TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

# Mehmet Akın Doğan

İLKHABER-Gazetesi - Mehmet Akın Doğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mehmet Akın Doğan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

 Çiftçi kayıt sistemi başvuruları 31 Aralık'ta sona eriyor Haber

 Çiftçi kayıt sistemi başvuruları 31 Aralık'ta sona eriyor

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) başvurularının 31 Aralık/hf sona ereceğini belirterek, çiftçilerin bu tarihe kadar kayıt işlemlerini tamamlamaları gerektiğini vurguladı. Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS), çiftçilerin tarımsal faaliyetlerini kayıt altına alarak devlet tarafından sunulan desteklerden faydalanmalarını sağlıyor. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, ÇKS kaydı olmayan çiftçilerin mazot, gübre, tohum destekleri gibi tarımsal teşviklerden ve düşük faizli kredi imkanlarından mahrum kalabileceğini belirterek, tarım sigortası (TARSİM) gibi doğal afetlere karşı koruma sağlayan imkanlardan yararlanmak için de ÇKS kaydının şart olduğunu ifade etti. ÇKS kaydı olmayan çiftçiler desteklerden mahrum kalabilir Doğan, ÇKS başvurularının 31 Aralık tarihinde sona ereceğini hatırlatarak, "Ziraat odalarımız, çiftçilerimize her aşamada destek olmaktadır. Evrak hazırlığından başvuru sürecine kadar her adımda çiftçilerimize rehberlik ediyoruz. Bu sayede başvurular daha hızlı ve eksiksiz bir şekilde tamamlanıyor" dedi. Doğan, çiftçilerin kayıtlarını belirtilen tarihe kadar tamamlamalarının üretim süreçlerinde sorun yaşamamaları açısından kritik olduğunu vurgulayarak, “Bu kayıtlar, çiftçilerimiz için sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda haklarını koruyan bir araçtır. Çiftçilerimizin üretim maliyetlerini düşüren desteklerden faydalanmaları için bu tarihe kadar başvurularını yapmaları önemli’’ diye konuştu. Çiftçiler, başvurularını Ziraat Odalarına başvuru yaparak süreci kolaylaştırabilir Doğan, ÇKS kaydı yaptırmak veya mevcut kaydını yenilemek isteyen çiftçilerin şu belgelerle ziraat odalarına gelmeleri gerektiğini söyledi: “Kimlik fotokopisi, tarımsal arazilere ilişkin tapu veya kira kontratı, çiftçilik belgesi (ilgili ziraat odasından temin edilebilir), tarla ve üretim bilgileri.”

Adana tarımı uluslararası platformda tanıtıldı Haber

Adana tarımı uluslararası platformda tanıtıldı

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, Adana’da yapılan Tarım-Sera ve Bahçe Fuarı’nın Adana tarımının hem ulusal hem de uluslararası platformlarda tanıtılması açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Yüreğir Ziraat Odası standında, Adana'nın verimli topraklarında yetişen narenciye, avokado, muz, karpuz, şeker kamışı, yerfıstığı, pamuk, pikan cevizi, hurma, nar, şadok ve ejder meyvesi gibi bölgenin öne çıkan tarım ürünleri tanıtıldı. Ziyaretçilere, Adana’nın doğal ve lezzetli ürünlerinden oluşan çeşitli ikramlar yapıldı. Misafirler, Çukurova’nın bereketli topraklarının sunduğu bu eşsiz ürünleri tatma fırsatı buldu ve Adana tarımının potansiyelini yakından tanıma imkanı elde etti. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, fuarın bölge tarımına olan katkılarını değerlendirerek, “Bu fuar, Adana tarımının hem ulusal hem de uluslararası platformlarda tanıtılması açısından büyük önem taşıyor. Çiftçilerimiz ve tarım sektörü paydaşları, modern tarım tekniklerini ve yenilikçi çözümleri keşfederek, sürdürülebilir tarım uygulamalarını daha geniş kitlelere ulaştırma fırsatı buldu” dedi. Doğan, bu fuarın üreticiler ve sektör temsilcileri için bir bilgi paylaşım ve iş birliği platformu olduğunu vurguladı. Başkan Doğan, fuarın Adana’nın tarımsal potansiyelini sergileyerek çiftçilerin ürünlerini daha geniş kitlelere tanıtmasına ve bölge ekonomisine katkıda bulunmasına yardımcı olduğunu belirterek, “Ayrıca çiftçilerimizin modern tarım yöntemleri ve yenilikçi teknolojiler hakkında bilgi edinmesi için büyük bir fırsat sundu” şeklinde konuştu. Doğan, fuarın kapanışında yaptığı değerlendirmede, “Bu tür etkinlikler, sadece tarımsal ürünlerimizin tanıtımı için değil, aynı zamanda çiftçilerimizin sektördeki yenilikleri takip etmesi ve gelişen tarım teknolojilerine adapte olmaları için önemli. Yüreğir Ziraat Odası olarak, bölge tarımının güçlenmesi adına bu tür etkinliklere katılmaya ve destek olmaya devam edeceğiz. Standımızı ziyaret eden ve Adana tarımının tanıtımına katkı sağlayan herkese minnettarız. Bu ilgi, bizleri daha iyi işler yapma konusunda motive ediyor ve Adana tarımının daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlıyor” ifadelerini kullandı.

