SON DAKİKA
Hava Durumu

#Lgbt Propagandası

İLKHABER-Gazetesi - Lgbt Propagandası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Lgbt Propagandası haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Paris Olimpiyatları'na sert eleştiri Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Paris Olimpiyatları'na sert eleştiri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Paris Olimpiyatları'ndaki LGBT propagandasına ilişkin, “Bizim inancımızda insan yaratılmışların en şereflisidir. İnsanın bu dünyadaki çabası yüksek bir ahlak üzerine yücelmektir. Paris'te yapılmak istenen ise eşref-i mahlukat olan insanı esfeli safiline, yani hayvanlardan dahi aşağı seviyeye çekme projesidir” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. Kimsenin zorbalıklarına eyvallah etmeyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstedikleri kadar çirkinleşsinler, istedikleri kadar çukurlaşsınlar. Tayyip Erdoğan’ın ne kavline, ne kalbine zincir vurabilirler. Tayyip Erdoğan’ın hakkı ve hakikate haykırmasına engel olamazlar. Biz kimsenin tehditlerine boyun eğmeyiz. Kimsenin zorbalıklarına eyvallah etmeyiz. Eli kanlı canilerin provokasyonlarına da gelmeyiz. Şunu herkes çok iyi bilsin ve idrak etsin. Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık. Biz bugünlere çarpışa çarpışa geldik. Biz bugünlere hakkın ve halkımızın desteğiyle geldik. Bize gazete manşetlerinden ömür biçenler oldu ama yanıldılar. Bizi rahmetli Menderes’in ve arkadaşlarının akıbetleriyle tehdit edenler oldu. Avuçlarını yaladılar. Bizi terörle, sokak terörüyle, darbeyle devirmek isteyenler oldu. Hepsini bozguna uğrattık. Üstümüze saldıkları ne kadar piyon varsa tamamını ya meydanlara ya da dağlara gömdük” ifadelerini kullandı. “Bugün de mazlum ve mağdurların yanındayız” Türkiye’nin tüm imkanlarıyla Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Neredeyse yarım asrı bulan siyasi tarihimiz boyunca korkuyu yanımıza hiç yaklaştırmadık. Bugün de aynı yerdeyiz, dimdik ayaktayız. İsrailli yetkililerin küstah açıklamaları karşısında son 2 gündür siyasi parti gözetmeksizin milletimizin fertlerinin sergilediği dik ve dirayetli duruşu çok kıymetli bulduğumu özellikle vurgulamak istiyorum. Buradan şu gerçeği bir kez daha ilan ediyorum; Türkiye olarak bundan 500 yıl önce engizisyondan kaçan Musevilere kucak açtıysak, Hitler'in toplama kamplarından kaçan Yahudilere nasıl kol kanat gerdiysek bugün de mazlum ve mağdurların yanındayız. Bizim için zalimin de, mazlumun da kimliğinin bir önemi yoktur. Türkiye tüm imkanlarıyla, tüm kapasitesiyle elbette hiçbir ihtimali göz ardı etmeden mazlum Filistin halkının yanındadır. Birileri rahatsız olsa da bu vicdanlı tavrını sonuna kadar koruyacaktır” şeklinde konuştu. “(Olimpiyatlar) Paris'te yapılmak istenen insanı hayvanlardan dahi aşağı seviyeye çekme projesidir” İnsana ve insani değerlere yönelik savaşın birçok alanda şiddetini artırarak devam ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu bölüm çok hassas, çok önemli. Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'nın açılışında sahnelenen ahlaksızlık. Macron beni davet etti, ben de gelebileceğimi söyledim. 13 yaşındaki torunum ‘Dede gitme’ dedi, ‘Niye’ dedim. 