TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#narenciye

İLKHABER-Gazetesi - narenciye haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, narenciye haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Mersin'de Akdeniz meyve sineği ile biyoteknik mücadelede büyük başarı Haber

Mersin'de Akdeniz meyve sineği ile biyoteknik mücadelede büyük başarı

Türkiye'de meyvelerin ihracatına engel olan Akdeniz meyve sineğine karşı başlatılan mücadele de yararlı böceklerin yanı sıra formen tuzaklarla yapılan biyolojik çalışmalar başarılı oluyor. Türkiye'nin narenciye üretiminde birinci sırada yer alan Mersin'de ilk ölçümler de yoğunluğu 32'lerde çıkan Akdeniz meyve sineği sayısı 3'lere kadar geriledi. "3.6 MİLYON TON YILLIK MEYVE ÜRETİMİ" Ülke genelinde narenciye üretiminde 3.6 milyon tonla ilk sırada yer alan Mersin'de ihracata engel olan Akdeniz meyve sineği ile ilgili yapılan çalışmalar devam ederken olumlu sonuçlarda alınmaya başladı. Tarım ve Orman Bakanlığı koordinesinde gerçekleştirilen çalışmalar kapsamında kısır ve faydalı böcek salınımının ardından formen tuzaklara geçildi. Erdemli Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü'ndeki meyve bahçeleri başta olmak üzere bölgedeki çiftçilere ulaştırılan formen tuzaklar faydalı oldu. Mücadele başlatılan ilk zamanlarda formen tuzaklarda yoğunluğu 30 ile 32'lerde olan Akdeniz meyve sineği 3'lere kadar düştü. Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan 12 ay boyunca bölge illerle birlikte mücadelenin yapıldığına değinirken, bakanlık tarafından gönderilen formen tuzakları çiftçilere teslim etti. Üreticilerden Fatma Öztürk, zararlılarla mücadelenin hem kaliteli hem de daha verimli meyve üretmek için önemli olduğunu söyledi. Üreticilerden Erdemli Ziraat Odası Meclis Başkanı Hasan Topçu'da biyolojik mücadeleyle hem üründen zarar etmeyeceklerini hem de özellikle Akdeniz Meyve Sineği ile mücadele de çiftçinin parasının cebinde kalacağını ifade etti. VALİ PEHLİVAN: “NARENCİYEDE TÜRKİYE’NİN BAŞKENTİYİZ” Mersin'in adeta narenciyenin başkenti durumunda olduğuna dikkat çeken Vali Ali Hamza Pehlivan," Özellikle meyve üretiminde Türkiye'de birinci sıradayız. 3.6 milyon ton yıllık meyve üretimimiz var. Bunun üçte ikisini narenciye teşkil ediyor. Özellikle limon üretiminde yüzde 50'sini Mersin karşılıyor. Geçtiğimiz yıllarda baş gösteren ve sert çekirdekliler de başlayan Narenciyeyi de etkileyen Akdeniz meyve sineğine yönelik bir mücadele başlatmak gerekiyordu. Kısa, orta ve uzun vade de yapılacakları belirledik ve bir eylem planı oluşturduk" diye konuştu. "ÖNEMLİ BİR MESAFE ALINDI" Hem meyve bahçelerinde atık meyvelerin bulunduğu yerlerde, ahır atıklarının olduğu yerler ile çöplüklerde ilaçlama ve takip çalışması yapıldığına değinen Vali Pehlivan, bu sayede tuzaklarda ölçümlerde yoğunluğu 32'lerde olan Akdeniz meyve sineğinin 3-4'lere kadar düştüğünü kaydetti. Başta Adana ve Hatay olmak üzere çevre illerle de koordineli bir şekilde çalışmalar yürüttüklerini aktaran Vali Pehlivan," Çünkü entegre bir mücadele gerekiyordu. Bu mücadele çerçevesinde formen tuzaklar ve istasyonlardaki rakamlara göre 30'lara 32'lere çıkmış sayı 2.6'lara kadar düştü. Son zamanlarda yapılan ölçümler de 3 ile 4 rakamlarında. Önemli bir mesafe aldık. Bir yandan kimyasal mücadeleler yapılırken asıl meyvecilikte organik ve kalıntısız, ilaçsız üretimi de teşvik etme anlamında biyoteknik mücadelenin de çok önemli olduğunu müsaade ettik" şeklinde konuştu. "12 AY SÜREN MÜCADELE ŞART" Bu yılda zararlılara karşı mücadeleyi ön gören fenomen tuzaklara da ağırlık verdiklerinin altını çizen Pehlivan," Bu çerçevede 5 bin 600 fenomen tuzak bakanlığımızdan temin edildi, çiftçilerimize ulaştırdık. Burada altını çizmemiz gereken hususlardan birisi bu mücadelenin belirli zamanlarda değil tüm yıl 12 ay esaslı bir mücadele olsun. Akdeniz meyve sineği ve diğer zararlılara karşı başarı elde edebilmek için bunun sürekli olması gerekiyor. Bu konuda kısa zamanda çok önemli bir mesafe aldık. Biz tarım da bir çok alanda ön plandayız. Bunların içinde narenciye olmazsa olmaz bir üretim alanı. Biz rekoltemizin, ürün kalitemizin düşmemesi ve çiftçimizin emeğinin karşılığını bulması için bu mücadelelere devam edeceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.

