TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Numan Kurtulmuş

İLKHABER-Gazetesi - Numan Kurtulmuş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Numan Kurtulmuş haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'tan anayasa açıklaması: Haber

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'tan anayasa açıklaması: "İlk 4 madde tartışmaya açık değil"

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, İsviçre'nin Cenevre kentinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Kurtulmuş, Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle ilgili herhangi bir tartışmanın bulunmadığını ve bu konunun gündeme getirilmesinin haksızlık olduğunu ifade etti. Kurtulmuş'un açıklamaları, son günlerde kamuoyunda Anayasa'nın üçüncü maddesiyle ilgili başlayan tartışmalara yanıt niteliğindeydi. "Algı Operasyonu" Vurgusu Numan Kurtulmuş, Anayasa'nın 3. maddesiyle ilgili bir tartışma varmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldığını belirterek, "İlk 4 madde hakkında tartışma yapılması sürece zarar verir ve vakit kaybettirir. Bu tür tartışmaları gündeme getirmek haksızlık, hatta bir algı operasyonudur" şeklinde konuştu. Muhalefet ve Kamuoyundan Tepkiler Kurtulmuş'un daha önce Anayasa'nın 3. maddesine ilişkin yaptığı açıklamalar kamuoyunda tepkiyle karşılanmıştı. Muhalefet partileri ve çeşitli sivil toplum kuruluşları, Anayasa'nın değiştirilemez maddelerine yönelik her türlü tartışmanın kabul edilemez olduğunu belirtmişti. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Anayasa'nın her maddesinin korunacağını vurgulayarak, "Anayasa’nın dört maddesine, her kelimesine bağlıyız, tartıştırmayız" demişti. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervioğlu da benzer bir açıklama yaparak, "Devlet ve millet düşmanlarına cüret verecek tartışmalara izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı. Kurtulmuş'un Açıklamalarına Gelen Destek Kurtulmuş’un açıklamalarına Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum’dan destek geldi. Uçum, "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür" ifadesinin anayasal bir gereklilik olduğunu savunarak, bu maddelerin tartışmaya açılmasının yersiz olduğunu belirtti. Yeni Anayasa Tartışmaları Devam Ediyor Kurtulmuş’un son açıklamaları, yeni anayasa tartışmaları çerçevesinde değerlendiriliyor. HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ise Anayasa’da değiştirilemez maddelerin olmaması gerektiğini savunarak, bu maddelerin gelecek nesillerin iradesine ipotek koyduğunu ileri sürmüştü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da tartışmalara son noktayı koyarak, "Anayasa’nın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur. Cumhur İttifakı'nın bu konuda bir derdi yoktur" demişti.

TBMM Başkanı Kurtulmuş: İsrail'in yayılmacı politikalarına karşı birlikte hareket etmeliyiz Haber

TBMM Başkanı Kurtulmuş: İsrail'in yayılmacı politikalarına karşı birlikte hareket etmeliyiz

