TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#müteahhid

İLKHABER-Gazetesi - müteahhid haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, müteahhid haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Adana'da müteahhite saldırı: 4 şüpheli yakalandı Haber

Adana'da müteahhite saldırı: 4 şüpheli yakalandı

Adana'da müteahhittin ofisine uzun namlulu silahla saldırı düzenlediği öne sürülen 4 şüpheliden 3'ü tutuklanırken 1'i adli kontrolle serbest bırakıldı. Şüphelilerin saldırı sonrası müteahhidi arayıp, "Ceza kestik 300 bin lira vereceksin" dedikleri iddia edildi. "Evlerinde hafif makineli tüfek ve silah ele geçirildi" Olay, 2 Kasım'da Seyhan İlçesine bağlı Gürselpaşa Mahallesindeki bir sitede meydana geldi. İddiaya göre, Mustafa T. (18) ve arkadaşı Altay B. (23) müteahhit Mevlüt A.'nın ofis olarak kullandığı daireye geldi. Şüphelilerden Mustafa T., uzun namlulu silahla daireye 4 el ateş açtı. Ardından suç ortağı arkadaşı Altay B.'nin kullandığı motosiklet ile bölgeden kaçtı. Şüphelilerin daha sonra cep telefonundan Mevlüt A.'yı arayarak, “Sana ceza kestik, bize 300 bin TL vereceksin” dediği öne sürüldü. Site güvenliğinin ihbarı üzerine bölgeye polis ekipleri sevk edildi. Yaklaşık 50 saatlik kamera görüntülerinin incelemesinin ardından şüphelilerin kimliği tespit edildi. Yapılan detaylı incelemede ekipler şüphelilere yardım eden 2 kişiye de ulaştı. "Müteahhit ofisine saldıran 4 şüpheliden 3’ü tutuklandı" Mustafa T., Altay B. ve bu iki kişiyi evlerinde saklayan Hasin Ö. (23) ile Yusuf Ali Ö. (19) operasyonla yakalandı. Şüphelilerin kendi ve saklandıkları evde yapılan aramada uzun namlulu silah, ruhsatsız tabanca, uzun şarjör, 104 mermi, çelik yelek ve olayda kullanılan motosiklet ele geçirildi. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Mustafa T., Altay B. ve Hasin Ö. çıkarıldıkları mahkemede tutukladı, Yusuf Ali Ö. ise adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Depremde yıkılan apartmanın müteahhidi, suçu yan binaya attı Haber

Depremde yıkılan apartmanın müteahhidi, suçu yan binaya attı

Hatay'da 6 Şubat 2023'te meydana gelen depremde yıkılan ve 12 kişinin hayatını kaybettiği Fuat Seçkin Apartmanı'nın yıkılmasıyla ilgili yürütülen soruşturmada biri tutuklu, beş sanık hakkında dava açıldı. Müteahhit S.Y. ve şantiye şefi E.Ç., binanın yıkılmasında birbirlerini ve binaya yapılan eklemeleri suçladı. Müteahhit: "Yan Binanın Üzerine Düşmesi Sebebiyle Yıkıldı" Tutuklu müteahhit S.Y., Fuat Seçkin Apartmanı'nın yan binanın üzerine düşmesi nedeniyle yıkıldığını savundu. "Bahse konu bina, yan binanın üzerine düşmesi sebebiyle blok halinde yan yatmıştır, hiçbir kolon ve kiriş zarar görmemiştir. Binanın yıkımında Parlar Apartmanı'nın üzerine göçmesinin etkisi vardır," dedi. Ayrıca, binanın yıkılmasında babasının sonradan yaptığı eklemelerin etkisi olmadığını belirtti. Şantiye Şefi: "Projede Olmayan Eklemeler Binanın Dengesini Bozdu" Tutuksuz sanık şantiye şefi E.Ç., binanın yıkılmasının asıl nedeninin müteahhidin babası M.A.Y'nin projede olmayan eklemeler yapması olduğunu söyledi. "Projede olmamasına rağmen müteahhidin babası M.A.Y, çatı katını kapatarak burayı normal daireye dönüştürdü. Ayrıca müteahhidin zemin katta bulunan ofisinde asma katla arasındaki merdivenin yeri değiştirildi. Bu nedenle sonradan yapılan eklemeler sonucu binanın bütün dengesi bozulmuştur," ifadelerini kullandı. İddianame ve Bilirkişi Raporu Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı Deprem Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturma sonucunda, tutuklu müteahhit S.Y. ile tutuksuz sanıklar şantiye şefi E.Ç., yapı denetim firması yetkilisi Ş.H., proje ve uygulama denetçisi C.T. ve inşaat mühendisi S.S. hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis talebiyle dava açıldı. İddianamede yer alan bilirkişi raporuna göre, binanın taşıyıcı elemanlarının 2007 deprem yönetmeliğine göre gerekli dayanım şartlarını sağladığı, ancak bazı döşemelerin yetersiz kalınlıkta olduğu belirtildi. Raporda, asma ve zemin kattaki taşıyıcı elemanların kesme, eğilme ve burulma dirençlerinin yetersiz olduğu ve binanın yıkılmasına neden olduğu ifade edildi.

