TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#küresel iklim değişikliği

İLKHABER-Gazetesi - küresel iklim değişikliği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, küresel iklim değişikliği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gürer: Küresel iklim değişikliği tarımda sorunlar yarattı Haber

Gürer: Küresel iklim değişikliği tarımda sorunlar yarattı

CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım Orman Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, küresel iklim değişikliğinin bu yıl üretimde etkilerinin görüldüğünü ve bazı bölgelerde bir aya yakın mevsim sapmalarının üretim ve satış üzerinde sorunlar yarattığını söyledi. Gürer, “Erkenci ürünlerin hasatı sürerken, kışlık ürünlerin yetişmesi dengeleri bozdu. İlaç mücadelesinden verim kaybına kadar olumsuzluklar yaşandı. Ürün pazarda varlığı artmadı, bu da fiyatların tarlada düşük kalmasına yol açtı” dedi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer iklim değişikliğine değinerek şunları söyledi: tarımda küresel iklim değişikliğinin yarattığı sorunların, yeni hastalıkların ve zararlıların ortaya çıkmasının yanında sürecin doğru yönetilememesi ile de ilgili olduğunu belirterek şunları söyledi: “Akdeniz sineği, beyaz sinek, domates güvesi, süne, kahverengi kokarca gibi üretici başına bela olan zararlılar, bu yılda üretimin kalitesinde soruna yol açtı. Akdeniz sineği, Niğde’de dahi önemli ürün kayıplarına yol açtı. Tuzak tabir edilen mücadele yöntemi dışında etkili bir tarım ilacı olmaması, bu zararlının başta şeftali olmak üzere çok farklı ürünlerde dalda ürünü tüketmesine neden oluyor. Bu zararlılar, mevsim etkisi ile varlığı artarken, farklı biçimde dönüşüm gösteren zararlılarla tarım, bu bağlamda izlenmesi gereken boyutta sorunlar yaşıyor. Süreç, maliyetin yükselmesine de neden oluyor.” “Tarımsal üretimde kuraklık, ciddi ürün kayıplarına yol açmaktadır”  CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer,  “Genel olarak tarla ve bahçe bitkileri, önemli ölçüde açık alanda sürdürülmektedir. Bu nedenle her türlü dış etkene açık üretim sağlanmaktadır. Mevsim değişiklikleri verim ve üretim üzerinde büyük etkilere sahiptir. Üretimde kuru tarım alanları dışında sulanabilir alanlarda önemli verim farkı da görülmektedir. Tarımsal üretimde kuraklık, ciddi ürün kayıplarına yol açmaktadır. Dolu, sel, aşırı rüzgar, ani hava ısınmaları, sıcak rüzgar, don gibi faktörler verime önemli ölçüde etki etmektedir. Bu sürece, bu yıl havaların iyi gitmesi ile erken olgunlaşma eklenmiş ve bir aya yakın mevsim öne gelmesi ile sorunlar katlanmıştır. Nemin aşırı düşmesi, yüksek sıcaklık, kuraklığa bağlı üretim sorunları yanında ilaçlama ve gübreleme ile hasat takvimi bozulması sorunları artırmıştır. Bitkisel üretimdeki farklı zararlı ve hastalıkların da bu süreçte sapmasının yarattığı olumsuzluklar, çiftçinin sırtına yük olarak kalmıştır” dedi. “Küresel iklim değişikliğine karşı çiftçi bilinçlenmesi sağlanmadığı gibi yeterli önlemler alınmadı” Gürer,“AKP iktidarları döneminde tarımın yapısal sorunları arttı. Tarım arazileri azalırken, çiftçi sayısı düştü. Küresel iklim değişikliğine karşı çiftçi bilinçlenmesi sağlanmadığı gibi yeterli önlemler alınmadı. Düşük alım politikası ile çiftçinin ürün değer bulması sağlanmadı. Çiftçi refahı