Adana çiftçisi pamuk alım fiyatının 30 TL olmasını istiyor Haber

Adana çiftçisi pamuk alım fiyatının 30 TL olmasını istiyor

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, ilkhaber-gazetesi.com'a yaptığı açıklamada, hasadına başlanan pamuğun bu yıl Adana'da yaklaşık 147 bin dönüm alanda ekildiğini, ovada dönümde ortalama 500 kilogram, toplamında ise yaklaşık 70 bin ton rekolte beklendiğini söyledi. Ekim alanları sürekli daralan pamuğun stratejik bir ürün olduğunu ifade eden Doğan, "Pamuk, işlenmesi açısından çırçır sanayisi, lifi ile tekstil sanayisi, çekirdeği ile yağ ve yem sanayisi, linteri ile de kağıt sanayisinin ham maddesi durumunda. Petrole alternatif olarak pamuğun çekirdeğinden elde edilen yağ ise giderek artan miktarda biodizel üretiminde de ham madde olarak kullanılıyor" dedi. Türk sinemasında filmlere konun olan ve 'beyaz altın' olarak nitelendirilen pamuğun üretiminde yöre çiftçilerinin eski günleri aradığını dile getiren Doğan, "Üretimde 5. sırada olan Adana'da bu ürünün hasadı başladı ancak, üreticiler her zaman olduğu gibi emeğinin karşılığını alamayacak. Diğer ürünlerde olduğu gibi yine hüsran yaşayacak. Çukobirlik Tarım Satış Kooperatifler Birliğince açıklanan 2024 yılı alım fiyatını 24 TL, Antbirlik tarafından da 28 TL açıklanan alım fiyatı, beklentilerin çok altında. Adana çiftçisi, pamuk alım fiyatının 30 TL olmasını istiyor" diye konuştu. Türkiye'de yetişen pamuğun ülke ihtiyacını karşılayamadığını vurgulayan Doğan, şunları kaydetti: "Ülkemizin pamuk ihtiyacının sadece 3'te 1'i üretiliyor. Üretim azalıyor. Örneğin geçen yıl Adana'da 182 bin dönüm alanda pamuk ekimi varken bu yıl 147 bin dönüme düştü. Üreticilerimizin pamuk ekimi konusunda desteklenmesi ve bu konuna yeni düzenlemelerin olası gerekir."

