TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

# Migren

İLKHABER-Gazetesi - Migren haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Migren haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencisi migren ağrılarına doğal çözüm geliştirdi Haber

İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencisi migren ağrılarına doğal çözüm geliştirdi

İstanbul Bilgi Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü öğrencisi Yusuf Sayın, migren hastalarının ağrılarını hafifletmek için geliştirdiği MigRelieve adlı tamamlayıcı tıbbi ürünle dikkat çekti. Mezuniyet projesi olarak sunduğu MigRelieve, sıcak kompres, soğuk kompres ve titreşim terapisi olmak üzere üç farklı mod sunarak migren ağrısını doğal yöntemlerle hafifletmeyi amaçlıyor. 15 dakikalık seanslar halinde çalışan cihaz, hastaların yaşam kalitesini artırmayı ve ilaç bağımlılığını azaltmayı hedefliyor. Yusuf Sayın, İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Özlem Er, Refik Burak Atatür, Suat Batuhan Esirger ve Yetkin Yazıcı’nın danışmanlığında geliştirdiği MigRelieve ile ilgili şunları söylüyor:"Cihazı tasarlarken migren hastalarıyla bireysel görüşmeler yaparak çeşitli rahatlama yöntemlerini inceledim ve kullanıcı analizi yaparak hastaların ihtiyaçlarını belirledim. Doktorlar ve uzmanlarla görüşmeler yaparak migren ağrısının fizyolojik etkilerine göre cihazımı geliştirdim. Mod seçeneklerini, soğuk kompres, sıcak kompres ve ritmik titreşim gibi migren ağrısını hafifletmede etkili olan yöntemlerden seçtim. Tasarımımın ergonomik ve kullanıcı dostu olmasına özen gösterdim." Yusuf Sayın, “Annemin migren ağrılarından yola çıktım” Projeyi tasarlarken annesinin yıllardır yaşadığı şiddetli migren ağrılarından yola çıktığını belirten Yusuf Sayın şunları söyledi: “Annem migren hastası ve onun zor anlarını büyürken gözlemledim, hayattan kopmuş gibi davranıyor ve çok fazla ilaç tüketiyordu. Bu deneyim, annem gibi şiddetli baş ağrısı çeken insanlar için ilaç kullanmadan ağrılarını hafifletebilecekleri ve günlük aktivitelerine devam edebilecekleri bir çözüm bulmayı amaçlayan bir ilham kaynağı oldu.” Sayın, önümüzdeki dönemde mühendislerle ve doktorlarla işbirliği yaparak MigRelieve’i ticarileştirmeyi arzu ettiğini belirtti. Özlem Er, “Tasarım süreci boyunca da bu kişilerden geribildirim almaya devam ediyorlar” Proje danışmanlarından İstanbul Bilgi Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü Başkanı Prof. Dr. Özlem Er, “İstanbul Bilgi Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü Bitirme Projeleri’nde öğrencilerimiz kendilerinin tespit ettikleri problemlerin çözümlerine yönelik tasarım önerileri geliştiriyor. Bizler ders yürütücüleri olarak onları araştırmaya ve doğru sorular sormaya yönlendiriyoruz. Her öğrenci kendi tespit ettiği problem alanında bilgisi olan, söz konusu problemi bizzat deneyimleyen kişilere ulaşıyor, onlardan bilgi ve görüş alıyor. Tasarım süreci boyunca da bu kişilerden geribildirim almaya devam ediyorlar” dedi.

Prof. Dr. Neyal: Her yaşta ortaya çıkabilen migren toplumda çok sık görülmektedir Haber

Prof. Dr. Neyal: Her yaşta ortaya çıkabilen migren toplumda çok sık görülmektedir

