SON DAKİKA
Hava Durumu

# Ömer Fethi Gürer

İLKHABER-Gazetesi - Ömer Fethi Gürer haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ömer Fethi Gürer haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ömer Fethi Gürer, emekli maaşlarındaki düşüşü eleştirerek intibak düzenlemesi istedi Haber

Ömer Fethi Gürer, emekli maaşlarındaki düşüşü eleştirerek intibak düzenlemesi istedi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, emekli bayram ikramiyesindeki 1000 TL'lik artışı yetersiz bularak, bu artışın emeklilerin geçim derdine çözüm olmadığını belirtti. Gürer, yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın lüks tüketime dair bir örnek vererek, bayram ikramiyesinin alım gücüne etkisini eleştirdi. Ayrıca, emeklilere yönelik maaş artışı ve seyyanen zam taleplerini dile getirerek, Kurban Bayramı öncesinde bayram ikramiyelerinin asgari ücret düzeyine çıkarılması gerektiğini vurguladı. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, konuşmasında ilginç bir karşılaştırma yaparak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir açıklamasına atıfta bulunarak, "Sayın Cumhurbaşkanı, ‘“Her akşam yatarken manda yoğurdu tüketirim. Manda yoğurdu hakikaten kalitelidir, çok iyidir. Onun içine Medine hurması doğrarım, 3 tane ya da 5 tane. Ona çay kaşığı kadar kestane balı eklerim. Bir de içine yulaf ezmesi atarım. Bu dörtlüyü karıştırarak yerim.” diyor. Şu anda Ramazan Bayramı ikramiyesi, bu tarife iki gecelik ancak yetiyor. Biz de bu durumda piyasadaki fiyatları araştırmak istedik. Kestane balının kilo fiyatı 1700 lira, hurmanın kilosu ise 900 liradan başlıyor ve kaliteye göre değişiyor. Yulafın kilosu 125 lira, manda yoğurdunun kilosu 825 lira. Bunun yanı sıra, sarayda tüketildiği bilinen ve kurutularak tavsiye edilen ejder meyvesini de inceledik. Ejder meyvesinin bir adedi 650 liradan satılıyor. Daha küçük boyları ise 300 liradan başlıyor. Yani dün gece çıkarılan kanunla sağlanan 1000 liralık artışla, iki tane ejder meyvesi alınabiliyor.” dedi "Emeklilerimiz geçim sıkıntısı içinde, bayramda yüzleri gülmeli" Gürer, artan hayat pahalılığının emeklileri etkilediğini belirterek şunları söyledi: “Emeklilerimiz gerçekten ciddi anlamda geçim sıkıntısı içindeler. Bayramda olsun yüzleri gülsün istedik. En az asgari ücret düzeyinde bayram ikramiyesi verilmesini önerdik. Bayram ikramiyesi verilmeye başlandığı ilk dönemde 1000 liraydı. O zaman 1000 lirayla bir kurbanlık koyun alınabiliyordu. Bugün, 1000 lirayla bir kilo et bile alınamaz hale geldik. Sürecin böyle olması, emeklilerin her gördüğümüz yerde bizlere dert yanmasını beraberinde getiriyor. Emekliler içine düşürüldükleri durumdan ciddi anlamda hem tepki gösteriyorlar hem de sıkıntı yaşıyorlar. Bu bayramda, emekliler torunlarına harçlık veremeyecekler. Harçlıktan vazgeçtik, bazı emekliler çocukları ve aile fertleri ile düzenledikleri bayram kahvaltılarından vazgeçtiler. “Misafir gelirse çok fazla gelmesin, aldığımız şekerle sınırlı idare edelim” düşüncesine geldiler. Bugün et alabilmek için sabahın erken saatlerinde Et ve Süt Kurumunun satış noktalarının önünde, uygun fiyatla bir kilo et alabilmek için sıraya giriyorlar. Son haftalarda et fiyatlarında %20 dolayında bir artış oldu. Kasaptaki et fiyatlarının artması, emeklinin kasabın önünden bile geçememesine neden oluyor.”  "Emeklilerin maaşları açlık sınırının altında, seyyanen zam gerekiyor" Gürer, "Emekliler için mevcutta verilmekte olan maaşlar, açlık sınırının altında kalmıştır. Emeklilerin maaşları artık alım gücünü karşılamıyor. Gıda açısından temel ihtiyaçlarını karşılamayı bırakın, elektrik, doğalgaz, kira ve ulaşım giderlerini bile ödemekte zorlanıyorlar. Bu nedenle, memur emeklileri de dahil olmak üzere tüm emeklilere acilen 15.000 liralık seyyanen bir zam yapılmalı. Açlık sınırının altında kalan emeklilerin yaşam koşullarını iyileştirmeye yönelik bir destek oluşturulmalıdır. Bayram ikramiyesindeki bu artış yeterli değildir. Daha önce ifade ettim, yine ifade ediyorum: 1000 liralık artış dişin kovuğuna bile gitmeyecek bir artıştır. Emekli bayram ikramiyelerinin Kurban Bayramı'na kadar artırılması gerekir. Çünkü emeklinin en azından bir kurban alabilmesi sağlanmalıdır. Ancak kurban fiyatlarını bugünden araştırdığımızda, bırakın emekliyi, asgari ücretle çalışan birinin bile kurban kesmesi mümkün değildir. Böyle bir durumda, kurban kesmenin önünde engel oluşturan bir siyasi iktidar bulunmaktadır” diye ifade etti. Ömer Fethi Gürer, “EYT yasasının eksikliklerle çıkmasından dolayı da mağduriyetler yaşanmaktadır. Kademeli geçişin yanı sıra, prim gün sayısını az bir farkla kaçıranların mağduriyetleri de giderilmelidir. Ayrıca, zorunlu emeklilikle çalışmaları engellenen taşeron çalışanların sorunları da çözülmelidir” dedi. CHP'li Gürer, EYT ve taşeron çalışanların sorunlarına çözüm çağrısı yaptı  Ömer Fethi Gürer, “EYT yasasının eksikliklerle çıkmasından dolayı da mağduriyetler yaşanmaktadır. Kademeli geçişin yanı sıra, prim gün sayısını az bir farkla kaçıranların mağduriyetleri de giderilmelidir. Ayrıca, zorunlu emeklilikle çalışmaları engellenen ve  taşeron çalışanların sorunları da çözülmelidir. Sonuç olarak, bayram ikramiyelerinin artırılmasının yanı sıra, emekli maaşlarının enflasyon karşısında korunması gereklidir. Emekliler, sağlıklı beslenme ve sosyal yaşamdan yoksun bırakılmamalıdır. İktidarı, bayram ikramiyelerini yeniden gözden geçirmeye ve Kurban Bayramı’ndan önce artırmaya davet ediyorum. Halkın içinde yaşamın hangi boyuta evrildiğini görmeyen bir siyasi anlayış, emeklilerin içine düştüğü durumdan haberdar değildir. Bu vesileyle, sarayda tüketildiği bilinen ejder meyvesi üzerinden bu değerlendirmeyi yaptım” şeklinde konuştu.

