SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kurtuluş Savaşı

İLKHABER-Gazetesi - Kurtuluş Savaşı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kurtuluş Savaşı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Adana Büyükşehir Belediyesi, 5 Ocak Resepsiyonu ile kurtuluş coşkusunu taçlandırdı Haber

Adana Büyükşehir Belediyesi, 5 Ocak Resepsiyonu ile kurtuluş coşkusunu taçlandırdı

Adana’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 103. yıl dönümünde Adana Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen 5 Ocak Kurtuluş Resepsiyonu ile coşku ve gururla kutlandı. Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, 6. Kolordu Garnizon Komutanı Tümgeneral Mehmet Özveren, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ve çok sayıda protokol üyesi katıldı. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, yaptığı konuşmada Adana’nın Kurtuluş Savaşı’ndaki öncü rolünü ve Cumhuriyet’in kuruluşundaki katkılarını vurguladı. “Kurtuluş mücadelesinin hissini veren Şehir Adana’dır” Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adana’nın kurtuluşunu anlatan konuşmasında şunları söyledi: “Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e Kurtuluş Mücadelesi hissini veren şehir, bizzat kendinin söylemiyle Adana’dır. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından büyük güçlerin başlattığı işgale karşı ilk mücadele, direniş Adana’da başlamıştır. İlk kurşun o zaman Adana’ya bağlı olan Dörtyol’da atılmıştır. Direniş sonucunda ilk zaferler Adana’da elde edilmiş ve bunun üzerine Fransızlar barış istemek zorunda kalmıştır. Böylece genç Türkiye Büyük Millet Meclisi ilk kez tanınmış, muhatap alınmak zorunda kalınmıştır. Güneydeki mücadelenin kazanılmasının ardından buradaki birliklerin Ege’ye, Batı’ya sevk edilmesiyle, Kurtuluş Savaşı’nın Ege Cephesi güçlenmiş, Milli Mücadele’nin kazanılmasına katkı verilmiştir. Demek ki biz Cumhuriyet’in kuruluşunun harcında da varız. Bundan da onur ve gurur duyuyoruz.”