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Milli güvenlik sorunu olarak gördüğümüz İsrail'in bölgedeki yayılmacı politikalarına karşı TBMM olarak birlik beraberlik içinde emin adımlarla ilerlemeliyiz." dedi.Kurtulmuş, İsrail'in saldırıları ve Orta Doğu'daki gelişmeler gündemiyle toplanan Meclis Genel Kurulunda konuştu. Orta Doğu'daki gelişmeler Numan Kurtulmuş, "Bir seneyi aşkın süredir İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği katliam, soykırıma varan büyük insanlık suçları ve son günlerde özellikle Lübnan'a karşı neredeyse bütün dünyaya naklen seyrettirdiği saldırıları dolayısıyla, bölgede yayılma ve büyük bir milli güvenlik tehdidi haline gelen İsrail saldırganlığı konusunda TBMM'nin bilgilendirmesi için bugün bu özel oturumu birlikte gerçekleştireceğiz." ifadesini kullandı. İsrail'in işgal, ilhak ve imha planlarının geçen yıl başlamadığına dikkati çeken Kurtulmuş, bunun bir senelik geçmişi olduğunu düşünmenin yanıltıcı olacağını söyledi. Geçen yıldan itibaren süren ve nerede duracağı henüz belli olmayan bu sürecin, devam eden tarihsel sürecin üçüncü halkası olduğunu belirten Kurtulmuş, bu senaryonun birinci perdesinin, 1917 yılında, Osmanlı Devleti Filistin topraklarından çekilmek zorunda kaldığında, orada ilan edilen İngiliz mandasıyla birlikte uygulamaya konulduğunu anlattı. İngiliz manda yönetiminin ilk işinin Filistin topraklarına dünyanın dört bir tarafından ve özellikle Doğu Avrupa'dan getirdiği işgalcileri yerleştirmek, onlara yeni birtakım yerleşim alanlarını açmak olduğunu aktaran Kurtulmuş, 1917'de başlayan bu süreç, 1957'de bölünme planı ve arkasından devam eden savaşlarla, çatışmalarla birlikte İsrail'in, her gün adım adım ilerleyerek Filistin topraklarının büyük kısmını ilhak, imha ve işgal projesini sürdürdüğünü söyledi. Kurtulmuş, birinci perdenin son derece kanlı birtakım gelişmelere sahne olduğunu vurgulayarak, Orta Doğu'da devam eden bu senaryonun ikinci perdesinin ise 2003 yılında ABD'nin Irak'ı işgaliyle açıldığını belirtti. Bu işgalle bölgedeki ülkelerin neredeyse tamamının istikrarsızlaştırıldığını, bölündüğünü, parçalandığını, siyaseten yönetilemez hale getirildiğini anlatan Kurtulmuş, "Irak'ın, Suriye'nin, Lübnan'ın, Yemen'in, Sudan'ın, Libya'nın durumu ortadadır. Dolayısıyla ikinci perdede devam eden işler, Orta Doğu ülkelerini ve halklarını tamamen bir çaresizlik, kararsızlık, bölünmüşlük içerisine sevk etti ve maalesef 20 yıl gibi kısa bir sürede 2023'ün Ekim ayına gelinmiş oldu." diye konuştu. İsrail'in Ekim 2023'te büyük bir askeri güçle, ABD ve bazı Batı ülkelerinin de kendisine verdiği destekle bölgeye bütün gücüyle abanmaya başladığını kaydeden Kurtulmuş, bu süre içerisinde, insanlık tarihi boyunca gerçekleştirilmiş en kanlı insanlık suçlarının işlendiğini vurguladı. Kurtulmuş, TBMM'nin bu insanlık suçlarına karşı geliştirdiği tavrı her türlü övgünün üstünde gördüğünü ifade etti. TBMM Başkanı Kurtulmuş, "İsrail, hazır bölge ülkelerini bu kadar inisiyatifsiz, parçalanmış ve bölünmüş bir halde bulmuşken, bazı dostlarını da burada koşulsuz şekilde yanında destek verir halde bulmuşken, son adımı atmak, son vuruşu yapmak, altın vuruşu gerçekleştirmek istiyor. Böylece bu durumdan istifade etmek isteyen İsrail'in, maalesef adım adım işgal, imha ve ilhak planlarını gerçekleştirmekte olduğu ve yakmış olduğu bu büyük ateş çemberinin tabiri caizse bir ateş çukuruna dönüştürüldüğü aşikardır. Şimdi Netanyahu ve yönetimi, açmış oldukları bu ateş çukuruna bütün bölge halklarını atmaya çalışıyorlar." değerlendirmesinde bulundu. Meselenin Türkiye açısından da "fevkalade hassas bir nokta" olduğuna işaret eden Kurtulmuş, şunları kaydetti: "Onun için bir milli güvenlik sorunu olarak gördüğümüz İsrail'in bölgedeki yayılmacı politikaları, özellikle Lübnan'a yapmış olduğu saldırılar, sonrasında zaten uluslararası sistemi, uluslararası hukuku yerle bir eden tavrının daha da azgınlaşacağının aşikar olduğu bir ortamda, bizim TBMM olarak birlik, beraberlik içerisinde ve milli güvenliğimizi her şeyin üstünde tutan bir anlayışla bölgedeki politikalara karşı emin adımlarla ilerlememiz gerekir. Bu çerçevede ümit ediyorum ki bugünkü bilgilendirme toplantımızda bir kez daha birlik ve beraberlik içerisinde, ülke, millet olarak nasıl kendimizi bu tehlikelerden koruyabileceğimizi gündeme getireceğiz ve sınır tanımaz, herhangi bir şekilde uluslararası hukuku asla kabul etmeyen bu anlayışa karşı nasıl mücadele edilebileceğini burada bir kere daha konuşacağız." Meselenin vahametini anlatmak için söylenebilecek çok cümlenin olduğunu dile getiren Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı: "Ama bir tek şeyi söyleyerek sözlerimi tamamlayacağım. Bu kadar çok insan öldürülmüşken, hatta ve hatta acı bir şekilde Gazze'de bir yıldır katledilen insanların sağlıklı bir istatistik verisi bile ortada yokken, Filistin topraklarının, ardından İran'ın, Lübnan'ın ve Suriye'nin egemenlik hakları açıkça ihlal edilmişken hala bazı ülkelerin İsrail'in bu saldırgan tavrına karşı sınırsız bir destek verdiğini görmek hepimizi yaralıyor. Çok açık söylüyorum, böylesine büyük bir ağır insanlık suçuna rağmen hala birileri kalkıp ölçülü bir cevaptan bahsediyorsa bunun bir tane anlamı vardır, bu bölgede daha fazla ateşin devam etmesine yeşil ışık yakmakta olduklarını ilan ediyorlar demektir. Daha fazla dikkatli olmamızı gerektiren önemli hususlardan birisi bu açıklamanın altında gizlidir. Şifreleri burada gizlidir. Utanmadan bunu söyleyenlere buradan sizler adına bir kere daha söylemek istiyorum. Ölçülü bir cevap verme hakkı, acaba kaç on bin insan öldükten sonra bir hak olarak ortaya çıkıyor? Ya da daha kaç on bin kişinin öldürülmesine yeşil ışık yakılıyor? Bütün bu meseleleri tamamıyla rasyonel planda ülkemizin ve bölgemizin menfaatlerini düşünecek bir şekilde bugün burada konuşacağız. Zaten TBMM'nin, zaten Türkiye siyasetinin ilk günden itibaren en önemli önceliklerinden birisi olan bölgedeki bu ateşin söndürülmesi için üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getireceğiz." Kapalı oturum TBMM Genel Kurulu, İsrail'in Lübnan'ı işgal girişimi ve bölgede yaşanan gelişmelerin ele alınacağı, hükümetin bilgilendirme yapacağı görüşmeler için kapalı oturuma geçti. Kurtulmuş, Genel Kurulun açılışında yaptığı konuşmanın ardından, yürütmenin, İsrail'in Lübnan'ı işgal girişimi ve bölgede yaşanan gelişmelere ilişkin gündem dışı söz talebi olduğunu bildirdi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'in gündem dışı konuşma yapmasını içeren talebi yerine getireceğini belirten Kurtulmuş, Danışma Kurulunun, konuyla ilgili önerisini okuttu.Öneriye göre, bugünkü birleşimde, TBMM İçtüzüğüne göre yürütme tarafından yapılacak gündem dışı konuşmalarda her bir bakana 30'ar, takip eden konuşmalarda siyasi parti gruplarına 20'şer dakika süre verilecek. TBMM'de grubu bulunmayan partilerden 2 milletvekiline de 5'er dakika söz verilecek.Genel Kurulda, yürütme tarafından yapılacak gündem dışı konuşmalar ile takip eden konuşmaların ardından gündeme geçilecek. Gündem dışı konuşmalara geçilmeden önce, AK Parti'nin, görüşmelerin kapalı yapılmasına ilişkin önergesi işleme alındı ve kabul edildi.Meclis Başkanı Kurtulmuş, Genel Kurul Salonu'nda bulunabilecek üyeler dışındaki dinleyicilerin ve görevlilerin dışarıya çıkmaları gerektiğini belirtti.İdare amirlerinden salonun boşaltılmasını isteyen Kurtulmuş, daha sonra hazırlıklar için birleşime ara verdi. Kapalı oturuma geçildiği için, yeminli stenograflar ile görevliler dışındakiler salon dışına çıkarıldı. Meclisteki Genel Kurul salonuna bitişik basın büroları ve kulisler de boşaltıldı.Genel Kurul, aranın ardından kapalı oturuma geçti.Kapalı oturuma, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal da katıldı. TBMM Başkanı Kurtulmuş ile Divan üyelerinin, oturumda Türk ve Filistin bayraklarının yer aldığı atkı taktığı görüldü.

Numan Kurtulmuş: Türkiye, Arz-ı Mevud'un gerçekleşmesine asla izin vermeyecektir Haber

