SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kastamonu

İLKHABER-Gazetesi - Kastamonu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kastamonu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Çiftlik evlerini kenevir serasına çeviren sanıkların yargılanmasına devam edildi Haber

Çiftlik evlerini kenevir serasına çeviren sanıkların yargılanmasına devam edildi

Kastamonu'da çiftlik evlerinde kenevir yetiştiren ve jandarma ekiplerinin operasyonu ile yakalanan 2'si tutuklu, 2'si adli kontrol şartıyla serbest kalan, 1'i de halen aranan 5 sanığın yargılanmasına devam edildi.Olay, 25 Nisan tarihinde Kastamonu İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından Kastamonu'nun Daday ve Araç ilçelerinde gerçekleştirildi. Edinilen bilgiye göre, uyuşturucu üreterek sattıkları belirlenen Ersin A. ile eşi H.E.A., Umut İ. ile eşi P.G.İ. ve C.E.T. isimli şahıslara ait çiftlik evlerine operasyon düzenlendi. Operasyonda çiftlik evlerinde yapılan aramada iklimlendirme sistemi kurularak yetiştirilen 27 kilogram kubar esrar, 42 kök kenevir, suçtan elde edildiği değerlendirilen 3 bin 771 dolar ile 20 bin TL para, 1 adet ruhsatsız tabanca, 1 adet ruhsatsız av tüfeği, 9 adet uyuşturucu madde öğütme aparatı ve sera ortamı oluşturmak amacı ile çok sayıda malzeme ele geçirildi. Çiftlik evlerine kurulan düzenek sayesinde uyuşturucu elde ederek, bunu İstanbul ve Ankara illerine sattıkları belirlendi. Operasyon sırasında gözaltına alınan Ersin A. ile Umut İ. tutuklanırken, H.E.A. ve P.G.İ. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Diğer şüpheli C.E.T.'nin de halen yakalanması için çalışmalar devam ediyor.Olayın ardından sanıklar hakkında "2314 Sayılı Kanuna Aykırılık, Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal Etme" suçlarından dava açıldı. Kastamonu İl Jandarma Komutanlığında görevli E.B., "Olay gününde biz, Ersin A. ile Umut İ.'nin baştan beri birlikte olduklarını biliyorduk, kendilerinin uyuşturucu yetiştirdikleri yönünde bilgi aldık ve hem Araç hem de Daday İlçe Jandarma Komutanlığı olarak çalışmalar yaptık. Çalışmalarda Ersin ve Umut'u yetiştirmiş oldukları uyuşturucu maddeyi, C.E.T. vasıtasıyla başka illere gönderdiklerine dair bilgi edindik ve aramaya gittik, gittiğimiz de evde ışıklandırma, havalandırma ile yapılmış olan düzenek vardı. 4-5 kök dikili vaziyette kenevir bitkisi vardı. Bidonların içerisinde kurutulmuş şekilde esrar maddesi vardı. Bu esrar maddesinin içerisinde belli notlar yazılıydı, bu hususları tutanaklara geçirdik. Evin çevresinde sera yapıldığına ya da başka bir bitki yetiştirildiğine dair başkaca bir emare yoktu. Evin içinde bu bitkiyi yetiştiriyorlardı. Aramada 4 tane küçükbaş hayvanın bulunduğunu da gördük ancak bunlar bakımsızdı. İki ayrı evde arama yapıldı. Evin çevresinde bostan gibi bir yer vardı, ancak bakımsızdı" diye konuştu. "Hayvan bakılan yerde posa şeklinde kenevir bitkileri vardı" Kastamonu İl Jandarma Komutanlığında görevli H.K. de, "Şahsın uyuşturucu madde ticareti işlediğine ilişkin bilgi edindik ve operasyon icra edildi. Daha sonra tutanakta yazmış olduğumuz maddeler ele geçirildi. Ele geçen uyuşturucu maddeler, biraz toprakta ve çuvalda kaldığı için bozulmuş gibiydi. Muhtemelen posa diye ayrılmıştı. Belki kurutulunca kullanabilir ancak bilemiyorum. Evin arka tarafında sanırım hayvan beslemek için bir yer vardı. Bir de yıkık vaziyette sera vardı. Seranın içerisinde ekilmiş vaziyette herhangi bir şey yoktu. Hayvan bakılan yerde posa şeklinde kenevir bitkileri vardı, yine at ve hatırladığım