TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#lgbt

İLKHABER-Gazetesi - lgbt haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, lgbt haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Diyanet'ten Paris Olimpiyat Oyunları açılış törenindeki görüntülere tepki Haber

Diyanet'ten Paris Olimpiyat Oyunları açılış törenindeki görüntülere tepki

Diyanet İşleri Başkanlığı, "Fransa'da gerçekleştirilen 2024 Olimpiyatları açılış töreninde kasıtlı olarak öne çıkarılan pedofili ve LGBT unsurları, küresel fesat merkezlerinin çirkin yüzünü açıkça ortaya koymuştur." değerlendirmesinde bulundu. Başkanlıktan yapılan açıklamada, dünyanın bir noktasında ortaya çıkan herhangi bir anlayışın, zaman ve mekan sınırı olmaksızın tüm dünyayı etkisi altına alabildiği iletişim çağında, insanlığın inanç, değer, algı ve kültür bakımından hızlı ve kapsamlı bir dejenerasyona maruz bırakıldığı süreçlerden geçildiği belirtildi. Bu süreçlerin en vahim yönünün inanca, ahlaka ve değerlere yönelik suikastlar karşısında milletlerin, toplumların ve özellikle genç nesillerin savunmasız kalması olduğuna dikkat çekilen açıklamada, tarih boyunca insanlığın cahiliyeye hapsolduğu dönemlerde, "fıtratı tahrip eden sapkın anlayış ve uygulamaların" olageldiği anımsatıldı. İletişim ve etkileşim imkanlarının "baş döndürücü" boyutlara ulaştığı günümüzde bu tür yaklaşımların yıkıcı etkisinin her zamankinden fazla olduğu, bir bölgeyi değil, tüm insanlığı tehdit ettiği belirtilen açıklamada, "İnsanın maddi ve manevi gerçekliğini, varoluşsal değerini ve saygınlığını hiçe sayan, onu özüne yabancılaştıran söz konusu yaklaşımların başında cinsel yönelim özgürlüğü adı altında, her türlü yozlaşmaya zemin teşkil eden 'cinsiyetsizleştirme' politikaları gelmektedir." ifadelerine yer verildi. "LGBT söylemleri bir özgürlük çağrısı değil" Açıklamada, şunlar kaydedildi: "İnsana doğuştan yüklenen bir kod olmakla Allah'ın kararına işaret eden cinsiyet, bireyin kendi karar verebileceği ya da arzu ettiğinde değiştirebileceği bir vasıf değildir. İnsanın kadın ya da erkek olarak yaratılması ilahi bir nimet ve hikmet olup, cinsiyetsizleştirme çalışmalarının odağında bu ilahi iradeye başkaldırı vardır. LGBT söylemleri bir özgürlük çağrısı değil, aksine insanı Allah, alem, gaye, hikmet ve sorumluluk bağlamından koparmayı, anlamsız ve amaçsız bir hayatın girdabında tüketim nesnesi haline dönüştürmeyi hedefleyen karanlık emperyalist ideolojilerin payandasıdır. İnsanı insan yapan her türlü değeri, erdemi, üstün ve onurlu vasfı yok sayarak onu sınırsız özgürlük adı altında hüsrana sürükleyen bu renkli söylemler, aslında evsiz ve köksüz kalmış zavallı bir insan üreterek onu kendi menfaat çarklarında öğütmeyi amaçlayan din ve ahlak karşıtı ideolojik akımlardır. Bu bağlamda Fransa'da gerçekleştirilen 2024 Olimpiyatları açılış töreninde kasıtlı olarak öne çıkarılan pedofili ve LGBT unsurları, küresel fesat merkezlerinin çirkin yüzünü açıkça ortaya koymuştur. Her platformu propaganda aracına dönüştüren bu zihniyet, insanın edep ve haysiyetine, toplumların inanç ve değerlerine karşı adeta savaş ilan etmiştir." Tüm dünyada canlı yayınlanan programın, özellikle gençlerin duygu ve düşüncelerini cinsiyet ekseninde suiistimal etmeyi hedefleyen "sapkın bir zihniyetin boy gösterisine" dönüştüğü ifade edilen açıklamada, şöyle devam edildi: "Başta ev sahibi Fransa olmak üzere, bazı Batı ülkelerinin insanlığı utandıran bu rezalete göz yumması, sanatı ve sporu böylesine çirkin bir propagandaya alet etmesi ise tam bir akıl tutulmasıdır. Geçmişten beri ötekileştirdiği inanç, kültür ve medeniyetlere karşı tahammülsüzlüğü ile bilinen Batı, gelinen noktada kendi toplumunun dini sembollerini ve değerlerini bile tahkir eden bir savrulmayı alkışlamakla aslında iflas ettiğini göstermektedir." değerlendirmesine yer verildi. "Özgürlük söylemlerinin arkasına sığınılarak meşru hale getirilemez" "Bilinmelidir ki, yeryüzünün en seçkin ve değerli varlığı olan insanın tertemiz fıtratını bozmayı amaçlayan hiçbir anlayış, dini ve insani değerleri aşağılayan hiçbir yaklaşım, ahlaksızlığı teşvik eden hiçbir faaliyet, özgürlük söylemlerinin arkasına sığınılarak meşru hale getirilemez." vurgusu yapılan açıklamada, kulu Rabb'inden uzaklaştıran, ilahi vahye ve bütün peygamberlerin uyarılarına açıkça karşı çıkan, aileyi ve sağlıklı bir toplum yapısını yok etmeyi hedefleyen cinsiyetsizleştirme politikalarının, sağduyu sahibi herkes tarafından "lanetlenmeye müstahak" olduğu belirtildi. İnsanlık ailesi olarak bu sapkın anlayışlara karşı insanlığın geleceğini korumak adına kolektif bir duruş sergilemenin zorunluluk haline geldiği kaydedilen açıklamada, bilhassa batı toplumlarının yöneticilerine, entelektüellerine, dini liderlerine, sivil toplum önderlerine, aklıselim sahibi her ferdine bu konuda büyük bir sorumluluk düştüğü ifade edildi. Diyanet İşleri Başkanlığının inancı, ahlakı ve insanın nezih varlığını tehdit eden her türlü söylem ve eylem karşısında kararlılıkla durmaya devam edeceği bildirilen açıklamada, başta cinsiyetsizlik olmak üzere, gençlerin inanç dünyalarını, benlik algılarını ve kimlik bilinçlerini yaralayan akımlar karşısında, Başkanlığın, gençleri iyiye ve doğruya yönlendirmeyi sürdüreceği kaydedildi. Açıklamada, "Sanatı ve sporu insana değer katan vasfıyla destekleyerek teşvik ediyor, bu vesileyle ülkemizi temsil eden sporcularımıza başarılar diliyoruz." ifadeleri kullanıldı.