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Münife Neyal, her yaşta ortaya çıkabilen migrenin toplumda oldukça sık görüldüğünü söyledi. Prof. Dr. Neyal, migrenin, ataklar şeklinde gelen, kendine özgü belirtileri bulunan baş ağrısı dönemleri ile karakterize bir durum olduğuna dikkat çekti. “Ağrının geldiğini haber veren belirtiler vardır” Migrenin kişisel yatkınlık zemininde ortaya çıktığına ve başka bir hastalığa bağlı olmadığına vurgu yapan Prof. Dr. Neyal, “Çoğu hastada ağrı başka bir uyarı olmaksızın başlar, ancak bazı hastalarda ağrı başlamadan önce ortaya çıkar. Ağrının geldiğini haber veren belirtiler vardır” dedi. Migren tanısının hastadan alınan tıbbi öykü ve muayene ile konulduğunu belirten Prof. Dr. Neyal, “Ağrının ne kadar zamandır olduğu, ataklarla gelip gelmediği, sıklığı, bir atağın süresi, ağrının karakteri, başladığı bölge, başlama, ilerleme ve sonlanma özellikleri, ağrıyla birlikte bulunan durumlar, ortaya çıkmasını kolaylaştıran faktörler gibi birçok özellik ağrının migren özelliklerine sahip olup olmadığını gösterir” değerlendirmesini yaptı. “Erken dönemde ilaç alınmamışsa sonraki saatlerde zonklayıcı karakter kazanır ve çok şiddetli hale gelir” Migren ataklarında ağrı başlarken hafif veya orta şiddette olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Neyal, şu şekilde devam etti: “Erken dönemde ilaç alınmamışsa sonraki saatlerde zonklayıcı karakter kazanır ve çok şiddetli hale gelir. Eğilmek, kalkmak, öksürmek, başı sallamak gibi herhangi bir fiziksel aktivite yapılması baş ağrısını çok şiddetlendirebilir. Kişiler bunu bazen ‘öne eğildiğimde beynim dışarı akacak gibi hissediyorum’ şeklinde ifade ederler. Ağrı aynı kişinin farklı ataklarında bazen sağ, bazen soldan olmak üzere tek taraflı başlayabilir.” “İlaç alınmamış bir atak dönemi en az 4 saat en çok 72 saat sürer ancak büyük çoğunlukla 24 saati aşmaz” Ataklarda ışık ve sesten aşırı rahatsız olma, bulantı veya kusma da görüldüğünün altını çizen Prof. Dr. Neyal, şu bilgileri paylaştı: “Kokulara karşı şiddetli duyarlılık olabilir. Huzursuzluk, iştahsızlık, isteksizlik, hareketlerin beceriksizleşmesi, bağırsak hareketlerinde değişiklikler, dikkat dağınıklığı, konuşurken doğru kelimeleri bulmada zorluk gibi farklı belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtilerin her hastada hatta aynı kişinin bütün ataklarında ortaya çıkması gerekmez. İlaç alınmamış bir atak dönemi en az 4 saat en çok 72 saat sürer ancak büyük çoğunlukla 24 saati aşmaz.” “Baş ağrısının sıklığı, şiddeti ya da karakteri değişirse mutlaka bir nöroloji uzmanına başvurmak gerekir” Migren atağının ortaya çıkmasını kolaylaştıran durumlara değinen Prof. Dr. Neyal, sözlerini şu şekilde devam etti: “Açlık, uyku düzen değişiklikleri (Alışılandan az ya da çok uyumak), parlak ışıklar, ağır kokular gibi şiddetli duyusal uyaranlara maruz kalmak, sigara içmek veya içilen ortamlarda bulunmak, raf ömrünü uzatan bazı maddeleri barındıran yiyecek ve içecekler, alkol (Özellikle fermente içkiler), işlenmiş veya konserve yapılmış etler vb. yiyecekler, doğum kontrol hapları gibi bazı ilaçların kullanılması atağın ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir.  Kişilerin ataklarını kolaylaştıran durumları fark ederek, uzak durmaları atak sayısını azaltacaktır. Baş ağrısının sıklığı, şiddeti ya da karakteri değişirse mutlaka bir nöroloji uzmanına başvurmak gerekir. Bu durumda ayırıcı tanı açısından hastaların tekrar değerlendirilmesi gerekir. Eğer baş ağrısına neden olabilecek başka bir hastalık gelişmişse bunun tedavisine öncelik verilir.” “Tedavi sırasında hastaların düzenli takibi ve tedavi etkinliğinin değerlendirilmesi önemli” Prof. Dr. Neyal, “Tedavini amacı atakların şiddet ve sıklığını azaltarak yaşam kalitesini ve özel yaşam, iş ve okulda günlük işlevselliği artırmaktır. Tedavi yanıtında kişisel faktörler önemlidir. Aynı ilaçtan bazı hastalar daha düşük dozda fayda görürken, bazıları daha yüksek dozda fayda görür. Tedavi sırasında hastaların düzenli takibi ve tedavi etkinliğinin değerlendirilmesi, bireysel doz ayarlamaları tedavi başarısında önemlidir” dedi.

