TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli

İLKHABER-Gazetesi - Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Devlet Bahçeli'den Öcalan'a: Gelsin, TBMM’de konuşsun, terörün bittiğini ilan etsin Haber

Devlet Bahçeli'den Öcalan'a: Gelsin, TBMM’de konuşsun, terörün bittiğini ilan etsin

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’de düzenlenen grup toplantısında Türkiye ekonomisinin zorlu dönemleri geride bıraktığını belirterek, “Türkiye ekonomisi çok şükür şiddetli fırtınayı atlatmıştır,” ifadelerini kullandı. Milli gelirin artışına, cari açık ve dış ticaret açığındaki iyileşmelere dikkat çeken Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi ve ekonomi yönetimine olan güvenini vurgulayarak, “Döviz kuru, faiz ve enflasyon kuşatmasını güç birliği yaparak kıracağız,” dedi. Dar ve orta gelirli vatandaşların asla yalnız bırakılmayacağını da sözlerine ekleyen Bahçeli, enflasyonun tek hanelere ineceğine inandığını ifade etti. "EKONOMİ YÖNETİMİNE GÜVENİMİZ TAM, ENFLASYONU TEK HANELERE İNDİRECEĞİZ" Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi ve ekonomi yönetimine duyduğu güveni dile getirerek, döviz kuru, faiz ve enflasyon gibi sorunlarla mücadelede güç birliği yapacaklarını söyledi. “Enflasyonla mücadele kesintisiz sürmekte ve desteğimiz tamdır. Tek hanelere ineceğine inancım tamdır. MHP olarak yol haritamızı çizmiştik. Elimizden gelen her katkıyı vermeye her çalışmayı yapmaya varız. Bilinmelidir ki Cumhurbaşkanlığı kabinemizin yanındayız, ekonomi yönetimine güveniyoruz. Doğru yolda olduklarını, doğru politikalar ile Türkiye yoluna konulan takozları teker teker kaldırdıklarını görüyoruz. '' dedi. Konuşmasında Türkiye’nin karşılaştığı zorluklara da değinen Bahçeli, “Türkiye’nin çözemeyeceği, altından kalkamayacağı hiçbir sorunu yoktur. Yeter ki isteyelim,” şeklinde konuşarak, Türk milliyetçiliğinin bu süreçteki rolünü ön plana çıkardı. Ayrıca, Türkiye’nin ekonomik sosyal reformlarla büyüyeceğine inandığını belirtti. Bahçeli, toplumda artan kaygılara yanıt vererek, “Gelir dağılımı adaletsizliği canımızı sıkan başka bir olumsuzluktur,” diyerek, halkın refahının artırılması gerektiğini vurguladı. Ekonomik sorunların çözülmesi için atılacak adımlara olan inancını yineleyerek, tüm vatandaşların artan zenginlikten pay almasının mümkün olduğunu ifade etti. BAHÇELİ: ''YENİDOĞAN BEBEKLERİN ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN ÇETELER, İNSANLIĞIN YÜZ KARASIDIR!" ''Narin, sıla, ikbal ve Ayşenur evlatlarımız en ağır saldırılara maruz kalarak hayatlarını kaybetmişlerdir. Tüyleri diken diken eden caniliklerin sırayla kurbanı oldular. Milletimizin içinden barbarların çıkması çelişki gibi algılansa da böylesi sapıklar her toplumun ortak şikayetidir. Yenidoğan bebekleri 8 bin lira sgk'dan para alabilmek için yoğun bakımda tutup ölümlerine neden olan, insanın aklına getiremeyeceği, kalbinin kaldıramayacağı yöntemleri kullanarak cinayet işleyen yaratıklar insanlığın yüz karasıdır. Bu çete denilerek dünyaya gelen her bebeğe haksızlık yapılıyor. Bunlar tıbbi artık ve kana susamış çete güruhudur. Bir insan daha fazla nasıl alçalabilir. Para için bebekleri ölüme mahkum eden, bunu güle oynaya yapan namussuzlara verilecek olan hangi ceza yürekleri soğutabilir, hangi ceza adaletin tecellisini sağlayabilir. Bu olaylar geçiştirilecek bir konu değildir.'' Devlet Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar ise şöyle: "BUGÜNDEN SONRA TARİHİN AKIŞI DAHA FARKLI