TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Maymun Çiçeği

İLKHABER-Gazetesi - Maymun Çiçeği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Maymun Çiçeği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Maymun Çiçeği virüsü pandemi etkisi oluşturur mu? Kuluçka süresi ve korunma yöntemleri nelerdir? Haber

Maymun Çiçeği virüsü pandemi etkisi oluşturur mu? Kuluçka süresi ve korunma yöntemleri nelerdir?

Çiçek hastalığının tarihe karışmasının ardından, benzer özelliklere sahip yeni bir virüs olan Maymun Çiçeği, sağlık uzmanlarının dikkatini çekiyor. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümünden Doç. Dr. Servet Öztürk, hastalıkla ilgili merak edilenleri yanıtladı. KULUÇKA SÜRESİ VE BELİRTİLER NELERDİR? Doç. Dr. Öztürk, Maymun Çiçeği virüsünün kuluçka süresinin ortalama 12 gün olduğunu ve 4-20 gün arasında değişebileceğini belirtti. Hastalığın ilk belirtilerinin arasında ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, halsizlik ve lenf bezlerinde şişme yer alıyor. Daha sonra döküntüler ortaya çıkıyor ve bu döküntüler genellikle yüzde başlayıp vücudun diğer bölgelerine yayılıyor. İYİLEŞME SÜRECİ VE ÖLÜM ORANI NEDİR? Hastalığın genellikle kendiliğinden iyileştiğini belirten Doç. Dr. Öztürk, iyileşme süresinin 2-4 hafta arasında olduğunu söyledi. Afrika’da görülen vakalarda ölüm oranı yüzde 1-10 arasında değişirken, 2003 ABD salgınında ölüm bildirilmedi. Ölüm oranının, hastanın genel sağlık durumu ve eşlik eden hastalıklarla ilişkili olduğunu ifade etti. KORUNMA YOLLARI NEDİR? Doç. Dr. Öztürk, hastalıktan korunmak için sağlıklı yaşam alışkanlıklarının önemini vurguladı. Akdeniz diyetiyle beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, sigara ve alkol kullanmamak gibi alışkanlıkların bağışıklık sistemini güçlendireceğini belirtti. Ayrıca, çocukluk çağında çiçek aşısı olan kişilerin bu hastalığa karşı daha dirençli olabileceği ifade edildi. MAYMUN ÇİÇEĞİ VİRÜSÜ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER Bulaşıcı bir hastalıktır: Maymun Çiçeği virüsü, bulaşıcı bir hastalıktır ve bu nedenle hasta kişilerle yakın temas kurulmamalıdır. Kendiliğinden iyileşebilir: Hastalık genellikle kendiliğinden iyileşir ancak bazı durumlarda ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Tedavi: Hastalığın tedavisinde destekleyici bakım uygulanır. Acil kullanım onayı olan bir aşı bulunmaktadır. Korunma: Sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve çiçek aşısı, hastalıktan korunmada önemli rol oynar.

Sağlık Bakanı Memişoğlu: Türkiye'de 2024'te maymun çiçeği hastalığıyla ilgili bir tanı konulmadı Haber

Sağlık Bakanı Memişoğlu: Türkiye'de 2024'te maymun çiçeği hastalığıyla ilgili bir tanı konulmadı