Bağımsızlık destanının yazıldığı gün: 30 Ağustos Haber

Bağımsızlık destanının yazıldığı gün: 30 Ağustos

ADANA (İLKHABER) - Kurtuluş Savaşı'nın dönüm noktalarından biri olan 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 101. yıl dönümü kutlamaları başladı. 1. Dünya Savaşı'ndan mağlup ayrılan Osmanlı Devleti'nin 1918 yılında Mondros Ateşkes Antlaşmasını imzalamasının ardından, Anadolu, İtilaf güçleri tarafından işgale uğradı. İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve son olarak da Ege Bölgesi'ni ele geçirmek üzere İzmir'i işgal eden Yunanlara karşı, gazi Mustafa Kemal önderliğinde bir istiklal mücadelesi olan Kurtuluş Savaşı başladı. 19 Mayıs 1919 tarihinde 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkması, Türk Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı olarak tarihe geçti. Batı Anadolu içlerine kadar ilerleyen düşman ordusu, Türk ordusuna son bir darbe vurarak Ankara’yı ele geçirmek istiyordu. Mustafa Kemal, 5 Ağustos 1921’de TBMM tarafından Başkomutanlığa getirildi. Başkomutan Mustafa Kemal’in önderliğinde Tekâlif-i Milliye emirleri ile halktan aldığı yardımla güçlenen ordu, savaşa hazır hâle geldi. Sakarya Meydan Muharebesi, 23 Ağustos 1921’de düşman taarruzu ile başladı. Amaçları Türk Ordusunu sol kanadından yıpratıp güneyden kuşatarak yok etmekti. Muharebenin bir bölümünde düşman kuvvetleri Ankara’ya 70 kilometre kadar yaklaşmayı başardı. Muharebeler hâkim tepelerin bir süre karşılıklı el değiştirmesiyle sürdü. Mustafa Kemal, 26 Ağustos’ta dünya harp tarihine giren tarihî “Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz” emriyle savaşın gidişatını değiştirdi ve Türk ordusu, düşman kuvvetleri karşısında üstünlük sağlamaya başladı. Sonunda düşman kuvvetleri geri çekilme gücünü bile zor buldu. Sakarya Meydan Muharebesi yaklaşık 110 kilometre cephe genişliği ve 25 kilometre cephe derinliğine sahip çok büyük bir alanda cereyan etti. Sakarya Meydan Muharebesi, 22 gün 22 gece sürerek dünyanın en uzun süreli meydan muharebesi oldu. Muharebe, 10 Eylül 1921’de başlayan Türk Ordusunun genel karşı taarruzu sonucu düşman kuvvetlerinin 13 Eylül 1921’de tamamen Sakarya’nın batısına atılması neticesinde Türk ordusunun kesin zaferiyle sonuçlandı. Savaş sonunda, TBMM, Mustafa Kemal Paşa’ya Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ve Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa’nın teklifi ile 19 Eylül 1921 tarihinde 153 sayılı kanunla “Gazi” unvanı ve “Mareşal” rütbesini verdi. Dünyanın gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biri Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki Türk ordusunun 26 Ağustos'ta başlayıp 30 Ağustos'ta zaferle sonuçlandırdığı Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, dünyanın gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biri olarak tarihe geçti. İlk kutlama ‘’Başkumandan Zaferi’’ olarak gerçekleşti Büyük Zafer'in ilk kutlaması Dumlupınar'ın Çal Köyü'nde, 1924 yılında gerçekleşti. Bu törene Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk de katıldı. 1922 yılında kazanılan zafer için iki yıl beklenmesinin sebebi ise Türkiye'nin 1923 yılında uluslararası hareketliliğinin oldukça fazla olmasıydı. 1924 yılında yapılan bu törende Mustafa Kemal Atatürk, eşi Latife Hanım ile ''Meçhul Asker Abidesi'’nin temelini attı ve mâllî ruhun önemini vurguladı. Bu önemli gün, 1926 yılından sonra ''Başkumandan Zaferi'' yerine ''Zafer Bayramı'' olarak kutlanmaya başlandı. 1 Nisan 1926'da ‘’Zafer Bayramı Kanunu’’ kabul edildi. Bu tarihten sonra her yıl hava, deniz ve kara kuvvetleri 30 Ağustos'u coşkuyla kutladı. Dönemin Savunma Bakanı Recep Peker, yayınladığı genelge ile 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı detaylandırdı ve neler yapılacağını detaylı bir şekilde belirtti. Ülke savunmasında hava kuvvetlerinin büyük öneme sahip olması, 30 Ağustos’un ''Tayyare Bayramı'' olarak anılmasını da sağladı. 1960’lardan sonra kutlamalar Zafer Bayramı, özellikle 1960'dan sonra daha detaylı ve kapsamlı bir şekilde kutlandı. Aynı zamanda Türkiye'de askeri okullarının mezuniyet törenleri, bu önemli günde gerçekleşti. Diğer bir yandan astsubay ve subayların rütbe değişiklikleri de bu günde gerçekleştirildi. Günümüzde de bu önemli gün coşkuyla kutlanmaya devam ediyor. Şanlı Zafer'in 101. yıl dönümü Şanlı Zafer'in bu yıl 101. yıl dönümü de kutlanmaya başlandı. Ülke genelindeki kutlamalar, resmi kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum örgütlerinin programlarıyla ülke genelinde renkli görüntülere sahne oluyor. Kutlamalar kapsamında Türk savaş gemileri, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü dolayısıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Gazimağusa ve Girne kentlerindeki limanlara ziyaret gerçekleştirecek.  Milli Savunma Bakanlığınca (MSB) 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla birçok ilde ve KKTC'de bando konserleri verilecek. İzmir'de 30 Ağustos Zafer Bayramı etkinlikleri kapsamında TCG Sancaktar, TCG Büyükada ve TCG Umut gemileri ziyarete açılacak. Cumhuriyetin 100. yılına özel hazırlanan marş seslendirilecek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirilecek 30 Ağustos Zafer Bayramı programında, Cumhuriyetin 100. yılına özel hazırlanan marş ilk defa seslendirilecek., 30 Ağustos Zaferi'ni anmak amacıyla hazırlanan özel içerikler de TRT'nin ekran ve radyolarında izleyici ve dinleyiciyle buluşacak, Yurt genelinde yarın resmi kutlama programları gerçekleştirilecek.

