TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Medipol Üniversitesi

İLKHABER-Gazetesi - Medipol Üniversitesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Medipol Üniversitesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Görme engelli oğluna Haber

Görme engelli oğluna "gölge öğretmen" olarak destek veren anneye teşekkür belgesi

Üniversiteden mezun olan Eyüp Ensar'ın annesi Fatma Ögel, görme engelli oğlunu lisans eğitimi boyunca "hiç yalnız bırakmadığı" için teşekkür belgesi verildi. Doğuştan yüzde 100 görme engelli olan 22 yaşındaki Eyüp Ensar Ögel, eğitim hayatı boyunca annesi Fatma Ögel'in desteğiyle okula devam etti. İstanbul Medipol Üniversitesi 2023-2024 Mezuniyet Töreni'nde ise İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümünden mezun olan Ögel diplomasını annesiyle aldı. Törende sahneye davet edilen anne Fatma Ögel'e, 4 yıl boyunca gösterdiği emeklerden ötürü İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Büyükaslan tarafından teşekkür belgesi verildi ve cübbe giydirildi. "Gölge öğretmen" olarak oğlunun derslerine yardımcı olan, her gün okula gidip gelmesine eşlik eden anne Fatma Ögel'e verilen teşekkür belgesinde, "Anneliğin anlamını hakkıyla yerine getiren sizlerin gösterdiği fedakarlık takdire şayandır. Bu vesileyle bir hakkı teslim etmek üzere şahsınızda tüm annelere ve sizlere teşekkür ediyoruz." ifadeleri yer aldı. "AİLELER, ÇOCUKLAR BİR ŞEYLERİ BAŞARMAK İÇİN ÇIRPINIYORLAR" Fatma Ögel yaptığı açıklamada, oğlunu doğduğu günden bugüne desteklediğini, bebekliğinde oynadıkları oyunların bile onun engeline ve gelişimine yönelik eğitici aktiviteler olduğunu söyledi. İlkokulda oğlu için Braille alfabesi öğrendiğini anlatan Ögel, "İlkokula başladı, kabartmayı öğrenmesinde hep yardımcı oldum. O hikaye kitaplarını kabarttım ilk başta, o rahat okusun diye. Çünkü çok seviyordu okumayı, oturur akşam ona kabartma yazı yazardım, yapıştırırdım. Resimli tarafına yapıştırırdım ki yazı olan kısımda öğretmeni takip etsin onu." dedi. Ögel, Braille alfabesinin yanı sıra başka derslerde de birlikte çalıştıklarını aktararak, oğlunun bir tek yeteri kadar iyi okuyamadığı için İngilizcesini beğenmediğini anlattı. Kendi eğitim hayatına değinen Ögel, 1990'da Haydarpaşa Lisesi'nden mezun olduğunu aktararak, "Babam biraz istemedi kız çocuğunun okumasını. Okuyamadım, okumadım, okutulmadım diyeyim. Eyüp'ün üstüne çok yüklendim. Bazen sıktım, kabul ediyorum. Bence ikinci üniversiteyi de okumalı, okumanın yaşı yok. Belki ben de başlayabilirim. Neden olmasın?" diye konuştu. Ögel, oğlunun diploma aldığı sırada kendisine de cübbe giydirildiği anlara değinerek, "Beni çok mutlu ettiler. Hala şokunu atlatamadım. Arayanlar, tebrik edenler, ağlayanlar, 'Ay çok duygulandık.' diyenler... Müthiş, hiç unutamayacağım bir gündü. Çok teşekkür ederim hepsine." dedi. Oğlunun üniversite mezuniyetinden duyduğu mutluluğu dile getiren Ögel, "Yapacağını biliyordum. Ben ondan daha çok hedef koyuyorum önüme. O biraz daha kendisini geri çekiyor ama ben onun ne olduğunu çok iyi biliyorum. Hep öyle demişimdir 'Sen bunu yaparsın, sen bunu başarırsın.' diye. Daha da güzel şeyler olacak Allah'ın izniyle." ifadelerini kullandı. Ögel, engelli çocukların ebeveynlerine seslenerek, şöyle devam etti: "Ben çocukların anneleri, aileleri destek olunca bir şeyler yapabileceklerine inanıyorum. Sadece önümüzü bazı şeyler kesiyor. Mesela benim en basiti yaşadığım, Eyüp Ensar çok yüzmeyi istedi, 'Ben çok iyi yüzeceğim.' dedi. İnanın Göztepe, Kadıköy civarında bir havuz bulamadım. Hepsi engelini görünce geri çekiyordu, 'Yapamaz, edemez.' Çevre daha çok köstek oluyor bu duruma yoksa aileler, çocuklar bir şeyleri başarmak için çırpınıyorlar." EYÜP ENSAR VE ANNESİNİN MEZUNİYET SEVİNCİ Okulunu başarıyla tamamlayan Eyüp Ensar Ögel de kendisinin ve annesinin emeklerinin boşa gitmediği için çok mutlu olduğunu söyledi. Ögel, "Annemin desteği olmasa eğitim hayatım daha zorlu geçecekti, bu konuda kendimi şanslı buluyorum, annemin hakkını ödeyemem." dedi. Bir kardeşi olduğunu aktaran Ögel, "Normal ağabey, kardeş gibi kavga ederiz, barışırız, konuşuruz. Annem zaten hiçbirimizi birimizden ayırt etmez. O görüyor bu arada, hiçbir engeli yok, benim gibi değil, hep görüyor. Ona 'A' verdiyse bana da 'A' verdi. Yani hiç ayrımcılık yapmadı." ifadelerini kullandı. Çevresinden yana kendini olabildiğince şanslı bulduğunu dile getiren Ögel, "Hep çevremde, 'Yardıma ihtiyacın var mı?', 'Biz lavaboya gidiyoruz, gelmek ister misin?', 'Bir ihtiyacın var mı?' diyen insanlar çok oldu. İyi ki de varlar." diye konuştu. Ögel, gelecek hedefleriyle ilgili, "Öncelikle hedefim, bir iş sahibi olmak istiyorum. Yaş 22-23. Kendi paramı kazanmak, yemek istiyorum. Önceliğim iş ama sonrasına bakalım ne olacak?" dedi.