Çukurova'da çiftçiler zor durumda: Aşırı sıcaklar ürünleri yaktı Haber

Çukurova'da çiftçiler zor durumda: Aşırı sıcaklar ürünleri yaktı

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, bu yıl aşırı sıcakların ürünleri yaktığını ve birçok üründe rekolte kayıpları yaşandığını söyledi. "2024, çiftçiler için kabusa dönüştü" Çukurovalı çiftçilerin yaşadığı sıkıntıları gündeme getirerek, çiftçilerin borçlarının ertelenmesi ve üreticiye daha fazla destek sağlanması gerektiğini söyleyen Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan, ‘'2024 yılı Çukurovalı çiftçiler için adeta bir kabusa dönüştü. Ürünlerden elde edilen gelirler, artan maliyetleri karşılamadığı için çiftçiler bu yıl hiçbir üründen para kazanamadı. Çukurova gibi verimli bir bölgede, normalde yüksek kaliteli ürünler elde edilir. Ancak bu yıl yaşanan aşırı sıcaklar, ürünlerin birçoğunu yaktı ve birçok ürün rekolte anlamında büyük kayıplara uğradı. Çiftçilerimiz, bin bir emekle yetiştirdikleri ürünlerinden yeterli verimi alamadı ve bu durum onları maddi açıdan çok zor bir durumda bıraktı” dedi. Doğan, çiftçilerin birçoğunun üretim maliyetlerini karşılayacak kadar gelir elde edemediğini ve bu nedenle bankalara olan borçlarını ödemekte zorlandığını belirtti. "Acil önlemler alınmalı" Başkan Doğan, son yıllarda artan iklim değişikliğine dikkat çekerek, “Aşırı sıcaklar, kuraklık ve ani yağışlar gibi hava olayları ürünleri olumsuz etkiliyor. Bu yıl Çukurova bölgesinde sıcaklıklar mevsim normallerinin çok üzerinde seyretti ve bu durum, bitkilerin büyüme döneminde ciddi zararlar oluşmasına neden oldu. Sıcaklıkların yükselmesiyle birlikte ürünler yandı, sulama suyu yetmedi ve verimlilik ciddi anlamda düştü. Bu süreçte çiftçilerin üretime devam edebilmesi için acil önlemlerin alınması gerekiyor” diye konuştu. "Tarım sektörüne daha fazla yatırım" Tarımın Türkiye'nin gıda güvenliği açısından hayati bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Doğan, şunları söyledi: “Çukurovalı çiftçilerin bu zor dönemde üretime devam edebilmesi için bankalara olan borçlarının ertelenmesi gerekiyor. Çiftçilerimiz zaten zor durumda. Ürünlerinden para kazanamıyorlar, bankalara borçları birikmiş durumda ve bu borçları ödeyebilecek durumda değiller. Eğer bankalar, çiftçilere borç erteleme gibi bir kolaylık sağlamazsa, birçok çiftçi iflas edecek ve bu da tarım sektöründe büyük bir çöküşe yol açacak. Çiftçilerimizi rahatlatmak için acilen borçların ertelenmesi gerekiyor. Çiftçilerimiz, geleceğimizin teminatıdır. Onlara gerekli desteği vermezsek, gelecek nesillerin gıda güvenliğini riske atmış oluruz. Tarım sektörüne daha fazla yatırım yapılmalı, çiftçilere yönelik destekler artırılmalı ve borç erteleme gibi kolaylıklar sağlanmalıdır. Çiftçilerimizin rahatlatılması, tarımın sürdürülebilirliği için elzemdir.”