Numan Kurtulmuş: Türkiye, Arz-ı Mevud'un gerçekleşmesine asla izin vermeyecektir

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İsrail'in bölgedeki saldırılarına ilişkin, "Türkiye arz-ı mevudun gerçekleşmesine asla müsaade etmeyecektir. Birlik içerisinde uyanık olacağız. 'Bize dokunmaz, bize gelmez' demeyeceğiz. Türkiye'yi de açtıkları bu ateş çukuruna atma niyeti içerisinde olduklarını gayet yakinen biliyoruz. Bunun için birlik, beraberlik içerisinde hareket edeceğiz" dedi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, bir dizi program için Düzce'ye geldi. İlk olarak Düzce Valiliği'ni ziyaret eden Kurtulmuş, Vali Selçuk Aslan'dan şehirde yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Ardından Kurtulmuş, Düzce Üniversitesi Akademik Yıl açılış törenine katıldı. Açılışta hayatını kaybeden Recai Kutan'a rahmet dileyen Kurtulmuş, "Bugün vefat haberini aldığımız, Türk siyasetinin duayen isimlerinden, nezaketiyle, zarafetiyle, memleket sevgisiyle, Türkiye'nin kalkınmasına adadığı ömrüyle hepimiz için örnek bir şahsiyet olan Recai Kutan beyefendiyi rahmetle anıyorum. Kendisiyle yıllarca çalıştık. Karış karış Türkiye'yi dolaşmış, Türkiye'nin gelişme serüveninin hemen hemen her safhasında yer almış olan önemli ve örnek alınacak bir siyaset insanıydı. Kendisine Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Ailesine, sevenlerine ve milletimize başsağlığı diliyorum" diye konuştu. "ÖNÜMÜZDE YENİ BİR DÖNEM VAR" Dünyanın yeni bir dönemin başlangıcında olduğunu söyleyen Kurtulmuş, "Yaşadığımız çok kısa süre içerisinde önemli iki büyük gelişme yaşandı. Bunlardan birisi 1990'ların başında Berlin Duvarı'nın yıkılmasıydı. Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla birlikte 1945-90 arasında devam eden bir tarafında Amerika'nın, bir tarafında Rusya'nın olduğu iki kutuplu dünya sistemi çöktü. Berlin Duvarı ile birlikte Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği dağılarak çok sayıda yeni devlet ortaya çıktı. Dünyadaki iki kutupluluk dönemi geride kalmış oldu. Ondan sonraki süreçte de Amerika Birleşik Devletleri'nin başını çektiği iddia edilen tek kutuplu bir dünya sistemi, yani bir tek gücün yönlendirdiği bir dünya sisteminden bahsedildi. Ta ki 2022 yılının Ağustos ayına kadar. Amerika Birleşik Devletleri'nin Afganistan'dan apar topar çekilmesiyle birlikte o tek kutuplu olduğu empoze edilen sistem de çöktü. Şimdi önümüzde yeni bir dönem var. Bu dönemin nasıl gelişeceği, nasıl yeni gelişmelerle dünyanın hangi güç dengelerinin içerisinde hareket edeceğini henüz bugünden bütünüyle bilmemiz mümkün değil. Tabii ki bazı tahminler, bazı öngörülerde bulunuyoruz" diye konuştu. "TÜRKİYE BU COĞRAFYANIN YÜKSELEN YILDIZI OLMAYA, DÜNYA DENKLEMİNDE GÜÇLÜ BİR ÜLKE OLMAYA ADAYDIR" Dünyanın çok kutuplu olacağını söyleyen Kurtulmuş, "Artık dünya ne iki kutuplu ne tek kutuplu bir dünya olmayacak. Çok kutuplu bir dünya olacak. Bu da şu demektir. Başta bizim içinde bulunduğumuz coğrafya olmak üzere dünyanın birçok yerinde yeni güç merkezleri, yeni güçlü ülkeler ortaya çıkacak, yeni dengeler ve yeni denklemler oluşacaktır. Hiç şüphesiz size moral vermek için kendime moral vermek için söylemiyorum. Çok kutuplu yeni dünyanın gelişmeleri içerisinde bu bölgenin büyük ülkelerinden birisi olan, dünyada özellikle Cumhuriyetimizin ikinci asrında Türkiye yüzyılı olmasını temenni ettiğimiz büyük gelişmeleri, büyük birtakım fırsatları barındıran bu önümüzdeki süreçte, gelişen yeni dünya dengeleri, denklemleri içerisinde en önemli ülkelerden birisi Türkiye olacak. Potansiyeli itibarıyla, genç nüfusu itibarıyla, Türkiye'nin jeostratejik konumu itibarıyla, yani hangi denklemi alırsanız alın içinde vazgeçilemez bir ülke olarak Türkiye önümüzdeki dönemin bu çok kutuplu dünya dengelerinin en önemli ülkelerinden biri olacak. Doğu-batı dengesinde, kuzey-güney dengesinde, Müslüman- Hristiyan ülkeler arasındaki dengede, Asya-Avrupa dengesinde dünyanın bütün stratejik geçiş yollarında olması, dünyanın bütün enerji imkanlarının, haklarının bir havı olabilecek potansiyele sahip olması dolayısıyla Türkiye bu coğrafyanın yükselen yıldızı olmaya, dünya denkleminde güçlü bir ülke olmaya adaydır" şeklinde konuştu. "BÜYÜK ATEŞ ÇUKURUNA BÜTÜN BÖLGE ÜLKELERİNİ DE İTMEYE ÇALIŞIYORLAR" Kurtulmuş, "Ancak şunu da biliyoruz ki bu coğrafyada biz zaten ecdadımızın buraya adım attığı günden itibaren, öyle arkamızı yan gelip yatarak hiçbir şekilde bir günümüzü neredeyse rahat içerisinde geçirmedik. Hep mücadeleyle geçirdik. Hep ileri hedefler önümüze koyarak ilerledik. Hep daha ileriye doğru gittik ve inşallah bundan sonra da daha ileriye gideceğiz. Bu yeni dönemin nasıl şekilleneceği, bu dengelerin nasıl gelişeceği konusunda birtakım tahminler, gelişmeler ortadayken maalesef yeni dönemin belirsizliklerini artıran bir önemli gelişme olarak da bu çok kutupluluk sürecinde önemli gelişme olarak da İsrail'in bir yıldır devam eden ve bölgeyi ateş çemberine değil, büyük ateş çukuruna bütün bölge ülkelerini de itmeye çalışıyorlar. Delicesine davranışlarıyla meczup, siyaset, akıl dışı tavırlarıyla da aslında o açtıkları çukura kendileri de düşmeye aday bir ülke olarak, yönetim olarak duruyorlar" ifadelerini kullandı. "İSRAİL KENDİSİNE HİÇBİR ŞEKİLDE DOKUNULAMAYACAĞINI ZANNEDİYOR" İsrail'in Gazze'de devam ettirdiği katliamlar, soykırımların