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, M çiçeği virüsüne ilişkin, "Bilim insanlarıyla oturup konuştuğumuzda Türkiye'de 2024'te bu görülmedi. Şu ana kadar ülkemizde bu son maymun çiçeği hastalığıyla ilgili bir tanı konulmadı." dedi. Habertürk TV'de gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Memişoğlu, maymun çiçeği salgınının 20 yıldır Kongo'da olduğunu, yeni bir hastalık olmadığını söyledi. Dünya Sağlık Örgütünün Temmuz 2022'de bugünkü gibi acil durum ilanı yaptığını kaydeden Memişoğlu, Mayıs 2023'e kadar bu ilanın devam ettiğini, o zaman da Avrupa ve Türkiye'de birkaç vaka görüldüğünü anımsattı. Memişoğlu, "Şu an bizde yok. Şimdi farklı bir versiyonla 2024'te yeniden aynı bölgede görülüyor. Bu hastalık normalde o bölgede zaten görülen bir tür. Bu, daha çabuk bulaştığı, temas yoluyla bulaştığı söylenen bir çeşidi. Bilim insanlarıyla oturup konuştuğumuzda Türkiye'de 2024'te bu görülmedi. Şu ana kadar ülkemizde bu son maymun çiçeği hastalığıyla ilgili bir tanı konulmadı. Yani bizde şu ana kadar yok, inşallah da olmasın." ifadelerini kullandı. "Alarmdayız" Memişoğlu, gerekli hazırlıkların yapıldığını belirterek, "Bu acil durumdan sonra bilim kurulumuzu oluşturduk ve bu hastalıkla ilgili eğer ülkemize gelirse nasıl bir önlem alınması gerekir, gelmeden nasıl bir önlem alacağız, gelirse ne yapacağız, bunlarla ilgili bütün planlamalarımızı ve hazırlığımızı yaptık. Bu bilim kurulu hastalıkla mücadelenin rehberi aslında. Dünya Sağlık Örgütü ilanında bunu söylüyor. Hazırlıklı olun ama yayılıp yayılmayacağı konusunda bir netlik yok çünkü lokalize kalıyor genelde Afrika'da bu hastalık. Tabii ki başka yerlerde tek tük olacaktır ama salgın şeklinde olma ihtimali, bilim insanlarının söylediği kadarıyla Kovid gibi olmayacağını herkes ifade ediyor. Kovid temasla değil tamamen solunum yoluyla bulaştığı için yaygın bir hastalık oldu." diye konuştu. Virüsün yapısının değişebileceğini veya başka bir virüsün de salgın yapabileceğini kaydeden Memişoğlu, "Biz sağlık sistemi olarak buna hazırlıklıyız. Tüm önlemlerimizi almaya başladık. Nasıl Kovid'te başarılı olduysak, sağlık sistemimizle, insan gücümüzle buna da hazırlıklıyız. Testinden aşısına kadar her türlü önlemi alıyoruz." dedi. Memişoğlu, bilim insanlarının, çiçek aşısı olanların bu hastalıktan yüzde 85 korunduğu yönünde açıklamaları olduğunu hatırlatarak, "1980'e kadar ülkemizde zaten çiçek aşısı olmayan hemen hemen yok. Yine de her türlü önlemi alıyoruz. Hastalık nedir, nasıl dolaşıyor, nasıl davranacağız, bunların hepsini bilim kurulumuzun rehberinde yayınladık. Bu rehbere web sayfamızından ulaşılabilir." ifadelerini kullandı. Hastalığın ateş ve baş ağrısıyla başladığının bilindiğini kaydeden Memişoğlu, Afrika'dan hikayesi olan bu tür vakaları takip etmeye çalıştıklarını belirtti. Memişoğlu, "Şu an için alarm durumu yok. Milletimiz rahat etsin. Biz alarmdayız, toplumun alarmda olmasını gerektirecek bir husus yok. Son varyantın öldürme oranının biraz daha yüksek olduğunu gösteriyorlar. Ama tabii ki 15 bin vatandaş etkilenmiş Kongo'da. İşte 517, Dünya Sağlık Örgütünün söylemesine göre ölü var. Ama genelde başka hastalıkları olan düşkün insanlarda ölüm oranının yüksek olduğunu ifade ediyorlar. O nedenle de takip ediliyor." dedi. Hastalığın aşısı olduğunun söylendiğini kaydeden Memişoğlu, ancak son versiyonla ilgili net bir bilginin şu anda kimsede olmadığını ifade etti. Memişoğlu, hastalıkların sığınmacılar geldikten sonra çıktığına dair tartışmalar yaşandığının hatırlatılması üzerine, böyle bir durumun olmadığını söyledi. "9 aşıyı kendimiz üretmeye başlayacağız" Aşılar konusunda toplumun bilinçlenmesi gerektiğine dikkati çeken Memişoğlu, "Aşılarımızı kendimiz üreteceğiz. 9 aşıyı kendimiz üretmeye başlayacağız. O zamanlar belki dışarıdan temini daha kolay gözüktü ama şimdi bu aşıları yeniden yapacağız. İnsan gücü, insan kalitesi çok iyi Türkiye'nin. Altyapımızı da hazırlıyoruz. İnşallah bu aşıların hepsini kendimiz üretir hale geleceğiz." dedi. Hekim açığı olduğundan söz eden Memişoğlu, hekimlerle gurur duyduğunu belirterek, "Çok özveriyle çalışıyorlar. Tabii ki istisnalar vardır ama gerçekten inanılmaz bir sağlık hizmeti sunuyoruz. Dünya sağlıkla ilgili gerçekten bizi örnek alıyor." diye konuştu. "Hekimleri toplum olarak üzdük" Memişoğlu, MHRS'ye işaret ederek, bunun bir hastanenin çalışma takvimi gibi düşünülmesi gerektiğini söyledi. Randevularla ilgili Memişoğlu, "Bu konuda bazı sıkıntılarımız olduğunu biliyorum. Hasta bir daha randevuya gidemiyor, aynı doktoru bulamıyor. Bazen