TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Olimpiyat

İLKHABER-Gazetesi - Olimpiyat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Olimpiyat haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Olimpiyatlar için kapıyı aralayan Milli Paratriatloncu Uğurcan Özer, ilki başarmak istiyor Haber

Olimpiyatlar için kapıyı aralayan Milli Paratriatloncu Uğurcan Özer, ilki başarmak istiyor

Kentte, 21 Nisan'da düzenlenen Dünya Paratriatlon Kupası'nda zorlu parkurları 58 dakika 49 saniyede tamamlayarak PTS5 kategorisinde şampiyonluk elde eden Uğurcan Özer, 2024 Paris Paralimpik Oyunları için kapıyı araladı. Milli sporcu, Mersin'deki başarısıyla mücadele ettiği kategorinin olimpiyat sıralamasında 9. basamağa gelerek avantaj sağladı.Uğurcan Özer, süreç içerisinde İspanya, Özbekistan, Fransa ve İtalya'da yapılacak dünya kupalarında başarılarını sürdürerek paralimpik oyunlarına triatlon branşında katılan ilk Türk sporcu olmayı hedefliyor. Uğurcan Özer, Mersin'deki organizasyonda elde ettiği şampiyonlukla gurur duyduğunu söyledi. Başarılı olabilmek için yıllardır yoğun çaba gösterdiğini anlatan Uğurcan, son olarak Mersin'deki şampiyonluğun kendisini motive ettiğini belirtti. Bu yarışta aldığı puanın çok önemli olduğunu dile getiren Uğurcan, "Mersin'de elde ettiğim başarı Paris Paralimpik Oyunları yolunda önemli bir puandı. Buradan sonra 4 yarışımız daha olacak. O yarışlara da aynı özveriyle ve inançla çalışmaya devam edip oralarda da ülkemi en iyi şekilde temsil edeceğim." diye konuştu. Milli sporcu, Paris Paralimpik Oyunları için antrenörü Mert Onaran ile yoğun şekilde çalıştıklarını aktardı. Süreçte her şeyi plan dahilinde gerçekleştirdiklerine değinen Uğurcan, şunları kaydetti: "Çalışmalarımıza askeri kamp sistemiyle devam ediyoruz. Aileden uzak, tamamen antrenman odaklı çalışıyoruz. Uykumuzdan beslenmemize, sosyal yaşantımıza kadar her şeye dikkat ediyoruz. Aynı şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Paris'te ilk 5'te olmayı hedefliyorum. Madalya neden olmasın. Mersin'de başardık. Orada da başarabiliriz. Önümüzdeki yarışları hedeflediğimiz, planladığımız şekilde tamamlarsak, performansımızı stabil tuttuğumuzda ülkemizi Paris'te onurlandıracağım."  "İlki başarmak istiyoruz" Milli takım antrenörü Mert Onaran ise Uğurcan'ın elde ettiği başarıdan dolayı mutlu olduklarını ve bu başarı için yoğun şekilde çalıştıklarını anlattı. Dünya Paratriatlon Kupası'nda kazandıkları şampiyonluğun Paris 2024 Paralimpik Oyunları için büyük avantaj sağladığını vurgulayan Onaran, şöyle konuştu: "Şu an dünya sıralamasında 9'uncu sıradayız. Olimpiyatlarla ilgili sıralamanın belli olacağı tarih 1 Temmuz. Mersin'de almış olduğumuz puanla olimpik listeye girdiğimizi garantiledik diyebiliriz. İlk 11 sporcu alınacak. İlk 9 sporcu direkt alınıyor. Mersin'de aldığımız puan çok değerli. Tarihimizde daha paralimpik oyunlarına triatlon branşında katılan bir sporcumuz yok. İlki başarmak istiyoruz. Oraya gidip madalya alarak ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek istiyoruz."

