TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#marmara

İLKHABER-Gazetesi - marmara haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, marmara haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Marmara'da Lodos Deniz Ulaşımını Felç Etti! Haber

Marmara'da Lodos Deniz Ulaşımını Felç Etti!

Marmara Bölgesi’nde etkili olan şiddetli lodos, deniz ulaşımında ciddi aksamalara neden oldu. İDO, BUDO ve Şehir Hatları A.Ş., sabah saatlerinden itibaren birçok seferini iptal ettiklerini duyurdu. Özellikle İstanbul ve Bursa arasındaki deniz ulaşımını etkileyen lodos, vatandaşların alternatif ulaşım yöntemlerini kullanmasını zorunlu hale getirdi. Yetkililer, hava koşullarının etkisini sürdüreceği konusunda uyarılarda bulundu. BUDO Seferleri Öğleye Kadar İptal Edildi Marmara bölgesini etkisi altına alan şiddetli lodos, Bursa Deniz Otobüsleri'nin (BUDO) sabah saatlerinden itibaren karşılıklı 8 seferini iptal etmesine neden oldu. BUDO'dan yapılan açıklamada, 07.00-12.55 saatleri arasında planlanan Bursa (Mudanya) - İstanbul (Eminönü/Sirkeci) ve Armutlu (İhlas) hatlarındaki seferlerin hava muhalefeti nedeniyle gerçekleştirilemeyeceği duyuruldu. Şehir Hatları Seferlerine Hava Engeli Şehir Hatları A.Ş. de hava koşullarından etkilendi. İptal edilen hatlar arasında Bostancı-Moda-Karaköy-Kabataş, Büyükada-Sedef Adası ve Adalar-Beşiktaş gibi ana hatlar yer aldı. Şehir Hatları'ndan yapılan açıklamada, bazı hatlarda ikinci bir duyuruya kadar sefer yapılamayacağı belirtildi. İDO Seferlerinde de Aksamalar Yaşanıyor İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO), lodos nedeniyle birçok seferinde iptal kararı aldı. Yolcuların mağduriyet yaşamaması için duyuruları takip etmeleri ve sefer bilgilerini kontrol etmeleri gerektiği vurgulandı. Yetkililerden Uyarı Şiddetli lodosun devam etmesi beklenirken, yetkililer deniz ulaşımını kullanacak yolcuların planlarını yeniden gözden geçirmelerini ve alternatif ulaşım yöntemlerini tercih etmelerini önerdi.Detaylı bilgi ve güncel iptaller için ilgili kurumların resmi web sitelerini takip edebilirsiniz.

