TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#mağara

İLKHABER-Gazetesi - mağara haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, mağara haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Damlataş Mağarası: Bu mağaradan şifa akıyor Haber

Damlataş Mağarası: Bu mağaradan şifa akıyor

Antalya’nın Alanya ilçesinde yer alan ve 1948 yılında keşfedilen Damlataş Mağarası, astım hastalarına sunduğu şifa olanakları ve doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor. Türkiye’de turizme açılan ilk mağara olarak bilinen Damlataş Mağarası, her yıl binlerce ziyaretçinin uğrak noktası haline gelmiş durumda. Geçen yıl 360 bin kişinin ziyaret ettiği mağarayı bu yıl ilk 8 ayda yaklaşık 180 bin kişi ziyaret etti. Şifa Arayanların ve Doğa Tutkunlarının Adresi 1948 yılında Alanya’da iskele inşaatı için taş ocağı açılırken dinamit patlatılması sonucu tesadüfen keşfedilen Damlataş Mağarası, şifa arayan astım hastalarının ilgi odağı haline geldi. Mağaranın içindeki yüksek nem oranı, sabit 22 derece sıcaklık ve temiz hava, özellikle astım hastalarının rahat nefes almasına yardımcı oluyor. Astım hastaları, doktor tavsiyesiyle mağaraya gelerek burada belirli bir süre vakit geçiriyor. Doğal Güzelliklerin Zenginliği Binlerce yılda oluşan dikit ve sarkıtlarıyla dikkat çeken Damlataş Mağarası, Alanya'nın doğal güzellikleri arasında öne çıkıyor. Yaz aylarında artan ziyaretçi sayısıyla bölge turizmine önemli bir katkı sağlayan mağara, hem sağlık turizmine hem de doğa tutkunlarına hitap ediyor. Yerli ve yabancı turistler, mağaranın mistik atmosferinde gezinerek hem fotoğraf çekiyor hem de doğanın binlerce yıl süren bu muhteşem sanat eserlerini yakından inceleme fırsatı buluyor. Bolu’dan Alanya’ya gelerek mağarayı ziyaret eden Nisa Nur Tuna, "Alanya'da arkadaşlarımızla birlikte ilk durak olarak Damlataş Mağarası'na uğradık. İçerisi oldukça büyüleyici, çok farklı bir ortam. Yalnız içeride biraz nem var, gelenlerin bunu göz önünde bulundurması iyi olur. Gelip gezilebilecek, gayet güzel bir ortam." dedi. Antalya’dan gelen Nurgül Yokuş ise “Bu tarz mağaraların astım hastalarına iyi geldiğini biliyorum. Burada yaz kış mağaranın sıcaklığı aynıymış, bence kışın gelmenizi tavsiye ederim. Burayı gezmiş görmüş ve eğlenmiş olduk.” ifadelerini kullandı. Antalya’da yaşayan Mehmet Aysal ise, “En son yaklaşık 10 yıl önce buraya gelme fırsatım oldu. Mağara görsel açıdan çok güzel ve turizm açısından nadir bulunan yerlerin başında geliyor. Yüzde 98 oranında bir nem var, astım hastalarına da iyi geliyor. Alanya'nın simgesi haline gelen bir mağara, herkese tavsiye ederim. Gelin ve mutlaka görün.” diyerek mağaraya olan hayranlığını dile getirdi.