'Orada LGBT gösterisi yapacaklar’ dedi. Çıkardı bana Instagram'dan o görüntüleri. ‘Tamam, kızım gitmeyeceğim’ dedim. Yahu düşünebiliyor musunuz, insanları birleştirmesi gereken bir uluslararası spor etkinliği maalesef insanlığa, fıtrata ve insani, insanı insan yapan değerlere düşmanlıkla açıldı. Bakınız bizim inancımızda insan yaratılmışların en şereflisidir. İnsanın bu dünyadaki çabası yüksek bir ahlak üzerine yücelmektir. Paris'te yapılmak istenen ise eşref-i mahlukat olan insanı esfeli safiline, yani hayvanlardan dahi aşağı seviyeye çekme projesidir” ifadelerini kullandı. “İlk fırsatta Papa’yı da bununla (LGBT) ilgili arayacağım” Papa ile Hristiyanlara karşı yapılan ahlaksızlığı paylaşacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk fırsatta Papa’yı da bununla ilgili arayacağım. Onunla Hristiyan alemine ve tüm Hristiyanlara karşı yapılan ahlaksızlığı paylaşacağım. Olimpiyatlar insan tabiatını bozan, aileyi ifsat eden, nesillerin emniyetini ve bekasını tehdit eden sapkınlığa alet edilmiştir. Olimpiyatların uluslararası etkisi kullanılarak en masum varlıklarımız olan çocuklarımız iğrenç bir şekilde hedef alınmıştır. Paris'teki rezil sahne sadece Katolik alemini, sadece Hristiyan dünyasını değil, en az onlar kadar bizi de rencide etti, bizde de infial oluşturdu. Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın verdiği haklı tepkiyi takdirle karşıladık. Esasında kutsala yönelik bu apaçık saldırı karşısında daha fazla liderin, daha fazla siyasetçinin sesi çıkması gerekiyordu. Maalesef bunu göremiyoruz. Kimi umursamazlıktan, kimi korkudan, kimi siyasi kariyeri uğruna LGBT lobisine ses çıkaramıyor. Biz çıkarıyoruz. CHP çıkarmasa ne yazar, DEM çıkarmasa ne yazar? En küçük bir eleştiriye dahi tahammülü olmayan bu lobi, Avrupa ve Batı dünyasını tamamen esir almış durumda. LGBT lobisi giderek daha da pervasız hale gelirken, eş zamanlı olarak insanlık büyük bir kuşatmayla karşı karşıya bırakılıyor. Küresel ölçekte bu korku iklimini oluşturuyorlar. Burada şunu vurgulamak durumundayım; karşımızda sadece bir yönelim yok, doğrudan çocuklarımızı hedef alan faşizan bir dayatma var. Normale, fıtrata, aileye, insan nesline yönelik çok boyutlu, çok kapsamlı, çok acımasız bir savaş yürütülmektedir” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “İslamofobi’yle İslam’a savaş açanlar, LGBT sapkınlığı üzerinden kutsal olan ne varsa hepsine birden savaş ilan etmişlerdir. LGBT sapkınlığını özgürlük olarak lanse edenlerin başörtülü sporculara tahammül edememesi, bunların kafalarındaki özgürlük tarifini de ortaya koymaktadır. Fransa, Fransız sporcuların içerisinde başörtülü olanlar varsa onların müsabakalara katılmasını engellemiştir. Nasıl bir mantık, nasıl bir anlayış? Ben Fransa’da yaşayan Faslı, Cezayirli, Tunuslu vesaire bütün oranın halkına bu konuda niçin tavır koymazlar veya koymadılar, bunu anlamakta zorlandığımı ifade etmek isterim. Bunlar sadece İslam’a ve Müslümanlara değil, fıtri olan, kutsal olan her şeye düşmanlar. Paris skandalı bu gerçeği bir kez daha gün yüzüne çıkarmıştır. Cinsiyetsizleştirmek demek, insan soyunu bozmak demektir. 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde birileri sırf iktidara gelmek adına bunlara şirinlik yaparken, biz ailenin korunmasından yana çok güçlü bir tavır aldık. Bugün dünden daha kararlıyız. Bugün dünden daha çok dikkatliyiz. Sapkın akımlarla ve bunları insanlığın başına bela eden küresel güçlerle mücadeyi tavizsiz şekilde sürdürüyoruz. Cinsiyetsizleştirme projelerinin ülkemizde hamiliğini bölücü örgütün siyasi uzantılarının ve CHP’li belediyelerin üstlenmesi gerçekten ibret vericidir. Türkiye’ye