Akdeniz’de tekneler demir alacak, tezgâhlar balıkla dolacak Haber

Akdeniz’de tekneler demir alacak, tezgâhlar balıkla dolacak

Denizlerde 15 Nisan 2023 tarihinde başlayan avlanma yasağı, Ege, Marmara ve Karadeniz'de 1 Eylül itibariyle sona erdi. Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye'nin su ürünleri kaynaklarının korunması amacıyla her yıl düzenli olarak yapılan avlanma yasağı sezonu, Akdeniz hariç tüm denizlerde sona ererek bereketli bir şekilde başladı. Denize kıyısı olan diğer yerleşim bölgelerinde olduğu gibi Akdeniz’e kıyısı olan Mersin, Adana ve Hatay'daki balıkçılar da yeni avlanma sezonu için teknelerinin son hazırlıklarını yapıyor.  Mersin, Adana ve Hatay’daki balıkçı kooperatifleri başkanları, tekne ve ağların bakımlarının özenle yapan balıkçıların, 15 Eylül’de demir alarak 'bereketli bir dönem' dileğiyle denize açılacaklarını ifade etti. Balıkçı Orhan Acar, yeni avlanma sezonunu sabırsızlıkla beklediklerini ifade ederek, "Yeni sezonunun bereketli olmasının diliyoruz. 'Vira bismillah' diyerek açılacağımız denizden, sepetlerimiz dolu dolu dönmek istiyoruz. Tezgâhların balıkla dolması, fiyatları da aşağıya çekecektir. Tezgâhlar balık dolsun, vatandaş bol balık yesin" dedi. "Haftada 5 öğün balık tüketilmeli" Uzmanlar ise A ve D vitamini bakımından önemli bir protein kaynağı olan balığın haftada 5 öğün tüketilmesi gerektiğini ifade etti. Çocuklarda zekâ açısından da son derece yararlı olan bu besin kaynağının mutlaka sofralarda yer bulması önerisinde bulunan uzmanlar, "Sindirimi son derece kolay olan balık, her yaştan insanlarca mutlaka tüketilmeli. Bazı balıklar, bazı mevsimlerde yağlı olduğu için ızgarada, az yağlı olanların fırında, yağsız olan balık türlerinin de genellikle yağda kızartılarak pişirilmeli. Tüketicilerin, balığın yağlı olup olmadığı konusunda mutlaka satıcıdan bilgi almasında yarar var.” Balık takvimi Balığın avlanma zamanı, beslenme, yumurtlama ve su sıcaklığı ile tuz oranının dikkate alınarak hazırlanan takvime göre tüketilmesinde yarar olduğu bilgisi veren uzmanlar, şunları kaydetti: “Bu takvime göre, levrek, çipura, palamut, sardalya, barbun, mercan ve lüfer gibi balıklar, eylül ayında sofralara lezzet katacak balıklar arasında yer alıyor. Yılın 12 ayına göre hazırlanan balık takvimi, Karadeniz, Ege, Akdeniz, Marmara ve boğazlarda tutulan deniz ürünlerinin en iyi ve lezzetli, yenilebilecek, lezzetsiz ve yenilmeyecek zamanları konusunda tüketicilere bilgi veriyor."

Marmara için büyük tehdit olan müsilaj, denizi oksijensiz bırakıyor Haber

Marmara için büyük tehdit olan müsilaj, denizi oksijensiz bırakıyor

Denizi oksijensiz bırakan müsilaj nedeniyle 2021 yılında ciddi bir çevre sorunu yaşanan Marmara Denizi için 22 maddeden oluşan eylem planının uygulanmaması halinde, benzer sorunun devam edeceği bildirildi. Doğa Derneği tarafından deniz salyası konusunda yapılan uyarıda, Marmara Denizi'nin, 2021’de müsilaj sonucu ciddi bir kriz yaşadığı anımsatıldı. Müsilajın, deniz ekosistemine nasıl zarar verdiğini değerlendirmek ve çözümlerin acil olarak uygulanması için yetkili kurumların bir araya geldiğini belirten Doğa Derneği yetkilileri, "Bu değerlendirmeler sonucu 22 maddeden oluşan bir eylem planı hazırladı. Özellikle deniz kirliliğinin azaltılmasına yönelik bu eylem planındaki maddeler uygulanmazsa, müsilaj yine deniz ekosistemine zarar vermeye devam edecek" ifadeleri kullandı.  Eylem planının, özellikle deniz kirliliğinin azaltılmasına yönelik stratejiler içerdiği ve bu maddelerin uygulanmaması durumunda müsilajın tekrar deniz ekosistemine zarar vermeye devam edeceği uyarısında bulunan Doğa Derneği yetkililer, şunları kaydetti: "Müsilajın nasıl oluştuğu sorusu, bu sorunun çözümünde anahtar bir rol oynuyor. Farklı coğrafyalardan gelen gemilerle taşınan balast sularında bulunan algler ve diğer mikroorganizmalar, denizdeki besin miktarındaki artış, ani su sıcaklığı değişimleri ve su kirliliği gibi faktörlerle hızla çoğalıyor. Bu mikroorganizmalar, denize şeffaf ve yapışkan bir madde salgılıyor; bu maddeye müsilaj ya da deniz salyası deniyor. Müsilaj, deniz yüzeyini kaplayarak suyun oksijen alımını engelliyor. Deniz tabanında yaşayan türler oksijensiz kaldığında, bu durum birçok canlı türünün ölümüne neden oluyor. Ayrıca, deniz çayırları gibi ekosistemin 'ciğerleri' olarak bilinen bitkiler, müsilaj nedeniyle fotosentez yapamıyor. Bu durum, ekosistemin toparlanmasını ve eski sağlığına kavuşmasını uzun yıllar gerektirebiliyor. Marmara Denizi'nin ekosistemini korumak ve müsilaj krizinin yeniden yaşanmaması için, Marmara Denizi Eylem Planı'nın tüm maddelerinin eksiksiz bir şekilde uygulanması gerekir. Ayrıca, tüm ekosistemlerin yaşam hakkının Anayasal güvence altına alınması, bu uygulamaların hayata geçirilmesi için kritik bir önem taşıyor."

