldiği, yıllık üretici enflasyonunun 4,08 puan artışla yüzde 44,50 olarak gerçekleştiği bildirildi. Özette, bu dönemde, sermaye (yüzde 11,67), dayanıklı tüketim (yüzde 10,37) ve ara mallarının (yüzde 8,93) yüksek aylık fiyat artışları ile öne çıkan alt gruplar olduğu kaydedildi. Ağustos ayında küresel arz zincirindeki baskılara dair göstergelerin ılımlı seyrini korurken uluslararası taşımacılık maliyetlerinde artış izlendiği belirtilen özette, şöyle denildi: ''Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi, temmuz ayında da tarihsel ortalamasının yaklaşık bir standart sapma altında değer almıştır. Ağustos ayında enerji hariç emtia fiyatları bir miktar gerilerken, enerji alt grubundaki artışlar, temmuz ayına benzer şekilde, genel endeksi yukarıya çekmektedir. 2023 yılı temmuz ayında asgari ücrette yapılan güncellemeye memur ve kamu işçi ücretlerindeki düzenlemelerin eşlik etmesi ve ücretlerdeki artışın genele yayılması sonucu yılın ikinci yarısında enflasyon üzerinde başta maliyet kanallı etkiler olmak üzere yukarı yönlü baskıların güçlü olacağı öngörülmektedir. Türk lirasındaki değer kaybının, ücretlerde genele yayılan artışın ve vergi düzenlemelerinin yakın dönemde enflasyon üzerinde maliyet yönlü baskı oluşturmaya devam edeceği öngörülmektedir. Söz konusu etmenlerden tüketici fiyatlarına geçişkenliğin özellikle enflasyon beklentilerinin bozulduğu dönemlerde daha güçlü gerçekleştiği görülmektedir.'' Özette, hizmet sektöründe yılın ilk yarısında yüksek seyir izleyen fiyat artışlarının temmuz ayıyla birlikte güçlendiği kaydedilerek, hizmet sektörüne ait yayılım endeksinin, tarihsel ortalamasının önemli ölçüde üzerinde seyrederek artışların sektör geneline yayıldığı bildirildi. Gıda, ücret ve turizm kaynaklı gelişmelerden önemli ölçüde etkilenen lokanta ve otel alt grubunda aylık artışların süreklilik gösteren bir görünüm arz ettiği aktarılan özette, şöyle denildi: "Asgari ücret ve gıda fiyatlarının yakın dönem gerçekleşmeleri dikkate alındığında, sektörün izleyen aylarda yüksek fiyat artış eğilimini koruması beklenmektedir. Kira, eğitim, sağlık, eğlence-kültür başta olmak üzere belirli hizmet kalemleri geçmiş tüketici enflasyonuna dönük fiyatlama davranışı sergileyerek, enflasyonist etkilerin uzun bir zamana yayılmasına neden olmaktadır. Tüketici enflasyonunda yakın dönemde beklenen görünümle birlikte, geçmiş enflasyona endeksleme eğilimi belirgin olan kalemlerde enflasyonun bir süre daha yüksek seyretme riski bulunmaktadır. Akaryakıt fiyatları başta ulaştırma hizmetleri olmak üzere tüketici fiyatları üzerinde gerek üretim girdisi gerekse taşımacılık maliyetleri kanalıyla önemli bir etki oluşturma potansiyeline sahiptir. Akaryakıt fiyatlarında yakın dönemde döviz kuru, ham petrol fiyatları ve vergi artışı kaynaklı olarak kaydedilen belirgin artışın, ulaştırma hizmetleri fiyatları üzerinde önümüzdeki dönemde baskı oluşturmaya devam edeceği tahmin edilmektedir." Özette, Kurul'un, vergi düzenlemelerinin kısa vadede enflasyon üzerinde ilave olumsuz etki yapacağını öngördüğü belirtilerek, "Bununla birlikte vergi artışlarının etkisinin geçici olacağı, talep ve mali disiplin üzerindeki olumlu etkilerle bir miktar dengeleneceği değerlendirilmiştir." değerlendirmesine yer verildi. Temmuz ayında yükseltilen KDV oranlarının fiyatlar üzerindeki etkisinin gün hesabı nedeniyle ağustos ayında ve firmaların fiyat değiştirme sıklığına bağlı olarak da