gözetilmedi. Mevsim değişikliği ile ortaya çıkan sorunlara duyarlı politikalar geliştirilmedi. Yapılan çalışmalar yetersiz kaldı. Suyun üretimde çok önemli bir yeri var. Su kaynakları tüketiliyor. Sularda kirlenmeler izlenmekle yetinildi. Yer altı suları çekiliyor. Modern sulama yöntemlerinin hızla artırılması da şart. Su seviyesi ve debiler, doğal koşullardaki olumsuzlukların etkisi altında. Kullanıma bağlı yanlış sulama yöntemleri de devam ediyor. Salma sulama bitirilmeli, modern yağmurlama ve damlama gibi daha az su kaybı, daha çok verime hızla geçiş sağlanmalıdır. Dış kaynaklara bağlı su kirlenmeleri önüne geçip, yağmur sularından daha çok fayda sağlayacak uygulamalar da geliştirilmelidir” diye ifade etti. “Mevsim değişikliği ile ortaya çıkan olumsuz durumlar, üretimi sorunlu kıldığı gibi verim ve çiftçi için büyük gelir kaybı yaratmaktadır” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Üretim öncesi, üretim süreci ve üretim sonrası ile ilgili kapsayıcı ve geniş çalışmalarla çözümcü bir yaklaşım yaratılabilir. İktidar, sorunları ciddi biçimde önce irdeleyip, sonra planlayarak aşma noktasında olmalıdır. Zararlıların yarattığı kayıplar, mevsim değişikliği ile ortaya çıkan olumsuz durumlar, üretimi sorunlu kıldığı gibi verim ve çiftçi için büyük gelir kaybı yaratmaktadır. Bunun olumsuz yansıması, raftaki ürün fiyatlarının artması ile tüketiciye olmaktadır. Ayrıca ürün arz açığı ile ithal ürüne yönelmekte, ülke kaynaklarının tüketilmesine neden olmaktadır” şeklinde konuştu. CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, tarımsal kuraklığın izlenmesi ve Türkiye'deki tarımsal araştırma merkezlerinin sayısı hakkında da soru önergesi verdi. Gürer, Tarımsal İzleme ve Bilgi Sistemi (TARBİL) kapsamında kaç tarımsal meteoroloji istasyonunun bulunduğunu ve son 8 yılda açılan araştırma merkezi sayısını Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'ya sordu. Ömer Fethi Gürer’in soru önergesi Ömer Fethi Gürer'in Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya yönelttiği soru önergesi şu soruları içerdi: “Tarımsal kuraklığın daha etkin olarak izlenmesi için TARBİL kapsamında çalışan tarımsal meteoroloji istasyonu sayısı kaçtır? Günümüzde kullanımda olan araştırma merkezi sayısı ve son 8 yılda açılan araştırma merkezi sayısı kaçtır?” Tarım Ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın cevabı Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Gürer’in soru önergesine verdiği yanıtta şunları söyledi: “Tarımsal İzleme ve Bilgi Sistemi (TARBİL) kapsamında yurt genelinde bulunan tarımsal fenolojik ve meteorolojik gözlem istasyonu sayısı 440'tır. TÜBİTAK-TÜSSİDE ile yapılmakta olan ortak çalışma ile yeni geliştirme ve bakım çalışmaları planlanacaktır.” Bakan Yumaklı, Türkiye genelinde 440 tarımsal meteoroloji istasyonu bulunduğunu belirterek, kuraklık ve diğer tarımsal olayların bu istasyonlar aracılığıyla izlendiğini ifade etti. Ayrıca, TÜBİTAK-TÜSSİDE ile yürütülen iş birliği çerçevesinde yeni geliştirme ve bakım çalışmalarının planlandığını dile getirdi. Gürer, bakanlığın bu bağlamda çalışmaları artırarak sorunların ardından değil, önünden giden politikalar ve planlamalara ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Gürer: Patates üreticisi zor durumda, kamu alıma girmeli Haber

