TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

# Osmanlı

İLKHABER-Gazetesi - Osmanlı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Osmanlı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Osmanlı arşivinden soykırımı gösteren haritalar ortaya çıktı Haber

Osmanlı arşivinden soykırımı gösteren haritalar ortaya çıktı

Cezmi Yurtsever her yıl 24 Nisan geldiğinde Ermenilerin, Türklerin kendilerine “sözde soykırım” yaptığı iddialarını duyduklarını ancak bunların gerçeği yansıtmadığını söyleyerek, “Osmanlı Arşivinde bulunan yaklaşık 200 milyon belgenin tasnif, tanımlama, özetleme ve internet ortamında bilim adamlarına açılmasından sonra HRT.H. 404 kod numarasında kayıtlı bulunan ‘Mültecilerin göç ve yerleşim yerleri’ konulu harita üzerinde yaptığım araştırmalar sonucu, 1916 ve 1916 yıllarında Rus işgali altında bulunan Doğu Anadolu’dan, Ankara, Konya, Adana, Urfa ve Diyarbakır’a doğru kitle göçlerinin ok işaretleri ile gösterildiğinin farkına vardım. Rus ordusu ve iş birliği yapan Ermeni komitacıların Sivas yakınlarına kadar gelmeleri üzerine topraklarını terk ederek göç etmek durumunda kalan yüzbinlerce Türk insanının acil yerleşim, barınma ve sağlık istasyonları kurulması da harita üzerinde işaretlerle gösteriliyordu. Bahsi geçen harita 1915 yılı ve sonrasında Kafkasya’da ve Anadolu’da Türk halkının toplu göç ve yerleşimi, aynı zamanda işgal ortamında da katliamların yaşandığının belgesi idi. Özetle bu harita 1915 yılında Türklere soykırım yapıldığının belgesidir” dedi. Yurtsever, şöyle devam etti: “Bahsi geçen haritadaki Türklerin göç ve yerleşimi ile ilgili Osmanlı Arşivindeki dosyalar üzerinde de yaptığım araştırmalarda, Rus işgal bölgesinden ayrılarak Anadolu içlerine gelenlerin sayısı 1916 yılı sonlarında 700 bine ulaşmıştı. Anadolu 4 iskân bölgesine ayrılmış ve bu bölgelerde kurulan barınma merkezlerinde insanların acil ihtiyaçlarının karşılanmasına çalışılmıştı. Yakın zamana kadar Ermeni diaspora ve iş birliği yapan çevrelerin 1915 Olaylarını Ermenilere yapılan soykırım olarak tanıtmaları tarihin tek yanlı olarak yorumlanması ve çarpıtılmasıdır. Osmanlı arşivinde bulduğum Türklerin toplu göç ve yerleşim haritasını bütün dünya tarihçilerinin bilgisine sunuyorum.” Osmanlı arşivinde bulunan on binlerce belge 1915-1918 yılları arasında Ermeni komitacıların sivil Türk yurttaşlarına karşı yaptığı kitlesel katliamları ve “soykırım” hakkında ayrıntılı bilgiler verdiğini anlatan Yurtsever, “Yaşanan olayların tarihi süreci göz önüne alındığında. -1915 yılı Nisan ve Mayıs aylarında sayıları 30 bini bulan Osmanlı yurttaşı Ermeni silahlı gruplar sınırı geçerek Rus ordusunda görev aldı. 1915 yılı yaz aylarında Rus işgal sahası ve Van vilayeti genelinde Türk sivillerin toplu göç olayları, işgal sahasında katliam olayları yaşandı. Rus ordusunun Brest-Litovsk Anlaşması gereği Doğu Anadolu’dan çekilmeleri esnasında Erzincan, Erzurum, Van ve Kars yöresinde binlerce şehir, köy ve mezrada geniş kapsamlı kitlesel katliamlar gerçekleşti. Olay yerine gelen Osmanlı memurları soykırım raporlarına hayatlarını kaybedenlerin listelerini eklediler. Hayatlarını kaybedenlerin sayısı 500 bine ulaşıyordu. Sonuç olarak şunu söylemek isterim: Osmanlı Arşivi’nde bulunan Türklerin toplu göç, yerleşim haritasının hikayesini bilmeden 1915 ve sonrası yaşanan soykırım olaylarını açıklamak mümkün olamaz” diye konuştu.