önümüzdeki aylarda zayıflayarak da olsa devam edeceğinin öngörüldüğü aktarılan özette, şunlar kaydedildi: "Akaryakıtta maktu ÖTV tutarları artırılmıştır. Maktu ÖTV artışı gerek doğrudan gerekse dolaylı olarak tüketici enflasyonunu olumsuz yönde etkilemektedir. Vergi artışlarının kur gelişmeleri ve uluslararası ham petrol fiyatlarındaki yükselişle aynı dönemde gerçekleşmesi sonucunda, başta ulaştırma hizmetleri ve gıda kalemleri üzerinde olmak üzere, dolaylı etkilerin hızlı bir şekilde gerçekleştiği izlenmektedir. Son dönemde, yönetilen ulaştırma hizmetleri kalemlerinde fiyat artışları sıklaşırken, taze meyve ve sebzede mevsimsel eğilimin aksine fiyatların yükselmesinde akaryakıt kaynaklı gelişmelerin de önemli rol oynadığı değerlendirilmektedir." "Son PPK döneminden bu yana ihtiyaç kredi büyümesi yavaşlama eğilimini sürdürmüştür" Özette, vergi ve yönetilen fiyat artışları, asgari ücret düzenlemesi ve kur gelişmeleri gibi ekonominin normal enflasyon dönemlerinde geçici görülen şokların, yüksek enflasyon ortamında beklentiler ve enflasyon ataleti üzerinden beklenenden daha uzun süreli olumsuz etkileri olabileceğinin değerlendirildiği bildirildi. Söz konusu unsurlara ilaveten temmuz ve sonrasında akaryakıt fiyatlarında devam eden yükselişin de etkisiyle enflasyon beklentilerinde ve fiyatlama davranışlarında öngörülenin üzerindeki bozulmanın, enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü riskleri canlı tuttuğu belirtilen özette, "Manşet enflasyon yayılım endeksi temmuz ayında daha olumsuz bir görünüm sergilemiş ve tarihsel ortalamasının yaklaşık üç standart sapma üzerinde değer almıştır." denildi. Özette, ağustos ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre, 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisinin yüzde 33,21’den 8,80 puan artışla yüzde 42,01'e, gelecek 24 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisinin yüzde 19,04’den 3,50 puan yükselişle yüzde 22,54'e ve 5 yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisinin ise yüzde 8,86’dan 1,56 puan yukarı güncellemeyle yüzde 10,42'ye çıktığı hatırlatıldı. Enflasyonun yıl sonunda Enflasyon Raporu'ndaki (Rapor) tahmin aralığının üst sınırına yakın seyrettikten sonra parasal sıkılaştırma adımlarının etkisiyle dezenflasyonun 2024 yılında Rapor ile uyumlu şekilde tesis edileceğinin öngörüldüğü kaydedilen özette, kredi büyümesinin iç talebi artırarak enflasyon üzerinde risk oluşturduğu bildirildi. Özette, 18 Ağustos itibarıyla 2022 yılı sonuna kıyasla bireysel kredi bakiyesinin kredi kartlarında yüzde 93,7, taşıt kredilerinde yüzde 74,6, ihtiyaç kredilerinde yüzde 31,7 ve konut kredilerinde yüzde 23,6 olmak üzere toplamda yüzde 49,3 oranında arttığı belirtilerek, şu ifadelere yer verildi: "Diğer taraftan, son PPK döneminden bu yana ihtiyaç kredi büyümesi yavaşlama eğilimini sürdürmüştür. İhtiyaç kredilerinde 14 Temmuz 2023’ten bu yana artış oranı yüzde 0,8 olmuştur. Bu gelişmede kredi büyümesine dayalı menkul kıymet tesisi uygulamasının kapsamının genişletilmesi etkili olmuştur. Aynı dönemde bireysel kredi kartlarında büyüme yüzde 7 seviyesine gerilese de güçlü seyrini korumuş, yıllık büyüme oranı yüzde 184,2 seviyesinde yatay seyretmiştir. Önceki PPK dönemine kıyasla yüzde 3 büyüyen Türk lirası ticari kredilerin yıllık büyüme oranı yüzde 63,5 seviyesinde gerçekleşmiştir. Önceki PPK döneminden bu yana yatay bir seyir izleyen ihtiyaç kredisi (KMH