SON DAKİKA

#Kıbrıs

İLKHABER-Gazetesi - Kıbrıs haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kıbrıs haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Volkan Konak nasıl ve nerede hayatını kaybetti? Haber

Volkan Konak nasıl ve nerede hayatını kaybetti?

Karadeniz müziğinin usta ismi Volkan Konak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) verdiği konser sırasında fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan sanatçının vefat haberi sanat camiasını ve sevenlerini yasa boğdu. 58 yaşında hayatını kaybeden Volkan Konak’ın ölüm sebebiyle ilgili resmi açıklama bekleniyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Sağlık Bakanlığı, ünlü sanatçının vefatını resmi sosyal medya hesaplarından duyurdu. Gazimağusa Devlet Hastanesi tarafından yapılan açıklamada, Konak'ın gece yarısı hastaneye getirildiği ancak 00.42’de hayatını kaybettiği bildirildi. Hastaneden Yapılan Açıklama Gazimağusa Devlet Hastanesi Başhekimliği, Volkan Konak’ın ölümüne ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Sanatçı Volkan Konak, 00.17’de hastanemize getirildiğinde bilinci kapalıydı. İlk tıbbi müdahaleler yapılmış, entübe edilerek ileri yaşam desteği sağlanmıştır. Ancak yapılan tüm tıbbi müdahalelere rağmen, geçirmiş olduğu klinik süreç göz önünde bulundurularak, saat 00.42’de hayatını kaybettiği tespit edilmiştir.” Volkan Konak’ın Ölüm Nedeni Ne? Hastalığı Var mıydı? 58 yaşındaki sanatçının kalp krizi geçirdiği iddia edilirken, kesin ölüm nedeni adli tıp incelemesi sonucunda netleşecek. Sanatçının geçmişte herhangi bir kronik rahatsızlığı olup olmadığı konusunda henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Konak, uzun yıllardır sahnelerde aktif olarak performans sergiliyordu ve dinleyicileriyle sık sık bir araya geliyordu. Ölüm haberinin ardından sanat dünyasından ve sevenlerinden binlerce başsağlığı mesajı geldi. Volkan Konak Kimdir? Volkan Konak, müzik kariyerine 1987 yılında "Suların Horon Yeri" adlı derleme albümüyle başladı. Daha sonra Efulim (1993), Gelir misin Benimle (1994), Volkanik Parçalar (1996), Pedaliza (1998), Şimal Rüzgarı (2001), Maranda (2004), Mora (2006), Mimoza (2009), Lifor (2012), Manolya (2015) gibi birçok başarılı albüme imza attı. Kendi besteleriyle olduğu kadar, Nazım Hikmet, Sunay Akın, Yaşar Miraç gibi usta isimlerin şiirlerini besteleyerek de müzik dünyasında özel bir yer edindi. Karadeniz müziğine getirdiği yenilikçi tarzıyla geniş kitlelere ulaşan Konak, sahnedeki enerjisi ve güçlü sesiyle tanınıyordu.

Asil Nadir'in vasiyeti ortaya çıktı: İhanet edenler son yolculuğumda bulunmasın Haber