Yüksek sıcaklık ve nem, bunaltıyor Haber

Yüksek sıcaklık ve nem, bunaltıyor

Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, hava sıcaklıkları mevsim normalleri üzerinde seyredecek. Uzmanlar, bunaltan yüksek sıcaklık ve neme karşı vatandaşları uyardı. Akdeniz’in yüksek bölgelerinde, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeyi ile Kayseri'nin doğu kesimleri, Bolu, Karabük, Sivas, Samsun, Amasya'nın doğusu ve Ordu çevrelerinin gök gürültülü sağanak yağışlı geçmesi beklenirken, hava sıcaklıkları ise mevsim normalleri üzerinde olacak. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, yağışlar Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun kuzeyinde yer yer kuvvetli olacak. Ülkenin güneydoğu kesimlerinde toz taşınımı, Ağrı, Erzurum, Kars ve Ardahan için sarı kodlu uyarılar yapıldı. Sabahın erken saatlerinde işe gitmek için yola çıkan vatandaşlar, sıcaklık ve nemle birlikte bunaltıcı bir havayla karşılaştı. Bölgelere göre yapılan hava durumu güncellemelerine göre, Marmara'nın parçalı ve az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. Rüzgârın, bölgenin güneyinde kuzey ve kuzeydoğu yönlerden yer yer kuvvetli (40-60 km/sa) olarak esmesi bekleniyor. Ege'de günün az bulutlu ve açık, iç kesimlerinin yer yer parçalı bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. Rüzgârın, Kuzey Ege kıyılarında kuzey ve kuzeydoğu yönlerden yer yer kuvvetli (40-60 km/sa) olarak esmesi bekleniyor. Akdeniz'de hava az bulutlu, iç ve doğu kesimlerinin parçalı ve yer yer çok bulutlu, yüksek kesimleri oluşturan Toroslar’ın yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. İç Anadolu Bölgesi'nde havanın parçalı ve az bulutlu, kuzeydoğu kesimlerinin yer yer çok bulutlu, Sivas çevreleri ile Kayseri'nin doğu kesimlerinin yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Karadeniz'in batı bölümü parçalı ve az bulutlu, zamanla iç kesimlerinin yer yer çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra Bolu ve Karabük çevrelerinin yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Orta ve Doğu Karadeniz parçalı ve çok bulutlu, Doğu Karadeniz ile Ordu, Samsun, Amasya'nın doğusu ve Tokat çevrelerinin yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların, Doğu Karadeniz'de yer yer kuvvetli olması bekleniyor. Doğu Anadolu parçalı, yer yer çok bulutlu, kuzey kesimlerinin yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların öğle saatlerinden sonra Erzincan, Erzurum, Kars ve Ardahan çevrelerinde yer yer kuvvetli olması, Güneydoğu Anadolu'nun da az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Bölgede yer yer toz taşınımı bekleniyor. Türkiye'nin en sıcak kentlerinden olan ve zaman zaman hava sıcaklığının 50 derecelere yaklaştığı Adana'da hava sıcaklığının 36 derece, parçalı bulutlu, kuzey çevreleri aralıklı ve yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı olacak. Hatay'da sıcaklık 33 derece, parçalı ve az bulutlu, Mersin'de ise hava sıcaklığı 32 derece ve parçalı bulutlu olacak., Uzmanlardan sıcak hava uyarısı Uzmanlar ise artan sıcak hava nedeniyle oluşabilecek sağlık sorunlarına karşı vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyardı. Aşırı sıcaklıkların vücutta susuzluğa, baş dönmesine ve bayılma gibi durumlara yol açabileceğini bildiren uzmanlar, bu nedenle özellikle açık alanda çalışanlar, çocuklar, yaşlılar ve hamile kadınların uzun süre güneş altında kalmamaları gerektiğini ifade ettiler.

