TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Niğde

İLKHABER-Gazetesi - Niğde haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Niğde haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP’li Gürer: Tarımda sorunlar katlanarak artıyor, üreticiler desteksiz kaldı Haber

CHP’li Gürer: Tarımda sorunlar katlanarak artıyor, üreticiler desteksiz kaldı

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye'nin tarım politikalarındaki eksikliklere ve üreticilerin yaşadığı zorlukları iktidarın seyrettiğini söyledi . Gürer, “Tarım ve Orman Bakanı sanki tarımda hiçbir sorun yokmuş gibi konuları anlatıyor. Köye, tarlaya, üretim alanlarına gittiğimizde bu yıl üretilen ürünlerin çoğunun tarlada kaldığını yerinde görüyoruz. Üretici için kara bir yıl yaşandı. Sebze üretiminde artış çöpe gitti. Hasat bitti. Çiftçiden ürün çıktı. Bu kere rafta tüketiciye ürün fiyatı katlanarak artışla satış sağlanıyor” dedi. “ÜRÜNLER TARLADA ÇÜRÜDÜ, ÜRETİCİ KAZANAMADI” Bu yıl, yüksek girdi maliyetlerine rağmen üreticinin ürününden para kazanamadığını söyleyen CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Nakliye ve işçilik maliyetleri, ürünün tarla satış fiyatını karşılamadı. Üretici emeğinin karşılığını alamadı.” ifadelerini kullandı. Gürer, tarımda üretim planlamasına ancak 22 yıl sonra geçildiğini belirterek, planlama eksikliğinin büyük sorunlara yol açtığını vurguladı. “Cumhurbaşkanlığı programında yer aldığı biçimiyle, 7 milyar 333 milyon liralık arz açığı olan ürünlerde 2025 yılında ithalat yapılacak. Türkiye'nin Avrupa'da ya da dünyada gıdada ilk sırada yer aldığı ürünler fındık, kayısı, narenciye gibi ürünlerdir. Buğdayda açığımız devam ediyor, bitkisel ham yağ ve ayçiçek tohumu gibi ürünlerde de açığımız sürüyor. Pirinç, Mısır, Soya, Fasulye, Mercimek, Ayçiçek gibi benzer ürünlerde de açığımız devam ediyor. 21 üründe arz açığımız var. Bunlar, stratejik önemi olan ürünlerdir. Onun için Türkiye'nin tarım politikalarını ihraç ettiği ürünler üzerinden değil, ithal ettiği ürünler üzerinden okumak gerekir.” dedi. “HAYVAN İTHALATI SORU İŞARETLERİ YARATIYOR” Hayvancılık sektöründe de büyük sorunlar olduğunu belirten CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Hayvancılıkta hayvan varlığını üst üste toplayarak “hayvan varlığımız arttı” demek yerine, 2 yılda 1 milyon 200 bin hayvan neden ithal edildi, bunun açıklanması lazım. Eğer Türkiye'de hayvan varlığı yeterli ise, bu ithalata ihtiyaç duyulması demek ya bir rant uğruna ya da farklı bir amaçla yapılıyor demektir. Çünkü yeterli hayvan varlığının olduğu yerde neden et ve hayvan ithalatı devam eder? Neden et piyasası istikrarlı değil? Bu soru boşlukta kalıyor.” diye konuştu. “SU FAKİRİ TÜRKİYE’DE MODERN SULAMA YÖNTEMLERİ YETERSİZ” Türkiye’nin su fakiri bir ülke olduğunu ve modern sulama yöntemlerinde çok geride kaldığını belirten Ömer Fethi Gürer, “Hala modern sulamanın %35'lerde olduğu, su fakiri bir ülkede, sorunların bu süreçten sonra da artarak devam etmesi, gıda arzında sorunları da beraberinde getirecektir. Bunun için modern sulama yöntemlerine hızla geçilmeli, Akdeniz'e ve Karadeniz'e akan ve doğrudan yeryüzüne çıkan su kaynakları doğru değerlendirilmeli. Türkiye'nin tarımda yapacak çok işi var, çünkü kayıp 22 yıl var. 22 yılda tarım resmen çökertildi. Yeniden ayağa kaldırılması için alınması gereken önlemler başta çiftçi, besici, üreticiler olmak üzere, onların girdi maliyetleri düşürülmeden, ürünleri değer bulmadan, kooperatifçilik geliştirilmeden ve arz açığı olan ürünlerde doğru bir planlama yapılmadan, tarımdaki sorunların bitmesi olası değildir.” şeklinde konuştu. “TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ ÜRETİCİNİN YANINDA OLMALI” Patates üretiminde de büyük sıkıntılar yaşandığını dile getiren CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Niğde bölgesinde 1 milyon ton patates yetişiyor. Bu patatesin, bu yıl tarlada %35'i satılmalı, %65'i ise depolanmalıydı. Ama öyle olmadı, neredeyse tamamına yakını depolandı. Çünkü kışlık patates için tüccarın verdiği fiyat, maliyetin neredeyse yarısıydı. Şu anda ürün depoda. Bu konuda çağrıda