Asil Nadir'in vasiyeti ortaya çıktı: İhanet edenler son yolculuğumda bulunmasın

Kıbrıs Türkü iş insanı Asil Nadir, 83 yaşında hayatını kaybetti. Geride birçok marka, şirket ve büyük bir yaşam öyküsü bırakan Nadir’in vasiyeti, eşi Neriman Nur Nadir tarafından kamuoyuyla paylaşıldı. VASİYETİNDE KIBRISLILARA SESLENDİ Ömrü boyunca Kıbrıs’ın kalkınmasına katkı sağlamak için çalıştığını belirten Nadir, vasiyetinde Kıbrıslılara birlik içinde hareket etmeleri çağrısında bulundu. Ancak bazı kişilere yönelik kırgınlığını da dile getirdi: "Benim aziz Kıbrıslı kardeşlerim, ömrüm ve gücüm yettiğince sizlere onurlu yaşam mücadelenizde destek olmak ve kalkındırmak istedim. Tüm Kıbrıslıların onurlu yaşam mücadelesi ve davası için ömrümü, emeklerimi ve tüm imkânlarımı feda ettim. İhanet edenler her daim içimizdeydi ama her şeye rağmen hiç pes etmedim. Lütfen siz de pes etmeyin. Bu memleket bizim, bu topraklar bizim, bu kurumlar da bizim; önce birbirinize sonra da benim size bıraktığım projelere sahip çıkın. "İNSANLIK SINAVINDAN GEÇEMEYENLER SON YOLCULUĞUMDA BULUNMASINLAR" Sevgili kardeşlerim bu topraklarda doğmuş ve ölmüş bir Kıbrıslı olarak size vasiyetim her şeye rağmen bu topraklara sahip çıkmanızdır. Hayatım boyunca etrafımda olan fakat benim onurlu yaşama mücadelemde destek olmayan ve ekmeğimizi yiyip insanlık sınavından geçemeyenler son yolculuğumda bulunmasınlar. "EŞİM VE ÇOCUKLARIM SİZLERE EMANET" Ölüm bir haktır. En azından bu tiyatroya ara versinler. Benim vefakâr eşim Nur Nadir ve iki çocuğum Lisa Nur Nadir ve Mertselim Asil Nadir’i güzel yüreklerinize emanet ettim. Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili vasiyetimi eşim Nur Nadir’e bıraktım. Bu topraklar bizimdir. Birlik içinde sahip çıkın. Daha güzel bir dünya da tüm güzel yüreklerle buluşmak üzere. Birbirinize emanet olun.” ASİL NADİR KİMDİR? Asil Nadir, 1 Mayıs 1941’de Lefke’de doğdu. Babasının KKTC’de kurduğu ilk otobüs şirketiyle başlayan ticari yolculuğu, Londra’da perakende sektörüne giriş yapmalarıyla devam etti. 1974’te Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası ailesiyle birlikte tekrar KKTC’ye dönen Nadir, tekstil sektörüne adım attı. 1980 yılında Polly Peck International’ı satın alarak uluslararası ticarete yöneldi. Orta Doğu’ya tekstil ürünleri pazarlayan şirketi sayesinde İngiltere’nin en zengin 100 iş insanı arasına girdi. MEDYA VE SANAYİYE YATIRIMLARI Asil Nadir, Niksar Su, Vestel Elektronik, Meyna Tarım ve UNIPAC Paketleme gibi markaların kurucusu oldu. 1988’de Türkiye’deki ilk Pizza Hut şubesini açtı, ayrıca Günaydın, Güneş ve Tan gazeteleri ile Nokta ve Gelişim dergilerini satın alarak medya sektörüne giriş yaptı. İFLAS VE HAPİS SÜRECİ 1990 yılında, Sunday Times Zenginler Listesi'nde 11. sırada yer alan Nadir, aynı yıl şirket hisselerini yapay şekilde yükseltmekle suçlandı. Paravan şirketler aracılığıyla zimmetine para geçirdiği iddiasıyla yargılanan iş insanı, 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İlk evliliğini Ayşegül Tecimer ile yapan Nadir, 2005 yılında Neriman Nur ile ikinci evliliğini gerçekleştirdi.

Yunanistan Savunma Bakanı Dendias Türkler için ne dedi? Cumhurbaşkanı Erdoğan sessiz kalmadı Haber

Yunanistan Savunma Bakanı Dendias Türkler için ne dedi? Cumhurbaşkanı Erdoğan sessiz kalmadı