Ömer Fethi Gürer, Meclis'te ehliyet ve öğrenci affı taleplerini yeniden gündeme getirdi Haber

Ömer Fethi Gürer, Meclis'te ehliyet ve öğrenci affı taleplerini yeniden gündeme getirdi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, çeşitli kanun tekliflerine değindi ve Türkiye’nin farklı kesimlerinin sorunlarına dair çözüm beklediklerini vurguladı. Gürer, Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile diğer bazı kanunların görüşülmesinde söz alarak, kanun tekliflerinin içeriğinde yer alan birçok maddede iptallerin olduğunu belirtti. Ayrıca, ehliyet ve öğrenci affı gibi uzun süredir Meclis’e gelmeyen düzenlemelere dikkat çekti. Gürer, esnafın prim gün sayısının düşürülmesi ve kamu çalışanlarının haklarıyla ilgili verilen sözlerin yerine getirilmediğini de eleştirdi. Emekli bayram ikramiyesi için yapılacak artışın da yetersiz olduğunu söyleyerek, emeklilerin daha fazla desteklenmesi gerektiğini ifade etti. "Ehliyet ve öğrenci affı meclise gelmiyor, çözüm bekliyoruz" CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer yaptığı konuşmada öğrenci affına değinerek şunları söyledi: "Örneğin ehliyet affı... İnsan canına kastetmemiş, yaralamamış, bir hata yüzünden elinden ehliyeti olanlar var. 'Bir ehliyet affı gelsin. Ekmeğimizi şoförlükle kazanıyoruz. Bu işi sürdürelim.' Bununla ilgili bir düzenleme Meclise gelmiyor. Öğrenci affı... Bir nedenle okulla ilişkisi kesilenler, 'Biz geçmişte yaptığımız hatanın bedelini ödedik. Okulumuza dönelim.' diyorlar. Öğrenci affı gelmiyor. Kamu çalışanlarına söz verildi hâlde disiplin affı Meclis oturumuna gelmiyor. Ziraat, gıda, veteriner, öğretmen, sağlıkçıların atanmasını sağlayacak yeni kadro düzenlemeleri Meclisin talimatlarına uymuyor.” “Esnaf için verilen sözler hala yerine getirilmedi" CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Esnaf için prim gün boyunca dokuz binden diğer sigortalıların olduğu düşürülmesiyle ilgili verilmiş sözlere rağmen aradan -altı yüz otuz gün geçmiş- meclise geçilmiyor. Emeklilik kademeyelerin var, Meclise bunlarla ilgili bir teklif gelmiyor. Fahri (geçici) Kur'an Kursu Öğreticileri Platformu, yayın sorunuyla ilgili milletvekillerine posta atıyor. Bu konuda da bir yine mecliste yok. Staj ve çırak mağduriyetleriyle ilgili işe başladıkları gün emekliliğe esas sigortanın başlatılması yönünde düzenleme Meclise getirilmedi. Mülakatın ölenlerle ilgili söz verildi, bundan da vazgeçildi” diye ifade etti. "Emeklilerin yüzünü güldürecek bir bayram ikramiyesi teklifi yapılmalı" Ömer Fethi Gürer, "Burada kanun çıkacak en önemli şeylerden biri emeklilerin bayram ikramiyesi. Bin liralık artış hangi vicdan kabul edilebilir ki! Bu tekliflerin birleştirilmesi ve bu kadar düşük tutulmasını, bir de Sayın Cumhurbaşkanının 'Daha ne verecektik?' diye bir ifade kullanmasını ben bir milletvekili olarak doğru bulmadım. Nedeni şu: Gittim, bir ejder meyvesi aldım. Bugün getireceğim, bu zamanda burada sizlere de göstereyim diye. 560 lira bir tanesi. Yani 2 ejder meyvesini bin lira karşılamıyor. Bu durumda, yani akşamları tavsiye edilen yoğurttan, hurmadan vazgeçtik; ejder meyvesinin 2 adedini dahi bayram ikramiyesine eklememiş. Biz 'En az asgari ücret olsun.' Bu sırada emeklinin yaşadığı yerlerde yaşamak için söylüyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi üyelerinin akrabaları, yakınları, anaları, babaları, çevrelerinde emekliler var. Hiç mi onların seslerini duymuyorlar? Ya, bu saat... Kadir Gecesi, gelin, şu mübarek günlerden emekliler için bir teklif değiştirelim de onların mutlu olacakları, en azından bayramda yüzlerini güldürecek bir rakama çıkaralım ama sahip olduğunuz bin lirayla Niğde'den Ankara'ya geliş gidiş geçiş ücretini karşılayamıyorsunuz. Bunun gibi örnekleri çoğaltabiliriz” şeklinde konuştu.