karşı her taşın altından çıkan DEM’i anlıyoruz da CHP’nin bu projeye niye bu kadar hevesle destek verdiğini açıkçası anlamakta zorluk çekiyoruz. Paris’te sahnelenen rezaletin herkesin gözlerini açacağına, hepimiz için bir uyanış, bir toparlanma vesilesi olacağına inanıyorum. Rabbim evlatlarımızı bu tür melun akımlardan korusun diyorum. Bu düşüncelerle Mevla yar ve yardımcımız olsun diyor, toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.” Sahipsiz hayvanlara yönelik kanun teklifini Meclis Genel Kurulu'nda kabul eden tüm milletvekillerini tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün gece yoğun ve yorucu bir mesainin ardından sahipsiz hayvanlara yönelik kanun teklifini Meclis Genel Kurulu'nda kabul eden tüm milletvekillerimizi tebrik ediyorum. Muhalefetin tüm kışkırtmalarına, tamamı yalan ve çarpıtma üzerine kurulu kampanyalarına rağmen milletin meclisi bir kez daha milletin sözünü dinlemiş, sessiz çoğunluğun çığlığına kulak tıkamamış, çocuklarımızın feryatlarına bigane kalmamış, son derece kritik bir sınavı alnının akıyla vermiştir. Gerek yasa teklifinin hazırlık aşamasında gerekse komisyon ve genel kurul sefahatinde emeği geçen tüm arkadaşlarımıza, AK Parti grubuyla birlikte MHP grubuna, sivil toplum kuruluşlarımıza, ailelerimize ve medya mensuplarımıza buradan teşekkür ediyorum. Milletimizin acil çözüm beklediği konuların başında gelen başıboş köpek meselesini hükümet, yerel yönetimler ve hayvanseverler el ele vermek suretiyle inşallah kısa sürede hal yoluna koyacağız” diye konuştu.

Karahan: LGBT propagandası yasaklansın Haber

Karahan: LGBT propagandası yasaklansın

Cumhuriyet Kadınları Derneği Çukurova Şubesi, LGBT ile mücadele ve LGBT propagandasının yasaklanması konusunda bir açıklama yaptı. Gençlik Meydanı’nda bir araya gelen Cumhuriyet Kadınları adına  basın metnini Çukurova Şube Başkanı Banu Karahan okudu. İlkhaber Gazetesi'nden Abdurrahim SAĞ'ın haberine göre; LGBT tehlikesini ortaya koyan ve LGBT’ye karşı toplumsal mücadelede ön safta yerini alan tek kadın kitle örgütü olarak, LGBT ile mücadele ve LGBT propagandasının yasaklanması için sonuna kadar mücadelelerinin süreceğini söyleyen Karahan, “En baştan ve altını kalın kalın çizerek söyleyelim: LGBT hareketi, küresel sömürü sisteminin aileyi, milleti ve milli devletleri ortadan kaldırmak amacıyla yarattığı ve kullandığı ideolojik bir araçtır. Bunu biz değil, LGBT’nin kendi ideologları söylüyor. Bakın LGBT hareketi için ne diyorlar, ‘Doğal (biyolojik) cinsiyeti ret ediyoruz; kadın ve erkek yoktur. Bunlar doğumda bize atanmış cinsiyetlerdir. Cinsiyet, biyolojik değildir; cinsiyet, toplumsal olarak belirlenir, yani sonsuz cinsel kimlik ve yöneliş vardır. Bu nedenle cinsiyet kelimesi yanlıştır; toplumsal cinsiyet denmelidir. Kadın erkek arasındaki cinselliğin doğal ilişki olduğu anlayışı yıkılmalıdır. Kadının anne, erkeğin baba olduğu geleneksel aile kurumu, insanların cinsiyet özgürlüğünü engelleyen faşist bir kurumdur. Aile kurumu ortadan kalkarsa ‘medeni cinsel özgürlüklerin’ önündeki engeller de kalkar, tabular yıkılır, hatta ensest ve pedofili denen sorunlar da olmaz, bunlar normalleşir.’” ifadelerini kullandı. Kendi fikir babalarının bu ifadeleri LGBT hareketinin kadın-erkek cinselliğine ve aileye savaş açtığının kanıtı olduğunu savunan Karahan, “Örgütlü toplumun yapı taşı ailedir. Aile kurumunun ortadan kalkması devletin yıkılmasıyla sonuçlanacaktır. İşte, kendileri saklamıyorlar; asıl bizler tehlike yine ölçüde kavrayabiliyor ve karşı gelebiliyoruz.  