OLACAKTIR" "Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ve kurtuluş fikri olan Türk milliyetçiliğinin tarihin kaygan ve kaypak zemininde sağlam ve sağduyulu duruşun adresi olarak varlığını güçlü şekilde ibra ve ibraz etmesi artık kaçınılmaz aşamaya gelmiştir. Belki bugünden sonra tarihin akışı daha farklı olacaktır. Belki bugünden sonra ülkemin şafağı bir başka sökecektir. Belki bugünden sonra Türkiye'nin prangaları tamamıyla kırılacaktır. Türk ve Türkiye yüzyılı yürüyüşüne hız vermenin zamanıdır. Bugün kitabın ortasından ve hiçbir yoruma ihtiyaç bırakmayacak nitelikte konuşacağım. Muazzez milletimizin ayak bağlarını kalıcı olarak çözmenin kim bilir belki de ilk adımını atmış olacağım." "ENFLASYONLA MÜCADELE DESTEĞİMİZ TAMDIR" "Türkiye'nin çözemeyeceğiz, altından kalkamayacağı hiçbir sorunu yoktur. Bunlardan birisi olan Türkiye ekonomisi çok şükür şiddetli fırtınayı atlatmıştır. Enflasyon ve hayat pahalılığı her insanımızı haklı olarak rahatsız etmektedir. Bu konudaki şikayet ve sızlanmaları ortadan kaldırmak başlıca görevimizdir. Bunun yanı sıra gelir dağılımı adaletsizliği canımızı sıkan başka bir konudur. Enflasyonla mücadele kesintisiz sürmektedir ve desteğimiz tamdır. Enflasyon rakamının tek hanelere gerileyeceğine inancım ve itimadım tartışmasızdır." "HER İNSANIMIZ EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALACAK" "Her vatandaşımızdan bir bahaneyle 750 lira almak yerine tüm vatandaşlarımıza artan zenginlikten hakkaniyetli pay veren bir Türkiye'ye ulaşmak hayal değil, ulaşılacak bir hedeftir. Emek ve alınteri bizim vazgeçilmez değerimizdir. Her insanımız emeğinin karşılığını alacak, evini huzur içinde geçindirecek, borç kıskacına düşmeyecek, zorunlu harcamalarını endişesiz karşılayacaktır. Aziz milletimin ve tarihin huzurunda diyorum ki bu hedefleri gerçekleştirmek sadece boynumuzun borcu değil, siyasi ve insani şeref kurumuzdur. Yapacağız, başaracağız. Cumhur İttifakı olarak hayat pahalılığını bitireceğiz. Kayıt dışılığa neşter vuracağız. Enflasyon canavarının boğazına urganı geçireceğiz. Yapacağız, başaracağız. Dik baş, tok karın ve mutlu yarın amacından asla geri dönmeyeceğiz. Yapacağız, başaracağız. Muhalefetin çizdiği asılsız ve karamsar tabloları başlarına külah diye geçireceğiz. Yapacağız, başaracağız. Kişi başına düşen milli geliri 25 bin dolara çıkmış lider ülke Türkiye'ye hep birlikte ulaşacağız. Çılgın Türklerin neler yapacağını tüm dünyaya göstereceğiz." "SAĞLIK BAKANLIĞI VAZİYETE ZAMANINDA MÜDAHİL OLMUŞTUR" "Sağlık Bakanlığı vaziyete zamanında müdahil olmuştur. Görevi suistimal, savsaklama, kötüye kullanma diye bir şey de söz konusu değildir. Teftiş mekanizması gecikmeksizin çalıştırılmıştır. Adli süreç zamanında işletilmiş, polis ve jandarmamız eşgüdüm halinde suçluların peşine düşmüştür. Peki Sağlık Bakanımızın istifasını istemek hangi akla hizmettir? Sağlık alanındaki parlak gelişmeleri karalamak nasıl bir politik angajmanın ürünü, kimlerin talimat ve tembihidir? Yargıya taşınmış ağır ve vahim bir olayı anında istismar etmek, siyasete pervasızca malzeme yapmak, art niyetlilik hatta ahlaksızlık değil midir? Sağlık Bakanımızın istifasını isteyenlerin, bebeklerin hakkını savunmak gibi bir dertleri yokyur. Bunların işleri güçleri yalandır, nifaktır. Sağlık Bakanımızı, İstanbul İl Müdürlüğü görevinden itibaren konuyla ilgili sergilemiş olduğu dürüst, ilkeli, tavizsiz ve sağlam duruşundan dolayı tebrik ediyorum. Bebek katillerinin en ağır şekilde