‘Deprem, Moloz, Çevre’ Paneli Adana’da gerçekleştirildi
Bayram BULUT
ADANA (İLKHABER) - 6 Şubat’ta yaşanan 11 ili kapsayan deprem sonrası artı ve eksilerin masaya yatırıldığı ‘Deprem, Moloz, Çevre’ paneli Adana Büyükşehir Belediyesi tiyatro salonunda gerçekleştirildi. Panelde konuşan Adana Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanı Deda Büyüköztürk, Adana’da depremde yıkılan binaların enkazlarından en fazla 3 kişinin canlı çıktığını söyledi.
Adana’da deprem, moloz ve çevre konulu panel düzenlendi. Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda düzenlenen panelde “Deprem-Moloz-Çevre” panelinde detaylı bilgiler verildi. Moderatörlüğünü Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Selahattin Menteş ve Çukurova Öğretim Elemanları Derneği Başkanı Doç Dr. Sedat Gündoğdu’nun yaptığı panele konuşmacı olarak ise Adana Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanı Deda Büyüköztürk, İMO Adana Şube Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Uncu, Çukurova Tarım ve Çevre Derneği Başkanı Doç Dr. Meral İncesu, Mimar Sinan Üniversitesi’nden Öğretim görevlisi Aslı Odman, Hatay Barosu Yönetiminden Avukat Ecevit Alkan yer aldı.
ADANA’DA 11 BİNA DEPREMDE YIKILDI
Panel açılış konuşmasını Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Selahattin Menteş yaptı. Panel hakkında bilgiler veren Menteş, 11 ili etkileyen depremlerle ilgili de görüşlerini aktardı. Adana Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanı Deda Büyüköztürk’te 11 ili etkileyen depremlerle ilgili görüşlerini paylaştı. Adana’da belediye olarak yaptıkları çalışmaları ve moloz arasından çıkan eşyaların muhafaza işlemleri hakkında bilgiler veren Büyüköztürk, “Adana'da 11 bina yıkıldı sonra ise acil yıkılması gereken 5 binamız daha ortaya çıktı. Bunlar da yıkıldı. İlk andan itibaren başkanımız ve tüm ekibimizle birlikte sahada yer aldık. Hatta başkanımız ilk gün Samandağ'daydı. Hatay'daydı” dedi.
ADANA’DA 530 VATANDAŞ HAYATINI KAYBETTİ
Adana’da depremde yıkılan binaların enkazından az sayıda canlının çıkmadığına dikkat çeken Büyüköztürk, “ Yıkılan binalarımızın altından üç ten fazla canlı çıkmadı. 530 vatandaşımız hayatını kaybetti. Biz Adana Büyükşehir Belediyesi olarak biraz daha profesyonel ve biraz daha bilimsel olarak çalıştık. Bizler daha önce kullandığımız Rüzgarlı Tepe ve diğer döküm sahamızı kullandık. Şartlara uygun hazırlanmış döküm sağlarımızdı. Şimdi yıkılacak binalar içinde bir yer belirledik. İzolasyon çalışmalarını yapıyoruz. Şu anda 8 bin binanın yıkılması gündemde” ifadelerini kullandı.
YIKILAN APARTMANIN MOLOZLARI AYRI AYRI BEKLETİLİYOR
Tüm apartmanların eşyalarını ayırdıklarını işaret eden Büyüköztürk, “Yıkılan binaların tümünü apartman apartman ayırdık. Hepsinin eşyalarını ayırdık. Şu an hala saklıyoruz. Hiçbir apartmanın molozunu diğerine karıştırmadık. Ayrıştırma esnasında her şeye özen gösterdik. Çalışma alanlarımızda hiçbir şekilde toz olmamasına çalıştık. Tamamen engelleyebilmek mümkün değildi. Adana sıcak bölge olduğu için sadece bir apartmanımızda izolasyon kullanılmıştır. Biliyorsunuz izolasyon malzemeleri dayanıklı bir malzeme olduğu için kullanılıyor” şeklinde konuştu.
BÜYÜK ÖZEN GÖSTERİLDİ
Binalarda kullanılan asbestli malzemelerin suya karışmaması için büyük özen gösterdiklerini belirten Büyüköztürk, “Asbestli malzemeler kullanılıyor. Bunların suya karışmaması için büyük özen gösterdik. Üzerlerini kapatma konusunda fikir aldık. Tozlaşmayı önlemeniz halinde üzerine kapatmanıza gerek olmadığını söyledi hocalarımız. Bir makine getirdik. Bütün tozu çeken ıslatarak da tozlaşmayı önledik” diye konuştu.