Mehmed Fetihler Sultanı ne zaman başlıyor? Mehmed Fetihler Sultanı nerede çekiliyor? Haber

Mehmed Fetihler Sultanı ne zaman başlıyor? Mehmed Fetihler Sultanı nerede çekiliyor?

Tarihin büyüleyici sayfaları arasında kaybolmaya hazır olun! "Mehmed Fetihler Sultanı ne zaman başlıyor? Mehmed Fetihler Sultanı nerede çekiliyor?" gibi soruların ardındaki sırları çözmek için buradayız. TRT 1'in yeni dizisi hakkında her şeyi öğrenmek için okumaya devam edin. İşte merak edilenlerin cevapları! Mehmed Fetihler Sultanı ne zaman başlıyor? 27 Şubat Salı akşamı ekrana gelecek olan TRT 1'in merakla beklenen dizisi Mehmed Fetihler Sultanı, Osmanlı'nın büyük hükümdarı Fatih Sultan Mehmed'in destansı hayatını izleyicilere taşıyacak. Yönetmen koltuğunda Şafak Bal'ın oturduğu bu muhteşem yapımda Serkan Çayoğlu, Selim Bayraktar, Tuba Ünsal ve Kenan Çoban gibi ünlü isimler başrolleri paylaşıyor. Bu epik yapım, tarihin derinliklerine yolculuk yaparken aynı zamanda izleyicilere bir görsel şölen sunuyor. Ancak dizi sadece oyunculuk performansları ve görkemli setleriyle değil, çekildiği mekanlarla da büyük ilgi uyandırıyor. Mehmed Fetihler Sultanı nerede çekiliyor? İstanbul'un mistik atmosferinde, tarihin kalbinde yatan bu büyüleyici hikâye, aslında iki farklı coğrafyada hayat buluyor. İlk olarak, İran'ın başkenti Tahran'da bulunan Nour Cinema City Platosu'nda yapılan yurt dışı çekimleriyle başlıyor hikâye. İran'ın bu büyülü şehrinde, Hollywood'un ünlü tasarımcıları tarafından özel olarak inşa edilen plato, dizinin dönem atmosferini en gerçekçi şekilde yansıtmak için titizlikle tasarlandı. Özellikle Hz. Muhammed'in hayatını anlatan yapımlarla tanınan yönetmen Mejid Mejidi'nin dokunuşuyla, bu plato adeta bir zaman makinesine dönüştü. Ancak hikaye bununla sınırlı değil. Dizinin Türkiye'deki çekimleri ise İstanbul'un tarihi mekanlarında gerçekleştiriliyor. Özel olarak kurulan platoların yanı sıra, şehrin tarihi dokusunu yansıtan sokaklar, meydanlar ve yapılar da dizinin atmosferine büyük bir derinlik katıyor. İzleyiciler, dizinin çekildiği mekanlarda dolaşırken adeta bir zaman yolculuğuna çıkacaklarını hissedecekler. Mehmed Fetihler Sultanı, sadece bir dizi değil, tarihin tozlu sayfalarında unutulmaz bir yolculuk. İzleyiciler, bu muhteşem yapımda tarihle buluşurken, aynı zamanda görsel bir şölenin keyfini çıkaracaklar.