Gürer: Türkiye, kuraklık riskiyle karşı karşıya, tarım sektörü ciddi sorunlarla boğuşuyor Haber

Gürer: Türkiye, kuraklık riskiyle karşı karşıya, tarım sektörü ciddi sorunlarla boğuşuyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu kuraklık riskine dikkat çekerek, tarım sektöründe yaşanan sorunlara ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Gürer, “Ülkemiz ciddi bir kuraklık riski ile karşı karşıyadır. Ürün üretiminin yanında, meraların ot varlığı da kuraklıktan etkilenebilir. Bu durum yem fiyatlarının artışına ve üretim veriminde düşüşe yol açma riski taşımaktadır” dedi. “Enflasyon karşısında çiftçi korunmalı!” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçinin üretim tercihini belirlerken alıştığı ürünü, önceden bildiği ürünü şartlar ne olursa olsun sürdürmek istediğini belirterek, “Çiftçilerimizin yüzde 74'ü bu bağımlılığına devam etmektedir. Yüzde 30'u alıcısı çok, satışı hızlı üründe; yüzde 30'u fiyatının yükseleceği tahmin edilen ürünü ekmekte karar kılmaktadır. Az su isteyen ya da kuraklık dikkate alınarak ekim yapan çiftçi sayısı yüzde 28'lerde kalmaktadır. Bu da kuraklık sürecinin doğru yönetilemediğini göstermektedir. Şeker pancarı gibi yüzde 57 sözleşmeli ekilen ürün, on çiftçiden ikisinde rastgele bir durumdur. Çiftçi için girdi maliyetine; iklimsel problemler, tarımsal hastalık ve zararlılar, sulama suyu yetersizliği, işçi sorunu, ürün pazarlaması, kredi geri dönüş sorunu eklenmiştir. Bitkisel üretim, bölgeler ve ekolojik şartlar değerlendirilerek yapılmalıdır. Bu, daha çok verim, daha az masraf ve daha az israf demektir. İklim şartları ve toprak özelliğine göre ekim-dikim planlamaları yapılmalıdır. Ürünler için taban fiyatı uygulamasına dönülerek, girdi maliyeti göz önüne alınmalı ve alım fiyatı değil, taban fiyat uygulanmalıdır. Hasat zamanında enflasyon farkı gözetilerek, çiftçi enflasyon karşısında korunmalıdır. Gıda tedarik zincirinde oluşan sorunlar, küresel iklim değişikliği ve beklenmeyen afetler, başta gübre olmak üzere tarımsal girdilerde oluşan sorunlar, sürdürülebilir üretim ve erişilebilir gıda için çok ciddi yapılanmalara geçilmesini zorunlu kılmaktadır” diye ifade etti. “Tarımda girdi maliyetleri çiftçiyi zorluyor!” Tarım sektörünün girdi maliyetleriyle mücadele ettiğini belirten  Ömer Fethi Gürer, şunları kaydetti: “2020 yılı amonyum sülfat gübre ton fiyatı 1.100 TL iken, şu anda 11.000 TL’den işlem görmektedir. DAP gübre 2020 yılında 2.140 TL/ton fiyat iken, 26.000 TL/ton işlem görmektedir. Üre gübre 2020 yılında 1.860 TL iken, 19.500 TL/ton işlem görmektedir. 20-20 gübre 2020 yılında 2.140 TL/ton iken, şu anda 17.200 TL/ton’dan işlem görmektedir. Gübre ve yem fiyatları yurt dışından geldiği için dövize bağlıdır. Döviz fiyatlarındaki hareketlenme, fiyat artışlarını da beraberinde getiriyor. Böyle olunca, hayvancılığın yüzde 70'i yemle yapıldığı için dövizdeki artış yeme yansıdığı zaman, hayvancılık yapanların yem alabilme olanağı sınırlı hâle geliyor. 50 kilogramlık süt yemi, 700 lira civarında bir fiyatla işlem görüyor. Gübrede de benzer durum yaşanmaktadır. Gübre fiyatları arttıkça daha az gübre kullanılmak zorunda kalınıyor. Gübre azaldıkça da verimli üretim düşüyor. Türkiye'nin bazı ürünlerde arz açığı devam ediyor. Bakanlığın belirlemesine göre, 21 üründe arz açığı var. Arz açığı olan ürünlerin bir de gübreden dolayı verim kaybı yaşandığında, ithalata yönelik ihtiyaç daha fazla olacak. Dünya genelinde gıda tedarik edilebilen ülkelerin içinde bulunduğu koşullarda, özellikle kuraklık, küresel iklim değişikliğinin yarattığı sorunlarla dışarıdan ürün getirmekte problemler yaşanabileceği gibi fiyatlarda da artışların ortaya çıkması olası.  