hariç) faizleri 18 Ağustos 2023 itibarıyla yüzde 47,1 olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde konut kredisi faizleri yüzde 32,6’dan yüzde 36,4’e yükselirken taşıt kredisi faizleri yüzde 41,3’ten yüzde 38,1’e gerilemiştir. Öte yandan Türk lirası ticari kredi faizleri hem birinci kademe faiz sınırının kaldırılması hem de politika faizindeki artış ile birlikte geçtiğimiz PPK dönemine göre 632 baz puan artarak yüzde 31,3 olarak gerçekleşmiştir." Hazirandan itibaren sadeleşme süreci kapsamında bankacılık sisteminin sağlıklı işleyişini de temin etmek amacıyla alınan önlemlerle öncelikle Türk lirası ticari kredilerin akışının tesis edildiği aktarılan özette, haziran ayında sektör genelinde yüzde 0,3 artış kaydeden Türk lirası ticari kredilerin temmuz ayında yüzde 2,4 oranında büyüdüğü bildirildi. "TCMB uluslararası rezervleri haziran ayından itibaren güçlü bir artış eğilimine girmiştir" Özette, bu süreçte düşüş eğilimine giren Türk lirası mevduat faizlerinin 18 Ağustos haftasında yüzde 24,9 seviyesinde gerçekleştiğine işaret edilerek, makroihtiyati çerçevede sadeleşme süreci kapsamında atılan son adımlar ve politika faizindeki artışla birlikte Türk lirası enstrümanlarına olan talebin artacağı, kredi ve mevduat faizlerinin birlikte yükseleceği ve parasal aktarım mekanizmasının güçleneceğinin değerlendirildiği kaydedildi. Doğrudan yabancı yatırımlar, dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerde süregelen artış ve turizm gelirlerinin cari işlemler hesabına desteğinin fiyat istikrarına güçlü katkıda bulunacağı vurgulanan özette, "Son dönemde yapılan anlaşmalar ile teknoloji yatırımlarını ve üretim kapasitesini geliştirecek alanlara yoğunlaşacak doğrudan yabancı yatırımlar önümüzdeki dönemde dış finansmanı destekleyecektir." denildi. Özette, yurt içi belirsizliklerin etkisiyle 22 Mayıs 2023 tarihinde 703 baz puan seviyesiyle bu yılın zirve noktasına ulaşan Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) önceki PPK döneminde 457 baz puan, 23 Ağustos 2023 itibarıyla ise 412 baz puan seviyesine gerilediği vurgulanan özette, Türk lirasının 1 ay ve 12 ay vadeli kur oynaklıkları önceki PPK dönemlerindeki 23,6 ve 30,3 puan seviyelerinden sırasıyla 15,2 ve 28,5 puana gerilediği belirtildi. Risk primi ve kur oynaklıklarındaki düşüşlere haziran ayından itibaren 480 milyon dolar DİBS piyasasına ve 1,75 milyar dolar hisse senedi piyasasına olmak üzere toplam 2,23 milyar dolar net portföy girişinin eşlik ettiği aktarılan özette, "TCMB uluslararası rezervleri haziran ayından itibaren güçlü bir artış eğilimine girmiştir. 2022 yılı sonu itibarıyla 128,8 milyar dolar seviyesinden mayıs sonunda 98,5 milyar dolar seviyesine gerileyen TCMB brüt uluslararası rezervleri, 18 Ağustos 2023 itibarıyla 117,1 milyar dolar seviyesine yükselmiştir." denildi. "Sadeleşme adımları kademeli olarak sürdürülecek" Özette, politika faizinin, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleneceği ifade edildi. Enflasyon görünümü ve yukarı yönlü riskler göz önüne alındığında Kurul'un, para politikası çerçevesinin yüzde 5 enflasyon hedefini gerçekleştirme kapasitesinin güçlendirilmesi gerektiği değerlendirmesinde bulunduğu kaydedilen özette, fiyat istikrarındaki bozulmanın makroekonomik istikrar ve özellikle finansal istikrar üzerinde oluşturabileceği risklere de dikkati çekildiği bildirildi. Özette, enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırmanın gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirileceği aktarılarak, şu değerlendirmelere yer verildi: "Kurul, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına karar vermiştir. Bu çerçevede, Kurul, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 17,5’ten yüzde 25 düzeyine yükseltilmesine karar vermiştir. Kurul, mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçeveyi, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirmektedir. Sadeleşme adımları kademeli olarak sürdürülecek, bu süreçte dönüşümün hızı ve sıralaması etki analizleri ile belirlenmeye devam edecektir. TCMB tarafından yapılan düzenlemelere ilişkin etki analizleri söz konusu çerçevenin tüm bileşenleri için enflasyon, faizler, döviz kurları, rezervler, beklentiler, menkul kıymetler ve finansal istikrar üzerindeki yansımalarıyla birlikte bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilerek yapılmaktadır." Bu kapsamda, Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemelerin parasal aktarım mekanizmasını güçlendireceği belirtilen özette, Kurul'un, faiz artırımının yanı sıra parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları almaya devam edeceği bildirildi. Özette, bu kararlarla temel politika aracı olan politika faizlerinin parasal, finansal koşullar ve beklentileri etkilediği belirtilerek, Türk lirası likidite ve tüketim talebindeki aşırılıkların dengelenmesi ve para politikasının etkinliğinin artırılmasının hedeflendiği kaydedildi. Bireysel kredilerdeki ivmelenmeyle birlikte iç talebin hem doğrudan hem de cari denge üzerinden fiyat istikrarını bozduğunun değerlendirildiği özette, seçici kredi sıkılaştırması kararları sonucunda yurt içi talepte dengelenme sürecinin destekleneceğinin öngörüldüğü bildirildi. Özette, döviz kuru gelişmelerinin etkisiyle kur korumalı mevduat hesaplarının kur farkı ödemeleri nedeniyle finansal sisteme girişi gerçekleşen Türk lirası likiditenin yakından izlendiği, mevcut piyasa koşulları ve önümüzdeki döneme ilişkin likidite projeksiyonları dikkate alınarak yapılan etki analizleri çerçevesinde gerekli adımların atıldığı aktarıldı. Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergelerin yakından takip edileceği ve Kurul'un, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edeceği vurgulanan özette, Kurul'un, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede almayı sürdüreceği kaydedildi.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti yayımlandı Haber

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti yayımlandı

(Haber Merkezi) -  Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu'nun (PPK)  20 Temmuz'da gerçekleştirdiği PPK toplantısına ilişkin yayımlanan özette, temmuz ayına ilişkin öncü göstergelerin talep, ücret, döviz kuru, vergiler ve bozulan fiyatlama davranışları kanallarıyla oldukça yüksek bir aylık fiyat artışı olacağına işaret ettiği belirtilerek, buna bağlı olarak, yıllık enflasyonun da önemli ölçüde yükseleceğinin tahmin edildiği aktarıldı. Özette, küresel enflasyon düşerken, halen uzun dönem ortalamalarının ve merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyrettiği aktarılarak, şunlar kaydedildi: "Gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin tüketici enflasyonları bir önceki PPK dönemine göre yüzde 5,59 ve yüzde 5,82 düzeylerinden sırasıyla yüzde 4,91 ve yüzde 5,41 seviyelerine gerilemiştir. Son 10 yıllık dönemde ise ortalama enflasyon gelişmiş ekonomilerde yüzde 2,2 ve gelişmekte olan ekonomilerde yüzde 5,6 seviyesinde gerçekleşmiştir. Enflasyon, gelişmiş ülkelerde yüzde 2; gelişmekte olan ülkelerde ise ortalama yüzde 3,5 olan hedef oranların belirgin olarak üzerinde seyretmeye devam etmektedir. 