Emperyalizmi tarihten silecek güç, milli devletlerdir. Bu nedenle emperyalist sistem, baş düşmanı milli devletleri güçsüzleştirmek ve ortadan kaldırmak amacıyla yalnız silahı değil, ekonomik, siyasi ve kültürel her yolu kullanmaktadır. LGBT de emperyalizmin, bireyleri cinsiyetlerine kadar kimliksizleştirmek, milli ve manevi değerlerinden soyutlamak ve nihayetinde aile kurumunu ve milli devleti yok etmek üzere kullandığı savaş aracıdır. LGBT, çürümüş Batı kültürünün geldiği dip noktasıdır.  LGBT örgütlerinin Batı devletlerinin büyükelçilikleri ve vakıfları tarafından hibe paralarla desteklenmesi her şeyi açıklamaktadır. Türkiye’deki ABD ve diğer Batı devletlerinin büyükelçilikleri LGBT derneklerine milyonlarca dolarlık yardım yapmaktadır. Bu paralar sözde eşcinsel hakları görünümü altında LGBT propagandası için harcanmaktadır. Siyonist İsrail’in Filistin halkına soykırım uygulamasını destekleyen küresel patronların sözde eşcinsel hakları için bu paraları hibe ettiklerine inanmak mümkün müdür?” dedi. Aileyi ret etmek anlamının ortaya atıldığını anlatan Karahan, “LGBT ideolojisini bir toplumun erişkin fertlerine dayatamazsınız, fakat o toplumdaki işbirlikçilerinizle çocukları etki altına alabilir ve istismara açık hale getirebilirsiniz. Aynı cinsiyetten çocukların sevgili olarak öpüştüğü, iki erkek veya iki kadının ebeveyn olduğu, cinsiyetsiz figürlerin cirit attığı çocuk çizgi filmleri boşuna yapılmamaktadır. “Aileni ret et, istediğin cinsiyeti seç” gibi akıl almaz ifadelerin yer aldığı sözde çocuk kitapları boşuna okutulmamaktadır. LGBT güzellemesi yapan sanatçılar boşuna türememiştir. Bunlar ülkemizde de izleniyor ve satılıyor. İsveç’te 18 yaş altı cinsiyet değiştirme operasyonlarında yüzde 1500 artış olması LGBT yüzündendir. LGBT’nin öncelikli hedefi çocuk ve gençlerimizdir. LGBT’nin geleceğe dönük bir dayatma olduğunu iyi kavramalıyız.  Birçok devlet LGBT ideolojisine karşı harekete geçmiştir. Yasalar çıkararak LGBT örgütlenme ve propagandasını yasaklamışlardır. Avrupa ve ABD halkları da “çocuklarımızı ve ailemizi koruyacağız” sesleriyle LGBT’ye tepki vermeye başlamıştır. Ülkemizde, LGBT’ye karşı aileyi koruma talebiyle,Derneğimizin de içinde yer aldığı Büyük Aile Platformu tarafından, farklı dünya ve siyasi görüşlerden on binlerce insanımızın katıldığı Büyük Aile Buluşmaları düzenlenmiştir”  diye konuştu. LGBT propagandasını ve örgütlenmesini yasaklayan yasalar çıkarılması gerektiğini işaret eden Karahan sözlerini şöyle tamamladı; “Haziran ayında LGBT hareketinin sözde “onur haftası” eylemleri yapılmaktadır. Her tür sapkınlığın sergilendiği ve çocukların da alet edildiği, insan onuruna cephe alan bu eylemlerin “onur haftası” olarak dillendirilmesi büyük çelişkidir ve çok acıdır. Ülkemizde son birkaç yıldır Valiliklerce yasaklanmakla birlikte,  izinsiz yürüyüşler yapılmasının önüne geçilmelidir.  LGBT hareketiyle mücadelemiz devam edecektir. Biz toplumsal direnişimizi göstereceğiz ama somut görev devlete düşmektedir. İnsanı ve toplumu korumak, devletimizin görevidir. Çocuklarımızı, aile kurumumuzu, milli devletimizi korumak için LGBT propagandasını ve örgütlenmesini yasaklayan yasalar çıkarılması zorunluluktur. Aziz Milletimiz adına Meclisi bu görevini yerine getirmeye davet ediyoruz.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.