T.C. Millî Savunma Bakanlığı, Yunan Savunma Bakanı Nikos Dendias'ın Kıbrıs Türkleri ve Türk ordusunu hedef alan açıklamalarını sert bir dille kınadı. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Dendias'ın açıklamalarının "düzeysiz, yalan ve iftira dolu" olduğu ifade edildi. Açıklamada, Türk ordusunun 1963-1974 yılları arasında Rum tarafınca zulme uğrayan Kıbrıs Türk halkını soykırım girişiminden kurtarma görevini uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan "garantörlük" hakkı çerçevesinde gerçekleştirdiği vurgulandı. Türk askerinin cesareti sayesinde 1974 yılından bu yana Kıbrıs'ta kan dökülmediği, Yunanistan'ın Kıbrıs Rum halkı üzerindeki askeri baskısının sona erdiği ve Yunan askeri rejiminin yıkılarak demokrasiye dönüşün sağlandığı belirtildi. Açıklamada, "Mehmetçik, dün ve bugün olduğu gibi yarın da Kıbrıs'ta barış ve huzurun teminatı olacaktır" ifadesine yer verildi. Millî Savunma Bakanlığı, Dendias'ı iki ülke liderleri tarafından belirlenen ve Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkileri yapıcı bir şekilde ilerletmeyi amaçlayan ortak tutumu baltalamaya çalışmaktan vazgeçmeye çağırdı. Ayrıca, Dendias'ın Türk ve Yunan halkları arasına fitne sokma çabalarının sonuç vermeyeceği vurgulandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan tepki gösterdi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kıbrıs'ta yaptığı açıklamada durumu kınayarak, ''Adanın güneyinde maalesef kendilerini Kıbrıs adasının tek hakimi olarak gören şımarık bir zihniyet var. Rum lider, EOKA teröristlerini anma törenlerine katılıyor. Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimiz güneye geçtiğinde saldırıya uğruyor, güneydeki camiler kundaklanıyor. İşte geçenlerde maalesef, Yunanistan Savunma Bakanı yine akla ziyan açıklamalar yaptı. Sayın Miçotakis’le bir araya geldik ve kendilerine, ‘Ayın 20’sinde biz Kuzey Kıbrıs’tayız, duydum ki sen de güneydesin, heralde bize sataşma yapmazsın…’' ifadelerini kullandı.

KKTC Büyükelçisi Metin Feyzioğlu Kimdir? Haber

KKTC Büyükelçisi Metin Feyzioğlu Kimdir?

Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümü kutlamaları için KKTC'ye resmi ziyaret gerçekleştiren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kendisini havaalanında karşılamayan KKTC Büyükelçisi Metin Feyzioğlu'nu eleştirdi. Özel, büyükelçinin bu tutumunu Dışişleri Bakanlığı'na bildireceğini ve bu durumun, resmi protokol kurallarına aykırı olduğunu ifade etti. Özel’in açıklamaları sonrası, Metin Feyzioğlu'nun kim olduğu ve görevleri merak konusu oldu. KKTC Büyükelçisi Metin Feyzioğlu Kimdir? İstanbul, 7 Temmuz 1969 - KKTC Büyükelçisi Metin Feyzioğlu'nun biyografisi, çeşitli akademik ve diplomatik görevlerle dolu bir kariyerin özetini sunuyor. Metin Feyzioğlu, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1990 yılında lisans diplomasını almış, ardından 1992'de Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde yüksek lisans yapmış ve 1995 yılında doktora unvanını kazanmıştır. 1991 yılından itibaren Ankara Üniversitesi'nde çeşitli akademik unvanlarda görev yapmış; Araştırma Görevlisi, Yardımcı Doçent, Doçent ve Profesör olarak hizmet vermiştir. Ayrıca, 1997-2001 yılları arasında Ankara Üniversitesi Rektörlüğü'nde Hukuk Müşaviri olarak çalışmıştır. Metin Feyzioğlu, 1995 yılından itibaren serbest avukatlık yapmaktadır. Ankara Barosu Başkanı olarak 2010-2013 yılları arasında görev yapmış, Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı görevini ise 2013-2021 yılları arasında sürdürmüştür. Ayrıca, Türk-Av Türkçe Konuşan Uluslararası Avukatlar Birliği'nin Kurucu Başkanlığı'nı 2015-2021 yıllarında yürütmüştür. Metin Feyzioğlu, 28 Kasım 2022 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi olarak göreve başlamış ve Güven Mektubu’nu sunmuştur. İngilizce bilmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Dışişleri Bakanlığı: Kıbrıs davasının savunucuları olmaya devam edeceğiz Haber