Narenciye üreticileri zor durumda: DFİF desteği bekleniyor Haber

Narenciye üreticileri zor durumda: DFİF desteği bekleniyor

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, tarım üreticilerinin yaşadığı ekonomik zorluklara dikkat çekerek, Destekleme Fiyat İstikrar Fonu'nun (DFİF) bu yıl özellikle narenciye üreticileri için devreye alınması gerektiğini vurguladı. Doğan, narenciye ürünlerinde yaşanan verim düşüklüğü ve artan maliyetler nedeniyle çiftçilerin büyük bir dar boğazda olduğunu belirterek, DFİF desteğinin çiftçilerin mağduriyetini giderecek önemli bir çözüm olduğunu ifade etti. Narenciye sektörü, Türkiye'nin tarımsal ihracatında önemli bir yere sahip olmasına rağmen, bu yıl özellikle Adana ve çevresindeki üreticiler ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldı. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, yaptığı açıklamada, bölgede narenciye üretiminde verimin önceki yıllara göre oldukça düşük olduğunu, çiftçilerin de maliyetlerin artması sebebiyle ciddi gelir kayıpları yaşadığını belirtti. Verim Düşüklüğü ve Artan Maliyetler Üreticileri Zorluyor Doğan, “Bu yıl narenciye üretiminde beklenilen verim alınamadı. Hem iklimsel şartlarının olumsuz etkileri hem de artan girdi maliyetleri, üreticilerimizi zora soktu. Çiftçilerimiz emeklerinin karşılığını alamıyor. Zaten zorlu şartlarda üretim yapan üreticilerimiz, bu düşük verimle beraber ciddi ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kaldı. Narenciye üretiminde verim düşüklüğü sadece çiftçileri değil, aynı zamanda bölgedeki ekonomik dengeyi de olumsuz etkiliyor. Ürünlerin satış fiyatları üreticilerin beklentilerinin çok altında kalırken, maliyetler ise hızla artmaya devam ediyor. Gübre, ilaç, mazot gibi yüksek girdi maliyetleri üreticilerin kar marjını neredeyse sıfıra düşürdü. Çiftçilerin yaşadığı bu zorlukların aşılması için DFİF desteğinin devreye alınması önemli” dedi. DFİF Desteği, Üreticilerin Mağduriyetini Giderecek Tek Çözüm Doğan, açıklamasında, DFİF, tarım ürünleri piyasalarında denge sağlamak, üreticilerin gelir kayıplarını telafi etmek ve istikrarı korumak amacıyla devreye alınan bir fon olarak bilindiğini belirterek, “Bu fon sayesinde narenciye üreticileri, fiyat dalgalanmalarına karşı korunmuş olacak ve zararları minimum seviyeye indirilebilecek. Destekleme Fiyat İstikrar Fonu'nun (DFİF) narenciye üreticileri için devreye alınmasını talep ediyoruz. Narenciye üretimi Türkiye için stratejik öneme sahip bir sektör. Bu sektörün ayakta kalması, ülke ekonomisi için de büyük önem taşıyor. Üreticilerimizin desteklenmesi, yalnızca onların değil, tüm tarımsal değer zincirinin korunması anlamına gelir. Çiftçilerimizin emeğinin boşa gitmemesi için gerekli adımların atılmasını bekliyoruz. Narenciye üreticilerimizin bu zor günlerinde yanlarında olmak, onların ekonomik açıdan sürdürülebilir bir üretim yapabilmelerini sağlamak zorundayız. DFİF desteği, üreticilerimizin bir nebze olsun rahatlamasına yardımcı olacaktır. Bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığımızın gerekli adımları atmasını bekliyoruz. Bizler de oda olarak bu sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Çiftçilerin ürettiğini ülkenin kazandığını söyleyerek, “Ancak üreticimizin emeği karşılık bulmazsa, uzun vadede sektörde büyük kayıplar yaşanabilir. Bu yüzden, hem hükümetimizin hem de ilgili kurumların DFİF desteği konusunda hızlı bir adım atmaları çok önemli. Tarım sektörü ayakta kalmalı ve çiftçilerimiz yeniden hak ettikleri kazancı sağlamalıdır” dedi. Yüreğir Ziraat Odası olarak, narenciye üreticilerinin yaşadığı zorlukların aşılması için DFİF desteğinin bir an önce devreye alınmasını talep ettiklerini belirterek, “Bu destek, sadece çiftçilerimizin değil, tüm tarımsal üretim zincirinin korunmasına katkı sağlayacaktır. Narenciye üreticilerinin daha fazla mağdur olmaması için gerekli adımların atılmasını bekliyoruz” dedi.