Kurtuluşun Tanığı Öldü Haber

Kurtuluşun Tanığı Öldü

Abdurrahim Sağ ADANA (İLKHABER) - Kurtuluş Savaşı yıllarında yayın hayatına başlayan asırlık gazete olan Yeni Adana Gazetesi, son baskısını yaparak okurlarına veda etti. Adana’nın en eski gazetesi olan ve 25 Aralık 1918 tarihinde kurulan Yeni Adana Gazetesi yayın hayatını sonlandırdı. Okurlarına son sayısında veda eden Yeni Adana Gazetesi Adana'da şok etkisi yarattı. Kenti üzüntüye boğan haberi; gazetenin eski çalışanları sosyal medya hesaplarından duygu yüklü sözlerle paylaştı. Sosyal medyada yapılan paylaşımlarda gazete okurları üzüntülerini dile getirdi. DUYGU YÜKLÜ SATIRLAR Gazetenin yayın hayatına son verileceğine ilişkin yazıda ise şu satırlar yer aldı: "105 yıllık yayın hayatı boyunca Atatürk ilke ve devrimlerini sonuna kadar savunmuş, laiklik ve halkçılık ilkelerinden, demokratik ve sosyal devlet anlayışından taviz vermemiş, ulusalcı çizgisini değiştirmemiştir. Türkiye’nin bir hukuk devleti olması için mücadelesini her alanda sürdürmüştür. Bugün gelinen noktada yerel basının yaşam mücadelesi verdiği hayatta kalma çabasından Yeni Adana da nasibini almıştır. Yüreğir ailesi olarak gazetemizin maddi ve manevi olarak yayını sürdürme çabasının artık mümkün olmadığını görmekteyiz. Yeni Adana Gazetesi’ne 1918’den bu yana emek veren tüm yazı işleri müdürlerine, idarecilerine, yazarlarına, çizerlerine, muhabirlerine, sanat sayfalarını hazırlayan/düzenleyenlere, dizgicilerine, basımcılarına, muhasebecilerine, basımevlerine, dağıtım elamanlarına, bayilere, uzman bilgisayar desteği veren firmalara teşekkürü bir borç biliriz. Yeni Adana’yı kurulduğu günden bu yana okuyucuların eline ulaştıran Yeni Adana ailesinin bir ferdi olan bu arkadaşlarımızın yoğun emek ve çabası Yeni Adana’nın tarihinde yerini almıştır ve almaktadır. Yeni Adana ailesinin kaybettiği bireylerine rahmet diler, yaşayanlara uzun ve sağlıklı ömür dileriz.  Yeni Adana ailesi demek yalnızca gazetenin sahipleri ve çalışanları demek değildir. Yeni Adana ailesinin vaz geçilmez üyeleri olan okurlarımız da bu ailenin yüzyılı aşkın üyeleridirler. Yeni Adana gazetesinin okurları kurulduğu günden bugüne geri bildirimleri ve katkılarıyla yıllar boyunca etkileşimli gazeteciliğin özgün örneğini sergilemiştir. Okurlarımız bu davranışlarıyla yalnızca Yeni Adana gazetesine değil, Atatürk ilke ve devrimlerine, ülkesine ve Adana’sına sahip çıkmıştır. Bu nedenle Yeni Adana okurları bu ailenin bir üyesi olmuştur. Ancak okurlarımıza üzülerek Türkiye’nin bu ekonomik ve siyasi koşullarında gazetemizin yayın hayatını sürdüremeyeceğini iletmek durumundayız. Yeni Adana/Yüreğir ailesi olarak, gazetemizi düşünsel, maddi ve manevi olarak destekleyen, iyi ve kötü gününde yanında olan milletvekillerimize, Belediye Başkanlarımıza, yerel kamu ve özel kurum ve kuruluşlara teşekkür ederiz. Gazetemizin hem okuyucuları hem de yazarları arasında yer alan tüm akademisyenlerimize de fikirleri ve kalemleriyle Yeni Adana ailesinin bir üyesi oldukları için teşekkür ederiz. Bu bağlamda Yeni Adana gazetesini destekleyen varlığından onur duyan yerel basın