TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#lösemi

İLKHABER-Gazetesi - lösemi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, lösemi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Adana'da lösemi tedavisi gören çocuklar için moral etkinliği düzenlendi Haber

Adana'da lösemi tedavisi gören çocuklar için moral etkinliği düzenlendi

Dünya Kemik İliği Bağışçıları Günü kapsamında Acıbadem Adana Hastanesi’nde onkoloji hastası çocuklar için özel bir moral etkinliği düzenlendi. Hastanenin konferans salonunda gerçekleştirilen etkinlikte çocuklar, palyaço ile dans edip çeşitli oyunlar oynadı. Doktorlar ise ailelere kemik iliği bağışının önemini anlattı. Kardeşinin İliğiyle Hayata Tutundu Etkinlikte konuşan 17 yaşındaki Melek Sürer, 6 aylıkken lösemi teşhisi konduğunu ve 14 yaşına kadar birçok tedavi gördüğünü belirtti. Melek, kardeşi Ahmet Emir'den aldığı kemik iliği ile tedavi sürecinin devam ettiğini anlattı. “2 kez kardeşimden ilik aldım. Tedavim halen devam ediyor. Donör olmanız bizler için çok önemli” diyen Melek, kemik iliği bağışının hayat kurtarıcı olduğunu vurguladı. ''Herkesin bağışçı olmasını öneriyorum'' Kemik İliği Bağışının Önemi Vurgulandı 17 yaşındaki Osman Kürşat Renkliova da etkinlikte yer aldı. Renkliova, 2 yıl önce lösemi teşhisi aldığını ve gönüllü donörden aldığı kemik iliği ile tedavi olduğunu belirtti. “Kemik iliği bağışçılığının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Tedavi sürecinde liseyi dışarıdan okudum. Herkesin bağışçı olmasını öneriyorum” dedi. Lösemiyle Savaşan Bir Başarı Öyküsü Etkinlikte, lenfomayı yenip hukuk fakültesini bitirerek cumhuriyet savcısı olan Yasir Açık da konuşma yaptı. Açık, çocuklara ve ailelerine asla pes etmemeleri gerektiğini belirterek, tedavi sürecinde yaşadığı zorlukları ve başarı öyküsünü paylaştı. Türkiye'de bağışçı sayısı artıyor Bağışçı Sayısı Artıyor Çocuk Hematolojisi Uzmanı ve Çocuk Kemik İliği Nakli Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Bülent Antmen, Türkiye’de kemik iliği bağışçı sayısının arttığını söyledi. Prof. Dr. Antmen, “Bağışçıların yüzde 75’i akraba dışıdır. Türkiye’de bağışçı sayısı 1 milyonu geçti ve yapılan nakillerin yüzde 80’i karşılanıyor. Küçük bir form imzalayarak bağışçı olabilirsiniz” dedi.

Mavi Çocuk Utku Umut Işıkları Derneği Başkanı Kemal Yücel: Lösemiye karşı umut ışığı olalım Haber

Mavi Çocuk Utku Umut Işıkları Derneği Başkanı Kemal Yücel: Lösemiye karşı umut ışığı olalım