Ebrar Sitesi müteahhitlerinden Tevfik T; Haber

Ebrar Sitesi müteahhitlerinden Tevfik T; "Ben öğretmenim, inşaattan anlamam, ne ile suçlandığımı anlamış değilim"

Ebrar Sitesi’nde 109 can kaybıyla en çok ölümün meydana geldiği B Blok hakkındaki duruşma Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşmaya müteahhit Tevfik T.’nin yanı sıra Ahmet D, Atilla Ö, Mehmet Akif Ö., Meliha T., Mustafa T. ve Salih T. sanık olarak yer aldı. Müteahhit Tevfik T., tutuklu bulunduğu Kırşehir’den, Atilla Ö. İle Ahmet D. Ardahan’dan ve Meliha T.’de Antalya kapalı cezaevinden online olarak ifade verdi. ‘Bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme’ suçlamasıyla yargılanan müteahhit Tevfik T. ve diğer sanıklar üzerlerine atılı suçlamaları reddederken; Tevfik T.; ‘Ben öğretmenim. İnşaat işlerinden anlamam’ diyerek kendini savundu. Diğer sanıklar da sorumluluğu Tevfik T.’nin üzerine attı. Tevfik T: "İnşaatları yaparken siteyi yaptıran kooperatiflerin yönetim kurullarında olup imza yetkisi bulunan herkesle beraber hareket ettik. Bu arada zamanın belediye denetim yetkilileri ise site inşaatlarını 15 kez gelip denetledi ve ‘olur’ verdi. Yani ben tek başıma bir şey yapmadım, kararların hepsi yönetim kurullarınca alındı. Ben herkesi ev sahibi yaptım, herkesin gözünde o zamanlar itibar sahibiydim ancak şimdi tek hedef gösterilen ben oldum. Beraatimi talep ediyorum" dedi. Müşteki avukatlarından ve İstanbul’dan gelerek duruşmaya katılan Şuayip Bolat, kendisinin de bir yakınının başka bir blokta depremde hayatını kaybettiği belirterek duruşma sonrası açıklama yaptı. Av. Bolat, "En az 8 katlı 22 bloktan oluşan Ebrar Sitesi'nde 18 bloğun yıkılması sonucu yaklaşık bin 400 kişi hayatını kaybetti. Yıkımın ve can kaybının bu kadar büyük olmasının ana nedenleri; çoğu müteahhidin aç gözlü olması, rant peşinde koşması, depreme dirençli konut inşa etmemesi, mevzuata uymaması, malzemeden çalması, zemini uygun olmayan alüvyonlu arazinin imara açılması, zemin koşulları esas alınarak bina yapılmaması, zeminin taşıyamayacağı kadar çok katlı binalara imar izni verilmesi, zemin etüdü olmayan bloklara ruhsat verilmesi, zemin etüdü yapılmadan statik proje yapılması, malzemenin yetersizliği, yapı denetim firmaları ve Belediyeler, Çevre Şehircilik ve İklim değişikliği bakanlığı ve AFAD tarafından yeteri kadar denetleme yapılmaması ve hukuka ve bilimsel verilere aykırı olarak ruhsat verilmesidir. Buna istinaden müştekilerin, mağdurların yetkililer tarafından yanıtlanmasını beklediği birçok sorun ve soru mevcuttur. Ebrar Sitesi soruşturma dosyalarındaki bazı evraklar eksik, binaların ruhsat evrakları yok. Binanın tadilat görüp görmediğine ilişkin evraklar yok, bazı dosyalarda bir yıla yakın süre geçmesine rağmen sorumlular tespit edilmemiş, olay aydınlatılmamış. Bunlar yoksa ilgili kamu kurumları, ilgili mevzuat, yapı denetim firmaları niye var? Bu evraklar nerede? Neden soruşturmalar etkili ve hızlı yapılmıyor? Bilir kişi raporlarında Ebrar Sitesi’nde bulunan tüm binalarda betonun karışımında kırma taş kullanıldığı, betonun elle ufalanabilecek kadar düşük mukavemete sahip olduğu, beton içerisinde hava boşlukları ve segregasyon oluşumları bulunduğu, çimentonun birleştirici özelliğinin düşük olduğu, kolon ve kirişlerin donatı sayısı ve bağlantılarının uygun ve yeterli olmadığı, düz ve nervürlü donatıların yönetmeliklere kanuna aykırı olarak bir arada kullanıldığı ve etiriye kanca açılarının 135 derece olmadığı bilirkişi incelemelerinde belirtilmektedir. Buna rağmen, bazı bilirkişi