kadarıyla keçi gibi hayvanlar vardı" şeklinde konuştu. Çiftlik evlerinde büyük uyuşturucu ele geçirildi Kastamonu İl Jandarma Komutanlığında görevli E.G. ise, "Aramada uyuşturucu madde, iklimlendirme malzemeleri, çok sayıda maddeye yetiştirmek için kullanılan düzenekler ve malzemeler ele geçirildi. Daday'da yaklaşık 20-25 kilogram esrar ele geçirildi. Evde ele geçirilen esrar maddeleri vardı, dışarıda ele geçirilen esrar maddeleri vardı, bu esrar maddelerinin kullanılabilecek durumda olup olmadığına dair bir tespitim yoktur. Evin dışarısında ekili bir şey yoktu. Gördüğümüz kadarıyla eve girdiğimizde kenevir bitkilerini yetiştirmek için kurulu bir düzenek vardı. Bahçe içerisinde herhangi bir ekim yapıldığına dair ben bir şey görmedim. İşlenmiş gibi durmuyordu" diye konuştu. Kastamonu İl Jandarma Komutanlığında görevli M.Ç. de, "Evin odalarında 4 adet 20 litrelik bidonlar içinde kurutulmuş uyuşturucu maddeler vardı. Bir odasında da iklimlendirme yapılmış bir oda vardı. Hem yatak hem de oturma odası olarak kullanılan bir oda vardı orada da uyuşturucu madde bulmuştuk. İklimlendirme yapılan oda kilitliydi, burada ne var diye sorduk gösterdiler. Herhangi bir zorluk çıkarmadılar. Ev ya da evin çevresinde kenevir dışında başkaca bir tarım yaptıklarına dair bir şey görmedim ama koyunları vardı" dedi. Tutuklu sanık Ersin A., "Tanık beyanlarındaki aleyhe olan hususları kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.Tutuklu sanık Umut İ. ise, "Tanık beyanlarındaki aleyhe olan hususları kabul etmiyorum. Benim evimde oturma odasının karşısındaki odada ekim için hazırlanmış çeşitle sebze tohumlarının olduğu küçük küçük viyoller vardı. Bilirkişiler gelip bunların esrar tohumu olmadığını söyledi. Ayrıca evin dışında da 1,5 dönümlük sürülmüş ekime hazır alan vardı" diye konuştu. Tutuklu sanık Ersin A.'nın avukatı da, "Tanık beyanlarındaki aleyhe hususları kabul etmiyoruz. Müvekkil Ersin A.'nın tutukluluk durumunun artık ölçülü olmaktan çıkmıştır. Müvekkilin bu aşamada gerekirse kefalet ile tahliyesine karar verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu. Tutuklu sanık Umut İ.'nin avukatı ise, "Tanık beyanlarındaki aleyhe hususları kabul etmiyoruz. Ele geçirilen maddeler kişisel kullanım sınırlarındadır. Ele geçirilen 3 kök kenevir bitkisi münhasıran kişisel kullanım amacıyla kenevir ekmekten ibarettir. Bu suç için öngörülen ceza miktarı itibariyle müvekkilin 9 aydır tutuklu olması, ceza verilmesi halinde infaz edeceği miktardan çok daha fazladır. Müvekkilin beyanlarında bidonlardaki esrar maddesinin C.E.T.'ye ait olduğunu beyan etmiş ve bu kişinin bilgilerini vermiştir. Dosya kapsamında bu şahıs hakkında soruşturma bulunmazken müvekkilin beyanı sonucu dosyaya eklenmiştir. Müvekkil hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını talep ediyoruz, artık müvekkil hakkındaki tutuklama tedbir olmaktan çıkıp infaza dönüşmüştür. Müvekkilin bu aşamada gerekirse adli kontrol kararı ile tahliyesine karar verilmesini talep ediyoruz. Zira müvekkilin bir bebeği vardır ve eşi de çalışmamaktadır maddi ve manevi olarak sıkıntı yaşamaktadırlar" dedi. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Ersin A. ile Umut İ.'nin tutukluluğunun devamına, H.E.A. ile P.G.İ.'nin de adli kontrol şartlarının devamına ve diğer sanık C.E.T.'nin de yakalanmasına devam edilmesi kararı verdi. Ayrıca mahkeme heyeti, sanıkların suç tarihinden geriye doğru 6 aylık HTS-BAZ kayıtlarının istenilmesini de kararlaştırarak, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