Bahçeli'den Eurovision eleştirisi: Yarışma ahlaki çöküş propagandasına dönüştü Haber

Bahçeli'den Eurovision eleştirisi: Yarışma ahlaki çöküş propagandasına dönüştü

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM'deki grup toplantısında Eurovision'daki sapkınlıkları eleştirdi. Eurovision şarkı yarışmasında sanattan çok siyasi içerikli bahislerin öne çıktığını ve bu durumun ahlaki çöküş propagandasına dönüştüğünü belirtti. Bahçeli, 2024 yılı Eurovision şarkı yarışmasına atıfta bulunarak, "İsveç'in Malmö kentinde 25 ülkenin katıldığı ve 68. yapılan 2024 yılı Eurovision şarkı yarışması insanlığın nasıl bir tehditle yüz yüze kaldığını fazla söz gerek bırakmadan belgelemiştir." ifadelerini kullandı. Ayrıca, İsrailli şarkıcıya yönelik itirazların yoğun olduğunu ancak sonuç alınamadığını belirtti. ''Utanç verici'' Bahçeli, Eurovision'da yaşananlarla ilgili olarak, "Sanattan daha çok siyasi içerikli bahse konu olan yarışmanın ahlaki çöküş propagandasına dönüşmesi, erkek ile kadın arasında kalmış üçüncü bir türün tedavüle çıkması kokuşmuşluğun boyutlarını göstermesi bakımından ibret levhası olmuştur." dedi. Ayrıca, birinci olan İsviçreli erkek sanatçının kıyafet tercihlerini de eleştirerek, "İsviçreli erkek sanatçının tüylü ceket, bol makyajlı ve pembe saten etekle yarışmada boy göstermesi utanç verici bir yozlaşmanın teyidinden başka bir şey değildir." şeklinde konuştu. ''Aile yapımızı koruyacağız'' Bahçeli, çağdaşlık ve modernlik kavramlarını da eleştirerek, "Biz çağdaşlığı ve modernliği kültürel erimenin ve ruhsal bunalımın çorak sahasında değil, kendi özümüzde kendi değer yargılarımızda arayıp bulacağımızı yeni yüzyılda da bunu cümle aleme ispat edeceğimizi kararlılıkla belirtmek istiyorum. Aile yapımızı koruyacağız." ifadelerini kullandı.

LGBT nedir? Farklı cinsel kimlikler hakkında bilmeniz gerekenler... Haber

LGBT nedir? Farklı cinsel kimlikler hakkında bilmeniz gerekenler...