aynı doktoru bulamayabilirsiniz, o doktor ayrılmış olabilir ama en azından o branşla ilgili bir organizasyonu yeniden yapacağız. Bunu aile hekiminin organize etmesini de sağlayacağız. Aile hekimiyle hastaneler ve eğitim araştırma dediğimiz üçüncü basamaklar birbiriyle haberli çalışacak. Şu anda entegre değiller. Bunu 6 ay içinde yapacağız. Aile hekimi gerektiği zaman, gerekli hasta için randevu alabilir hale gelecek." dedi. Memişoğlu, hekimlerin Türkiye'den gittiğine yönelik soruya karşılık da "Biz maalesef hekimleri son zamanlarda biraz darılttık, küstürdük, toplum olarak söylüyorum. Hekimleri toplum olarak üzdük." diye konuştu. "Birkaç tane hariç şu anda ilaç sıkıntımız yok" "İlaç sıkıntımız var mı?" sorusu yöneltilen Memişoğlu, "Hayır. Bazı ilaçlarla ilgili sıkıntılar dönem dönem oluyor ama şöyle bir şey var. Biz bir ilacın ismiyle reçete yazdığımız için o ilaç aranıyor. Bazen o ilaç olmuyor ama muadili var, aynı etken maddeli. Onu tercih etmiyor vatandaş. O zaman o ilaç yok diye algı oluşabiliyor. Birkaç tane hariç şu anda ilaç sıkıntımız yok." dedi. "SMA hastaları için ilaçların SGK kapsamına alınması gibi bir durum var mı?" sorusuna Memişoğlu, bununla ilgili bir çalışma yaptırdığını belirterek, şöyle devam etti: "Maalesef bu çocuklar mağdur ve muhtaçlar, aileleri de öyle ve devlet bu SMA hastalarının çoğuna ilacını sağlıyor. Ama bu mağduriyetten istifade eden bir kısım insanımız da oluştu maalesef. Bir bilim kurulumuz var, buna karar veriyor; ilaç yarayacak mı yaramayacak mı? Şu çalışmanın talimatını verdim; SMA hastalarında ilaçlar çocuklara ne kadar fayda etti, ne kadarının hayatını kurtardı, ne kadarını düzeltti? Bunları ilan edeceğiz. SMA hastaları bizim için devletimizin ilaçlarını ödediği hasta türüdür. Buna ama bilim kurulu, doktorlarımız karar verir. Maalesef bu konuda biraz kampanyalarla vesairelerle ipin ucu kaçmış gibi görünüyor. Bununla ilgili düzenleme yapacağız." İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinin 30 yaş altı kadınlar için ücretsiz HPV aşısı uygulaması yaptığının hatırlatılması üzerine Memişoğlu, HPV aşısının üretimiyle ilgili bir çalışmaları olduğunu kaydederek, "Üretimine başlayacağız çok yakında ve yapacağız. (30 yaş altı kadınlara) Onu öneriyoruz ama neden kullanılması gerektiğini, neden ihtiyaç duyulduğunu iyi açıklamamız lazım." dedi. Endonezya'nın Bali Adası'nda geçirdiği trafik kazasında yaralanan Tuğcan Işık'ın Türkiye'ye getirilmesinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun devreye girdiği iddiasının sorulması üzerine Memişoğlu, hastanın Sağlık Bakanlığınca Türkiye'ye getirildiğini anımsatarak, şunları kaydetti: "Sağlıkta gereğini yaparız. Farklı bir şey istediler. Herkesin istediğini yapacak durumda değiliz. Gereği neyse onu yapıyoruz. Bu arkadaşımız trafik kazası geçirmiş. Kaburgada birkaç kırığı var. Normal uçakla gelebilecek bir pozisyonda. Oradaki büyükelçimiz ve hastaneyle bizzat görüştükten sonra birkaç gün içinde normal uçakla gelebileceğini ifade ettiler. Biz de bunun üzerine onu planladık. THY'ye, büyükelçimize teşekkür ediyorum. Aldık, İstanbul Havalimanı'na getirdik. (İmamoğlu) Onun girip girmediğini bilmiyorum. Biletini vermiş, ona ben karışmıyorum. Bir hastanın özel uçakla mı helikopterle mi yoksa normal uçakla mı gelip gelmeyeceğine hastanın kliniğine, doktoruna ve gereğine göre hareket ederiz. Uçakla gelmesi gerekiyorsa, Türk vatandaşıysa Fizan'da olsa uçağı gönderir aldırtırım. Bu kadar güçlü bir devletim. Ama gerek yoksa o uçağın gidişinin maliyetini 85 milyon ödüyor." Hastanın Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde olduğunu anımsatan Memişoğlu, "Dün de onu ziyaret ettim, reklamını yapmadan. Bir istekleri var mı diye sordum. Bugün yarın taburcu edilecek. İzmir'e yine biz nakledeceğiz." dedi. "Kuduz aşıları sayısal anlamda çok fazla kullanılıyor" Kuduz vaka sayısı ve başıboş köpek sorununa ilişkin soruya karşılık Memişoğlu, kendi evinde de köpek beslediğini, çipi olan köpeğin her şeyini takip ettiğini söyledi. Memişoğlu, "Aşıların vurulma oranına baktığımızda, kuduz aşısının özellikle son 3-4 yıldır inanılmaz oranda kullanıldığını gördük. Kuduz aşıları sayısal anlamda çok fazla kullanılıyor. Sahipsiz köpeklerin dişlemesi, ısırması, kedilerin vesaire. Onun için bir önlem alınması gerekiyor, devlet de gereğini yapmış gibi gözüküyor." diye konuştu. Soru üzerine, sağlıkta şiddetin yatay seyrettiğini kaydeden Memişoğlu, iyilik yaparken şiddet görmeyi çözemediğini, sağlık çalışanlarına sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.

