TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#kadına şiddet

İLKHABER-Gazetesi - kadına şiddet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, kadına şiddet haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Adana’da hayattan koparılan kadınların anısına fidan dikildi Haber

Adana’da hayattan koparılan kadınların anısına fidan dikildi

Adana Büyükşehir Belediyesi, 25 Kasım Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Şiddet sonucu yaşamını yitiren kadınlar anısına, 25 Kasım Şiddetle Mücadele Ormanı’nda fidanlar dikildi. Etkinliğe çok sayıda kadın katılarak dayanışma mesajı verdi. Adana Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanı Ayten Dolançay, bu özel günde kadınların karşılaştığı zorluklara dikkat çektiklerini belirterek, “Hayattan koparılan kadınlar için diktiğimiz her fidan, umut dolu bir geleceğin sembolü” dedi. Adana Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanı Ayten Dolançay, “25 Kasım Şiddetle Mücadele Günü Birleşmiş Milletler ‘in 16  günlük aktivite çalışmaları boyunca biz bu günleri dolu dolu geçirmek istiyoruz. Çünkü kadın aile hizmetleri daire başkanlığı, kadınların ekonomik yönden güçlendirilmesi ve sosyal çalışmalarının dışında hepimizin gerçekten dünya gündeminin ülkemizin gündeminin canını yakan olaylarının son bulmasını istiyoruz. O yüzden hayattan koparılan kadınlar için büyükşehir belediyesinin meclis kararı ile oluşturduğu ormanımızdayız” diye ifade etti. “Fidanlarımızı hayatını kaybeden kadınlarımız için dikeceğiz ve umudu yeşerteceğiz” Ayten Dolançay, “Hayatını kaybeden kadınların anısına bir fidan dikeceğiz.  Her koparılan can için birlikte yaşamı, umudu, bir arada bu ülkede yaşayabileceğimizi göstermek için bu fidanımızı dikiyoruz. 25 Kasım 1960 yılında Mirabal kardeşlerin öldürülmesi BM kadınlara şiddetle mücadele günü olarak anılması için söylenen bir tarih. İnsana, hayvana, doğaya ve çocuklara karşı yapılan her türlü şiddetin karşısında olduğumuzu ve büyükşehir belediyesi olarak farkındalık amacıyla yaptığımız çalışmaların birinde buradayız. Fidanlarımızı hayatını kaybeden kadınlarımız için dikeceğiz ve umudu yeşerteceğiz. Birlikte yaşayabileceğimiz, şiddetsiz bir ortam için sadece bizim değil buradan bütün insanlara sesleniyorum; Adana'da yaşayan tüm insanlara özellikle kadınların çok fazla gün geçtikçe hayattan kopartıldığını dünkü anıt sayaçta 411 gördük.  Dolayısıyla Türkiye'de günde 5 kadının öldürüldüğü bir ülkede bir şiddet kabul etmediğimizi, şiddetten  yana olan herkes mücadele edeceğimizi ve herkesten dayanışma bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Güneşer: Kadına yönelik şiddeti kınamak yetmez, somut adımlar atmalıyız Haber