ve yayın organlarımıza, Basın İlan Kurumuna teşekkür eder, çalışmalarının daim olmasını dileriz. Ülkemizin özellikle laiklik ilkesinin korunduğu ve uygulandığı, Atatürk ilke ve devrimleriyle çağdaş günlere ulaşması dileğiyle, sevgi ve sağlıkla kalın." YENİ ADANA GAZETESİ HAKKINDA BİLGİLER Yeni Adana, Adana’nın Fransız güçleri tarafından işgalinden 5 gün sonra, 25 Aralık 1918 tarihinde Adana Gazetesi adıyla yayın hayatına başladı. Ahmet Remzi Yüreğir ile Yozgatlı yedek subay Mehmet Avni Doğan'ın yayın hayatına başlattığı gazete, ilk üç sayı sonra işgalci Fransız güçlerinin baskısıyla 28 Aralık 1918 tarihinde kapandı; ancak kapanmanın ardından beş gün sonra gazete Yeni Adana adıyla yeniden yayınlanmaya başladı. Gazetenin başyazarı Mehmet Avni Doğan'ın işgal kuvvetlerini kast ederek "Eşeğin kuyruğu hala elimizdedir." diyen başyazısı üzerine, matbaayı basan Fransız kuvvetleri, Doğan'ı işgal bölgesi dışına sürgüne gönderdi. Ahmet Remzi Yüreğir daha sonra hakkında ölüm fermanı çıkarılması üzerine, çarşaf giyerek kadın kılığında Pozantı'ya kaçtı. Yeni Adana Gazetesi’nin matbaası da 8 sayı sonra Fransızlar tarafından kapatıldı. Bu kez gazetenin basımını gerçekleştiren basımevinin sahibi Mücavirzade Mustafa ile gazetenin öteki sahibi Mehmet Avni Doğan da tutuklandı. Doğan, Yozgat'a sürgün edildi. Ahmet Remzi Yüreğir se, büyük bir inatla Adana'da dağıtılacak bir gazete çıkarmak üzere Kayseri'ye gitti. Ne var ki, Kayseri'de yaptığı bir iki denemeden başarısız sonuçlar elde etti. Bunun üzerine, Adana'nın bu kez Karaisalı beldesine döndü. Karaisalı'da istasyonda kullanılmayan bir vagon içinde tek başına ve büyük güçlüklerle Yeni Adana gazetesini gizlice hazırlayan Ahmet Remzi Yüreğir haftada iki kez gazeteyi Adana'da dağıtmaya başladı. Pozantı, Fransız işgalinden kurtarıldıktan sonra, gazetesini sırtına yükleyip Pozantı'ya geçti. Gazetenin yazı kadrosu, o sırada cepheden dönen yedek subaylarla daha da güçlendi. O dönem gazetede yayınlanan yazılarda Ferit Celal ile birkaç yedek subayın emeği vardır. Adana ve çevresi Yeni Adana Gazetesi sayesinde, I. İnönü, II. İnönü ile Sakarya zaferlerinin kazanıldığını öğrenmişti. 1921 yılında Ahmet Remzi Yüreğir Pozantı'dan Adana'ya geçti ve yaşadığı sürece gazetesini Cumartesi günleri hariç her gün düzenli olarak yayınladı. Gazete 1 Ocak 1922'den itibaren önce Ferit Celal, daha sonra Celal Sahir, Muzaffer Timurtaş, Refi Kerem gibi başyazarlar yönetiminde yayınına devam etti. Ahmet Remzi Yüreğir'in 1951 yılında ölümünün ardından gazetenin yayını oğulları Çetin ve Aydın Remzi Yüreğir kardeşler tarafından sürdürüldü. 1965 yılında Amerika Gazete Sahipleri Birliği Vakfı'nın, Amerika ve Kanada dışındaki ülkeler yayın organları için oluşturduğu Dünya Basın Başarı Ödülü'nü alan ilk ve tek Türk gazetesi Yeni Adana oldu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin verdiği Türkiye Basın Özgürlüğü Ödülü 1996 yılında Yeni Adana Gazetesi'ne verildi. Kurtuluş Savaşı'nın destanını yazan, birçok gazeteciye okul olan Yeni Adana Gazetesi çalışanları, "Bir dönem bitiyor" manşetiyle son sayısını yayınladı.