LGBT topluluğu, lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender bireylerin oluşturduğu bir topluluktur. Bu topluluk, farklı cinsel kimliklere sahip olan insanların haklarını savunmak, toplumda farkındalık yaratmak ve ayrımcılığa karşı mücadele etmek amacıyla bir araya gelir. LGBT bireyler, heteroseksüel kimliklerin dışında olan cinsel yönelimlere ve cinsiyet kimliklerine sahiptir. Bu farklılıklar, bireylerin kendilerini ifade etme, ilişki kurma ve toplumda kabul görmeyi sağlama süreçlerinde önemli bir rol oynar. LGBT topluluğunun bir parçası olan lezbiyenler, kadınlar arasında romantik ve cinsel ilişkileri tercih eden bireylerdir. Gey bireyler ise erkekler arasında romantik ve cinsel ilişkileri tercih eden bireylerdir. Biseksüel bireyler ise hem kadınlarla hem de erkeklerle romantik ve cinsel ilişkileri tercih edebilen bireylerdir. Transgender bireyler ise doğdukları cinsiyetle kendilerini tanımlamazlar ve doğdukları cinsiyetle örtüşmeyen bir cinsiyet kimliği hissederler. Cinsiyet geçiş süreci adı verilen bir süreçte, transgender bireyler doğru cinsiyet kimliklerini ifade etmek için hormon tedavileri, cerrahi müdahaleler ve toplumda kabul görmelerini sağlayacak adımlar atabilirler. Bu genel giriş, LGBT topluluğu ve farklı cinsel kimlikler hakkında temel bir anlayış sağlamaktadır. Daha fazla bilgi için, eşcinsellik, biseksüellik, panseksüellik, omniseksüellik, poliseksüellik ve aseksüellik gibi farklı cinsel kimliklerin tanımlarını ve deneyimlerini içeren diğer bölümlere göz atabilirsiniz. Eşcinsellik Eşcinsellik, bir kişinin cinsel ve romantik çekimini aynı cinsiyetten olan kişilere yönlendirmesi durumudur. Eşcinsellik, toplumda farklı şekillerde ifade edilebilir ve her bireyin deneyimi farklı olabilir. Bu bireyler, cinsel yönelimleri nedeniyle heteroseksüel bireylerden farklı bir deneyim yaşarlar. Eşcinsel bireyler, cinsel ve romantik ilişkilerini aynı cinsiyetten olan kişilerle kurarlar. Bu ilişkiler, heteroseksüel ilişkilerle aynı şekilde sağlıklı, sevgi dolu ve karşılıklı rızaya dayalı olabilir. Eşcinsellik, doğal bir cinsel yönelimdir ve bireylerin kimliklerini ifade etmeleri ve mutlu bir yaşam sürmeleri için desteklenmelidir. Eşcinsellik, birçok farklı kültürde ve toplumda kabul edilebilirlik düzeyi değişmekle birlikte, son yıllarda LGBT haklarına yönelik ilerlemelerle birlikte daha fazla kabul görmeye başlamıştır. Ancak, hala bazı toplumlarda ve bölgelerde eşcinsellikle ilgili ayrımcılık ve hoşgörüsüzlük devam etmektedir. Bu nedenle, eşcinsellikle ilgili bilgi ve farkındalığın artırılması önemlidir. Eşcinsellik, cinsel yönelimlerin çeşitliliğini gösteren bir örnektir ve heteroseksüel olmayan bireylerin deneyimlerini anlamak için önemlidir. Her bireyin cinsel yönelimi kişisel bir tercih veya seçim değildir, doğal bir özelliktir ve saygı gösterilmesi gereken bir konudur. Biseksüellik Biseksüellik kavramı, hem erkek hem de kadın cinsiyetine ilgi duyan bireyleri tanımlar. Biseksüeller, romantik veya cinsel anlamda hemcinsleriyle hem de karşı cinsleriyle ilişki kurabilirler. Bu, cinsel yönelimlerinin çeşitliliği ve esnekliği anlamına gelir. Biseksüellik, heteroseksüellik ve homoseksüellikten farklı bir cinsel kimlik olarak kabul edilir. Biseksüeller, cinsel çekimlerini ve romantik ilişkilerini her iki cinsiyetle deneyimleyebilirler. Bu, cinsel yönelimlerinin sadece bir cinsiyete odaklanmaması anlamına gelir. Biseksüellik, her bireyin deneyimlediği farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Bazı biseksüeller, cinsel çekimlerini her iki cinsiyete eşit olarak hissederken, bazıları daha çok bir cinsiyete yönelimli olabilir. Bu, biseksüelliğin kişiden kişiye değişebilen bir spektrum olduğunu gösterir. Biseksüeller, toplumda bazı önyargılarla karşılaşabilirler. Biseksüellik hakkında yanlış anlamalar ve stereotipler bulunabilir. Örneğin, bazı insanlar biseksüellerin kararsız olduğunu düşünebilir veya onları "hemcinsel" veya "heteroseksüel" olarak sınıflandırabilir. Bu yanlış anlamalar, biseksüellerin kimliklerini ifade etmelerini zorlaştırabilir. Biseksüellerin deneyimleri, heteroseksüeller veya homoseksüellerin deneyimlerinden farklı olabilir. Biseksüeller, her iki cinsiyetle ilişki kurduklarında benzersiz bir perspektife sahip olabilirler. Bu deneyimler, cinsel kimlik ve ilişkiler hakkında daha geniş bir anlayışa katkıda bulunabilir. Biseksüellik, çeşitliliği ve farklılıkları kabul eden bir toplumda daha iyi anlaşılmalı ve desteklenmelidir. Biseksüellerin deneyimlerini anlamak ve onlara saygı göstermek, daha kapsayıcı bir toplum oluşturmamıza yardımcı olabilir. Panseksüellik Panseksüellik, cinsel yönelim spektrumunda yer alan bir kavramdır. Panseksüel bireyler, cinsiyet veya cinsel kimliklerine bakılmaksızın her türlü insanla romantik veya cinsel ilişki yaşayabilen kişilerdir. Panseksüeller, bireylerin cinsel kimliklerine veya cinsiyetlerine değil, kişinin içinde bulunduğu ruh hali, kişilik ve karakter özelliklerine odaklanır. Bu nedenle, panseksüellik, cinsiyet spektrumundaki tüm insanlara açık bir şekilde çekilebilir. Panseksüel bireylerin deneyimleri, her bireyin deneyimlerinin farklı olduğu gibi çeşitlilik gösterir. Panseksüeller, farklı cinsel kimliklere sahip insanlarla ilişki kurmaktan hoşlanırken, bazıları monogam ilişkileri tercih edebilirken, bazıları da açık ilişkileri tercih edebilir. Panseksüeller, insanların cinsiyet kimliklerine veya cinsel yönelimlerine değil, kişinin içinde bulunduğu ruh hali, kişilik ve karakter özelliklerine odaklanır. Panseksüellik, toplumda hala pek bilinmeyen bir kavramdır. Bu nedenle, panseksüel bireyler genellikle anlaşılmamış veya yanlış anlaşılmış hissedebilirler. Bu durum, bireylerin kendilerini ifade etmekte zorlanmalarına ve toplumun kabulünü bulmada zorluk yaşamalarına neden olabilir. Panseksüel bireylerin desteklenmesi ve anlaşılması, toplumda daha kapsayıcı bir ortam yaratmaya yardımcı olabilir. Omniseksüellik Omniseksüellik, bireylerin cinsel çekimini sadece bir cinsiyete değil, birden fazla cinsiyete yöneltebildiği bir cinsel kimlik olarak tanımlanır. Omniseksüeller, cinsel yönelimlerini sınırlamadan, çeşitli cinsiyetlerle romantik ve cinsel ilişkiler kurabilirler. Bu nedenle, omniseksüellerin deneyimleri diğer cinsel kimliklerden farklılık gösterebilir. Omniseksüeller, farklı cinsiyet kimliklerine ve cinsel yönelimlere açık olma