Gürer: Patates üreticisi zor durumda, kamu alıma girmeli

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde'de kışlık patates hasadı başladığını, ancak çiftçilerin tüccar tarlada alım yapmadığı için patates depolamaya başladığını söyledi. Küresel iklim değişikliği ile farklı ürünlerde görülen vaktinden önce olgunlaşma süreci her ürünü etkilediği belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, patates üreticilerinin yaşadığı sıkıntıları yerinde inceledi ve çözüm önerilerini dile getirdi. “TMO, TÜRKŞEKER ve tarım kredi maliyeti ve makul kar ile alım yapmalıdır” Ömer Fethi Gürer, “Tüccarlar bölgeye geliyor ancak fiyatlar maliyetin altında veriyor. Mutlaka kamu sürece müdahale etmelidir. TMO, TÜRKŞEKER ve tarım kredi maliyeti ve makul kar ile alım yapmalıdır, üretici hasata başladı. Tüccar maliyet altında fiyat verince üretici de   belki patates değer bulur umuduyla ürünlerini depolamaya başladı. Çiftçi deposu basmayı beceren siyasi iktidar şimdide üretici ürünü elde kaldı ortada yok” diye ifade etti.   Kamu kuruluşlarının bu süreçte patates alımına destek vermemesi, çiftçinin büyük bir zararla karşı karşıya kalmasına yol açabilir” diyen Gürer, Tarım Kredi Kooperatifi ve Toprak Mahsulleri Ofisi gibi kurumların acilen devreye girmesi gerektiğini vurguladı. “Çiftçi ürününden para kazanamıyor” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “İstanbul’da, Ankara’da patates 20-30 liraya satılıyor. Ama çiftçi ürününden para kazanamıyor, ama oradaki tüketici ürünü pahalı almak zorunda kalıyor. Kamu bu işe el atmalı, çiftçi emeğinin karşılığını alamıyor” diyerek, üreticinin durumunun sürdürülemez olduğunu ifade etti. Battal, “Ekonomik anlamda bittik” Patates üreticisi Cesim Battal, bankalara olan borçlarını ödemekte zorlandıklarını belirterek şunları söyledi: “40 dekar arazide ekim yaptım, dönümde 3,5-4 ton patates alıyoruz. Sulama suyu giderlerimiz arttı, son faturamız daha da yüksek geldi. Şu anda maliyetini kurtaramıyorum. Seneye nasıl ekim yapayım? Ekonomik anlamda bittik. Bankalara da kredi borcum var, çiftçinin borcu olmaz mı?” dedi. Patates üreticisi Cesim Battal, don olayından önce patatesleri depoladıklarını belirtti: “Don vurmasını istemeyiz, bu yüzden patatesleri söküyoruz. Ancak bu iş çaresizlikten yapılıyor. Alan olmadığı için depoya kaldırıyoruz. Seneye bu iş batak olacak, Türkiye aç kalır. Hepsi aynı; domates de, patates de, ne ürettiysek para kazanamadık, bu sene batağız. Borcum var ama patatesi alan yok. Alan olmadığı için mecburen depoya kaldırıyorum, belki bir şey olur diye bekliyorum. 15-20 gün sonra bu bölgede don olur, don vurmasını istemeyiz. Bu yüzden söküm yapıyoruz, ama para kazandığımız için değil, çaresizlikten söküyoruz. Eğer üreticinin bu mağduriyeti devam ederse, önümüzdeki yıl patatesin fiyatı artacak ve zararı yine tüketici görecek. Üretici, tüccar gelmeyince patatesi söküp depoya kaldırmak zorunda kalıyor. Depoda patates yaklaşık 6 ay dayanır, ancak 6 ay boyunca satılmazsa çillenir ve çöp olur” dedi. " Bu sene çiftçi ne ektiyse tüm ürünlerden zarar etti " CHP’li Ömer Fethi Gürer, “Bu sene çiftçi ne ektiyse tüm ürünlerden zarar etti. Ancak patates gibi ürünlerin, özellikle kışlık patatesin 6 aylık dayanım süresi olduğu için depodaki patates de değer bulmazsa, bu patatesler çöp olacak. Bakan Bey bu konuya el atsın, kamu kuruluşlarına sadece tüketim için alın demesin. Devletin bu konuda destek verebileceği kuruluşlar var. Onlar gelsin, çiftçiden en azından maliyetin üstüne makul bir kâr koyarak patatesi alsın” şeklinde konuştu. “Çiftçi, patatesin maliyetini bile karşılayamıyor” Niğde’de yazlık patates hasadının sona erdiğini hatırlatan CHP’li vekil Ö.Fethi Gürer, “Bu yıl havaların sıcak gitmesiyle çiftçi patateste erken söküme başladı. Şu anda söküm devam ediyor ve patatesler depolanıyor, fiyatın oluşması bekleniyor. Çiftçi, patatesin maliyetini bile karşılayamıyor ve yaptığı yatırımı geri alamıyor. Böyle olunca patates üreticisi oldukça sıkıntılı. Patatesin %35’i tarladan satılıyor, %60’ı ise depolanıyor. Mart ayına kadar bu patatesin satışı devam edecek. Esas söküm yoğun olarak Ekim ayında gerçekleşecek. Şu andaki fiyat çiftçiyi mutlu etmiyor. Çiftçi, fiyatın düşük olması nedeniyle kamunun alıma girmesi gerektiğini söylüyor” diye konuştu