Deprem Uzmanı Melih Baki'den, Manisa Soma'daki depremin ardından açıklama Haber

Deprem Uzmanı Melih Baki'den, Manisa Soma'daki depremin ardından açıklama

Adanalı Deprem Uzmanı Jeofizik Mühendisleri Odası Genel Merkezi Onur Kurulu Üyesi Melih Baki, Manisa'nın Soma ilçesinde 4,8 büyüklüğünde meydana gelen depreme ilişkin açıklama yaptı. Baki, açıklamasında, sıkıntılı sürecin devam ettiği bölgelere işaret etti. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından (AFAD) alınan bilgilere göre, saat 01.36'da merkez üssü Manisa'nın Soma ilçesi olan 4,8 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi. Depremin, yerin yaklaşık 10,24 kilometre derinliğinde meydana geldiği belirlendi. Depremin ardından, büyüklüğü 1,8 ile 3,1 arasında 4 artçı sarsıntı daha oldu. Manisa Valisi Enver Ünlü, merkez üssü Soma Büyükışıklar Mahallesi olan depremde, herhangi bir olumsuzluk bildirilmediğini ve ekiplerin sahada gerekli kontroller yaptığını duyurdu. Deprem uzmanı Melih Baki, açıklama yaptı Adanalı Deprem Uzmanı Jeofizik Mühendisleri Odası Genel Merkezi Onur Kurulu Üyesi Melih Baki ise söz konusu depreme ilişkin açıklama yaptı. Melih Baki, "Daha önce açıklamıştım. Basınç ve enerji birikimi, Kıbrıs, Ege ve Marmara Bölgesi'ne yönelmişti. Sıkıntılı süreç bu bölgelerde başlamıştı. Sıkıntılı süreç bu bölgelerde devam ediyor." ifadelerini kullandı. Baki, Kahramanmaraş ve Hatay depremleri ile 2. ana bloğun 11. metre hareket ettiğini ve Hatay'da hareket eden bloğun yerine oturduğunu da anımsatarak, şunları kaydetti: "Osmaniye, Kozan, Saimbeyli arasında biriken enerji Minnetli'de olan 5.7 depremi ile boşaldı. Adana, Hatay ve Osmaniye rahatladı. Kahramanmaraş, Malatya, Bingöl Arasında 6.4 büyüklüğünde artçı deprem olursa, blok yerine oturacak ve o bölge de uzun yıllar rahatlayacak."