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan'dan şok açıklama: Çiftçilerin yaşadığı sorunlara karşı eylem yapmamak için sabrımızın sınırlarını zorluyoruz Haber

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan'dan şok açıklama: Çiftçilerin yaşadığı sorunlara karşı eylem yapmamak için sabrımızın sınırlarını zorluyoruz

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, çiftçilerin karşı karşıya olduğu ekonomik zorluklara dikkat çekti. Üretim maliyetlerinin sürekli artması ve alım fiyatlarının maliyeti karşılamaktan uzak kalması nedeniyle çiftçilerin büyük bir sıkıntı yaşadığını belirten Doğan, bu durumun çözülmesi için sabırla beklediklerini ifade etti. Doğan, üretim maliyetlerinin her geçen gün yükseldiğini, buna karşın ürünlerin alım fiyatlarının bu artışı karşılayacak düzeyde olmadığını söyledi. Doğan, "Çiftçilerimiz, artan maliyetler nedeniyle büyük bir ekonomik baskı altında. Ürünlerini maliyetinin altında bir fiyata satmak zorunda kalıyorlar, bu da onların ekonomik olarak sürdürülebilirliğini tehdit ediyor" dedi. Mehmet Akın Doğan, çiftçilerin yaşadığı bu sorunlara dikkat çekmek ve çözüm arayışlarını sürdürmek amacıyla çeşitli girişimlerde bulunduklarını, ancak her soruna karşı eylem yapmaktan kaçındıklarını ifade etti. Doğan, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren "İşlenmeyen Tarım Arazilerinin Tarımsal Amaçlı Kiraya Verilmesine İlişkin Yönetmelik" konusunun da algıdan öteye gitmeyen bir gelişme olduğunu dile getirdi getirerek, şöyle devam etti: "Ekilmeyen iki karış bile tarım arazisi yok. Tarla sahibi kendi ekmese bile düşük fiyatla da olsa kiraya veriyor. Ankara'da masa başında oturanların işgüzarlığı ile sanki üretim süreci her geçen gün tehlikeye giren Türkiye'nin tarımsal üretimi için birşeyler yapıldı imajı yaratılıyor. Sorunlara karşı sabırla bu süreci yönetmeye çalışıyoruz, ama eylem yapmamak için bu sabır sonsuza kadar sürmeyecek. Yetkililerden tarım sektörünün sürdürülebilirliğinin sağlanması için acil çözümler üretmesi, daha etkin ve somut adımlar atmalarını bekliyoruz."

Mehmet Akın Doğan; Vahşi sulamayı bırakıp, kapalı sulama sistemine geçmeliyiz Haber