Kurtuluş Savaşı destanının yazıldığı gazetede, son sayı Haber

Kurtuluş Savaşı destanının yazıldığı gazetede, son sayı

Ali GÜRELİ ADANA (İLKHABER) - Kurtuluş Savaşı yıllarında yayın hayatına başlayan asırlık gazete, bugün son baskısını yaptı. Yeni Adana, Adana’nın Fransız güçleri tarafından işgalinden 5 gün sonra, 25 Aralık 1918 tarihinde Adana Gazetesi adıyla yayın hayatına başladı. Ahmet Remzi Yüreğir ile Yozgatlı yedek subay Mehmet Avni Doğan'ın yayın hayatına başlattığı gazete, ilk üç sayı sonra işgalci Fransız güçlerinin baskısıyla 28 Aralık 1918 tarihinde kapandı; ancak kapanmanın ardından beş gün sonra gazete Yeni Adana adıyla yeniden yayınlanmaya başladı. Gazetenin başyazarı Mehmet Avni Doğan'ın işgal kuvvetlerini kast ederek "Eşeğin kuyruğu hala elimizdedir." diyen başyazısı üzerine, matbaayı basan Fransız kuvvetleri, Doğan'ı işgal bölgesi dışına sürgüne gönderdi. Ahmet Remzi Yüreğir daha sonra hakkında ölüm fermanı çıkarılması üzerine, çarşaf giyerek kadın kılığında Pozantı'ya kaçtı. Yeni Adana Gazetesi’nin matbaası da 8 sayı sonra Fransızlar tarafından kapatıldı. Bu kez gazetenin basımını gerçekleştiren basımevinin sahibi Mücavirzade Mustafa ile gazetenin öteki sahibi Mehmet Avni Doğan da tutuklandı. Doğan, Yozgat'a sürgün edildi. Ahmet Remzi Yüreğir se, büyük bir inatla Adana'da dağıtılacak bir gazete çıkarmak üzere Kayseri'ye gitti. Ne var ki, Kayseri'de yaptığı bir iki denemeden başarısız sonuçlar elde etti. Bunun üzerine, Adana'nın bu kez Karaisalı beldesine döndü. Karaisalı'da istasyonda kullanılmayan bir vagon içinde tek başına ve büyük güçlüklerle Yeni Adana gazetesini gizlice hazırlayan Ahmet Remzi Yüreğir haftada iki kez gazeteyi Adana'da dağıtmaya başladı. Pozantı, Fransız işgalinden kurtarıldıktan sonra, gazetesini sırtına yükleyip Pozantı'ya geçti. Gazetenin yazı kadrosu, o sırada cepheden dönen yedek subaylarla daha da güçlendi. O dönem gazetede yayınlanan yazılarda Ferit Celal ile birkaç yedek subayın emeği vardır. Adana ve çevresi Yeni Adana Gazetesi sayesinde, I. İnönü, II. İnönü ile Sakarya zaferlerinin kazanıldığını öğrenmişti. 1921 yılında Ahmet Remzi Yüreğir Pozantı'dan Adana'ya geçti ve yaşadığı sürece gazetesini Cumartesi günleri hariç her gün düzenli olarak yayınladı. Gazete 1 Ocak 1922'den itibaren önce Ferit Celal, daha sonra Celal Sahir, Muzaffer Timurtaş, Refi Kerem gibi başyazarlar yönetiminde yayınına devam etti. Ahmet Remzi Yüreğir'in 1951 yılında ölümünün ardından gazetenin yayını oğulları Çetin ve Aydın Remzi Yüreğir kardeşler tarafından sürdürüldü. 1965 yılında Amerika Gazete Sahipleri Birliği Vakfı'nın, Amerika ve Kanada dışındaki ülkeler yayın organları için oluşturduğu Dünya Basın Başarı Ödülü'nü alan ilk ve tek Türk gazetesi Yeni Adana oldu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin verdiği Türkiye Basın Özgürlüğü Ödülü 1996 yılında Yeni Adana Gazetesi'ne verildi. Kurtuluş Savaşı'nın destanını yazan, birçok gazeteciye okul olan Yeni Adana Gazetesi çalışanları, "Bir dönem bitiyor" manşetiyle son