Güneşer: Kadına yönelik şiddeti kınamak yetmez, somut adımlar atmalıyız

Adana Büyükşehir Belediye Meclisi'nin Kasım ayı oturumlarının üçüncü toplantısında, meclis üyeleri “Kınayarak değil çalışarak yeneceğiz” diyerek kadına yönelik şiddet hakkında tepki gösterdiler. Meclis 2. Başkan Vekili Mustafa Bayar başkanlığında gerçekleşen toplantıda, gündem dışı söz  CHP Meclis Üyesi Gizem Güneşer, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı konuşmada, kadınların toplumdaki yerinin ve onlara verilen değerin yetersizliğini vurguladı. Güneşer, şiddetin en çok yakın çevreden kaynaklandığını belirterek, kadın cinayetleri ve şiddetin son bulması için somut adımlar atılması gerektiğine dikkat çekti. “Kadınların güvenliği için söz değil, eylem gerek” CHP Meclis Üyesi Gizem Güneşer, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü için söz almış bulunmaktayım. Kimi zaman bir anne, abla, kardeş, eş konumunda olan kadınlar toplumlumuzun en değerli üyesidir. Ama ne yazık ki kadınlarımıza gereken değer verilmiyor ve onların can güvenliğini bile sağlamaktan aciz hale geldik. Gün geçmiyor ki TV, gazetelerde, sosyal medyada bir kadın cinayeti, taciz vakası, yaralama, şiddete uğrayan kadın görüntüleri görmemiş olalım. Kadına şiddet en çokta yakınları tarafından kocası, sevgilisi, kardeşi gibi kişiler tarafından uygulanıyor. Kadını kendi malı gibi gören onun bir birey olduğunu kabul etmeyen erkekler, kadına yönelik şiddet fiziksel, ruhsal, sosyal, ekonomik yönden zarar görmesine neden oluyor. 1999 Yılından bu güne farkındalık yaratmak amacıyla her yıl 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü olarak ilan edilmiştir. Birleşmiş Milletlerin global ölçekli gerçekleştirdikleri araştırmalarına göre her 3 kadından  biri şiddetin farklı türlerine maruz kalmaktadır. Ülkemizde ise elimizde bulunan istatistikler kadına yönelik şiddetin acilen son bulması ve artan vakaların kontrol altına alınabilmesi için dünya genelinde uygulanan ve ülkemizin ilk onaylayan ülkelerden biri olmasına rağmen 20 Mart 2021 tarihinde çekildiğimiz İstanbul Sözleşmesini acilen yürürlüğe girdirmeliyiz” şeklinde konuştu. “2024 yılında ise Kasım ayına kadar 388 kadın cinayete kurban gitti” Gizem Güneşer, “Sadece geçtiğimiz Ekim ayında 48 kadın cinayeti, 23 tane şüpheli kadın cinayeti  gerçekleşmiştir. 2023 Yılında 417, 2024 yılında ise Kasım ayına kadar 388 kadın cinayete kurban gitti. Kadına yönelik şiddetin ve cinayetin en büyük nedeni boşanma sebebi. Kadına yönelik şiddetin azalması için öncelikle faillerin caydırıcı uygulamalar uygulanmalı ve can yakıcı olaylar normalleştirilmemeli” diye ifade etti.

Çukurova Üniversitesi öğrencileri kadına şiddete karşı tek ses oldu Haber

Çukurova Üniversitesi öğrencileri kadına şiddete karşı tek ses oldu

Çukurova Üniversitesi öğrencileri ve Adana Demirspor taraftarları, kadına yönelik şiddete karşı tepkilerini göstermek için siyah giyinerek bir basın açıklaması düzenledi. Turkuaz Kafe önünde toplanan grup adına açıklamayı Makine Mühendisliği öğrencisi Mustafa Bağcı okudu. Bağcı, şiddetin hiçbir türüne sessiz kalmayacaklarını ve kadın cinayetlerinin münferit olaylar olmadığını vurguladı. “Şiddetin her türlüsüne tepkimizi göstermeye devam edeceğiz” Makine Mühendisi öğrencisi Mustafa Bağcı, “Geçtiğimiz günlerde bizleri derin etkileyen Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner arkadaşlarımızın şiddet kurbanı olarak aramızdan koparılmasına karşı, basta kadın ve çocuklara yönelik şiddet olmak üzere, Şiddetin her türlüsüne tepkimizi göstermeye devam edeceğiz. Bu toplumda "Sen de hiç mi vicdan yok?" sözlerini ne çok duyar olduk. Masum insanların canına kasteden katilleri, devletin ve milletin malini çalan hırsızlar, hayvanlara işkence yapan, orman yakan ruh hastalarını, annesini, babasını döven, sokağa atan ve öldüren hayırsız evlatlarını... Daha say say bitmez, toplumda deşifre olmuş bu zalimlerin vicdansızlıklarını görmekteyiz. Toplumdaki büyük savaş şu an vicdansızlarla vicdanlılar arasında yaşanıyor” şeklinde konuştu. “Kadınlar en temel haklarını talep ederken bile şiddete uğramaktadır” Mustafa Bağcı, “Bahtiyar Vahapzade'nin "Vicdanından korkmayandan korkarım." sözü, bugün bu toplumda en zirve halini yaşamaktadır. Belki yarınlarda bugünleri arar hale geleceğiz ki, gidişat buna işaret ediyor. Her geçen gün ülkemizde bir kadının yaşam hakki elinden alınmaktadır; kadınlar en temel haklarını talep ederken bile şiddete uğramaktadır. Kadınların güvenli ve eşit bir yasam sürme hakki, sadece kadınların değil, tüm toplumun ortak sorumluluğudur. Bizler, kendi sorumluluklarımızı biliyor ve bu sorumlulukları, bugün olduğu gibi her zaman yerine getirmeye devam edeceğiz. Ayrıca, gençler olarak kendi potansiyelimizi geliştirebileceğimiz, özgür ve güvenli bir ortamda yasamak istiyoruz. Gençlerin yasam alanlarında güvenlik endişesi duymadan, kimliklerinden veya düşüncelerinden dolayı ayrımcılığa uğramadan yaşaması bir hak değil, bir zorunluluktur. Bizler, gençlerin seslerinin duyulması ve taleplerinin karşılanması için yetkililere görevlerini yerine getirmelerini talep ediyoruz” diye ifade etti. “Şiddetin hiçbir biçimde normalleştirilmesine izin vermeyeceğiz” Bağcı basın açıklamasında şiddetin normalleştirilmesine izin vermeyeceklerini belirterek şunları söyledi: “Son olarak, artık biliyoruz ki hiçbir kadın cinayeti münferit değildir. Bu şiddet olayları, sistematik bir sorunun ürünüdür. Şiddeti normalleştiren her söylem ve uygulamaya karşı sesimizi yükseltmeye ve dayanışma içinde adalet arayışımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Biz ne umutsuzuz ne de çaresiziz.  Şiddetin hiçbir biçimde normalleştirilmesine izin vermeyeceğiz! Bizler, yalnızca şiddete karşı durmakla kalmayıp, ayni zamanda bu sorunların kökenine inerek toplumsal bilinçlenmeyi artırmaya hedefliyoruz. Her bireyin, güvenli bir ortamda yaşama hakkına sahip olduğunu hatırlatmak ve bu hakların korunması için mücadele etmek hepimizin görevidir. Dayanışma ve birlikte hareket etme bilinciyle, geleceğimizi daha güvenli ve adil bir hale getirmek isin el birliğiyle çalışacağız.”

