TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Mehmet Nuri Ersoy

İLKHABER-Gazetesi - Mehmet Nuri Ersoy haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mehmet Nuri Ersoy haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Van, Türk Arkeoloji tarihinin en kapsamlı projesine dahil edildi Haber

Van, Türk Arkeoloji tarihinin en kapsamlı projesine dahil edildi

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Van’ın Türk arkeoloji tarihinin en kapsamlı projesi olan ‘Geleceğe Miras’a dahil edildiğini belirterek, “Eski Van Şehri bu doğrultuda çok ciddi bir restorasyon, inşa ve ihya çalışmasına ev sahipliği yapmaktadır” dedi. Sabah saatlerinde çeşitli programlara katılmak üzere Van’a gelen Bakan Ersoy, ilk olarak Van Müzesi’nde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Burada konuşan Bakan Ersoy, bu toprakların potansiyelinin ne denli büyük olduğunun bilincinde olduklarını belirterek, “İstedik ki ülkemizin ve milletimizin sahip olduğu eşsiz medeniyet ve kültür mirası yaşatılsın, anlatılsın ve aktarılsın, neticede bu büyük zenginliğe dair farkındalık mümkün olduğunca artsın, hak ettiği gibi uluslararası bir marka olarak Türkiye’ye ve Türk milletine fayda sunsun. İşte Van böylesi önemli bir amacın, bu denli önemli bir markanın parçası olmuştur. Şüphesiz ki medeniyetlerin ve kültürlerin binlerce yıl harman olup kaynaştığı, nesilden nesile bu kültürel birikimin ve bilginin aktarıldığı; toprağında ve insanında böylesi bir tarihin yaşamaya devam ettiği bir şehir olarak Van bu sorumluluğu en güzel şekilde taşıyacaktır. Bizler bu toprakların potansiyelinin ne denli büyük olduğunun bilincindeyiz. Van’ın hak ettiği gibi üst düzey bir kültür-turizm şehri olması için çok ciddi adımlar attık, atmaya devam ediyoruz. Hatırlatmak isterim ki Van, Türk arkeoloji tarihinin en kapsamlı projesi olan ‘Geleceğe Miras’a da dahil edilmiştir. Eski Van Şehri bu doğrultuda çok ciddi bir restorasyon, inşa ve ihya çalışmasına ev sahipliği yapmaktadır” dedi. En önemli ve öncelikli hedeflerinden biri olan turizmi 81 ile ve 12 aya yayma çalışmaları doğrultusunda Van’ın yine ciddi bir proje ve uygulama merkezi olduğunu dile getiren Bakan Ersoy, “Önemini her platformda sıkça vurguladığımız İl Turizm Master Planı çalışmalarına Samsun ile birlikte öncülük etmiştir. Geniş bir akademisyen ekibince, masada ve sahada yürütülen bilimsel çalışmaların sonucu olan Van Turizm Master Planı 47 adet politika, 16 öncelikli alan ve bunlar doğrultusunda hayata geçirilmesi gereken 12 kapsamlı proje ile Van’ın kültür-turizm alanındaki geleceğini bugünden teminat altına almış ve yarına uzanan yol haritasını ortaya koymuştur” diye konuştu. “Sürdürülebilir ve rekabetçi bir büyüme için etkili turizm yönetimi, güçlü altyapı, cazip ürün ve etkili tanıtım” diyen Bakan Ersoy, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şehrimizi bu güçlü adımlarla inşallah Türkiye Yüzyılı’na taşıyacağız. Bugün turizm noktasında üreten, büyüyen, gelişen, değişen ve bütün bunları sağlayan ciddi adımları atmakla uluslararası alanda öncü ve örnek olan bir Türkiye var. Dünya Turizm Örgütü, Türkiye’nin ilk 5 turizm ülkesinden biri olduğunu verilerle ortaya koymaktadır. Artık turizmin liderlik yarışında değişmez bir aktör konumundayız. Geldiğimiz bu noktayı, elde ettiğimiz kazanımları koruyacak; sürdürülebilirlik ilkeleri temelinde daha fazlası ve daha iyisi için durup dinlenmeden çalışmaya devam edeceğiz. Bunu da bölge bölge, il il ülkemizin bütününü kapsayan bir anlayışla, yerelden genele bütün potansiyelimizi değerlendirme kararlılığıyla gerçekleştireceğiz. Bugün de kültürel birikim ve varlığımızı; gelenekselden modern form ve anlayışlara uzanan sanatsal üretim ve uygulamalarımızı yaşatmanın, geliştirme ve zenginleştirmenin benzersiz bir adımını attık. Bu alanlarda ülkemize dair bilinirlik ve farkındalığın, pozitif algı ve ilginin önünü açacak bir marka ortaya çıkardık. Unutulmamalıdır ki kültür ve sanat bir milletin özgün kimliğini ortaya koyan en değerli soyut ve somut öğeleri içinde barındırır. Bu yönleriyle hem toplumsal hayat için vazgeçilmezdirler hem de turizmde fark oluşturan, sizi rakiplerinizden ayrıştırıp öne çıkaran en prestijli ürünlerin kaynağıdırlar. Bu bilinçle attığımız adımlar, sağladığımız destekler ve hayata geçirdiğimiz projeler sayesinde bugün kültür-sanat alanında sürekli üreten, etkinlik ve izleyici rekorları kıran bir Türkiye vardır. Sıklıkla ifade ettiğim gibi biz başarıları başlangıç kabul eden bir anlayışla çalışıyoruz. Dolayısıyla durmayacağız, yorulmayacağız, geldiğimiz noktayla asla yetinmeyeceğiz. Elde ettiklerimizin ötesine bakmaya; geleceği bugünden, bu andan başlayarak inşa etmeye devam edeceğiz. Bunu da yine milletimizden aldığımız güçle ve daima omuz omuza yürüdüğümüz turizm ve kültür-sanat paydaşlarımızla yapacağız.” Bakan Ersoy, konuşmasının ardından müzede düzenlenen çeşitli etkinlikleri inceledi.