eğilimindedirler. Onlar için cinsel çekim, cinsiyet veya cinsiyet kimliğiyle sınırlı olmayan bir deneyimdir. Bir omniseksüel birey, hem erkek hem de kadın veya başka herhangi bir cinsiyetle romantik veya cinsel bir ilişki yaşayabilir. Omniseksüellik, cinsel kimliklerin çeşitliliğini ve insanların farklı cinsel çekimlere sahip olabileceğini vurgular. Bu cinsel kimlik, bireylere geniş bir yelpazede romantik ve cinsel ilişki seçenekleri sunar. Her bireyin cinsel kimliği benzersizdir ve omniseksüeller de bu çeşitlilik içinde kendilerine özgü deneyimler yaşarlar. Poliseksüellik Poliseksüellik, cinsel yönelim spektrumunda yer alan bir kavramdır. Poliseksüeller, cinsel ve romantik çekimlerini hem kadınlara hem de erkeklere yönelik olarak yaşayabilirler. Bu, bireyin cinsel kimliği ve çekimleri üzerindeki esnekliği ifade eder. Poliseksüeller, cinsel çekimlerini sadece iki cinsiyete sınırlamazlar ve çeşitli cinsel kimliklere sahip kişilere de çekim duyabilirler. Poliseksüeller, heteroseksüellik, homoseksüellik veya biseksüellik gibi daha yaygın olarak bilinen cinsel yönelimlerden farklıdır. Onlar için cinsel çekim, cinsiyetin belirli bir biyolojik formuyla sınırlı değildir. Bu nedenle, poliseksüel bireyler, cinsel kimliklerini ve çekimlerini açık bir şekilde ifade etmek ve yaşamak için kendilerini tanımlayan bir terim olarak poliseksüelliği kullanır. Poliseksüellerin deneyimleri çeşitlilik gösterebilir. Bazı poliseksüeller, farklı cinsel kimliklere sahip kişilere çekim duyarken, bazıları cinsel çekimlerini belirli bir cinsiyetle sınırlayabilir. Her poliseksüel bireyin deneyimi kişisel ve benzersizdir. Bu nedenle, poliseksüellik hakkında genellemeler yapmak zor olabilir. Poliseksüellik, cinsel yönelim spektrumunda yer alan birçok başka kimlikle birlikte var olabilir. Biseksüellik, panseksüellik ve omniseksüellik gibi diğer çok yönlü cinsel kimliklerle benzerlikler gösterebilir. Ancak, her bir cinsel kimlik kendi benzersiz özelliklerine sahiptir ve her bireyin deneyimi farklı olabilir. Aseksüellik Aseksüellik, cinsel çekim veya cinsel arzu hissetmeme durumunu tanımlayan bir kavramdır. Aseksüel bireyler, cinsel aktivitelere veya cinsel ilişkilere ilgi duymazlar ve bu tür deneyimlerden zevk almazlar. Aseksüellik, cinsel yönelimlerin çeşitliliğini yansıtan LGBT topluluğunun bir parçası olarak kabul edilir. Aseksüel bireylerin deneyimleri, kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bazı aseksüeller, hiçbir cinsel çekim veya arzu hissetmezken, bazıları zaman zaman veya belirli koşullarda cinsel çekim yaşayabilir. Aseksüel bireyler, romantik ilişkiler kurabilir ve romantik çekim hissedebilirler, ancak cinsel çekim hissetmezler. Aseksüellik, toplumda hala pek bilinmeyen bir kavramdır ve aseksüel bireyler sıklıkla anlaşılmamış veya görmezden gelinmiştir. Bu nedenle, aseksüel bireylerin deneyimlerini anlamak ve desteklemek önemlidir. Aseksüel bireyler, kendi kimliklerini keşfetmek ve kabul etmek için destek ve bilgi kaynaklarına ihtiyaç duyabilirler. Cinsiyet Kimliği Cinsiyet Kimliği Cinsiyet kimliği, bir kişinin kendini hangi cinsiyet olarak tanımladığına ve hissettiğine ilişkin bir kavramdır. Cinsiyet kimliği, kişinin biyolojik cinsiyetiyle örtüşmeyebilir ve kişinin kendini erkek, kadın veya her iki cinsiyetin dışında bir kimlik olarak tanımlamasına olanak tanır. Farklı cinsiyet kimlikleri, toplumda yaygın olarak kabul edilen erkek ve kadın cinsiyetlerinin ötesine geçer. Bu kimlikler arasında non-binary (cinsiyetler arası), genderqueer (cinsiyet sınırlarını aşan), bigender (iki cinsiyet arasında gidip gelen), agender (cinsiyetsiz), genderfluid (cinsiyet kimliği zaman içinde değişen) gibi çeşitli kimlikler bulunur. Cinsiyet kimliği, kişinin kendini tanımlama ve ifade etme şeklini etkiler. Her bireyin cinsiyet kimliği benzersizdir ve bireyin kendi kimliğiyle uyum içinde yaşamasını sağlamak önemlidir. Toplumda cinsiyet kimliğine saygı duymak ve insanların kendi kimliklerini ifade etmelerine destek olmak önemlidir. Transgender Transgender, cinsiyet kimliği ile doğdukları cinsiyet arasında bir uyumsuzluk yaşayan bireyleri ifade eder. Bir kişi, doğdukları cinsiyetin toplumun beklentileriyle örtüşmeyen bir cinsiyet kimliği hisseder ve kendini farklı bir cinsiyet olarak tanımlar. Transgender bireyler, kendilerini içsel olarak farklı bir cinsiyet olarak hissettikleri için genellikle cinsiyet geçiş sürecine girebilirler. Transgender bireylerin deneyimleri çeşitlilik gösterebilir. Bazıları cinsiyet kimliğini dışa vurmak için hormon tedavisi veya cinsiyet ameliyatı gibi tıbbi müdahalelere başvurabilirken, diğerleri cinsiyet kimliklerini ifade etmek için giyim tarzlarını veya saç stillerini değiştirebilirler. Cinsiyet geçiş süreci, her birey için farklı olabilir ve herkesin kendi tercihlerine göre şekillenir. Transgender bireylerin toplumda karşılaştıkları zorluklar da vardır. Cinsiyet kimliklerinin kabul görmemesi, ayrımcılık, dışlanma ve şiddet gibi sorunlarla karşılaşabilirler. Bu nedenle, transgender bireylerin desteklenmesi ve toplumda kabul görmeleri önemlidir. Çeşitli destek grupları, danışmanlık hizmetleri ve bilgilendirme kaynakları, transgender bireylere yardımcı olmak için mevcuttur. Cinsiyet Geçiş Süreci Cinsiyet geçiş süreci, cinsiyet kimliği ile doğduğunuz cinsiyet arasında bir uyumsuzluk olduğunda tercih edilen bir süreçtir. Bu süreç, bireyin kendi cinsiyet kimliğini ifade etmek ve toplumda kabul görmek için yapabileceği çeşitli adımları içerir. Cinsiyet geçiş süreci, her birey için farklı olabilir ve kişinin ihtiyaçlarına ve tercihlerine göre şekillenir. Bu süreçte destek almak ve bilgi edinmek önemlidir. Cinsiyet geçiş süreci hakkında bilgi ve destek kaynaklarına başvurarak, bu süreci daha rahat ve sağlıklı bir şekilde yönetebilirsiniz. Bu süreçte aşağıdaki adımlar genellikle izlenir: Cinsiyet kimliğinizi kabul etme ve anlama Aile ve yakın çevrenizle iletişim kurma Profesyonel yardım alarak psikolojik destek alma Cinsiyet geçiş sürecinde kullanılabilecek hormon tedavileri veya cerrahi müdahaleler hakkında bilgi edinme Cinsiyet kimliğinizi ifade etmek için sosyal geçiş adımları atma (isim ve zamir değişikliği, kıyafet tercihi vb.) Toplumda destek ve kabul bulabileceğiniz gruplara katılma Cinsiyet geçiş süreci, bireyin kendini daha mutlu ve uyumlu hissetmesine yardımcı olabilir. Ancak bu süreçte karşılaşılan zorluklar da