2023 yılı son çeyrek ortalama yıllık enflasyonun gelişmiş ekonomilerde 3,1, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 5,9 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Emtia fiyatlarında geçen yıl ortasından itibaren başlayan gerileme eğilimi sürmekle birlikte, Emtia Fiyat Endeksi'nin mevcut seviyesi son 10 yılın ortalamasının yüzde 26,2 üzerindedir. Endeks geçen yıl ulaştığı en yüksek seviyeye göre yüzde 28,7 gerilemiştir. Benzer şekilde geçen yıl ulaştığı tepe noktasına göre yüzde 11,2 gerileme kaydeden Tarımsal Emtia Fiyat Endeksi, son on yılın ortalamasının yüzde 16,2 üzerindedir. Bu durum, gıdanın tüketici sepeti içerisindeki yüksek payı nedeniyle enflasyon üzerinde halen etkili olmaktadır. Bir önceki PPK dönemine göre çekirdek enflasyon gelişmiş ülkelerde yüzde 5,12'den yüzde 5,02'ye, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 6,20'den yüzde 6,03'e sınırlı gerilemiştir. ABD ve Avro Bölgesi'nde 2023 yılı son çeyrek ortalama yıllık enflasyon beklentisi sırasıyla yüzde 3,2 ve yüzde 3,0 iken, çekirdek enflasyon beklentisi sırasıyla yüzde 3,7 ve yüzde 4 seviyesindedir." Çekirdek enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin yüksek seviyeleri küresel enflasyonun bir süre daha merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmeye devam edeceğini ima ettiği belirtilen özette, bu nedenle dünyanın birçok ülkesinde merkez bankalarının parasal sıkılaştırma sürecini sürdürdüğü bildirildi. Özette, takip edilen 12 gelişmiş ülke merkez bankasının son 17 ayda toplamda 130 toplantı yaptığı, bu toplantıların 93 tanesinde politika faizlerinin artırıldığı vurgulandı. Aynı dönemde takip edilen 15 gelişmekte olan ülke merkez bankasının toplamda 190 toplantı yaptığı ve bu toplantıların 97 tanesinde politika faizlerinin artırıldığı belirtilen özette, "Uygulanan para politikasının sonuçları finansal koşullara da yansımaya başlamış ve merkez bankalarının finansman ve kredi koşullarındaki sıkılaşmaya yönelik vurguları güçlenmiştir." değerlendirilmesine yer verildi. Gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımları haziranda da devam etti Özette, küresel büyüme görünümündeki yatay seyre rağmen görece güçlü talep ve iş gücü piyasalarındaki sıkılığın devam ettiği vurgulanarak, şunlar kaydedildi: "Türkiye'nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksi, bir önceki PPK toplantısı dönemine kıyasla oldukça sınırlı artış kaydetmiştir. Endeksin 2023 yılı için tahmin edilen büyüme oranı ocak ayındaki dip seviyenin yaklaşık 0,4 puan üzerinde yüzde 1,7 düzeyindedir. Bununla birlikte söz konusu endeksin 2022 yılında yüzde 3,5 olan büyüme oranı ile kıyaslandığında Türkiye'nin dış talep görünümünde yıllık bazda kayda değer bir yavaşlama gözlenmektedir. Küresel PMI endeksleri hizmet sektöründe faaliyetin gücünü koruduğuna, imalat sanayinde ise geçtiğimiz yılın son çeyreğinden beri süregelen eşik değerin altındaki yatay seyrin devam ettiğine işaret etmektedir. Yılın ikinci çeyreğinde küresel hizmetler PMI endeksi ilk çeyreğe göre 2,6 puan artarak 54,9 düzeyine erişmiş, imalat sanayi PMI endeksi 0,2 puan azalarak 49,3 olmuştur. Bileşik PMI göstergelerine