Dışişleri Bakanlığı: Kıbrıs davasının savunucuları olmaya devam edeceğiz

Dışişleri Bakanlığı, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 50. Yıl Dönümü dolayısıyla bir açıklama yayımladı. Açıklamada, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıl dönümünün coşkuyla kutlanmış olmasından duyulan memnuniyet ifade edildi. "Türkiye’nin uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülükleri uyarınca gerçekleştirdiği Harekât, Ada’nın tamamına barış getirmiştir. Ada’daki olayların tarihini ve uluslararası hukuku keyfi biçimde yorumlayanların, bu gerçeği artık kabullenmesi gerekmektedir” denildi. KIBRIS TÜRK HALKININ TÜRKİYE’NİN GARANTİSİ ALTINDA GÜVENLE İLERLEYECEKTİR Açıklamada, “Geçmişte maruz kaldığı şiddet ve baskılara rağmen Ada’daki varlığını koruyabilmiş olan Kıbrıs Türk halkı, bugün de haksız kısıtlamalarla karşı karşıyadır" ifadesine yer verildi. Ayrıca, "Ancak Kıbrıs Türklerinin barışa olan bağlılığı ve haksızlıklar karşısındaki güçlü duruşu değişmemiştir. Kıbrıs Türk halkı, Türkiye’nin etkin garantisi altında geleceğe güvenle ilerleyecektir" şeklinde devam edildi. HAKÇA VE KALICI ÇÖZÜM VURGUSU Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, Ada’da hakça ve kalıcı bir çözümün, ancak Kıbrıs Türkü’nün eşit statüsünün ve iki halk ile iki devletin varlığının kabulüyle mümkün olduğu belirtildi. "Bizler geçmişte olduğu gibi bundan sonra da Kıbrıs davasının savunucuları olmaya ve tarihi sorumluluğumuzun gereklerini yerine getirmeye devam edeceğiz" denildi. 4o

Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümü KKTC'de coşkuyla kutlandı Haber

Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümü KKTC'de coşkuyla kutlandı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümü kutlamaları kapsamında Milli Savunma Bakanlığı Mehteran Birliği konseri, Türkiye Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Tüfekli Grup gösterisi ve resmi geçit düzenlendi. Kıbrıs'ta Yunanistan destekli darbenin ardından Türkiye'nin garantörlük hakkını kullanarak 20 Temmuz 1974'te gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı'nın üzerinden yarım asır geçti. Adaya barış ve özgürlüğü getiren harekatın 50. yıl dönümünde Lefkoşa'daki Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda tören düzenlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın katıldığı tören, İstiklal Marşı ile bayrakların göndere çekilmesiyle başladı. Tören, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’ın tören birliklerini denetleyip halkın bayramını kutlamasıyla devam etti. Yavuz Çıkarma Plajı’ndan getirilen bayraklar Cumhurbaşkanı Tatar’a teslim edildi. Tatar ve Erdoğan'ın konuşmalarının ardından Milli Savunma Bakanlığı Mehteran Birliği konseri, Türkiye Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Tüfekli Grup gösterisi ve resmi geçit düzenlendi. Türkiye'den 50. yıl çıkarması Törene, Erdoğan'ın yanı sıra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Savunma Bakanı Yaşar Güler, TBMM AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, TBMM KKTC Dostluk Grubu Başkanı Orhan Erdem, TBMM temsilcileri, Genelkurmay Başkanı Metin Gürak, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, İYİ Parti genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, BBP Başkanı Mustafa Destici, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Önder Aksakal, muharip dernekler, gaziler, Azerbaycan milletvekilleri, heyetleri ile konuk davetli heyetler, KKTC Meclis Başkanı Zorlu Töre, KKTC Başbakanı Ünal Üstel, KKTC Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, ana muhalefetteki CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları, kurum kuruluş, siyasi parti yetkilileri, askeri erkan ile vatandaşlar katıldı. Fotoğraflar :AA