olabilir. Bu nedenle, profesyonel destek almanız ve bilgi edinmeniz önemlidir. Cinsiyet geçiş süreci hakkında daha fazla bilgi için, LGBTQ+ destek kuruluşlarından ve uzmanlardan yardım alabilirsiniz. Sıkça Sorulan Sorular LGBT, lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender bireyleri ifade eden bir kısaltmadır. Bu topluluk, farklı cinsel yönelimlere ve cinsiyet kimliklerine sahip olan bireyleri içermektedir. Eşcinsellik, aynı cinsiyetten olan kişilere romantik ve cinsel yönelim gösterme durumudur. Eşcinsel bireyler, hem duygusal hem de cinsel olarak aynı cinsiyetten kişilere ilgi duyarlar. Biseksüellik, hem erkek hem de kadın cinsiyetinden olan kişilere romantik ve cinsel yönelim gösterme durumudur. Biseksüel bireyler, hem erkek hem de kadın cinsiyetinden kişilere ilgi duyabilirler. Panseksüellik, cinsiyet kimliği veya biyolojik cinsiyet fark etmeksizin her türlü cinsiyete ilgi duyma durumudur. Panseksüel bireyler, cinsiyetin sınırlarını aşan bir şekilde romantik ve cinsel çekim hissedebilirler. Omniseksüellik, tüm cinsiyet kimliklerine ilgi duyma durumudur. Omniseksüel bireyler, her türlü cinsiyetten kişilere romantik ve cinsel yönelim gösterebilirler. Poliseksüellik, birden fazla cinsiyet kimliğine ilgi duyma durumudur. Poliseksüel bireyler, farklı cinsiyet kimliklerine sahip olan kişilere romantik ve cinsel yönelim gösterebilirler. Aseksüellik, cinsel çekim veya ilgi duymama durumudur. Aseksüel bireyler, romantik veya cinsel ilişkilere yönelik bir arzu hissetmezler. Transgender, doğuştan gelen cinsiyet kimliği ile atanan cinsiyetin uyuşmaması durumudur. Transgender bireyler, doğuştan gelen cinsiyetlerinden farklı bir cinsiyet kimliğine sahiptirler. Cinsiyet geçiş süreci, bir bireyin doğuştan atanan cinsiyeti ile uyumlu olmayan bir cinsiyet kimliği benimsemek için aldığı adımları içerir. Bu süreç, psikolojik, tıbbi ve sosyal destek gerektirebilir. LGBT nedir? Eşcinsellik nedir? Biseksüellik nedir? Panseksüellik nedir? Omniseksüellik nedir? Poliseksüellik nedir? Aseksüellik nedir? Transgender nedir? Cinsiyet geçiş süreci nasıl işler?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Cumhur İttifakı’nda LGBT diye bir anlayış yoktur” Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Cumhur İttifakı’nda LGBT diye bir anlayış yoktur”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 8. Aile Şurası’nda konuştu. "Türkiye Yüzyılı’nda Ailemiz, İstikbalimiz" temasıyla icra edilen şuranın ülke, millet ve aileler için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, şurayı düzenleyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını, Bakan Göktaş ve ekibini tebrik eti. Erdoğan, bugün ve yarın yapılacak komisyon çalışmalarında aile kurumunu güçlendirecek önemli tespit ve kararların ortaya konulacağına inandığını söyledi. Aile konusundaki gayretleri takdirle karşıladığını ifade eden Erdoğan, “Kıymetli fikirleriyle bu süreçlere katkı süren herkesi tebrik ediyorum. Aile şuralarının ilki 1990 yılında düzenlenmişti. Bizim dönemimizde farklı tarihlerde 4 şura tertip edildi” dedi. Aileyle ilgilenecek bir bakanlığın kurulması fikrinin şura kararlarından biri olduğunu söyleyen Erdoğan, bu önerinin 2011 yılında hayata geçirildiğini kaydetti. Aile meselesinin tek çatı altında bütün boyutlarıyla değerlendirilmesini temin ettiklerini söyleyen Erdoğan, 8. Aile Şurası’nın kapsamlı bir muhasebe imkanı sunacağını hem de geleceğe dair hedeflerin belirlenmesine katkı sağlayacağının açık olduğunu kaydetti. Bugün ve yarın gerçekleşecek çalışmalara bu zaviyeden bakılması tavsiyesinde bulunan Erdoğan, ”Şuranın temasında ifade dildiği üzere istikbalimiz olan ailenin korunmasında sizlerin dile getireceği görüşlerin çok değerli ve anlamı olduğunu bilmenizi istiyorum” diye konuştu. Konunun tüm paydaşlarını buluşturan şuranın başarılı ve verimli geçmesi temennisinde bulunan Erdoğan, “İnancımızda ve kültürümüzde aile mukaddes bir müessesedir. Hayatın iniş çıkışları karşısında koruyan aile çok büyük bir nimet, eşsiz bir hazinedir. İnsan aile içinde doğar, ailede huzura erer, aile fertleri arasında kendini güvende hisseder. Hayata ailesiyle birlikte hazırlanır. Sevginin paylaşılarak çoğaldığı, zorluklara beraber göğüs gerildiği aile, insanı insan yapan en önemli hasletlerdendir. Devletin vazifelerinin başında aile kurumu ve neslin muhafazası gelir. İnancımızın bize vaaz ettiği bu husus anayasamızda da yerini almıştır. Anayasamızın 41. maddesi çok açık ve nettir. Aile, Türk toplumunun temelidir. Anayasamız böyle söylüyor. Devletin aileyi koruma noktasında sorumluluklarını da ifade etmiştir. Aile toplumun temelidir. Temeli sağlam olmayan toplumlar ayakta kalamaz. Güçlü bir millet, güçlü bir aileden oluşur. Eğer güçlü aileler yoksa güçlü bir milleti bulamazsınız. Bu bakımdan aile toplumun çelik çekirdeği, özü, güç kaynağıdır” ifadelerini kullandı. “Çocukları çağın marazlarından koruyan kalkan yine ailedir” Aileyi devletin taşıyıcı sütünü ve kilit taşı olarak gördüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dil ailede öğrenilir, ahlak ailede kuşanılır. İnanç ailede yerleşir. Milli şuur, ailede kazanılır. Merhamet, şefkat, hürmet, sevgi ailede edinilir. Karakter burada şekillenir. Kimlik ailede inşa edilir. Kişi aile çatısı altında toplumun sorumlu bir ferdi haline dönüşür. Çocukları çağın marazlarından koruyan kalkan yine ailedir. Okuldan önce ilk ve en önemli eğitim kurumu aynı şekilde ailedir. Beşeri, sosyal ve devlet hayatımızda yeri doldurulmaz olan aileye sahip çıkmak, insana, topluma ve milletin istikbaline sahip çıkmak demektir. Aileyi, özellikle bu noktada çok çok önemseyen iktidarımız, partimiz şunu topluma aynı şekilde haykırıyor ve diyoruz ki aileye gerekli önemi vermeyen hiçbir toplum ekonomik açıdan ne kadar müreffeh olursa olsun geleceğine güvenle bakamaz” dedi. Batı’nın çıkmazının şu anda burada olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, güçlü bir toplum olmanın yolunun sadece maddi imkanlardan değil, her şeyden önce güçlü bir aile yapısına sahip olmaktan geçeceğine dikkat çekti. “Cumhur İttifakı’nda LGBT diye bir anlayış yoktur” Aile meselesine bakarken anne, baba ve çocuklardan oluşan bir yapıdan ziyade çok daha geniş perspektiften yaklaşılması gerektiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meseleyi sıradanlaştırmak, basitleştirmek yerine ailenin toplum hayatımızdaki yerini