Aşırı sıcak havalar nedeniyle elektrik tüketiminde tarihi rekor Haber

Aşırı sıcak havalar nedeniyle elektrik tüketiminde tarihi rekor

Küresel iklim değişikliği sonucu dünya genelinde etkili olan sıcak havalar nedeniyle birçok ülkede elektrik tüketimi arttı. İran'da da aşırı sıcak havalar nedeniyle elektrik tüketiminde tarihi rekor kırıldı. İran'da son yılların en sıcak günleri nedeniyle ülke genelinde dün elektrik tüketimi 79 bin 189 megavat ile rekor seviyeye ulaşırken aşırı tüketimi karşılayamayacağını açıklayan elektrik dağıtım şirketi, başkent Tahran'da 27 Temmuz'da kamu ve özel sektör için tatil ilan edilmesini talep edebileceğini bildirdi. İran devlet televizyonuna konuşan elektrik dağıtım şirketi Tevanir'in Genel Müdürü Mustafa Recebi Meşhedi, son günlerde ülke genelindeki ortalama sıcaklıkların geçen yılın aynı dönemine göre 2 derece arttığını ve bunun da elektrik tüketiminde aşırı yüklenmeye neden olduğunu söyledi. Sıcaklığın son 6 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını aktaran Meşhedi, "Elektrik tüketimi dün gece zirveye ulaşarak, 79 bin 189 megavat oldu." dedi. Tahran'da birkaç gün içinde sıcaklıkların daha da artacağına dair meteoroloji verilerine işaret ederek, elektrik kesintileri yaşanmaması için halka tüketimde tasarruf yapma çağrısında bulunan Meşhedi, "Elektrik talebini karşılayamama durumu oluşursa Tahran'da cumartesi gününün tatil ilan edilmesini isteyeceğiz. Devlet dairelerinin yanı sıra bankaların ve özel sektörün de tatil ilan edilmesi elektrik tüketiminin azaltılmasında mutlaka daha etkili olacaktır." diye konuştu. Ülkenin güneyinde bazı bölgelerde hava sıcaklıklarının 50 derecelere ulaşırken meteoroloji tahminlerine göre, bugün 40 dereceye ulaşan sıcaklık cumartesi günü 42 dereceyi aşacak.  

Prof. Dr. Mesut Başıbüyük: İklim değişikliği ile meteorolojik afetlerin sayısı artıyor Haber

Prof. Dr. Mesut Başıbüyük: İklim değişikliği ile meteorolojik afetlerin sayısı artıyor