cezalandırılmalarını bekliyor, MHP'yi karalayan, ülkücüleri kötüleyen şerefsiz bir suçlunun tehditleri karşısında üstlendiği görevin itibarını koruyan Cumhuriyet Savcımız Yavuz Engin'i gönülden kutluyor, alnından öpüyor, Allah sayılarını artırsın diyorum." "Türkiye'de güven bunalımı yoktur. Bunayan ve Türkiye'ye cephe olan bulaşık tipler vardır. Alayının hüvviyetleri bellidir. Seçimler zamanında yapılacaktır. Herkes siyasi hesabını buna muvaffık yapmak durumundadır." İSTANBUL BARO BAŞKANI KABOĞLU'NU HEDEF ALDI "İstanbul 1 No'lu Baro Başkanlığı seçimlerinde KHK ile ihraç edilmiş ne idiği belirsiz eski bir CHP milletvekilinin başkan seçilmesi, yaptığı konuşmasında, anayasanın ilk 4 maddesine olumlu manada dokunmayı telafuz etmesi, skandal olmasının ötesinde yeni bir tuzağın kurulduğunu göstermektedir. İçi dışı fitne fesat kumkumasına dönen bu zatın anayasanın ilk dört maddesine nasıl dokunulacağını açıklaması, böyle bir teşebbüs halinde nelerin yaşanıp yaşanmayacağını kokuşmuş ideolojik süzgecinden geçirmesi ikaz ve tavsiyemizdir." ÖCALAN'A: "GELSİN DEM PARTİ TOPLANTISINDA KONUŞSUN" "Şayet terörist başının tecridi kaldırıldırsa Meclis’te DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün bittiğini haykırsın. Bu kararlılığı gösterirse yasal düzenlemenin yapılması ardına kadar açılsın. Adres İmralı’dan DEM’e uzansın, konu ülke gündeminden çıkarılsın. Buna varız, bunu dahi sineye çekmeye hazırız."

Bahçeli: Teröre boyun eğmek acziyet ve teslimiyettir Haber

Bahçeli: Teröre boyun eğmek acziyet ve teslimiyettir

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde gerçekleştirilen "Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı" açılışı öncesinde açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin seçim atmosferinden uzaklaşması gerektiğini belirten MHP lideri Devlet Bahçeli, "Türkiye seçimlerin yüksek gerilimli atmosferinden uzaklaşmalıdır. Yumuşama ve normalleşme çağrıları sözde kalmamalıdır. Hem nalına hem mıhına vurarak ulaşacağımız bir yer yoktur. Milli birlik ve kardeşlik hissiyatının tahkimi, halka halka genişleyen sosyal, ekonomik ve yasal reformların takviyesi, milletimizin taleplerinin temini önümüzdeki asıl gündem konusudur. Türk ve Türkiye Yüzyılı Hedeflerini yakalamak milli yeminimiz olmalıdır. İç ve dış vesayet odaklarının tertip ve tezgâhlarını boşa çıkarmak, Türkiye’yi dipsiz tartışmaların içine sürüklemekten kaçınmak hepimizin mütemadi vazifesidir. Temiz toplum, temiz siyaset, tertemiz ve parlak bir gelecek için yapacaklarımız çok, yavaş hareket etme hakkımız ise yoktur. Herkes şapkasını önüne koyup düşünmelidir. Önce ülkem ve milletim diyorsak netleşmemiz, samimiyet göstermemiz, nerede durduğumuzu gözden geçirmemiz lazımdır" diye konuştu. "Terörist Demirtaş’ın ceza almasına hukuksuzluk demek, itiraz etmek, karşı gelmek devlete ve millete en ağır hakaret olup bunun yumuşama ortamına zarar verdiğini ileri sürmek art niyetlilik, terör seviciliği ve ikiyüzlülüktür" "Bizim kucaklaşma ve uzlaşma vasatımız ülkemizin ve milletimizin baki çıkarları, vazgeçilmez değerler hazinesidir" diye konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, şunları aktardı: "Terörizme boyun eğmek bir uzlaşma veya yumuşama değil, acziyet ve teslimiyettir. Terörü bir hak arama vasıtası görenlere, bunu destekleyenlere makul bakış devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü yok saymaktır, bu zeminde yumuşama, diyalog ve normalleşme diye de bir şey söz konusu olmayacaktır. ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs’ suçunu işlemiş olanlara hoşgörüyle bakmak, dış tehditlerle bağımsız ve tarafsız yargıyı işlevsiz hale sokmanın hesabını yapmak uzlaşma ve yumuşama değil, tükeniş ve altüst oluş demektir. Terörist Demirtaş’ın ve 6-8 Ekim olaylarını azmettiren diğer bölücülerin ceza almasına hukuksuzluk demek, itiraz etmek, karşı gelmek devlete ve millete en ağır hakaret olup bunun yumuşama ortamına zarar verdiğini ileri sürmek art niyetlilik, terör seviciliği ve ikiyüzlülüktür. Mesele milli ve manevi değerlerde uzlaşmaktır. Yumuşama beklentimiz usulde değil üslupta olmalıdır. Usul esasa mukaddemdir, yani usul esastan önce gelmektedir. Özellikle muhalefet partilerinin arayışı usulde bir yumuşama ise muhataplarını uyarıyorum ki, böylesi bir yumuşama yıkıma çanak tutmak, krizlere ortam açmak, hukuk devletinin surlarında gedik açmak demektir ve mutlak butlanla batıldır. Kutuplaşmayı besleyenler bellidir. Karamsarlık ortamını canlı tutmak için el ovuşturanlar berrak şekilde karşımızdadır. Yeni anayasa çağrılarına kulak tıkayıp, önce yürürlükteki anayasaya uyma şartını masaya koyanlar, ilave olarak Cumhurbaşkanımızın bir kısım tasarrufunu, 31 Mart’tan sonra gelişen diyalog ve normalleşme anlayışına uygun düşmediğini iddia edenler alışkın oldukları bulanık havayı tekrar tesis etmek için fırsat kollayan tatlı su kurnazlarıdır. Siyasette yumuşama pek tabii sürekli ve sürdürülebilir boyutlara tırmanmalıdır. Aksini düşünmek sorumsuzluktur. Ancak yumuşama kisvesi altında yumuşakça olmamızı, köşelerimizin törpülenmesini, sesimizin kısılmasını, irademizin kırılmasını hiç kimse beklememeli, böylesi bir tarihi yanlışa da tavsiyem heves etmemelidir. Özellikle altını çiziyorum ki, kumpasçılarla işimiz olamaz. Komplo peşinde koşanlarla ortak noktamız bulunamaz." "FETÖ benzeri hukuk dışı yapılanma ve gayri meşru hiyerarşik sistem kuranlarla asla yolumuz kesişmez" "Devletin içinde, FETÖ benzeri hukuk dışı yapılanma ve gayri meşru hiyerarşik sistem kuran, güç devşiren, pozisyon mücadelelerine girişen, kendi tarikat veya cemaat mensupları dışında kim varsa fişleyip berhava etmek için nifak üreten odaklarla asla yolumuz kesişemez" ifadesini kullanan MHP lideri Bahçeli, şunları söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Devletin, hukukla yollarını ayırdığı anda herhangi bir çeteden farkının kalmayacağı bilinen bir husustur. Yönetimde istikrar sağlanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Kabinesi görevinin başındadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi müessirdir ve dört başı mamur şekilde çalışmaktadır. Hiç kimse kendisine güç vehmetmemeli, karanlık senaryolarla, sipariş talimatlarla, gizli tanık ifadeleriyle, üstlendiği görevi kötüye kullanmak suretiyle iç huzur ve barış ortamımızı zedelemeye kalkışmamalıdır. Eğer bu kalkışma olursa, buna cüret edenlerin başı mutlak surette ezilmeli, bağ ve bağlantılarının, devlet, toplum ve medya içindeki uzantılarının tasfiyesi, tecridi ve tecziyesi acilen sağlanmalıdır. Mevzu bahis konu, devlet ve milletin istikbali ise hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır. Terörist Demirtaş’ın, Sorosçu Kavala’nın ve Gazze politikasının rövanşını almak amacıyla iç işgal cephesinde konuşlananları dürte dürte harekete geçirenlere meydanı boş bırakmayacağız. Dahası onlara dünyanın kaç bucak olduğunu da göstereceğiz. Atalarımızın dediği üzere, düşman karınca bile olsa, kendimizi merdane tutacağız. Doğruları