DSÖ, M çiçeği virüsünün Haber

DSÖ, M çiçeği virüsünün "uluslararası öneme sahip bir halk sağlığı acil durumu oluşturduğunu" açıkladı

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, "DSÖ Acil Durum Komitesi bugün toplandı ve bana durumun uluslararası öneme sahip bir halk sağlığı acil durumu oluşturduğu tavsiye görüşünü bildirdi. Bu tavsiyeyi kabul ettim." dedi. Ghebreyesus, M çiçeği virüsünün Afrika ve diğer bölgelerde daha fazla uluslararası yayılma potansiyeli olasılığı karşısında DSÖ tarafından düzenlenen Acil Durum Komitesi toplantısının açılışında konuştu. M çiçeği virüsünün Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde 10 yıldan uzun süredir bildirildiğini aktaran Ghebreyesus, bu ülkede her yıl bildirilen vaka sayısının istikrarlı bir şekilde arttığını söyledi. Ghebreyesus, 2023'te bildirilen M çiçeği virüsü vaka sayısında önemli bir artış yaşandığını hatırlatarak, bu yıl şu ana kadar Afrika ülkelerinden bildirilen vaka sayısının geçen yılın toplamını aşarak 14 bini geçtiğini, buna bağlı 524 ölüm kaydedildiğini dile getirdi. Geçen yıl Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde ortaya çıkan, cinsel ağlar yoluyla yayıldığı görülen "1b türü" virüsün hızla yayılmasının ve komşu ülkelerde tespit edilmesinin endişe verici olduğunu vurgulayan Ghebreyesus, Acil Durum Komitesi'ni toplama kararının başlıca nedenlerinden birinin bu durum olduğunu kaydetti. Ghebreyesus, temmuzda Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ne komşu olan ve daha önce M çiçeği vakası bildirmemiş Burundi, Kenya, Ruanda ve Uganda'nın hastalığın 1b türüne ait yaklaşık 90 vaka bildirildiğini anımsattı. Salgının tek bir türüne yoğunlaşmadıklarını söyleyen Ghebreyesus, "Farklı ülkelerde, farklı bulaşma yolları ve farklı risk düzeyleri olan, farklı tür salgınlarla uğraşıyoruz. Meslektaşlarım yakında size daha detaylı teknik bir sunum yapacak." dedi. Ghebreyesus, bu salgınların nedenlerini anlamak ve ele almak için etkilenen ülkelerin hükümetleri, Afrika Birliği Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (Africa CDC), sivil toplum kuruluşları ve diğer ortaklarla birlikte çalıştıklarını kaydetti. DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, gözetim, hazırlık ve müdahale faaliyetlerini desteklemek için başlangıçta 15 milyon dolar gerektiren bölgesel bir müdahale planını geliştirdiğini söyledi. M çiçeği için DSÖ uzmanlarının iki aşıyı önerdiğini kaydeden Ghebreyesus, bu aşıların DSÖ tarafından listelenen ulusal düzenleyici kurumların yanı sıra Nijerya ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti gibi ülkeler tarafından onaylandığını vurguladı. Afrika Birliği, Afrika ülkelerinde hızla yayılan M çiçeği (mpox) virüsüne karşı kıta çapında halk sağlığı için acil durum ilan edildiğini bildirmişti. Hem hayvanlardan hem insanlardan bulaşıyor M çiçeği virüsü fareler ve sincaplar gibi kemirgen hayvanlardan veya enfekte olmuş bireylerden bulaşıyor. Virüsün neden olduğu vücut döküntülerine dokunmak, bu döküntülerin bulaştığı giysi, çarşaf, havlu ve benzeri eşyaları kullanmak ve vücut sıvılarıyla temas etmek en önemli bulaş nedenleri arasında yer alıyor. İlk belirtiler virüsü kaptıktan sonraki 5 ila 21 günde ortaya çıkabiliyor. Virüs genelde yüksek ateş, baş, sırt ve kas ağrısı, lenf bezlerinde şişlik, yorgunluk, üşüme, titreme ve ciltte su çiçeğine benzer kabarcıklara neden oluyor. Özel bir tedavi yöntemi olmayan hastalığın tedavisi antiviral ilaçlarla yapılıyor. Vakaların büyük bir kısmı hastalığı hafif geçiriyor ve birkaç hafta içinde sağlığına kavuşuyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), "maymun çiçeği hastalığı (Monkeypox)" ismini, 2022'de ırkçılık ve ayrımcılık kaygısıyla "mpox" olarak değiştirdi.