bulunduk, Toprak Mahsulleri Ofisi eliyle ürünün alınması yönünde. Bu konuda yapılması gereken, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin ürünü alıp bedava dağıtması değil; üretim maliyeti artı makul kârla ürünü alması ve rafta ürün fiyatı arttığı zaman, Tarım Kredi Kooperatifleri eliyle ve diğer satış kanalları ile piyasayı dengelemesidir. Toprak Mahsulleri Ofisi'nin böyle de bir görevi vardır.” dedi. ÜRETİCİNİN KAZANCI DÜŞERKEN, TÜKETİCİ FAHİŞ FİYATLARLA KARŞILAŞIYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ürün üreticiden çıktıktan sonra fiyatı artıyor, üretici kazanmıyor, tüketici pahalı ürüne mahkûm ediliyor ve bu aradaki aracılık sistemine karşı bir düzenleme bugüne kadar gerçekleşmedi. En önemli sorunlardan biri de bu: Tarladaki ürünün üretim maliyetini düşürmek, tüketiciye ulaşım kanallarını daraltmak. Böylece fahiş fiyat ortadan kalkar. Domates tarlada bir buçuk liraydı, markette şimdi 100 liraya dayanmış durumda. Biber, patlıcan, bu yıl üreticisine para kazandırmayan ürünlerin raf fiyatları hızla yükseliyor. Markete gittiğiniz zamanki fiyat, hasat bittiği için, doğal olarak özellikle de seralarda yetiştirildiğinden nakliyesi, bakım giderleri dahil fiyatı da artırıyor. Bu şunu gösteriyor: Türkiye, planlamayı sadece üretim aşamasında değil, tüketimde de doğru şekilde yapmalıdır. İşlenmiş gıdaya, dondurulmuş gıdaya, katma değerli ürünlere dönük çalışmalar gerçekleştirilmeli. Bazı ülkeler kavunu kurutuyor, biz de kavun tarlada çöp oluyor. Domates kurutuluyor, hem de salça yapılıyor; bizde yine çöp oluyor. Bunun gibi kurutma, işleme, dondurma ya da katma değerli ürüne dönüştürme tesislerinin sayısının arttırılması ve teşvik edilmesi, ürünün yıl boyu kullanılabilir boyuta taşınacak düzenlemelerin beraberinde getirilmesi lazım. Yani, tarlada ürünün çöp olması kabul edilebilir bir durum değil. Ama 2024 yılı, çiftçinin ürettiği neredeyse tüm ürünlerin tarlada çöp olmasına yol açtı.” diye konuştu. GİRDİ MALİYETLERİ VE ÇİFTÇİNİN ARTAN BORÇLARI Çiftçilerin en büyük sorunlarından birinin de girdi fiyatlarının yüksekliği olduğunu belirten CHP Milletvekili Gürer, “Bu yıl, geçen yıla göre buğday , arpa %3, pancarda ise %28'lik artışın verilmesi ile alım fiyatlarının düşük tutulması, gelecek yıllarda sorunların artmasına yol açacaktır. Çiftçi kayıt sistemine dahil çiftçilerin TARSİM'den de faydalanmasının yolunun açılması, sigorta sisteminin de yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Çünkü bu yıl görüldü ki, mevsiminden yaklaşık bir ay önce ürünlerin oluşması başka sorunlar da yarattı.” Dedi. TARIMDA ZARARLILAR VE ÜRÜN KAYBI Türkiye’nin tarımında, zararlılar nedeniyle ciddi üretim kayıpları yaşadığını belirten Gürer, “Ülkemizde tarıma yönelik sorunlarda farklılaşmalar da yoğunlaştı. Akdeniz sineği, beyaz sinek, domates güvesi ve tarla faresi gibi zararlılar bitkileri önemli ölçüde, üretim anlamında zarar verdi. Fındıkta da kokarca, Türkiye'de gündem olmasına rağmen hala önlem alınmadı. Akdeniz sineğini özellikle narenciye dışında, Niğde'de dahi şeftaliden elmaya kadar birden çok ürüne verdiği zarara karşı tuzak denilen uygulama hariç bir ilaç geliştirilmedi. Yaklaşık 10 yıldır bu zararlar var, ama daha da yaygınlaşıyor.” diye konuştu. 2025 YILI TARIM PLANLAMASI VE ÇİFTÇİLERİN BEKLENTİLERİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2025 yılı doğru planlanmalı. Üretilen ürüne alım fiyatı, çiftçinin ve üreticinin kârını sağlayacak boyutta taşınmalı. Girdi fiyatları mutlak suretle düşürülmeli. Yem ve gübre gibi sübvanse edilmesi gereken ve desteklenmesi gereken girdiler için yeterli destek verilmeli. 2025 yılı bütçesinde, milli gelirin %1'i 615 milyar, bu da Tarım Kanunu'nun 21. maddesine göre çiftçiye verilmesi gereken destek tutarıdır. Bugün Sayın Bakan da açıkladı; verilen destek 135 milyar lira. Bu 135 milyar lira, çiftçinin beklediği bir destek değil, Milli gelirin % 1 Çiftçiye verilmeli idi. Çiftçilerin bankalara borçları artıyor, sorunları katlanıyor, tarlasına haciz geliyor. Bu süreçte üretenin yanında olunmazsa, 2025 yılında sıkıntılar daha da katlanacaktır.” diye konuştu.