yeni döneme geçen dünyadaki dengeleri sarstığını dile getiren Kurtulmuş, "İsrail'in bu saldırgan tavrının dünyada yeni bir gelişmeye de sebep olabileceğini görüyoruz. Örnek olsun diye söylüyorum. Kendisine dokunulmayan, dokunulamayan bir ülke olduğunu iddia eden, varsayan, arkasına aldığı güçlerle birlikte başta Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Avrupa ülkeleri olmakla birlikte kendisine hiçbir şekilde dokunulamayacağını zanneden İsrail'e, Amerika'nın bütün desteğine rağmen, Birleşmiş Milletler'deki bütün engelleme girişimlerine rağmen dünyanın hemen hemen tamamı karşı çıkmış, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin başvurusuyla da Uluslararası Adalet Divanı'nda dokunulamaz zannedilen İsrail'e dokunulmuştur. Şimdi bundan sonraki dönemde çok daha önemli gelişmelerin olacağını hep birlikte göreceğiz" dedi. "NE KADAR KINARSANIZ KINAYIN ARKASINDA AMERİKA VAR" İsrail'in Gazze'yi işgale 2023 yılında başlamadığını, bu senaryonun birinci ve ikinci perdesi olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Öncelikle 1917'de Osmanlı Cihan Devleti, Filistin topraklarından çekilmek zorunda kalınca oraya İngilizler geldi ve orayı yönetmeye başladılar. İngiliz yönetiminin bölgede yaptığı yönetimi ele aldığı zaman yaptığı ilk iş, 1917'de yerleşimciler İngilizler tarafından Filistin topraklarına yerleştirildi. Bugünün neredeyse tam tersi olan o haritada oraya yasa dışı yerleşimciler İngilizler eliyle, marifetiyle yerleştirilmeye başlandı. Arkasından 1948, arkasından 1967'deki savaşlarla birlikte İsrail ilhak, imha ve işgal politikalarına duraksamadan devam etti. İki tepe aldı, üstüne yattı. Birleşmiş Milletler kınadı. Arkasında Amerika var. İstediğiniz kadar kınayın. Onlarca kararlar çıktı, ‘Buradan çekilin' diye. Şehirleri işgal etti. Genişledi, genişledi ve fevkalade güçlü şekilde bugünkü güne hazırlandı" diye konuştu. "İSRAİL, LÜBNAN'I YASA DIŞI ŞEKİLDE İŞGALE HAZIRLANIYOR" Oyunun birinci perdesinin 1917'de, ikinci perdesinin de 2003 yılında açıldığını anlatan Numan Kurtulmuş, "2003 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin Irak'ı işgaliyle birlikte başlayan süreç. Hemen arkasından 2011 yılında Arap Baharı olarak başlayan gelişmeler, bölgede tam da İsrail'in bugünü için hazırlığın başlangıcıdır. Amerikan işgaliyle birlikte ve arkasından gelişen süreçlerde bölgedeki ülkelerin tamamı İsrail'e karşı çıkabilecek, ona mani olabilecek ülkelerin tamamı bölünme, parçalanma ve iç savaş sürecine sürüklenmiştir. Şöyle bir gözden geçirelim. Irak, Suriye paramparça olmuştu. Şimdi İsrail, Lübnan'ı yasa dışı şekilde işgale hazırlanıyor" şeklinde konuştu. "BAZI ÜLKELERDE SİYASETEN YÖNETİLEMEZ HALE GETİRİLMİŞTİR" Lübnan'ın önce Müslüman-Hristiyan iç savaşıyla, arkasından da 2003'ten sonraki gelişmelerle birlikte mahalle mahalle bölündüğünü, tamamıyla kolay lokma olarak hazırlandığını sööyleyen Kurtulmuş, "Yemen, Sudan, Libya fiziki olarak bölünen ülkelerden bahsediyorum, Suriye. Bu anlamda ne yazık ki bazı ülkelerde siyaseten yönetilemez hale getirilmiştir. Böylece ikinci perdeyle birlikte bölge ülkelerinin tamamı, birbiriyle düşman, birbiriyle rakip, çelişen, çatışan ülkeler, halklar ve etnik yapılar; mezhebi yapılarda birbirlerine karşıt hale getirilmişlerdir. Dolayısıyla ikinci perde maalesef acı gelişme olarak, yine arkasında yüz binlerce insanı yaralı, ölü şekilde bırakarak gerçekleştirilmiş, ikinci perdenin kapanmasıyla birlikte üçüncü perde, yani Gazze'nin fiilen işgaliyle birlikte başlayan süreç gerçekleşmeye başlamıştır" ifadelerini kullandı. "ARZ-I MEVUDUN GERÇEKLEŞMESİNE ASLA TÜRKİYE MÜSAADE ETMEYECEKTİR" Üçüncü perdenin de devam ettiğinin altını çizen Kurtulmuş, "Bu kadar bölge ülkelerini dağınık bulmuşken, İslam ülkelerini bu kadar inisiyatifsiz, bu kadar korkak, bu kadar siyaseten etkisiz bulmuşken ve arkasında gemileriyle, uçaklarıyla, askeri gücüyle, siyasetiyle Batı ülkelerini kendi yanında bulmuşken Netanyahu ve çetesi diyor ki, ‘Biz de son vuruşumuzu yapalım, arz-ı mevud gerçekleştirelim.' Dünya sistemini ciddi şekilde yerden yere vuran, dünya sistemini bundan sonraki süreçte yeni gelişmelere gebe bırakan bu saldırgan tavrın bütün ülkeler tarafından önlenilmesi dünya barışı için en önemli şart. Bu çerçevede Türkiye'nin de bütün insanlarının uyanık olması lazım. Şöyle bir saflığa hiçbir şekilde kapılmamamız gerekiyor. Yıllardır bir biz arz-ı mevud'dan bahsederken bunu kendi zihnimizden uydurulmuş bir şey olarak söylemiyorduk. İsrail'de yazılanları, çizilenleri, onların politik tercihlerini, politik motivasyonlarını gayet iyi bildiğimiz için, yani vadedilmiş topraklar meselesinin bir hikaye olmadığını gördüğümüz için hep uyarıyoruz. Şimdi bütün bu gelişmeleri zincirin parçaları olarak birbirine bağladığınızda 1917'den itibaren bugüne kadar gelinen süreçte nasıl bütünleşik bir harekat planı içerisinde hareket edildiği aşikardır. Bu çerçevede arz-ı mevudun gerçekleşmesine asla Türkiye müsaade etmeyecektir" dedi. "MİLLİ MESELELERİMİZDE BİR, BERABER VE BÜTÜNLEŞİK OLMAK MECBURİYETİNDEYİZ" Yapılanların arz-ı mevud meselesi olduğunu belirten Kurtulmuş, "İsrail Devleti'nin bayrağının üstündeki mavi çizgi Fırat Nehri'ni, altındaki mavi çizgiyse Nil Nehri'ni sembolize eder. Yani Nil'den Fırat'a bütün bu coğrafya siyonistlerin emri altına girmeden