Dünyada su kaynaklarının kuruması, kirletilmesi, doğa tahribatı gibi olumsuzlukların ortaya çıkardığı ve iklim değişikliği, birçok aşırı hava olaylarına neden oluyor. Çukurova Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Başıbüyük, küresel iklim değişikliği ve bunun etkileri hakkında İhlas Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu. "Meteorolojik afetlerin sayısı artacak" Prof. Dr. Mesut Başıbüyük, okyanus yüzey suyu sıcaklık değerleri ve hava sıcaklık değerlerine bakıldığında tüm zamanların rekorunun kırıldığını gördüklerini söyleyerek, “Dolayısıyla artan deniz yüzey suyu sıcaklıkları, artan hava sıcaklıkları kendisiyle beraber bu meteorolojik afetlerle beraberinde getiriyor. Şimdi bunu zaten çok net bir şekilde görüyoruz. Geçen ay içerisinde yani son belki 40-45 aydan beri sürekli rekor kırılıyor. Ve son bir sene içerisinde de bu marjın yani artan sıcaklık artışı veya deniz, yüzey suyu sıcaklığı artışının çok yüksek değerlere ulaştığını görüyoruz. Yani 40 senede, 50 senede meydana gelen artış kadar neredeyse bir artış yanıyor. Şimdi biz bundan şunu beklememiz gerekiyor. Bu bizim maruz kalacağımız meteorolojik afetlerin sayısını artıracak. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yıllık iklim değerlendirme raporlarına baktığınız zaman bundan yaklaşık 30 sene önce yılda 35-40 civarında meteorolojik afet kaydedilirken, 2023 yılında bu rakam bin 475’e ulaşmış” şeklinde konuştu. "Bunların hepsi iklim anomalisi" Çok sıcak bir kış yaşanıldığını kaydeden Prof. Dr. Başıbüyük, “Çok az kar yağışı yaşadık ve hemen arkasından yoğun toz fırtınalarına da maruz kaldık. Bunların aslında hepsi iklim anomalisi ve bir meteorolojik afet olarak karşımıza çıkıyor. Şimdi bu yaşanan sıcak hava dalgalarından sonra bu meydana gelen yağışlar da gördüğünüz gibi ani sel şeklinde. Çok kısa zaman içerisinde yeryüzüne inen yağışlar çoğu zaman insanların işine yaramaktan ziyade zarar veriyor. Şimdi hububat hasadının tam ortasındayız. Muhtemelen Çukurova bölgesinde Akdeniz Bölgesi'nde belli bölgelerde ciddi manada zarar vermiş olabilir” dedi. "Herkesin yaşantısını daha mütevazı bir hale getirmesi lazım" Şehirleri yaşanan iklim afetlerine karşı daha dayanıklı hale getirmek gerektiğinin altını çizen Başıbüyük, “Bizde yaşanan metrekareye 50-60-70 kilogram yağışın aslında bu kadar şehirlerde hasara neden olmaması lazım. Bu yaşanan hadiselerin tamamında bizim kendi yaşam tarzımız var. Yani daha fazla tüketme, daha fazla seyahat etme, daha fazla hareketli olma. Dolayısıyla şimdi baktığınız zaman insanlar bu kadar çok ham maddeyi, enerjiyi tükettikleri zaman bunu doğanın kaldırabileceği bir kapasite var. Doğanın bunu kaldırmadığını çok net bir şekilde görüyoruz. Dolayısıyla bireysel olarak da herkesin aslında biraz daha kendi yaşantısını daha mütevazı bir hale getirmesi lazım” ifadelerini kullandı.