Fulya Öztürk, PKK mağarasına girdi: "Bu pisliğin içinde fare gibi yaşıyorlar" Haber

Fulya Öztürk, PKK mağarasına girdi: "Bu pisliğin içinde fare gibi yaşıyorlar"

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Irak'ın kuzeyinde yürüttüğü operasyonlar hız kesmeden devam ediyor. Kahraman Mehmetçik, Zap ve Metina bölgelerinde PKK'lı teröristlerin yuvalandığı noktaları tek tek imha ediyor. Operasyonlar kapsamında, teröristlerin saklandığı mağaralar ve tüneller tespit edilerek etkisiz hale getiriliyor. "Bir insan burada nasıl yaşar?" Mehmetçik'in terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonları devam ediyor. Özellikle Metina ve Zap bölgesinde örgüte ait çok sayıda tüne ele geçirildi. Ele geçirilen bu tünellerden birine giren CNN TÜRK Özel Haberler Şefi Fulya Öztürk, gördükleri karşısında hayrete düşürdü. Küçük bir girişi olan tünelin içinde banyo, tuvalet ve revirlerin olması dikkat çekti. Pislik içerisindeki tüneldeki görüntüleri izleyenler "Bir insan burada nasıl yaşar?" sorusunu sormadan edemedi.  Mehmetçik, Terör Yuvalarını Bir Bir Temizliyor CNN TÜRK Özel Haberler Şefi Fulya Öztürk, ekibiyle birlikte Zap bölgesinde ele geçirilen bir PKK mağarasını görüntüledi. 4 girişli ve birbirine bağlı odacıklardan oluşan mağaraya sürünerek giren Öztürk, mağaranın iç yapısını ve teröristlerin nasıl saklandıklarını detaylı bir şekilde aktardı. Öztürk, mağarayı tanıtırken, "İşte fare gibi buralara saklanıyorlardı. Mehmetçik onları görmüyor sanıyorlardı. Böyle bir yerde yaşamayı tercih eden bir terör örgütü var. Mehmetçik onları inlerine gömüyor," ifadelerini kullandı.

Defne İlçesi'nde bulunan mağarada binlerce yarasa yaşıyor Haber

Defne İlçesi'nde bulunan mağarada binlerce yarasa yaşıyor

Defne ilçesi Harbiye Mahallesi’nde bulunan ve Çan Mağarası olarak bilinen mağara, binlerce yarasaya ev sahipliği yapmasıyla bölge halkı tarafından biliniyor. Yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle bilinen Hatay’da ki çok sayıdaki mağaradan birisi olan Çan Mağarası, yaklaşık 130 metre uzunluğa ve 3 metre yüksekliğe sahip. İçerisinde çökme meydana gelen mağara, Vecih Aşkar isimli vatandaşın özel mülki içerisinde yer alıyor. Yarasaların çıkardığı seslerle korku filmlerini aratmayan bir ortamın oluştuğu mağaraya maskesiz ve el feneri olmadan girilmemesi tavsiye ediliyor. “Buraya gelenlerin maskesiz, el feneri olmadan ve bizden habersiz kesinlikle girmesinler” Mağarayı keşfetmeye gelen vatandaşlara maske ve el feneri uyarısında bulunan Tevfik Öztürk, “Burası 100 yıldır aynı şekilde kalıyor. Bu mağara normalde 4 km civarındaydı ama çökmeler olduğundan dolayı şimdi yaklaşık 130 metre civarındadır. Mağaranın içerisinde delikler. Deliklerden en alttan girince en üstte çıkılıyor. Mağaranın içi çok korkutucu ve ürpertici. Yarasaların sesinden ve mağaranın sıcaklığından dolayı gerçekten ürpertici bir yer. Buraya gelenlerin maskesiz, el feneri olmadan ve bizden habersiz kesinlikle girmesinler. Maskesiz girilmesin. Çünkü nefes almakta zorlanıyoruz. Çok sıcak olduğu için ter içinde kaldık. Anlatılması gerçekten zor ancak görülmesi gerekir. Muazzam ve muhteşem bir yer” dedi. “Bu mağara da korku filmlerini aratmayacak bir ambiyans var” Bu mağaranın korku filmlerini aratmayacak bir ambiyansının olduğunu söyleyen Kemal Korkmaz, “Burası büyük mağara, içeride binlerce yarasa var. Bu mağara da korku filmlerini aratmayacak bir ambiyans var. Çok güzel ve görülmeye değer bir yer. İçerisi çok sıcak ve terledik. Yarasaların gübresinin kokusu var. Mağaranın içerisine girince bir el feneri ve bir maske takarak girin. Görmek isteyen vatandaşlar gelsinler. Çok güzel bir yer” şeklinde konuştu. “Bu mağara benim tapulu mülkümün içerisinde yer alıyor” Mağaranın tapulu mülkü içerisinde olduğunu ifade eden Vecih Aşkar, “Büyük mağara normalde 2 kilometre ama yaklaşık 60 metreden sonrası çökme olmuş. Mağaranın içerisinde yarasalar var. İçeride 12 metre yükseklikteki oyuğun içinde yarasalar var. Milyonlarca değil ama baya yarasa var. Bu mağara benim tapulu mülkümün içerisinde yer alıyor. Buraya gelen ziyaretçileri görmeleri için gezdiriyoruz. Maske takmalısınız. Çünkü kapalı bir alan olduğundan yarasaların pislikleri, ortamın nemini değiştirdiği için insanlar nefes darlığı yaşıyor” ifadelerini kullandı.