Kemal Yücel, lösemi hastası çocukların tedavi süreçlerinin hem fiziksel hem de psikolojik açıdan oldukça zorlayıcı olduğunu belirterek, "Bu hafta boyunca lösemi ile savaşan çocuklarımızın ve ailelerinin sesini duyurmak, onların ihtiyaçlarına dikkat çekmek istiyoruz. Lösemi, sadece tıbbi tedaviyle değil, aynı zamanda sevgi, destek ve moral ile de yenilebilecek bir hastalıktır," dedi. Yücel, dernek olarak gerçekleştirdikleri çalışmalar hakkında bilgi vererek, lösemi hastası çocuklar ve ailelerine yönelik psikolojik destek, eğitim olanakları ve sosyal etkinlikler düzenlediklerini ifade etti. Ayrıca, lösemi farkındalığını artırmak amacıyla çeşitli kampanyalar ve etkinlikler düzenlediklerini belirtti. "Her bir çocuğumuzun sağlıklı bir geleceğe umutla bakabilmesi için elimizden geleni yapıyoruz," diyen Yücel, toplumun her kesiminden destek beklediklerini dile getirdi. Uluslararası Lösemili Çocuklar Haftası boyunca yapılacak etkinliklerin programını da paylaşan Yücel, "Farkındalık yürüyüşleri, seminerler, bağış kampanyaları ve sosyal medya üzerinden gerçekleştirilecek bilinçlendirme çalışmaları ile lösemiye dikkat çekeceğiz. Amacımız, lösemili çocuklarımıza umut ışığı olmak ve bu mücadelede yalnız olmadıklarını hissettirmektir," şeklinde konuştu. Kemal Yücel ayrıca, lösemi hastası çocukların hayatını kurtarmak için kök hücre bağışının önemine dikkat çekerek, tüm vatandaşları kök hücre donörü olmaya çağırdı. "Lösemi tedavisinde kök hücre nakli, birçok çocuğumuz için hayati önem taşıyor. Kök hücre bağışçısı olmak, bir çocuğun hayatını kurtarmak demektir. Bu nedenle, herkesi kök hücre donörü olmaya davet ediyoruz. Kök hücre bağışçısı olma süreci oldukça basit ve güvenlidir, ancak bu bağışın sağlayacağı umut ve yaşam, tarif edilemez derecede değerlidir," dedi. Son olarak, lösemiyle mücadelede erken teşhisin önemine değinen Yücel, "Ailelerin ve sağlık çalışanlarının dikkatli olması, erken teşhis ve tedavi süreçlerinde büyük rol oynuyor. Bu konuda herkesi bilinçli ve duyarlı olmaya davet ediyorum," dedi. Mavi Çocuk Utku Umut Işıkları Derneği Başkanı Kemal Yücel, Uluslararası Lösemili Çocuklar Haftası boyunca yapılacak etkinliklerde herkesi yanlarında görmekten mutluluk duyacaklarını belirterek, toplumun her kesiminden destek beklediklerini bir kez daha vurguladı.

Lösemiye karşı savaş verdiği hastanede işe başladı Haber

Lösemiye karşı savaş verdiği hastanede işe başladı

Kastamonu’dan yaz tatili için Adana’ya gelen Hüda ve Gazi Demir çiftinin oğulları 9 yaşındaki Doğukan Demir’in şikayetlerinin artması üzerine başvurdukları hastanede, küçük çocuğa lösemi teşhisi konuldu. 2006 yılında Çocuk Hematolojisi Uzmanı ve Çocuk Kemik İliği Nakli Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Bülent Antmen’in kontrolünde tedaviye başlandı. 2009 yılında Acıbadem Adana Hastanesi’nin açılması ve Bülent Antmen’in hastanede çalışmaya başlamasıyla Doğukan Demir, tedaviye bu hastanede devam etti. Yaklaşık 5 yıl tedavi gören Doğukan, zorlu tedavi sürecinin ardından kemik iliği nakline gerek kalmadan lösemiye karşı verdiği savaşı kazandı. Kontrolleri devam etti Lösemiye karşı verdiği mücadeleyi kazanan Doğukan, 3 ayda bir yine doktorunun yanına gelip kontrollerini yaptırdı. Bu sırada Doğukan, önce liseyi ardından da üniversitede sosyal hizmetler bölümünü başarıyla tamamladı. Lösemili çocuklara umut oldu Hem lise hem de üniversite döneminde Doğukan Demir, Acıbadem Adana Hastanesi’ndeki gönül bağını hiç koparmadan ve doktorların izin verdiği ölçüde lösemili çocuklarla moral etkinliklerine katıldı. Kendisi gibi hastanede tedavi gören kardeşlerini yalnız bırakmayan Doğukan, onların gönüllü ağabeyi oldu. Lösemiyi yendiği hastanede işe başladı Üniversiteyi tamamlayan Doğukan, lösemi savaşını kazandığı hastaneye iş başvurusunda bulundu. Gerekli yetkinliklere sahip olduğu tespit edilen Doğukan işe alındı ve hastanenin tıbbi arşiv bölümünde çalışmaya başladı. Şimdi hastanede kendisi gibi tedavi gören lösemili çocuk hastaların dosyalarının ona geldiğini, bu dosyaların onu ayrıca duygulandırdığını söyleyen Doğukan, aynı süreci yaşamış biri olarak neler yaşadıklarını çok iyi bildiğini belirtti. "Zorlu tedaviyi atlattı" Çocuk Hematolojisi Uzmanı ve Çocuk Kemik İliği Nakli Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Bülent Antmen, Doğukan’ın kendisi için çok özel olduğunu söyledi. Antmen, “Doğukan ile 2006 yılında tanıştık. Tetkiklerimizden sonra Doğukan’a lösemi teşhisi koyduk. Çok yoğun tedaviye başladık. Onun ilk 1 yılı Doğukan hastanede kaldı ve çok ciddi tedaviler gördü. Toplam 6 kürü 10-11 ayda aldı. Bu kürlerden sonra oral tedavi süreci sürdü ve o süreyi de Doğukan başarıyla bitirdi. Tedavisiz olduğu dönemde de kontroller devam etti. Doğukan tedaviden sonra okuluna döndü ve üniversiteden sonra karşımıza bir delikanlı olarak çıktı. Doğukan, hastanemizde işe başladı. Onun sağlıklı büyüdüğünü görmek güzel, ama Doğukan aynı zamanda tüm çocuk hastalarımız için bir umut. Kanseri yenip, iyileşebileceklerine dair canlı örnek ve çok büyük bir umut oldu” ifadelerini kullandı. Hastalarının büyüyüp yetişkin olduklarını görmenin, aynı hastanede çalışmanın çok güzel bir duygu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bülent Antmen, Doğukan’ın hastanede işe girmesinden dolayı mutlu olduğunu belirtti. “Bülent hocam benim ikinci babam” Doğukan Demir ise yaşadığı zorlu sürecin ardından lösemiyi kazandığı hastanede işe girdiği için mutlu olduğunu belirterek, “İlk 4 sene çok ağır olmak üzere toplamda 5 sene tedavi gördüm. Ağır kemoterapiler uygulandı. Bu süreçte çok zorluklar çektim çünkü çocuktum. 9 yaşındaki bir çocuk için gerçekten zor günlerdi. Ağır kemoterapiler alıyordum. Bazı yiyecekler kısıtlanıyordu, çorbayı bile pipetle içtiğim günler yaşadım. Dışarı çıkmak istiyordum, top oynamak istiyordum ama bana yasaktı. O zaman Bülent hocama biraz kızıyordum. Büyüdükçe anladım tabii; Bülent hocama o kadar büyük saygı ve sevgi duydum ki anlatamam. Şu anda beni hayata bağlayan doktorumla aynı hastanede çalıştığım için çok mutluyum. O benim ikinci babam. Kendisine minnettarım. Beni tedavi eden doktorumla aynı hastanede çalışmak çok güzel bir duygu. Bülent hocam benim ikinci babam, o da beni oğlu gibi görüyor, onunla aynı hastanede çalışmak çok ayrı, çok güzel bir duygu” diye konuştu.