iyi, isabetli ve doğru şekilde tayin etmeliyiz. Müslüman Türk milletinin alameti farikası olan güçlü aile yapımızı zayıflatacak her türlü girişim karşısında teyakkuz halinde olmalıyız. Gerek devlet gerek şahsi olarak meseleye yaklaşımımız bu yöndedir. Tüm seçim kampanyasında ifade ettiğim gibi Cumhur İttifakı’nda LGBT diye bir anlayış yoktur. Varsın LGBT illet ittifakı malzemesi olsun. Tepe tepe kullansınlar ama bizde bu yok. Bizde aile kutsal bir yapı. Bu kutlu yapıyı biz lekeleyemeyiz. Buna da müsaade etmeyiz, edemeyiz. Modern dünyada şehirleşmenin artmasıyla birlikte aile bağları zayıflarken, aile kurumunun önemi esasen daha da artmıştır. Geniş aileden çekirdek aileye, oradan da daha bireysel yaşama geçiş, günümüz insanını ailenin sunduğu imkanlardan mahrum bırakmıştır. Şurası tartışmasız bir hakikattir ki, modern birey daha yalnız, hayatın zorlukları karşısında daha korunaksız, çok daha zayıftır. Gelişen iletişim ve ulaşım imkanı modern bireyin yalnızlığına ne yazık ki çare olamamış, hatta ekran ve sosyal medya bağımlılığı başta olmak üzere insan daha fazla içine kapanmış, toplumdan daha fazla kopmuştur” diye konuştu. “Türkiye olarak nüfusumuzun 85 milyon olması yeterli değil, çok daha fazla nüfusa ihtiyacımız var” Toplumsal değerlerin gün geçtikçe değiştiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bunun olumsuz etkilerini çok geniş bir alanda hep beraber görüyoruz. Evlenme yaşı kendi toplumuz dahil sürekli yükseliyor. Boşanma oranları her geçen yıl daha da artıyor. Ortalama çocuk sayısı günden güne düşüyor. Boşuna en az 3 çocuk demiyoruz. Bu toplumun özellikle ihtiyacı var. Detayına burada giremem ama bizim şu anda Türkiye olarak nüfusumuzun 85 milyon olması yeterli değil, çok daha fazla nüfusa ihtiyacımız var. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyamız giderek yaşlanıyor. Aile gibi güvenli bir sığınağa sahip olmayan toplumlarda intihar olayları, uyuşturucu, bağımlılık, diğer sorunlar almış başını gidiyor” şeklinde konuştu. Son dönemde aileyi hedef alan en büyük tehdidin küresel güç odaklarının teşvik ettiği ‘cinsiyetsizleştirme’ politikaları olduğunu söyleyen Erdoğan, “Uluslararası kimi şirketlerin, örgütlerin, kurumların da destek verdiği sapkın akımların hedefinde bizatihi aile kurumu vardır. Meselenin daha vahim tarafı bunun kişisel bir yaşam biçimi tarzından ziyade küresel bir dayatma haline dönüşmesidir. En küçük eleştirilerin dahi susturulduğu, itiraz edenlere adeta hayat hakkı tanınmadığı, insan fıtratını ve ailevi değerleri savunmanın imkansız hale geldiği, tepki gösterenlerin ekonomik, siyasi, diplomatik baskılandığı, hasılı bir avuç azgın azınlığın milyarlarca insani esir almaya çalıştığı küresel bir zorbalıkla karşı karşıyayız. Sadece kadın erkek arasındaki ilişkileri değil, çocuklarımızı da hedef alan saldırılar karşısında aileyi, dolayısıyla insanı korumak bizim görevimizdir” değerlendirmesinde bulundu. “Buradan bir kez daha ilan etmek isterim ki Türkiye ve Türk milleti, ‘küresel cinsiyetsizleştirme’ dayatmalarına kesinlikle boyun eğmeyecektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Evlatlarımızı bu sapkınların eline bırakmayacağız. Aile yapımızın dinamitlenmesine izin vermeyeceğiz. Bu noktada çok mühim bir rol oynayacak seçim vadimizde olan Aile ve Gençlik Bankası’nın kuruluşunu inşallah yakında gerçekleştiriyoruz. Meclisimizin onayını aldıktan sonra projeyi ilk etapta deprem bölgesinde hayata geçireceğiz. Böylece 6 Şubat’ta asrın felaketini yaşamış, hemen her şeyini kaybetmiş gençlerimizin yuva kurmalarına yardımcı olacağız. Daha sonra Karadeniz doğalgazı ve Gabar petrolünden sağlayacağımız finansmanla projelerimizin kapsamını peyderpey genişleteceğiz. Devreye alacağımız diğer desteklerle hem aile yapımızı yoksulluk ve sapkınlık tehdidinden koruyacak hem de gençlerimize sahip çıkacağız” diye konuştu. Ailenin önemine BM kürsüsünde de değindiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu konudaki kararlığımızı sadece seçim meydanlarında değil tüm dünya huzurunda BM kürsüsünden de ifade ettim, ifade ettik. Çok açık ve net bir şekilde aile müessesini bekleyen tehdit ve tehlikelere dikkat çektik. Bu çağrımızın pek çok ülkede makes bulduğunu memnuniyetle ifade ediyoruz. Akıl, vicdan, izan, basiret sahibi toplumların desteğiyle bu mücadeleyi küresel ölçekte sürdüreceğiz. Küresel vicdanınıharekete geçmesi gereken bir diğer alan, hepimizin yüreğini parçalayan Gazze’dir. 7 Ekim’den beri İsrail yönetimi yaşadığı şoku bahane ederek Filistinli kardeşlerimize yönelik acımasız bir katliam gerçekleştiriyor. Şu anda tabii televizyon ekranlarında bizi izleyen bütün toplumlara özellikle sesleniyorum. Bu sabah da Katolik camiasına papa ve patrik vasıtası ile seslendim. Camiler, kiliseler, okullar, pazar yerleri, hatta hastaneler İsrail güçleri tarafından bombalanmaktadır” açıklamasını yaptı. Bugüne kadar İsrail’in Gazze ve Ramallah’a yönelik saldırıları neticesinde 6 binin üzerinde Gazzeli’nin şehit olduğu bilgisini paylaşan Erdoğan, ”Kahir ekseriyeti kadın ve çocuk olan 17 bin kişi yaralandı. Etrafı tamamen kuşatılmış 360 kilometrekarelik dar bir alanda yaşama tutunma mücadelesi veren 2.3 milyon insanın tepesine şu ana kadar tespit edilen 12 bin tondan fazla bomba yağdırıldı. Amerika orada, Avrupa orada, tüm imkanlarıyla orada. Tek tek gelip ziyarette bulunuyorlar. Gazze’deki konutların neredeyse yarısı kullanılamaz hale geldi. BM rakamlarına göre 600 bin Gazzeli yerlerinden edildi. BM ekipleri şu anda her an onlar da orayı terk etmeyi planlıyorlar. Tüm savaşlarda olduğu gibi burada da en büyük mağduriyeti kadınlar ve masum çocuklar yaşadı. Halen de yaşıyor. Gazze’de yansıyan haberler ve fotoğraflara bakıp da tepkisiz kalmak mümkün mü? Ne kadar sarsıcı olursa olsun hiçbir eylem böyle bir vahşeti meşru kılmaz. Gazze’ye yönelik saldırılar kendini savunma sınırını çoktan aşmış; açık bir zulme, mezalime, katliama ve barbarlığa dönüşmüştür. İşin üzücü yanı, medeni geçinen gayrimedenilerin bu vahşeti sadece seyretmesidir” açıklamasında bulundu. Avrupa Birliği Komisyonu’nun ateşkes açıklamalarına sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Avrupa Birliği Komisyonu dün çıkmış, ‘Henüz ateşkes çağrısı yapamayız’ diyor. Daha ne kadar insanın ölmesi lazım? Ne kadar çocuğun ölmesi lazım? Siz hesabınızı neye göre yapıyorsunuz, bunu bir açıklayın. Bilelim ateşkes ne zaman yapılır ne zaman yapılmaz. Eğer siz siyaset yapıyorsanız, biz de yapıyoruz. 