Türkiye'nin öncelikle stratejik ürün dediğimiz buğday gibi, bitkisel hamlığın oluşumuna vesile olan ayçiçek gibi belli ürünlerde daha öncelikli politikalar oluşturulması ve bu açığın ortaya çıkmasını önleyici tedbirler alınması gerekiyor. Özellikle mazottaki fiyat artışları çiftçiyi doğrudan etkiliyor. Yine 2025 yılına ait Cumhurbaşkanlığı yıllık programında, bu yıl için çiftçiye ayrılan 20 milyar liralık bir mazot desteği var. 3,5 milyar litre mazot kullanıldığı düşünüldüğünde, tarım kesiminde çiftçilere verilen bu destek yerine ÖTV ve KDV kaldırılsa—ki bu tutar 60 milyar civarında—çiftçinin kullandığı mazotun vergisi kaldırılmış olur. Çiftçiye bu anlamda daha doğru ve gerçekçi bir destek verilmiş olur.”  “Tarımdaki sorunlar gıda güvenliğini tehdit ediyor” Ömer Fethi Gürer, 2024 yılında yaşanan sorunların, çiftçilerin üretim tercihlerinde köklü değişikliklere neden olduğunu ifade ederek şunları söyledi: "Tarımın içinde bulunduğu koşullarda, çiftçiler bu yıl üretimlerinde tercihlerinde değişiklik yapma yoluna gitmişlerdir. Çukurova bölgesindeki don olayları gibi etkenler, üretim süreçlerini olumsuz etkilemiş ve bazı ürünlerde piyasaya arz sorunu yaratmıştır. Erkenci patatesin çıkışı gecikecek, narenciye ürünlerinde ise özellikle limon başta olmak üzere, birçok üründe problemler yaşanacaktır. Son beş yılda, erkenci ürünlerde yaşanan sorunlar hem fiyat dalgalanmalarına hem de çiftçilerin bekledikleri verimi alamamalarına yol açtı. İklim değişikliği ve coğrafyadaki olumsuzluklar üretimi zorlaştırıyor. Bu nedenle tarıma yönelik mutlaka planlama yapılmalı ve öngörülebilir bir üretim sağlanmalıdır. Aksi takdirde önümüzdeki süreçte gıda güvenliği ile ilgili ciddi sorunlar yaşanacaktır.” “Türkiye’nin su kaynakları verimli kullanılmalı” Türkiye'nin su fakiri bir ülke olduğunu vurgulayan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, suyun verimli kullanımının önemine dikkat çekti. "Su, verim demektir, su üretim demektir. Girdi maliyetlerinin arttığı bu dönemde, suyun tarımla buluşturulması, üreticinin maliyetlerini kısmi olarak azaltacaktır" dedi. Özellikle gri suyun ve boşa akan sulardan elde edilecek suyun Anadolu topraklarına yönlendirilmesi gerektiğini belirtti. Gürer, "Konya Ovası, Niğde, Aksaray, Konya ve Kırşehir gibi bölgelerde, yeraltı ve yer üstü sularının tarıma kazandırılması için gerekli adımların hızla atılması gerekmektedir. Akkaya Barajı, 1996 yılında yapılmış olmasına rağmen hala kapalı sisteme alınmamıştır. Kapalı sisteme geçildiğinde bu barajın suyu daha verimli kullanılacak, buharlaşma engellenecek ve daha fazla verim elde edilecektir. Türkiye genelinde kapalı sisteme geçilmeli ve modern sulama yöntemleri, yağmurlama ve damlama sulama gibi verim artırıcı politikalar uygulanmalıdır" şeklinde konuştu. “Gıda fiyatları ve üretim krizi derinleşiyor” Ömer Fethi Gürer, tarımdaki en büyük sorunlardan birinin de gıda fiyatlarındaki artış olduğuna dikkat çekerek, "Bugün gıda ürünlerine erişim sorunu yaşanıyor ve fiyat artışları yaşanıyor. Bu, önümüzdeki dönemde daha büyük bir sorun haline gelebilir. Tarımda doğru planlama yapılması, çiftçilerin eğitilmesi ve girdi maliyetlerinin sübvanse edilmesi gerekir. Geçtiğimiz yıl, iklimin bir ay öne gelmesiyle birlikte, tarımda ilaçlama başta olmak üzere birçok sorun derinleşti ve ağırlaştı. Üretim kayıpları yaşandı, pazarlama sorunu nedeniyle ise israflar oldu. Planlama ve öngörülebilir bir tarım politikası, kamu kaynaklarının doğru kullanılması ve üreticinin eğitimine yönelik adımlar atılmalıdır" dedi. Ömer Fethi Gürer, bu önemli sorunların çözülmesi için acilen harekete geçilmesi gerektiğini ve hükümetin kâğıt üzerindeki çözümleri pratiğe dökerek, çiftçilerin yaşadığı zorlukları hafifletmek için hızla adım atması gerektiğini ifade etti.