Sırada Maymun Çiçeği virüsü mü var? Haber

Sırada Maymun Çiçeği virüsü mü var?

Covid-19 pandemisinin ardından dünya genelinde bazı yeni hastalıklar daha fazla dikkat çekmeye başladı. Bu hastalıklardan biri de Maymun Çiçeği. Orta ve Batı Afrika'da yaygın olarak görülen ve Orthopoxvirüs cinsine ait olan bu zoonotik hastalık, insanlara genellikle enfekte bir kişinin veya hayvanın cilt lezyonlarıyla doğrudan temas yoluyla bulaşmaktadır. 2022 yılında dünya genelinde büyük bir salgına neden olan Maymun Çiçeği, kısa süreli belirtiler gösteren ve kendi kendine sınırlanan bir hastalık olarak tanımlanıyor. Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (Africa CDC) Salı günü, kıtada virüsün yayılması nedeniyle halk sağlığı açısından acil durum ilan etti. Bu gelişmeler, Maymun Çiçeği'nin küresel ve Türkiye'deki durumunu yeniden gündeme getirdi. AHEF Yönetim Kurulu Üyesi ve Bilim Eğitim Komisyonu Sorumlusu Dr. Zeynep Özsevimli, hastalığın güncel durumunu ve belirtilerini detaylandırarak, virüsün tedavisinin semptomları hafifletmeye yönelik olduğunu belirtti. “Maymun çiçeği virüsü için kullanılan ilaçlar ise virüsün meydana getirdiği semptom ve şikayetleri hafifletmeye yöneliktir” Dr. Zeynep Özsevimli, “Deri döküntüsü, ateş, lenf düğümlerinde şişme, kas ağrıları ve solunum probleml gibi belirtiler gösteren maymun çiçeği virüsü, insandan insana, bazen de hayvanlardan bulaşabilen bir virüstür. Özel bir tedavisi bulunmayan maymun çiçeği virüsü için kullanılan ilaçlar ise virüsün meydana getirdiği semptom ve şikayetleri hafifletmeye yöneliktir” diye ifade etti. “Son yıllarda Afrika’da kentsel alanlardan da vaka bildirimleri olmaya başlamıştır” AHEF Yönetim Kurulu Üyesi ve Bilim Eğitim Komisyonu Sorumlusu Dr. Zeynep Özsevimli, maymun çiçeği virüsünün daha çok orta ve batı Afrika'da rastlanılan, Orthopoxvirüs cinsine ait, insanlara genellikle enfekte bir kişi veya hayvanın cilt lezyonları ya da vücut sıvılarıyla doğrudan teması sonucu bulaşan zoonotik bir hastalık olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Hastalıkta, ateş, baş ağrısı, lenf bezlerinde şişme, kas ağrısı ve yorgunluk maymun çiçeği virüsünün en sık görülen belirtileridir. Bir diğer tipik belirtisi olan döküntüler genellikle yüz, eller, ayaklar ve ağızda ortaya çıkıp, bir süre sonra içi sıvı dolu lezyonlara dönüşür. Virüsün yayılımında rolü olan hayvan konakları, kemirgenler ve primatlardır. Genellikle 2-4 hafta süren belirtileri olan ve kendi kendini sınırlayan bir hastalıktır. Son yıllarda Afrika’da kentsel alanlardan da vaka bildirimleri olmaya başlamıştır."

Sağlık Bakanı Memişoğlu: Haber

Sağlık Bakanı Memişoğlu: "Maymun çiçeği ve COVID-19 için şu anda alarm durumumuz yok