bu harekatı bitirmemeye yemin etmiş vaziyettedirler. Onun için uyanık olmak, ne yapıldığını, ne yapılmak istendiğini gayet iyi görmek ve Türkiye olarak önce kendi topraklarımızı, kendi milletimizi, vatanımızı en iyi şekilde korumak ve bölgenin birliğini sağlamak için mücadele etmemiz lazım. Bunun için öncelikle uyanık olmak, Ortadoğu'daki, dünya meselelerinde Türkiye'nin içerisinde ne kadar farklı fikirlere sahip olursak olalım, siyaseten hangi farklı programları, teknikleri halkımıza sunuyor olursak olalım, milli meselelerimizde bir, beraber ve bütünleşik olmak mecburiyetindeyiz. Bunu sadece bir siyasi partinin mensubu olarak değil, sadece vatanını seven bir vatansever olarak değil, aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak da bir sorumluluk olarak görüyorum. Siyaseten fikirlerimiz farklı olabilir. Gittiğimiz istikametler A'dan Z'ye birbirine zıt olabilir. Ama milli menfaatlerimiz özellikle önümüzdeki yeni dönemde Türkiye'nin imkanlarını ve kabiliyetlerini artırma azmimiz, gayretimiz ve başta siyonistlerin hedefleri olmak üzere ülkemize karşı birtakım niyetler içerisinde olanlara karşı da ortak bir duruşu sergilememiz bizim milli vazifemizdir. Bunun için birincisi uyanık olacağız. İkincisi birlik ve beraberlik içerisinde olacağız. Eğer Türkiye bu konudaki birliğini, beraberliğini devam ettirirse Allah'ın izniyle bölgedeki oynanan oyunları çözebilecek iradeyi ortaya koyacaktır" diye konuştu. "TÜRKİYE'Yİ DE AÇTIKLARI BU ATEŞ ÇUKURUNA ATMA NİYETİ İÇERİSİNDE OLDUKLARINI GAYET YAKİNEN BİLİYORUZ" "Birlik içerisinde uyanık olacağız" diyen Kurtulmuş, "'Bize dokunmaz, bize gelmez' demeyeceğiz. 20 yıl öncesine, 30 yıl öncesine bakın. Bölgedeki meselelerin hemen tamamına yakını bizim sınırlarımızın çok uzaklarındaydı. Adım adım bu tehlikenin yaklaştığını ve Türkiye'yi de içine alacak, hatta Türkiye'yi de açtıkları bu ateş çukuruna atma niyeti içerisinde olduklarını gayet yakinen biliyoruz. Bunun için bu birlik beraberlik içerisinde hareket edeceğiz. İnşallah yarın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Dışişleri Bakanımız ve Milli Savunma Bakanımız bölgedeki gelişmelerle ilgili hususlarda milletvekili arkadaşlarımızı çok geniş şekilde bilgilendirecekler ve böylece parlamentodaki milletvekilleri de milletin temsilcileri olarak bu konuda atılacak adımlar konusunda bilgilendirilecek ve görüşlerini ifade edeceklerdir" şeklinde konuştu. "HEDEFLERİ SADECE ARAPLAR, GAZZE, BATI ŞERİA YA DA LÜBNAN DEĞİLDİR" Netanyahu ve çetesinin hedefinin sadece Filistinliler olmadığının altını çizen Kurtulmuş, "Hedefleri sadece Araplar, Gazze, Batı Şeria ya da Lübnan değildir. Bunların bu bölge halkları arasında en ufak bir fark görmediğini, ‘Bunlar Arap'tır, Acem'dir, Türk'tür, Kürt'tür, Sünni'dir' diye hiçbir ayrım gözetmediklerini gözümüzün içine parmaklarını soka sapa anlatıyorlar. Bu süreçte her kim Arap-Acem, Türk-Kürt, Sünni-Şii, hatta Müslüman-Hristiyan ayrımı yaparsa biliniz ki İsrail'in ekmeğine yağ sürüyor demektir. Bu çerçevede Türkiye'nin aydınları olarak, Türkiye'nin beyni olan üniversitelerimiz olarak bu konudaki çalışmalarımızı da süratle sürdüreceğiz. Ayrıca bölge halkları arasındaki farklılıkların, ayrılıkların giderilebilmesi için de gayret sarf edeceğiz. Özellikle son zamanlarda Suriye ve Mısır'la normalleşme meselesi adımları ise tam da bu amaçla atılmaya çalışılan adımlardır. Böylece bölge halkları ve devletleri arasındaki mümkün olduğu kadar yakın dayanışmanın tesis edilmesi her birimizin menfaatinedir" ifadelerini kullandı. "DÜNYADA BU KATLİAMLARI DURDURACAK BİR TANE ÜLKE VAR. AMERİKA İSTESİN BİR GÜNDE BU İŞİ BİTİRİR" Netanyahu ve çetesinin ,siyonist rejimin yalnızlaştırılması gerektiğine değinen Numan Kurtulmuş, "Öylesine yanlış bir yola girdiler ki kendi ideolojileri ve fikirleri açısından burada bu yolda duracakları bir durak da yok. Kendi duraklarını hepsi kendileri iptal ettiler. Ne yazık ki zaman zaman insanı çıldırtan, batıdan bazı açıklamalar geliyor. Yine açık yüreklilikle söyleyeyim. Bunlardan en çok bizi rahatsız edenlerden birisi de adam şimdi Lübnan'a saldırıyor. Diyor ki işte efendim ölçülü mukabelede bulunun. Allah aşkına bir mukabelenin ölçülü olabilmesi için daha kaç 50 bin masum insanın ölmesi gerekir? Böylesine gayri insani bir düşünce olabilir mi? Dünyada bu katliamları durduracak bir tane ülke var. Amerika istesin bir günde bu işi bitirir. Bir cümle söyleyecek, hatta bir kelime söyleyecek; ‘Dur Netanyahu'. Bunu demiyor. ‘Devam et Netanyahu' diyor. Onlar da buna ortak olduklarını ortaya koymaya çalışıyorlar. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte isteseler de istemeseler de Netanyahu ve çetesi yalnızlaşacaktır. Bu süreçte Netanyahu hükümetinin yalnızlaştırılması, insanın ortak vicdanıdır, ortak çalışma alanlarından birisidir. Bütün bunları yeni bir dünyanın tam da kurulmakta olduğu dönemde önümüzde çok büyük bir insani problem olarak duruyor. İnşallah en kısa zamanda bu büyük kötülükten, büyük hayırlar çıkarmakta insanlığın boynunun borcudur. Adalet, hakkaniyet, insaf, vicdan, insanların yaratılışta eşitliği, devletlerin de egemenlikte eşitliği prensibinde yeni bir dünyanın kurulması mümkündür, muhtemeldir ve sizi temin ederim ki mukadderdir" dedi. Numan Kurtulmuş, açılış sonrasında "Düzce Sivil Toplum Buluşması" programına katıldı.