Gürer: Gençlerimize yatırım yapılmıyor Haber

Gürer: Gençlerimize yatırım yapılmıyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)  Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde gençlik politikalarının yetersizliğini vurgulayarak, öğrenci burslarındaki artışın yapılmamasını eleştirdi. Gürer, "Genç Tarım" projesinin etkisizliğine dikkat çekip, okullardaki spor altyapısındaki eksiklikleri, madde bağımlılığıyla mücadelenin yetersizliğini ve engelli sporcuların malzeme sıkıntılarını gündeme getirdi. “Öğrenci burslarında enflasyon oranında bir değişiklik olmayacak mı?” Burs ve kredi miktarlarına ilişkin de eleştirilerde bulunan Ömer Fethi Gürer, geçen yıl Cumhurbaşkanının müjdelediği burs miktarlarının bu yıl için aynı kalmasını sorguladı. "Geçen yıl, 'Bu yıl burs ve kredi miktarlarımız lisans öğrencileri için 2.000, yüksek lisans öğrencileri için 4.000, doktora öğrencileri için 6.000 lira' demiştiniz. Bu yıl ise sadece '2025 yılı için öğrencilerimizin burs, kredi miktarı 2.000 lira' diyorsunuz. Burada hiç artış olmayacak mı? Enflasyon oranında bir değişiklik olmayacak mı?" dedi. Bakanlığın genç nüfusun tarıma olan ilgisini artırmayı hedefleyen "Genç Tarım" projesine de değinen Gürer, proje hakkında soru işaretleri taşıdığını belirterek şunları söyledi: "Geçen yıl, 'Genç Tarım' isimli projemizi başlatıyoruz diyordunuz, 'Tarım kamplarının sayısını artırıp Türk tarımına genç bir solukla destek olacağız' diyordunuz. Kaç kişi yararlandı bu projeden? Kaç tane genç tarıma girdi? Ne yaptınız? Bu konu da sunumda yer almıyor" dedi. Okullardaki spor olanakları yetersiz Ömer Fethi Gürer, "70 bin okulumuz var. Kaç okulda beden eğitimi öğretmeni var? Kaç okulda kapalı spor salonu var? Kaç okulda yüzme salonu var? Okullar kendi aralarında müsabakalara katılıyor mu? Bizim zamanımızda okul maçları çok önemliydi, oradan yetişenler amatör kulüplerde oynarlardı. Ama şimdi maalesef böyle bir ortam yok. 2002 öncesini hep örnek verirsiniz ya, o zaman- kamu fabrikalarında sporcuların gerçekten farklı branşlarda çok başarıları vardı. Bu dönemlerde artık kamuda da özelde de böyle sporla uğraşan sınırlı sayıda ve markasını tanıtmak amacıyla kulüpler kaldı” şeklinde konuştu. “Herkesin çocuğu madde bağımlılığı konusunda risk altında” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer Gençlerde yaygınlaşan madde bağımlılığı için topyekün mücadele gerektiğinde belirterek şunları söyledi: Bu bağımlılık, herkes konuşuyor. Siyasi iktidar kendisi sanki bu konuda yokmuş noktasından olaylara bakıyor. Sizler bu konuda faaliyetlerin yürütüldüğünü söylüyorsunuz. Bu böyle karşılıklı polemik konusu olmayacak kadar önemli. Gerçekten Anadolu illerine gidin, bazı ilçelerde belli saatte sokağa çıkamazsınız çünkü o çocuklar, hem de pırıl pırıl gençler madde bağımlısı durumuna düşürülmüş. Kimse şunu demiyor: “Ben şu kadar çocuğun madde bağımlısı olmasını engelledim, bu konuda yaptığımız çalışmalar var, buraya alıyoruz, çocuğun sağlığını geri kazandırıyoruz, yaşama katıyoruz.” O var diyor, o yok diyor ama var. bana bir anne telefon etti.dedi ki: “Oğlumu ben ihbar ettim, polis geldi götürdü, ifadesini aldı ‘Yapacak bir şey yok.’ Bu çocuk akşam eve gelecek, beni öldürebilir. Beni bir sığınmaevine yerleştirir misin Vekilim.” Bu kadar acı, vahim.  Bir anne gene aradı, dedi ki: “Benim kızım çakmak gazı çekiyor.” o da beyni öldürüyor, genç yaşta yok ediyormuş. Yalvarıyor, ağlıyor diyor. vekil olarak biz bunlara şahitlik ediyoruz. Anadolu illerine gittiğimiz zaman parkları görüyoruz, okul dağılımlarında köprü altlarını görüyoruz ve okullarda öğretmen buna müdahale ettiğinde öğretmeni bıçaklıyor, öğretmen de çekiniyor. Bu bağımlılıktan kaç kişi kurtarıldı, bunlarla ilgili bir veri olsun, görelim. Yani bu işi yalnızca “Karakol alıyor, geri bırakıyor.” noktasında çözemeyeceğimiz gerçek.  Herkesin çocuğu da risk altında. “Benim çocuğumun başına gelmez.” denmesin, bu konu ciddiye alınıp iktidarı muhalefetiyle ne yapılacaksa hep birlikte bu işin üstüne gidelim çünkü buralarda büyük bir rant var, büyük bir ahlaksızlık var. Yurt dışından gelen ürünlerin Türkiye üzerinden gelişi var. Bu konuda ayrıca tüm bakanlıklara görev düştüğünü düşünüyorum.” Engelli sporcuların yaşadığı malzeme sıkıntısına da dikkat çeken Gürer, "Engelli spor kulüpleri malzeme talep ediyor. Siz geçen sene de 'Malzeme sorunu yok' demiştiniz. Ama engelli sporcularımız bize söyledikleriyle, sizin anlattığınız arasında bir örtüşme yok. Pratikte olanla sizin anlattığınız birbirinden farklı" dedi. “Yaşam Boyu Spor'da kontrolsüz spor yapanların yaşamlarının sona erme ihtimali çok yüksek” Halı saha projelerinin altyapı eksikliklerine de değinen Ömer Fethi Gürer, "İl özel idareler halı saha yapıyor, bilmiyorum bu sizin kontrolünüzde mi? Ama halı sahada sağlık görevlisi olmadan, antrenör olmadan kim, nasıl spor yapacak? Gidiyorsunuz, içine inek sokmuşlar, koyun sokmuşlar, tavuk sokmuşlar. Eğer bir tesis yapılıyorsa, altyapısı da oluşturulmalı. Çocuklara spor yapacakları kıyafetler, öğreticiler ve sağlık görevlileri sağlanmalı. Yaşam Boyu Spor'da kontrolsüz spor yapanların yaşamlarının sona erme ihtimali çok yüksek, keza böyle olaylar da yaşandı" diye ifade etti. “Niğde stadsız kaldı” Ömer Fethi Gürer, "2021'de Niğde Stadı’nı ihale ettiniz. Bugün 2024 bitiyor, 2025’e geliyoruz, 2 kere ihale iptal oldu. Niğde o günden beri stadsız kaldı. Umarım 2025’te bu stat açılır çünkü bunu daha önce de söylemiştik" dedi

CHP’li Gürer'den tarım politikalarına tepki: Üreten kazanmıyor, tüketen zarar ediyor Haber