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, medya kuruluşlarının Ankara Temsilcileriyle bir araya geldi. Maymun Çiçeği virüsü ve COVİD-19’a ilişkin konuşan Memişoğlu, “Maymun çiçeği ve COVID ile ilgili gelişmeleri takip ediyoruz. Ancak şu anda herhangi bir alarm durumumuz söz konusu değil” dedi. Medya kuruluşlarının Ankara Temsilcileriyle Bakanlıkta bir araya gelen Sağlık Bakanı Memişoğlu, bu buluşmanın bir tanışma toplantısı olduğunu belirterek, bakanlık tarafından yürütülen ve planlanan projeler ile bakanlığın yol haritası hakkında bilgi verdi. Toplantıda katılımcılarla eğitim ve meslek hayatı hakkında bilgiler paylaşan Sağlık Bakanı Memişoğlu, konuşmasında, Türkiye’nin COVID-19 pandemisinde ve Kahramanmaraş merkezli depremlerde de görüldüğü gibi hem insan gücü hem de altyapı olarak dünyaya örnek olacak bir sağlık sistemine sahip olduğunu belirtti. Memişoğlu, enerji, turizm ve savunma sanayii gibi sağlık sektörünün de Türkiye’de bir lokomotif olduğunu, Türkiye’nin dünyada ön plana çıkarılabilecek bir alanı olduğunu söyledi. Bunu sadece sağlık hizmeti anlamında söylemediğini ifade eden Sağlık Bakanı Memişoğlu, “Ülkemizin sağlık bilgisini ve bilimin üretebilecek, teknolojisini ve malzemesini yapabilecek kapasitesi var. Sadece bu çarkı döndürmek için biraz organizasyonel desteğe ihtiyacı var, motivasyona ve morale de ihtiyacı var. Bu konuda hep birlikte hareket etmek durumundayız” dedi. Kişilerin sağlığını hastalanmadan korumanın sağlık sisteminin iyileştirilmesine yönelik katkısını vurgulayan Memişoğlu, her yaştan insana koruyucu sağlığı anlatmayı ve uzun vadede toplumun sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanmasını sağlamayı amaçladıklarını belirtti. Memişoğlu konuşmasını, “Bugün bağımlılık ve kilo dediğimizde bunlar toplumun risklerinden en önemli iki tanesi ve hareketsizlik, beslenme bozuklukları ile doğurganlık oranlarının düşük olması esasında gelecekle ilgili en büyük risklerimiz. Bu riskleri toplumla beraber ortadan kaldırmamız gerekiyor, bu noktada sizin çok önemli bir etkiniz olacağını düşünüyorum” şeklinde sürdürdü. Ayrıca Memişoğlu, Medya kuruluşlarının üstlendiği görevin çok önemli olduğunu ve medya mensuplarının Türkiye için ne kadar kıymetli olduğuna değindi. Bakan Memişoğlu, sağlık sisteminin hem sağlık çalışanları hem de toplum açısından daha da iyi bir noktaya gelmesi amacıyla çalışacaklarını söyleyerek temel sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi politikasına ilişkin de açıklamalarda bulundu. Herkesin temel sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi konusunda hemfikir olduğunu ama bakanlık olarak bu dönemde bu iradeyi ortaya koyacaklarının altını çizen Memişoğlu, “Benim Sağlık Bakanlığı görevine başladığımda ilk gittiğim yer Kahramanmaraş’ta Aile Sağlığı Merkeziydi, ikincisi eczaneydi. Bu güçlendirme sadece Bakan olarak benim veya Bakanlık olarak bizim yapabileceğimiz bir şey değil. Sizlerin de bu konuda bize destek olmanız çok önemli. Bunu başaracaksak toplumun da kültürünü ve bilincini bu yönde artırarak yapabiliriz. Bunu hep beraber başarmamız gerekiyor. Bunu bir toplumsal politika hâline getireceğiz, bizim bunu Bakanlığımızın ana politikası yapacağımızı net söyleyeyim. İnsanlar kendi sağlığını korumak için kendisi buna yardımcı olmuyorsa kamu otoritesi ne yaparsa yapsın başarılı olamaz çünkü toplumun buna inanması ve inandırılması gerekir” dedi. Sağlık Bakanı Memişoğlu, COVID-19 pandemisinde dünyada iki senede 6 milyon kişinin öldüğünü oysa senede 17 milyon kişinin inme, kalp krizi gibi dolaşım hastalıklarından öldüğünü belirterek, “Eğer kilonuz varsa, hareketsizseniz, yanlış besleniyorsanız, stresiniz varsa kendi bedeninize bakmıyorsanız ölüyorsunuz” ifadelerini kullandı. Bakan Memişoğlu, açıklamalarının ardından temsilcilerin sorularını cevapladı. “İyinin takdir gördüğü ve daha da değerli hissettirildiği bir yapı inşa edeceğiz” Hekimlerin kendilerini değerli hissetmek istediğini ve bunun hep beraber sağlanması gerektiğini dile getiren Bakan Memişoğlu, “Hekim değerli hissederse her şey değişir; daha büyük bir özveriyle çalışır, hastasına da bize de sağlık sistemimize de sahip çıkar. Hekimlik yapanlara, kendisini mesleğine adayıp severek icra eden insanlarımıza, vatandaşlarımıza duygusal anlamda da her türlü desteği verebilecek meslektaşlarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Mesleğini iyi yapan herkesi pozitif algıyla desteklemeliyiz. İyinin takdir gördüğü ve daha da değerli hissettirildiği bir yapı inşa edeceğiz” açıklamasında bulundu. “Şehir hastanelerine sağlığın fiziksel şaheserleri diyorum” Şehir hastanelerini sağlığın fiziksel şaheserleri olarak nitelendirdiğini belirten Memişoğlu, “Kurumların bir kültürü olması gerekiyor. Tabii ki bir kültürün oluşması, ruh yapısının gelişmesi için de bir süreç gerekiyor. Bu kültür kısa bir sürede oluşturulacak bir kültür değildir. Tüm eleştirilere rağmen biz bu konuda çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Şehir Hastaneleri Türkiye’nin geleceği ile ilgili sağlık bilgisinin üretileceği, çalışmaların yapılabileceği, sadece hizmet alanında değil Türkiye’nin medarıiftiharı olacak bilimin ve teknolojin de geliştirileceği alanlar olarak planlıyoruz. Türkiye’ye en faydalı olacak şekilde yürütülmesini ve topluma daha iyi anlatılmasını hedefliyoruz. Şehir Hastanelerinde yalnızca destek hizmetleri firmalar tarafından yönetiliyor. Bu