Korkmaz: Kadınlar bu ülkede güvende değil, erkek şiddeti giderek artıyor Haber

Korkmaz: Kadınlar bu ülkede güvende değil, erkek şiddeti giderek artıyor

Atatürk Caddesi'ndeki Gülbahçe Sitesi önünde toplanan kadınlar, Mor Dayanışma adına basın açıklaması yaptı. Zeliha Korkmaz tarafından okunan açıklamada, kadınların her gün erkek şiddetiyle karşı karşıya kaldığı ve cezasızlık politikalarının kadınların yaşamına ve haklarına saldırı anlamına geldiği vurgulandı. Korkmaz, kadınların artık kendilerini güvende hissetmediklerini ifade etti. Açıklamanın sonunda hayatını kaybeden vatandaşların isimleri okudundu katılan kişiler burada dedi. “Cezasızlık politikalarının hayatlarımıza ve haklarımıza nasıl saldırdığını görüyoruz” Kadınlara yönelik şiddetin her geçen gün arttığını belirten Korkmaz şu ifadeleri kullandı: "Bizler bugün burada ,kadınlar güvende değil demek için sokaktayız. Bu ülkede her gün erkek şiddeti sonucunda öldürülüyoruz. Cezasızlık politikalarının hayatlarımıza ve haklarımıza nasıl saldırdığını görüyoruz." “Kadınlar bu ülkede kendini güvende his etmiyor” Korkmaz, "Kadınlar bu ülkede kendini güvende hissetmiyor. İstanbul Sözleşmesinden çıktıktan sonra  daha da güç alan erkeklerin her gün kadınları nasıl öldürdüğünü görüyoruz. Semih Çelik isimli erkeğin Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner adlı iki genç kadını İstanbul’un ortasında, güpe gündüz nasıl öldürdüğünü biliyoruz! Biz kadınlar Semih Çelik gibi katillerin erkek egemen politikalardan güç alarak bu  cinayetleri işlediğini biliyoruz” diye ifade etti. “Kadınlar televizyon karşısında verilen sözlere değil, uygulanan yasalara bakıyor” Geçtiğimiz eylül ayında 34 kadın öldürdüğünü belirten Korkmaz şunları söyledi: "55 gündür Narin İçin adalet sağlamıyor. Adalet sağlanmadığı gibi Narin için verilen araştırma önergesi mecliste   reddediliyor. Van’da 17 gündür bulunmayan Rojin Kabaiş için açıklama yapmıyor. Kadın cinayetlerine karşı sokaklarda olan kadınlara barikat kuruyor. Her gün yeni bir af yasasıyla karşımıza geliyor. Kadınların nasıl doğum yapmaları gerektiği konusunda akıl veriyor!  Kabul etmiyoruz. Kadınlar televizyon karşısında verilen sözlere değil, uygulanan yasalara bakıyor." “Her bir kadın için hesap sormaya devam edeceğiz” Korkmaz, “İstanbul Sözleşmesi tekrar imzalansın ! 6284 etkin ve eksiksiz uygulansın!  Kadına yönelik erkek şiddeti için caydırıcı cezalar derhal uygulansın.  Kadın mücadelemizi özgür eşit bir dünyada yaşamak için daha da büyüteceğiz .  Tacizcilere, geçit vermeyeceğiz. Evlerde iş yerlerimizde mahallelerimizde daha güvende hissetmek için yan yana omuz omuza olacağız! Her bir kadın için hesap sormaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Cumhuriyet Kadınları Derneği,  kadına yönelik şiddetle mücadelede medyanın rolünü değerlendirdi Haber