Türkiye’de kadınların yüzde 20’si, erkeklerin yüzde 8’i migren hastalığı ile mücadele ediyor Haber

Türkiye’de kadınların yüzde 20’si, erkeklerin yüzde 8’i migren hastalığı ile mücadele ediyor

Migrenin beyinde yaşanan bir dizi kimyasal değişimin sonucu ortaya çıkan özel bir baş ağrısı türü olduğunu belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Erdal Dayan, "Migren toplumda sık görülen bir hastalık. Normal şartlarda kadınların yüzde 20’nde erkeklerin yüzde 8’nde migren görülüyor.  Migren üzerinde planlı programlı durulması gereken bir hastalıktır. Sese, ışığa ve strese karşı günlük rutininizi bozan her şey aslında bir nevi hassas bir hastalıktır. Günlük düzenin dışına çıkan migren hastaları baş ağrısı ile karşılaşabilir. Günlük yaşam kaliteleri düşebiliyor. Mardin bölgesinde bulunan migren hastaları özellikle son zamanlarda migreni tetikleyen stres oluyor. Tabi birçok tetikleyeni var ama takıntı, stres, beynin sürekli yorgun olması ve tempolu yaşam migreni en çok arttıran özelliklerdir. Uyku bozuklukları az uyumak, çok uyumak, öğünleri atlamak, aç kalmak ya da çok yemek, soğuk havalar bunlar hep migreni arttıran şeyler. Mevsimin değişmesiyle soğuk havalarda migren ağrıları artmaya başladı" dedi. Tedavi yöntemlerine değinen Dr. Dayan, "Tedavi hasta bazlı olur. Hastanın eğer atakları seyrek ise sadece artık ayda 1-2 kere ya da 2-3 ayda 1, 2 kere atakları oluyorsa biz bunları atak tedavisi dediğimiz ilaçlarla düzenliyoruz. 3 ayda 15 gün üzerinde süren ağrılar varsa artık bu kronik migren oluyor. Kronik migrende migren profilaksisi dediğimiz ilaçlar var. Hastalardan günlük ağrı sıklıklarını, bir çetele şeklinde bize sunmalarını istiyoruz. Şiddetini puanlandırmasını istiyoruz. Bir nevi migren baş ağrısı günlüğü tutmalarını istiyoruz. Ona göre de hastalara bir plan program yapıyoruz. Profilaksi de kullanılan ilaçlar doktora danışılarak hastalara bazlı veriliyor. Hastanın ek hastalıklarına göre düzenlenerek veriliyor. Migren hastalarının hayatını dizayn etmesi, günlük programında özellikle güneşe çıktığında baş ağrısı yaşıyorsa bundan kaçınmalı. Gürültülü ortamda çalışıyorsa bu ortamdan uzaklaşması gerekiyor. Birçok hasta bunları yaptığı zaman migren atakları seyrekleşiyor. Hiçbir tedaviye de gerek kalmıyor. Bunlara rağmen migren atakları sıksa genetik faktörlere dayandırılıyor. Ailede migren hastası varsa, bu hastalara doktor gözetiminde atak tedavileri uygulanıyor. Hastaların yaşam kaliteleri arttırılıyor. Tedavide temel faktör hastayı dinleyip aileden mi yoksa çevresel bir faktörden mi kaynaklandığı anlaşılmalıdır" şeklinde konuştu. Migren tedavisinde hasta bazlı çalıştıklarını anlatan Dayan, "Hastanın eğer ailesinde migren varsa migren görülmesi çok daha yüksektir. Hem anne hem babada migren olanların yüzde 70 oranında migren olma ihtimali oluyor. Bunlara migren profilaksisi düzenliyoruz. Çevresel faktörlerde sık tetiklenen migrenlerde atağı ortadan kaldıracak çevresel etkenleri ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Uykuyu düzenliyoruz, stresli bir ortamda çalışıyorsa o ortamdan uzaklaşmasını öneriyoruz, soğuk havalar tetikliyorsa ona dikkat etmesini istiyoruz, gürültülü ortamlarda çalışıyorsa dikkat etmesini istiyoruz ve bu davranış tedavisiyle bile migren atakları çoğu zaman azalıyor çoğu zaman da ilaca bile gerek kalmıyor. Bunlara rağmen devam eden sık migren ataklarında profilaktik ilaç tedavisi uyguluyoruz ve çok iyi başarılar elde ettiğimiz söylenebilir" diye konuştu.

