Özgecan Aslan Kimdir? Ne Zaman ve Nasıl Öldü? Türkiye'yi yasa boğan olay hakkında detaylar
Mersin'in Tarsus ilçesinde yaşanan ve Türkiye'yi derinden sarsan Özgecan Aslan cinayetinin 9. yılında, acı hala tazeliğini koruyor. Mersin'de Çağ Üniversitesi'nde psikoloji öğrenimi gören Özgecan Aslan, 22 Ekim 1995 tarihinde dünyaya geldi ve henüz 19 yaşındayken, 11 Şubat 2015'te vahşice katledildi. Aslan, aslen Tuncelili bir ailenin çocuğuydu. Mersin'in Tarsus ilçesindeki Çağ Üniversitesi'nde eğitim görüyordu.
Özgecan Aslan Nasıl Öldü? Özgecan Aslan Cinayetinde Korkunç Detaylar
Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 1. sınıf öğrencisi olan Özgecan Aslan, okuldan çıktıktan sonra arkadaşıyla alışveriş merkezinde buluştu. Ancak daha sonra arkadaşından ayrılarak Mersin'e gitmek üzere bir minibüse bindi. Ancak saat ilerledikçe Özgecan'dan haber alınamayınca ailesi durumu polise bildirdi. Polis, Özgecan'ın son görüldüğü minibüsle ilgili şüphelenerek araştırmalarını derinleştirdi. Minibüs içinde yapılan incelemede kan izlerine rastlandı ve bu kan izleriyle ilişkilendirilen kişiler yakalandı. Ancak yapılan sorgulamalardan sonuç alınamadı ve şüpheliler serbest bırakıldı.
Özgecan'ın babasının teşhisi üzerine minibüste bulunan eşyaların Özgecan'a ait olduğu belirlendi ve şüpheler arttı. Yeniden yapılan sorgulamalarda, iki şüpheli cinayeti itiraf etti ve üçüncü bir kişinin de yardım ettiğini söyledi. Böylece Suphi Altındöken'in aranması süreci başladı.
Şoför Suphi Altındöken, güzergah değiştirerek kaçırma girişiminde bulundu bunu anlayan Özgecan Aslan duruma tepki gösterdi. ve ardından tecavüz etmeye çalıştı. Olayda Özgecan'ın biber gazı kullanarak direnmeye çalışması üzerine tartışma yaşandı. Ardından Altındöken, bir kaç kez Özgecanı yaraladı ardından demir çubukla öldüresiye dövdü. Zanlı Tarsus'a dönerek arkadaşı ve babasından ayrdım istedi. Üç kişi Özgecan Aslan'ın cesedini yakarak ormana gömdü. Özgecan'ın direndiği sırada zanlı Suphi Altındöken'in yüzüne tırnaklarını geçirmesi nedeniyle bu üç kişi DNA tespitinde eşleşme olmaması için ellerini kestiler.
Adli Tıp Kurumu'nun yaptığı otopsi raporuna göre, Özgecan Aslan'a tecavüz edilmediği belirlendi.
Zanlıların tamamının yakalanmasının ardından verilen ifadeler, Özgecan'ın cesedinin bulunmasına yol açtı. Ceset, Cinderesi yatağında bulunduğunda yüzünün ve vücudunun bir kısmı yanmış haldeydi. Tarsus Devlet Hastanesi'ne götürülen ceset, yanık izleri nedeniyle kimlik tespiti yapılamadı. Ancak, Özgecan'ın kıyafetleri üzerinden kimlik tespiti sağlandı.
3 Aralık 2015'te gerçekleşen son duruşmada Suphi Altındöken'e "nitelikli cinsel saldırı ve canavarca hisle öldürme" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Fatih Gökçe'ye "canavarca his ve nitelikli cinsel saldırıyla kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Necmettin Altındöken'e "canavarca his ve eziyetle kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Üç zanlıya da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Mahkeme, bu cezaların yanı sıra, tecavüz ve diğer suçlardan, Suphi Altındöken'e 27 ve Fatih Gökçe'ye 24 yıl hapis cezası daha verdi.