Türk okçuluğunun olimpiyat tarihindeki "altın" sporcusu Mete Gazoz Haber

Türk okçuluğunun olimpiyat tarihindeki "altın" sporcusu Mete Gazoz

Anadolu Ajansının Cumhuriyet'in 100. yıl dönümü dolayısıyla hazırladığı "spor" temalı dosya haberler kapsamında bu haberde, Türkiye'ye olimpiyatlardaki ilk ve tek altın madalyasını kazandıran milli okçu Mete Gazoz röportajına yer verildi. Mete Gazoz, milli okçu babası Metin Gazoz'un yanında ilk okunu 3 yaşındayken attığını söyledi. "Aslında okçu olarak doğdum. İsmim tarihte ilk ıslıklı oku kullanan Türk hakanı 'Mete Han'dan geliyor." diyen Gazoz, küçük yaşlarda eğlenmek için başladığı okçulukta ilk turnuvasına 8 yaşında katıldığını ifade etti. Henüz 11 yaşındayken ilk kez Türkiye şampiyonu olduğunu anlatan Gazoz, 14 yaşındayken de milli takıma seçildiğini kaydetti. Milli takımda forma giydikten sonraki ikinci turnuvasında takım halinde ikincilik elde etme başarısı gösterdiklerini anlatan Gazoz, "O zamanlar olimpiyatlara katılmayı hedefliyordum. Olimpiyat şampiyonu olmak benim için gerçekçi bir hedef değildi. Rio'daki 2016 Olimpiyatları'nı kendime hedef koyduğumda bana, 'Yaşın küçük gidemezsin, zorlama.' diyenler oldu ancak antrenörüm Göktuğ Ergin ve teknik ekip bana inandı. Ailemin de desteğiyle Avrupa Kıtası birincisi olarak Rio'ya gitmeyi başardım. Rio Olimpiyatları benim için inanılmaz bir tecrübe oldu. Madalya kazanmanın o kadar da zor olmadığını orada anladım. Ardından o meşhur 'Daha çok çalışacağım ve 2020'de Tokyo'dan altın madalya ile döneceğim' paylaşımını yaptım. İçimde hiç şüphe olmadan çalıştım ve şampiyon olmayı başardım." diye konuştu. - "Yüzyıl ancak bu kadar başarılarla kutlanabilirdi" Başarısının sırrının disiplinli çalışmak olduğunu aktaran Gazoz, adında ve yaptığı sporda Türklük olduğunu dile getirdi. Olimpiyatlarda kürsünün en tepesinde bulunmanın, İstiklal Marşı'nı okumanın, çalışmalarının ve arkasındaki ekibin fedakarlıklarının karşılığını görmenin inanılmaz gurur verici olduğunu anlatan Gazoz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Cumhuriyetin 100. yılında da Türk okçuluğunda ilklere imza atarak dünya şampiyonu oldum ve erkek takımı olarak dünya ikinciliği elde ettik. Yüzyıl ancak bu kadar başarılarla kutlanabilirdi. Aldığımız başarılarla 100 yıllık Cumhuriyet tarihimizin bir yerlerine ismimizi yazdırdığımız için çok mutlu ve gururluyuz. Cumhuriyet'imizin ilk yüzyılında bir altın madalya aldık, ikinci yüzyıla da 2 altın madalya yakışır. Bunu başarabileceğime çok fazla inanıyorum. Olimpiyatlara takım arkadaşlarımla gitmek, onların desteğini arkamda hissetmek bana ayrıca bir öz güven verecek. Paris'te hem bireysel hem de takım olarak altın madalya alacağımıza inanıyorum." - "Türk halkı bizi her zaman destekliyor" Milli okçu, sonraki nesillerin, elde ettikleri başarıların üstüne koyarak ilerlemesi gerektiğini dile getirdi. En büyük mutluluğunun yeni nesillere örnek olmak olduğunu belirten Gazoz, "Beni örnek alan sporcu arkadaşlarımın bundan 5 sene sonra bir dünya ya da olimpiyat şampiyonu olduktan sonra, 'Ben Mete Gazoz'u seyrettim, onun sayesinde başladım.' demesi, benim için şampiyonluklardan daha büyük bir gurur ve mutluluk olacak. Türk halkı bizi her zaman destekliyor. Bunu bariz şekilde hissediyorum. Sokağa çıktığım zaman inanılmaz bir ilgi ve destek var. Onların yüzündeki mutluluk ve bize olan güvenleri beni ayrıca motive ediyor." şeklinde görüş belirtti.