söylemekten hiç korkmayacağız." FETÖ ve FETÖ benzeri yapıların devlet içinde feodal ve imtiyazlı alanlar oluşturmalarına kesinlikle müsaade etmeyeceklerini belirten Bahçeli, bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanında olduklarını ifade etti. "Sadece kapımız değil kalbimiz de her vatandaşımıza açıktır" MHP belediyeciliğinde haysiyet ve huzurun hakim olduğunu söyleyen Bahçeli, "Sadece kapımız değil kalbimiz de her vatandaşımıza açıktır. Belediye başkanlarımızdan hassaten ricam, üstlendikleri vazifenin hakkını sonuna kadar vermeleridir. Partizanlık bize uzaktır. Kayırmacılık bize yabancıdır. Eş, dost ve akrabaları kollamak, onlara liyakat esaslarını çiğneyerek makam tahsis etmek bizim siyasi ahlakımıza terstir ve aynı şekilde vebaldir. Oy veren oy vermeyen ayrımıyla hizmette tarafgir davranmak bizimle anılamayacak, bizim kitabımızda yazmayacaktır. Yörelerinizdeki her insanımızı bir ve eşit görünüz. Onları Cenab-ı Allah’ın bir emaneti kabul ediniz. Bir selamın bin hatır edeceğini unutmayınız. Tevazuu elden bırakmayınız. Alicenap ve müşfik bir tavrın izinden ayrılmayınız. Büyüklenmek yerine sofradaki ekmeği büyütmek için çaba harcayınız. Şehirlerinizin, beldelerinizin çehresini Türk ve Türkiye Yüzyılına müzahir şekilde güzelleştirip güçlendiriniz. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı gönüller yapmak, gönüller kazanmak, gönüllere girmek için seferdedir" dedi. Belediye başkanlarına tavsiye Belediye başkanlarına görev ve sorumlulukları konusunda tavsiyede bulunan Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: "Belediyenin görev ve sorumlulukları yalnızca imar, su, kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel altyapı sorunlarını çözmek değildir. Belediyenin görev ve sorumlulukları yalnızca; çevre, çevre sağlığı, temizlik, katı atık, zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma, ambulans, şehir içi trafik, defin, mezarlıklar, ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar, konut, kültür, sanat, turizm, tanıtım, gençlik, spor, orta ve yüksek öğrenim yurtları alanlarında iş üretmek, hizmet vermek değildir. Belediye demek insan onuruna, insan şerefine, insanın varlık haklarına sonsuz bağlılık, anlayışlı ve kucaklayıcı muamele demektir. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımızı görmeyen, gözetmeyen, onların yanında olmayan belediye gerçek manada görev ve sorumluluklarını yerine getirmiş sayılamaz. Bizim belediyeciliğimizde insanı bilmek, insanla can beraberi olmak asıldır ve hakimdir. Bugüne kadar Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı yönetimindeki belediyelerde esas ve bağlayıcı husus hep bu olmuştur. Ümit ederim ki, bundan sonra da böyle olacaktır." "Gerekirse 105 yıl önceki adımı bir kez daha atarız, yeniden Kocatepe’ye karargâh kurarız" 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’na ilişkin de konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli, "19 Mayıs, aynı zamanda tam bağımsızlığa giden sürecin ilk halkasıdır. Tarihte her şey ilk adımla başlamıştır. Adımlar birleşip yürüyüş olmuştur. Yürüyüşler gönüllerde yükselip mücadeleyle buluşmuştur. Mücadeleler genişleyip tarihin sayfalarını mühürlemiştir ve bir an gelmiş, o tarih Türk diye okunmuştur. Gün olmuş, o tarih Türk milletinin kahramanlıklarını insanlığın idrakine şakır şakır söyletmiştir. Tam 105 yıl önce Samsun’dan; Milli Mücadele’nin ilk adımı atılmıştır. İşgal ve esarete karşı ilk hamle yapılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk harcı karılmıştır. Türk milleti, Samsun’dan İzmir’e kadar inançla yürümüştür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları Samsun’dan başlattıkları yürüyüşle yorgunluğu ve yılgınlığı aşmışlardır. Vatanımıza göz diken, varlığımıza kefen biçen emperyalist vahşilik ilk cevabını Samsun’dan almıştır. 