bakıldığında, haziran ayında endeksin küresel düzeyde mayıs ayındaki seviyeye kıyasla 1,7 puan gerileyerek 52,7 olduğu, gelişmiş ülkelerde 1,5 puan azalarak 52,2 seviyesinde seyrettiği, gelişmekte olan ülkelerde ise 2 puan azalışla 53,6 düzeyine gerilediği gözlenmiştir. Çin'de bileşik PMI göstergesi, haziran ayında mayıs ayına göre 3,1 puan azalarak 52,5 düzeyinde gerçekleşirken, gerek imalat gerek hizmetler sektöründe 50 eşik değerinin üzerinde bulunmaktadır. Gelişmiş ülke ekonomilerinde finansal koşulların etkisiyle iktisadi faaliyetin yavaşlayacağına yönelik beklentiler sürmektedir. Türkiye'nin önemli ticaret ortaklarından Euro Bölgesinin imalat PMI göstergesi haziran ayında 43,4 ile yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından bu yana en düşük düzeyine gerilemiştir." Gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının haziran ayında, iyileşen risk algısına bağlı olarak devam ettiği vurgulanan özette, yılbaşından mayıs sonuna kadar hisse senedi piyasalarına yaklaşık 46,4 milyar dolar fon girişi, borç senetleri piyasalarından yaklaşık 4,3 milyar dolar fon çıkışı olduğu aktarıldı. Özette, haziran ayı başından 7 Temmuz tarihine kadar 4,9 milyar doları hisse senedi piyasalarına olmak üzere toplam 7,6 milyar dolar fon girişi olduğu bildirildi. Türkiye'de yıllık enflasyonun 2022 yılının ekim ayında ulaştığı zirveye kıyasla 47,3 puan gerilemekle birlikte yüksek seviyesini koruduğu ifade edilen özette, tüketici fiyatlarının haziranda yüzde 3,92 artarken, yıllık enflasyonun yüzde 1,38 puan düşerek yüzde 38,21 seviyesine gerilediği hatırlatıldı. Özette, yakın döneme ilişkin göstergelerin enflasyonun ana eğiliminde yükselişin sürdüğüne işaret ettiği aktarılarak, "Bu gelişmede yurt içi talepteki güçlü seyir, ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile hizmet enflasyonundaki katılık ve vergi düzenlemeleri belirleyici olmaktadır." değerlendirmesine yer verildi. Alt grupların yıllık enflasyona katkıları temel mal grubunda 10,17 puandan 10,49’a, (0,32 puan artış), alkol, tütün ve altın grupları toplamında da 1,50 puandan 1,81'e (0,31 puan artış) yükseldiği kaydedilen özette, gıda ve alkolsüz içecekler grubunda 13,64 puandan 13,56'ya (0,08 puan azalış), hizmet grubunda 15,17 puandan 15'e (0,17 puan düşüş), enerji grubunda ise eksi 0,88 puandan eksi 2,64’e (1,76 puan azalış) gerilediği bildirildi. Dayanıklı mal grubunda temel belirleyici otomobil olmaya devam etti Özette, gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatlarının haziran ayında yüzde 3,02 yükseldiği ve yıllık enflasyonun 1,40 puan artarak yüzde 53,92 olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi: "Gıda fiyatlarının mevsimsellikten arındırılmış aylık artış oranı bir önceki aya kıyasla yükselmiş, bu gelişmede başta sebze olmak üzere taze meyve ve sebze fiyatları etkili olmuştur. Diğer işlenmemiş gıda grubunda kırmızı et fiyatlarındaki yükseliş bir önceki aya kıyasla hızlanmıştır. İşlenmiş gıda fiyatları aylık bazda yüzde 1,85 oranında yükselmiş, bu gelişmede yaş çay alım fiyatlarına bağlı olarak artış kaydeden çay fiyatları öne çıkmıştır. Ekmek ve tahıllar aylık enflasyonu bu dönemde bir miktar artış göstererek yüzde 1,41 oranında gerçekleşmiştir. Enerji fiyatları haziran ayında yüzde 4,23 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu baz etkisiyle 9,55 puan azalarak yüzde eksi 16,52 olmuştur. Enerji fiyatlarının aylık artışında uluslararası