Yurt dışına kaçırılan 6 tarihi eser Türkiye'ye iade edildi (1) Haber

Yurt dışına kaçırılan 6 tarihi eser Türkiye'ye iade edildi (1)

ANTALYA (AA) - Türkiye'den ABD'ye kaçırılan 9 parçadan oluşan 6 tarihi eser, Antalya Müzesi'nde düzenlenen törenle iade edildi.Manhattan Bölge Savcılığı, Amerikan İç Güvenlik ve İstihbarat Birimi (HSI) , Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Antalya ve Burdur müze müdürlükleri, New York Kültür ve Tanıtma Müşavirliği ve Tanıtma Genel Müdürlüğünün ortak çalışmalarıyla, Anadolu'daki antik kentlerden yağmalanarak ABD'ye kaçırılan Lucius Verus heykeli, Attis heykelciği, Apollon heykelciği, Kusura tipi idol, düver pişmiş toprak levhası ve 4 parçalı sütunlu lahit yeniden Türkiye'ye kazandırıldı.Antalya Müzesi'nde, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ABD Ankara Büyükelçisi Jeffry Flake ve ABD'nin Manhattan Bölge Savcı Yardımcısı Albay Matthew Bogdanus'un katıldığı törenle eserlerin teslim sözleşmesi imzalandı.- "Yarım asırdır onların peşini bırakmadık"Bakan Ersoy, yaptığı konuşmada, yıllar önce bulunduğu topraklardan ayrılan eserlerin, önemli emekler ve hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde yeniden ait olduğu yere iade edilmesi dolayısıyla bir araya geldiklerini söyledi.İadesi sağlanan eserlerin her birisinin seyrinin farklı olduğunu belirten Ersoy, ait oldukları topraklardan koparılan eserlerin peşini yarım asırdır bırakmadıklarını vurguladı.Ersoy, 1967'de ABD'de açılan sergide yer alan bir grup bronz heykelin Türkiye kökenli olduğunun değerlendirildiğini ancak nereye ait olduğunun bilinmediğini hatırlatarak, şöyle devam etti:"Bu eserlerin nereye ait olduğunu ispatlamak için büyük bir mücadeleye giren Jale İnan Hoca, 1970’li yıllarda Burdur’da yer alan başka bir bronz heykel buluntusundan haberdar oluyor. Söz konusu heykeli, ABD’de gördüğü örneklerle karşılaştırdığı zaman, kökenlerinin Burdur ilimizin sınırları içinde yer alan Bubon Antik Kenti olduğunu anlıyor. Bunun üzerine alanda kazılara başlıyor ve sergide yer alan heykeller ile alanda bulduğu heykel kaidelerinin üstündeki yazıtları eşleştiriyor. Bu çalışması dünya çapında kabul görüyor. Ama bütün bu çabalar, eserlerin ülkemize iadesi için yeterli olmuyor."Yasa dışı olarak yerlerinden edilmiş kültür varlıklarının tespiti için önemli çalışmalara imza atmış bir araştırmacı olan gazeteci yazar Özgen Acar'ın ise Jale Hoca'nın bilimsel çalışmalarına kriminolojik denebilecek delillerle katıldığını aktaran Ersoy, ancak bu net verilerin Türkiye'nin sonuç almasına yetmediğini kaydetti.Ersoy, bu durumun o dönemde gerekli uluslararası işbirliğine ulaşamamaktan kaynaklandığına işaret etti.