firmalardan birkaçı uluslararası alanda da sağlık hizmeti sunabilecek bir yapıya ulaştı. Özel sektörün gelişmesi kamunun ilerlemesine de destek sunuyor. Şehir Hastanelerinde bazı değişikliklere ihtiyaç olabilir ancak bu hastaneler konusunda kötü algı oluşturmak maalesef yanlış. Çok net söylüyorum: Şehir Hastaneleri medarıiftiharlarımız” değerlendirmesinde bulundu. “Ben sadece kamunun değil tüm sağlığın bakanıyım” Bakan Memişoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Sağlık Bakanı olarak kamunun, üniversitelerin, özel sektörün, ilaç sanayinin, sağlık teknolojisi ürünü ortaya koyanların, her birinin Sağlık Bakanıyım. Hepsinin sağlık hizmeti anlamında nasıl büyüyeceğine nasıl gelişeceğine ön ayak olmak ve onların yolunu açmakla mükellefim. Ben sadece kamunun değil tüm sağlığın bakanıyım. Özel sektörün de büyümesi ve gelişmesi gerekiyor.” “Sağlığın suistimaline izin vermeyeceğiz ve bu konunun üzerine gideceğiz” Sağlığın bir kamu hizmeti olduğuna dikkati çeken Memişoğlu, “Özel sektör eliyle işletilen sağlık kuruluşları da kamu hizmeti vermektedir. Yalnızca işletme ve finansman yönünden farklıdırlar. Sağlıkla ilgili tıbbi gereklilik haricinde işlem yapan tüm kuruluşlar kamu özel fark etmeksizin denetlenir ve cezalandırılır. Bazen şikâyet üzerine, bazen rutin bazen de habersiz denetleme yapılır. Bu konuda oldukça iyi bir altyapıya sahibiz. Sağlık hassas bir konu, vatandaşlarımız her türlü sese kulak verebilir ve mağdur olabilir. Sağlığın suistimaline izin vermeyeceğiz ve bu konunun üzerine gideceğiz. Dünyaya örnek olacak, iyi sağlık hizmeti sunan bir özel sektörümüz var. Özel sektör de kamuya hizmet ediyor ve ülkemize büyük bir fayda sağlıyor. Bizim kontrolümüzde sağlığı kamu hizmeti olarak gören bir özel sektörü teşvik edeceğiz” ifadelerine yer verdi. “İşi olan, işini yapan bir bakan olmayı tercih edeceğimi buradan söylüyorum” Algı yönetmek yerine daha çok iş yöneteceklerine vurgu yapan Sağlık Bakanı Memişoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Sosyal medyada görünürlük açısından benden çok Sağlık Bakanlığını göreceksiniz. Bunu net bir şekilde ifade ediyorum: İşimizi göreceksiniz. İş odaklı çalışacak ve kendimizi diğer taraflara kaptırmayacağız. Kişisel sosyal medyamı ben yönetiyorum ve ben yöneteceğim, hata da yapabilirim. Haklısınız, profesyonel destek alın tavsiyesinde bulunmak içinizden geçiyordur. Ancak burası benim sosyal medyam, kişisel olarak Bakan unvanı sorumluluğuyla bir devlet çalışanı olarak, kendi sosyal medyamı kendim yönetiyorum. Sosyal medya profesyonelliği gerektiriyor, bu konuda profesyonel olmadığım için yalnızca belirli aralıklarla kendi sosyal medyamı kullanacağım.” “Eleştirilerde önce biz ne yaptık diye sorguluyoruz” Bakan Memişoğlu, mümkün olabildiği kadar polemikten uzak durmak istediklerini, enerjilerini kavga ve geçmişe harcamamak istediklerini kaydederek, “Bu durum geleceğe bakmak ve iş yapmakla ilgili maalesef bizleri geri bırakıyor. Karşı taraftan gelen eleştirilerde önce biz ne yaptık diye sorguluyoruz. Bazen Bakanlık niye cevap vermiyor diye düşünecek olursanız, emin olun ki o sırada işimizi yapıyoruz. Kendimiz üstümüze düşünleri yapacak, sonra başkalarına bakacağız” şeklinde konuştu. “Aile sağlığı merkezlerimiz ile 2'nci ve 3'üncü basamak sağlık kuruluşlarını entegre edeceğiz” Birinci basamak sağlık hizmeti sunan aile hekimliğini kuvvetlendirmenin yanı sıra vatandaşların aile hekimine başvurmalarını da teşvik edecek adımlar atacaklarını söyleyen Memişoğlu, “Sorunların köküne gidecek, sorunları kökten çözme gayretinde olacağız. Açıkça ifade ediyorum ki; Bu süreci yürütürken zorlayıcı bir yaklaşım yerine teşvik edici bir anlayış benimseyeceğiz. Aile Sağlığı Merkezlerimizdeki kurum kültürünü daha ileri seviyeye taşıyacak ve bu merkezlerimiz ile 2'nci ve 3'üncü basamak sağlık kuruluşlarını entegre edeceğiz” dedi. “Hizmet sunanların hizmetkarı olacak, 85 milyon için çalışacağız” “Üniversiteler gelecekteki sağlık hizmeti sunumu kapasitesi ve niteliğini de etkiliyor” diyen Memişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hocalarımız ve eğitim altyapımız ne kadar kaliteliyse sağlık insan gücü de o nispette iyi olacaktır. Yönetici olarak görevimiz doğruyla yanlışı ayırmak, haklının hakkını savunmak, doğruyu takdir etmek ve yanlışı cezalandırmaktır. Sağlıkta doğruları daha çok ifade edecek, hizmet sunanların hizmetkarı olacak ve 85 milyon için çalışacağız.” Ayrıca Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile iş birliği konusunda açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, bazı branşlarla ilgili YÖK ile çalıştıklarını, istihdama göre planlamalar yapacaklarını ve insan gücü planlamasını YÖK’e ileteceklerini vurguladı. Maymun çiçeği virüsü ve COVID-19’a ilişkin soruları yanıtlayan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “Maymun çiçeği ve COVID ile ilgili gelişmeleri takip ediyoruz. Ancak şu anda herhangi bir alarm durumumuz söz konusu değil” dedi. Eczanelerde ilaç temini konusundaki soruları da cevaplayan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, eczanelerde ilaç sorununun olmadığını, konunun doğrudan ilaç markası üzerinden değil etken maddesi üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti ve ilaç temini konusunda herhangi bir sorunun bulunmadığını dile getirdi. Toplantıya haber ajansı, televizyon ve gazetelerin Ankara Temsilcileri ile Sağlık Bakanlığından yetkililer katıldı.