Cennet Cehennem Mağaraları: Mersin'in doğal güzelliklerinden en çok ziyaret edilen yeri Haber

Cennet Cehennem Mağaraları: Mersin'in doğal güzelliklerinden en çok ziyaret edilen yeri

Mersin'in eşsiz doğal güzelliklerinden biri olan Cennet Cehennem Mağarası, adıyla olduğu kadar içeriğiyle de dikkat çekiyor. Mağaranın içerdiği Cennet ve Cehennem kısımları, doğanın çarpıcı güzelliklerini keşfetmek isteyenler için heyecan verici bir keşif rotası sunuyor. Mersin'in eşsiz doğal güzelliklerinden biri olan Cennet Cehennem Mağarası, fotoğrafçıları kendine çekiyor. İçerdiği doğal güzelliklerle adeta bir cennet ve cehennem atmosferi sunan bu mağaraya nasıl gidilir? Bu doğal harikalar nasıl oluştu? Bir göz atalım... Cennet Cehennem Mağarası Nerede ve Nasıl Gidilir? Mersin'in Tarsus ilçesinde yer alan Cennet Cehennem Mağarası, şehir merkezine 30 km uzaklıkta bulunuyor. Tarsus'un 8 km güneydoğusunda, Alata Çayı Vadisi'nde konumlanan mağaraya ulaşmak oldukça kolay. Mersin şehir merkezinden veya Tarsus ilçesinden hareketle aşağıdaki yönergeleri takip ederek mağaraya ulaşabilirsiniz: Mersin şehir merkezinden başlıyorsanız, önce Tarsus ilçesine doğru yol alın. Tarsus'a ulaştığınızda, mağaraya doğru olan tabelaları takip edin. Tarsus ilçesinden başlıyorsanız, ilçe merkezinden çıkarak mağara yönünde sürün. Tabelalar size rehberlik edecektir. Mağara, Alata Çayı Vadisi'nde yer aldığı için, bu vadiden geçmeniz gerekecek. Nehri takip ederek mağaraya doğru ilerleyin. Mağaranın girişine ulaştığınızda, aracınızı park edebilir ve keşfe başlayabilirsiniz. Ancak, mağara içinde dikkatli olmak ve güvenlik önlemlerine uymak önemlidir. Cennet Cehennem Mağarası Hikayesi ve Oluşumu Mağaranın adı, içerdiği iki farklı bölümden gelmektedir. Cennet kısmı, aydınlık ve sarkıt-dikitleriyle ünlüyken, Cehennem kısmı daha karanlık ve sıra dışı bir atmosfere sahiptir. Yıllar önce doğanın bu eşsiz güzellikleri oluşturduğu düşünülen mağara, yerel efsanelere ve hikayelere de ev sahipliği yapmıştır. Mağaranın oluşumu ise kireçtaşı tabakalarının uzun bir jeolojik süreç sonucu oluşmuştur. Cennet Cehennem Mağarası, Mersin'in Tarsus ilçesinde bulunuyor. Tam olarak Tarsus'un 8 km güneydoğusunda, Alata Çayı Vadisi'nde konumlanan bu mağara, doğal güzelliği ve mistik atmosferiyle ziyaretçilerini büyülüyor. Adını içerdiği iki farklı bölümden alan mağara, Cennet ve Cehennem olarak adlandırılan kısımlarıyla benzersiz bir keşif deneyimi sunuyor. Cennet kısmı, aydınlık ve nefes kesen sarkıt ve dikitleriyle ünlüdür. Burası, doğanın yaratıcılığı ve güzelliği karşısında insanı büyüleyen bir atmosfere sahiptir. Cehennem kısmı ise daha karanlık ve gizemli bir yapıya sahiptir. Bu bölüm, yer altı göllerinin ve ilginç oluşumların bulunduğu bir atmosfere sahiptir. Mağaranın oluşumu, yıllar içinde kireçtaşı tabakalarının uzun bir jeolojik süreç sonucunda oluşmuştur. Ulaşım ve Bilet Bilgileri Mağarayı ziyaret etmek isteyenler için ulaşım oldukça kolaydır. Mersin şehir merkezinden veya Tarsus ilçesinden başlayarak mağaraya ulaşmak mümkündür. Tarsus ilçesine ulaştığınızda, şehir merkezinden mağaraya doğru olan tabelaları takip edebilirsiniz. Ayrıca, mağaraya ulaşım için araç kiralama veya toplu taşıma seçenekleri de mevcuttur. Mağarayı ziyaret etmek için giriş ücreti 290 TL'dir. Ancak, Müzekart sahipleri ücretsiz olarak girebilirler. Ayrıca, mağaraya ulaşmak için ekstra bir yolculuk ücreti veya rehberlik ücreti alınmamaktadır. Mağarayı ziyaret etmek isteyenlerin yanlarında doğru ekipmanı bulundurmaları önemlidir. Özellikle dar geçitler ve kayalık zeminler bulunan mağara içinde dikkatli olmak önemlidir. Ayrıca, mağara içinde fotoğraf çekmek isteyenler için uygun ekipmanların yanlarında bulundurulması önerilir.