Marmara Denizi'nde uçan balık balıkçıları şaşkına uğrattı Haber

Marmara Denizi'nde uçan balık balıkçıları şaşkına uğrattı

Marmara Denizi Adalar açıklarında balıkçılar tarafından uçak balık yakalandı. Uzun süredir Marmara Denizi’nde uçan balıkların bulunmadığını belirten Balıkçı Kenan Balcı, havaların ısınması ile birlikte farklı tür balıkların gelmeye başladığını söyledi. Hava sıcaklıklarının artması ile birlikte Marmara Denizi'nde farklı balık türleri çoğalmaya başladı. Okyanus üzerinden çıkan balıklar Ege ve Akdeniz üzerinden Çanakkale Boğazı'nı geçerek Marmara Denizi’ne ulaşıyor. Aslan balığı, balon balığı, trakonya balığının ardından Marmara Denizi’nde uçan balık da görülmeye başlandı. Uzun süre uçabiliyor Uzun süre havada kalma özelliğine sahip uçan balık, kanatları ve gövde yapısı ile adeta bir uçağı andırıyor. Sırtının yılan derisine benzemesi de uçan balığı görenleri bir hayli şaşırtıyor. Hava sıcaklıklarının artması, deniz suyunun ısınması ile birlikte Marmara Denizi’ne farklı balık türlerinin giriş yaptığının altını çizen Türkiye Deniz Canlıları Müzesi kurucusu Balıkçı Kenan Balcı, “Aslan, balon ve trakonya balığının ardından uçan balık da Marmara Denizi’nde görülmeye başlandı. Okyanusları geçerek farklı balık türleri artık Marmara Denizi’ne giriş yapıyor. Sıcaklıklar bu şekilde artmaya devam ederse Marmara Denizi'nde bu tür balıkları daha çok görebiliriz” diye konuştu. Vatandaşları uyardı Yaz mevsimi ile birlikte deniz sezonunun da açıldığını belirten Balcı, “Vatandaşlarımıza, gençlerimize buradan uyarım olacak. Farklı ve zehirli balık türleri denizlerimizde artık bulunuyor. Denize girerken dikkatli olmalıyız. Bilmediğimiz balık türlerine dokunmayalım. Bu balıkların içinde dikenli ve zehirli olan balıklarda var. Bununla ilgili dikkatli olmaları konusunda uyarıyorum” dedi. Türkiye Deniz Canlıları Müzesi'ne eklenecek Marmara Denizi’nde yakalanan uçan balık Türkiye Deniz Canlıları Müzesi’ne katılacak. "Müzede olmayan bir kaç balıktan biri de uçan balıktı" diyen Türkiye Deniz Canlıları Müzesi kurucusu Balıkçı Kenan Balcı, “3 binin üzerinde deniz canlısının bulunduğu müzeye uçan balık da eklendi. Müzemizde bulunan tüm balıklar Türk karasularında yakalanmıştı. Bir kaç tane eksik balık vardı. Bunlardan biri de uçan balıktı. Özellikle çocuklar uçan balığı televizyonlarda gördükleri için çok merak ediyorlardı. Şimdi müzemize gelip inceleme fırsatları da olacak. Uçan balıkta müzeye eklenecek” şeklinde konuştu. Uçan balığa ilgi büyük Uçan balığını ilk kez görenler balığı inceledi. Usta Balıkçı Kenan Balcı’dan balık hakkında bilgi de alan vatandaşlar şaşkınlığını gizleyemedi.

Deprem Uzmanı Melih Baki: SSGEOS'un panik yaratıcı öngörülerine inanmayın Haber

Deprem Uzmanı Melih Baki: SSGEOS'un panik yaratıcı öngörülerine inanmayın

Deprem Uzmanı Melih Baki, SSGEOS'un panik yaratan Adana ve Hatay ile ilgili öngörüsüne itibar edilmemesi gerektiğini bildirdi. Adanalı Deprem Uzmanı Jeofizik Mühendisleri Odası Genel Merkezi Onur Kurulu Üyesi Melih Baki, asrın felaketinde büyük yıkıma uğrayan Hatay ve yine depremden etkilenen Adana ile ilgili SSGEOS'un verilerine yönelik açıklamalar yaptı. Konuyla ilgili bazı haber sitelerinde "6 Şubat depremlerini 3 gün önceden tahmin eden SSGEOS şimdi Türkiye'nin bazı illerinde yeniden uyarılarda bulundu. SSGEOS, Adana, Hatay ve Orta Karadeniz bölgeleri için yeni bir deprem uyarısı yayınladı. Uzmanlar, bu bölgelerde sismik aktivitelerin artabileceği konusunda halkı bilgilendirerek gerekli tedbirlerin alınmasını tavsiye etti." ifadeleri yer alan yayınlara dikkati çeken Melih Baki, şunları kaydetti: "SSGEOS'un panik yaratıcı öngörülerine inanmayın. Bu konuda bana sosyal medya üzerinden gelen soruları da aynı şekilde cevaplandırıyorum.  Kahramanmaraş ve Hatay depremleri ile 2. ana blok 11. metre hareket etti. Hatay'da hareket eden blok yerine oturdu. Osmaniye, Kozan, Saimbeyli arasında biriken enerji Minnetli'de olan 5.7 depremi ile boşaldı. Adana, Hatay, Osmaniye Rahatladı. Kahramanmaraş, Malatya, Bingöl Arasında 6.4 büyüklüğünde  artçı deprem olursa blok yerine oturacak. O bölge de uzun yıllar rahatlayacak.  Önemli bir durum da daha önce açıklamıştım. Basınç ve enerji birikimi Kıbrıs, Ege, Marmara Bölgesine doğru yöneldi. Fay deprem üretmez. Biriken enerjinin yarattığı basınç deprem üretir."