Hatay'da narenciye topladığı esnada engerek ısıran çiftçi, hayata tutunmayı başardı Haber

Hatay'da narenciye topladığı esnada engerek ısıran çiftçi, hayata tutunmayı başardı

Hatay'ın Dörtyol ilçesi Yeşilköy Mahallesi'nde yaşayan Gani Ayiler, narenciye bahçesinde hasat yaptığı sırada engerek yılanı tarafından ısırıldı. Yılan saldırısının ardından bileğinden bağlanarak hastaneye kaldırılan Ayiler, yoğun bakıma alınarak tedavi gördü. Ancak olayın üzerinden 10 gün geçmesine rağmen hala acı çektiğini ve kolunu oynatamadığını dile getiriyor. “BİLEĞİMDEN BAĞLAMASALAR ZEHİR VÜCUDUMA YAYILIRDI” Olay anını anlatan 53 yaşındaki Gani Ayiler, ailesinin hızlı müdahalesinin hayatını kurtardığını söyledi: "Elimi hemen bilek kısmından bağladılar. Eğer bileğimden bağlamasalar, yılanın zehri tüm vücuduma dağılırdı. arenciye hasadı yaptığımız yer biraz karanlıktı. Yılanı gördüm elimi uzattım ve bir anda elimi ısırdı. Isırması sonucunda aileme seslendim, elimi hemen bilek kısmından bağladılar eğer bileğimden bağlamamış olsalardı yılanın zehri tüm vücuduma dağılırdı. Doktor bey de 'iyi ki bilek kısmından bağlamışlar yoksa zehir tüm vücuda yayılırmış' dedi. Engerek yılanı ısırması sonrasında hem uyuşma hem de sancı çok fazla vardı, yılanın ısırması mermi sıkılmış gibiydi. Elimi bağladıkları için sadece elim uyuştu eğer bağlanmasaydı tüm vücudum uyuşurdu. Yılan soktuktan sonra ben kendimden geçtim ve beni zorlukla hastaneye yetiştirdiler. Hastanede hemen yoğun bakıma aldılar. Beş gün yoğun bakımda kaldım." ifadelerini kullandı. “AĞRILARIM HALA DEVAM EDİYOR” Saldırıdan 10 gün sonra bile ağrılarının sürdüğünü ifade eden Ayiler, kolunu hareket ettiremediğini ve işine dönemediklerini söyledi: "Ağrı halen devam ediyor, elimi kaldırıp indiremiyorum. Dünyadaki en zehirli yılanı engerekmiş. Elimi uzatmamla elimi ısırması bir anda oldu. Yılanın ısırmasıyla bayağı bir ağrı yaptı ve yerde buldukları iple elimi hemen bağladılar. Elimi eğer bağlamamış olsaydılar ne kalp kalırdı ne ben kalırdım. 9-10 gün oldu işe gidemiyorum. Maddi durumum da fazla yok. Altı tane çocuğum var. Kalp rahatsızlığı var bende ve kalbimden üç sefer anjiyo oldum." dedi.