- "Çok tiziz bir çalışma yürüttük"Bakan Ersoy, milattan sonra 1. ve 2. yüzyıllara ait olan ve İmparator Lucius Verus'un tasvir edildiği heykelin sanatsal özellikleri açısından son derece etkileyici bir eser olduğunu vurguladı.Bubon dosyalarının yıllar içindeki olumsuz dönüşlere rağmen yeniden açılmasına karar verdikleri bir dönemde, Manhattan Bölge Savcılığı'nın Amerikan İç Güvenlik ve İstihbarat Biriminin işbirliğiyle bir soruşturma yaptığını öğrendiklerini ve bir yılı aşkın süreyle tüm enerjilerini bu konuya yoğunlaştırdıklarını bildiren Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:"Hem Jale İnan'ın hem Özgen Acar'ın yaptıkları araştırmalar sonucunda zamanında elde edilmiş verileri kullandık, köy sakinleriyle görüşmeler yaptık, eski ve orijinal fotoğraflar bulduk, kolluk arşivindeki belgeleri kullandık. Prof. Dr. Ertekin Doksanaltı tarafından hazırlanan dosya ile bilimsel argümanlarımızı güçlendirdik. Çok tiziz bir çalışma yürüttük ve yüzlerce sayfalık klasör oluşturduk. Bizden heykelin kaidesi üzerinde kalan ayak izleri ile heykelin ayak uzunluğunu kıyaslamamız istendi. Kaçakçılık Dairemizle iç içe çalışan Burdur Müzesi uzmanlarımız ölçümleri yeniledi ve çalışmaları fotoğraflarla belgeledi. Heykelin ayak ölçüsüyle bizim alanda aldığımız ölçünün tuttuğunu teyit ettik. Bu haberin ardından eserin ait olduğu topraklara geri dönmesinin önünde bir engel kalmadı."Ersoy, Perge kökenli bir sütunlu lahdin de Almanya'daki Kassel Müzesi'nde olduğunu öğrenen Bakanlığın, 1970’li yıllarda girişimlerde bulunduğunu ancak çalışmaların sonuç vermediğini ifade etti.Eserin bilimsel olarak Perge'ye ait olduğunu ispat etmenin yetmediğini, kaçak olarak götürüldüğünün de ispatının beklendiğini belirten Ersoy, "Biz de yeniden işe koyulduk. Lahdin iadesi konusunda, dosyamıza temel oluşturması için Kaçakçılıkla Mücadele Dairemiz ve Antalya Müzesi Müdürlüğümüz, ortak bir çalışma yürüttü. Hem yaş hem ikamet ettiği yer itibarıyla konu hakkında bilgisi olabilecek kişilere başvurduk. Bilimsel olaraksa Prof. Dr. Ramazan Özgan'dan raporlar aldık. Bu çabalar, Manhattan ekibinin bulgularıyla da örtüşünce, işbirliği sürecimizde önemli bir aşamayı geçmiş olduk. Muhtemelen daha kolay taşınabilmesi için parçalara ayrılmış bu lahit de artık ait olduğu topraklarda. Lahdin restorasyonu için gerekli çalışmalara hızla başlayacağız." diye konuştu.- "Çok mutluyum"Yeniden Türkiye'ye kazandırılan eserlerinin Balıkesir, Afyonkarahisar ve Burdur kökenli olduğunu kaydeden Ersoy, bilgi ve belgelerin ABD'ye iletilmesi sonrasında tamamlanan soruşturmalar kapsamında eserlerin ait olduğu topraklara iade edildiğini söyledi.Ersoy, "Hem yarım asırlık bir sürecin en azından bir kısmının tamamlanmasına şahit ve destek olmaktan hem de bu varlıkların ülkemizin kültürel mirasına katkısını görmekten ötürü çok mutluyum. Bu süreci titizlikle koordine eden Albay Matthew Bogdanos, HSI Özel Ajanı Robert Mancene, Savcılık uzmanları Apsara Iyer ve Daniel Healey'e teşekkür ederim." ifadelerini kullandı.(Sürecek)

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.