Düğün çıkışı kanlı bitti!  Haber

Düğün çıkışı kanlı bitti! 

Kastamonu’nun Seydiler ilçesinde düğün çıkışında 1 kişinin ölümüyle sonuçlanan kavga sebebiyle yargılanan iki kardeş, 15’er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Duruşmada iki sanık da beraat etti.Olay, 6 Temmuz 2023 tarihinde Kastamonu’nun Seydiler ilçe merkezinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, bir yakınlarının düğün merasimine katılan Yaşar A., Aydoğan A., Hakan A. ve Burak Y. ile anneleriyle ilişkisi olduğunu ileri sürdükleri Ersoy Demirci arasında kavga çıktı. Ersoy Demirci, kavga sırasında aldığı bıçak darbeleriyle hayatını kaybetti. Polis ekipleri tarafından olaya karıştığı tespit edilen Yaşar A., Aydoğan A., Hakan A. ve Burak Y. gözaltına alınarak tutuklandı. Tutuklu sanıklardan Burak Y. soruşturma aşamasında, Hakan A. ise yargılama sürecinde tahliye edildi. Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde sanıklar hakkında "kasten öldürme" suçundan açılan davada karar çıktı. Duruşmada Cumhuriyet Savcısı, ‘kasten öldürme’ suçundan sanıklar hakkında müebbet hapis cezası talep etti. "Zor durumda kaldığım için bıçağı salladım" Duruşmada kendisini savunan sanıklardan Yaşar A., "Benim amacım Ersoy’u öldürmek değildi. Ben böyle bir eylemde olmadım. Ben aracın içerisinde zor duruma düştüm, araçta sıkıştığım için korkumdan kendimi kurtarmak amaçlı bıçağı salladım. Üzerime atılan suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum. Keşke böyle bir olay yaşanmasaydı" dedi. "Ben sadece kavgada kardeşimi kurtarmaya çalışıyordum" Diğer tutukla sanık Aydoğan A. ise, "Bu olay yaşandığı için çok pişmanım. Keşke böyle bir olay yaşanmasaydı. Ama ben aracı Ersoy’un üzerine sürmüş olsaydım frene basmazdım. Ben Ersoy’u hiç fark etmedim. Zarar vermeyi düşünseydik neden araçtan inmedik? Kamera kayıtları incelendiğinde benim Ersoy’a yönelik bir eylemim ya da hareketim yok. Ben sadece kavgada kardeşimi kurtarmaya çalışıyordum. Kavgaya karışanların hepsinde darp var, hepimizde yara vardı. Kardeşimin, aracın içerisinde Ersoy’u elleriyle ve ayaklarıyla uzaklaştırmaya çalıştığı bellidir. Ben de kardeşimi kurtarmak isterken yere düştüm. Yere düşünce 2-3 kişinin beni tutup araçtan uzaklaştırmaya çalıştıkları da bellidir. Aracın içerisindeyken kardeşim bıçağını zaten kullanmıştır. Aracın dışarısında da ne kamera kayıtlarında ne de tanık beyanlarında ne de kardeşimin elinde bıçak olmadığı görülüyor ve bu da ispatlıdır. Üzerime atılan suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum, hakkımda beraat kararı verilmesini ve tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu. "İnsanlık görevimi yaptım, kavgayı ayırdım" Tutuksuz yargılanan Hakan A. da, "Üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum. Bu ani gelişen bir olaydır. Olay yerine giderken ben merak üzerine gittim. Düğün salonunda kimin olduğunu bilmiyorduk. Herkes kavgayı film izler gibi izledi. Burak ile bende başkaları gibi bu kavgayı izlemedik. Ayırmaya çalıştık. Eğer aksini ispat edecek olan var ise ben her türlü cezaya razıyım. Ben insanlık görevimi yaptım, 19 ay tutuklu kaldım. Beraatımı talep ediyorum" şeklinde konuştu. Burak Y. ise, "Kavga çıktığı esnada bizden başka çok kişi kavgayı seyrediyordu. Eğer ben de seyretseydim şu anda burada olmazdım. Ama kendi vicdanımı yargılardım. Ben yine olsa yine aynısını yapardım, kavgayı ayırmaya çalışırdım. Beraatımı talep ediyorum" ifadelerini kullandı. Mahkeme heyeti, "kasten öldürme" suçundan Yaşar A. ile Aydoğan A.’yı müebbet hapis cezasına çarptırdı. Heyet, sanıkların cezasını haksız tahrik altında işledikleri gerekçesiyle ve daha önce uç kayıtlarının olmamasından ötürü iyi hal indirimi uygulayarak 15 yıla düşürdü. Diğer sanıklar Hakan A. ile Burak Y.’nin ise suça iştirak ettiklerine dair herhangi bir delil bulunamamasından ötürü beraatlarına karar verildi.

Muhtar katilinin duruşmasında şok itiraf: "En masum benim, ama cezalandırılan benim" Haber

Muhtar katilinin duruşmasında şok itiraf: "En masum benim, ama cezalandırılan benim"

