TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Katliam

İLKHABER-Gazetesi - Katliam haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Katliam haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ümraniye Hayvan Barınağı'nda hayvan katliamı iddiaları: Çok sayıda ölü kedi ve köpek görüntülendi Haber

Ümraniye Hayvan Barınağı'nda hayvan katliamı iddiaları: Çok sayıda ölü kedi ve köpek görüntülendi

İstanbul Ümraniye'deki Hekimbaşı Sahipsiz Hayvan Barınağı'nda çok sayıda ölü ve bakımsız hayvanın bulunması sosyal medyada infial yarattı. Barınağa akın eden hayvan hakları savunucuları ve barınak görevlileri arasında arbede çıktı. Olay sırasında bir zabıta bıçakla yaralandı. Sosyal medyada infial yaratan görüntüler Barınağın durumu sosyal medyada paylaşılan görüntülerle gündeme geldi. Ümraniye Belediyesi’ne ait barınakta, hasta ve bakımsız çok sayıda kedi ve köpeğin ölmek üzere olduğu görüntüler sosyal medyada hızla yayıldı. Hayvan hakları savunucuları, ölü hayvanların yanı sıra mazgallarda kan izleri ve yere dökülmüş mamalarla karşılaştıklarını belirtti. Hayvan hakları savunucusu Seren Serengil, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda barınaktaki katliama tepki gösterdi. Serengil, “Ümraniye Belediyesi'ne ait bu barınakta katliam var. Hayvanları yok etmeyin, kaydını tuttuğumuz tüm hayvanları alacağız.” ifadelerini kullandı. Hayvan hakları savunucuları barınağa akın etti, arbede çıktı Olayın duyulmasının ardından çok sayıda hayvansever ve hak savunucusu barınağa gitti. Yoğun kalabalık nedeniyle polis ve zabıta ekipleri barınak önüne sevk edildi. Yaşanan gerilim esnasında kimliği belirsiz bir kişi, hayvan hakları savunucularına bıçak çekti. Bu olay sırasında bir zabıta görevlisinin yaralandığı ve şüphelinin polis tarafından gözaltına alındığı bildirildi. Ümraniye Belediyesi’nden açıklama: "Görüntüler çarpıtılıyor" Ümraniye Belediyesi ise olayla ilgili yazılı bir açıklama yaparak görüntülerin bağlamından koparıldığını ve yanlış bir algı oluşturulduğunu öne sürdü. Açıklamada, "Barınağımızda tedavi altında olan hayvanların bakımı en yüksek standartlarda yapılmaktadır. Bu tür paylaşımlar provokasyon amaçlıdır." denildi. Belediye, izinsiz görüntü kaydı yapanlar hakkında yasal işlem başlatılacağını da duyurdu. Hayvan hakları savunucuları ise barınağın durumunun yakından takip edileceğini ve hayvanların korunması için gerekli adımların atılacağını belirtti.