19 Mayıs; milliyetçi şuurun millet iradesine döndüğü ilk merhaledir. 19 Mayıs; zalime, haine, alçağa, işbirlikçiye yıldırım gibi çarpan Türk’ün kudretli yüzüdür. 105 yıl önce Türk milleti zafere doğru harekete geçmiştir. İlk adım; vatanı sahipsiz, milleti çaresiz sanan bedhahlara karşı var oluş kıyamıdır. İlk adım; bölünmemizi, parçalanmamızı, tarihten silinip gitmemizi amaçlayan müstevlilere ve işbirlikçilere karşı Türk milletinin imanlı cevabıdır. İlk adım; bitmemizi, tükenmemizi, yersiz yurtsuz kalmamızı projelendiren zalimleri İzmir’e kadar kovalayan kahramanlığın şahlanışıdır. Bu şahlanışa hürmet ve hayranlık duyuyoruz. Buna leke sürdürmemek için biz de adımlarımızı sıklaştırıyoruz, biz de 19 Mayıs’ın ruhuyla zillete, rezalete, ihanete, yerli ve yabancı çıkar gruplarına sonuna kadar direniyoruz. Samsun’dan atılan ilk adım devletimizin yol haritası, aziz milletimizin kahramanlık beratıdır. Ne yaparlarsa yapsınlar, Türkiye’yi tarihin gerisine düşürmeye kimsenin gücü de nefesi de yetmeyecektir. Çünkü ilk adımın ruhu maşeri vicdanda hala kor gibi durmaktadır. Gerekirse 105 yıl önceki adımı bir kez daha atarız, yeniden Kocatepe’ye karargâh kurarız. Gerekirse Dumlupınar’a aşkla koşar, namertlere kafa tutarız. Yetmezse soluğu İzmir’de alırız, önümüze kattığımız ne kadar hain, bölünmemizi bekleyen ne kadar şiddet ve şekavet yuvası varsa denize dökeriz. Dün yaptık, yine yaparız. Dün başardık, bir kez daha başarırız. Kendimize güveniyoruz" şeklinde konuştu. Bahçeli, konuşmasının ardından basın mensupları tarafından Ankara İl Emniyet Müdürlüğünde gerçekleştirilen operasyon sürecine ilişkin sorulan soruya, "Çok sağlıklı, dürüst, ahlakça ve milli şuura dayalı bir anlayışla yakından takip ediyoruz" yanıtını verdi.

MHP Lideri Bahçeli: ''31 Mart'ta DEM'lenmiş CHP'nin perdesi kapanmalı'' Haber

MHP Lideri Bahçeli: ''31 Mart'ta DEM'lenmiş CHP'nin perdesi kapanmalı''

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli "31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri kapsamında" yazılı açıklama yaptı. MHP Lideri Bahçeli'nin açıklaması şu şekilde: ''Yeni yüzyılın ilk seçimi 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak, bu kapsamda aziz Türk milleti kutlu iradesini sandığa yansıtacaktır. Türkiye’nin milli varlığı ve milli istikbali için bu seçimler hayati önemde, stratejik değerdedir. Ayırmadan, ayrışmadan, aldatanlara ve ayrılıkçı emellere aldanmadan, elbette demokratik akıl ve ahlakla 31 Mart eşiğinin aşılması en temel arzumuzdur. Güçlü Yasama, Kararlı Yürütme, Uyumlu Belediye” hedefinin bütünüyle gerçekleşebilmesi için artık sayılı günler kalmıştır. Yerel yönetimlere vurulan zillet prangalarının sökülüp atılması sadece bir zaman meselesidir. Adına “kent uzlaşısı” denilen, aslı “PKK ittifakı” olan karanlık oluşumun milli irade marifetiyle çökertilerek ülkemizin önünün açılması mukadder bir akıbettir. DEM’in ve CHP’nin yönetimi altında bulunan belediyelerin kötü ve kötürüm hallerine daha fazla tahammül etmek, sabır göstermek, seyirci kalmak ne mümkün ne de muhtemeldir. DEM’lenmiş CHP’nin perdesi 31 Mart’ta kapanmalıdır Merkezi yönetime hakim olan siyasi ve idari istikrar aynısıyla yerel yönetimlere de sirayet etmeli, Türkiye’miz herhangi bir yol kazasına maruz kalmadan yükselişini sürdürmelidir. 