Kastamonu’da köy muhtarını tüfekle öldüren sanık için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.Olay, 28 Nisan’da Kastamonu’nun Merkez ilçesi Kuzyaka köyü Baylar Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri'nin ardından Kuzyaka köyü muhtarı olarak seçilen Mehmet Başoğlu, mahalledeki evlerdeki su sayaçlarını okuyarak ücretlerini toplamak istedi. 2014-2019 yılları arasında aynı köyde muhtarlık yapan Mehmet Depişgen, kendisini telefonla arayan ve husumetli olduğu yeni muhtar Mehmet Başoğlu’na su parasını ödemeyeceğini söyledi. Bu sebeple eski muhtar Depişgen ile yeni muhtar Başoğlu arasında telefonda tartışma çıktı. Yaşanan tartışmanın ardından Başoğlu, azası ile su faturası için mahallede yaşayan bir vatandaşın evine gitti. Bu sırada Depişgen, Başoğlu’nun bulunduğu evin önüne gelerek pompalı tüfek ile üç el ateş açtı. Bahçede beklerken kurşunların isabet ettiği muhtar Başoğlu, olay yerinde hayatını kaybetti. Olayın ardından jandarma ekipleri tarafından yakalanan cinayet zanlısı Mehmet Depişgentutuklandı. Sanık Mehmet Depişgen hakkında "kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle bir kişiyi öldürme" suçundan dava açıldı. Dava Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam etti. "Babam, kümese kuş ya da yaban hayvanı gelmesin diye sürekli tüfekle gezerdi" Duruşmada tanık olarak dinlenen sanık Mehmet Depişgen’in oğlu O. Depişgen, "Maktulün olay günü silahın olduğunu görmedim ama öncesinde olduğunu biliyorum. Köyde herkesin silahı var. Maktulü düğünde, bayramda silahlı gördüm. Maktul komşumuzdur. Tanışıklığımız vardır. Maktul babamın daha öncesinde azalığını yaptı. Babamın azaları, muhtarlık seçiminde aday oldu. 4 azası vardı, hepsi de aday oldu. Babam da anlaşarak içlerinden birisinin tek başına muhtar adayı çıkmasını istedi. Ama azalar adaylık noktasında anlaşamayınca Mehmet Başoğlu’nu aradı ve telefonda tartıştılar. O gün bugündür babam ile maktul konuşmuyorlardı. Küs olayından sonra bir araya gelmediler. Maktulün babama yönelik tahrik edici sözlerini duydum ama bizzat Mehmet Başoğlu’nun kendisinden duymadım. Babam, muhtarken Mehmet Başoğlu su parasını topluyordu. Babam uğraşmak istemezdi. Vermeyenler de oluyordu. Babam da üzerini tamamlayıp su parasını öderdi. Babamın geliri yoktu. Su parasını ben ödüyordum. Üç yıldır babam ile maktul küsler, görüşmüyorlardı. Babam, kümeste tavuk, civciv besliyordu. Kümese kuş ya da yaban hayvanı gelmesin diye sürekli tüfekle gezerdi. Yanında tüfeği bulundururdu. 'Su parasını Mehmet’ten alma oğlundan al' dediklerinde de maktul, ‘ben, Mehmet’i bilirim’ demiş. Herkeste su parasının benden alındığının bilir" dedi. "Muhtarın işi kapı kapı gezip su parası toplam değil" Tanık olarak dinlenen sanık Mehmet Depişgen’in eşi L. Depişgen ise, "Maktul ile eşimden dolayı aramızda 5 yıldır dargınlık var. Daha önceki muhtarlık seçimlerinden kaynaklanıyor dargınlık. Eşimin kesinleşmiş cezası vardı. Seçime girdi ve muhtarlığı kazandı. Ancak şikayet olunca muhtarlığı geri alındı. Bunun üzerine ara seçim oldu. Eşim cezaevine girmeden Mehmet Başoğlu’nu aradı. Eşimin azası olur. Mehmet Başoğlu, kendisini desteklemesini istedi ve eşimle görüştü. Eşim de muhtar adayı olan hepsinin kendi azası olduğunu, bir kişiyi desteklemeyeceğini ve aralarında anlaşın tek kişi aday çıkartmalarını istedi. Maktul eşime kızdı, kırıldı gitti. Eşim, 'hepiniz komşum deyip tek bir kişi destekleyemem' dedi. Eşim, Mehmet Başoğlu’nu telefonla aradı, 'kırılma bana' dedi, Mehmet de 'sen benim oyumla muhtar oldun' deyince, 'senin oyunla muhtar olmadım, iki köyün oyunu aldım' dedi. Benim için kapı kapı gezip oy mu istedin' dedi. '2025’te babam da olsa muhtar adayı olurum' dedi. Eşim de 'ben muhtar adayı olamıyorum, aday çıkarsan çık, ben karışmıyorum' deyince Mehmet Başoğlu’da sinkaflı söz kullandı. O günden beri eşimle görüşmüyorlar. Eşim pek evinden çıkmazdı. Mehmet Başoğlu’nun su parası toplaması görevini kötüye kullanmasıdır. Muhtarın işi kapı kapı gezip su parası toplamak değil. Eşim, daha önce haber gönderdi, benim kapıma gelmesin dedi" diye konuştu. Mehmet Başoğlu’nun sürekli silah taşıyan birisinin olmadığını belirten tanık H.V. de maktul ile sanığın dargın olduğunu bildiğini söyledi.Mehmet Başoğlu’nun eşi S. Başoğlu, tanıkların beyanlarını kabul etmediklerini ve yalan konuştuklarını söyledi. Müebbet hapis talep edildi Tanıkların dinlenmesinin ardından Cumhuriyet savcısı okuduğu mütalaasında, sanık M.D.’nin, yarı otomatik tüfekle üç el ateş ederek muhtar Mehmet Başoğlu’nun ölümüne sebebiyet vermesi sebebiyle tahrik hükümleri uygulanmadan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. "Bu olayda en masum olan kişi benim ama cezalandırılanda benim" Mütalaaya karşı kendisini savunan Mehmet Depişgen ise, "Bu olayda en masum olan kişi benim ama cezalandırılan da benim. Ben kimseye bulaşmadım, kimseyi aramadım. Beni onlar aradı, aramasalardı bu olay yaşanmazdı. Beni oraya çağırmasalardı bu olay olmazdı. Silahsız evden dışarı çıkıyor, neden beni köyde bekliyorlar. Ben olsam evden çıkmazdım. Yardım isterdim, yerimi dahi söylemezdim. Beni arayıp neden beni meydana çektiler, meydana çağırdılar? Olay olmasın diye başkalarından yardım isterim. Beni aramalarına gerek yok. Su parası yazarlarsa yazsın, beni arayıp hakaret etmelerine, küfür etmelerine gerek yok. İnsan yardım ister, kapıya çıkmaz. Ben olsam saklanırdım, evden çıkmazdım. Bunun mantığını kabul edecek bir durum yok. Evin kapısına mı yakın yoksa bahçe kapısına mı yakın, araştırılmasını istiyorum. Eğer bu adam evinin kapısının önünde vurulduysa ben namussuz, şerefsizim diyeceğim ve her şeyi kabul edeceğim. Ayrıca ben kendisini hedef alarak ateş etmedim, yere doğru ateş ettim. Ben suçsuzum. Yukarıda Allah var, bu işte en masum, en suçsuz kişi benim. Ben başım belaya girmesin diye kendimi kümese kapattım, kimse mağdur olmasın başım belaya girmesin istedim. Ne gerek vardı şimdi. Kendi halimdeydim ben. Suçsuzum, tahliyemi ve beratımı talep ediyorum" ifadelerini kullandı.Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, avukatların mütalaaya karşı savunmalarını hazırlaması için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