Kurtulmuş: İsrail ve Netanyahu soykırımcıdır Haber

Kurtulmuş: İsrail ve Netanyahu soykırımcıdır

Esenler Belediyesi’nin Türk bestekâr Buhurizâde Mustafa Itrî Efendi’ye atfettiği 2024-2025 Kültür- Sanat Sezonu açıldı. Yıldız Teknik Üniversitesi Tarihi Hamam’da düzenlenen açılışa TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İstanbul Valisi Davut Gül, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu ve davetliler katıldı. Sanat ve siyaset dünyasından pek çok ismi bir araya getirecek program, Buhurizâde Mustafa Itrî Efendi’nin bestelerinin icra edileceği “Öz Musikimizden Sesler” konserine de ev sahipliği yaptı. “İsrail Netanyahu ve çetesi barbardır, zalimdir, katildir, soykırımcıdır, savaş suçlusudur” Açılışı programında konuşan Kurtulmuş, "Böylesine önemli bir tarihi mekanda dünyanın en büyük kültür ve medeniyeti olan İstanbul’da böyle bir toplantının yapılmasına da çok ciddi önem ad vermemiz gerektiğini düşünüyorum. İstanbul bizim büyük medeniyetimizin önemli cazibe merkezlerinden birisi ve aslında dünyanın başkenti olmuştur. Dünyanın çok büyük sorunlarla karşı karşıya olduğu büyük kaosların alt üst oluşların yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Hiç şüphesiz şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki insanlık tarihinde belki de karşı karşıya kaldığı en zor meydan okumalar en zor problemlerin yaşandığı çözümsüz görülen çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldığımız bir dönemdeyiz. Her birimizin içini kanatan her gün onlarca kardeşimizin şehit olmasını vesile olan başta Gazze olan katliam soykırım olmak üzere İslam dünyasını üzerinde yoğunlaşmış olan bu krizlerin soykırımların bugünkü küresel sistem içerisinde de bir şekilde çözülmesi mümkün değildir. İsrail Netanyahu ve çetesi barbardır, zalimdir, katildir, soykırımcıdır, savaş suçlusudur. Ama bütün meseleyi Netanyahu ve çetesine yıkarak bu soruna çözüm bulunamayacağı aşikardır. Bütün bu topraklardan kendisinden olmayan kimsenin kalmaması için artık altın vuruşu yakmak istiyorlar. Ama böylesine insanlıktan nasibini almamış bir yönetimin yanında arkasında duran dünyanın koca ülkelerinin yöneticilerine ne demeli. Uluslararası sitemi hiç yok sayan yerle bir eden Adalet Divanın, Birleşmiş Milletler Güvelik Konseyini, Birleşmiş Millet kararlarını hiçe sayarak kural bazlı sistemi yıkan bu Netanyahu ve çetesine bu canavarlaşmış teröristleşmiş olan hükümeti anlıyoruz ama onlara bani olmayanlara ne denmeli” şeklinde konuştu. “İstanbul’da kültürel etkinliklerde salon doluluğunda en yüksek biziz. Bütün kültür sezonu boyunca tıklım tıklım doludur” Programın açılış konuşmasını yapan Esenler Belediyesi Mehmet Tevfik Göksu, "Aslında bir kültür sezonu açılışı olduğunda, belki bu sezonu açarken çok eğlenceli farklı bir atmosferde yapmak gerekir. Ama içinde yaşadığımız dünya çivisi çıktığı için her birimiz aslında nefes alırken kendimizi anlatırken yüreğimizin yarısından daha fazla Gazze, Filistin’de olduğunu bilerek yaşamaya çalışıyoruz. Yeryüzünde insanlığın onurun nasılda ayaklar altına alındığını, özellik Müslümanların ne kadar ötekileştirmek istendiğini bir tarafta yüreğimizin vazgeçilmez parçası içerisinde hissederek yaşıyoruz. Bunun için sözlerime Gazze'deki kardeşlerimize, şehitlerimize Filistin'deki kardeşlerimize İsrail ile bombalar tarafından ölen bütün kardeşlerimize rahmet dileyerek başlamak istiyorum. İstanbul’da kültürel etkinliklerde salon doluluğunda en yüksek biziz. Bütün kültür sezonu boyunca tıklım tıklım doludur. 2009 yılında kültürel etkinlikler için 250 koltuğu olan Esenler bugün yaklaşık 11 bin koltukla kültürel faaliyetlerini yapmaktadır” dedi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş: Siyonist ideolojinin hedeflerinden biri Türkiye Haber

TBMM Başkanı Kurtulmuş: Siyonist ideolojinin hedeflerinden biri Türkiye

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Siyonist ideolojinin temel hedeflerinden bir tanesi Türkiye'dir. Bu çerçevede demokrasinin kalesi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi bu konuda toplantı yapabilir” dedi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Kuzey Makedonya Meclis Başkanı Afrim Gaşi ile TBMM Tören Salonu'nda basın toplantısı düzenledi. Kurtulmuş, Türkiye'nin ve Kuzey Makedonya'nın bölgesel ve küresel konularda müşterek görüşleri olduğunu belirterek, “Her alanda dünyanın pek çok bölgesinde çatışmaların sürdüğünü görüyoruz. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nin Afganistan‘dan çekilmesiyle başlayan süreç dünyada yeni bir dönemin kapılarını açmıştır. Bu sürecin birçok özelliği vardır ama en önemli özelliği çok kutuplu dünya düzeninin kurulmasıdır. Bu dünyanın birçok yerinde yeni güç dengeleri, güç merkezleri ortaya çıkarmaktadır. Özellikle Türkiye'nin çevresindeki bölgelerin neredeyse tümünde önemli gerilimler yaşanmakta olduğunu, maalesef güneyimizde, Ortadoğu'da çatışmaların, saldırıların olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı. Kurtulmuş: "Çatışmalar yeni güç dengelemeleri oluşturuyor" Kurtulmuş, İsrail'in saldırılarına ilişkin TBMM'de özel oturum yapılıp yapılmayacağı soruma üzerine, “İsrail'in hedefi sadece Filistin değildir. İsrail'in hedefi sadece Araplar değildir. Hatta İsrail'in hedefi sadece Müslümanlar da değildir; Müslümanlar ve Hristiyanlar, kendisinden olmayan herkestir. Sadece bir bölgesel halkın sorununun olmanın ötesine geçmiştir. Siyonist ideolojinin temel hedeflerinden bir tanesi Türkiye'dir. Bu çerçevede demokrasinin kalesi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi bu konuda toplantı yapılabilir” dedi. Kuzey Makedonya Meclis Başkanı Gaşi ise iki ülkenin dost olduklarını belirterek, “Her iki parlamentoda grup kurulmuştu. Parlamentolararası Dostluk Grubu üyeleri de buradalar” dedi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş: “Bu gözü dönmüş çetenin, hiç şüphesiz hedefinde bulunan ülkelerden biri de Türkiye'dir” Haber

TBMM Başkanı Kurtulmuş: “Bu gözü dönmüş çetenin, hiç şüphesiz hedefinde bulunan ülkelerden biri de Türkiye'dir”