Africa CDC, Maymun çiçeği virüsü nedeniyle kıtada Haber

Africa CDC, Maymun çiçeği virüsü nedeniyle kıtada "Halk Sağlığı Acil Durumu" ilan etti

Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (Africa CDC), Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nden komşu ülkelere yayılan maymun çiçeği virüsü nedeniyle kıta genelinde "halk sağlığı acil durumu" ilan etti. Maymun çiçeği virüsü Afrika kıtasında yayılmaya devam ediyor. Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (Africa CDC), Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nden komşu ülkelere yayılan maymun çiçeği virüsü nedeniyle kıta genelinde "halk sağlığı acil durumu" ilan etti. Africa CDC Genel Direktör Jean Kaseya, "Kurumlarımızı, kolektif irademizi, kaynaklarımızı hızlı ve kararlı bir şekilde harekete geçirmek için bugün kıtasal güvenliğimiz için bu halk sağlığı acil durumunu ilan ediyoruz" dedi. Kaseya, Afrika kıtasının 10 milyon dozdan fazla aşıya ihtiyacı olduğunu ancak sadece 200 bin doz aşının mevcut olduğunu belirterek, "2024 yılında 3 milyon dozdan başlayarak Afrika'da 10 milyondan fazla dozu güvence altına almak için net bir planımız var" dedi. Africa CDC, bu yıl kıtada şimdiye kadar 15 binden fazla maymun çiçeği vakası ve 461 ölüm rapor edildiğini aktararak, bunun geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 160'lık bir artışı temsil ettiğini söyledi. Afrika’da toplam 18 ülkede vaka bildirdi. Maymun çiçeği, ilk kez insanlarda 1970 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde tespit edildi Maymun çiçeği, 1970 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde insanlarda ilk kez tespit edildikten sonra onlarca yıldır Afrika'nın bazı bölgelerinde endemik olarak görülüyor. Virüsün daha hafif bir varyantı, 2022 yılında, büyük ölçüde cinsel temas yoluyla 100’den fazla ülkeye yayıldı ve Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) en yüksek alarm seviyesi olan halk sağlığı acil durumu ilan etmesine neden oldu. DSÖ, 10 ay sonra sağlık krizinin kontrol altına alındığını söyleyerek acil durumu sona erdirdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.