Lösemiyi atlatan çocukların ‘karting’ hayali gerçek oldu Haber

Lösemiyi atlatan çocukların ‘karting’ hayali gerçek oldu

Adana’da lösemiyi atlatan çocukların karting yapma hayali gerçek oldu. ’Go kart’ araçları turuncu balonla süslenen çocuklar, kadın pilot ile gönüllerince eğlendi. Lösemiyi yenen 7 yaşındaki Kuzey Deniz Şengezer ve Mersin’de yaşayan 10 yaşındaki Emir Ali Akkuş, Adana’daki bir programda Türkiye’nin ilk ve tek kadın hobi karting pist denetmeni olan pilot Şendağ Öztoprak’a karting yapmak için ulaştı. Öztoprak, çocukların bu isteklerini kırmayarak Adana’da bulunan karting pistine bu çocukları götürdü. İlk olarak burada çocuklara eğitim veren Öztoprak, daha sonra çocuklarla birlikte ’Go kart’ aracına binerek onlarla birlikte tur attı. Çocukların mutlulukları da adeta gözlerinden okundu. “Bu tarz etkinlikler artmalı” İhlas Haber Ajansı’na konuşan pilot Şendağ Öztoprak, "Lösemili çocuklar haftasında çocuklarımızla tanıştığımızda birkaç çocuğun karting sürmeyi istediklerini öğrendim. Bugün de buraya onları getirdim ve çok güzel araçları kullandılar. Araçları tanıdılar, bundan sonra inşallah pilot olmak için çalışacaklar. Kasklarını taktıktan sonra pilot olabileceklerine inandılar. Çocuklar mutlu olunca ben de mutlu oldum. Çocukları bu spora yönlendirmek için bu tarz etkinlikler artmalı" ifadelerini kullandı. “Çok mutlu oldum” Superman kostümüyle go kart aracını süren Kuzey Deniz Şengezer, "Karting arabası sürmeye geldim. Şendağ ablam getirdi. Çok mutlu oldum. Hızı çok seviyorum. Gelecekte de pilot olmayı istiyorum" dedi. “Hayallerimi gerçekleştirdim” Emir Ali Akkuş da çok mutlu olduğunu söyleyerek, “Mersin’de hiç karting pisti olmadığı için Şendağ ablaya ulaştım ve bizi buraya getirdi. Hayallerimi burada gerçekleştirdim. Bugün burada karting yaptım ve çok mutlu oldum” ifadelerini kullandı.