40 yıldır siyasetin içindeyim. Hiçbir zaman bu tür vahşetlere seyirci kalmadık, kalamayız. Ağız birliği etmişçesine tüm Batılı ülkeler, İsrail yönetimini aklıselime davet etmek yerine saldırılara koşulsuz destek veriyor. Lafa gelince insan hak ve hürriyetleri konusunda ahkam kesenler, Gazzeli masumların hayat hakkını tam 19 gündür yok sayıyor. Ne oldu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi? Siz bu beyannameye hiç bakmıyor musunuz? İşlerine gelirse bakarlar, işlerine gelmediği için bakmazlar. Niye? Akan kan Müslüman kanı da onun için. Yardım gemisi göndermek yerine uçak gemisi, savaş gemisi göndererek hangi lobilere hizmet ettiklerini açıkça ortaya koyuyorlar. Bunun adı ikiyüzlülük, riyakarlıktır. Ateşe benzin dökmektir. Buradan soruyorum. AB Komisyonunun ateşkes çağrısı yapabilmesi için sayıyı versinler daha kaç çocuk ölmelidir. BM Güvenlik Konseyi’nin harekete geçmesi için daha kaç ton bombanın atılması gerekir. Batılı kuruluşların katliama dur demeleri için daha ne kadar sivil, kadın, yaşlı hayatını kaybetmelidir. Uluslararası yayın organlarının gerçekleri söylemesi, anlatması için kaç meslektaşları bombaların hedefi olmalıdır. Bölgemizi yangın yerine çeviren bu krizi sona erdirmek için daha ne kadar beklenmelidir. Gazze’de beyaz kefenlere sarılan her mazlumun vebali artık vebal olmaktan çıktı, yavrularını bulabilmek için vücutlarına yazıyorlar. Her masumun vebali bombaları atanlar kadar ikircikli tavırlarıyla buna fırsat verenlerin boynunadır. Savaş suçlarını aklamak için tüm ilkeleri çiğneyen medya organlarından saldırıları ısrarla görmezden gelen uluslararası kuruluşlara kadar herkes Filistin topraklarında yaşana vahşetin ortaklarıdır” dedi. Türkiye’nin her zaman mazlumun yanında bir tutum içinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bunu kabul etmedik, etmiyoruz, etmeyeceğiz. Bizim prensibimiz bellidir: Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Tek başımıza kalsak da hakkı ve hakikati haykırmaktan çekinmeyeceğiz. Acı da olsa muhataplarımız için rahatsız edici de olsa birilerinin konforlarını bozsa doğru bildiklerimizi açık yüreklilikle ifade edeceğiz. Bunun yanında Gazze halkının acil ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çabalarımızı daha da yoğunlaştırıyoruz, yoğunlaştıracağız. 7 Ekim’den bu yana bir taraftan diplomatik temaslarımızı her seviyede sürdürürken, diğer taraftan Gazze’ye insani yardımların ulaşması için gayret gösterdik. Mısır makamlarıyla iş birliği içinde şimdiye kadar 10 uçak dolusu yardım malzemesini El Ariş Havalimanı’na sevk ettik. Son olarak dün Gazze’nin en çok ihtiyaç duyduğu jeneratörleri gönderdik. 25 sağlık personelimizin tıbbi malzemelerle Mısır’a intikalini sağladık. Gazze’ye ulaştırılmak için Mısır’a gönderdiğimiz yardım malzemelerinin miktarı 200 tonu aşıyor. Kardeş Mısır ile birlikte yardımları Gazzelilere ulaştırmaya çalışıyoruz. Sahra hastanelerinin kurulmasından yaralıların tedavi edilmek üzere ülkemize getirilmesine kadar her türlü insani yardımı yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı. Hazırlıkları yürütülen sivil yardım gemisini de şartlar olgunlaşınca bölgeye göndereceklerini açıklayan Erdoğan, “Saldırılarda etkilenen çocuklara yönelik her türlü tıbbi, psikolojik her türlü desteği sağlamaya yönelik çalışmalarımız sürüyor. Eşim Emine Erdoğan himayesinde ilgili bakanlıklarımızın bu konudaki temasları devam ediyor. Özellikle çocukların getirilmesi ve onların burada himayesi noktasında. Bunun dışında yaraların hızlıca sarılması ve insani trajediler noktasında ne yapmak gerekiyorsa Türkiye olarak elimizi taşın altına koymaktan asla imtina etmeyeceğiz. Tıpkı 500 sene önce İsrail sana sesleniyorum; engizisyondan kaçan Musevilere alicenaplık gösterdiğimiz gibi, unutmayın açın tarih kitaplarınızı bakın, bunu biz yaptık. Tıpkı 2. Dünya Savaşı’nda soykırıma uğrayan Yahudi bilim adamlarına sahip çıktığımız gibi. Tıpkı Rusya-Ukrayna savaşında göç etmek zorunda kalanlara yardım ettiğimiz gibi. Suriyeli mazlumları bağrımıza bastığımız gibi. Tıpkı daha önce Kafkas ve Balkanlar’dan hicret ederek Anadolu’ya gelen kardeşlerimize kucak açtığımız gibi. Bugün de Gazze konusunda bizim yegane pusulamız vicdandır, merhamettir, insanı insan yapan kadim değerlerin ihyasıdır. Bizim için Gazzeli Filistinli, Suriyeli çocuklarla İsrail’deki çocuklar arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü çocuk tüm kimliklerden, tanımlardan öte çocuktur” şeklinde konuştu. “Çocuklar öldürülürken sessiz kalmanın utancını kimse bize yaşatamaz” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gözlerimizin önünde bir mezalime imza atılırken kimse bizden sükût etmemizi bekleyemez. Dilimizi bağlasak da böylesi bir vahşete sessiz kalmaya her şeyden önce vicdanımız el vermez. Bizim görevimiz hakkı tutup kaldırmak, kimliğine bakmadan mazlum ve mağdurların haykıran sesi olmaktır. Tarih soğuk betonların üzerinde sıra sıra dizilen masum çocuk cenazeleri karşısında susanlarla zor zamanda konuşanları, çalışanları, barış ve sükûnetin tesisi için samimiyetle koşturanları kaydetmektedir. Biz asırlardır hem haktan, hakkaniyetten ev adaletten yana olduk. Şimdi de hiçbir ayrım yapmadan mazlum ve mağdurun yanındayız. Dün olduğu gibi bugünde insanı, insan hayatını savunuyoruz, çocuklar ölmesin diye gayret ediyoruz. Türkiye yakın çevresindeki tüm insani mesellerlede dengeli bir duruş sergilemiştir. Filistin ve Gazze meselesinde tavrımızın doğruluğundan hiçbir şüphe duymuyoruz. Asıl sorgulanması gereken Gazze’deki katliamı görüp yüzünü başka tarafa dönenlerdir. Asıl hicap duyması gerekenler üç kuruş için zağarlık yapacak kadar onurunu, vakarını, vicdan pusulasını yitirenlerdir. Allah’ın izni ile biz ne kendimizi, ne ülkemizi ne de aziz milletimizi böyle bir duruma kesinlikle düşürmeyeceğiz. Buradan tekrar sesleniyorum. Şu Batı’nın sesini çıkarmayanları var ya, bunlar İsrail’e borçlu olanlardır ama Türkiye’nin İsrail’e borcu yok. Onun için biz rahatız, güçlüyüz. Hakkı haykırmaya devam edeceğiz.” Program sonrası Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş tarafından üzerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM‘de yaptığı konuşmadaki “Aileye sahip çıkmak insana ve insanlığın istikbaline sahip çıkmaktır” sözünün yazılı olduğu bir tablo hediye edildi.