Altındağ Belediyesi'nden 'Hayvan Katliamı' iddialarına yanıt Haber

Altındağ Belediyesi'nden 'Hayvan Katliamı' iddialarına yanıt

Altındağ Belediyesi tarafından, basında yer alan ‘hayvanlar parçalanarak öldürüldü' iddialarına ilişkin açıklama gerçekleştirildi. Belediye tarafından yapılan açıklamada, “Bununla birlikte söz konusu alan, Belediyemize ait kurban kesim alanının da yakınında olup; yakın zamanda idrak ettiğimiz kurban bayramında kurban ibadetini yerine getiren vatandaşlarımızın kurban kesiminin ardından alanda biriktirdikleri hayvan atıklarının da gömüldüğü bölgedir. Bu açıklamaların ışığında kamuoyunda ‘katliam' şeklinde lanse edilen haberler tamamen asılsızdır” denildi. Altındağ Belediyesi geçici bakım evi çevresinde bulunan hayvan mezarlığı hakkında açıklama yaptı. Belediye tarafından yapılan yazılı açıklamada, haberlerde yer alan alanın, belediyeye ait 5 bin metrekare büyüklüğündeki, 150 kapasiteli geçici bakım evinin yakınında bulunan hayvan mezarlığı olduğu belirtildi. Açıklamada, mezarlığın gün içerisinde Altındağ'da bulunan mahallelerde doğal yollarla ölen sokak hayvanlarının gömüldüğü bir alan olduğu ifade edildi. “Kurban kesiminin ardından alanda biriktirdikleri hayvan atıklarının da gömüldüğü bölgedir” Altındağ Belediyesi'nin diğer belediyelerde de olduğu gibi gelen ihbarlar üzerine haftalık ortalama 20-25 yaşamını yitiren hayvanları topladığını ve hijyen kurallarına uygun şekilde alana gömüldüğü kaydedilen açıklamada, “Burası yine sınırlarımız içerisinde yer alan çevre köylerimizde benzer sebeplerle ölen koyun, eşek, at gibi küçük ve büyükbaş hayvan ölülerinin de gömüldüğü bir alandır. Yine kamuoyuna ‘hayvanların parçalanarak öldürüldüğü' şeklinde yansıyan haber, bölgemizde parçalanmış bir şekilde bulunan bir sokak köpeğinin vatandaşlarımızın ihbarı üzerine ekiplerimizce yerinden alınıp toplum sağlığına zarar vermeyecek şekilde gömülmesinden ibarettir. Söz konusu köpeğin sokaktan alınırken çekilmiş fotoğrafları savcılığa sunulmuştur. Bununla birlikte söz konusu alan, Belediyemize ait kurban kesim alanının da yakınında olup; yakın zamanda idrak ettiğimiz kurban bayramında kurban ibadetini yerine getiren vatandaşlarımızın kurban kesiminin ardından alanda biriktirdikleri hayvan atıklarının da gömüldüğü bölgedir. Bu açıklamaların ışığında kamuoyunda ‘katliam' şeklinde lanse edilen haberler tamamen asılsızdır. Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Ankara'da Belediyemizle yakın çalışan hayvan hakları dernekleri ve STK'ların da yakından bildiği üzere, hayvanseverliğiyle tanınan bir belediye başkanıdır. Başkanımız Veysel Tiryaki'nin seçim beyannamesinde de yer alan, Ankara'nın en büyük ve en modern Hayvan Yaşam ve Rehabilitasyon Merkezi yapımı için Başkanımızın göreve geldiği gün talimatını vermiş ve barınağımızın projesi tamamlanmıştır. Bin hayvan kapasiteli ‘Hayvan Yaşam ve Rehabilitasyon Merkezi' içinde açık ve kapalı padoklar, lohusa barınakları, köpek gezintisi ve egzersiz alanları, hayvan hastanesi ve hayvan oteli yer almaktadır. Bu alan köpek eğitim kampüsü olarak da hizmet verecektir. Çok yakında yapımına başlanacağımız Ankara'nın en büyük ve en modern hayvan rehabilitasyon tesisinin projesini hayata geçirme arzusu olan bir belediyenin katliam yapması düşünülemez. Hayvan hakları konusuna bu zihniyetle yaklaşan bir Belediye Başkanının ‘katliam' yaptığını iddia edilmesi haksız bir suçlamadır. Hayvan hakları savunucularının hassasiyetine anlayışla yaklaşmakla birlikte, maruz kaldığımız ithamların haksızlığını belirtiyor, konuyu kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Altındağ'da toplu hayvan ölümleri iddiası: Ankara Büyükşehir Belediyesi açıklama yaptı Haber

Altındağ'da toplu hayvan ölümleri iddiası: Ankara Büyükşehir Belediyesi açıklama yaptı