Mehmet Akın Doğan; Vahşi sulamayı bırakıp, kapalı sulama sistemine geçmeliyiz

Tüm dünyanın kuraklıkla mücadelesine dikkat çeken ve tatlı suyun en çok kullanıldığı tarımda kapalı sistemin bu konuda etkisinin önemine değinen Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “Suyun barajdan tarlalara, açık sistem ile gitmesi ile buharlaşma, iletimdeki kanaletlerdeki kaçaklar vs. gibi nedenler ile yüzde 50 gibi bir kayıp olmaktadır.. Yani suyun yarısı boşa gitmektedir. Arazilerimize kapalı, basınçlı sistemi ile su gelirse su kaybı yaşamayacağız. Bununla beraber vahşi sulama değil, kapalı/basınçlı sulama sistemine geçmek gerekir” dedi. İlkhaber Gazetesi'nden Serhat ŞANLI'nın haberine göre; Son yıllarda etkili olan küresel ısınma ile birlikte dengesiz geçen mevsimler, yağışların yetersizliği, kutuplardaki buzulların erimesi, artan nüfus, su kaynaklarının kıtlığı ve bilinçsizce kullanımı derken, tüm dünya tatlı su sıkıntısı ile karşı karşıya kalmış durumda.. Ayrıca Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hazırlanan raporda yaşanan bu duruma dikkat çekilirken, aşırı tüketim ve kirlilik nedeniyle su kıtlığının endemik hale geldiği ve küresel sıcaklık artışının da mevsimsel su kıtlığını artırdığına işaret ediyor. Tüm Dünya küresel ısınmanın getirdiği sonuçların bariz bir şekilde yaşanmasına odaklanırken, ülkemizde de sorun pek farklı gözükmüyor. Özellikle 2021, 2023 ve 2024’te geride kalan 7 aylık süreçte yaşanan ciddi meteorolojik kuraklık, zamanında yeterli yağışların olmaması, zamansız yağan yağmurlar, fırtınalar, sel sonuçları ile karşı karşıya kalındı. Yaşanan bu değişim beraberinde özellikle gıdada büyük önem taşıyan tarımda rekolte düşüşlerine ve ürün değişimine neden olurken, bazı tarım ürünlerinin ise neredeyse yetiştirilememesi gibi sorunları beraberinde getirdi. Gazetemize son yıllarda yaşanan kuraklık ile birlikte suyun en çok kullanıldığı tarımda yapılacaklar hakkında konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “Dünyada küresel iklim krizinin bariz bir şekilde hissedildiği, tatlı su kaynaklarının azaldığını artık herkes iyi biliyor. Ülkemizin tamamında tatlı su kıtlığı var. Biz su zengini bir ülke değil tam tersi, su fakiri bir ülkeyiz. Şöyle baktığımızda Türkiye, tatlı su kaynaklarının yüzde 77’sini tarımda yüzde 13’ü üretimde ve enerjide, yüzde 10’u da içme suyu ve evsel atıklarda olarak kullanılmaktadır. Bu istatistiklere baktığımızda tarımda kullanılan su miktarı çok büyük bir oran..” Dedi. Suyun bilinçli kullanımının önemine dikkat çeken Doğan, “Su tahsisinde en fazla payı olan tarım sektöründe acilen tarımdaki eski vahşi sulama tekniğini bırakıp kapalı, basınçlı sulama sitemine geçmelidir. Çünkü cazibeli kapalı basınçlı/kontrollü sulama sistemi yöntemleri su tasarrufu sağlar. Su ölçülü olarak üreticilere verilmeli, su iletim ve dağıtım sistemlerinde su kayıplarını en aza indiren önlemler ivedilikle uygulanmalıdır. Devletimiz bu konuda hibe ve destekler vermektedir. Şu an pamuk, mısır, soya salma sulama tekniği ile sulanmaktadır. Suyun barajdan tarlalara, açık sistem ile gitmesi ile buharlaşma, teknelerdeki kaçaklar vs. gibi nedenler ile yüzde 50 gibi bir kayıp olmaktadır. Yani suyun yarısı boşa gitmektedir. Unutmamak gerekir ki, sulama randımanı yaklaşık olarak yüzey sulamada yüzde 40, yağmurlamada yüzde 70 ve damla sulamada yüzde 90’dır. Sulama randımanını arttıran ve sulama suyu ihtiyacını azaltan sulama teknikleri ile sulu tarımda kullanılan suyun yarısı tasarruf edilebilmektedir. Arazilerimize kapalı, basınçlı sistemi ile su gelirse su kaybı yaşamayacağız. Ayrıca kanallardan suyu elektrik ile taşıyan üreticilerimizin de bu konuda ayrı bir masraftan kurtarmış olacağız. Basınçlı sistem ile suyu alacaklarından fazladan elektrik masrafından kurtulmuş olacaklar. Ayrıca şuan bakıyorsunuz çoğu süreçte kanallarda sular yok. Bunun çaresi kapalı/basınçlı sulama sistemine geçmektir ve bunu da acilen yapmakta fayda var. O bakımdan tarım alanlarında üretim planı yapılarak üretim deseni su varlığı da dikkate alınarak belirlenmeli, meteorolojik öngörüler dikkate alınarak yapılan uyarılara göre önlemler alınarak üretici korunmalı, ayrıca her türlü meteorolojik afetlerde üreticilerimiz yalnız bırakılmamalıdır.” Diye konuştu. Üreticiler için önemli ürün olan ve hasadı gelen mısır hakkında da konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan şu açıklamalara yer verdi; “Adana’da geçen yıl 865 bin dekar alanda mısır ekimi varken, bu yıl 649 bin dekar ekim oldu. Ekim alanı yüzde 25 düştü. Bununla beraber iklim değişikliğiyle beraber mısır genetik büyüklüğe erişemedi. Yeşil aksam küçük kaldı, tozlaşma yapamayan bazı mısırlarda koçanlar tam büyümediğinden ovamızda yüzde 20 ve hatta bazı yerlerde yüzde 30’a kadar verim kaybı var. Çiftçimiz çok zor durumda..  Hükümetimiz tarafından bu yıl için çiftçimize ayrı bir destek verilmesini talep ediyoruz. Çiftçimizin finansmana erişimi çok zor.. Üretim için yüzde 60-65 gibi bir oranı krediden oluşuyor. Bu Ziraat Bankası’ndan aldığı sübvansiyon harici.. Sübvansiyonu kullanıyor, yetmediğinde özel bankaya başvuruyor. Geçtiğimiz yıl mısıra 5 bin 700 TL’den 6 bin TL fiyat verildi yani yüzde 5 artırım oldu. Bu yıl aynı hataya düşmemeli.. Şuan serbest piyasada mısır fiyatı çok düşük.. Yurt dışından ülkemize çok mısır getirilmişti ancak getirilmemesi gerekir. Kendi çiftçimiz desteklenmeli.. Mısır fiyat çok düşük ve bu yıl bu düşük fiyatlardan alınırsa çiftçimiz para kazanamayacak. Ayrıca ofislerimizin fiyat açıklanmasını beklemeksizin öncesinde açılması ve ürünü alması gerekiyor. Fiyat düşük olursa çiftçimiz zarar edecek. Geçtiğimiz yıla oranla bu yıl düşük ekimin olması da zarar etmesinden kaynaklandı ve bu yıl başka ürünlere yöneldi. Ayrıca yöneldiği diğer ürünlerde de kazanamadı. Durumu hiç iyi değil, bana gelecek yıl için ne ekelim dediklerinde, ben de ne ekeceklerini bilmiyorum.”