Apartmanın birinde eşinin liseye giderkenki fotoğrafını tesadüfen gördüğünü anlatan Büyüköztürk, “Ben yaşadığım küçük bir anekdotu paylaşmak istiyorum. Yıkılan apartmanın birinde eşimin fotoğrafını buldum. Eşimin lise fotoğrafıydı. Tesadüfen gördüm. Ölen kişi eşimin liseden arkadaşıymış. Bütün ailesiyle birlikte hayatlarını kaybetmişler enkaz altında. Bu çok acı bir şeydi” dedi.
Deda Büyüköztürk sözlerini şöyle tamamladı;
“Apartmanların enkazlarından çıkan eşyalar ayrıştırıldı. Şu anda depomuza aldık. Bunlar korunuyor. Vatandaş gelip eğer burada bir fotoğrafım kaldı, bir tapum kaldı dediğinde, teslim edecek durumdayız. Biz bunun için koordineli çalıştık. Molozlar çok kolay ayrıştırılmıyor. Bunun içerisinde demiri, camı her türlü atığı var. Özellikle kumaş atıkları, bez atıklar ampuller vardı. Bunlar ayrıştırmamız çok kolay olmadı gerçekten. 3 elemeden geçirilerek ayrıştırıldı.”
ALKAN: YAS TUTMAYA SIRA GELMEDİ
Hatay Barosu’ndan Avukat Ecevit Alkan ise, depremin tam göbeğinde yer alan isim olarak yaşadıklarını anlattı. Gözü yaşlı bir şekilde yaşadıklarını anlatan Alkan, “Deprem oldu evlerimizden çıktık. Binaların çökmüş olduğunu gördük. Yakınlarımızı kaybettik. Öfke aşamasındaydık. Yas tutmaya daha sıra gelmedi, üzülemiyoruz henüz. Öyle ki yardımlar konusunda sıkıntı yaşadık. Molozlar konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Deprem ülkesi olmamıza rağmen hiçbirimizin hiçbir hazırlığı yoktu depremde. Çıktığım zaman eşim ve kızımla birlikte çıktım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Kızıma ne olacak, ben ne olacağım, nereye gideceğimiz konusunda hiçbir fikrimiz, hiçbir planımız yoktu” dedi.
UNCU: MOLOZLAR TARIM ALANLARINA DÖKÜLDÜ
İMO Adana Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Uncu ise, depremler ve binalar hakkında bilgiler verdi. Uncu, molozların ayrıştırılmadan tarım alanlarına döküldüğünü öne sürerek, “Molozlar ayrıştırılmadan tarım alanlarına döküldü. Bunların ilerleyen dönemde sağlığımızı etkileyeceğini düşünüyorum. Bilim ve tekniği kullanarak dayanıklı binalar yaptığımız sürece depremden korkmayız. Çünkü deprem değil, sağlıksız binalar öldürüyor” şeklinde konuştu.
ODMAN: OLUŞAN ASBEST BİR HALK SAĞLIĞI SORUNUDUR
Enkazın biran oluşmadığını, yüzleşilmesi gereken bir durum olduğunu belirten Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Görevlisi Aslı Odman, “Enkaz; bir suç zinciri ile oluştu. Pırıltılı binalar, AVM’ler yapılırken enkaz vardı. Konut arzusu şahlandırılırken bir enkaz vardı. Önce bunun görülmesi lazımdı. Bu moloz değil, hafriyat değil, bunlar afet atığıdır. Bu afet atıklarının nerede depolanacağı çok önemlidir. Çünkü oluşan asbest bir halk sağlığı sorudur. Kanser türleri yüzde yüz oranında asbest kaynaklıdır.”
İNCESU: YAŞAMAYI SÜRDÜRMEK ZORUNDAYIZ
Çukurova Tarım ve Çevre Derneği Başkanı Doç Dr. Meral İncesu ise, “Hepimiz biliyoruz ki deprem; hava, su, yağmur, kar vb. gibi bir doğa olayıdır. İnsanlık tarihi bu doğa olayları ile yaşaya gelmiş ve bunları önleyemeyeceğini öğrenmiştir. Ülke topraklarımızın yüzde 80’den fazlası ve nüfusun yaklaşık 75 milyonu deprem kuşağında yaşamaktadır. Bizler de bu gerçekle yaşamayı sürdürmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
Diğer konuşmacılarında sunumlarını yapmasıyla panel sona erdi.