ham petrol fiyatlarındaki görece yatay seyre karşın Türk lirasındaki görünüme paralel olarak artan akaryakıt fiyatları (yüzde 11,32) öne çıkmıştır. Hizmet fiyatları haziran ayında yüzde 3,66 oranında artarken, grup yıllık enflasyonu 0,50 puan düşüşle yüzde 59,45 olarak gerçekleşmiştir. Fiyat artışları alt gruplar geneline yayılırken, kira alt grubu yüzde 5,80 ve lokanta-otel alt grubu yüzde 4,32 oranında artış ile öne çıkmaya devam etmiştir. Haberleşme fiyatlarındaki artışlar internet ücretleri öncülüğünde sürerken, diğer hizmetler alt grubunda kişisel ulaştırma araçlarının bakım ve onarımı ile eğlence ve spor hizmetlerindeki artışlar dikkat çekmiştir. Ulaştırma hizmetleri görünümünde ise havayolu ile yolcu taşımacılığı kalemi fiyatlarında devam eden yükseliş belirleyici olmuştur." Temel mal fiyatlarının haziranda yüzde 4,03 yükseldiği, grup yıllık enflasyonunun da 1,62 puan artışla yüzde 36,69 olduğu aktarılan özette, haziranda yıllık enflasyonun dayanıklı mal (altın hariç) ile giyim ve ayakkabı alt gruplarında yükselirken, diğer temel mallarda gerilediği vurgulandı. Özette, dayanıklı mal (altın hariç) alt grubunda aylık artışın yüzde 6,64 ile önceki aya kıyasla güçlendiği, bu gelişmede haziran ayında da temel belirleyicinin otomobil kalemi olduğu belirtildi. Otomobil fiyatlarının kur gelişmelerine ek olarak canlı seyreden iç satışlara bağlı şekilde yüzde 10,28 yükseldiği belirtilen özette, "Böylelikle otomobil fiyat artışı 2023 yılının ilk 6 ayında yüzde 34,01 olmuştur. Haziran ayında beyaz eşya fiyatları ise yüzde 3,78 artış kaydetmiştir." denildi. Çekirdek enflasyon göstergeleri bir önceki aya göre yükseldi Özette, alkollü içecekler ve tütün ürünleri grubunda fiyatların yüzde 11,13 yükseldiği, bu grupta yıllık enflasyonun 10,80 puan artışla yüzde 40,90 olarak gerçekleştiği, bu gelişmede, tütün ürünlerinde üretici firma kaynaklı fiyat artışlarının (yüzde 12,29) belirleyici olduğu vurgulandı. Alkollü içecek ve tütün grubundaki fiyat artışının, ay başındaki Yİ-ÜFE’ye göre otomatik olarak güncellenen maktu ÖTV artışı ile KDV düzenlemesinin etkilerine bağlı olarak temmuz ayında da süreceği belirtilen özette, "Enflasyonun ana eğilimi 2022 yılı sonrası dönemde yavaşlasa da yüksek seyrini sürdürmektedir." denildi. Özette, mevsimsellikten arındırılmış verilerle aylık artışların B ve C göstergelerinde bir önceki aya kıyasla yükselirken, bu görünümün alternatif çekirdek enflasyon göstergeleri tarafından da teyit edildiği bildirildi. Mevsimsellikten arındırılmış B ve C endekslerinin 3 aylık ortalama artışlarının 2022'nin şubat ayında sırasıyla yüzde 8,8 ve yüzde 8,4 ile en yüksek noktasına çıkarken, bu yılın haziran ayı itibarıyla yüzde 2,8 ve yüzde 3,3 seviyelerine gerilediği kaydedilen özette, "Haziran ayında B ve C endeksinin mevsimsellikten arındırılmış aylık artış oranları ise sırasıyla yüzde 3,1 ve yüzde 3,7 olarak gerçekleşmiştir (önceki ay yüzde 2,9 ve yüzde 3,6). Medyan enflasyon ve SATRIM gibi alternatif çekirdek göstergelerde de önceki aya göre artışlar gözlenmiştir." değerlendirmesine yer verildi. Özette, temmuz ayına ilişkin öncü göstergelerin talep, ücret, döviz kuru, vergiler ve bozulan fiyatlama davranışları kanallarıyla oldukça yüksek bir aylık fiyat artışı olacağına işaret ettiği, buna bağlı olarak, yıllık enflasyonun da önemli ölçüde yükseleceğinin tahmin edildiği belirtildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.