raporlarında malzemenin yeterli dayanımda olduğu, taşıyıcı sistemin eksikliğinden kaynaklı yıkıma sebebiyet oluşturmayacağı değerlendirmesi nasıl yapılmıştır? Ebrar Sitesi bloklarında yapı ruhsatında alınan projeler tamamlandıktan birkaç yıl sonrasında, sığınaklar "bodrum, zemin ve asma katta bağımsız bölümlerin alanlarının değiştirilmesi ile ilave konut ve işyeri yapılarak Tadilat Yapı Ruhsatları düzenlendiği bilgileri mevcuttur. Binaların taşıyıcı sistemine zarar verilmeden yapılması gereken bu denli büyük düzenlemelerin proje detayları neden bilirkişi raporlarında değerlendirilmemiştir? Ve neden tadilat projeleri dosyada yoktur. Varsa neden müşteki ve müşteki avukatlarıyla paylaşılmamıştır? Bakanlığın sonrasında tekrardan Kahramanmaraş Belediyesi’yle yaptığı mikro bölgeleme çalışmasında Ebrar Sitesi bölgesi zemini problemli alan olarak tespit edildiği halde bilirkişi raporlarında zeminin riskli olmadığı yönünde değerlendirme yapılmıştır. Bu değerlendirmenin yapılan mikro bölgeleme sonuçlarına göre bilirkişi heyeti nasıl bu şekilde değerlendirme yapabilir, sonuç çıkarabilir? Bu projeye nasıl ruhsat verilebilir? Mevcut bloğun bilirkişi raporu değerlendirilmesinde, ondan sonra yapılan komşu parseldeki binanın zemine göre değerlendirilerek nasıl bir neticeye varılabilir? Gelen raporların içeriklerine bakıldığında, hatalı tespitleri içerdikleri, değerlendirmelerinin yetersiz olduğu görülmektedir. Ebrar Sitesi bloklarının bilirkişi raporları değerlendirmesinde Sorumluluk alanları ve kusur dereceleri ciddi farklılıklar taşımaktadır. Bloklarda aynı eksikler hatta bazı bloklarda yıkılmaya neden olacak yetersizlikler daha fazla olmasına rağmen kusur derecesindeki uçurum farklılıklar neye göre belirlenmiştir? Bu durumla ilgili raporları yazan üniversite heyet ve kurullarından açıklama istiyoruz. Ebrar Sitesi’nin bazı bloklarında bazı kamu kurum ve çalışanları asli kusurlu olmasına rağmen gelinen aşamada sorumlu kamu görevlisi ile ilgili verilen soruşturma izni neden yok? Bu davaların müştekileri sevdiklerinin göz göre göre ölüme gittiklerini bilmiyorlardı, zemin sıvılaşma toprak ta gevşeme olduğunu da bilmiyorlardı, binalar müşteki ve müteveffalara satılırken çok sağlam 9 şiddetine dayanır denilerek satılmıştır. Ancak depremin ilk 5 saniyesinde binalar yıkıldı ve sevdiklerine, canlara mezar oldu. Hepimizin bildiği üzere, Ebrar Sitesi müteahhitti olan Tevfik T.'nin sadece 11 davadan sorumlu tutulduğuna ve yedisinden tahliye edildiğini öğrendik. Alınan müşteki ifadelerinden Ebrar Sitesi müteahhidinin Tevfik T. olmasına rağmen sadece 11 davadan sorumlu tutulduğunun öğrenmenin üzgünlüğünü ve kaygısını yaşamaktayız. En az 1400 kişinin ölümünden sorumlu olan bu şahıs sadece 4 davadan tahliye edilmediğinden kaynaklı tutukluluğu devam etmektedir. Bu şahsın, Kamuoyunun öfkesini dindirmek için içeride birkaç ay tutuklu kalmasını kabul edinilebilir bir durum değildir" dedi. Hakkında açılan 11 dosyanın 4’ünde tutukluluğu bulunan müteahhit Tevfik T.’nin bu dosyadan da tutuklanmasına karar verilirken, tüm sanıkların malvarlıklarına tedbir konulması talebi de reddedildi. Tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile müşteki yakınlarını ve avukatları dinleyen mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı 28 Mart 2024 tarihine erteledi. Meydana gelen can kaybı ile deprem sonrasında tüm dünya gündemine gelen Ebrar Sitesi’ni yaptıran kooperatifler 1987 yılında kurulmaya başlanmış, binaların yapımı ise 1994 ila 2001 yılları arasında gerçekleştirilmişti.