Gercüş’te yeraltının gizemli mağarası keşfedilmeyi bekliyor Haber

Gercüş’te yeraltının gizemli mağarası keşfedilmeyi bekliyor

Karanlık olduğundan dolayı ulaşımı zor olan mağarada çok sayıda sarkıtlar, heykeller ve ilginç figürler oluştu. Gercüş kaymakamlığı özel idare ekiplerin yolunu açtığı Yeraltı Şaibat Mağarasının turizme kazandırılmasını beklediklerini söyleyen Alaattin Tekin; “Ben bu mahallede doğdum ve küçükken bu mağaranın önünde ufak bir delik vardı çocukluk arkadaşlarımızla bu delikten aşağı iner mağaranın içerisine girerdik. Eskiden bu mağaraya girdiğimizde çok zorlanıyorduk şu an ise Gercüş Kaymakamlığı özel idare ekiplerince yolu açılmış ve mağaranın kapısı genişletilmiş bundan dolayı Gercüş Kaymakamımız Muhammed Öztaş’a teşekkür ediyorum. Dedelerimiz bize söylerdi sürekli bu mağaranın uzantısı bir kolu Midyat bir kolu da Gercüş’e gittiğini söylüyordu. Antalya'daki mağaralara çok benziyor. Doğal bir mağaradır ve içi şekillerle kendiliğinden oluşan doğa güzeli bir mağaradır. Karanlık olduğu için ulaşmak zor. Çok miktarda sarkıtlar, heykeller ve ilginç figürler var. Oluşan heykel benzeri sarkıtlarda inceleme yapılması için arkeolog ve taş bilimcilerini de göreve davet ediyoruz. Bu mağaranın çevredeki eski yerleşim birimlere kadar bağlantısının olduğu tahmin ediliyor. Çok iyi araştırma yapılırsa, bu yer altı mağarasında tarihin yeniden keşfi olabilir" dedi. Ramazan Keskin isimli vatandaş mağaranın çok eski olduğunu söyledi. Keskin, "Ben 55 yaşındayım eskiden 8 yaşlarında iken bu mağaraya kafa üstü bir delikten giriyorduk ve odalar şeklindeydi. Üst kısmından sular geliyordu ve küçük bir havuz şeklinde bir yer vardı ve sürekli orada su içiyorduk. Suyun damlamasıyla kendiliğinden şekiller oluşuyordu mağarada küçükken ulaşımı çok zordu ve kimse buraları bilmezdi ve mağaraya girdiğimizde çok korkuyorduk, korktuğumuzdan dolayı fazla içinde kalmayıp hemen kaçıyorduk. Gercüş kaymakamlığı tarafından yolu yapıldı Allah razı olsun teşekkür ederiz. Ben hatırlıyorum Amerika’dan gelmişlerdi buraya benim bildiğime göre bu mağaranın içindeki taşlardan cam olduğunu söylüyorlardı. Çok eskiden mağaradan su içiyordu vatandaşlar ve bu suyun şifalı olduğunu söylerlerdi" ifadelerini kullandı.

