Adana’da hayvan hakları için yüzlerce kişi sokaklara indi
Adana’da 13 oda ve kuruluş, Türkiye Büyük Millet Meclisi Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda kabul edilen Hayvan Hakları Kanunu kapsamında sahipsiz hayvanları etkileyen yasa değişikliklerine karşı “Büyük Adana Mitingi” düzenledi. Mitingde yapılan ortak basın açıklamasını, Tertip Komitesi Başkanı Sevil Aracı okudu. Aracı, “Sokak hayvanlarının sahipsiz olmadığını haykırmak ve onların yaşam hakkını sonuna kadar savunacağımızı bir kez daha ilan etmek için toplandık,” diyerek tüm canlıların yaşam hakkını korumanın insanlık onurunun bir gereği olduğunu vurguladı.
“Sokak hayvanlarının sahipsiz değil”
Tertip Komitesi Başkanı Sevil Aracı, “Bugün burada, her canın yaşamaya hakkı olduğu bilinciyle, sokak hayvanlarının sahipsiz olmadığını haykırmak için ve yaşam hakkını sonuna kadar savunacağımızı bir kez daha ilan etmek için toplandık” diye ifade etti.
“Yasada değişiklik yapıldıktan sonra şiddet vakaları, kadın cinayetleri, çocuk istismarı dikkat çekici bir biçimde arttı”
Sevil Aracı barınaklarda meydana gelen olumsuzluklara örnek vererek şunları söyledi: “AKP ve MHP milletvekillerinin oyları ile meclisten geçirilen sözde hayvanları koruma yasası, ne yazık ki sokak hayvanlarına karşı yürütülen bir yok etme politikası olarak karşımıza çıktı. Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, birçok şehirde hayvanların sokaklardan toplanıp katledildiğini, barınaklarda hayvanların öldürülerek çöp poşetlerine doldurulduğunu gördük. Hayvanlara yönelik bu şiddet vakalarının tekil, istisnai vakalar olmadığını biliyoruz. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Yasası tartışmaya açıldığı günden beri, toplumdaki bölünme daha fazla keskinleşti ve iktidar yanlılarının tüm “ötekilere” yönelik saldırıları artarak devam etti. Yasada değişiklik yapıldıktan sonra şiddet vakaları, kadın cinayetleri, çocuk istismarı dikkat çekici bir biçimde arttı. Örneğin Adana’da 12 saat içerisinde 6 kadın birden katledildi. Tıpkı kadın cinayetleri gibi, trans cinayetleri gibi, çocuk istismarı gibi hayvana yönelik şiddet de sistematik bir sorundur, hayvan nefreti de, hayvan cinayetleri de politiktir. Biz tüm bu şiddet olaylarının birbiriyle bağlantılı olduğuna inanıyoruz.”
“Deprem bölgesindeki yurttaşların, barınma, temiz, kullanabilir suya erişim gibi en temel sorunları dahi çözülebilmiş değil”
Sevil Aracı, “Hatırlayalım; geçtiğimiz 6 Şubat depreminde, sadece insanlar değil, hayvanlar da göçük altında kaldı, günlerce kurtarılmayı bekledi. Fakat yetersiz ve geç gelen yardım, hem insanları hem de hayvanları enkaz altında yalnız bıraktı. On bir ilde büyük yıkıma neden olan 6 Şubat depreminin üzerinden iki yıla yakın zaman geçmesine rağmen deprem bölgesindeki yurttaşların, barınma, temiz, kullanabilir suya erişim gibi en temel sorunları dahi çözülebilmiş değil. Depremin ardından iktidar, çok uzun bir süre en acil müdahaleleri dahi yapamaz, arama kurtarma faaliyetlerini dahi koordine edemezken halkın imdadına emek ve demokrasi güçleri, ördükleri dayanışma ağı ile yetişmeye çalıştı” şeklinde konuştu.
Aracı, “Yalnızca hayvanlar değil, doğa da bu kâr hırsının en büyük mağdurlarından biridir. Ülkemizin ormanları, kıyıları ve tarım arazileri, sermaye odaklı projelerle talan edilmekte, doğal kaynaklar hoyratça tüketilmektedir. Orman yangınlarıyla yıllardır ağaçsızlaştırılan binlerce hektar alan, yalnızca “müdahale eksikliği” ile açıklanamaz. Yangınların ardından hızla yapılaşmaya açılan bu bölgeler, aslında devletin doğa koruma sorumluluğunu yerine getirmemesi ve yeşil alanların rant için feda edilmesi anlamına gelmektedir. Tüm canlıların yaşam alanlarını yok eden bu talan politikaları, ekosistemlere ve tüm türlerin hayatta kalma hakkına yönelik ciddi bir tehdit oluşturmaktadır” dedi.
“Onların yaşam hakkını savunmak, sadece hayvan hakları meselesi değil, aynı zamanda insanlık onurunun da bir gereğidir”
Sevil Aracı, “Hayvanlar bizim dostlarımız, aynı gökyüzünü paylaştığımız, birlikte yaşadığımız canlılardır. Onların yaşam hakkını savunmak, sadece hayvan hakları meselesi değil, aynı zamanda insanlık onurunun da bir gereğidir. Hayvanlara karşı sürdürülen bu şiddet dalgası, toplumun temel değerlerine, sevgiye, saygıya, adalete zarar vermekte, şiddet, sokak hayvanlarından başlayarak, kadınlara, çocuklara, mültecilere ve doğaya kadar her yere yayılmaktadır. Hayvan haklarını savunmak, aynı zamanda tüm ezilenlerin, kadınların, çocukların, doğanın hakkını savunmaktır. Tüm ezilenlerin, ötekileştirilenlerin, yok sayılanların yanındayız” şeklinde konuştu.
“Şiddeti yaygınlaştıran, türleri ötekileştiren, doğayı katleden politikaların karşısında durmaya devam edeceğiz”
Aracı açıklamasını sonlandırırken Anayasa Mahkemesine çağrıda bulunarak şunları söyledi: “Anayasa Mahkemesi’ne çağrımız nettir: Bu yasa derhal iptal edilmelidir! Şiddeti yaygınlaştıran, türleri ötekileştiren, doğayı katleden politikaların karşısında durmaya devam edeceğiz. Sokakta yaşayan hayvanları bizden koparmak isteyen yasaya karşı, öfkemizi ve bilincimizi daha gür ve daha güçlü örgütlemeye devam edeceğiz! Biz yaşam için, hayvanlar için, tüm türler için, özgür bir dünya için mücadelede kararlıyız. İnsana, doğaya, hayvana ve tüm yeryüzüne özgürlüğü mücadelemizle kazanacağız.”