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Kuzey Kıbrıs bizim göz bebeğimizdir" Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Kuzey Kıbrıs bizim göz bebeğimizdir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümü kutlamalarına katılmak üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) gitti. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Kuzey Kıbrıs'ı "göz bebeği" olarak nitelendirerek, KKTC'nin Türkiye için büyük bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümü kutlamalarına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, adada gerçekleştirilen etkinliklerde önemli açıklamalarda bulundu. İşte satır başlıkları: ''Kıbrıs Türk halkının özgürlüğe kavuşmasını sağlayan Barış Harekatı'nın 50. yıldönümünde sizlerle beraber olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Buradan adanın dört bir yanındaki kardeşlerime şahsi selamlarımızla birlikte 85 milyonun selam ve sevgilerini özellikle iletmek istiyorum. Bizleri bağrınıza bastığınız muhabbetle kucakladığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sözlerimin hemen başında yurdu yaşatmak için can veren kahraman şehitlerimizi rahmetle minnetle yad ediyorum. Vatan için bayrak için istiklal ve istikbalimiz için toprağa düşen yiğitlerin aziz ruhları şad olsun. Kıbrıs Türk'ünün varlığı, hakları ve hürriyeti için cesaretle savaşan gazilerimizin ellerinden öpüyor her birine şükranlarımı sunuyorum. Rabbimden sağlıklı hayırlı ve bereketli ömürler diliyorum. Yine bu vesileyle Kıbrıs Barış Harekatı'nın mimarları olan Dönemin Başbakanı Sayın Bülent Ecevit'i, Başbakan Yardımcısı Profesör Doktor Necmettin Erbakan'ı son nefesine kadar Kıbrıs davası için mücadele eden Alparslan Türkeş ile diğer devlet ve siyaset adamlarımızı rahmetle anıyorum. Kıbrıs Türkleri'nin egemenlik ve özgürlük mücadelesinin önderlerine merhum Doktor Fazıl Küçük ve merhum Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a Allah'tan rahmet diliyorum.'' Erdoğan: ''Kuzey Kıbrıs bizim göz bebeğimizdir. Canımızdan bir parçadır'' ''Kuzey Kıbrıs'ın hürriyeti için "Allah Allah" nidalarıyla omuz omuza çarpışan kanları kanlarına karışan Mehmetçikleri ve Mücahitleri de burada bir kez daha kemali edeple yad ediyorum. 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramımızı yürekten tebrik ediyorum. Burada öncelikle bir hususu ifade etmek isterim; Bugün tıpkı yarım asır önce olduğu gibi yine tek yüreğiz, tek bileğiz. Anavatan Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak sırt sırtayız. İktidar muhalefet ayrımı olmadan bugün burada bulunmamız Türkiye'nin Kıbrıs davasına verdiği önemin göstergesidir. Bugün burada bulunmamız Türkiye'nin ve Türk milletinin Kıbrıs davasına verdiği önemin göstergesidir. Kuzey Kıbrıs bizim göz bebeğimizdir. Canımızdan bir parçadır. Burası bize sadece şehitlerimizin değil, aynı zamanda Hazreti Osman'ın sahabinin bu toprakları fetheden kahraman ecdadımızın da emanetidir. İnşallah bu emanete sıkı sıkıya sahip çıkmayı sürdüreceğiz.'' Cumhurbaşkanı Erdoğan:"Dünyaya Kıbrıs Türk'ünün yalnız olmadığını gösterdik" Bakınız 1963 1974 yılları Kıbrıs Türkleri için adanın yüzde 3'lük bir kısmına hapsedildikleri, kan, gözyaşı, zulümle dolu bir dönem demekti. Kıbrıs Türk halkı hem kurucusu ve ortağı olduğu devletten dışlanıyor hem de eli kanlı EOKA'nın insanlık dışı baskı ve saldırılarına maruz kalıyordu. Adaya konuşlandırılan Birleşmiş Milletler Barış Gücü bile cinnet furyasını durduramadı. Katliamın önüne geçemedi. 1974 yılına gelindiğinde Kıbrıs Türk'ünün varlığına kasteden insanlık dışı saldırılar zirveye ulaşmıştı. Tam 50 yıl önce bugün kahraman Mehmetçik Kıbrıs Türk'ünün istiklaline vurulmak istenen hançeri sökmek üzere tarihi bir adım attı. 20 Temmuz 1974 Anavatan ve garantör ülke olarak uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülüklerimizle tarihin omuzlarımıza yüklediği sorumlulukla harekete geçtiğimiz tarihtir. İnsan olmak vicdan sahibi olmak bize ne sorumluluk yüklüyorsa Türkiye olarak bu sorumluluğun gereğini yerine getirdik. O gün tüm dünyaya Kıbrıs Türk'ünün yalnız olmadığını ve asla yalnız bırakılmayacağını gösterdik.  