Güney Marmara'da deprem uyarısı: Kentsel dönüşüm ve yapı stoku güçlendirilmeli Haber

Güney Marmara'da deprem uyarısı: Kentsel dönüşüm ve yapı stoku güçlendirilmeli

Marmara Bölgesi'nin Güney Marmara Bölümü'nde (Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova) yaşanan artan deprem aktivitesi, uzmanları kentsel dönüşüm ve yapı stokunun güçlendirilmesi konusunda uyarıyor. Bu bölgedeki yapıların zemin yapısının genel olarak güçlü olmadığına dikkat çekiliyor ve yeni araştırmalar yapılması gerektiği belirtiliyor. Yaklaşık 6 milyon kişinin yaşadığı Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova, yüzyıllardır şiddetli depremler üreten Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın batı kolunun güneyinde yer alıyor. Tamamı birinci derece deprem kuşağında olan 4 ilde aktif fayların üretebileceği depremlerle ilgili bilimsel araştırmalar yürütülürken, bazı şehirlerde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile belediyeler tarafından kentsel dönüşüm çalışmaları yapılıyor. Bursa'da 14 bölgede yürütülen kentsel dönüşümün en büyüğü, 420 dönüm alanda Osmangazi ilçesi Akpınar Mahallesi'nde gerçekleştiriliyor. 2 bin 300 konutun yüzde 80'den fazlasının yıkımı yapılan Akpınar'da yeni binalar yükseliyor. Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova'da Deprem Tehlikesi Bursa Büyükşehir Belediyesi ile Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) arasında geçen yıl mart ayında başlatılan "Deprem Riskini Azaltma ve Önleme Planlaması" projesi kapsamındaki çalışmalar da sürüyor. 42 aylık proje ile "Tehlike ve Risk Değerlendirme" sonuçları ortaya çıkacak, bitiminde ise "Kentsel Dirençlilik Planı" açıklanacak. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, yangın, deprem, sel gibi afetlerin yaralarını sarmak için Afet ve Acil Durum Koordinasyon Merkezi (BAKOM) kurdu. Rezerv yapı alanı ilan edilen bölgelerde depreme dayanıklı konutlar inşa edilerek, şehir merkezlerindeki riskli yapıların dönüştürülmesine yönelik çalışmalar yapılıyor. Çanakkale'de geçen yıl 220 konut ve 58 iş yerinin bulunduğu 84 yapının riskli olduğu tespit edildi. Kentsel dönüşüm kapsamında 156 konut ve 19 iş yerinin yıkımı gerçekleştirildi. Yapımına başlanan yapılarda yüzde 80 tamamlanma seviyesine ulaşıldı. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin büyük yıkıma yol açtığı Yalova'da bu tarihten önceki yapıların yüzde 65'i yenilendi. Kalanların da yenilenmesi için çalışmalara devam ediliyor. "Deprem tahmini yaparken daha dikkatli davranmalıyız" Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süha Özden, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Güney Marmara'da artan deprem hareketliliğinde son büyük sarsıntının 4 Mart'ta Yenice-Gönen Fayı'nda 4,9 büyüklüğünde yaşandığını hatırlattı. Bursa'nın Gemlik ve Mudanya, Çanakkale'nin Biga ve Yenice, Balıkesir'in Gönen ilçeleri ile çevrelerinde son bir yılda büyüklüğü 4'ten fazla depremlerin yoğunlaştığını belirten Özden, aktif doğrultu atımlı ve büyük fayların her zaman 7'nin üzerinde deprem üretme potansiyeli taşıdığını vurguladı. Güney Marmara'daki yerleşim bölgelerinin zemin özelliklerine işaret eden Özden, şunları söyledi: "Çanakkale ve çevresi ile Balıkesir'in Bandırma ilçesine doğru ilerleyen bölgedeki zemin