Sel felaketinde 17 kişinin öldüğü Ölçer Apartmanı’nın müteahhidine 5 yıl 10 ay hapis cezası Haber

Sel felaketinde 17 kişinin öldüğü Ölçer Apartmanı’nın müteahhidine 5 yıl 10 ay hapis cezası

Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde 11 Ağustos 2021 tarihinde yaşanan sel felaketinde, Ezine Çayı yanında bulunan Ölçer Apartmanı'nın çökmesi neticesinde 17 kişi hayatını kaybetmiş, 3 kişi ise sel sularına kapılarak kaybolmuştu. Olayla ilgili İnebolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma çerçevesinde binanın müteahhidi Mehmet Özkan, 18 Ağustos 2021 tarihinde tutuklanmıştı. İnebolu Ağır Ceza Mahkemesinde hakkında dava açılan müteahhit Mehmet Özkan, 18 Mayıs 2022 tarihinde adli kontrol şartıyla tahliye edildi. İnebolu Ağır Ceza Mahkemesinde, tutuklu sanığın bulunmadığı davada karar çıktı. “Bir suçum yoktur, beraatımı talep ediyorum” Duruşmada konuşan müteahhit Mehmet Özkan, “İddia makamının mütalaasındaki aleyhe hususları kabul etmiyorum. Ben tüm iş ve işlemlerimi, gerekli izinlerimi alarak ilgili raporlara ve kurallara uygun olarak yaptım, bunlara ilişkin raporlar, yönetmelikler ve evraklar dosyada yer almaktadır. Bilirkişi raporunda mimar yoktur, eğer mimar yer alsaydı rapor aydınlatıcı olacaktı, tüm bunlar dikkate alınarak müteahhittin kusuru bulunmamaktadır, biz tüm işlemlerimizi ilgili kurum ve kuruluşlardan aldığımız raporlar, izinler ve projeler ile yapılarımızı inşaat etmekteyiz, tüm yapılan işlemler kurallara uygundur, etrafta yapılan inşaatlarında benzer yöntem ve işlemlerle inşa edildiği görülmektedir. Bu şekilde bir çok kurum binası yapılmıştır. Ölçer Apartmanı taşkından itibaren bölgede gösterilmemiştir, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen rapor 2019 tarihli olup Ölçer Apartmanının tamamlandığı tarih ise 2017 yılıdır. Fazladan inşaat yapıldığı isnadı da belediye başkanlığının yazısına göre doğru değildir. Ülkemizde sel ve taşkın yönetmeliği de bulunmamaktadır. Bina projeye uygun inşa edilmiş olup beton değerleri fazlasıyla şartları sağlamakta, demirinde eksiklik olmadığı görülmektedir. Tüm saydığım bu hususlar nezaretinde beraatımı talep ediyorum” şeklinde konuştu. “Suçluların cezalandırılarak örnek teşkil etmesini istiyoruz” Duruşmaya katılan mağdurlardan İzzet Özdoğan, yaklaşık iki yıldır davanın sürdüğünü belirterek, “Acılarımız çoğalıyor. Acılarımızın hafiflemesi için suçluların en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz, suçluların hiçbirini suçlarını kabul etmemekte, suçlu biz miyiz diye kendime soruyorum” dedi. "Bir an önce suçluların cezalandırılmasını istiyoruz" Yakınlarını kaybeden Orhan Kuş ise ihmal olduğunu düşündüklerini ifade ederek, “Çocuklarımız yardım istiyorlar, ev yıkılana kadar kimse yardımcı olmuyor, ikincisi bina sağlam diyorlar, yanındaki binalar sağlam dururken bizim binamız nasıl yıkıldı. Bina yıkıldıktan sonra yardıma biz gidiyoruz, bizden sonra geliyorlar, bir an önce suçluların cezalandırılmasını istiyoruz, örnek teşkil etmesini istiyoruz” diye konuştu. Sanıklar hakkında karar açıklandı Tarafları dinleyen mahkeme heyeti, Cumhuriyet Savcısının mütalaası doğrultusunda kararını açıkladı. Mahkeme heyeti, sanıklar Mehmet Özkan’ı, Ahmet Ersöz’ü, Levent Mutlu’yu, Salim Terzi’yi ve Şadi Yıldırım’ı ‘taksirle öldürme’ suçundan suçlu bularak 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sanıkların cezası, yargılama sürecindeki davranışları ve verilen cezanın geleceği üzerindeki etkileri göz önüne alınarak 1/6 oranında indirilerek 5 yıl 10 aya düşürüldü. Sanıklara uygulanan adli kontrol şartlarının da kaldırılması kararlaştırıldı. Mahkeme heyeti, İller Bankası personeli olan sanıklar Ahmet E., Birgül S. ve Şükrü A.’nın beraatına karar verirken, ayrıca DSİ 23. Bölge Müdürlüğü personeli olan Yasin D., Osman T., Gökhan G., İbrahim Y., Mustafa Ü., Emre A. ve Mevlüt T.’nin de haklarında başka soruşturmaların yürütülmesi sebebiyle dosyasının ayrı tutularak yargılamalarının devam edilmesini kararlaştırdı.