Cumhuriyet Kadınları Derneği, kadına yönelik şiddetle mücadelede medyanın rolünü değerlendirdi

Cumhuriyet Kadınları Derneği, kadına yönelik şiddetle mücadelede medyanın sorumluluğunu ele almak üzere 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğu' çalışması başlattı. Seyhan ve Çukurova şubelerinin İnönü Parkı'nda düzenlediği basın açıklamasında, Cumhuriyet Kadınları Derneği Çukurova Şube Başkanı Banu Karahan, medyada kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın sıradanlaştırılmasına tepki gösterdi. Karahan, televizyon dizileri ve programlarda kadınların olumsuz rollerde sunulmasına karşı çıkarken, medyanın daha sorumlu ve topluma fayda sağlayan yayınlar yapması gerektiğini vurguladı. Cumhuriyet Kadınları Derneği Çukurova Şube Başkanı Banu Karahan, “Medya, kadına yönelik şiddet içeren ve ayrımcılığa dayalı yayınlarla doludur. Televizyon dizilerinde ve öğleden sonra kuşağı programlarında “kadın” daha çok hangi karakterlerde karşımıza çıkmaktadır? Dedikoducu, şiddet gören, dolap çeviren, mutsuz, söz hakkı olmayan, cinselliğini kullanan, aldatan, aldatılan, ezik, saygı görmeyen, yalancı, savurgan, sadakatsiz,eğitimsiz, iş görmeyen, üretmeyen, çalışmayan” diye ifade etti. “Kadın ve ailenin toplumsal yaşamımızın da sahte biçimlerde sunulduğu bir medya kuşatmasıyla karşı karşıyayız” Banu Karahan, “Aile yapıları da çoğunlukla bu “kadın” tiplerinin yaşadığı ortamlara uygun örneklenmektedir: Sevginin ve iletişimin olmadığı; şiddetin yaşandığı; gizli işlerin çevrildiği; kaynağı belirsiz gelirlere, sınırsız giderlere sahip; mafyaya, yasadışı işlere bulaşmış aileler…  Kadının da, ailenin de, toplumsal yaşamımızın da sahte biçimlerde sunulduğu bir medya kuşatmasıyla karşı karşıyayız. Reytingi artırmanın yolunu bu yöntemde bulan medya kuruluşları, bu türde dizi ve programların halk tarafından beğenildiğini ve talep edildiğini savunmaktadır” şeklinde konuştu. “Kültürel kodlarımızı aşındıran, ahlaki yozlaşmaya zemin hazırlayan yayınlar istemiyoruz” Karahan, “Toplumu etkileme ve dönüştürme gücü malum olan medyamızda; kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığı sıradanlaştıran, kültürel kodlarımızı aşındıran, ahlaki yozlaşmaya zemin hazırlayan yayınlar istemiyoruz” dedi. “Medyadan; Onurlu, çalışkan, fedakâr kadınlarımızın ayrımcılığa karşı başı dik yayınlar istiyoruz” Banu Karahan basın açıklamasından medyadan beklentilerini şu şekilde ifade etti: “Medyadan; Onurlu, çalışkan, fedakâr kadınlarımızın ayrımcılığa karşı başı dik mücadelesini destekleyen, kadınlarımızın üreterek, çalışarak toplumda var olma arzusunu işleyen, millî kültürümüzün beslenerek genç kuşaklara doğru yaygınlaştırılmasını gözeten yayınlar istiyoruz.”