Kastamonu'da eşini öldüren polis memuruna ağırlaştırılmış müebbet cezası talep edildi Haber

Kastamonu'da eşini öldüren polis memuruna ağırlaştırılmış müebbet cezası talep edildi

Kastamonu'da boşanma aşamasındaki eşini evde beylik tabancasıyla vurarak öldüren polis memuru için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.Olay, 15 Ekim 2024 tarihinde Saraçlar Mahallesi Ankara Caddesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Kastamonu İl Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru E.T., boşanma aşamasındaki eşi Burçin Sevgi Telli'yi çıkan tartışma sonrasında beylik tabancasıyla öldürdükten sonra polis ekiplerine teslim oldu. Tutuklanan E.T. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde "kadına ve üstsoy veya altsoydan eşe karşı kasten öldürme" suçundan dava açıldı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor Dava devam eden duruşmasında Cumhuriyet savcısı, hazırladığı mütalaayı okudu. Mütalaada sanığın suçu ağır tahrik altında işlediğini iddia ettiğini ifade edilerek, "Yapılan yargılama aşamasında kendisinin de evlilik sürecinde başka kadınlarla görüştüğünü dolayısıyla sadakatsizliğini kabul ettiği, ayrıca bu durumun tanık anlatımları ve mesaj içeriklerinden de anlaşıldığı, kendisi sadakatsiz olan birinin karşı tarafın sadakatsiz olduğunu ileri sürerek tahrik hükümlerinden faydalanamayacağı, sanık hakkında tahrik hükümleri uygulanmadan üzerine atılı eylemine uyan maddeleri gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hükümle birlikte sanık hakkındaki tutukluluk kararının devamına karar verilmesi kamu adına iddia ve talep olunur" ifadelerine yer verildi. "Sanığın mütalaa doğrultusunda cezalandırılmasını talep ediyoruz" Mütalaa doğrultusunda sanığın cezalandırılmasını talep eden katılan avukatı ise, E.T.'nin telefonunda yapılan incelemede ve kayıtlarda farklı kadınlarla birlikte olduğunu gösteren yazışmaların tespit edildiğini ifade ederek, "Özgür olan iki kişi arasındaki ilişki sadakat ile olur. Eğer siz sadakatli olursanız karşı taraftan da sadakat beklersiniz. Sanık savunmalarında sürekli öldürdüğü kadının kendisini aldattığını ve farklı erkeklerle ilişki kurduğunu iddia ediyor. Fakat telefon kayıtlarında asıl aldatan kişinin sanığın kendisinin olduğunu görüyoruz. Sanık, öldürdüğü kadını defalarca aldatmış, farklı kadınlarla ilişkisi olmuş, hatta bir kadın ile olan birlikteliğinde de kadını hamile bırakmış ve bu gayri bir ilişkiden kadın hamile kaldığı için çocuğu aldırmışlardır. Yani sanık farklı zamanlarda farklı yerlerde kadınlarla ilişkiler yaşamıştır. Sanık, öldürdüğü kadını defalarca aldatmış, koca görevini yapmamıştır. Ayrıca sanık, öldürdüğü kadının bütün sosyal medya hesaplarını biliyor. Sanık, öldürdüğü kadının hesaplarına girerek araştırmalar yapmıştır. Sürekli öldürdüğü kadına neden bunu beğendin, neden buna yorum yaptın, neden bununla konuştun gibi şiddet uygulamıştır. Sanıkta ilişki artık paranoyak hareketlere dönüşmüş, öldürdüğü kadının her hareketinden bir mana çıkarmaya başlamıştır. Ayrıca sanık, öldürdüğü kadının bir erkekle ilişki yaşadığını ve bu şahıs ile konuştuğunu söylemiştir. Bu görüşmede kendisine tahrik edici sözler kullanıldığını belirtmiştir. Oysaki sanık, ilk gün ifadesinde bundan bahsetmemiş, susma hakkını kullanmıştır. Daha sonra öldürdüğü kadının ilişki yaşadığını iddia ettiği erkeğin ifadesinin ortaya çıkmasının ardından kendisince bir ifade belirlemiştir. Buna yönelik bir savunma geliştirmiştir. Bu yüzden sanığın iddia ettiği şekliyle öldürdüğü kadının kendisini aldattığı yönündeki savunmalarını kabul etmiyoruz. Sanık kendisi sadakatsiz bir eş olduğundan ötürü tahrik hükümleri uygulanmadan mütalaa doğrultusunda cezalandırılmasını talep ediyoruz" diye konuştu. Duruşmada kendisini savunan tutuklu sanık polis memuru E.T., mütalaaya katılmadığını ve suçlamaları kabul etmediğini ifade ederek, "Eşim beni daha öncesinde aldattı. Bunu daha önceki duruşmada anlattım. Keşke daha önce affetmeseydim, o gün bitirseydim. Olay buraya kadar gelmezdi. Üzerime iftira atılıyor. Hep suçlu benmişim gibi beni suçladılar" şeklinde konuştu.Duruşma, avukatların mütalaa ile ilgili savunma talebinde bulunması dolayısıyla ileri bir tarihe ertelendi. Tutuklu sanık E.T.'nin tutukluluğun devamına karar verildi.