CHP’li Gürer'den tarım politikalarına tepki: Üreten kazanmıyor, tüketen zarar ediyor

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde’nin Altunhisar ilçesinde domates tarlalarını ziyaret ederek üreticilerin sıkıntılarına dikkat çekti. “Vicdanı olan bu manzara karşısında acı duyar” ifadelerini kullanan Gürer, domatesin tarlada çürüdüğünü, üreticinin emeğinin karşılığını alamadığını vurguladı. ARTAN ÜRETİM TÜKETİCİYE YANSIMADI TÜİK verilerine göre, domates üretiminde ,1 artış öngörülmesine rağmen bu artışın tüketici fiyatlarına yansımadığını belirten Gürer, “Üreticinin emeği çöpe gidiyor, tüketici ise pahalıya almak zorunda kalıyor. Bu, iktidarın yetersiz tarım politikalarının bir sonucudur” dedi. ÜRETİCİLERİN ZARARLARI BÜYÜYOR Gürer, salçalık domates alımı yapan tüccar ve fabrikaların düşük fiyatlarla üreticiyi zor durumda bıraktığını ifade ederek, binlerce ton domatesin tarlada toplanmadığını ve hayvan yemine dönüştüğünü belirtti. Üretici, bu şartlarda maliyetlerini karşılayamadığı için büyük zarara uğradı. ÜRETİCİ UĞUR TEKELİ: “TARLAYI TOPLAMAMAK DAHA KÂRLI OLDU” Altunhisar’da domates üreticisi Uğur Tekeli, “Domatesin dekara maliyeti 35 bin TL’yi buldu ama fiyatlar çok düşük. Ürünümüzün yarısı dahi kabul edilmiyor. Tarlayı toplamak yerine bırakmak bizim için daha kârlı oldu” diyerek yaşadığı sıkıntıları dile getirdi. Tekeli, tarlada kalan 600 ton domatesin milli servet kaybına yol açtığını belirterek, yükselen maliyetlerin ve bankaların uyguladığı yüksek faizlerin kendilerini zor durumda bıraktığını söyledi. Özel bankalardan yüksek faizle kredi çekmek zorunda kaldıklarını ve geleceğe dair endişe taşıdıklarını ifade etti. CHP’li Gürer, şehirlerde domates fiyatlarının 10 liradan aşağı düşmediğini belirterek, “Üreten kazanamıyor, tüketici pahalıya almak zorunda kalıyor. Bu durum, iktidarın tarım politikalarındaki plansızlığın bir sonucudur” dedi. “EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI ALAMIYORUZ” Üretici Uğur Tekeli, tarımsal plansızlıktan dolayı emeğinin karşılığını alamadığını vurgulayarak, “Kime çalışıyoruz bilmiyoruz. 60 dekar domates ektik ama emeğimiz karşılıksız kaldı” ifadeleriyle üreticilerin durumuna dikkat çekti. CHP Milletvekili Gürer, Bakanlığın çiftçiye destek vermediğini ve bu yüzden tarladaki domatesin hayvan yemi bile olamayacak durumda olduğunu belirtti. Desteklerin eksikliğinden dolayı ürünlerin değerlendirilmeden tarlada kaldığını ifade etti. BOZ TOPRAK KIRMIZIYA ÇALDI Altunhisar’daki domates tarlalarında büyük zarar yaşandığını belirten Gürer, “Bu yıl, domates tarlasının boz toprağı kırmızıya çaldı; çünkü 600 ton domates çürüyerek ziyan oldu. Üretici bu yıl umduğunu bulamadı ve büyük bir kayıpla karşılaştı” dedi.

Gürer: 2025 Bütçesi Niğde'nin sorunlarına çözüm getirmiyor Haber

Gürer: 2025 Bütçesi Niğde'nin sorunlarına çözüm getirmiyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2025 yılı bütçe teklifinin Meclis’e sunulmasıyla birlikte, Niğde’ye yönelik yatırımların yetersizliğini eleştirdi. TBMM'de yaptığı konuşmada, 1996 yılında temeli atılan ancak yıllardır hiçbir ilerleme kaydedilmeyen Niğde Havaalanı'na dikkat çeken Gürer, bütçede Niğde’nin beklenen yatırımları için kaynak ayrılmadığını belirtti. Gürer, bu bütçenin işçi, çiftçi, esnaf ve emeklinin sorunlarına çözüm getiremeyeceği gibi, Niğde'nin sorunları için de bir çare sunmadığını vurguladı. Ömer Fethi Gürer, "Bu bütçe işçinin, çiftçinin, esnafın ve emeklinin sorunlarına çözüm getiremeyeceği gibi, Niğde'nin sorunları için de bir çare sunmuyor” diye ifade etti. “Bütçe işçinin, çiftçinin, esnafın, emeklinin derdine çare olamayacağı gibi Niğde'nin sorunları çözüm olmuyor” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Niğde'nin ülkenin en geri kalan illeri konumuna geldiğini ve bu durumun değişmesi için bütçenin yeterli olmadığını ifade ederek şunları söyledi: “Niğde bu bütçede de yine unutuldu, ülkenin en geri kalan illeri konumunda. Yüksek hızlı trenle ilgili de Niğde merkez yatırımlarda yer almıyor. Bunun yanı sıra, özellikle sulama suyu için bekleyen, gölet bekleyen köylerimiz var. Bunların da bütçede yer almadığını görüyoruz. Bütçe işçinin, çiftçinin, esnafın, emeklinin derdine çare olamayacağı gibi Niğde'nin sorunları için de çözüm getirmeyeceği görülüyor.”