Özgecan Aslan Cinayetinde Korkunç Detaylar
Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın cesedi, 2 günlük aramanın ardından bir dere yatağında yanmış olarak bulundu. Genç kızı minibüste bıçaklayarak öldürdükten sonra yakan 3 şüpheliden 2'si gözaltına alındı. Firari cinayet zanlısı Suphi Altındöken da dün akşam saatlerinde yakalandı. Gözaltına alındıktan sonra sağlık kontrolü için Tarsus Devlet Hastanesi'ne götürülen zanlılar, hastanede toplanan kalabalık tarafından linç edilmek istendi. Polis ve jandarma güçlükle kalabalığı yatıştırdı.
Zanlıların ifadelerine göre, minibüs şoförü Suphi A., Özgecan'a tecavüz etmeye kalkışınca genç kız direnmiş. Suphi A. önce bıçaklamış, sonra başına demir çubukla vurmuş. Özgecan'ın cesedi daha sonra ormanlık bir alanda yakılmış.
Çağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 1. sınıf öğrencisi Özgecan Aslan, ailesi tarafından kayıp olarak bildirilmiş. Özgecan'ın arkadaşı ise onu son olarak bindiği minibüste görmüş. Cesedin yanında bulunan iki elin de büyük oranda yanmış olduğu tespit edilmiş.
Katil zanlıları, gözaltına alındıktan sonra sorguda çarpıcı ifadeler vermiş. Suphi Altındöken, Özgecan'ın yüzünü tırmaladığı için ellerini keserek DNA örneğini yok ettiğini iddia etmiş.
Cinayetin işlendiği yerin D-400 karayolu ile Tarsus Mersin otoyolu arasındaki bağlantı yolunda olduğu anlaşılmış. Cinayet şüphelisi Altındöken’in, D-400 karayolundan Mersin’e gitmesi gerekirken güzergah değiştirerek Tarsus-Mersin otoyoluna doğru saptığı belirlenmiş.
Özgecan'ın annesi, katillerin en ağır cezayı almasını talep ederken, Bakanlık da davaya müdahil olacaklarını açıkladı.
Cinayetle ilgili olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da harekete geçerek davaya müdahil olacaklarını duyurdu.
Bu korkunç cinayet, toplumda büyük bir infiale ve tepkiye neden oldu. Katillerin yakalanması ve adaletin yerini bulması için soruşturma devam ediyor.
Özgecan Aslan'ın Anıt Mezarı
Özgecan Aslan'ın mezarı, Mersin Şehir Mezarlığı'nda bulunmaktadır. Mezarı, melek figürlü bir anıt ile süslenmiştir.
Özgecan Aslan'ın Katili Öldürüldü
Özgecan Aslan'ın katillerinden Ahmet Suphi Altındöken, 11 Nisan 2016 tarihinde Adana Kürkçüler E tipi kapalı cezaevinde Gültekin Alan tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırıda kalbine isabet eden mermi sonucu hayatını kaybetti. Silahı cezaevine sokan kişinin İnanç Meçul olduğu tespit edildi. Bu olay üzerine Adalet Bakanlığı, olayı soruşturmak üzere 2 müfettiş görevlendirdi. Hükûmet sözcüsü Numan Kurtulmuş, olayla ilgili olarak "Cezaevinde kim olursa olsun birinin öldürülmesi asla kabul edilemez" açıklamasını yaptı.
Gültekin Alan, bu suçtan dolayı ağırlaştırılmış müebbet ve 29 yıl 9 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı. Altındöken'in cenazesi Mersin'de adı açıklanmayan bir mezarlığa defnedildi.
Özgecan'ın anısını yaşatmak için çeşitli adımlar atıldı. Türkiye genelinde birçok park, kadına şiddetle mücadelede simgesel olarak Özgecan'ın adını aldı. Ayrıca, spor organizasyonları ve sosyal projeler aracılığıyla Özgecan'ın anısı yaşatılmaya çalışıldı.
Özgecan Aslan'ın trajik hikayesi, Türkiye'de kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin son bulması için mücadele edenler için bir ilham kaynağı oldu. Ancak hala daha yapılması gereken çok şey var ve Özgecan'ın anısını yaşatmak, kadınların güvenliğini sağlamak için toplumsal bir sorumluluk olarak önümüzde duruyor.