Doğan'dan narenciye üreticilerine çağrı: Faydalı böcek popülasyonunu korumak elimizde Haber

Doğan'dan narenciye üreticilerine çağrı: Faydalı böcek popülasyonunu korumak elimizde

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, narenciye üretim alanlarında yapılan kapama ilaçlamaların, faydalı böcekleri ve doğal düşmanları olumsuz etkilediğini belirtti. Doğan, bu durumun özellikle bölgesel araştırma enstitüleri tarafından üretilen ve doğaya salınan faydalı böceklerin popülasyonunu azalttığını vurguladı. "KAPAMA İLAÇLAMA DOĞAL DENGEYİ BOZUYOR" Başkan Doğan, narenciye ağaçlarının çiçeklenme ve meyve verme dönemlerinde yoğun olarak üreyen faydalı böceklerin, kapama ilaçlamalar nedeniyle zarar gördüğünü ifade etti. Teknik talimatlara uygun olarak genel kapama ilaçlamadan kaçınılması gerektiğini söyleyen Doğan, "Kapama ilaçlamada kullanılan bazı kimyasal ilaçlar, narenciye alanlarındaki doğal düşmanları öldürüyor ve Akdeniz meyvesineği (AMS) mücadelesinde etkili olmadığı bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır" dedi. "AMS MÜCADELESİNDE ALTERNATİF YÖNTEMLER" Doğan, narenciye meyvelerinin olgunlaşma dönemine girdiği bu dönemde AMS zararlısına karşı mücadelede dikkatli olunması gerektiğini belirterek, kapama ilaçlamanın yerini alabilecek alternatif mücadele yöntemleri önerdi. Kitle yakalama tuzakları ve ağaç altı yer ilaçlaması gibi yöntemlerin AMS zararlısına karşı etkili bir mücadele sağladığını belirten Doğan, "Üreticilerimizin bu yöntemleri kullanarak hem zararlılarla mücadele etmeleri hem de faydalı böcek popülasyonunu korumaları mümkün olacaktır" şeklinde konuştu.

Ayhan Barut: Narenciye üretimiyle milyonlarca insanımız geçim sağlamakta Haber

Ayhan Barut: Narenciye üretimiyle milyonlarca insanımız geçim sağlamakta

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Meclis'te güney illeri ve KKTC'deki narenciye üreticilerinin sesinin duyulması çağrısı yaptı. Milyonlarca yurttaşın geçim kaynağı olan narenciyede üretimin ve üreticilerinin desteklenmesini talep eden Barut, ihracatın önündeki engellerin de kaldırılmasını istedi. "Hem Türkiye'de hem da Kıbrıs'ta narenciye üreticilerinin sorunları ve talepleri var” Barut, " Ülkemiz ve yavru vatanımız KKTC'de narenciye üretimi, gıda güvenliğimiz ve ekonomi için hayati önemdedir. Narenciye üretimiyle milyonlarca insanımız geçim sağlamakta, gıda egemenliğimiz de korunmaktadır. Hem Türkiye'de hem da Kıbrıs'ta narenciye üreticilerinin sorunları ve talepleri var" dedi. "Türkiye'de narenciye üretimi ve üreticilerinin desteklenmesini istiyoruz” Narenciye üretimi ve üreticilerinin desteklenmesini, ihracatın önündeki engellerin de kaldırılmasını öneren Ayhan Barut, şunları söyledi: "Üretim maliyetlerindeki artıştan Akdeniz Meyve Sineği başta olmak üzere bütün zararlılarla mücadeleye, ürünlerimizin ederi fiyatlardan satılmasından ihracatın önündeki engellerin kaldırılmasına kadar çok fazla konuyu konuşmamız gerekiyor. Niye konuşacağız? Çünkü doğru çözüm için tartışmamız şart. Hem KKTC'de hem de Türkiye'de narenciye üretimi ve üreticilerinin desteklenmesini istiyoruz. Üretim maliyetlerinin düşürülmesini, çiftçinin desteklenmesini, ihracatın önünün açılarak teşviklerin arttırılmasını bekliyoruz. Tarımsal üretim ve üreticilerimizin sesini duyun, destek olun!”