Rumların ateşe verdiği ekin tarlalarına gül bahçesine girer gibi paraşütle indirme yapan Mehmetçiğimiz mayın döşenmiş sularda Barbaros misali ilerleyen Denizci Leventlerimiz cesaretlerini bir kez daha tarihe kazımıştır. Kıbrıs Barış Harekatı Kıbrıs Türk'ünü zulümden kurtararak özgürlük ve refaha kavuşturmuş geleceğe güvenle bakmasını sağlamıştır. Doktor Fazıl Küçük o tarihi günü şöyle anlatıyor; 20 Temmuz sabahı doğan güneş Kıbrıs Türk'ünün 11 yıllık karanlığını silip götürmüş özgürlüğü getirmişti. Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ise 20 Temmuz ömrümün en mutlu günü diyerek yaşadığı duygu selini ifade ediyor. Şunun bilinmesini isterim; O gün burada hangi coşku, sevinç ve gurur hakimse bugün Türkiye'de aynı bayram havası hakimdir. Bugün de bayram olarak kutladığımız 20 Temmuz'u Kıbrıs Türk halkının barış ve istikrar özlemi ve idealleri doğrultusunda egemenlik haklarının ve eşit statüsünün korunmasının sembolü olarak görüyoruz.  Erdoğan: ''Adada kendilerini Kıbrıs adasının tek hakimi olarak gören şımarık bir zihniyet var'' Adanın güneyinde ise maalesef kendilerini Kıbrıs adasının tek hakimi olarak gören şımarık bir zihniyet var. Öyle bir vehamet ile karşı karşıyayız ki, Rum lider EOKA teröristlerini anma törenlerine katılıyor. Kıbrıs Türk'ü kardeşlerimiz güneye geçtiklerinde saldırıya uğruyor, tutuklanıyor, güneydeki camiler kundaklanıyor. Rumlar Kıbrıs Türk'ü ile siyasi gücü ve adanın doğal kaynakları da dahil ekonomik refahı paylaşma niyetlerinin olmadığını açıkça ortaya koyuyor. İşte geçenlerde maalesef Yunanistan Savunma Bakanı yine akla ziyan açıklamalar yaptı. Sayın Miçotakis'le yurt dışında bir araya geldik ve kendilerine ayın 20'sinde biz Kuzey Kıbrıs'tayız, duydum ki, sen de güneydesin, herhalde oradan Dendias gibi bizlere sataşma yapmazsın... ve böyle bir şey düşünmediğini söyledi. Böyle bir şey düşünmüyorsan mesele yok dedik yola devam. Bölgede devam eden çatışmalar karşısında tüm adanın güvenliğini tehdit etme riski olan son derece sorumsuz adımlar atılıyor. Aynı suda iki kez yıkanılmaz. Adadaki gerçekleri görmezden gelerek hiçbir yere varılmaz. Kıbrıs'ta federal bir çözümün mümkün olmadığına inanıyoruz. Müzakerelere yıllar önce İsviçre'de bıraktığımız yerden devam edelim demenin kimseye faydası yoktur. Bakın biz müzakereye görüşmeye Kıbrıs'ta kalıcı barışı ve çözümü sağlamaya hazırız. Çözüm yolunda uzatılan hiçbir eli havada da bırakmayız. Tarih boyunca bu konudaki hüsnüniyetimizi defalarca gösterdik. En son Burgenstock'ta gösterdik. Bugüne kadar çözümü samimiyetle isteyen bunun için fedakarlıkta bulunan riski alan irade sergileyen taraf Kıbrıs Türk'ü ve Türkiye olmuştur. Cumhurbaşkanı Sayın Tatar'ın 2021 Nisan ayında Cenevre'de yapılan toplantıda ortaya koyduğu iki devletli çözüm vizyonu çok kıymetlidir. Kıbrıs Türk tarafı Rum tarafıyla her alanda eşit olarak müzakere masasına oturmalıdır. O yüzden çözüm istiyorsanız Kıbrıs Türk'ünün müktesep haklarını tescil edin diyoruz. Adanın garantör ülkelerinin liderlerinin her iki devleti de beraberce ziyaret edecekleri günleri de göreceğimizi ümit ediyorum. Bu içten temennimi NATO Washington zirvesinde görüştüğüm Yunanistan Başbakanı Sayın Miçotakis'e de bizzat söyledim. Türkiye'yle Yunanistan arasındaki diyalog zemininin güçlendirilmesi Kıbrıs meselesinin çözümüne de şüphesiz katkı yapacaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''Her alanda Kıbrıs Türk halkının yanındayız'' Ulaştırmadan tarım ve sulamaya, turizmden güvenliğe, konuttan afetlere hazırlığa kadar her alanda Kıbrıs Türk halkının yanındayız ve destekçisiyiz. Bu vesileyle Kıbrıslı genç kardeşlerimle şu müjdeyi paylaşmak istiyorum; Temmuz ayı itibarıyla artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı öğrencilerin katkı payı ve öğrenim ücreti bakımından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrencilerle aynı esaslara tabi olmasını kararlaştırdık. Aldığımız bu kararın Türk üniversitelerinde eğitim görmek isteyen Kıbrıs Türk'ü öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye olarak Kıbrıslı kardeşlerimizle ekmeğimizi de suyumuzu da geleceğimizi de paylaşmaya devam edeceğiz. 50 yıl önce bu topraklarda tesis ettiğimiz barış ve huzur ortamını inşallah muhafaza edecek bunun zedelenmesine izin vermeyeceğiz. Bu düşüncelerle, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramımız Kıbrıs Türk halkına ve Türk milletine hayırlı olsun diyorum. Barış Harekatı'nda şehit olan Mehmetçik ve mücahitleri tekrar rahmetle, gazilerimizi şükranla anıyorum. 