Niğde Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde normal doğum bilgilendirme standı açıldı Haber

Niğde Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde normal doğum bilgilendirme standı açıldı

Niğde Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, Sağlık Bakanlığı 'Normal Doğum Eylem Planı' çerçevesinde bilgilendirme standı açıldı. Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı tarafından kurulan stantta anne adayları ve anne olmak isteyen kadınlara normal doğum hakkında bilgilendirme yapıldı. Standı ziyaret eden Niğde İl Sağlık Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Doğan Bahadır İnan, Normal Doğum Eylem Planı kampanyası kapsamında yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı. Normal doğum yapan anneler ile bebekleri arasında ilk andan itibaren sağlıklı bir bağ kurulduğunu söyleyen İl Sağlık Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Doğan Bahadır İnan, bu etkinlikle anneleri bilgilendirmeyi ve normal doğumun önemini anlatmayı hedeflediklerini belirtti. Normal doğumun avantajlarının ve sürecin ayrıntılı bir şekilde aktarıldığı stantta, gebelere bu yöntemin çoğu durumda güvenli ve doğal bir seçenek olarak öne çıktığı, anne adaylarının daha hızlı bir iyileşme süreci yaşamasına imkan tanıdığı, annenin fiziksel sağlığının yanı sıra psikolojik iyilik hali için de fayda sağladığı aktarıldı. Normal doğumu yaygınlaştırarak daha fazla kadının bu yöntemi tercih etmesine yardımcı olmayı amaçlayan Normal Doğum Eylem Planı kapsamında açılan stant, anne adaylarına bilinçli bir doğum süreci için gerekli bilgileri sağlamayı hedefliyor.

CHP'li Gürer: Antep fıstığı üretimi yeterli dendiği halde ithalat devam ediyor Haber

CHP'li Gürer: Antep fıstığı üretimi yeterli dendiği halde ithalat devam ediyor

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye'deki Antep fıstığı üretiminde 2022 ve 2023 yıllarında yaşanan üretim düşüşünü Meclis gündemine taşıdı. Gürer, ağaç sayısında artış olmasına rağmen üretimdeki azalmanın nedenlerini ve üreticilere yönelik ek desteklerin planlanıp planlanmadığını, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'ya yönelttiği soru önergesi ile sordu. GÜRER’DEN SORU ÖNERGESİ Ömer Fethi Gürer’in Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya yönelttiği soru önergesi şu şekilde: “2022 yılında, 51.144'ü meyve veren ve 25.470'i meyve vermeyen olmak üzere toplamda 83.614 Antep fıstığı ağacı bulunmakta olup, bu dönemde üretim 239.289 ton olarak kaydedilmiştir. Ancak 2023 yılında, meyve veren Antep fıstığı ağacı sayısı 60.549'a, meyve vermeyen ağaç sayısı ise 26.617'ye yükselerek toplamda 87.166 ağaca ulaşmış, buna rağmen üretim 63.289 ton azalarak 176.000 tona düşmüştür. Buna göre: Antep fıstığı üretiminde rekolte düşüşünün nedenleri nelerdir? Ağaç sayısındaki artışa rağmen üretimdeki gerilemenin etkenleri nelerdir? Üretim sürecinde gerekli bakım ve yönetimin sağlanamaması üretim verimliliğini etkilemekte midir? Rekolte ve gelir kaybının üreticiyi olumsuz etkilemesi nedeniyle ek destekler sağlanması düşünülmekte midir? 2024 yılında Antep fıstığı ithalat ve ihracat miktarı ne kadardır? Ülkemizin Antep fıstığı üretiminde kendi kendine yeterlilik oranı nedir?" TARIM VE ORMAN BAKANI İBRAHİM YUMAKLI’DAN CEVAP Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Gürer’in soru önergesine şu yanıtı verdi: “Antep fıstığında periyodisite (bir yıl az, bir yıl normal verim verme durumu) nedeniyle bazı yıllarda yaşanan rekolte düşüşlerinin dışında herhangi bir kayıp söz konusu olmamaktadır. Ülkemizde Antep fıstığı üretiminde son 20 yılda toplam ağaç sayısı 2 kat artış ile 8,7 milyon adete yükselirken, rekolte ise 5 kat artış ile 176 bin tona yükselmiştir. TÜİK I. tahminine göre 2024 yılında 294 bin ton rekolte beklenmektedir. Antep fıstığı üretiminde gerekli bakım, zirai mücadele ve sulama işlemlerinin yapılması verimliliği olumlu etkilemektedir. Bakanlığımız il ve ilçe müdürlüklerimizce gerekli eğitim ve bilgilendirme çalışmaları yapılmaktadır.” dedi Bakan, Antep fıstığı üreticilerine 2024 yılı ürünü için mazot/gübre ,organik-organomineral gübre, toprak analizi ve sertifikalı fidan kullanım desteği verileceğini de belirtti. ANTEP FISTIĞI ÜRETİCİ MUTSUZ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, desteklerin adı var Çiftçiye katkısı yok, Mazot ve Gübrede daha destek alınmadan birden çok kere zam geliyor ve destek çiftçi cebine girmeden eriyor. Antep fıstığı ağacı 5 yılda ürün vermeye başlamada 10 yılda ortalama 15 yılda ise verimli hale gelir. Genelde iki yılda bir verim beklentilere uygun yetişiyor. Bu yıl Ağustos başlayıp Eylül sonuna kadar hasat edilen ürün çiftçide iken fiyatı düşük kaldı. Çok üründe olduğu gibi hasat sonu aracı geçen ürünle fiyatlarda yukarı doğru gidiyor. Bahçe ile raf fiyatı ciddi fark gösteriyor. Ülkemiz ihtiyacı kendi kendine karşılayacağı verilerde yer alıyor. Üretici kazanamıyor aracı ürünü alınca fiyat artmaya başlıyor. Vatandaşta Antep fıstığı market raflarında yanına varamıyor. Bakan Ülkemizin Antep fıstığı üretimi konusunda kendi kendine yeterlilik derecesi 3,1 olup iç piyasaya yeterli ürün arzı yapıldığı gibi ihracat da yapılmaktadır.” diyor ancak ithalat yapıldığından söz etmiyor. Resmî verilerde 2023 yılında 107 ton ithalat karşılığında 2 milyon 96 bin 425 dolar yurt dışına  ödendiği görülüyor.2024 yılının ilk 8 ayında 38 ton karşılığında 818 bin 945 dolar ödenerek ithalat yapılmış. Bu ithalata neden Çiftçinin hasat dönemi ürünün ederine satışının önü kesiliyor” dedi.  