Mehmet Akın Doğan: Milletvekilleri narenciye üreticilerine sahip çıkmalı Haber

Mehmet Akın Doğan: Milletvekilleri narenciye üreticilerine sahip çıkmalı

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, Ağustos- Eylül aylarında hasadı başlanacak narenciye ile ilgili sulama fiyatlarının artışlarına dikkat çekerek, milletvekillerinin çiftçilere sahip çıkmasını istedi. İlkhaber Gazetesi'nden Bayram BULUT'un haberine göre; Narenciye üreticileri sulama fiyatlarından dertli.  23 yılında Devlet Su İşleri sulama kanallarından 200 dönüm için narenciye sulaması için ödenen rakam 15 bin 684 lira iken, bu rakam 2024 yılında 88 bin 447 liraya yükseldi. Mazottan ilaca, gübreden işçiliğe yüksek girdi maliyetleriyle üretim mücadelesi veren çiftçilerin bu zamla birlikte mağduriyetleri daha da arttı. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, narenciye üretimi yapan çiftçilerin kullandıkları girdi maliyetlerinin yanı sıra kullandıkları su paralarında da ciddi artış yaşandığını anlattı. Bu konu ile ilgili gerekli görüşmeleri her fırsatta yaptıklarını aktaran Doğan, milletvekilleri ile konuyu görüştüklerini belirtti. Bu güne kadar belli başlı milletvekillerinin yanı sıra kimsenin bu sorunları dile bile getirmediğine dikkat çeken Doğan, Adana Milletvekillerine şöyle seslendi; “2023 yılında Devlet Su İşleri sulama kanallarından 200 dönüm için narenciye sulamasına ödediğimiz para 15.684 liraydı. Bu yıl sulama fiyatlarına gelen yeni zamlarla birlikte 88.447 lira ödememiz gerekiyor. Çiftçimiz 2023 yılında hangi üründen para kazandı ki? 2024 yılında narenciye yok denecek kadar az. Çiftçimizin hiçbir ürününe bu kadar zam gelmemişken, Devlet Su İşleri çiftçiyi düşünmeden hesap yapıyor. Çiftçi bu borçları ödeyemez. Sizden Milletvekili olarak çiftçilerimize sahip çıkmanızı istiyoruz.” Adana’nın ülke tarımının başkenti olduğunu vurgulayan Doğan, “Adanalı çiftçilerimizin sorunlarını sizlere iletiyoruz, ancak çiftçimizin sorunlarına yönelik bir cevap dahi alamıyoruz. Adana, ülke tarımının başkenti ve önemli bir şehir olmasına rağmen, milletvekillerimiz tarafından maalesef sahipsiz bırakılıyor. Sorunlarımızı dikkate almanız ve çözüm önerileri ile bizlere destek olmanız umuduyla” ifadelerini kullandı.