Lösemili çocuklar için profesör ’Batman’ oldu Haber

Lösemili çocuklar için profesör ’Batman’ oldu

(İLKHABER)- Lösemili çocukların moralini yüksek tutmak için Acıbadem Adana Hastanesi’nde ’Süper Kahramanlar’ etkinliği düzenlendi. Lösemiye yakalandıktan sonra ilik nakli ile sağlıklarına kavuşan Kuzey Deniz Şengezer (7) ve Azra Ölmez (6) Süperman ve Süpergirl, Prof. Dr. Bülent Antmen ise ’Batman’ kostümü ile katıldığı etkinliğe tedavisi süren lösemi hastası çocuklar aileleriyle birlikte katıldı. Süper kahraman Kuzey Deniz ve Azra’nın çocuklara fidan hediye ettiği etkinlikte pasta kesildi, ardından dans edildi. ’Süper Kahramanlar Ormanı’nın ilk fidanları dikildi Lösemi hastası her çocuğun ismine özel dağıtılan fidanlar, daha sonra Sarıçam ilçesine bağlı Hakkıbeyli Mahallesi’nde Adana Orman Bölge Müdürlüğü tarafından tahsis edilen ‘Süper Kahramanlar Ormanı’na dikildi. Dikilen her fidana çocuklar isimlerini yazdı ve turuncu balonları gökyüzüne bıraktı. “Moral çok önemli” Çocuk Hematolojisi Uzmanı ve Çocuk Kemik İliği Nakli Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Bülent Antmen, “Lösemi tedavisinde moral çok önemlidir. Onlar lösemiye karşı mücadele veren minik ama süper kahramanlar. Lösemi tedavisinde onlarla çok uzun zaman bir arada oluyoruz. Onların bu zorlu yolculuğunda yalnızca tıbbi olarak değil gülümsemeleri için de elimizden geleni yapıyoruz. Çocuklar soy ismim Antmen olunca, bazen bana doktor amca yerine ‘Batman amca’ diye sesleniyorlardı. Hep birlikte gülüyorduk. Ben de bugün onların karşısına Batman giysisiyle çıkınca çok şaşırdılar ve eğlendiler. Onların mutlu olması her şeyden önemli” dedi. “Benim süper kahramanlarım, çocuklar” Löseminin tedavi edilen bir hastalık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Bülent Antmen, çeşitli etkinliklerle hem çocukların ve ailelerinin moralini yükseltmek hem de toplumsal farkındalığı artırmak istediklerini belirterek şunları söyledi: “Bu hastalığı sadece çeken aileler bilir. Ondan dolayı bütün toplumun bu hastalık hakkında farkındalığını artırmak için çeşitli etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Bu da onlardan bir tanesi. Ben ‘Batman’ oldum belki onların gözünde bir doktor olarak kahraman benim ama asıl benim süper kahramanlarım çocuklar. Çocukların hepsi sağlıklı olduğu sürece mutlu oluyoruz, hatta mutluluktan gözümüz yaşarıyor.” “Herkes bağış yapmalı” Lösemi tedavisinde kök hücre naklinin önemli bir yöntem olduğunu belirten Prof. Dr. Antmen, uyumlu kök hücre bulmanın çok zor olduğunu söyleyerek, “Kök hücre bağışına çok ihtiyaç var. Yalnızca bir tüp kan vermek, bir çocuğun hayatını kurtarabilir. Ne kadar çok bağışçı olursa, uyumlu kök hücre bulma ihtimali artar. O yüzden herkesi kök hücre bağışı yapmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı. “Kardeşlerim de bizim gibi lösemiyi yenebilir” Pandemi sürecinde özel bir organizasyonla Yunanistan’dan gelen kök hücrenin nakledilmesiyle sağlığına kavuşan Kuzey Deniz Şengezer, löseminin değil kendilerinin güçlü olduğunu söyleyerek, “Ben kahramanım. Lösemiyi yendim. Herkes lösemiyi yenebilir. Ben buna inanıyorum. Burada kardeşlerime fidanlar hediye ettik. Onlar da bizim gibi lösemiyi yenebilir. Korkmalarına hiç gerek yok, lösemi değil biz güçlüyüz” diye konuştu. “Diğer çocuklara umut oluyoruz” Kuzey Deniz’in annesi Özgül Şengezer ise, “Gerçekten duygularımı tarif edemem, çok mutluyum. Oğlumun tedavisi süren çocuklara umut vermesi beni çok mutlu etti. Onlara umut oluyoruz. Çok zorlu süreçlerden geçtik. Herkesin öncelikle iyileşeceğine inanması lazım. Bu kötü misafiri ağırlayıp göndereceğiz demesi lazım” dedi.