Kastamonu'da taksici cinayetinin sanığına ağır ceza: müebbet hapis Haber

Kastamonu'da taksici cinayetinin sanığına ağır ceza: müebbet hapis

Kastamonu’nun Araç ilçesinde kayıp olarak aranan ve ormanlık alanda aracından 500 metre uzaklıkta silahla vurulmuş halde ölü bulunan taksici cinayetiyle ilgili yargılanan sanık müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Olay, Kastamonu’nun Araç ilçesinde 23 Nisan 2024 tarihinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, ticari taksi şoförü Akif Eymür’den yakınlarının bir süre haber alamaması üzerine 112 Acil Çağrı Merkezine yapılan kayıp ihbarı sonrası Kastamonu İl Jandarma Komutanlığı ekipleri harekete geçti. Jandarma ekipleri ile arama çalışmasına katılan Eymür’ün yakınları, taksi şoförü Akif Eymür’ün kullandığı 37 T 6508 plakalı ticari taksiyi, Araç ilçesine bağlı Toygaören köyünde ormanlık alanda buldu. Ekipler, çevrede yaptıkları araştırma sonucunda taksi şoförü Akif Eymür’ün aracından yaklaşık 500 metre uzaklıkta ormanlık içinde ateşli silahla vurulmuş halde cesedine ulaştı. Ruhsatsız silah taşıma suçlarından ceza Yürütülen soruşturma kapsamında Kastamonu İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından Araç ilçesinden son olarak ticari taksiye binen Mustafa B.'yi cinayet şüphelisi olarak gözaltına alındı. Adliye sevk edilen şahıs tutuklandı. Mustafa B. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde "kasten öldürme", "kişinin ölmesinden yararlanarak hırsızlık", "ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma" suçlarından açılan davada karar verildi. Duruşmada Cumhuriyet savcısı, mütalaasını açıklayarak sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Duruşmada konuşan Akif Eymür'ün oğlu Adem Eymür, "Annemi sağlığı nedeniyle duruşmaya getiremedik. Ailemizin huzurlu bir şekilde olması için sanığın hiçbir tahrik ve indirim olmadan planlayarak ve tasarlayarak en üst seviyeden cezalandırılmasını talep ediyoruz" dedi. Katılan avukatı ise, "Sanık tanınmamak için maske takmış. Bu süre zarfında güven ortamı oluşturmuş. Soyacağı kuyumcunun planını yapmış. Soygunu yaptıktan sonra 'ben bu altınları kaçakçılıktan kazandım' diyerek planlar yapmış, kafasında senaryolar yapmış. Bu yüzden planlanmış bir cinayettir. Maske ile bindiği taksiyi kırsal bir alana getirene kadar tek engel olan taksiciyi öldürmüştür. Taksiciyi öldürdükten sonra soygun için kullanacağı taksiyi çalıştıramamıştır. Çalıştırsaydı aylarca plan yaptığı soygunu gerçekleştirecekti. Bu sebeplerden ötürü tahrik hükümleri uygulanmadan tasarlayarak öldürme suçundan cezalandırılmasını talep ediyoruz" diye konuştu. "Kesinlikle planlayarak ya da tasarlayarak bir şey yapmadım" Tutuklu sanık Mustafa B. ise, "Kesinlikle planlayarak ya da tasarlayarak böyle bir şey yapmadım. Gasp ya da hırsızlık diyorlar. Ben, 10 yıldır araç kullanıyorum. Ben, bir aracı mı çalıştıramayacağım? Panikle benim başıma böyle bir iş geldi, telefonu kırdım, o yüzden telefonum yok. Niyetim hırsızlık olsaydı telefonu kırmazdım. Annemin evinin önünde araç duruyor. Gerekirse onu alabilirdim. Üzerimden çıkan telefonlar bana ait, şahsımındır. Tanımadığım insanlar var, dedemin arabası var, araç sıkıntım yok benim. Suç kaydım yok. Pişmanım, çok pişmanım, kendimi savunmak için ek süre istiyorum. Mahkeme salonuna da artık gelmek istemiyorum" şeklinde konuştu. Mahkeme heyeti, 'tasarlayarak ve planlayarak kasten öldürme' suçundan sanık Mustafa B.’yi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırırken, cezanın sanığın geleceğindeki olumsuz etkisi göz önünde bulundurularak suçu müebbet hapis cezasına düşürdü. Mahkeme heyeti, ayrıca sanık Mustafa B.’ye 'hırsızlık' suçundan 9 yıl 2 ay, 'ruhsatsız ateşli silah taşıma veya bulundurma' suçundan da 2 yıl hapis cezası ile bin TL adli para cezası verdi.Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Mustafa B.’nin tutukluluğunun devamına karar verdi.