koşulları, özellikle büyük ve ana yerleşim birimlerinde iyi değil. Her ne kadar Bursa, Uludağ'ın eteklerinde kurulu olsa bile onun için de aynı şey söz konusu. Üzerindeki yapı stokunun da buna uygun hale getirilmesi gerekiyor. Dolayısıyla bazı yerlerde dönüşümün artık şart olduğunu görüyoruz. Bu noktada çalışmaların biraz daha hızlanması gerektiğine inanıyoruz ki bir sonraki nesillere daha sağlıklı yaşam ortamları bırakabilelim." Yenice-Gönen Fayı'nda 1953 yılında 7,2 büyüklüğünde deprem yaşandığını anımsatan Özden, "Çok kısa süre geçmiş olmasına rağmen aynı yerde büyük bir depremi görebiliyoruz ya da deprem tekrarlanma aralığının çok uzadığını biliyoruz, Marmara'da olduğu gibi. Buna tabii ki yer kabuğu ve onun dinamikleri karar veriyor. Oradaki o alanlarda ve noktalardaki stresin birikmesi, dağılımı ve açığa çıkmasıyla son buluyor." diye konuştu.  "Zemin kadar işçilik de önemli" Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Doğangün de Güney Marmara'da yaşanabilecek şiddetli depremde Bursa'nın etkilenme ihtimalinin çok yüksek olduğunu anlattı. Kentteki yapıların yarısından fazlasının riskli olduğunu savunan Doğangün, Bursa Büyükşehir Belediyesinin kentsel dönüşüm konusunda Japon bilim insanlarıyla çalışma yürüttüğünü ve bu kapsamda binaların ve zeminin hızlı değerlendirme yöntemleriyle durumlarının belirlenmeye çalışıldığını aktardı. Depremde zemin kadar işçiliğin de önemli olduğunu vurgulayan Doğangün, "Bazen projesinin aynı olduğunu düşünüyorsunuz. Aynı projelendirilmiş, yan yana olmasına rağmen biri yıkılıyor, diğeri yıkılmıyor. Zemin özellikleri de çok değişmiyor. İşte burada işçiliğin önemi ortaya çıkıyor." ifadesini kullandı. İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Jeofizik Mühendisi Doç. Dr. Mustafa Şenkaya, Yenice'deki depremin çok parçalı ve kırıklı yapıya sahip fay üzerinde gerçekleştiğine dikkati çekti. O bölgedeki hareketliliğin Bursa özelinde yükleme ya da tetiklemeye yol açmasının pek mümkün görünmediğini söyleyen Şenkaya, şunları kaydetti: "Bursa'nın çevresinde büyük deprem yaratabilecek birçok fay bulunuyor. Aslında Bursa'nın zemini, kent çevresinde gerçekleşebilecek orta veya üstü büyüklükte bir depremden etkilenebilecek ya da o depremlerin etkisini daha fazla büyüterek yapılara yansıtabilecek bir yapıda. Dolayısıyla bizim Bursa'nın etrafındaki depremlerin ne zaman ya da hangi büyüklükte olacağını düşünmemizden ziyade gerçekleşecek bir depremin etkilerini, bulunduğumuz konumun bunu ne kadar büyüteceğini ve yapılara nasıl yansıtacağını araştırmamız gerekiyor. Çünkü Bursa verimli topraklara sahip bir ova. Dolayısıyla bizim odaklanmamız gereken nokta aslında depremin ne zaman ya da hangi büyüklükte olacağı değil, olduğunda Bursa Ovası üzerinde hangi bölgelerin daha fazla etkileneceği ve nasıl etkileneceği olmalı." "Kayapa-Yenişehir Fayı'nı araştırmamız, detaylandırmamız gerekiyor" Doç. Dr. Şenkaya, Güney Marmara genelinde fay hareketlerini gözlemlemek için lokal bazda mahalle ve sokak taraması yapılmasının önemli olduğunu belirtti. Kahramanmaraş merkezli depremlerde büyük yıkımın yaşandığı Hatay ile Bursa arasında benzerlikler olduğuna vurgu yapan Şenkaya, "Bizim de yapı stokumuz, tarihi bir kent olmamız nedeniyle çok eski, farklı dönemlerde imal edilen yapılarımız