Ankara'nın Altındağ ilçesinde, sokak köpeklerinin topluca katledilerek bir araziye gömüldüğü iddiaları hayvan hakları savunucularını harekete geçirdi. Emirhan Çoban'ın haberine göre, Kavaklı köyü yakınlarındaki boş bir arazide, toprağın üzerinde ve altında çok sayıda köpeğin cesedi bulundu. Cesetlerin poşetli ve poşetsiz olarak toprağın üzerinde olduğu belirtiliyor. Görüntüler ve bilgiler, Altındağ Belediyesi'nin sokak hayvanlarını topluca öldürdüğü ve cesetleri araziye gömdüğü iddialarını gündeme getirdi. Volkan Koç, Cumhuriyet gazetesine verdiği bilgilerde, “Altındağ Belediyesi’nin yasanın çıkmasının ardından köpekleri toplayarak hemen öldürdüğünü iddia etti. Öldürdükleri hayvanların üzerine toprak bile atmaya tenezzül etmemişler. Hayvanlar bir çöp gibi üst üste attıkları çukurlara doldurulmuş. Onlarca çukur var burada. Üzerleri yeni kapatılmış birçok mezar var. Barınağın içinde köpek dahi kalmamış” ifadelerini kullandı. Koç, belediyenin daha önce kısırlaştırma ve barınak koşullarını iyileştirme görevini yerine getirmediğini belirterek, "Yasa ile birlikte iştaha geldiler. Sokaktaki köpeklere saldırır vaziyette geziyorlar. Aldıkları köpekleri asla barınaklara sokmuyorlar. Daha barınağa girmeden öldürüp çukurlara gömüyorlar. Şu an toprağın altında da bir sürü hayvan cesedi olduğunu düşünüyoruz” dedi. Olayla ilgili Ankara Büyükşehir Belediyesi bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Altındağ Belediyesine bağlı olan barınakta yaşanan olay, Ankara Büyükşehir Belediyesinin sorumluluk alanında değildir. Barınağın Ankara Büyükşehir Belediyesine ait olmadığını ve yaşanan bu katliamın takipçisi olacağımızı kamuoyuna önemle duyururuz” ifadeleri kullanıldı.

Madımak(Sivas Katliamı) olayı nedir? Kaç kişi öldü? Haber

Madımak(Sivas Katliamı) olayı nedir? Kaç kişi öldü?