Adana'da sıcak hava ayçiçeği hasadını erken getirdi Haber

Adana'da sıcak hava ayçiçeği hasadını erken getirdi

Adana'da aşırı sıcak hava, ayçiçeğinde toprağı çatlatırken hasadı da yaklaşık 10 gün erkene çekti. Kent genelinde ki ayçiçeğinden kuraklık nedeniyle 180 bin ton rekolte hedefleniyor. Türkiye'nin önemli hububat üretim merkezlerinden Adana'da, birçok ürünün ham maddesi olan ayçiçeğinde hasat başladı. Türkiye ayçiçeği üretiminin yaklaşık yüzde 10'unu gerçekleştiren Adana'da bu yıl 650 bin dekardan 180 bin ton rekolte hedefleniyor. Sıcak hava toprağı kuruttu Öte yandan merkez Yüreğir ilçesinin Belören Mahallesi'nde yetişen ayçiçeklerinde sıcak hava nedeniyle toprak kurudu. Dron ile çekilen görüntülerde toprağın kuruduğu net bir şekilde görüldü. “Ay sonuna hasat bitecek” Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, ayçiçeğinin stratejik bir ürün olduğunu belirterek, “Ay sonuna doğru hasat bitecek. Bu sene biz ayçiçeğinde çok iyi rekolte bekliyorduk. Ancak 2-7 Haziran arasında yaşanan sıcaklarda ayçiçeği kurudu. Bu yıl kıraçlarda geçen yıl ile aynı verimi bekliyoruz. Ovada ise kıraç bölgelere göre biraz daha fazla yüksek verim alacağız” dedi. “Fiyatı hükumet açıklasın” Ayçiçeği fiyatlarının halen açıklanmadığını anlatan Doğan, “Ayçiçeği fiyatını bu sene 20 lira bekliyoruz. Buğday ve mısırda olduğu gibi ayçiçeği fiyatının da hükumetimiz tarafından açıklanmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı. “13 lira kurtarmaz” Üretici Eyüp Metin ise verimin dönüm başına 100-150 kilogram arasında olduğunu anlatarak, “Fiyatlar halen açıklanmadı. Çukobirlik kendi ortaklarından kilogramını brüt 15.30 liraya alıyormuş. Eğer fiyat buysa biz 13 liraya satarız. Bu da bizi kurtarmaz” diye konuştu.