TBMM 28. Dönem 3. Yasama Yılı açılışında konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İsrail'in saldırgan ve sınır tanımaz tutumunun, bölgedeki bütün ülkelerin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü tehdit edecek bir seviyeye ulaştığını ifade etti. TBMM Başkanı Kurtulmuş, TBMM 28. Dönem 3. Yasama Yılı açılışında konuştu. Kurtulmuş, Meclis'in yasama ve denetim görevlerinin dışında demokrasinin, milli birlik ve kardeşliğin teminatı olan en önemli kurumlardan bir tanesi olduğunu söyleyerek, “Günümüzün bölgesel ve küresel kriz, çatışma ve kaos ortamının getirdiği şartlar göz önüne alındığında özellikle içinde bulunduğumuz coğrafyada artık şirazesi kaçmış olan şekilde İsrail’in saldırgan tutumunun devam ettiği ortamda Türkiye’nin her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu aşikardır. Bu çerçevede Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev yapan milletvekili arkadaşlarımızın, bütün siyasi parti grupların, bütün farklı kimliklerin bu birlik ve beraberlik ruhuna ciddi şekilde katkı vereceklerine inanıyorum. Günümüzde yaşadığımız şartlar artık zembereğinden boşalmış bir dünya sisteminin, artık çivisi çıkmış bir dünya sisteminin nereye doğru evrileceği belli olmayan yeni çatışma ve gerilim ortamlarına gebe olduğunu da ortaya koymaktadır. Özellikle Gazze'yle başlayan İsrail'in saldırgan ve sınır tanımaz tutumları, nihayetinde bölgedeki bütün ülkelerin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü tehdit edecek bir seviyeye ulaşmıştır. Arkasına aldıkları sözde bir dinî itikat sonucu Nil'den Fırat'a kadar bütün coğrafyayı kontrolü altına almak isteyen bu gözü dönmüş çetenin, hiç şüphesiz hedefinde bulunan ülkelerden biri de Türkiye'dir. Türkiye'nin bu çerçevede hem Filistin meselesinde barışı sağlayacak perspektifi koruması ama ondan da daha önemlisi, İsrail'in bu saldırgan tavırlarını önleyecek programları ortaya koyması şarttır. Gazze meselesinin başından itibaren, devlet ve millet olarak birlikte hareket ederek Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde bu saldırganlığın durdurulması ve Gazze'de ve Batı Şeria'da Filistin halkının barış içerisinde yaşayabileceği bir ortamın tesis edilmesi için elimizden gelen her türlü gayreti sarf ettik” dedi. Kurtulmuş, dünyanın her bölgesinde, hemen hemen her yerinde farklı güç merkezlerinin, farklı güç denklemlerinin ortaya çıktığına işaret ederek, “Bu çerçevede, Türkiye bu yeni dünyanın şartları içerisinde önemi ve gücü her gün biraz daha artan bir ülke olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye'nin çok taraflı, etkin ve barış eksenli dış politikasının önemli araçlarından biri de Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, güçlü ve etkin bir parlamento olarak Türkiye'nin yeni dünyanın şartları içerisinde önemli bir şekilde gelişmesine ve siyasetini güçlendirilmesine katkıda bulunacaktır” ifadelerini kullandı.

TBMM Genel Kurulu, 28. Dönem 3. Yasama Yılı’nı açıyor Haber

TBMM Genel Kurulu, 28. Dönem 3. Yasama Yılı’nı açıyor

TBMM Genel Kurulu, 28. Dönem 3. Yasama Yılı açılışı için 1 Ekim Salı günü TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplanacak. Meclis, 2 aylık aranın ardından yasama çalışmalarına yeniden başlayacak. 28. Dönem 3. Yasama Yılı'nın başlaması dolayısıyla 1 Ekim'de ilk olarak Meclis Atatürk Anıtı'na çelenk konulacak, saygı duruşunda bulunulacak ve İstiklal Marşı okunacak. Anıttaki törenin ardından TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılacak.TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, birleşimi açmasının ardından sunuş konuşması yapacak. Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Genel Kurula takdim edecek, ardından İstiklal Marşı okunacak. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Genel Kuruluna hitap edecek. Meclis başkanlarının yasama yılı açılışı dolayısıyla geleneksel olarak verdiği resepsiyon, Kurtulmuş'un ev sahipliğinde TBMM Tören Salonu'nda saat 19.30'da gerçekleştirilecek. Yasama yılının açılışında devlet protokolü ile davetiye gönderilen izleyiciler dışında TBMM'ye ziyaretçi kabul edilmeyecek. Genel Kurul, yeni yasama yılının ilk mesaisini 2 Ekim Çarşamba günü yapacak. Meclis Genel Kurulunda ilk olarak Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi'nin görüşmeleri yapılacak. Geçen yasama yılında birinci bölümünde yer alan maddeleri üzerindeki görüşmeler tamamlanan Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi'nin ikinci bölümü üzerindeki görüşmeler gerçekleştirilecek. Ardından komisyonlarda görüşmeleri tamamlanan tüketicilerin korunmasına yönelik kanun teklifi ile 9. Yargı Paketi'nin görüşmelerine geçilecek. Çalışmalarını tamamlayan TBMM Balıkçılık ve Su Ürünleri Araştırma Komisyonu ile TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonunun hazırladığı raporlar da Genel Kurul gündemine alınarak görüşülecek. Orta Vadeli Program çalışmaları Meclis, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklanan 2025-2027 dönemi Orta Vadeli Program (OVP) kapsamında kanuni düzenlemeler gerektiren reformlar için de mesai yapacak. OVP'de "Öncelikli Reform Alanlarına Yönelik Düzenlemeler" başlığı altında sıralanan kanuni düzenleme gerektiren konulardan bazıları şöyle: - Vergi harcamaları gözden geçirilerek etkin olmayan istisna, muafiyet ve indirimler kaldırılacak. - Sosyal güvenlik sisteminde kişilerin daha çok istihdamda kalmasını teşvik eden, hakkaniyeti ve aktüeryal dengeyi önceleyen düzenlemeler hayata geçirilerek sistemin mali sürdürülebilirliği güçlendirilecek. - Otomatik Katılım Sisteminin işverenlerin de katkısı ile ikinci basamak emeklilik sistemine dönüşeceği tamamlayıcı emeklilik sistemi kurulacak. - İş Kanununda sosyal taraflar ile diyalog halinde yapılacak değişiklikler ve bu doğrultuda gerçekleştirilecek ikincil mevzuat çalışmaları ile işgücü piyasalarında güvenceli esneklik sağlanacak. - Sosyal güvenlik mevzuatı, değişen işgücü piyasası koşullarına ve yeni nesil esnek çalışma şekillerine daha uyumlu hale getirilecek. - Yargılama süreçlerinin etkinleştirilmesi ve alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin daha da güçlendirilmesi sağlanacak. - İcra ve iflas mevzuatı günün şartları göz önüne alınarak güncellenecek. - Yeşil dönüşüm sürecinde rekabet gücünü korumak, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının (SKDM) etkilerini en aza indirmek ve düşük karbonlu ekonomiye geçişi desteklemek amacıyla seragazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik karbon fiyatlandırma mekanizması tesis edilecek. - Piyasa Gözetim ve Denetim Kurumu kurulacak. - Sermaye piyasası uyuşmazlıklarında tahkimin etkinleştirilmesi için gerekli mevzuat çalışmaları yapılacak. - KİT yönetişim reformuna yönelik düzenlemeler hayata geçirilecek. Performansa dayalı ölçüm yöntemleri kullanılarak kamu işletmelerinin ve yönetim kurullarının hesap verebilirliği artırılacak. Salı ve Çarşamba günü Mecliste grubu bulunan bazı siyasi partilerin grup toplantılarını gerçekleştirmesi bekleniyor.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Moskova’da Vladimir Putin ile görüştü Haber

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Moskova’da Vladimir Putin ile görüştü