Türkiye'nin kültürel ve siyasi tarihine kara bir leke olarak geçen Madımak Olayı'nın 31. yıl dönümü. 2 Temmuz 1993'te Sivas'ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri için bir araya gelen yazar, şair, düşünür ve sanatçılardan oluşan 33 kişi, Madımak Oteli'nde kaldıkları sırada yaşanan trajik bir olay sonucu hayatını kaybetti. MADIMAK OLAYI NEDİR? Radikal İslamcı bir grup tarafından otelin önünde toplanan kalabalık, içeride kalan sanatçıları linç etme tehdidiyle yangın çıkardı. Dumandan boğularak veya yanarak ölen 33 kişi arasında ünlü isimler olan Aziz Nesin, Metin Altıok, Hasret Gültekin gibi sanatçılar bulunuyordu. Sivas'ta yaşanan bu vahim olay, Türkiye'nin demokrasi ve insan hakları mücadelesinde derin izler bıraktı. Katliamın ardından başlatılan yargı süreci ve yaşanan tartışmalar, uzun yıllar boyunca toplumun gündeminden düşmedi. Olayın sorumluları hakkında yapılan yargılamalar ve sonuçları, Türkiye'nin adalet anlayışı üzerine önemli bir sorgulamaya yol açtı. Madımak Otelinin adı, olayın ardından değiştirilerek Sivas Bilim ve Kültür Merkezi haline getirildi. Ancak olayın unutulmaması ve adalet arayışı, hala devam eden bir süreç olarak Türkiye'nin vicdanında derin bir yer bulmaktadır. MADIMAK OLAYLARINDA KAÇ KİŞİ ÖLDÜ? ÖLENLER KİMLERDİ? Şenlik katılımcıları: Muhlis Akarsu - 45 yaşında, sanatçı Muhibe Akarsu - 44 yaşında, Muhlis Akarsu'nun eşi Gülender Akça - 25 yaşında Metin Altıok - 53 yaşında, şair, yazar, felsefeci Mehmet Atay - 25 yaşında, gazeteci, fotoğraf sanatçısı Sehergül Ateş - 30 yaşında Behçet Sefa Aysan - 44 yaşında, şair Erdal Ayrancı - 35 yaşında Asım Bezirci - 66 yaşında, araştırmacı, yazar Belkıs Çakır - 18 yaşında Serpil Canik - 19 yaşında Muammer Çiçek - 26 yaşında, aktör Nesimi Çimen - 62 yaşında, şair, sanatçı Carina Cuanna Thuijs - 23 yaşında, Hollandalı akademisyen Serkan Doğan - 19 yaşında Hasret Gültekin - 22 yaşında şair, sanatçı Murat Gündüz - 22 yaşında Gülsüm Karababa - 22 yaşında Uğur Kaynar - 37 yaşında, şair Asaf Koçak - 35 yaşında, karikatürist Koray Kaya - 12 yaşında Menekşe Kaya - 15 yaşında Handan Metin - 20 yaşında Sait Metin - 23 yaşında Huriye Özkan - 22 yaşında Yeşim Özkan - 20 yaşında Ahmet Özyurt - 21 yaşında Nurcan Şahin - 18 yaşında Özlem Şahin - 17 yaşında Asuman Sivri - 16 yaşında Yasemin Sivri - 19 yaşında Edibe Sulari - 40 yaşında, sanatçı İnci Türk - 22 yaşında, Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğrencisi Otel çalışanları: Ahmet Öztürk - 21 yaşında Kenan Yılmaz - 21 yaşında Saldırganlar: Ahmet Turan Kılıç Hakan Türkgil Ahmet Alan Madımak Katliamı sonrasında dönemin önemli siyasi figürleri ve yetkililer tarafından yapılan açıklamalar büyük yankı uyandırmıştır. İşte o dönemden bazı önemli açıklamalar: Süleyman Demirel (Dönemin Cumhurbaşkanı): "Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş... Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır... Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır." Tansu Çiller (Dönemin Başbakanı): "Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir." Aziz Nesin (Faciadan sağ kurtulan ünlü yazar): Dönemin Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü'nün, linç girişiminden haberdar olduktan sonra yetkililere ulaşarak kurtarma sözü verdiğini ve "en kısa zamanda takviye güç gönderileceği, kimsenin kılına dahi zarar gelmeden kurtarılacakları" ifadelerini kullandığını belirtmiştir. Başka bir kaynağa göre ise İnönü, "Ne yapayım, yetkim yoktu." demiştir. Mehmet Gazioğlu (Dönemin İçişleri Bakanı): "Aziz Nesin'in halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir." Necmettin Erbakan (Refah Partisi Lideri): "Olaylar, Sivas'a girmiş bir ekibin halkı tahrik etmesinin sonucudur." Sivas Katliamı ve Yargı Süreci: Türkiye'nin Kanayan Yarası 1993 yılında Sivas'ta gerçekleşen Madımak Katliamı'nın üzerinden 31 yıl geçti. Olay, Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında çıkan olaylar sonucu Madımak Oteli'nde yangın çıkması ve 33 aydının hayatını kaybetmesiyle trajik bir sonuca sahne oldu. Katliam, Radikal İslamcı bir grubun oteli ateşe vermesi ve içeride bulunan sanatçıların, yazarların ve düşünürlerin can vermesiyle Türkiye'nin yakın tarihindeki en karanlık olaylardan biri olarak kayıtlara geçti. Yargılama ve Adalet Arayışı Olayın ardından başlayan yargı süreci de uzun ve karmaşıktı. İlk olarak 190 kişi gözaltına alındı, ancak bunlardan sadece 124'ü "laik anayasal düzeni değiştirip din devleti kurmaya kalkışma" suçlamasıyla yargılandı. Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yapılan ilk duruşmanın ardından verilen kararlar, kamuoyunda büyük tartışmalara neden oldu. Müdahil avukatlar, mahkemenin kararını hukuka aykırı buldukları gerekçesiyle temyize götürdü. Yargıtay'ın kararı esastan bozması sonucunda yeni bir dava süreci başlatıldı. Ancak bu süreç de adaletin tam olarak tecelli ettiği şekilde sonuçlanmadı. İdam cezaları usul eksiklikleri nedeniyle bozuldu ve sanıklar müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Toplumsal Yankılar ve Siyasi Etkiler Sivas Katliamı, Türkiye'nin toplumsal hafızasında derin izler bıraktı. Olayın siyasi boyutları ve sonrasında gelen tartışmalar, yıllar boyunca devam etti. Sanıklar arasında yer alan birçok kişi, siyasi kariyerlerine devam etti ve hatta üst düzey makamlarda görev aldı. Bu durum, adalet duygusunu sorgulatan bir başka boyut olarak öne çıktı. Firari Sanıklar ve Zaman Aşımı Davanın en trajik yönlerinden biri, hala yakalanamayan firari sanıkların olmasıdır. Zaman aşımı sürecinin işlemesiyle birlikte, adalet arayışı daha da zorlaştı. Bu durum, katliamın mağdurları ve yakınları için büyük bir hüsran kaynağı oldu.