150 Starbucks mağazası grevde Haber

150 Starbucks mağazası grevde

İbrahim Baysal (Haber Merkezi)- Sendikalı çalışanları temsil eden Starbucks Workers United sendikası, zinciri bazı bölgelerde "onur ayı" dekorasyonlarını sınırlamak ve LGBTQ+ işçilere ikiyüzlü davranmakla suçladı.  Starbucks bu iddiaları şiddetle reddediyor. Sendika, önümüzdeki hafta yaklaşık 3.500 işçinin greve gideceğini tahmin ediyor. Gurur dekorasyonu Şirkete göre, Starbucks mağazalarındaki yöneticiler, güvenlik kurallarına uydukları sürece mağazaları Pride için diledikleri gibi dekore edebilirler. Starbucks, mağazalarının hiçbirinin Onur ayı için dekorasyon yapması yasaklanmadığında ısrar ediyor ve birçok mağazanın, Pride dekorasyonlarının fotoğraflarını ve videolarını sosyal medyada yayınladığını ekliyor. “LGBTİ+ topluluğunu sarsılmaz bir şekilde destekliyoruz. Bir Starbucks sözcüsü, şirketin "yanlış bilgilerin yayılmasından" "derinden endişe duyduğunu" da sözlerine ekledi. Sendika, şirket içi belgelere ve mağaza yöneticilerinin ifadelerine dayanarak şirketin yanıtlarının tutarsız olduğunu Twitter aracılığıyla yanıtladı. "Starbucks, yerel liderleri kutlamanın yollarını bulma konusunda güçlendiriyor . Oklahoma, Arkansas ve Missouri'de yaklaşık 100 yerde Pride nişanlarının yasaklandığını söyleyen bir makaleye atıfta bulunarak, Pride yasaklarını uygulayanlarla aynı patronlar” dedi. CNN'in yorumladığı gibi, bu mağazalar "derinden bölünmüş Birleşik Devletler'in en muhafazakar bölgelerinden" bazılarında bulunuyor.

Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu’ndan LGBT faaliyetleri ile cinsiyet değiştirme ameliyatının yasaklanması talebi Haber

Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu’ndan LGBT faaliyetleri ile cinsiyet değiştirme ameliyatının yasaklanması talebi

Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu üyeleri LGBT propaganda faaliyetlerinin, her türlü yayın ve neşriyatlarının yasaklanması, dernek, kulüp ve benzeri tüm yapılanmalarının kapatılması ve cinsiyet değiştirme ameliyatlarının yasaklanması için topladıkları 150 bin imzayı TBMM’ye sunmadan önce meclisin Çankaya Kapı girişinde basın açıklaması yaptı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu Başkan Kürşat Mican şunları dedi: “Bizler Vatan, Millet, Bayrak ve Mukaddesat sevgisiyle dolu 150 STK’nın katılımıyla kurulan Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu olarak takriben 5 yıldır ‘Aileni ve Neslini Koru/Sapkınlığa Dur De!’ sloganıyla yola çıkarak aile yapımızı ve nesillerimizi ifsat etmek için uğraşan sapkın akımlar ve LGBT lobilerinin dayatma ve propaganda faaliyetlerine karşı mücadele etmekteyiz. Ülkemizi dört bir yandan kuşatan bu vahim durum karşısında LGBT dayatmasının ve propaganda faaliyetlerinin ülkemizde son bulması, bu sapkın örgütün tüm derneklerinin, kulüplerinin, kafelerinin kapatılması, ergenlik çağındaki çocukların etki altında kalarak cinsiyet değiştirme arzusuyla başvurduğu ‘cinsiyetsizleştirme’ ameliyatlarının yasaklanması için başlattığımız imza kampanyası neticesinde Anadolu’muzun her köşesinden topladığımız imzalarla toplam 150 bin imzaya ulaştık. LGBT lobi faaliyetlerini ülkemizde istemeyen necip Türk Milletinin bize emanet verdiği bu imzaları Türkiye Büyük Millet Meclisimize sunuyoruz. Yüce Meclisimizin milletinden gelen bu sese duyarsız kalmayacağına inancımız tamdır. Ebed müddet devletimizin varlığı güçlü aileler, sağlıklı nesiller ve ahlaklı cemiyet hayatıyla mümkündür. Değerlerimize, inancımıza, medeniyetimize, kültürümüze, geleneksel aile yapımıza mugayir böyle sapkın yapıların ülkemizde alan edinmesini ve nesillerimizi bizden çalmasını istemiyoruz.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.