Ömer Fethi Gürer ekonomik krizi ve yoksulluğu TBMM'de gündeme getirdi Haber

Ömer Fethi Gürer ekonomik krizi ve yoksulluğu TBMM'de gündeme getirdi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ekonomik krizin derinleştiğine ve milyonlarca yurttaşın geçim sıkıntısı içinde olduğuna dikkat çekti. Gürer, açlık sınırının altında yaşayan 25 milyon insan bulunduğunu belirterek, çalışma yaşamının modern kölelik düzenine dönüşmesinden endişe duyduğunu ifade etti. Ayrıca, işsizlik oranlarının yükseldiğini ve bireylerin borç yükü altında ezildiğini vurgulayan Gürer, ülkenin ciddi bir yönetim kriziyle karşı karşıya olduğunu söyledi. “Adalet mücadelesi hepimizin ortak mücadelesidir” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, “ Cumhuriyet Halk Partili ilçe belediyelerinden sonra İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu hakkında verilen tutuklama kararı vicdanlarda karşılık bulmamış ve kurulan sandığa koşan 15 milyon yurttaş bu kararı oylarıyla kabul etmediğini göstermiştir, ayrıca sandığa gidemeyen birçok yurttaşımız da "Bu kadarı da olmaz, hukuk siyasallaştırılamaz." diyerek tepki göstermiştir. Tüm bu olumsuzluklara karşın demokrasimizi her yurttaşın hakkı için savunmaya devam edeceğiz. Bu mücadele yalnız İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu ve diğer tutuklu belediye başkanlarımızın mücadelesi değil, adalet isteyen her yurttaşın ortak mücadelesidir” şeklinde konuştu. “Siyasi liderlere ve ailelerine yapılan hakaretleri kınıyorum” Siyasi liderlere ve ailelerine yapılan hakaretleri de şiddetle kınayan Ömer Fethi Gürer şunları söyledi: “Hiç kimsenin bir başkasına hakaret etme ya da şiddet uygulama hakkı yoktur ve olmamalıdır. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve merhum annesine karşı yapılan hakaretleri şiddetle kınıyor, kabul etmiyoruz. Aynı şekilde Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'e, önceki dönem Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu ve değerli eşi Sayın Dilek İmamoğlu'na, diğer siyasi parti genel başkanlarına ve neredeyse tüm milletvekillerimize sosyal medya üzerinden yapılan hakaretleri de şiddetle kınıyorum.” Ömer Fethi Gürer, “Yaşanan süreç bir seçimle halkın değerlendirmesine sunulmalıdır. CHP olarak insanca, hakça bir düzeni halkın oyuyla iktidar olarak sağlamaya hazırız. Koltuk korumak için değil, halkın yığılan sorunlarını çözmek için varız. Ne ezilen ne ezen, insanca, hakça bir düzeni savunduk, savunuyoruz” diye ifade etti. “İşçilerin hakları için mücadelemiz sürecek” Konuşmasında taşeron işçi sorunlarına yer ayıran CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, taşeron çalışmanın tam bir kölelik düzeni olduğunu belirterek, “690 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bir kısmı kadroya alınsa da hizmet alım sözleşmesine takılan binlerce çalışan hâlâ mağdur. Tüm taşeron çalışanlar kurum kadrosuna alınmalı, taşeron uygulaması sona erdirilmelidir. Stajyer ve çırak olarak çalışmaya başlamış olanların emekliliğe esas sigorta başlangıçları işe başladıkları gün itibarıyla başlatılmalıdır. Taşeron ve diğer tüm mağdurlar için verdiğimiz kanun teklifleri bir an önce Meclis'te ele alınmalıdır" dedi. Taşeron işçilerin yaşadığı hak kayıplarına da değinen Gürer, maaş katsayılarının düşüklüğü, ikramiyelerin verilmemesi ve güvencesiz çalışma koşullarının sona ermesi gerektiğini vurguladı. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Ülkenin gerçek gündemi halkın yaşadığı sorunlardır ve bunların çözümü için hak, hukuk ve adalet temelinde mücadelemiz sürecektir." ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Ömer Fethi Gürer, ekonomik kriz ve yoksulluk artışına dikkat çekti Haber