Narenciyede rekolte endişesi Haber

Narenciyede rekolte endişesi

Adana’nın narenciye üretiminde önemli rol üstlendiğine değinen İncefikir,” Dünya narenciye üretiminin yüzde 90’ı Türkiye’nin de aralarında bulunduğu Akdeniz Bölgesi’nde yetiştiriliyor. Türkiye, yıllık ortalama 5 milyon ton narenciye üretimi ile dünyada 7’inci ve Avrupa’da ise 2. sırada yer alırken, Adana ili 1.5 milyon tonluk narenciye rekoltesiyle ülkemizin önemli üreticisi konumunda bulunuyor. ADANA 2023’TE ÜRETİMDE BİRİNCİ KENT OLDU İlkhaber Gazetesi'nden Serhat ŞANLI'nın haberine göre;  Bununla birlikte kentte mandalina ve portakalın yüzde 25’i, limonun yüzde 20’si, greyfurtun ise yüzde 75’i üretilirken Adana, 2023 yılında toplam 3 milyon 113 bin ton narenciye üretimiyle Türkiye üretiminin yüzde 40’ını karşılayarak birinci kent oldu.” Sözlerine yer verdi. Narenciye üretiminin zorluklarına dikkat çeken Cahit İncefikir, “Narenciye üretimi kolay değil. Birçok sorunla karşı karşıya kalmakta.. Son yıllarda küresel iklim krizi ile birlikte Akdeniz Meyve Sineği nedeniyle üreticiler dönem dönem sıkıntılar yaşarken, son bir iki yıldır yeni bir zararlı türü olan Narenciye Psillidi çıktı. Üreticilerimiz kolay üretmiyor. Her türlü zorluklarla karşı karşıya kalıyor” diye konuştu. Bu yıl narenciyede yaşanan sorunların rekoltede sıkıntıya neden olacağına dikkat çeken Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir, şu açıklamalara yer verdi; “Adana, adeta narenciyede ülkemizin lokomotifi..  Adana’nın 2023 yılında toplam 3 milyon 113 bin ton narenciye üretimiyle Türkiye üretiminin yüzde 40’ını karşılayarak birinci kent olduğunu belirtmiştik. Bu denli önemli bir olmasının yanında, birçok sorunla karşılaşan üreticilerimiz, yılmadan çalışmakta ve ülke ekonomisine katkı sunmaktadır. Başta gidi maliyetlerinin yüksekliği üreticilerimiz için büyük bir sorundur. Yetmedi, iklimsel sorunlar ile uğraşmaktayız. Bu yıl çiçeklenme dönemi neredeyse geride kaldı ancak çok az çiçek olduğunu görüyoruz. Bunun nedeni öncelikle geçtiğimiz sezon narenciyenin büyük bir bölümü dalında kaldı. Neden? Çünkü öncelikle para etmedi, talep olmadı. Pazar bulunamadı. Ardından toplanması için işçi soruna yaşandı. Yani bahçelerde üretilen ve rekoltenin yüksek olduğu narenciye ürünlerinde tüccarlar ve çiftçiler, ürünlerini hasat edecek işçi bulamadı. Bu sadece Adana için değil Akdeniz Bölgesi’ndeki tüm narenciye üreticileri için yaşandı. Özellikle erkenci türler Pazar bulamadı. Bir yıl çok, bir yıl az rekolte olur. Yani Periyodise dediğimiz bir yıl az, bir yıl olacak. Bu sorunlarla beraber ağaçlardaki meyveler toplanamayınca, büyük bir yük oldu, dinlenemedi. Dolayısıyla çiçeklerin döllenmesi gerçekleşmedi.   