 ‘Osmanlı Döneminde Kudüs’ sergisi Esenler’de kapılarını açtı Haber

 ‘Osmanlı Döneminde Kudüs’ sergisi Esenler’de kapılarını açtı

Esenler Belediyesi, Gazze’de yaşanan katliamların artarak devam ettiği bugünlerde üç ilahi dinde kutsal kabul edilen Kudüs’ün işgalden önceki fotoğraflarının yer aldığı “Osmanlı Döneminde Kudüs” adlı fotoğraf sergisine ev sahipliği yapıyor. Kudüs’ün kültürel mirasını fotoğraf karelerine taşıyan sergi, Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde meraklılarıyla buluşuyor. 58 eserden oluşan sergi, 31 Ocak’a kadar ziyaret edilebilecek. Kudüs’ün ilk fotoğrafları Sergi hakkında konuşan Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Tomar, “Filistin, 1948 yılından beri işgale uğruyor. Özellikle İslam kültürel mirası burada çeşitli tahribatlara maruz kalıyor. Sergide yer alan fotoğraflar, Kudüs’ün ilk fotoğrafları. Fotoğrafçılık 1850’lerde başladı. Bu fotoğraflar 1880’lerde, özellikle 2. Abdülhamid döneminde çekilmiş fotoğraflardan oluşuyor. Dolayısıyla Kudüs’ün ilk fotoğrafları. Kudüs’ün tarihi halini belgeleyen fotoğraflar aynı zamanda hukuki bir belge niteliği de taşıyor. İşgal öncesi dönemde Kudüs’ün son halini bizlere gösteriyor. Kudüs’ün Türk ve İslam tarihindeki yerini ilk fotoğraflarla belgeleyen eserler bu açıdan önem taşıyor. Bu fotoğraflar içerisinde hiç bilinmeyenleri de var” dedi. İşgal dönemiyle İslam dönemini karşılaştırıyor Kudüs’te farklı din ve kültürlere ait binaların da olduğunu kaydeden Tomar, “Fotoğraflarda sadece İslami müesseseler yok, kiliseler de var, diğer dinlere ait çeşitli binalar da var. Onlar da orada dini ve kültürel özelliklerini yaşatıyordu. Bu sergi, İslam dönemiyle işgal dönemini karşılaştıran bir sergi olma özelliği taşıyor. Kudüs’te Türk İslam tarihinin simgeleri var. Türklerin Kudüs ile ilişkisi 1069’da başlıyor. 1071’den öncesi ve buna dikkat çekmek istiyorum. Malazgirt’ten önce bizim orada kurulmuş bir devletimiz var. Suriye- Filistin Selçuklu Devleti var. Dolayısıyla orası bizim için Anadolu kadar bir vatan toprağı ve bin yıl civarında Türkler tarafından yönetilmiş bir yer. ‘Kudüs’ün bizimle ne ilgisi var?’ diyenler bağlantıyı bu şekilde çok rahat kurabilirler” ifadelerini kullandı.

Adana’yı Doğal Taşlar ve Tespih Fuarı heyecanı sardı Haber

Adana’yı Doğal Taşlar ve Tespih Fuarı heyecanı sardı

Serhat ŞANLI ADANA (İLKHABER) – Osmanlı’dan günümüze değeri ve kullanımı her geçen gün artan bir ürün olarak karşımıza çıkan tespih üretiminde ülkemizin önemli illeri arasında yer alan Adana, Doğal Taşlar ve Tespih Fuarı ikincisine hazırlanıyor. Adana Valiliği himayesinde geçtiğimiz yıl ilki düzenlenen ve başta Adana, İstanbul, İzmir, Ankara olmak yaklaşık 70 ilin yanı sıra yurt dışından da başta Ortadoğu ülkeleri olmak üzere Katar, Suudi Arabistan, Kuveyt, Lübnan ve Avrupa ülkelerinden Almanya, Hollanda, Fransa ve İngiltere’den tespihçilerin yer aldığı fuarın ikincisi, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde 19-22 Ekim 2023 tarihlerinde düzenlenecek.. Adana Valiliği himayesinde gerçekleşecek olan 2. Adana Tespih ve Doğal Taşlar Fuarı, tanıtım toplantısı yapıldı. Adana Tespihçiler Çarşısı’nda düzenlenen toplantıda konuşan Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, “Adana’nın değişik bir enerjisi var. Müthiş bir dinamizm, çok dinamik bir yapısı var. Yerinde durmayan, kıpır kıpır bir enerjisi var. Adanalı ne yapıyorsa, en güzelini yapıyor, yapmaya çalışıyor” dedi. Vali Köşger, “Bir hafta önce Lezzet Festivali’ni yaptık. Türkiye’den ve yurt dışından misafirlerimizi ağırladık. Çok güzel bir festivali gerçekleştirdik. Önümüzdeki hafta da Adana Doğal Taşlar ve Tespih Fuarı’nın ikincisini gerçekleştireceğiz. Milletimiz her işin güzel yapıyor. Burada da gördüğünüz gibi güzel işler yapılıyor. Doğal taşları alıp sanata dönüştüren, ona bir ruh katan esnafımız, sanatkârlarımızdır” diye konuştu. Doğal Taşlar ve Tespih Fuarı’nın isminin üçüncüsünü ardından değiştirileceğini belirten Vali Yavuz Selim Köşger, “Bu yıl Adana Doğal Taşlar ve Tespih Fuarı’nın ikincisini gerçekleştiriyoruz, önümüzdeki üçüncüsünü ve sonrasında ise adı Geleneksel Adana Tespih Fuarı olarak adını değiştireceğiz. Böylelikle Türkiye’de bir ilki de gerçekleştirmiş olacağız. O da Adana’ya yakışır. İnşallah daha iyilerini, daha güzellerini yapacağız. HEP BERABER ADANA’YI HAK ETTİĞİ YERE GETİRECEĞİZ Yapacağımız her işi en güzel şekilde yapacağız ve Adana’yı olumlu, güzel şeylerle, sanatla, estetikle, lezzetle Türkiye’nin gündemine oturtacağız. Adana, Türkiye’de biraz hız kaybetti, belki temposunu kaybetti ama bundan sonra hak ettiği yeri alacak. Bunu hep beraber yapacağız. Bu bağlamda Adana Doğal Taşlar ve Tespih Fuarı’nın hayırlı olmasını diliyorum ve herkesi fuarımıza bekliyoruz” sözlerine yer verdi. Adana Tesbihçiler Çarşısı esnafı Nasır Fidan ise fuarın önemine dikkat çekerek, “Adana Doğal Taşlar ve Tespih Fuarı, kentimizi ulusal ve uluslararası alanda tanıtım bağlamında önemli rol oynayacaktır. Geçtiğimiz yıl düzenlediğimiz ilk fuara, ülkemizden 70’e yakın ilden ve ayrıca 25 farklı ülkeden toplam 240 katılımcı firmalar yer aldı. Ayrıca ilimizdeki fuara 145 bin ziyaretçimiz oldu. Bu yıl düzenleyeceğimiz ikinci fuarda 300 stand olarak planlandı. Yine 70 farklı ilden ve 30 farklı ülkeden 500’e yakın firmanın katılması planlanmaktadır. Burada yurt içi ve yurt dışından firmaları bir araya getirerek ticari bağlantı kurma fırsatı doğacaktır. Fuarımızın ilimize hayırlı olmasını diliyorum.” açıklamalasını yaptı.