Ömer Fethi Gürer, ekonomik kriz ve yoksulluk artışına dikkat çekti

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye'de vatandaşların finansal durumuna ilişkin verileri değerlendirdi. Gürer'in paylaştığı verilere göre, vatandaşların bankalara olan borçları artarken, temel ihtiyaçlarını karşılamak için bile borçlanmak zorunda kaldıklarını söyledi. Gürer, “Döviz ve altında artış tüm üretime yansıyacak ve fiyatlara zam olarak eklendiğinde vatandaşın yoksulluğu daha da artacaktır. Derin yoksulluğun yaygınlaşması iktidarın koltuk korumak uğruna ülkeye yaptığı büyük zararında yansımasıdır” Dedi. "Vatandaşların takibe düşen borç tutarı 146 milyar tl'ye yükseldi" Vatandaşların bankalara olan borçları içinde ödenemeyen ve takibe alınan tutarlar da artış eğiliminde olduğunu belirten Ömer Fethi Gürer şunları söyledi: “Ocak ayının ilk haftasında takibe düşen borç tutarı 116 milyar TL iken, 14 Mart haftasında bu rakam 30 milyar TL artarak 146 milyar TL'ye yükseldi. Bu durum, vatandaşların borçlarını ödemekte giderek daha fazla zorlandığını göstermektedir. AKP iktidarının ekonomi politikaları her geçen gün vatandaşı çıkmaza sürüklemeye devam ediyor. Bireysel kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısı ise 2024 yılının başında 118 bin kişi iken, 2025 yılının ilk ayında 76 bin kişi artışla 194 bine yükseldi. Toplamda kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemeyen kişi sayısı, 2024 yılının ilk ayında 194 bin iken, 2025 yılının ilk ayında 303 bin kişiye çıktı.” “2025'in İlk ayında 124 bin kişi ilk defa kredi kullandı” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2025 yılının ilk ayında 124 bin kişi ilk defa kredi kullanırken, ilk defa kredi kartı kullanan kişi sayısı ise 167 bin oldu. Bu veriler, vatandaşların nakit ihtiyaçlarını karşılamak için borçlanmaya yöneldiğini gösteriyor. Borçlanan vatandaşın geliri temel ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyince mecbur borçlanıyor. Bu süreç vatandaşı çıkmaza sürükleyerek sonunda icralık olmaya kadar götürüyor. 14 Mart haftasında kredi kartlarından yapılan harcamaların 346 milyar 40 milyon TL olduğu belirtildi. Bu harcamaların 106 milyar 743 milyon TL'si gıda, market ve yemek gibi temel ihtiyaçlar için kullanıldı. Toplam kredi kartı harcamalarının %30’unu temel gıda harcamaları oluşturuyor. Temel ihtiyaçlar için borçlanma, ekonomik krizin derinleştiğine işaret ediyor. Gıda ve market harcamaları, genellikle esnek olmayan harcamalar kategorisinde yer alır. Yani bu harcamalar, gelir ne kadar düşerse düşsün, vatandaşlar tarafından yapılmak zorundadır. Bu nedenle, bu harcamaların kredi kartıyla finanse edilmesi, halkın satın alma gücündeki ciddi bir erimeyi göstermektedir” ifadelerini kullandı. “İcra dairelerine 2,4 milyon yeni dosya geldi” İcra dairelerine gelen dosya sayısı da dikkat çekici bir artış gösterdiğini belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Bu yıl 2 milyon 401 bin 514 yeni icra dosyası gelirken, geçen yılın aynı dönemine göre 72 bin 240 dosya daha fazla kaydedildi. Derdest (devam eden) dosya sayısı ise geçen yılın aynı döneminde 21 milyon 604 bin iken, bu yıl 22 milyon 905 bine yükseldi. Vatandaş ekonomik açıdan çıkmaza sürüklendi. İcra daireleri dosya doldu. Vatandaşlarımız artık temel ihtiyaçlarını dahi borçlanarak karşılamak zorunda kalıyor. Borçlarını ödeyemeyenlerin sayısı hızla artıyor. AKP iktidarı vatandaşları düşürdüğü bu olumsuz durumdan bir an önce çıkarmak için çabalamak yerine gündemi değiştirmek için her yolu deniyor ve ülkemizin zararına uygulamalarla sorunlar katlıyor” şeklinde konuştu.

Ömer Fethi Gürer, Türkiye’nin hayvancılık sektöründeki sorunları Melis’e taşıdı Haber

Ömer Fethi Gürer, Türkiye’nin hayvancılık sektöründeki sorunları Melis’e taşıdı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye’deki hayvancılık sektöründe yaşanan sorunları çözmek amacıyla Meclis Araştırma Önergesi sundu. Gürer, tarım sektörünün artan maliyetler ve yetersiz destek politikaları nedeniyle büyük bir dar boğaza girdiğini belirterek, üreticilerin bu zorlu koşullara dayanma gücünün giderek azaldığını vurguladı. Gürer, alınan kararların çiftçiler ve hayvancılıkla uğraşanları daha da zor bir duruma soktuğunu söyledi. "Hayvancılıkta maliyetler yükseliyor, çiftçiler zor durumda" Ömer Fethi Gürer, “Büyükbaş hayvanlara takılan zorunlu kulak küpesi ücretlerine yapılan son dönemdeki yüzde 43,75’lik zam tartışılmaktadır. Türkiye'de yaklaşık 16,5 milyon büyükbaş hayvan olduğu düşünüldüğünde, sektöre yüklenen toplam maliyet önemli bir rakama ulaşmaktadır. Bu yeni maliyet kaleminin doğrudan üreticinin cebinden çıkmadığı öne sürülmektedir. Kulak küpesi ücretinin üreticiye ödenmesi gereken devlet desteklerinden mahsup edilerek kesileceği belirtilmektedir. Yem fiyatları yüzde 80’e yakın artmış, veteriner ve ilaç giderleri yüzde 100’ü aşan oranlarda yükselmiş, akaryakıt fiyatları yüzde 120 artmıştır. Çiğ süt üreticisinin maliyetleri hızla yükselirken satış fiyatları maliyet artışına oranla geride kalmıştır” şeklinde konuştu. "Hayvancılıkta yanlış politikalar küçük ve orta ölçekli işletmeleri sektörden çekilmek zorunda bırakıyor" Gürer, “Hayvancılıkta yeterli destek verilmemesi ve yanlış politikalar nedeniyle birçok küçük ve orta ölçekli işletme sektörden çekilmek zorunda kalmıştır. Türkiye'nin hayvancılık alanında kendine yetebilen bir ülke olması gerekirken, son yıllarda artan ithalat politikaları ve üreticiyi desteklemeyen kararlar nedeniyle dışa bağımlılık giderek artmaktadır. Son yıllarda hayvancılık sektörüne verilen teşviklerin toplam miktarı, girdi maliyetlerindeki artışa oranla yeterli değildir. Özünde hayvancılık politikasının temel amacı, üretimi artırmak ve üreticiyi desteklemek olmalıdır. Ülkemizde hayvancılığın sürdürülebilir bir şekilde devam etmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından alınan kararların üretici üzerindeki etkilerinin tüm yönleriyle araştırılması, hayvancılık sektöründe yaşanan sorunların tespiti ve çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla bu konuda Anayasa’nın 98, İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz ederim” diye ifade etti.