DOSYA HABER/TÜRKİYE'NİN MAĞARALARI - Mersin'in inanç, sağlık ve turizmde öne çıkan mağaraları mistik yolculuk yaşatıyor Haber

DOSYA HABER/TÜRKİYE'NİN MAĞARALARI - Mersin'in inanç, sağlık ve turizmde öne çıkan mağaraları mistik yolculuk yaşatıyor

Mersin'de, bazıları çeşitli keşif hikayeleriyle ortaya çıkarılan mağaralar, ziyaretçilerine tarih, sağlık, spor, inanç ve turizm yönünden mistik yolculuk yaşama fırsatı sunuyor. Anadolu Ajansının (AA) "Türkiye'nin Mağaraları" dosya haberinin dokuzuncusunda, Mersin'deki mağaraların keşif hikayeleri, ilginç yapıları ve turizme katkıları ele alındı. Birbirinden farklı gizemli hikayeleriyle dikkati çeken mağaralar, bölgenin ev sahipliği yaptığı medeniyetlerin izlerini ortaya çıkıyor. Doğu Akdeniz'de 321 kilometrelik uzunluğuyla Türkiye'nin en uzun sahil şeridine sahip Mersin'de, kentin bir ucundan diğer ucuna uzanan mağaralar, yılın her döneminde yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor. - Buzul Dönemi'ne yolculuk: Gilindire Mağarası Aydıncık ilçesinde, 1999'da hayvanlarını otlatan çobanın, bir kirpiyi takip ederken keşfettiği Gilindire Mağarası, çok sayıda ilginç figürlü sarkıt, dikit ve sütunun yanı sıra mağara incisi, bayrak traverten ve duş başlığı gibi oluşumları barındırıyor. Dördüncü zaman (kuvaterner) başındaki son iklim değişikliğiyle buzul sonrası döneme geçişte oluştuğu anlaşılan mağaranın, son kısmı sular altında bulunuyor. Mağaradaki sarkıt ve dikitlerin, su altında kalmasından dolayı atmosferik değişimlerden etkilenmeden günümüze kadar ulaştığı belirlendi. Denizden 45 metre yüksek yamaçta olan, 555 metre yatay uzunluğa ve 46 metre derinliğe sahip mağarada dev boyutlara ulaşan ve her biri görsel şölen sunan damla taşlar, ana galeriyi çok sayıda salon ve odaya ayırıyor. Mağaraya giren ziyaretçiler, çok sayıda ilginç figürlü sarkıt, dikit ve sütunun yanı sıra mağara incisi, bayrak traverten ve duş başlığı gibi oluşumları inceleyebiliyor. Yaklaşık 46 metre derinliğinde su bulunan Gilindire, bu özelliği nedeniyle halk arasında "Aynalıgöl" olarak da anılıyor. Gölün su kotunun eksi 47 metre seviyesinde bulunması, mağaranın deniz seviyesinin altında da devam ettiğini gösteriyor. Buzul Dönemi'ne ilişkin hidrolojik ve atmosferik verileri içerisinde saklı tuttuğu tespit edilen mağara, bu özelliğiyle Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Balkanları kapsayacak şekilde Doğu Akdeniz'de bulunan tek kayıt noktası olarak kabul ediliyor. Mağarayı gezmek isteyen ziyaretçiler, Aydıncık ilçe merkezine 4 kilometre mesafede Mersin-Antalya kara yolundan deniz tarafına saparak bölgeye