Mersin Silifke Kalesi kazılarında sona gelindi Haber

Mersin Silifke Kalesi kazılarında sona gelindi

MERSİN (AA) - MURAT PANCAR - Roma Dönemi'nden 20. yüzyıla kadar kesintisiz yerleşim yeri olan Mersin'deki Silifke Kalesi'nin, kazı ve restorasyon çalışmaların tamamlanmasıyla gelecek yıl yeniden ziyarete açılması planlanıyor. Adını aldığı Silifke ilçesinde 185 metre yüksekliğindeki tepede yer alan tarihi kalede, Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğündeki 2023 kazı sezonu başladı. İnşa edildiği Roma döneminin yanı sıra Bizans, Karamanoğlu ve Osmanlı'dan izler taşıyan kaledeki işlemler, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Boran başkanlığındaki 20 kişilik ekiple yürütülüyor. Ziyarete 2015'te kapatılan kalenin, kazı ve eş zamanlı yürütülen restorasyon ile konservasyon çalışmalarının gelecek yıl tamamlanmasıyla yeniden tarih meraklılarının girişine açılması planlanıyor. - "İçerisindeki cami fethin sembolü" Kazı başkanı Prof. Dr. Ali Boran, AA muhabirine, tarihi kalenin, Roma döneminden 20. yüzyıla kadar kesintisiz önemli yerleşim yeri olarak kullanıldığını söyledi. Kalede 2011'de başlayan kazılarda, Osmanlı döneminin kale içi yerleşim dokusunun ortaya çıkarıldığını dile getiren Boran, "Osmanlı döneminde kale kenti, merkezinde cami, etrafında ticari birimler ve konutlardan oluşuyor. Kale içindeki 11 bin metre karelik alanda 420 yapı ortaya çıkartıldı." dedi. Boran, yapının birçok medeniyetten izler taşıdığını belirterek, şöyle devam etti: "Kalenin merkezindeki Roma döneminde tapınak, Bizans'ta kilise olarak kullanılan yapı, Karamanoğlu döneminde ise camiye çevrilmiş. Osmanlı'da fethin sembolü bu cami, onarılarak kullanılmaya başlanmış. Caminin etrafında ticari birimler, kuzey ve güneyinde 2'şer ana cadde, bunlara bağlı sokaklar ve kenarlarda da konutlar yer alıyor." - "Eski dokuların korunarak yeni işlevle kullanılması açısından önemli bir yer" Kalenin, bölgenin önemli yerleşim merkezlerinden olduğunu anlatan Prof. Dr. Boran, buradaki çalışmalarda günlük aletler, cam eserler, takı ve süs eşyaları gibi farklı buluntular tespit edildiğini aktardı. Boran, Silifke Kalesi'nin turizme kazandırılacağını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Roma, Bizans, Karamanoğlu ve Osmanlı dönemlerinin dokusu ortaya çıkarıldığı Silifke Kalesi, birlikte yaşam, hoşgörü, saygı, kendinden önceki medeniyete olan sevgi ve eski dokuların korunarak yeni işlevle kullanılması açısından son derece önemli bir yer. Kazı, restorasyon ve konservasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla kale, bölgenin çok önemli destinasyon merkezi olacaktır. Bu yıl ve 2024'te yapılacak çalışmalar neticesinde yeniden ziyarete açılmasını hedefliyoruz."