14 ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri önümüzdeki Pazar günü pekişmeli, Türk ve Türkiye Yüzyılı seferberliği güçlü bir ivme almalıdır. Bölgesel ve küresel gelişmelerin karmaşık yapısı, hatta bulaşıcı mahiyetli kaotik seyri Türkiye’nin dikkatli ve uyanık olmasını mecburi hale getirmektedir. Çevremizin terör kuşatmasına alındığı ortadadır 22 Mart 2024 Cuma günü Moskova’daki bir konser salonuna düzenlenen terör saldırısında 139 kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda insan da yaralanmıştır. Müteessir bir hissiyatla Rusya Federasyonu’na taziyelerimizi iletiyor, sivil ve masum insanların canına kast eden kanlı terör saldırısını tüm varlığımla lanetliyorum. Terörizm insanlığın ortak düşmanı olup topyekun mücadele etmek küresel huzur, refah ve güvenliğin teşkili adına zorunluluktur. İleri sürülecek hiçbir bahane, iddia edilecek hiçbir tez ve iddia terörizmin çok boyutlu kumpas ve komplikasyonlarını, bununla mündemiç terör örgütlerinin cinayet ve hıyanet döngüsünü haklı gösteremeyecektir. Hangi coğrafyada sökün ederse etsin, terörün ve bölücülüğün her türü mutlak surette etkisiz hale getirilmelidir. 22 Mart Moskova saldırısını resmiyette DEAŞ-K terör örgütü üstlense de, geniş açıdan bakıldığında bazı ülke ve istihbarat kuruşlarının bu saldırının arka planında rol paylaşımı içinde hareket ettiğini, bundan mülhem bölgesel krizi derinleştirmek amacına matuf sistematik nitelikli tahrik ve tertip ortamını genişletmenin planlandığını ileri sürmek vehim olarak değerlendirilmemelidir. Nitekim benzeri uyarıların geçmişte ülkemizde de yapıldığı gibi,  ABD’nin Moskova Büyükelçiliği’nin 9 Mart 2024 tarihinde, bu ülkede bulunan vatandaşlarını konserler dahil kalabalık alanlardan uzak durmaya çağırması çok dikkat çekicidir. 22 Mart terör saldırısından sonra Rusya Federasyonu yönetimi, Ukrayna’yla olan çatışmaları özel operasyon kavramı yerine düpedüz savaş olarak tanımlamaya başlamıştır. Üçüncü Dünya Savaşı tartışmalarının kızıştığı; Avrupa Rusya, NATO-Rusya savaş söylentilerinin maalesef yaygınlık kazandığı bir dönemde Rusya’nın 11 Eylül’ü olarak tarif edilen terör saldırısı felaket senaryolarına yeni bir halka eklemiştir. Bunun yanı sıra, Karadeniz hesaplaşma sahası olarak görülmekte ve Montrö Antlaşmasının ihlali için kutuplaşan ülkeler sert ve seri şekilde pozisyon almaktadır. Hem ülkemiz hem de dünya için önümüzdeki süreç oldukça riskli ve tehlikelerle doludur. Türkiye’mizin etrafı adeta husumetle örülmüş, hegemonya mücadelesi halinde olan ülkeler ve bunların kiralık cinayet şebekesi olarak kullandıkları terör örgütleri tarafından ihata edilmiştir. Üçüncü Dünya Savaşı ihtimalini telaffuz etmek bile korkunçtur Dünyanın savaşa değil barışa ihtiyacı vardır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Gazze’de ilk defa ateşkes çağrısı yapması bir nebze de olsa teselli vericidir. Mübarek Ramazan ayında, bu ateşkes çağrısına tarafların riayet ederek kalıcı hale getirilmesi, adil ve hakkaniyetli bir barış ortamıyla iki devletli çözümün vasat bulması bölge ve dünya huzuruna muhkem bir destek sağlayacaktır. Belçika’da bir Türk mahallesine bölücü teröristlerin saldırması, bir vatandaşımızın yaralanması ve Ülkü Ocağımızın kundaklanması hainlerin nerelere kadar yuvalandığını açıkça gözler önüne sermiştir. CHP’nin ortakları her yerde