Okçulukta olimpiyat şampiyonluğu, lisanslı sporcu sayısını büyük oranda artırdı Haber

Okçulukta olimpiyat şampiyonluğu, lisanslı sporcu sayısını büyük oranda artırdı

ANTALYA (AA) - SÜLEYMAN ELÇİN - Okçuluk Milli Takımlar Teknik Direktörü Yusuf Göktuğ Ergin, Mete Gazoz'un olimpiyat şampiyonluğunun ardından lisanslı sporcu sayısının 35 binlerden 60 binlere yükseldiğin kaydetti.Ergin, milli takımın kamp yaptığı Serik ilçesi Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde AA muhabirine yaptığı açıklamada, Cumhuriyet'in 100 yıllık tarihine okçuluk sporunda olimpiyat şampiyonluğu sığdırdıkları için mutlu ve gururlu olduklarını söyledi.Tokyo'da İstiklal Marşı'nı dinlerken çocukluğuna gittiğini ve Naim Süleymanoğlu'nun ilk şampiyonluğu kazandığı zamana döndüğünü ifade eden Ergin, "O zaman da uzun süre mutluluktan ağlamıştım. Şimdi aynı duyguların yaşandığı anda orada olmak, şampiyonluğa katkım olduğunu bilmek benim için muhteşem bir gururdu." dedi.Uzun yıllar olimpiyat madalyasının peşinde koştuklarını aktaran Ergin, "Bana göre zor olan ilkini başarmaktı ama artık formül elimizde var. Olimpiyat madalyasının nasıl geleceğini biliyoruz. En büyük hedefimiz takım halinde olimpiyat şampiyonu olmak. Takım halinde olimpiyat şampiyonu olmak dünyanın en zor işlerinden bir tanesi ve biz bu işi başarmak istiyoruz. Bireysel bir madalya kazanıldığı zaman insanların aklına, 'Özel bir yetenek bunu kazandırmıştır' şeklinde düşünceler gelebilir. Biz bütün dünyaya Türk okçusunun, Türkiye'de yapılan çalışmaların bu madalyayı kazandırabildiğini göstermek istiyoruz." diye konuştu.- "Okçuluk ve cimnastik gibi branşlarda gelen madalyalar çok önemli"Genç bir kadroları olduğunu, hem sporcu hem de teknik heyet anlamında iyi bir jenerasyon yakaladıklarını aktaran Ergin, "Olimpiyatlarda daha önce güreş, halter, judo gibi alanlarda elde edilen madalyalar, ülkemizin belki de bir yansımasıydı. Türk insanı zorlukları, savaşmayı seven, ağır yükleri kaldırabilen, güçlü karakterli bir toplumdur. Bu nedenle mücadele ve kuvvet sporlarında her zaman başarılıyız. Teknik alanlarda da Türk insanının kendisini geliştirebildiğini, eğitimini üst seviyeye çıkartıp belki de uluslararası alanda en iyi olabilecek kadar kendini yetiştirdiğini göstermiş olduk. Okçuluk ve cimnastik gibi branşlarda gelen madalyalar çok önemli." ifadelerini kullandı.Olimpiyatlardan sonra okçuluğa ilginin inanılmaz arttığına dikkati çeken Ergin, "Mete Gazoz'un şampiyonluğundan sonra 35 binlerde olan lisanslı sporcu sayısı 60 bine dayandı. Bu bizim için çok önemli. Sporun tabana yayılması anlamında iyi bir iş başarıldı. Nicelikle beraber niteliği de artırarak Mete Gazoz, Ulaş Berkim Tümer ve Muhammed Abdullah Yıldırmış'ın yanına yeni başarılı sporcular eklemek için mücadele ediyoruz. Federasyon olarak bu ilgiyi doğru şekilde yönlendirerek sporcuların emeğinin heba olmaması için çaba sarf ediyoruz. Özellikle 15 yaş altındaki büyük ilgi, Türk okçuluğunun geleceği açısından çok önemli." değerlendirmesinde bulundu

Yaşından çok şampiyonluğu olan engelli yüzücünün hedefi, Avrupa ve dünya şampiyonluklar Haber

Yaşından çok şampiyonluğu olan engelli yüzücünün hedefi, Avrupa ve dünya şampiyonluklar