CHP’li Gürer’den Bakan Şimşek’e tepki: Çiftçi sabretmiyor, çiftçi zor durumda Haber

CHP’li Gürer’den Bakan Şimşek’e tepki: Çiftçi sabretmiyor, çiftçi zor durumda

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in çiftçilerden sabır isteyen açıklamalarına karşı bir açıklama yaptı. Gürer, çiftçilerin içinde bulunduğu ekonomik zorlukları ve hükümetin tarım politikalarındaki eksiklikleri gündeme getirdi. Gürer “Bu yıl farklı ürünler tarlada kaldı. Çiftçi ürünü değer bulmadı. Çiftçi borca boğuldu” dedi. TARLADAKİ ÜRÜN SABRETMİYOR Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek'in çiftçilerden "sabırlı olun" çağrısına tepki gösteren CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bu yıl birçok temel ürün için verilen alım fiyatlarının çiftçilerin maliyetlerini karşılamadığını belirterek şunları söyledi: "Sayın Bakan, tarladaki ürünler sabretmiyor. Bu yıl buğdaya , arpaya %3, şeker pancarına %28’lik bir artış verdiniz. Oysa TÜİK’in açıkladığı verilere göre, maliyet artışları %41 seviyesinde. Enflasyonun altında bir alım fiyatıyla çiftçi nasıl ayakta kalacak?" Gürer, ürünlerin tarlada kaldığını ve çiftçinin giderek daha zor bir duruma düştüğünü ifade etti. TARLADA KALAN ÜRÜNLER: "KARPUZ, KAVUN, DOMATES ÇÖPE GİTTİ" Tarım sektöründe yaşanan sıkıntıların bu yıl daha belirgin hale geldiğini vurgulayan Gürer, tarlada kalan ürünlere dikkat çekti: "Karpuz, kavun, domates, biber, patlıcan, patates... Bu yıl tarlada çöpe gitti. Çiftçinin bu kadar sahipsiz kaldığı bir dönem daha olmadı. Destek verdiğinizi söylüyorsunuz, ama gerçek ortada." Gürer, çiftçinin ürünlerinin para etmemesi ve pazara ulaşamaması nedeniyle büyük zarar yaşadığını belirtti. Gürer “Üretici kazanmadı. Tüketici de iktidar aracılara göz yumduğu için pahalı ürüne mahkum edildi” dedi. TARIM KANUNU’NUN 21. MADDESİ: "ÇİFTÇİYE 411 MİLYAR LİRA DESTEK VERİLMELİYDİ" Tarım Kanunu’nun 21. maddesi gereği çiftçilere verilmesi gereken desteğin verilmediğini belirten Ömer Fethi Gürer, hükümetin tarım politikasını eleştirdi: "Çıkardığınız tarım kanununun 21. maddesine göre, çiftçiye verilmesi gereken destek 411 milyar lira. Ancak 2024 yılı bütçesinden ayırdığınız 91 milyar lira. Neyi sübvanse ediyorsunuz? Gübreyi mi, yemi mi?" Gürer, “Çiftçilere verilmesi gereken desteğin, kanunda belirtilen rakamın çok altında kaldığını ve bu durumun çiftçiyi daha da zor duruma soktuğunu dile getirdi. "ÇİFTÇİLERİN İÇİNDE BULUNDUĞU SÜRECİ GÖRMÜYORSUNUZ VE SABIR İSTİYORSUNUZ" Çiftçilerin borç yükü altında ezildiğini ve hükümetin bu sorunu görmezden geldiğini ifade eden Gürer, çiftçilerin sabır göstermesinin mümkün olmadığını belirterek, “Bugün tarımla uğraşan herkes tarihin en zor sürecini yaşıyor. Çiftçilerin içinde bulunduğu süreci görmüyorsunuz ve sabır istiyorsunuz. Üretilen ürün sabırla korunabilir mi? Sizin yaptığınız, sadece var olan sorunu görmemek ve süreci biraz daha idare etmek." CHP’li Gürer, çiftçilerin artık dayanacak gücünün kalmadığını vurguladı ve borçların çiftçileri daha da zora soktuğunu ifade etti. ÇİFTÇİNİN BORÇ YÜKÜ: " ÇİFTÇİNİN BANKALARA BORCU 715 MİLYAR LİRAYI AŞTI" Çiftçilerin bankalara olan borçlarının giderek arttığını dile getiren CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2 milyon 300 bin çiftçinin bankalara olan borcu 715 milyar lirayı aşmış durumda. Genel borçlar ise 800 milyarın üzerinde. Borçsuz çiftçi bırakmadınız. İcra kapıda” diye konuştu. Gürer, çiftçilerin borçlarının yanı sıra, tarımsal desteklerin de enflasyon karşısında yetersiz kaldığını belirterek hükümetin politikasını eleştirdi. "TARIMSAL DESTEKLER YETERSİZ, ÇİFTÇİ SAHİPSİZ" Gürer, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in tarımsal desteklerin arttığı yönündeki açıklamalarına da yanıt vererek, çiftçiye verilen desteğin enflasyon oranında bile değer kazanmadığını belirtti: Ömer Fethi Gürer," Desteklerin arttığını söylüyorsunuz, enflasyon oranında o destekleri bir değerlendirin. Çiftçiye destek vermediğinizde ortaya çıkar; yani ülkenin içinde bulunduğu koşullar, ekonomik anlamda emekliyi, işçiyi mağdur ettiği süreçte, çiftçinin ve esnafın halinden de haberiniz yok. Gerçek anlamda tarım, bu kadar sorunlu bir dönemi hiçbir zaman yaşamadı. Bunun da başlıca sorumlusu sizsiniz.” diye konuştu. Tarım sektörünün tarihinin en sorunlu dönemini yaşadığını dile getiren Gürer, bunun başlıca sorumlusunun hükümet olduğunu belirtti. BAKAN ŞİMŞEK NE DEMİŞTİ? Bakan Mehmet Şimşek, yaptığı açıklamada çiftçilerden sabır isteyerek, ekonomik toparlanmanın biraz zaman alacağını dile getirmişti. Şimşek’in açıklamaları şu şekildeydi: "Biraz sabırlı olun. Esnafın, çiftçinin, çalışanların yanındayız. Enflasyonu indirerek emeklinin, çalışanın kalıcı şekilde alım gücünü arttıracağız. Hayat pahalılığı ve enflasyon önemli bir sorun. Enflasyonu kalıcı bir şekilde indirerek topyekûn kalkınma sağlayacağız." Bakan Şimşek, tarımsal desteklerin arttığını ve çiftçilere verilen kredi tutarının 27 katına çıktığını belirtmiş, 2004 yılında 204 bin çiftçiye destek verilirken bugün bu sayının 1 milyon 318 bine ulaştığını ifade etmişti. SABIR DEĞİL, ACİL ÇÖZÜM ŞART CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Çiftçilerin yaşadığı zorlukları gözler önünde, sabırla beklemenin çiftçiler için bir çözüm değil, çiftçilerin acilen desteklenmesi gerekiyor. Tarla da ürünü çürüttüler” dedi.