96 kişiye mezar olan apartmanın müteahhidinden ’beton kanseri’ savunması Video Galeri

96 kişiye mezar olan apartmanın müteahhidinden ’beton kanseri’ savunması

ADANA (İLKHABER) - Adana’da 96 kişiye mezar olan Alpargün Apartmanı’nın tutuklu müteahhidi Hasan Alpargün adliyeye sevk olurken "Mukadderat" demişti. İlk duruşmada ise, apartmanın betonlarının kanser olduğunu öne sürdü. 6 Şubat’ta Pazarcık merkezli 7,7 büyüklüğündeki depremde hasar alan ve Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğündeki sarsıntıda yıkılan Çukurova ilçesi Güzelyalı Mahallesi’ndeki Alpargün Apartmanı, 96 kişiye mezar olmuştu. Apartmanın müteahhidi ve teknik uygulama sorumlusu Hasan Alpargün hakkında "Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi. Adana 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde Hasan Alpargün’ün ilk duruşması sabah saatlerinde başladı. Alpargün yaptığı savunmada, "Denetimin ardından gereken tüm ruhsatlar ve son olarak iskan alındı. Hiç eksik malzeme kullanmadım. Adana’da o dönem 3 büyük deprem oldu. Bu depremlerde binamız hasar almadı. Aradan 26 yıl geçti. 6 Şubat’ta büyük, şiddetli bir deprem yaşandı. Binanın yıkılma sebebi ilk olarak bu şiddettir. Diğer neden ise yağmur, güneş enerji depolarının akıntıları ve su deposunda yaşanan sızmalar sonucu betonun içerisine işleyen suların beton kanserine neden olmasıdır. Ayrıca su demirlere de zarar vermiştir" sözlerine yer verdi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne, yaşanan depremlerden sonra her depremzede gibi uzaklaşmak için gittiğini ifade eden Alpargün, "72 yaşındayım. Olayın şokuyla travma yaşadım. Her depremzede gibi uzaklaşmak istedim. Kaçmak için gitmedim zaten amacım o olsa başka yere giderdim. Arandığımı öğrenince gidip, bizzat polise teslim oldum. 40 yıldır bu işi yapıyorum. İnsanları hep mutlu etmeye çalıştım. Hastalıklarımdan dolayı cezaevi şartlarında zorlanıyorum. Suçsuzum, tahliyemi istiyorum. Bilirkişi raporundaki karot örnekleri hatalıdır. Gereken itirazları yaptık. Benim de orada arkadaşlarım öldü. Bugüne kadar Adana’da yüzlerce konut inşa ettim. Hiç şikayet almadım" diye konuştu. Sanığın ardından duruşmaya katılan müştekilerin ifadeleri dinlendi. Müştekiler, apartmandaki daireler veya iş yerlerindeki kolon kesme iddialarının asılsız olduğunu, yapımda kullanılan malzemeler nedeniyle enkazın kum yığını halini aldığını ve Hasan Alpargün’den şikayetçi olduklarını belirtti. Öte yandan, sanık Alpargün yaptığı savunmada yakınlarının kaybedenlerin maddi zararını karşılayacağını söyledi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.