KAHRAMANMARAŞ (AA) - TUNAHAN AKGÜN - Kahramanmaraş'ta doğuştan bedensel engelli olduğu için koltuk değnekleriyle yürüyebilen 18 yaşındaki Muhammet Mustafa Karagün, 4 yılda çeşitli kulvarlarda katıldığı şampiyonlarda 50 madalya kazanarak 25 kez Türkiye şampiyonu oldu. Onikişubat ilçesinde yaşayan doğuştan bedensel engelli lise öğrencisi Muhammet Mustafa Karagün, televizyonda izlediği paralimpik oyunlardan etkilenerek yüzme sporcusu olmaya karar verdi.Ailesinin de desteğiyle Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesindeki yüzme kursuna kayıt yaptıran ve kısa süredeki azmiyle Kahramanmaraş Engelliler Spor Kulübüne seçilen Karagün, Türkiye Bedensel Engelliler Federasyonu tarafından Trabzon, Aksaray, Mersin ve Gaziantep ve Konya'da çeşitli tarihlerde düzenlenen turnuvalarda Türkiye şampiyonlukları kazandı.4 yıl önce başladığı yüzme sporuyla katıldığı çeşitli yarışmalarda 50 madalya kazanarak 25 kez Türkiye şampiyonu olan genç sporcu, yaşama bağlandığı sporla daha önemli başarılar elde etmek istiyor.Haftada 5 gün 6 saat Kahramanmaraş Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesindeki kapalı yüzme havuzunda protezli antrenörü Ali Uzun ile çalışmalarını sürdüren Karagün, en büyük hayali olan milli formayı giyebilmek için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.Muhammet Mustafa Karagün, AA muhabirine, henüz küçük yaşlarda ailesinin yönlendirmesiyle tenise başladığını ancak yüzmeyi daha çok sevdiğinden dolayı bu alana geçtiğini anlattı.- "Barajları tek tek zorluyorum"Karagün, Türkiye'nin birçok ilinde katıldığı turnuvalarda S7 kategorisinde 50 madalya kazandığını ve bunlardan 25'nin Türkiye birinciliği olduğunu söyledi.Milli forma giymek için çalışmalarına aralıksız devam ettiğini ifade eden Karagün, şöyle konuştu:"En büyük hedefim Avrupa barajlarını geçip milli takıma girmek ve Avrupa'da yarışlara katılmak. Daha sonra da dünya şampiyonluğuna katılmak istiyorum. Onun için çok çalışıyorum. Günde 6 saate yakın antrenman yapıyorum. 4 saati yüzme 2 saati özel fitness hocalarıyla çalışıyorum. İstiklal Marşı'mızı Avrupa'da okutabilmek istiyorum. Bayrağımızı dalgalandırmak istiyorum. Havuza girince uçuyormuş gibi hissediyorum. Bu antrenmanların bana kattığı bir şey. Kendimi 50 metre kelebek stilinde çok geliştirdim. Bu alanda dünya barajlarını geçmeye çalışıyorum. Daha önceden 400 metre serbest kategorisinde dünya barajını geçmiştim. Barajları tek tek zorluyorum."- "Antrenörü sporcusuyla gurur duyuyor"Antrenör Ali Uzun da Muhammet Mustafa Karagün'ün 6-7 Aralık'ta gerçekleştirilen Para Yüzme Türkiye Şampiyonası ve Milli Takım Seçme Yarışması'nda S7 kategorisinde 6 Türkiye birinciliği ile 1 Türkiye ikinciliği kazandığını söyledi.Karagün'ün gelecek vadeden genç bir sporcu olduğunu belirten Uzun, sporcusunun gelecek yıl Avrupa barajlarını geçeceğine inandığını belirtti.Haftada 5 gün antrenmanlarla çalışmalara devam ettiklerini anlatan Uzun, "Azimli ve hırslı olduğu için Muhammet, 4 yılda büyük bir mesafe katetti. İnşallah yaşı genç, bundan sonra dereceleri geliştireceğine inanıyorum. Bununla ilgilide çalışmalarımız devam ediyor. Muhammet, bu zamana kadar birçok madalya kazandı. İnşallah bundan sonraki hedefimiz Muhammet'i milli takıma gönderip ülkemizi en iyi şekilde temsil etmesini sağlamak." ifadelerini kullandı.