Hocalı Soykırımının 32. yılı nedeniyle anma etkinliği Haber

Hocalı Soykırımının 32. yılı nedeniyle anma etkinliği

Azerbaycan İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Derneği tarafından Adana’da Hocalı Soykırımının 32. yılı nedeniyle anma etkinliği düzenlendi.  26 Şubat 1992'de Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan soykırım, insanlık tarihinin en kara lekelerinden biri olarak hafızalara kazındı. Ermeni kuvvetlerinin Azeri sivillere karşı gerçekleştirdiği bu vahşet, 613 insanın hayatını kaybetmesine ve yüzlercesinin yaralanmasına veya kaybolmasına neden oldu. Hocalı soykırımı, Karabağ Savaşı'nın en trajik olaylarından biri olarak insanlık tarihinin kara sayfalarında yer aldı.  Hocalı soykırımı, uluslararası toplumda büyük bir tepkiyle karşılandı. Birçok ülke ve uluslararası kuruluş katliamı kınadı ve Ermenistan'ı sorumlu tuttu. Katliamda yaşamını yitirenler için her yıl anma etkinlikleri düzenlenmeye başladı. Vahşetin 32. yılında Azerbaycan İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Derneği tarafından da Adana’da anma etkinliği düzenlendi. Kız Lisesi’nde düzenlenen anma etkinliği ve fotoğraf sergisinin açılışında Emekli Öğretmen Ahmet Kaytancı ile Azerbaycan İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Derneği Başkanı Belkıs Yakıcı yaptıkları konuşmada, 1992 yılında Rus ve Ermeni askerleri tarafından 106 kadın ve 83’ü çocuk 613 kişinin işkencelerle öldürüldüğünü anımsattı. Kaytancı ve Yakıcı, “2020 yılına kadar işgal altındaki Karabağ toprakları 44 gün süren savaşta Azerbaycan’ın zaferiyle sonuçlanarak bağımsızlığa kavuşmuştur” dedi. Kız Lisesi Salonundaki anma ve resim sergisi açılışına Adana Kardeş Kültür Dernekleri Platformu üyeler,  Türkistanlılar Kültür ve Yardımlaşma Dernek Başkanı Osman Beg,  Tüm Adana Kırım Türkleri Derneği Başkanı Ruşen Yalçın,  Oğuz Boyları  Derneği Başkanı Mahmut Dalkır, Doğa Sporları Derneği Başkanı Ayhan Binboğa, SEKAD Derneği Başkanı Elife Müftüoğlu, İŞKAD Başkanı Bermen Mantı, YAYA DER Başkanı Nejla Başkan, Adana Eski Fotoğraflar  Grubundan Sabri Gül,  Kadın ve Çocuk Hakları Derneği Başkanı  Çiğdem Akça,  Adana Kız Lisesi Müdürü Fatma Yılmaz, öğretmen ve öğrenciler katıldı.

İsrailliler, Gazze’deki katliamın gölgesinde askerlerle dans etti Haber

İsrailliler, Gazze’deki katliamın gölgesinde askerlerle dans etti

İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları 19 gündür aralıksız devam ediyor. İsrail ordusu bir yandan Gazze’yi havadan vururken bir yandan da sınır hattındaki birliklere asker sevkiyatını sürdürüyor. İsrailliler ise binlerce kişinin hayatını kaybettiği Gazze’deki saldırıların gölgesinde sınır bölgelerindeki toplanma alanlarına gelen askerlere "moral" veriyor. Sınırın bir tarafında kahkahalar yükselirken bir tarafında ise acı ve gözyaşı giderek artıyor. Dünyanın gözleri önünde Gazze’deki sivillerin yaşadığı dram büyürken, İsrailli bir grup "psikolojik üstünlük" gerekçesiyle sınır bölgesine gelerek araçlarından müzik açıp askerlerle dans etti. Bazıları ise cepheye giden askerlere dua kitapçığı verdi. Araçlarıyla yoldan geçen İsraillilerin de korna çalarak gruba eşlik ettiği görüldü. Gazze’de her gün yüzlerce sivil hayatını kaybediyor İsrail tarafından abluka altına alınan Gazze Şeridi’nde 7 Ekim’den bu yana düzenlenen saldırılarda her gün onlarca sivil hayatını kaybediyor. Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan son açıklamada, son 24 saatte 755 kişinin daha hayatını kaybetmesi sonucu toplam can kaybı sayısının 2 bin 704’ü çocuk olmak üzere 6 bin 546’ya yükseldiği belirtildi. Su ve elektriğin verilmediği, gıda sıkıntının yaşandığı kentte en önemli ihtiyaçlardan biri ise yakıt. Yakıt yetersizliği nedeniyle Gazze’deki hastaneler de hizmet dışı kaldı.