Ömer Fethi Gürer’den veteriner hekimlerin özlük hakları için Meclis’e önerge Haber

Ömer Fethi Gürer’den veteriner hekimlerin özlük hakları için Meclis’e önerge

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, Veteriner Hekimler Derneği Genel Kurulu’na katılarak meslek mensuplarının özlük haklarının iyileştirilmesi ve sağlıkta şiddet yasası kapsamına alınmaları gerektiğini vurguladı. Gürer, veteriner hekimlerin hayvan sağlığı ve halk sağlığı açısından kritik bir görev üstlendiğini, ancak sağlık çalışanlarına tanınan haklardan yeterince faydalanamadıklarını belirtti. Meclis’te veteriner hekimlerin sorunlarını sık sık gündeme taşıdığını ifade eden Gürer, meslek grubunun maruz kaldığı mesleki riskler nedeniyle fiili hizmet süresi zammı (yıpranma payı) ve meslek hastalığı tazminatının gerekliliğine dikkat çekti. Gürer ayrıca, veteriner hekimlerin sağlık alanında gerçekleştirilen iyileştirmelerden yararlanamadığını ve bu durumun mesleki mağduriyetlere yol açtığını ifade etti. Veteriner Hekimler Derneği Genel Kurulu’nda yapılan seçimlerde Dr. Güray Ertürk yeniden başkan seçilirken, farklı illerden oda başkanları ve akademisyenler de veteriner hekimlerin yaşadığı sorunları dile getirdi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM Başkanlığına verdiği soru önergeleriyle veteriner hekimlerin durumunu Bakan’a soru olarak da yöneltti.Gürer, TBMM Başkanlığına veteriner hekimler için Meclis Araştırması Önergesi de verdi. Meclis Araştırma Önergesinde, "Veteriner hekimler, zoonotik hastalıklarla mücadelede, hayvansal gıda güvenliğinin sağlanmasında ve salgın hastalıkların önlenmesinde aktif rol almaktadırlar. Endemik ve pandemik karakter taşıyan hayvan hastalıklarının yayılmasını engelleme, veteriner halk sağlığı hizmetleri sunma, hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların kontrol altına alınması ve hayvansal üretimin her aşamasında denetim görevini yürütmektedirler" dedi. “Veteriner hekimler için emeklilik ve ek gösterge mağduriyeti giderilmeli” Ömer Fethi Gürer, TBMM Başkanlığına verdiği Meclis Araştırma Önergesinde, "Veteriner hekimler mevcut düzenlemelerde sağlık sınıfı çalışanları olarak tanımlanmış olmalarına rağmen, sağlık alanında gerçekleştirilen iyileştirme uygulamalarından faydalandırılmamaktadır. Kanunlarda veteriner hekimler sağlık sınıfı çalışanı olarak tanımlanmış olmasına karşın, özlük hakları, ek göstergeleri, emeklilik maaşları ve fiili hizmet süreleri gibi konularda ciddi mağduriyetler yaşamaktadır.  Mevcut emeklilik sistemi, veteriner hekimlerin çalışma koşullarını ve mesleki risklerini yeterince gözetmemektedir. 7146 sayılı Kanun ile 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’na eklenen ‘Ek Madde 84’ kapsamında belirlenen ek ödeme göstergeleri, veteriner hekimleri kapsamamakta; bu durum emekli maaşlarında büyük kayıplara yol açmaktadır. Veteriner hekimler, meslekleri gereği zoonotik hastalıklara maruz kalma riski taşımalarına rağmen, meslek hastalıkları kapsamında değerlendirilmeleri yönünde herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır” diye ifade etti. “Veteriner hekimler sağlıkta şiddet yasası kapsamına alınmalı” Gürer, "Veteriner hekimler, ‘Sağlıkta Şiddet Yasası’ kapsamına dahil edilmemiştir. Görevleri gereği hayvan sağlığı ve halk sağlığı için hizmet veren veteriner hekimlerin de bu yasa kapsamına alınması, mesleki güvenliğin sağlanması açısından büyük önem arz etmektedir. Veteriner hekimlerin maruz kaldığı mesleki riskler göz önüne alındığında, fiili hizmet süresi zammı (yıpranma payı) almaları gerekmektedir. 300’den fazla zoonotik hastalık nedeniyle meslek hayatları boyunca ciddi sağlık riskleriyle karşı karşıya kalan veteriner hekimlerin, bu durumun tazmini için meslek hastalığı tazminatı almaları da kaçınılmaz bir gerekliliktir. Veteriner hekimler, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre az tehlikeli sınıfta yer almaktadır. Ancak, biyolojik ve kimyasal risk faktörlerine doğrudan maruz kalmaları, mesleklerini yüksek risk grubunda icra etmelerine neden olmaktadır. Dolayısıyla, veteriner hekimlerin tehlikeli meslek grubu kapsamında değerlendirilmesi ve gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir" dedi. Önceki dönemlerde görev almış Dernek Başkanı İsmail Hakkı Korkut, Veteriner Önceki Dönem Oda Başkanı Prof. Dr. Murat Aslan ve farklı illerde Veteriner Oda Başkanları ile Emekli Veterinerler Derneği Başkanı ve seçimle yeniden Veteriner Hekimler Derneği Başkanı olan Dr. Güray Ertürk ile iletişimlerini sürdürerek veteriner hekimler bu bağlamda her sorunda yanlarında olacaklarını belirtti.