Türk vatandaşlarına nefret saçmaktadır Ülkü Ocağımızı yakmaya kalkışan hainler kuşkusuz bu alçak eylemlerinin hesabını mutlaka vereceklerdir. Ocağımızı ateşe verenlerin iki dünyası da cehennem ateşindedir ve sabrımızı test etmeye hiçbir bedhah, hiçbir Türkiye düşmanı cüret etmemelidir. Bu vesileyle Belçika’daki gönül ve kültür elçilerimizi yürekten selamlıyor, geçmiş olsun dileklerimi paylaşıyor, provokasyonlara karşı tedbirli ve sağduyulu şekilde hareket etmelerini bekliyorum. DEM’lenmiş CHP’nin terörist yandaşları Türkiye’nin gücünü ve kudretini tanıyacaklar ve tadacaklardır Bundan kaçış ve kurtuluş yoktur. 31 Mart imtihanından vatan ve millet sevdalıları alınlarının akıyla çıkmalıdır. Bölgesel ve küresel gelişmelerin sarpa sardığı böylesi bir dönemde, merkezi yönetimle yerel yönetimler arasında en küçük farklılık ve uçurum milli bekamız, milli güvenliğimiz ve milli geleceğimiz için öngörülemeyecek sıkıntılar doğuracaktır. PKK ittifakı 31 Mart’ta tasfiye, telin ve tecziye edilmelidir. Türkiye’nin ve Türk milletinin huzuruna, kardeşliğine, güvenliğine, dayanışmasına ve istiklaline pusu kuran, zehir hazırlayan, yıkım için tam yol ileri parolasıyla mesafe alan, demlenip İngiliz mülküyle milliyetçilik taslayan siyasi devşirme ve maşaların kaybetmesi vatan borcu, millet şereftir. Türk milletinin desteğiyle, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin muazzam imkanlarıyla Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefleri birer birer hayata geçecek, hadisata ve tarihin akışına yön verecektir.''

MHP Genel Başkanı Bahçeli’den, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü mesajı Haber

MHP Genel Başkanı Bahçeli’den, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü mesajı

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü nedeniyle sosyal medya hesabından bir mesaj yayımladı. Bilgi ve haberin doğrusunu öğrenmek hem vatandaşlık hakkı hem de insan hakkı olduğunu belirten Bahçeli, “İnsan, kitle iletişim araçları vasıtasıyla devamlı surette kendisini ilgilendiren veya ilgilendirebilecek konularda ya bilgi ya da haber almak ister. Bilgi ve haberin doğrusunu öğrenmek hem vatandaşlık hakkı hem de insan hakkıdır. Gaflara, çarpıtmalara, dezenformasyonlara, kasten atlanılan gerçeklere, yalan iddialara ve yanlış yönlendirmelere tevessül ve teşebbüs etmeyen gazeteciler her zaman saygıyı hak etmektedir. Mesleğinin ahlaki ve etik ilkelerine bihakkın riayet eden, sorumluluk şuuruyla çalışmalarını sürdüren bütün gazetecilerimizin 10 Ocak Dünya Çalışan Gazeteciler Gününü tebrik ediyor, görevini icra ederken hayatlarını kaybeden gazetecilerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler diliyorum” ifadelerini kullandı. Bahçeli, 7 Ekim 2023 tarihinden buyana geçen 94 gün içinde, İsrail’in Gazze’deki seri katliamlarında hayatını kaybeden 112 gazetecinin de acısını paylaştığını, ailelerine taziyelerini sundu. Geçen pazartesi İstanbul Fatih Camii’nde İmam ve cami cemaatine acil şifalar diyen Bahçeli, “Geçtiğimiz pazartesi günü menfur bir saldırıda yaralanan İstanbul Fatih Camii İmamı Galip Usta ile birlikte cami cemaatinden Bilal Erdem’e özellikle şifalar temenni ediyorum. Bu kapsamda alçak saldırganın en ağır şekilde cezalandırılmasının yanı sıra, karanlık bağlantılarının aydınlatılacağına, provokasyon iklimi oluşturmanın arayışında olan mihraklara asla fırsat verilmeyeceğine yürekten inanıyorum” ifadelerine yer verdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.