Antalya Uluslararası Bilim Forumu'nda iklim değişikliği masaya yatırıldı Haber

Antalya Uluslararası Bilim Forumu'nda iklim değişikliği masaya yatırıldı

Büyükşehir Belediyesi ile çeşitli kurum ve kuruluşların işbirliğiyle gerçekleştirilen "İklim Değişikliği, Çevre Krizi ve Göç" ana başlıklı foruma 8 ülkeden alanında uzman 60 konuşmacı katılıyor. Antalya Vali Yardımcısı Erol Tanrıkulu, program açılışındaki konuşmasında, iklim krizinin küresel bir sorun olduğunu söyledi. İnsanoğlunun doğuşundan itibaren kimi faaliyetlerle çevreye zarar verdiğini belirten Tanrıkulu, "Bu zararların sonucu olarak çevre krizi meydana geliyor. Bu olgu insanların başka yere göçünü mecbur kılıyor. Çevreye zarar vermemiz sonucu çevresel veya iklim mültecisi kavramları ortaya çıkıyor. Göç, gerek göç eden insanlara gerekse ülkelerde bazı problemlere neden oluyor." dedi. Tanrıkulu, ülkelerin de dünyaya zarar verdiğini, Çernobil faciası, savaşlar, Suriye'deki çatışmalar ve İsrail'in Filistin'e yönelik saldırıları gibi olayların çevresel sorunlara ve göçe neden olduğunu vurguladı. İklim krizine yönelik ise yaşanılabilir bir çevre oluşturulması gerektiğini anlatan Tanrıkulu, bu kapsamda şehir planlamalarının doğru yapılmasının önemine dikkati çekti. Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şükrü Özen de çevre, iklim krizi ve göç konularının önemli olduğunu söyledi. Üniversite olarak bu kapsamda çalışmalar yürüttüklerini aktaran Özen, "Üniversiteler, kamu kurum kuruşları ve sivil toplum kuruluşları olarak çok hızlı bir şekilde eyleme geçmemizi gerektiren verilerle karşı karşıyayız. " dedi. - "İklim değişikliğini göç ve çevresel krizler bağlamında değerlendireceğiz" Akdeniz Üniversitesi Sosyal Politika ve Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Forum Başkanı Prof. Dr. Erol Esen ise forumun disiplinler arası bir buluşma olduğunu dile getirdi. Forumda, sosyal ve fen bilimleri alanında uzman isimlerin bir araya geleceğini söyleyen Esen, "Amacımız öncelikle iklim değişikliğini anlamak. İklim değişikliğini göç ve çevresel krizler bağlamında değerlendireceğiz. Kriz birçok faktörle geliyor ve birçok sonucu var. Bilimsel çalışmalar, iyi uygulamalar, hukuki düzenlemeler, uyum çabalarını, iklim değişikliğinin neden olduğu göç hareketleri, çevresel değişikliklere yönelik stratejik ve olası çözümleri değerlendireceğiz. Çeşitli ülkelerdeki iyi uygulamaların tespiti ve yaygınlaştırılmasını desteklemek, işbirliği oluşumları sağlamayı hedefliyoruz." ifadelerini kullandı. Esen, forumda uzman konuşmacıların 60'a yakın bildiri sunacağını kaydetti. Forum, 1 Aralık'ta sona erecek.

Türkiye'de hortum ve benzeri fırtınaların görülme sıklığı arttı Haber

Türkiye'de hortum ve benzeri fırtınaların görülme sıklığı arttı

EDİRNE (AA) - Trakya Üniversitesi Doğal Afet Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Musa Uludağ, küresel iklim değişikliğinin Türkiye'de hortum ve benzeri fırtınaların görülme sıklığını artırdığını söyledi.Doç. Dr. Uludağ, AA muhabirine, küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği yaşandığını ve bunun olumsuz etkilerinin her geçen gün daha çok hissedildiğini ifade etti.Coğrafi konum itibarıyla orta kuşakta yer alan Türkiye'nin 4 mevsimi yaşayan bir ülke olduğunu belirten Uludağ, okyanuslarda görülen siklonik fırtınaların (Atmosferde bir alçak basınç alanı çevresinde hızla dönen rüzgarların oluşturduğu şiddetli fırtına) normal şartlarda Türkiye'de görülmediğini, ancak iklim değişikliğinin bu durumu değiştirdiğini dile getirdi.Son yıllarda özellikle küresel ısınmaya bağlı okyanus yüzeylerindeki su sıcaklığının birkaç derece arttığını ve atmosfere büyük nem pompalandığını anlatan Uludağ, "Bu durum ciddi bir basınç farklı oluşmasını sağlıyor. Alçak basınç ile yüksek basınç arasındaki fark ne kadar büyük olursa rüzgarın şiddeti o kadar artar. Bu basınç farkı yakın mesafede oluşursa ve fark çok fazlaysa hortuma dönüşür." dedi.Uludağ, Meksika Körfezi ve Kuzey Amerika'da görülen hortumların dünya genelinde arttığını vurguladı.Hortumların görülme sıklığı, şiddeti ve görüldüğü alanların küresel iklim değişikliğiyle ilgili olduğunu anlatan Uludağ, şunları kaydetti:"Kara ve deniz arasındaki sıcaklık farklarının artması, atmosferdeki değişim ve bozulmalar Türkiye gibi ülkelerde de ciddi hortum ve benzeri hava olayları oluşmasına neden oldu. Hortumlar hasar verici hale gelmeye başladı. Bu yıl Konya'da, geçen yıl Ankara'da sadece çöllerde görebileceğimiz kum fırtınaları, İç Anadolu'da yarı kurak bölgelerimizde karşımıza çıkar hale geldi. Bu durum, iklim değişikliğinin çok önemli kanıtıdır. Ama aynı zamanda bizim doğal ortamı yanlış kullanmamızın da çok önemli bir sonucudur."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.