CHP'li Gürer’den TURQUALITY ve Marka Destek Programı ile ilgili Ticaret Bakanı'na kapsamlı soru önergesi Haber

CHP'li Gürer’den TURQUALITY ve Marka Destek Programı ile ilgili Ticaret Bakanı'na kapsamlı soru önergesi

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye'nin uluslararası markalaşma yolunda attığı adımları ve firmalara verilen desteklere yönelik Ticaret Bakanı Ömer Bolat'a kapsamlı bir soru önergesi sundu. TURQUALITY ve Marka Destek Programı’na yönelik sorularında Gürer, desteklenen firmaların sayısından yabancı şirketlere yapılan satışlara kadar farklı konuya dikkat çekti.  GÜRER’İN SORU ÖNERGESİ CHP'li Gürer, Ticaret Bakanı Bolat’a şu soruları yöneltti: TURQUALITY/Marka Programı kapsamında başladığı günden bugüne kaç firma ve şirket desteklenmiştir? Desteklenen firmaların iştigal konularına göre dağılımı nedir? Toplam sağlanan destek miktarı ne kadardır? Kaç firma sürekli destek alabilmiştir? Yurt dışında bu bağlamda yaratılan marka sayısı kaçtır? Kaç şirket, firma ya da kişi destek aldıktan sonra markasını satmış ya da işini yabancı ülke vatandaşlarına devretmiştir? Yabancı firma, şirket ya da şahıslarca alınan ve desteklenmekte olan firma ve şirketlere bu destek sürdürülmekte midir? 2024 yılında bu kapsamda destek verilen firma, şirket ve kişi sayısı kaçtır? Bu yolla Türk ürünlerinin markalaşması hedefinde beklenen sonuçlar sağlanmış mıdır?” BOLAT’IN CEVAPLARI Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Gürer’in sorularına cevap verdi. Bakan Bolat, Marka/TURQUALITY® Destek Programının, uluslararası markalaşma potansiyeli olan şirketlerin, üretimlerinden pazarlamalarına, satışlarından satış sonrası hizmetlerine kadar bütün süreçleri kapsayacak şekilde yönetsel bilgi birikimi, kurumsallaşma ve gelişimlerini sağlayarak uluslararası pazarlarda kendi markalarıyla global bir oyuncu olabilmeleri ve söz konusu markalar aracılığıyla olumlu Türk malı imajının oluşturulması ve yerleştirilmesi amacıyla oluşturulmuş bir marka destek programı olduğunu veTURQUALITY®'nin odağında, klasik ihracat desteklerinden farklı olarak salt ihracatı artırmak yerine firmaların markalaşma hedeflerine katkıda bulunduğunu belirtti. Bakan Bolat'ın cevabında, “Halihazırda, 104 şirketin 107 markası Marka Destek Programı ve 203 şirketin 213 markası TURQUALITY® Destek Programı kapsamında olmak üzere toplam 28 farklı sektörde 320 marka TURQUALITY® ve Marka Destek Programları kapsamında desteklenmektedir.” İfadelerine yer verdi. PROGRAMIN ETKİLERİ Bakan Bolat, “Program dahilinde bulunan şirketler, program dahilinde sağlanan destekler aracılığıyla ihracatlarını, yurt dışında bulunan birim sayılarını ve faaliyet gösterdikleri ülke sayılarını artırırken bu firmaların toplam satışları içerisindeki ihracat payları ve toplam yatırımları içerisindeki Ar-Ge'ye ayırdıkları pay yükselmektedir. Kapsamda bulunan firmalar dünyanın 180'den fazla ülkesinde tanıtım faaliyetleri gerçekleştirmekte ve 100'e yakın ülkede toplam 2.851 birim ile desteklenmektedir.” Dedi. Bakan Bolat ayrıca, “Markayı merkezine alan TURQUALITY® firmalarımızın birim ihraç değerleri ülkemiz genel ortalamasının üzerinde seyretmektedir. 2023 yılında Türkiye genelinde ihracatçı şirketlerin birim ihraç fiyatı 1,57 ABD Doları düzeyinde gerçekleşirken Marka ve TURQUALITY® Programı kapsamındaki desteklerden yararlanan firmalarımızdan örneğin hazır giyim ve tekstil sektörlerinde birim ihraç değeri 5,66 Dolara, eczacılık ürünlerde 14,96 Dolara, otomotiv ana sanayiinde 14,92 Dolara, makine sektöründe 14,01 Dolara kadar yükselmektedir.” dedi. Bolat cevabında şunları belirtti:“TURQUALITY® Destek Programı çerçevesinde desteklenen şirketlerin ihracat ve büyüme performansı, kapsamda bulundukları süre zarfında Bakanlığımızca değerlendirilmekte olup, ayrıca yurt dışında markalaşmaya yönelik faaliyetlerinin destek kapsamındaki markaya ilişkin olup olmadığı takip edilmektedir. Öte yandan Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından koordine edilen etki analizi çalışması neticesinde, Marka/TURQUALITY® Destek Programında yer alan firmaların ihracatlarını, bu