Mezarlıkta cinayet! Kayınpederini öldüren aile bireylerine ağır ceza talebi Haber

Mezarlıkta cinayet! Kayınpederini öldüren aile bireylerine ağır ceza talebi

Kastamonu’da mezarlıkta tartıştıkları şahsı öldürdüğü iddia edilen sanıklar hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.Olay, 25 Ocak 2024 tarihinde Kırkçeşme Mahallesi Ahmet Dede Mezarlığı'nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 32 yaşındaki Tolga Benderlioğlu'nun cesedi mezarlıkta silahla vurulmuş halde bulundu. Olayın ardından polis ekipleri, Plaka Tanıma Sistemi (PTS) ve Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarında yaptıkları inceleme neticesinde cinayete karıştığı düşünülen iki aracı takibe aldı. Karabük'te durdurulan araçlardaki Tolga Benderlioğlu’nun kayınpederi Osman D., kayınbiraderi İbrahim D. ile C.Ç. gözaltına alındı. Savcılıktaki ifadelerinin ardından hakim karşısına çıkartılan Osman D., İbrahim D. ve C.Ç. tutuklandı. Şüpheliler hakkında "kasten öldürme", "ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma", "tasarlayarak öldürme" suçlarından dava açıldı. Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada Tolga Benderlioğlu’nun eşi N. Benderlioğlu ile kayınvalidesi Hasibe D. hakkında da dava açılarak diğer sanıkların dosyasıyla birleştirildi. Bir önceki celsede Cumhuriyet savcısı tutuklu sanıklar Osman D. ve İbrahim D. için haksız tahrik indirimi talebinde bulunurken, dosyaların birleştirilmesi sonrasında hazırlanan mütalaasında sanıkların 'iştirak halinde fikir iş birliğiyle tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Cinayet, mezarlıkta çıkan tartışmanın ardından gerçekleşti Mütalaayla ilgili savunması istenen Tolga Benderlioğlu’nun kayınpederi Osman D., "Bir anlık öfke ile oldu. Tolga, bana küfürler edince anlık oldu. Eşim, kızım araçtan hiç inmedi. Ben, araçtan inip Tolga’nın yanına gittiğimde olay yerinde oğlumu yerde yatar vaziyette gördüm. Tolga’da o sırada elini beline atınca anlık ben de bunu yaptım. Beraatımı talep ediyorum" diye konuştu. "Ben kendimi olayın içerisinde buldum, bu olay yaşandığı için üzgünüm" Tutuklu sanık Tolga Benderlioğlu’nun kayınbiraderi İbrahim D. ise, "Aracım arıza yaptı. Mezarlıkta durmak zorunda kaldık. Bu olay olduğu için üzgünüm. Böyle olmasını istemezdim. Olayın içerisinde buldum bir anda kendimi. Böyle bir olayın yaşanmasını istemezdim. Olay bir anda yaşandı. Tolga, elini beline atınca bu olay yaşandı. Biz, her zaman yapıcı olduk. Ben olayın içerisinde kendimi buldum. Bu olaydan ötürü üzgünüm, beratımı talep ediyorum" şeklinde konuştu. Tutuklu yargılanan sanık C.Ç. de, "Benim herhangi bir şekilde kaçma durumum yok. İşyerimden gelinip alındım. Polisler aradıklarında adresimi söyledim, üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatımı talep ediyorum" dedi. Tutuklu sanık Tolga Benderlioğlu’nun kayınbiraderi İbrahim D.’nin avukatı ise, "İki celse önce verilen mütalaa ile şu anda verilen mütalaa birbirinden farklı ve çelişkilidir. Mütalaayı kabul etmemiz mümkün değildir. Esas hakkındaki savunmamız için süre talebimiz bulunmaktadır. Ayrıca müvekkilimin de tahliyesine karar verilmesini talep ediyoruz" ifadelerini kullandı. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Osman D., İbrahim D. ve C.Ç.’nin tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

Düğün çıkışı kanlı bitti: Cinayet davasında müebbet talebi! Haber

Düğün çıkışı kanlı bitti: Cinayet davasında müebbet talebi!