Ömer Fethi Gürer, veteriner hekimlerin sorunlarının araştırılması için meclis araştırması önergesi verdi Haber

Ömer Fethi Gürer, veteriner hekimlerin sorunlarının araştırılması için meclis araştırması önergesi verdi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, veteriner hekimler sorunlarının araştırılması için TBMM Başkanlığına Meclis Araştırması için önerge verdi. Gürer, “Hayvan sağlığını korumanın yanı sıra halk sağlığı açısından da veteriner hekimlerin kritik bir görev üstlendiklerini” söyledi ve veteriner hekimlerin özlük haklarının da iyileştirilmesi gerektiğini belirtti. "Veteriner hekimler, hayvancılığın sürdürülebilmesinde kilit rol oynuyor" CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılığın sürdürülebilmesi için de veteriner hekimlerin sorunlarının Meclis tarafından ele alınarak araştırılması gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Veteriner hekimler, zoonotik hastalıklarla mücadelede, hayvansal gıda güvenliğinin sağlanmasında ve salgın hastalıkların önlenmesinde aktif rol almaktadırlar. Endemik ve pandemik karakter taşıyan hayvan hastalıklarının yayılmasını engelleme, veteriner halk sağlığı hizmetleri sunma, hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların kontrol altına alınması ve hayvansal üretimin her aşamasında denetim görevini yürütmektedirler. Veteriner hekimler mevcut düzenlemelerde sağlık sınıfı çalışanları olarak tanımlanmış olmalarına rağmen, sağlık alanında gerçekleştirilen iyileştirme uygulamalarından faydalandırılmamaktadır. 657, 992, 1593, 5199, 5216, 5393, 5996 ve 6343 sayılı kanunlarda veteriner hekimler sağlık sınıfı çalışanı olarak tanımlanmış olmasına karşın, özlük hakları, ek göstergeleri, emeklilik maaşları ve fiili hizmet süreleri gibi konularda ciddi mağduriyetler yaşamaktadır.” "Veteriner hekimler zoonotik hastalıklar riski altında olmalarına rağmen korunmasız" Gürer, “Mevcut emeklilik sistemi, veteriner hekimlerin çalışma koşullarını ve mesleki risklerini yeterince gözetmemektedir. 7146 sayılı Kanun ile 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’na eklenen ‘Ek Madde 84’ kapsamında belirlenen ek ödeme göstergeleri, veteriner hekimleri kapsamamakta, bu durum emekli maaşlarında büyük kayıplara yol açmaktadır. Veteriner hekimler, meslekleri gereği zoonotik hastalıklara maruz kalma riski taşımalarına rağmen, meslek hastalıkları kapsamında değerlendirilmeleri yönünde herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır” şeklinde konuştu. "Veteriner hekimlerin fiziki ve sözlü şiddete karşı korunması için yasa gerekiyor" Gürer, “Veteriner hekimler görevlerini icra ederken fiziki ve sözlü şiddete maruz kalmalarına rağmen, 15.04.2022 tarihinde yürürlüğe giren ‘Sağlıkta Şiddet Yasası’ kapsamına dahil edilmemiştir. Görevleri gereği hayvan sağlığı ve halk sağlığı için hizmet veren veteriner hekimlerin de bu yasa kapsamına alınması, mesleki güvenliğin sağlanması açısından büyük önem arz etmektedir. Veteriner hekimlerin maruz kaldığı mesleki riskler göz önüne alındığında, fiili hizmet süresi zammı (yıpranma payı) almaları gerekmektedir. 300’den fazla zoonotik hastalık nedeniyle meslek hayatları boyunca ciddi sağlık riskleriyle karşı karşıya kalan veteriner hekimlerin, bu durumun tazmini için meslek hastalığı tazminatı almaları da kaçınılmaz bir gerekliliktir. Veteriner hekimler, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre az tehlikeli sınıfta yer almaktadır. Ancak, biyolojik ve kimyasal risk faktörlerine doğrudan maruz kalmaları, mesleklerini yüksek risk grubunda icra etmelerine neden olmaktadır. Dolayısıyla, veteriner hekimlerin tehlikeli meslek grubu kapsamında değerlendirilmesi ve gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Tüm bu hususlar göz önüne alındığında, veteriner hekimlerin özlük haklarının iyileştirilmesi, emeklilik haklarının düzenlenmesi, fiili hizmet süresi zammı alması, sağlıkta şiddet yasası kapsamına alınması ve meslek hastalıkları ile ilgili gerekli yasal düzenlemelerin yapılması amacıyla bu konuda Anayasa’nın 98, İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz ederim” dedi.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.