Satrançta dünya ikincisi olan 10 yaşındaki Senem, olimpiyat şampiyonluğuna odaklandı Haber

Satrançta dünya ikincisi olan 10 yaşındaki Senem, olimpiyat şampiyonluğuna odaklandı

ANTALYA (AA) - AYŞE YILDIZ - Satrançta 2022 Dünya Alt Yaş Grupları Şampiyonası'nda ikinci olan 10 yaşındaki milli sporcu Senem Gül Başsarı, olimpiyatlarda Türkiye'yi temsil etmek ve gelecekte "Büyük Usta" (Grand Master) olmak için mücadele ediyor.Mersin'de anaokuluna giderken taşlarını ilginç bularak satranca başlayan Senem, 6 yaşındayken katıldığı yarışmalarda il birincisi olmayı başardı. Başlarda babası İbrahim Başsarı ile satranç oynayan Senem, bir süre sonra satranç kursuna yazılarak yeteneğini geliştirdi.Minik sporcu, 7 yaşındayken 2019'da Antalya'da düzenlenen Türkiye Satranç Şampiyonası'nda 6'ncı sırada yer aldı. Aynı yıl Antalya'da gerçekleştirilen Dünya Okullar Satranç Şampiyonası'nda da dünya 6'ncısı olmayı başaran Senem, 8 yaşında Türkiye 6'ncısı, 9 yaş Türkiye şampiyonu, bu sene düzenlenen yarışmada da 10 yaş Türkiye 3'üncüsü oldu.Gürcistan'ın Batum kentinde 69 ülkeden 752 sporcunun katılımıyla düzenlenen 2022 Dünya Alt Yaş Grupları Şampiyonası'nda katılan Senem, 10 yaş altı kızlar kategorisinde yarıştı. 11 tur sonunda elde ettiği 9,5 puanla birinciyle eş puanlı dünya ikinciliği elde eden Senem, Antalya'nın Belek Turizm Merkezi'nde düzenlenen 2022 Avrupa Yaş Grupları Satranç Şampiyonası'na da katıldı.- "Satranç hayatıma çok şey kattı"Senem Gül Başsarı, AA muhabirine, uluslararası organizasyonlarda Türkiye'yi temsil etmenin güzel bir duygu olduğunu belirterek, başarılarını hep yukarıya taşımak istediğini söyledi.Satrançla hayatının olumlu yönde değiştiğini anlatan Senem, "En büyük hedefim, gelecekte Grand Master olmak. Bunu çok istiyorum. Dünya şampiyonasından sonra olimpiyatlarda da ülkemi temsil etmek, olimpiyat şampiyonu olmak istiyorum. Uluslararası yarışlarda büyük ustalar var. Onları görmeyi ve onlarla yarışmayı hayal ediyorum." diye konuştu.Derslerinden artan zamanının en az üç saatini satranca ayırdığını kaydeden milli sporcu, rakip bulamadığında internetteki satranç uygulamalarından faydalandığını dile getirdi. Satrancın hayatına çok şey kattığını belirten Senem, "Satranç okuldaki ana derslerime çok yardımcı oldu. Piyano çalıyorum, iki elle çalınan bir enstrüman olduğu için ellerimin birbiriyle uyumunda çok zorluk yaşıyordum. Satranç buna da çok yardımcı oldu, piyanodaki başarımı artırdı. Özellikle matematik ve fen bilimleri derslerinde satrancın çok faydasını görüyorum. Sürekli hesaplama yaptığımız için not ortalamamı direkt yükseltiyor." ifadelerini kullandı. - "Oyunun hakkını vermezsem beni de yenebiliyor"Antrenör Engin Yaşar Işık da Senem'in başarılarından gurur duyduğunu, sporcusunun kendisini kısa sürede çok iyi geliştirdiğini söyledi.Senem'in artık profesyonel bir satranç oyuncusu olduğunu vurgulayan Işık, "Oyunun hakkını vermezsem beni de yenebiliyor." değerlendirmesinde bulundu. Baba Başsarı ise kızıyla satranç oynamayı sevdiğini vurgulayarak, "Başlarda ben yeniyordum ama artık yenemiyorum. Grand Master olmayı istiyor. Dünyada bayanlarda 2700 ELO sınırını geçen bir tek oyuncu var, onunla aynı seviyeye ulaşmak istiyor. Vizesini halledebilirsek aralık ayında da Barselona'daki turnuvaya katılacak." diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.