Hüsnü Hat sanatıyla uğraşan ustalar genç öğrenci bulamıyor Haber

Hüsnü Hat sanatıyla uğraşan ustalar genç öğrenci bulamıyor

Osmanlı zamanlarından günümüze kadar uzanan hat sanatı, en az 7 senelik olduğu belirtilen zor eğitim süreciyle dikkat çekiyor. Cami döşemeleri ve Kur’an-ı Kerim yazımı gibi pek çok alanda kullanıldığı bilinen Hüsnü Hat teknikleri, son dönemlerde hedeflendiği düzeyde gelecek nesillere aktarılamıyor. Gençlerin çok sabırsız olduğunu söyleyen hattatlar, merak duyup eğitime başlayan çoğu gencin yaklaşık 3-5 ay içerisinde öğrenmeyi bıraktıklarını ifade etti. Hüsnü Hat ile ruhani hendesenin (geometri) kağıda yansıtıldığına vurgu yapan sanatçılar, öğrenme sürecinin ömür boyunca hiç durmadığına vurgu yaptı. Bilgilerini gelecek nesillere aktarmak istediğini belirten ustalar, hat sanatının büyük bir sabır gerektirdiğine dikkat çekti. “Gençlerde sabır yok, merak edip başlayanların çoğu öğrenme sürecinin sonunu getiremiyor” Uzun yıllardır Hüsnü Hat ile uğraşan Kadri Kurutan, gençlerin sabırsız olduğunu ve çoğunun eğitim sürecinin sonunu getiremediğini söyledi. Hat sanatında öğrenme sürecinin ömür boyunca devam ettiğini ifade eden Kurutan, “Hat sanatı manevi yönü çok yüksek olan bir yazı sanatıdır. Dinlendirici özelliği vardır, insana huzur verir. Ruhani hendese kağıda yansır. İçin ne kadar güzel olursa yazı o kadar güzel olur, ruh halin bozuksa aynı mantıkla yazı da bozuk çıkar. Bu sanatı öğrenmek için iyi bir öğrenci bile en az 7 ile 10 sene arasında ciddi bir şekilde eğitim görmeli. Dersten derse değil, her gün elinize kalem alıp yazı yazmanız lazım. Ömür boyunca hocayla birliktesiniz, yaptıklarınızı onun değerlendirmesi gerekiyor. Hüsnü Hat çok sabır isteyen bir sanattır. Öğrenme durumu da asla bitmiyor. Sürekli yeni bir karakter, yeni bir istif yapıyorsun. Düzenlemeler yaptığın için harf bitmiyor. Gençlerde ise maalesef pek sabır yok, az da olsa genç öğrencilerimiz var ancak büyük bir bölümü eğitimin sürecinin sonunu getiremiyor. Gençler hat sanatına yeterince ilgi göstermiyorlar, gösterenler de başlarda ‘ben yaparım’ diyorlar ancak ondan sonra ne kadar zor olduğunu görünce 3-5 aya kalmadan bırakıyorlar. Onların bu kadar sabırsız ve ilgisiz olması bizleri üzüyor. Biz sanatımızı gençlere emanet etmek istiyoruz, Allah ömür verirse onlar da diğer nesillere aktarsın. Sanatla ilgilenen 70 yaşındaki öğrenciler de var ancak en az 7 sene eğitim süreci var. Bu adam daha ne kadar yaşayacak, ne kadar eser çıkartacak? Ama 20 yaşındaki bir öğrencinin önünde uzun bir yol var, beyni daha açık olduğu için çabuk kavrar ve daha fazla üretim yapabilir” şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.