ulaşabiliyor. - "Kutsal uyku"nun hikayesi: Ashab-ı Kehf Mağarası Milattan Sonra 2. yüzyıl başlarında putlara tapmayı reddeden 7 gencin sığınarak 309 yıl uyudukları rivayet edilen Tarsus ilçesindeki Ashab-ı Kehf Mağarası, inanç turizminde öne çıkıyor. Kur'an-ı Kerim'de Kehf Suresi'nde bahsi geçen ve "Yedi Uyurlar Mağarası" olarak bilinen mağaranın tam nerede bulunduğuyla ilgili kesin bilgi bulunmuyor. Dünyanın çeşitli kentleri ile Mersin'in Tarsus ve Kahramanmaraş'ın Afşin ilçelerinde de Ashab-ı Kehf'e atfedilen mağaralar yer alıyor. Hristiyan ve Müslümanlar tarafından kutsal sayılan Tarsus'taki mağara, diğer semavi dinlerin kitaplarında da yer almasıyla kendini özel kılıyor. Gizemli hikayesi ve "mistik" yapısıyla ziyaretçilerin ilgisini çeken Ashab-ı Kehf, dua edip, dilek tutmak isteyenlerle dolup taşıyor. Mağara, özellikle ramazan ayında kutsal yerleri ziyaret ederek değerlendirmek isteyen ziyaretçilerle dolup taşıyor. - Duvarlarından akan suyun "şifasına" inanılıyor: Astım Mağarası Silifke ilçesinde yerin 15 metre altındaki Astım Mağarası'nın, duvarlardan akan suyun "kutsal" olduğuna ve astım hastalarına iyi geldiğine inanılıyor. Narlıkuyu Mahallesi'ndeki mağara, bu yönüyle çeşitli kentlerden astım hastalarını kendine çekiyor. Birbiriyle bağlantılı toplam uzunluğu 200 metreyi bulan galerileri, ilginç şekilli sarkıtları ve dikitleriyle dikkati çeken mağara, fotoğraf meraklılarının da ilgi gösterdiği mekanlar arasında yer alıyor. - ABD'li dağcının tahliyesiyle gündeme gelen Morca Mağarası Anamur ilçesindeki Morca Mağarası, Türkiye'nin en derin mağaraları arasında yer alıyor. Orta Toroslar'daki Taşeli Platosu sınırlarında kalan 1276 metre derinliğindeki mağaraya, zaman zaman çeşitli ülkelerden mağara bilimi üzerine çalışmalar yapan kurum, dernek ve federasyonlar tarafından gezi düzenleniyor. Özellikle bilim insanları ve mağara bilimcilerin keşif çalışması yapmak için indiği mağara, tıp dünyasında çeşitli tanımlamaların ortaya çıkarıldığı yer olarak da biliniyor. Morca Mağarası, son olarak ABD'li dağcı Mark Dickey'in tahliyesiyle gündeme gelmişti. Keşif için 3 Eylül'de mağaraya giren, aralarında yabancı mağara bilimcilerinin de bulunduğu 15 kişilik ekipte yer alan Mark Dickey'in mide kanaması geçirdiği ihbarı üzerine bölgeye ekipler sevk edilmişti. Mağarada ilaç tedavisi uygulanan Dickey için doktorların onay vermesinin ardından 9 Eylül'de tahliye çalışması başlatılmıştı. Ekiplerin çalışmaları sonucu 12 Eylül'de tahliye edilen Dickey, Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alınmış, daha sonra iyileşerek 17 Eylül'de taburcu edilmişti.