sayısını yayınladı. DUYGU YÜKLÜ SATIRLAR Gazetenin yayın hayatına son verileceğine ilişkin yazıda ise şu satırlar yer aldı: "105 yıllık yayın hayatı boyunca Atatürk ilke ve devrimlerini sonuna kadar savunmuş, laiklik ve halkçılık ilkelerinden, demokratik ve sosyal devlet anlayışından taviz vermemiş, ulusalcı çizgisini değiştirmemiştir. Türkiye’nin bir hukuk devleti olması için mücadelesini her alanda sürdürmüştür. Bugün gelinen noktada yerel basının yaşam mücadelesi verdiği hayatta kalma çabasından Yeni Adana da nasibini almıştır. Yüreğir ailesi olarak gazetemizin maddi ve manevi olarak yayını sürdürme çabasının artık mümkün olmadığını görmekteyiz. Yeni Adana Gazetesi’ne 1918’den bu yana emek veren tüm yazı işleri müdürlerine, idarecilerine, yazarlarına, çizerlerine, muhabirlerine, sanat sayfalarını hazırlayan/düzenleyenlere, dizgicilerine, basımcılarına, muhasebecilerine, basımevlerine, dağıtım elamanlarına, bayilere, uzman bilgisayar desteği veren firmalara teşekkürü bir borç biliriz. Yeni Adana’yı kurulduğu günden bu yana okuyucuların eline ulaştıran Yeni Adana ailesinin bir ferdi olan bu arkadaşlarımızın yoğun emek ve çabası Yeni Adana’nın tarihinde yerini almıştır ve almaktadır. Yeni Adana ailesinin kaybettiği bireylerine rahmet diler, yaşayanlara uzun ve sağlıklı ömür dileriz.  Yeni Adana ailesi demek yalnızca gazetenin sahipleri ve çalışanları demek değildir. Yeni Adana ailesinin vaz geçilmez üyeleri olan okurlarımız da bu ailenin yüzyılı aşkın üyeleridirler. Yeni Adana gazetesinin okurları kurulduğu günden bugüne geri bildirimleri ve katkılarıyla yıllar boyunca etkileşimli gazeteciliğin özgün örneğini sergilemiştir. Okurlarımız bu davranışlarıyla yalnızca Yeni Adana gazetesine değil, Atatürk ilke ve devrimlerine, ülkesine ve Adana’sına sahip çıkmıştır. Bu nedenle Yeni Adana okurları bu ailenin bir üyesi olmuştur. Ancak okurlarımıza üzülerek Türkiye’nin bu ekonomik ve siyasi koşullarında gazetemizin yayın hayatını sürdüremeyeceğini iletmek durumundayız. Yeni Adana/Yüreğir ailesi olarak, gazetemizi düşünsel, maddi ve manevi olarak destekleyen, iyi ve kötü gününde yanında olan milletvekillerimize, Belediye Başkanlarımıza, yerel kamu ve özel kurum ve kuruluşlara teşekkür ederiz. Gazetemizin hem okuyucuları hem de yazarları arasında yer alan tüm akademisyenlerimize de fikirleri ve kalemleriyle Yeni Adana ailesinin bir üyesi oldukları için teşekkür ederiz. Bu bağlamda Yeni Adana gazetesini destekleyen varlığından onur duyan yerel basın ve yayın organlarımıza, Basın İlan Kurumuna teşekkür eder, çalışmalarının daim olmasını dileriz. Ülkemizin özellikle laiklik ilkesinin korunduğu ve uygulandığı, Atatürk ilke ve devrimleriyle çağdaş günlere ulaşması dileğiyle,  sevgi ve sağlıkla kalın." ŞOK ETKİSİ YARATTI Gazetenin son sayısının yayınlandığı haberi de Adana'da şok etkisi yarattı. Sosyal medyada yapılan paylaşımlarda gazete okurları üzüntülerini dile getirdi. Bazı kıdemli gazeteciler, Yeni Adana'nın yayın hayatına devam etmesi noktasında harekete geçti.