var. Bursa Ovası'nın zemin özelliklerini tam anlamıyla mahalle, sokak ölçeğinde değerlendirebilirsek, bu bilgileri alabilirsek, birden fazla bilim insanının jeofizik, jeoloji, inşaat gibi alanların birlikte çalışmasıyla depremin zemin üzerinde yaratacağı etkiyi, zeminin de yapıya nasıl bunu yansıtacağını çalışabiliriz." görüşünü dile getirdi. Bursa Ovası'nın kuzeyinde ve güneyinde fayların olduğunu ifade eden Şenkaya, şöyle konuştu: "Birincisi, Kayapa-Yenişehir Fayı'nı araştırmamız, detaylandırmamız gerekiyor. Tam olarak bu fayın, Bursa Ovası'nın oluşmasında etkin olduğu düşünülen ve 1855'teki o malum ve meşhur deprem ikililerini, serisini yaratan fay olduğudur. Bunun üzerine biraz çalışmalıyız ve bu fayın ova üzerindeki durumunu daha net bilimsel verilerle o çalışmanın da üzerine koyarak sürdürmeliyiz. Bursa özelinde depremin nerede olduğunun çok bir önemi yok çünkü Bursa'nın zemin özellikleri, çevresindeki 150-200 kilometre yarıçapında olacak orta veya üstü büyüklükteki bir depremin etkilerini depreme yakın bölgelerden daha fazla bizlere hissettirecek karakterde. Bizlerin buna hazırlıklı olması gerekiyor." Bina Kimlik Kartı, karekodla yapının özelliklerini görünür hale getiriyor Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahri Apaydın, binaları satın alacak kişilerin özellikle betonun kalitesi ve kullanılan demir miktarı konusunda bilgilendirilmesi gerektiğini anlattı. Bunu yapabilmek için "bina etiketi" olarak adlandırılabilecek "Bina Kimlik Kartı"nı geliştirdiğini, önerisi üzerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca bu kartın kullanılmaya başladığını ifade eden Apaydın, şunları kaydetti: "Bunun hızla yaygınlaştırılması lazım. Bunu yaygınlaştırdığımızda tüketiciler daha bilinçli hale gelecek. Örneğin kiralık bir ev tutan kişi bakacak, bina kimlik kartı yoksa diyecek ki 'Bu binaya demek ki güvenilmeyebilir'. Çünkü sonradan yapılmamış. Buna göre daha sağlam binalara talebi artırabiliriz. Bu kimlik kartları yeni yapılan binalara takılmak için zorunlu tutuluyor. Bir ya da iki sene önce zorunlu tutuldu. Bu kart yoksa, dış görünüşü ne kadar düzgün olursa olsun eski yapılar da bir makyaj yapılarak yeni binaymış gibi tüketicilere sunulabiliyor ama bu kimlik kartı belirli tarihten itibaren takıldığı için her binada yok. Kimlik kartı olup olmadığına bakmak lazım. Öyle bir planlamasını yaptım ki mesela bina kimlik kartına bir karekod koyuyoruz, akıllı telefonlarımıza okutarak belirli bilgilere ulaşıyoruz. Mesela beton kalitesi C25 mi, C30 mu? Bu çok önemli, binanın dirençli olup olmadığıyla ilgili. Bunun üzerine çalışmalarım devam ediyor. Bunun geliştirilmesi gerektiğini ve ihtiyaç olduğunu görüyorum." Yalova'daki kentsel dönüşüm uygulamaları Yalova Belediye Başkanı Mustafa Tutuk ise kentte 2 bin 504 kişinin hayatını kaybettiği 1999 Marmara Depremi'nin ardından yapı stokunun yüzde 65'inin yenilendiği bilgisini verdi. Kentsel dönüşüm çalışmalarının hızla sürdüğüne işaret eden Tutuk, "Geriye kalan yüzde 35'lik kısmında 25 yılda maalesef kentsel dönüşüm sağlanamadı. 5 ve 6 katlı binaların tekrar 5 ve 6 kat yapılabilmesiyle ilgili meclis kararı aldık. Şu an 100'ün üzerinde apartman bu kararımızdan sonra kentsel dönüşüme girdi." dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.