İşte meyvelerin toplanamaması yada geç toplanması, ağacın yapısal olarak çalışacağı dönemlerde döllenme yapması sıkıntı yarattı. O bakımdan özellikle erkenci türlerde bu yıl rekoltede düşüş bekliyoruz. Bundan sonra ise önümüzde aşırı sıcakların olduğu Yaz Mevsimi var. Nasıl bir hava olacağını bilemiyoruz. Son yıllarda yaşanan iklim krizi nedeniyle havalardaki anormalliğin meydana getirdiği olumsuz sonuçları hepimiz yaşamaktayız. Önümüzdeki süreçte oluşabilecek aşırı sıcaklar, poyrazlar vs. olumsuz hava koşulları, zaten az çiçeklenme yapan ürünlerde döküm yaratabilir. Yani mevcut görünen rekoltenin daha da düşmesi mümkün. Örneğin geçtiğimiz yıl limon dalında kaldı. Ürün toplanmadığından dolayı ağaçlara ciddi bir yük verdi. Ürünü hasat edilemeyen ağaçlar bu yükün altındayken, Ocak ve Şubat aylarında hava sıcaklıkları eksi dereceleri görmüştü. Ayrıca ürünler satılamadığından dolayı özellikle mayer ve enterdonat türü limonlarda Mart ayına geldiğimizde 10 gün arayla 2 kez ciddi zirai don meydana geldi ve konumuna göre eksi 3 ile eksi 6 gibi soğukları gördük. Bu ağaçlarda çok ciddi deformasyon, yaprak kuruması dal kuruması meydana getirdi. Bir taraftan toplanmayan ürün ağaçlara yük oluştururken, diğer taraftan zirai don ciddi tahribata neden oldu. Kimi üreticilerimiz bahçelerini söktü ve başka ütüne yöneldi. Kimi ise ürünlerini toplatıp imha etti yani fazladan masraf çıktı ancak geliri olmadı. Sonuçta tarım hava koşullarına bağlı bir alan ve ne olacağını önceden görmeniz mümkün değil. Binbir emekle, birçok masrafla hayatını, yıllarını, yaşamından feragat ederek ürünü yetiştiren üreticilerimiz, bu konuda desteklenmeli.. Çünkü ülkemiz ekonomisine katkı sağlayan, bilimsel yöntemlerle ürün yetiştiren üreticimize destek vermek zorundayız. Yoksa belirli bir süre sonra bunları yetiştiremeyecek. Onun için üretim ekonomisini, kamusal çıkarları, tasarrufları, planlı kalkınmayı hedefleyen anlayış bir an önce benimsenmeli, tarım sektörüne yönelik kısa, orta ve uzun vadeli tarımda yapısal sorunlarını gideren planlamalar acil olarak gündeme alınmalıdır. Gıda egemenliği, gıda güvenliği ve gıda güvencesi ülke gündemindeki yerini almalı, kendine yeter üretim için planlamalar yapılmalıdır. Tarımsal üretimde önemli bir işgücü konumunda bulunan geçici, gezici olarak çalışan kadın ve erkek mevsimlik tarım işçilerinin karşılaştıkları sosyal güvenlik, emeklilik vb. sorunlar ile tarımda çocuk işçiliğinin önlenmesine yönelik kalıcı çözümler geliştirilmeli, şehirlerarası nakil ve barınma koşulları dahil üretim sezonu öncesi gerekli önlemler alınmalı, çalışma ve sosyal hayatları ivedilikle iyileştirilmelidir. Çünkü narenciyede işçi sorunu yaşayan üreticiler için bu büyük önem taşımaktadır. Yetiştirilen ürünler toplanamadığında hem ürün bozulacak, hem üretici zarar edecektir. Yerli üretim ve üreticinin korunması gerekir. Bu da somut olarak girdi maliyetlerini düşürmek, destekleri yerinde ve zamanında vermekten geçer. ÜRETİCİLER BAKIMLARI İYİ YAPMALI Burada üreticilerimize seslenmek istiyorum. Üreticilerimiz, bahçelerinin gerekli bakımlarını iyi yapmalı ve gerekli takviye bakımlarını yapmalıdır. Önümüz yaz ve sıcakların zamanı geldi. O bakımdan sulama işini zamanında vermelidir.”