Kahramanmaraş'ta işgalcilerin yıkamadığı camiyi, deprem yıktı Haber

Kahramanmaraş'ta işgalcilerin yıkamadığı camiyi, deprem yıktı

KAHRAMANMARAŞ (AA) - ALİ KEMAL AKAN / İZZET MAZI - Minaresinde Milli Mücadele döneminde Maraş'ı işgal eden Fransızlar tarafından ateşlenen bir top mermisinin saplanıp kaldığı Şeyh Camisi, "asrın felaketi" olarak nitelendirilen depremlerde tamamen yıkıldı.Depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş'ta tarihi yapılar da zarar gördü.Dulkadiroğlu ilçesi Turan Mahallesi’ndeki Bahtiyar Yokuşu’nda bulunan Şeyh Camisi de depremde yıkıldı.Turan Mahallesi İhtiyar Heyeti Üyesi Şaban Nusret Güçkıran, AA muhabirine, depremin meydana geldiği 6 Şubat'ta yazlık evinde olduğunu, mahalleye geldiğinde hemen her binanın yıkıldığını gördüğünü ifade etti.Mahallenin enkaz yığınına döndüğünü ve yardım beklediklerini dile getiren Güçkıran, "Her tarafta enkaz var. Giremediğim sokaklar var. Kepçeyle elektrik trafosunun bulunduğu yeri açtırdım. Acilen yıkılacak eski 6 taş binamız var." diye konuştu.Şeyh Camisi'nin, işgal döneminde minaresine isabet eden top mermisiyle tanındığını belirten Güçkıran, büyüklerinin Milli Mücadele'ye ilişkin anlattığı hatıraların halen aklında olduğunu dile getirdi.Güçkıran, enkazların kaldırılıp caminin eski görünümüne kavuşmasını istediğini ifade ederek, "Atılan top mermilerinden bir tanesi minarede duruyordu. Depremde yıkılmasının ardından enkazda kaldı." dedi.- "Mahallemin eski haline gelmesini istiyorum"Mahalle sakinlerinden Ahmet Oruç da deprem anındaki sarsıntıyla dışarı çıktıklarını, komşularını uyardıkları sırada da evinin önünde bulunan caminin büyük bir gürültüyle yıkıldığını söyledi.Mahallede çok sayıda evin yıkıldığını dile getiren Oruç, şöyle dedi:"Halen şoktayız. Rabb'im kimseye göstermesin. Mahallemizde tarihi yapılar bulunduğu için buradaki evleri, camimizi ziyaret etmeye, fotoğraf çekmeye dışarıdan gelirlerdi. Yeni evlenen çiftler fotoğraf çektirmeye gelirlerdi. Simge bir mermimiz vardı. Hepsi tufan oldu. Mahallemin eski haline gelmesini tabii ki istiyorum. Ben de bir yere gitmiyorum. Akrabalarımız, arkadaşlarımız burada bir yere gidemeyiz."- AA depremden 3 gün önce görüntülemiştiAnadolu Ajansı fotomuhabir ve kameramanı "asrın felaketi” olarak nitelendirilen depremlerden 3 gün önce, caminin görüntü ve fotoğraflarını çekmişti.- CamiO dönemki adıyla "Maraş", Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasının sonrasında önce İngilizler ardından Fransızlar tarafından 30 Ekim 1919'da işgal edildi.Kentte, 21 Ocak 1920'de başlayan, 22 gün 22 gece süren destansı direniş sırasında, 1681 tarihli belgelerde de adı geçen, Şeyh Hüseyin Dede tarafından yaptırıldığı bilinen caminin minaresine, Fransızlar tarafından ateşlenen bir top mermisi isabet etti.Halk arasında "Şıh Camii" olarak da anılan caminin farklı mimari yapısına sahip minaresi, üzerinde çakılı kalan patlamamış top mermisiyle, kentin simge yapılarından biri durumundaydı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.