Kahramanmaraş'ta mağara kazısında 12 bin yıllık olduğu düşünülen mezar bulundu Haber

Kahramanmaraş'ta mağara kazısında 12 bin yıllık olduğu düşünülen mezar bulundu

KAHRAMANMARAŞ (AA) - GÖKHAN ÇALI - Kahramanmaraş'taki Direkli Mağarası'nda yapılan kazılarda yaklaşık 12 bin yıllık olduğu tahmin edilen mezar bulundu.Kazı Başkanı ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cevdet Merih Erek, AA muhabirine, Onikişubat ilçesine bağlı Döngel Mahallesi kırsalındaki mağarada sürdürülen çalışmaların, 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bu yıl daha az ekiple gerçekleştirildiğini anlattı.Bölgede 2007'den bu yana gerçekleştirilen kazılarda 3. mezara ulaştıklarını dile getiren Erek, ilk mezarı 2009'da, ikincisini ve içinden iskelet çıkan mezar 2019'da, son mezarı da 2023 kazı sezonunda bulduklarını hatırlattı.Mezarlardan sadece birinde iskeletin bulunduğunu, diğerlerinin içlerinin boş olduğunu belirten Erek, şunları kaydetti:"Bu yılki çalışmalarımızı kuzey plan karelerinde yaptığımız kazılarla tamamlamış olacağız. Kazılarımızda planimetrik (Yatay planda tüm kareler 3'er santimetre kazılır. Açığa çıkan her şey olduğu yerde bırakılır ve koordinat sistemine X, Y ve Z ölçüleri alınarak çizimleri yapılır) kazı yöntemi takip ediyoruz. Bütün buluntular çıktığı anda olduğu gibi bırakılıyor ve koordinatları alınarak koordinat sistemi içerisinde yerleri tespit edilip bilgisayarda üç boyutlu olarak çeşitli programlar vasıtasıyla dijital kayıt şekline dönüştürülüyor. Direkli Mağarası'nda tespit etmiş olduğumuz bu üç mezarın tarihlerinden birinin 8 bin 801, en alttakinin ise yaklaşık 12 bin 100 ile 12 bin 200 aralığında olduğunu düşünüyoruz. Bu son çıkan mezarın tarihi ise 12 bin yıl civarında. Kültürel dönem olarak biz Epipaleolitik denilen son avcı toplayıcılar olarak bahsedilen, esasında öyle olmayan bir zaman diliminde yaşayan insanların tarihine ulaşmış oluyoruz. Bu dönemde henüz köy yaşantısı yok, Direkli Mağarası yerleşimcileri burada sezonluk olarak her yıl gelip yerleşerek hayatlarını sürdürüyorlar."- Mezar taşlarla oluşturulmuşBuldukları mezarların dört köşe yani 90 derece açı yapacak şekilde taşlarla oluşturulduğunu ifade eden Erek, "Bu tarihte yaşayan insanların bir kavim adı ya da bir isim altında yaşayıp yaşamadıklarını bilemiyoruz, bundan dolayı biz onları adlandırırken sadece avcı-toplayıcılar diyoruz. Epipaleolitik, göçmen bir hayat biçimiyle yaşayan insanların son dönemidir; daha sonrasında düzlüklere ve tepelere binalar inşa ederek köy yerleşimleri kurmaya başlıyorlar. Direkli Mağarası, Kahramanmaraş'taki insanlık tarihi kronolojisini eskiden yeniye doğru tamamlayan noktalardan biri." diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.