Çamaşır sularınızı çöpe atın! Çamaşır suyundan 10 kat daha fazla etki yaratıyor Haber

Çamaşır sularınızı çöpe atın! Çamaşır suyundan 10 kat daha fazla etki yaratıyor

Uzmanlar evde kullanılan sert kimyasallı temizlik ürünlerinin yerine geçebilecek, doğal bir alternatif öneriyor. Uzmanlara göre, bu doğal malzeme çamaşır suyunun yerini alarak tuvaletleri sadece bembeyaz yapmakla kalmıyor, aynı zamanda mikroplardan da arındırıyor. Üstelik çamaşır suyundan on kat daha güçlü bu malzeme, tuvaletinizi hızla parlatıyor. Temizlikte çamaşır suyu yerine ne kullanılabilir? İşte detaylar… Kimyasalların cilt ve sağlık üzerindeki olumsuz etkileri artık herkesçe kabul edilen bir durum. Bu nedenle, günlük temizlik rutinlerimizde kimyasal kullanımını azaltmak önem taşıyor. Kimyasalsız temizliğin mümkün olduğunu söylemekse kesinlikle doğru! Doğal yöntemlerle de evimizi temiz ve hijyenik tutabiliriz. Nasıl mı? İşte cevabı… Çevreye saygılı alternatiflerle de temizlikte etkili sonuçlar almak mümkün. Banyo ve tuvalet gibi alanlarda doğal temizlik malzemelerinin kullanımı, kimyasallardan kaçınmak isteyenler için öneriliyor. Evinizde ağır kimyasallar içeren ürünlerden uzak durmayı tercih ediyorsanız, bu doğa dostu yöntemleri deneyebilirsiniz. Evdeki temizlik işlemlerinde sert kimyasalları kullanmamak için pratik bir yöntem önerildi. Bu yöntem, çamaşır suyunun yerine geçebilecek, tuvaletleri hem bembeyaz yapacak hem de mikroplardan temizleyecek bir alternatif sunuyor. Artık çamaşır suyuna veda edebilirsiniz; çünkü tuvaletinizi çamaşır suyu olmadan temizlemenin çok daha etkili bir yolu var! EV TEMİZLİĞİNDE NARENCİYE MEYVELERİNİN GÜCÜ! Ev temizliğinde doğal yöntemlere yönelik bir yaklaşım, limon ve portakal gibi narenciye meyvelerinde doğal olarak bulunan sitrik asidi öne çıkarıyor.  Bu organik bileşik, kireç tortularını etkili bir şekilde temizleyerek tuvaletleri bembeyaz yapabilir ve mikroplardan arındırabilir. Çamaşır suyunun aksine, sitrik asit hem çevre dostu hem de temizlikte oldukça güçlü bir alternatif olarak dikkat çekiyor.  Kimya uzmanları, sitrik asidin banyo ve mutfak temizliğinde kullanılan solüsyonların aktif bileşenlerinden biri olduğunu ve metal yüzeylerdeki lekeleri çıkarmada etkili olduğunu belirtiyorlar. Ayrıca, şelatlama özelliği sayesinde sert suların arıtılmasında da kullanılabiliyor.

Soydan: Haber

Soydan: "Narenciye ürünleri 'BELVİT' ile tesise dönüşecek"

Üretken belediyecilik ilkesi ile göreve geldiklerinde önemli projelere imza atacaklarını dile getiren Cumhur İttifakı Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Serdar Soydan, verimli topraklara sahip Mersin’in, narenciye ürünlerini değerlendirme noktasında tesis kuracaklarını söyledi. Soydan, adı vitaminden ilham alınan 'BELVİT' ile çeşitli narenciye ürünlerinin meyve suyu haline getirilmesinin yanı sıra meyvelerin de kurutularak daha değerli hale getirilmesinin planlandığını kaydetti. Soydan, "Okullarda meyve suyu dağıtacağız" Mersin’de binlerce hektarlık tarım arazisinde üretim yapıldığına dikkat çeken Soydan, "Birçok ürünün üretim rekoltesinde üst sıralarda yer alıyoruz. Dolayısıyla toprağı bu kadar verimli olan bir coğrafyada üretken belediyecilik ilkemizle hareket etmemiz gerekiyordu. Biz de BELVİT ile bu ürünleri değerlendirip, hem meyve suyu üretimi yapılmasını sağlayacağız hem de birçok meyveyi kurutarak daha değerli hale gelmesine katkı sunacağız. Ayrıca biz bu ürünlerin sofralarda yer almasının yanı sıra daha yenilikçi bir bakış açısıyla meyve sularını okullarda çocuklarımıza da dağıtacağız” diye konuştu. "Mersin'e değer katmaya devam edeceğiz" Vizyoner projelerle kente değer katmaya devam edeceklerini vurgulayan Soydan, "Biz, yapacaklarımızın her daim arkasındayız. En küçüğünden en büyüğüne bu kentte yaşayan tüm vatandaşlarımız için ayırmadan, ayrışmadan üretmeyi sürdüreceğiz. Çünkü bu değerler Mersinimizin vitrinidir. Bu anlamda kentimizi her alanda lider konuma getirmek durumundayız. Biz Cumhur İttifakı olarak sağlam projelerimiz ile geliyoruz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın” ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.