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, Rusya’nın başkenti Moskova’da resmi temaslarını sürdürüyor. Bugünkü programında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşme gerçekleştiren Kurtulmuş, iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesine yönelik mesajlar verdi. KURTULMUŞ’UN MOSKOVA TEMASLARI Kurtulmuş, gün içerisinde Rusya parlamentosunun alt kanadı Devlet Duması Başkanı Vyacheslav Volodin ile bir araya geldi. İki ülke arasındaki parlamenter ilişkilerin ve işbirliğinin geliştirilmesine yönelik görüş alışverişinde bulunuldu. Bu görüşmenin ardından, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile de bir araya gelen Kurtulmuş, görüşmenin verimli geçtiğini ifade etti. PUTİN İLE GÖRÜŞME Kurtulmuş, Vladimir Putin ile gerçekleştirdiği görüşmeyle ilgili olarak sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu. Paylaşımında, "Sayın Vladimir Putin'e, nazik kabulleri dolayısıyla teşekkür ediyor, ziyaretimizin Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin güçlenmesine vesile olmasını diliyorum" ifadelerine yer verdi. İLİŞKİLERİN GÜÇLENMESİ VURGUSU Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin son dönemde çeşitli alanlarda gelişme kaydettiği gözlemleniyor. Kurtulmuş’un bu ziyareti de iki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin daha da güçlenmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Kurtulmuş: Türkiye, AB Tam üyelik perspektifinden asla vazgeçmeyecek Haber

Kurtulmuş: Türkiye, AB Tam üyelik perspektifinden asla vazgeçmeyecek

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meclis'te Polonya Meclis Başkanı Szymon Holownia ile bir araya geldi. TBMM Başkanı Kurtulmuş, Holownia ve heyetini TBMM'de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Türkiye-Polonya arasında her alanda var olan tarihi ilişkilerin stratejik işbirliği seviyesinde olduğunu ve her geçen gün bu ikili ilişkilerin artmasından memnuniyet duyduklarını belirtti.  Polonya'nın Avrupa Birliği (AB) Konseyi dönem başkanlığını yapacak olmasının da Türkiye-Polonya ilişkilerinin gelişmesi bakımından önemli bir fırsat olduğuna işaret eden Kurtulmuş, “Polonya'nın Türkiye'nin AB üyeliğine verdiği destekten dolayı müteşekkiriz. Çeşitli nedenlerle özelikle AB'de zaman zaman Türkiye'ye karşı uygulanan taraflı ve çifte standartlı yaklaşımlarla Türkiye'nin AB üyeliği bugüne kadar gerçekleşmemiştir. Türkiye tabii ki kendisine uygulanan çifte standarda hiçbir zaman rıza göstermeyecek, aynı zamanda AB tam üyelik perspektifinden de hiçbir zaman vazgeçmeyecektir” diye ifade etti. Türkiye'nin Ukrayna-Rusya savaşındaki tavrının başından beri net ve açık olduğunu dile getiren Kurtulmuş şunları söyledi: “2014'te Kırım'ın ilhakıyla başlayan süreçte toprak ilhaklarını, Ukrayna'nın bazı bölgelerinin ilhak edilmesini kabul etmediğimizi, bunun uluslararası hukuka uygun olmadığını her platformda dile getiriyoruz ve dile getirmeye devam edeceğiz. Türkiye başından itibaren her iki tarafla da konuşabilen tek ülke olarak bu savaşın bir an evvel adil bir barış temelinde sonlandırılması gerektiği fikrini ortaya koymuştur, bunun için çok uğramıştır, uğraşmaya da devam ediyoruz. Bu savaş, sadece Ukrayna ile Rusya arasındaki bir savaş olmasının çok ötesine geçmiştir. Rusya ile tüm Batı dünyası arasındaki bir savaşa dönüşme potansiyeline sahiptir. Ukrayna'nın toprak bütünlüğü korunarak bu savaşın bir an evvel bitirilmesi, dünya barışına yapılacak en büyük katkılardan birisidir.” İsrail'in saldırganlığının Gazze'de devam ettiğini ve Lübnan'a da sirayet etme potansiyeli taşıdığını ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti: “Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarında 7 Ekim'den bu yana gerçekleşen İsrail'in saldırılarında istatistiği tutulabilen 42 bine yakın insan katledilmiştir. Kaybolan ve yıkıntıların altında kalan çok sayıda insan olduğu da tahmin edilmektedir. Bütün dünyanın gözü önünde ve hiçbir uluslararası hukuk kuruluna uymadan Netanyahu ve çetesi saldırganlığını sürdürmektedir. Ne yazık ki başta ABD olmak üzere bazı ülkelerin sınırsız ve koşulsuz desteğini yanlarına aldıkları için her türlü pervasızlığı icra etmekten çekinmiyorlar. En son Lübnan'da ardı ardına gerçekleştirilen siber saldırılar da bu saldırganlığın geldiği vahim boyutları göstermesi bakımından artık bütün insanlığı uyarıcı bir mahiyettedir. Eğer İsrail'in bu saldırganlığı durdurulamazsa korkarım ki dünya bölgesel ve küresel büyük çatışmaların içine sürüklenecektir.” Polonya Meclis Başkanı Szymon Holownia ise, TBMM'de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek, ziyaretinin iki ülke parlamentoları arasındaki ilişkilerde yeni dönemin başlangıcına vesile olması temennisini dile getirdi. Polonya Meclisi'nde halkın desteğiyle çoğunluğu elde ettiklerini ifade eden Holownia, kendilerini seçen halkın iç ve dış politikada işbirliklerinin artırılmasını istediğini söyledi. Türkiye'nin Polonya için çok önemli bir partner olduğunu vurgulayan Holownia, turizm, eğitim ve ekonomi alanlarındaki işbirliklerinin çeşitlendirilmesini arzu ettiklerini belirtti. Yerel yönetimler ve bölgesel konularda işbirliğine açık olduklarını aktaran Holownia, özellikle savunma sanayii konusunda Türkiye ile işbirliğini artırmak istediklerini, bu konuda Polonya'da sanayinin gelişmesiyle istihdamın da artırılacağını ifade etti. Holownia, Polonya'nın AB Dönem Başkanlığı sırasında Türkiye'nin AB'nin parçası olması gerektiğini vurgulayacaklarını söyledi. Rusya-Ukrayna savaşı ile İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları hakkında da değerlendirmede bulunan Holownia, 21. yüzyılda Avrupa bölgesinde taarruz niteliğindeki saldırılara yer olmadığını, bunu kabul etmediklerini söyledi. Rusya'ya yönelik yaptırımlara katıldıklarını ve bunun devam etmesi gerektiğini düşündüklerini dile getiren Holownia, Türkiye'nin Rusya-Ukrayna savaşında takındığı tutumu saygıyla karşıladıklarını, Türkiye'nin bu savaşta önemli görev yürüttüğünü belirtti. Holownia, Orta Doğu'da barışın sağlanabilmesi için ise iki devletli çözümün şart olduğunu vurguladı. Orta Doğu'daki durumun bir felaket olduğunu belirten Holownia, bölgedeki hedeflerinin bir an önce barışın sağlanması olduğunu kaydetti. TBMM Başkanı Kurtulmuş, görüşmenin ardından Polonya Meclis Başkanı Holownia ile TBMM Genel Kurul salonunu gezdi ve FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında bombalanan alana karanfil bıraktı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.