Gazze Sağlık Bakanlığı: Haber

Gazze Sağlık Bakanlığı: "Baptist Hastanesi katliamı benzersiz ve tarif edilemez"

İsrail’in Gazze şehrindeki Al Ahli Arab (Baptist) Hastanesi’ne gerçekleştirdiği ve en az 500 kişinin hayatını kaybettiği saldırının yankıları sürüyor. Gazze’deki Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Eşref el-Kudra hastanedeki duruma ilişkin açıklamalarda bulundu. El-Kudra, “Baptist Hastanesi katliamı benzersiz ve tarif edilemez. Yüzlerce kurban hastanede ve acil yardım ekipleri hala ceset parçalarını çıkarmaya çalışıyor. Baptist katliamının kurbanlarının çoğu, çocuklar ve kadınlardı. Kurbanlar kafaları kopuk, vücut parçaları ve iç organları dışarı çıkmış halde geldi. Kurbanların sayısı ve yaralanmalar, sağlık ekiplerinin ve ambulansların kapasitesini aştı. Doktorlar yerde ve koridorlarda anestezi olmadan ameliyatlar yapıyordu. Çok sayıda kişi hala ameliyat olmayı beklerken, sağlık ekipleri yoğun bakımdaki diğer kişilerin  hayatını kurtarmaya çalışıyor. Tedavi imkanlarının tükendiğini duyurmamıza birkaç saat kaldı” ifadelerini kullandı. “Hastaneyi hedef almak korkunç bir savaş katliamı” Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise gece saatlerinde yaptığı açıklamada, hastane saldırısının ardından Ürdün ziyaretini kestiğini ve geri döndüğünü duyurdu. Abbas, Al Ahli Arab Hastanesi’nin hedef alınmasının tolere edilemeyecek "korkunç bir savaş katliamı" olduğunu ifade etti. Abbas, "Bu gece yaşanan bu felaket karşısında ve halkımızın endişesi nedeniyle ziyaretimi kısa kesmeye ve halkımın yanında yer almak üzere vatana dönmeye karar verdim" diye konuştu. Dörtlü zirve iptal edildi Abbas, "Bugün Amman’da ABD Başkanı Biden’la yapılması planlanan zirvenin iptal edilmesi konusunda Ürdün ve Mısır liderleriyle mutabık kaldık" diyerek, dörtlü zirvenin iptal edildiğini duyurdu. Abbas, "21. yüzyılda yeni bir Nekbe’ye izin vermeyeceğiz ve halkımızın yeniden yerinden edilmesini kabul etmeyeceğiz. Halkımız, ne kadar fedakarlık yaparsa yapsın vatanında dimdik ayakta kalacak ve ayrılmayacaktır. Gazze ve Batı Şeria’daki kan banyosunu durdurmak için gereken her şeyi yapacağız. Bu savaşın durdurulmasından başka hiçbir şeyi kabul etmeyeceğiz. Güvenlik Konseyi (BM) sorumluluklarını yerine getirmeli, bu suçu kınayan ve saldırganlığı derhal durduracak bir karar çıkarmak için inisiyatif almalıdır. Milletimiz diz çökmeyecek, teslim olmayacak ve galip gelecektir" ifadelerine yer verdi. BM’den “derhal insani ateşkes” çağrısı Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ise yaptığı açıklamada, "derhal insani ateşkes" yapılması yönünde çağrıda bulundu. Guterres, "Tanık olduğumuz insani acıyı dindirmek için acil insani ateşkes çağrısında bulunuyorum. Çok fazla hayat var ve tüm bölgenin geleceği tehlikede" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.