Yetersiz beslenen çocuk öğrenmede güçlük yaşıyor Haber

Yetersiz beslenen çocuk öğrenmede güçlük yaşıyor

İSTANBUL (AA) - Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi'nden Diyetisyen Gizem Gençyürek Yılmaz, yapılan araştırmalarda dengesiz beslenen çocuklarda dikkat sürelerinin kısaldığının ve öğrenmede güçlük yaşandığının gözlemlendiğini belirtti. Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Yılmaz, okul çağı çocuklarına sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmanın hem obezite riskini önlemede hem de gelişimlerine katkı sağlamanın yanında ileride oluşabilecek kalp damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon gibi kronik hastalık risklerini de en aza indireceğini anlattı. Beslenme alışkanlıklarının büyük bir kısmının okul çağı yaşlarında edinildiği ve ailelere büyük görev düştüğünü ifade eden Yılmaz, "Çocuklarının yanında sağlıklı beslenerek onlara örnek olmak, uykuya öncelik verip kahvaltılarını atlamalarına izin vermemek, okul seçerken kantin ve yemekhaneleri incelemek, çocuklara sebze yeme alışkanlığı kazandırmak gelişimleri için çok önemli. Çocuklar beslenme konusunda bilinçli olmadıklarından ihtiyacı olanları değil, canının istediklerini yemek isterler. Bu durumda ailelere çok iş düşüyor. Okul çağından itibaren kazanılan sağlıklı ve doğru beslenme alışkanlığının kişinin akademik başarısına olumlu etkisi var. Yapılan araştırmalarda dengesiz beslenen çocuklarda dikkat sürelerinin kısaldığı ve öğrenmede güçlük yaşandığı gözlemleniyor." değerlendirmesinde bulundu.- "Kademeli düzenlemeler yapmak işleri kolaylaştırır"Yılmaz, okulların açılmasının çocuklar için düzene girme fırsatı olduğunu belirterek, çocukların yaz tatilinin ardından bu duruma tekrar adapte olmakta zorlandığını, bu süre içerisinde ebeveynlerin öncelikle sabırlı davranması gerektiğini aktardı. Kademeli düzenlemeler yapmanın hem çocuk hem de ebeveyn tarafından işleri kolaylaştıracağına vurgu yapan Yılmaz, "Örneğin, tatil döneminde çok fazla dondurma tüketen bir çocuğun elinden dondurmayı tamamen almak sağlıklı beslenme adımlarını zorlaştırır. Bunun yerine okuldan eve gelen çocuğun zaman zaman ara öğünlerine ev yapımı dondurmalar, sütlü tatlılar veya yemekten hoşlandığı besinleri eklemek tekrar sağlıklı ve düzenli yeme alışkanlığı kazanmasına yardımcı olacaktır." ifadelerini kullandı. - "Çantasına farklı alternatifler koyun"Çocukları sağlıklı ve dengeli beslenmeye teşvik etmek için beslenme çantalarına her gün aynı besinleri koymak yerine farklı alternatiflere yönelmenin daha sağlıklı olacağını kaydeden Yılmaz, beslenme çantasına koyulması gerekenleri şöyle sıraladı:"Mutlaka her besin grubundan yiyecek/içecek bulundurmaya özen gösterin. Mevsimine göre sebze ve meyvelere yer verin. Enerji ihtiyaçları için sağlıklı yağ kaynakları olan kuruyemişleri ekleyin. 7-14 yaş arası en hızlı boy uzamasının yaşandığı dönemdir. Bu dönemdeki çocuklar diğer yaş gruplarına göre çok daha fazla kalsiyuma ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle beslenmelerinde mutlaka süt ürünleri yer verin. Hazır meyve suları, limonata yerine evde kendi sıktığımız meyve sularına veya sütleri tercih edin. Kek, poğaça gibi ürünleri hazır almayın, evde tam buğday unu ile hazırlayın. Kahvaltıyı evde yapmıyorsa peynirli tam buğday sandviç, tost ile ev yapımı meyve suyu koyabilirsiniz. Öğle yemeğini evde hazırlıyorsanız çantasına tavuklu ve sebzeli tam buğday sandviçi ve ayran koyun. Ara öğünleri için, taze mevsim meyvesi ile çiğ badem, fındık, ceviz gibi kuruyemişler tercih edilebilir veya ev yapımı kek ile süt güzel bir ara öğün tercihi olabilir."Yılmaz, su tüketiminin de önemine değinerek, çocukların yanlarına mutlaka su verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Deprem sonrası çocukların okula uyum süreci için 5 öneri Haber