Lenf kanserleri ve akut lösemilerde erken tedavi önem taşıyor Haber

Lenf kanserleri ve akut lösemilerde erken tedavi önem taşıyor

ANTALYA (AA) - Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Reyhan Küçükkaya, yüksek dereceli lenf kanserleri ve akut lösemilerde seyrin çok hızlı olduğunu belirterek, bu hastalıklarda erken tanının önem taşıdığını söyledi. Türk Hematoloji Derneğince, Antalya'daki Belek Turizm Merkezi'nde bir otelde, "49. Ulusal Hematoloji Kongresi" düzenlendi. Dernek Başkanı Prof. Dr. Muhlis Cem Ar, basın toplantısında, birçok tedavi alanında olduğu gibi hematolojide de hedefe yönelik ve bağışıklık sistemi üzerinden etkisini gösteren tedavilerin ön plana çıktığını söyledi. Özellikle CAR- T hücre tedavilerinin ileri biyoteknolojik ürünler olduğunu vurgulayan Ar, teknolojik alt yapı ihtiyacı ve maliyetli olmaları nedeniyle temininde sorun yaşanabildiğini dile getirdi. Bu kapsamda derneğin bu sorunu gidermek için çalıştığını aktaran Ar, "Hedefimiz araştırmacılar, hekimler, sağlık otoritesi ve endüstrinin işbirliği ile bir uzlaşı ve yol haritası çıkarılmasıdır. Bu şekilde yeni tedavilerin ülkemizde uluslararası standartlarda ve en uygun maliyette üretilmesi ve hasta erişiminin sağlanması kolaylaşacaktır." ifadelerini kullandı. - "Genetik hastalıkların çoğu, hayatın ilk yıllarında bulgularını vermektedir" Prof. Dr. Reyhan Küçükkaya ise genetik tanısal testlerin önemine dikkati çekti. Genetik yapının, göz renginden davranışlara kadar bireyin bütün özelliklerini belirlediğini belirten Küçükkaya, "Genetik yapımızda anne ve babadan gelen bazı farklı kombinasyonlar, genetik hastalıklarına neden olmaktadır. Hematolojiyi ilgilendiren genetik hastalıkların çoğu, hayatın ilk yıllarında bulgularını vermektedir. Az bir kısmı ise daha ileri yaşlarda tanınabilir hale gelmektedir." diye konuştu. Yaşam boyu maruz kalınan bazı dış etkenler nedeniyle hücrelerin mutasyona uğrayabildiğini anlatan Küçükkaya, oluşan yeni hücre topluluklarının kanserli doku geliştirebileceğini dile getirdi. - "Kanserli topluluklar çok agresif hale gelir" Yeni gelişen kanserli dokuların bir kısmının, bulundukları organlara veya kişiye zarar vermeden yavaş bir büyüme seyrini takip ettiğini aktaran Küçükkaya, "Örneğin, bazı lenf bezesi kanserleri ve bazı kronik lösemilerde uzun süre herhangi bir ilaç kullanmadan hastanın günlük yaşamına devam etmesi mümkündür. Oysa bazen arka arkaya gelişen mutasyonlar ile kanserli topluluklar çok agresif hale gelir ve hızla bulundukları organlara veya organizmanın farklı dokularına saldırmaya başlarlar." ifadelerini kullandı. Küçükkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yüksek dereceli lenf kanserleri ve akut lösemilerde seyir çok hızlıdır, hemen tanı konup tedavinin başlanması çok önemlidir. Bu hastaların önemli bir kısmı standart kemoterapilere iyi cevap vermemekte, hayat süreleri ve kaliteleri çok azalmaktadır. Kan hücrelerinin hangi mutasyonlarla doğru yoldan ayrılıp kanserli yola girdiğini anlamak çok önemli. Çünkü özel mutasyon tiplerine göre yeni ilaçlar geliştirilmiştir ve bu ilaçların standart tedaviye eklenmesiyle çok daha başarılı sonuçlar elde edilmektedir."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.