Adanalı buğday üreticileri üzgün: Alım fiyatında güncelleme yapılmayacak Haber

Adanalı buğday üreticileri üzgün: Alım fiyatında güncelleme yapılmayacak

Türkiye'nin tarımsal üretiminin önemli bölümünün karşılandığı Adana'da buğday üretimi yapan çiftçiler, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın buğday alım fiyatında güncelleme yapılmayacağına yönelik açıklamasına üzüldü. 2023-2024 üretim sezonunda yağışların düzensiz ve geç gelmesi ve sıcaklıkların aniden yükselmesinin bazı bölgelerde bitkide dane oluşumunu olumsuz etkilediğini belirten Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, arpa ve buğdayda rekoltenin düşeceği göz önünde bulundurularak, açıklanan müdahale alım fiyatlarının revize edilmesini talep etmişti. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, açıklanan buğday alım fiyatının, çiftçilerin ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalmasına yol açtığını belirterek, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın bu konuda güncelleme yapılmayacağına yönelik açıklamasının, üreticileri üzdüğünü söyledi. Mehmet Akın Doğan, geçtiğimiz günlerde TMO tarafından yapılan açıklamaya göre; 2024 mahsulü hububat alım fiyatlarının (2. gruplar için) ton başına; makarnalık buğdayda 10.000 TL, ekmeklik buğdayda 9.25 TL, arpada 7.25 TL olarak belirlendiğini anımsatarak, “Söz konusu açıklamada, ‘Bakanlığımızca, Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı üreticilerimize buğday için ton başına 1.750 TL'ye kadar, arpa için ton başına 750 TL'ye kadar fark ödemesi desteği verilecektir. Bakanlığımızca verilecek fark ödemesi desteği ile birlikte üreticilerimizin eline ton başına; makarnalık buğdayda 11.750 TL,  ekmeklik buğdayda 11.000 TL, arpada 8.000 TL geçecektir.’ ifadeleri yer almıştı. Türkiye'nin tarımsal üretiminin önemli bölümünün karşılandığı Adana'da buğday üretimi yapan çiftçiler, 15 TL olmasını bekledikleri buğday alım fiyatının düşük olmasıyla hüsrana uğradı” dedi. Mehmet Akın Doğan, gerek Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ve gerek ülke genelindeki Ziraat Odaları Başkanları tarafından buğday ve arpada müdahale alım fiyatlarının revize edilmesini sıklıkla dile getirdiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Örneğin Adana'da bu sezon kent genelinde 1 milyon 330 bin dekar alanda buğday ekildi. Toplam 750 bin tona yakın rekolte beklenen kentimizdeki üreticiler, açıklanan fiyattan memnun olmadı. Ton başına 15 bin lira alım fiyatı, prim desteğinin ise ton başına 3 bin TL olmasını istiyorduk. Ancak ‘Evdeki hesap çarşıya uymadı’ misali, açıklanan fiyatlar ovadaki üreticileri gerçekten hüsrana uğrattı. Alım fiyatlarının revize edileceği umuduyla beklerken, Sayın Bakan Yumaklı’nın alım fiyatında güncelleme yapılmayacağını ifade etmesi, tüm üreticilerin boynunu büktü. 'Buğday, stratejik bir ürün olarak hem ekonomik büyüme hem de gıda güvenliği için vazgeçilmez' İstihdamdan ihracata, gıda sanayisinden enerji üretimine kadar geniş bir yelpazede etkili olan buğday, stratejik bir ürün olarak hem ekonomik büyüme hem de gıda güvenliği için vazgeçilmezdir.  Geçen yıl Haziran ayında ekmek 5 TL idi, bugün ekmek 2 TL'lik artışla 10 TL oldu. Yani ekmeğe buğday fiyatları henüz açıklanmadan yüzde 100 zam geldi. Dekarda veya kilo başına üretim maliyeti belli olan buğday alım fiyatının Türkiye şartlarına göre revize edilmesini umutla bekliyoruz. Bu, sürdürülebilir tarım açısından son derece önemli.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.