Deprem sonrası çocukların okula uyum süreci için 5 öneri

İSTANBUL (AA) - Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi'nden klinik psikolog Gözde Göktaş, deprem sonrasında çocukların normal yaşamlarına dönüşlerinde kilit rol oynayacak ebeveynlere ve öğretmenlere tavsiyelerde bulundu.Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi'nden yapılan açıklamada konuya ilişkin görüşleri yer alan Göktaş, 11 ilde yıkıcı sonuçlar doğuran depremlerden etkilenen çocukların, eski yaşamlarına geri dönmeye ve eğitim hayatına uyum sağlamaya çalıştığını belirterek, çocukların deprem sonrası hissettikleri kaygı ve üzüntü gibi duyguların hayata uyum sürecini etkileyebileceğini bildirdi.Deprem sonrasında çocukların normal yaşamlarına dönüşlerinde kilit rol oynayacak ebeveynlere ve öğretmenlere tavsiyelerde bulunan Göktaş, şu değerlendirmelerde bulundu:"Deprem sonrasında çocukların okula ve hayata dönüşleri için güvenli bir ortam sağlanması, rutinler oluşturulması, duygularını ifade etmelerine izin verilmesi, sosyal etkinliklere katılmaları sağlanması ve gerektiğinde profesyonel yardım almalarının sağlanması önemlidir. Bu adımlar, çocukların deprem sonrası yaşadıkları zorlukları aşmalarına yardımcı olabilir ve normal yaşamlarına geri dönmelerini kolaylaştırabilir."Göktaş, depremden etkilenenlerin okula ve hayata uyum sürecinin çocuklara göre değişebileceğine değinerek, deprem sonrası çocukların güvende hissetmek ve normal bir hayatın mümkün olduğunu bilmek için zamana ve desteğe ihtiyaç duyacaklarını anlattı.- "Çocuklara güvende olduklarına dair güvence verin"Gözde Göktaş, ailelerin ve öğretmenlerin, çocuklara güvende olduklarına dair güvence vermesi gerektiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:"Çocuklar, özellikle evde ve okulda güvende olduklarını bilmeli. Deprem sonrasında, çocuklar için rutinler oluşturmalı. Okula gitmek, yemek yemek, uyumak gibi günlük aktivitelerde rutinleri korumak, çocukların kendilerini daha güvende ve kontrol altında hissetmelerine yardımcı olabilir. Ayrıca deprem sonrasında çocukların duygularını ifade etmelerine izin vermek oldukça önemlidir. Çocukların duygularını ifade etmeleri, onların iç dünyalarını paylaşmaları, korkularını ve endişelerini ifade etmeleri ve rahatlama hissetmeleri açısından önemlidir."Göktaş, sosyal etkinliklerin afet sonrasında çocukların normal hayata dönüşlerinde önemli olduğunu kaydederek, "Aileler ve öğretmenler, çocukların sosyal etkinliklere katılmalarına yardımcı olabilirler. Okulda, kulüplere ve diğer aktivitelere katılmalarını sağlamak, çocukların arkadaşlarıyla zaman geçirmelerine destek olabilir." değerlendirmesinde bulundu.Deprem sonrasında bazı çocukların psikolojik rahatsızlıklar yaşayabileceğine işaret ederek Göktaş, onların ruh sağlığına iyi gelmesi ve iyileşmelerini hızlandırabilmek adına ihtiyaç dahilinde profesyonel yardıma yönlendirmesinin uygun olacağını bildirdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.