firmalarla benzer ihracat hacmine sahip olup destek almayan firmalara kıyasla 2 oranında artırdığı görülmüştür. Öte yandan, hizmet sektörlerine yönelik olarak uygulanmakta olan TURQUALITY® Programı, ülkemizin rekabet avantajını elinde bulundurduğu ve markalaşma potansiyeli olan hizmet gruplarındaki şirket ve kuruluşlarının, hizmet sunum aşamasından pazarlamaya, satıştan satış sonrası hizmetlere kadar bütün süreçleri kapsayacak şekilde yönetsel bilgi birikimi, kurumsallaşma ve gelişimlerini sağlayarak uluslararası pazarlarda kendi markalarıyla global bir oyuncu olabilmeleri ve söz konusu markalar aracılığıyla olumlu Türk hizmeti imajının oluşturulması ve yerleştirilmesi amacıyla oluşturulmuş markalaşma aşaması destek programıdır. Mülga 2015/9 sayılı Döviz Kazandırıcı Hizmet Sektörleri Markalaşma Destekleri Hakkında Karar ve 2564 sayılı Döviz Kazandırıcı Hizmet Sektörleri Markalaşma Destekleri Hakkında Karar kapsamında bu zamana kadar toplam 89 marka desteklenmiştir. Halihazırda desteklenen yararlanıcısayısı ise 65 olup, bunlardan 36'si Marka Destek Programında 29'u ise TURQUALITY® Destek Programında yer almaktadır. TURQUALITY® Destek Programı kapsamında halihazırda desteklenen yararlanıcılar; sağlık turizmi, lojistik, eğitim, konaklama, film, gastronomi, ulaştırma-altyapı ve yolcu taşımacılığı sektörlerinde yer almaktadır. TURQUALITY® Programı kapsamındaki markaların ihracat performansı, desteğin kapsamdaki firma ve kuruluşlar tarafından etkin ve verimli bir şekilde kullanıldığını teyit etmektedir. 2022-2023 döneminde Türk hizmet sektörlerinin hizmet ihracatı %9,3 oranında artış gösterirken TURQUALITY® Programı kapsamında yer alan markaların aynı dönem için hizmet ihracatı tutarlarındaki artış olarak kaydedilmiş olup, genel ortalamanın üzerinde seyretmektedir.” YABANCI ŞİRKETLERE SATIŞLAR VE MEVZUAT DÜZENLEMELERİ Gürer'in dikkat çektiği bir diğer konu ise, destek alan Türk markalarının yabancı şirketlere satışıydı. Bakan Bolat, bu konuda gerekli mevzuat düzenlemelerinin yapıldığını ve yabancı şirketlere satılan firmaların denetim altında tutulduğunu belirtti. Sayıştay Denetim Bulguları çerçevesinde bu tür satışların Bakanlıkça kontrol edildiğini ve mevzuata uygun düzenlemeler yapıldığını ifade etti. SATILAN FİRMA İLE DESTEK KİME GİTTİ? CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 'Türk markası oluşturmak ve dünyada Türk markası ürünlerin varlığını sağlamak için desteklemeler önemli ve değerlidir. Ancak bu desteği alan Türk şirketlerinin 15’inin hâkim ortağının (en az yüzde 51) yabancı olduğunu, Bakanlık geçmişte verdiğim soru önergesine verilen yanıtta açıklamıştı. Bu süreçte durum nedir? Bakan bu konuda bir bilgi vermemiştir. Bu bağlamda sağlanan desteklerin amacına uygun kullanılması sağlanmalıdır. Firmaya ortak ya da firmanın yabancıya satışına vesile kılınacak uygulamalar amaç dışı uygulamalardır. Sayıştay, bu konuda Turquality sisteminin devlet destekli bir markalaşma programı olduğunu ve yabancılara satılan Türk firmaları ya da Türkiye’de faaliyetlerini sürdüren yabancı firmalara markalaşma desteğinin verilmesinin, bu konuyla ilgili tebliğ ve programların amacının dışında bir uygulama olduğuna işaret etmiş ve yabancı şirketlere satılan ve sayısı her geçen gün artan Türk markalarına, anılan Tebliğ kapsamında sağlanan desteklerin devam ettirilmesinin mümkün olmadığı yönünde değerlendirmede bulunmuştu. Bakanlara bu bağlamda sorduğumuz sorulara, 'Turquality başladığından beri kaç Türk firması bu desteği alıp daha sonra yabancı firmaya satıldı ve bu konuda ne kadar destek boşa gitti?' sorularını yanıtlamamaktadırlar. Hatta yabancı şirket satın aldıktan sonra da firmaya bu kapsamda verilen desteğin varlığı, Sayıştay ifadesinde görüldüğüne göre, son uygulamada durum nedir? Türk markası yaratma projesi, Türk firmanın yabancı firmaya satılmasında bir araç olarak mı kullanılıyor?' sorusu boşlukta kalmaktadır. Bu bağlamda yabancı şirketlere aktarılan destek tutarı ve satış öncesi sağlanan destek tutarı kamuoyu ile paylaşılmalıdır.”dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.