Enosis nedir? Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanma hayali Haber

Enosis nedir? Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanma hayali

Enosis, 1930'lu yıllarda Birleşik Krallık idaresinde bulunan Kıbrıs Adası'nın Yunanistan'a bağlanması anlamında kullanılan bir terimdir. Yunanca "Ένωσις" (Enosis) kelimesi, birleşme veya ilhak anlamına gelir. Enosis hareketi, politika açısından "bir ülkenin sınırlarına dahil olma, birleşme" anlamında kullanılmıştır. Bu terim, Balkan Savaşları sırasında Girit'in Yunanistan Krallığı'na ilhakı sırasında da gündeme gelmiştir. Kıbrıs'ta ise Enosis hareketi, özellikle 25 Mart 1921'de Güzelyurt'un Serhatköy köyünde yapılan plebisitle öne çıkmıştır. Kıbrıslı Rumlar, bu plebisitte Kıbrıs Adası'nın Yunanistan'a ilhakını talep etmiş ancak Birleşik Krallık yönetimi bu isteği reddetmiştir. 1925 sonrası dönemde, Kıbrıs'ta Türk-Rum çatışmaları yaşanmaya başlamış ve Enosis hareketi ivme kazanmıştır. 21 Ekim 1931'de, Kıbrıslı Rumlar, anavatan olarak gördükleri Yunanistan ile birleşmek amacıyla Birleşik Krallık idaresine karşı Nikodimos Milanos önderliğinde bir ayaklanma başlatmış, bu isyan sonucunda 6 kişi ölmüş ve çok sayıda insan yaralanmıştır. Enosis hareketi, 1974'te Kıbrıs'ta gerçekleşen kanlı darbenin de temel motivasyonlarından biriydi. Albay Nikos Sampson'un önderliğinde gerçekleştirilen bu darbe, Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanma hayalini gerçekleştirmeyi amaçlıyordu. Bu durum, adadaki Türk varlığını silme tehdidi oluşturdu ve Türkiye'nin Kıbrıs Barış Harekâtı'nı başlatmasına neden oldu. Enosis hareketi, Kıbrıs'ın tarihi boyunca büyük bir çatışma ve kriz sebebi olmuştur.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.