Ameliyatı olmayan hastalık Haber

Ameliyatı olmayan hastalık

Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Burcu Polat, ülkemizden her 5 kadından biri ve her 10 erkekten birinin migren hastası olduğunu bu hastalığın kişilerin yaşam kalitesini bozarak mağduriyet oluşturan ilk on hastalık arasında olduğunu söyledi. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin düzenlediği “Migren Farkındalık Ayı Haziran 2023” başlıklı seminerde Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Burcu Polat önemli bilgiler paylaştı. Migrenin en yaygın beyin hastalığı olduğunu söyleyerek sunumuna başlayan Doç. Dr. Burcu Polat, migreni; “Beyinde yaşanan bir dizi kimyasal değişimin sonucu yaşanan özel bir baş ağrısı türüdür” şeklinde tanımladı. Ağrının genellikle başın bir yarısından başlayıp, 4 saat gibi uzun bir süre devam ettiğinin bilgisini veren Polat, şiddetli baş ağrısı ve zonklama ile beraberinde; mide bulantısı, kusma, ışık, ses, koku ve dokunmaya artmış hassasiyetin eşlik ettiğini ifade etti. Ülkemizden her 5 kadından biri ve her 10 erkekten birinin migren hastası olduğunu söyleyen Polat, “Bu hastalık ülkemizde ve dünyada kişilerin yaşam kalitesini bozarak mağduriyet yaşatan ilk on hastalık arasındadır. Ülkemizde çocuk ve ergenlerin onda birinde migrene bağlı baş ağrısı sorunu bulunmaktadır” dedi. Stres seviyesinde ani değişim, anksiyete, deprosyon, kronik stres, fiziksel veya mental tükenmişlik hali gibi nedenlerin migreni tetiklediğini kaydeden Doç. Dr. Polat, fermante besinler, küflü peynir, kurutulmuş besinler, çikolata, kuruyemişler, nitrat içeren besinler ve işlenmiş besinler gibi gıda ürünlerin de migreni tetiklediğini söyledi. Migren mi? Sinüzit mi? Psikolojik mi? yoksa beyin tümörü mü? Migren mi? Sinüzit mi? Psikolojik mi? Yoksa beyin tümörü mü? gibi soruların sıklıkla sorulduğunu dile getiren Doç. Dr. Burcu Polat, “Migrenlilerin yüzde 70’e yakınında alerjik üst solunum yolu problemleri görülür. Bu bazen sinüzite yol açar. Ancak bu iki sorun baş ağrısı konusunda uzman bir hekim tarafından kolaylıkla ayırt edilebilir. Migren atakları stresle tetiklenir; ancak bu özünde psikolojik diye tanımlanan bir ağrı türü değildir. Beyin tümörleri neyse ki baş ağrılarının seyrek nedenleri arasındadır” ifadelerini kullandı. “Migren hastalığınızı 3 soru ile belirleyebilirsiniz” Migrenin 3 soru testi ile tespit edilebileceğini söyleyen Burcu Polat, bu soruları; “3 ay içinde, 1- Midenizde bulantı veya rahatsızlık hissettiniz mi? 2- Baş ağrısı sırasında ışık rahatsız etti mi? 3- Baş ağrılarınız en az bir gün işten güçten kısıtladı mı?” şeklinde sıraladı. Migrenin tedavi edilebileceğinin altını çizen Polat, “Hastanın bilinçlenmesi, yaşam şeklinin düzenlenmesi, atak esnasında uygulanacak ilaç ya da ilaç dışı müdahaleler, atakları önleyecek düzenlemeler ve gerekirse ilaç ya da müdahaleler” gibi müdahale ve önlemlerle migrenin tedavi edilebileceğini söyledi. Yaşam tarzı değişikliği ve Akdeniz usulü beslenmeyle etkisini azaltabilirsiniz Migrenin ameliyatı olmadığını vurgulayan Burcu Polat, bünyesel bir hastalık olan migrenin ameliyatla düzelemeyeceğini, Akdeniz usulü beslenme ve yaşam tarzını değiştirmeyle etkisinin azaltılabileceğini dile getirdi. Seminer sonunda kısa bir konuşma yapan Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, seminerin yararlı olduğunu ifade ederek, seminere katkı sunanlara ve katılımcılara teşekkür etti. Başarılı sunumu ve yaptığı çalışmaları için Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Burcu Polat’a teşekkür belgesi takdim eden Prof. Dr. Sözbir, katılımcılarla birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi. Seminere; Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şerif Demir, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Muhammet Ali Kayıkçı ve Doç. Dr. Cengiz Tuncer, öğretim elemanları, sağlık çalışanları, öğrenciler ve davetli misafirler katıldı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.