Kastamonu’nun Seydiler ilçesinde düğün çıkışında iki grup arasında çıkan ve 1 kişinin ölümüyle sonuçlanan kavganın zanlılarının yargılanmasına devam edildi. Duruşmada sanıkların müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Olay, 6 Temmuz 2023 tarihinde Kastamonu’nun Seydiler ilçesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, bir yakınlarının düğün merasimine katılan Y.A., A.A., H.A. ve B.Y. ile Ersoy Demirci arasında kavga çıktı. Ersoy Demirci, kavga sırasında aldığı bıçak darbeleriyle hayatını kaybetti. Polis ekipleri tarafından olaya karıştığı tespit edilen Y.A., A.A., H.A. ve B.Y. gözaltına alınarak tutuklandı. Tutuklu sanıklardan B.Y. soruşturma aşamasında, H.A. ise yargılama sürecinde tahliye edildi. Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde sanıklar hakkında açılan dava görülmeye devam edildi. Duruşmada Cumhuriyet savcısı, mütalaasını açıklayarak, sanıkların fikir ve eylem işbirliği içerisinde kasten öldürme suçunu işledikleri gerekçesiyle müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Duruşmaya katılan maktul Ersoy Demirci’nin yakını H.D., "Mütalaaya katılıyoruz, cezalandırılmalarını talep ediyoruz" dedi. "Amacım öldürmek değildi, pişmanım, tahliyemi istiyorum" Duruşmada kendisini savunan tutuklu sanıklardan Y.A., "Bizi telefonla aradıklarında düğün salonunda Ersoy var mı yok mu diye düşünmedik. Bizi telefonla aradıklarında babamızın kavga ettiğini söylediler, 'gelin, alın' deyince biz de düğün salonuna doğru gittik. Kim olduğunu bilerek gitmedik. Amacım öldürmek değildi. Aracın içine sıkıştığım için bel altına bıçağa vurmak istedim ama olmadı. Pişmanım, tahliyemi istiyorum" dedi. Düğün çıkışında kanlı kavga Duruşmada kendisini savunan tutuklu sanıklardan A.A. ise "Babam, kavga etti diye haber gelince biz de araçla düğün salonuna doğru geldik. Aracı park edecektim. Bu sırada Ersoy arabaya vurdu. Ben de babamı alıp eve gelecektim. Ersoy, aracın kaputuna vurunca ben de aniden frene bastım ve araç stop etti. Aracın ön camına vurunca cam patladı, kırıldı. Ersoy, aracın kapısını açıp kardeşimin boğazına sarıldı. Kardeşimi kurtarmak için tekme atmaya çalıştım, Ersoy ayağımdan tutup yere düşürdü. O sırada oradakiler beni tutup olay yerinden uzaklaştırdılar. Ersoy, kardeşimi aracın içerisinden çıkartıp kaputa yatırıp boğazını sıkıyordu. Benim amacım kardeşimi kurtarmak, tanık ve kamera kayıtlarından da izlenildiğinde belli oluyor. Adaletinize güveniyorum. Tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum" diye konuştu. Mahkeme heyeti kararını açıkladı Tutuksuz yargılanan sanık H.A. da, "Ben kavgayı ayırdım. Olay yerine geldiğimde kavga olmuştu. Keşke daha erken gelebilseydim, bu olay gerçekleşmeseydi. Benim Ersoy ile bir sorunum yok. Ben sadece kavgayı ayırdım. Kaçıp gitmedim diğerleri gibi. Kim olsa bunu yapardı. Kimse kavgaya duyarsız kalamaz. Ben sadece yardım ettim, diğerleri gibi kavgayı izlemedim. Suçsuzum, beraatımı talep ediyorum" şeklinde konuştu. Tutuklu sanık Y.A.’nin avukatı ise "Mütalaa, oluşan ve toplanan delillere aykırıdır. Fikir ve eylem birliği içerisinde olduğu düşünülen A.A.’nın, aracıyla seyir halindeyken Ersoy’u görmesine rağmen ezmemiş, frene basmıştır. Bu durum da mütalaa da açıklanmamıştır. Bu gerekçelerden ötürü süre talebimiz bulunmaktadır. Şu aşamada da müvekkilimin tahliye edilmesini talep ederiz" ifadelerini kullandı. Katılan avukatları ile sanık avukatlarını da dinleyen mahkeme heyeti, Y.A. ve A.A.’nın tutukluluğunun devamına, karar vererek, avukatların mütalaaya karşı süre talebinde bulunmaları sebebiyle duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.