Bakan Göktaş: TÜBİTAK ile şiddet faillerine yönelik programlar geliştireceğiz Haber

Bakan Göktaş: TÜBİTAK ile şiddet faillerine yönelik programlar geliştireceğiz

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyelerine bilgi verdi. Bakan Göktaş, kadınların sosyal, ekonomik, politik ve kültürel alanlarda eşit haklara sahip olmasının, kalkınmanın ve küresel barışın vazgeçilmez bir unsuru olduğuna işaret ederek, “Dünyada kadın hakları mücadelesinde önemli adımlar atılmış olsa da, bu alandaki ilerlemenin yavaş ve düzensiz olduğu gözlenmektedir. Her alanda hızlı gelişmelere şahit olduğumuz 21. yüzyılda, hâlâ pek çok ülkede kadınlar eğitim, sağlık, iş hayatı, gelir ve siyaset gibi alanlarda erkeklerle eşit haklara sahip olamamaktadır. Bu anlamda kadınlar hâlâ karşı karşıya olduğu eşitsizlikleri ve görünmez engelleri aşabilmenin, cam tavanları kırabilmenin yollarını arıyor. İstihdam farklılıkları, mesleki ayrışma, bakım sorumlulukları nedeniyle kariyerlerine ara verme olasılıklarının daha yüksek olması iş gücü geliri farklarını sürdürmekte ve yaşam boyunca gelir eşitsizliklerini pekiştirmektedir” ifadelerini kullandı. Gazze'deki kadınların ve çocukların yaşam hakkını savunacaklarını kaydeden Bakan Göktaş, “Bugün Gazze'de herkesin gözlerinin önünde yaşanan insani krizi, İsrail'in pervasızca sürdürdüğü, soykırıma varan eylemlerini görmezden gelemeyiz. El birliği ile görünmez kılınan Filistinli kadınların ve çocukların yaşam haklarını savunmak için de mücadele edeceğimizi özellikle vurgulamak istiyorum. Bu kapsamda Birleşmiş Milletler'in Gazze'de ateşkesin sağlanmasına yönelik 10 Haziran tarihli kararını önemli bir adım olarak değerlendiriyoruz. Bu kararın, başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere Gazze'deki tüm soykırım mağdurlarının adil ve kalıcı bir barışa ulaşmasına vesile olmasını diliyoruz” şeklinde konuştu. Kadınlarla ilgili çalışmalarla bugün kadın milletvekilli oranının yüzde 20'ye ulaştığını söyleyen Göktaş, “Bunun yanı sıra 2023 yılında kadın öğretim görevlisi oranı yüzde 51,6'ya yükseldi. Kamuda çalışan kadın oranı yüzde 42,66'ya ulaştı. Kadın istihdam oranı yüzde 32,5'e; kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 36,6'ya yükseldi. Diğer yandan Türkiye, 2007-2023 döneminde, kadının iş gücüne katılma oranını 14,6 puan, kadın istihdam oranını 12 puan artırarak, bu oranı OECD ülkeleri arasında en fazla artıran ülke konumundadır. Bugün, Bakanlığımızın çatısı altında çalışan 33 bin 604 kadrolu ve sözleşmeli kadın personelimizin sayısı toplam çalışan sayısının yüzde 60'ına tekabül ediyor. 12. Kalkınma Planı kapsamında, 2028 yılı sonuna kadar kadının iş gücüne katılma oranını yüzde 40,1'e, istihdam oranını ise yüzde 36,2'ye yükseltmeyi hedefliyoruz. Çünkü biz, toplumun güçlü ve sağlam temeller üzerine inşa edilmesinin ancak her alanda güçlü kadınlarla mümkün olacağına inanıyoruz” diye konuştu. Kadının girişimciliğin, desteklediklerini söyleyen Bakan Göktaş, “Bu amaç doğrultusunda kamu ve özel sektör temsilcileri, başarılı kadın girişimcileriyle bir araya gelerek kadın girişimciliğinin mevcut durumu, yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerine dair istişarelerde bulunduk. Bunun yanı sıra kadınların ekonomik hayata katılımlarına destek olmak için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK ile iki önemli protokol imzaladık. Bu protokollerden ilki kadın istihdamının ve girişimciliğinin artırılmasına yöneliktir. Böylece kadınların gelir getirici faaliyetlerde bulunmalarına, yeni beceriler kazanmalarına ve işletmelerini büyütme süreçlerine destek olmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda kadıngirisimci.gov.tr adıyla bir web portalı kurduk” ifadelerini kullandı. Kadına şiddet uygulayanlara yönelik çalışmalar yaptıklarını belirten Göktaş, “Şiddet Uygulayanlara Yönelik Psiko-Sosyal Destek Hizmetlerinin Modellenmesi' projemiz ile şiddet uygulayanların profil analizinin yapılmasını planlıyoruz. Yine TÜBİTAK ile iş birliğinde, Türkiye'de ilk defa gerçekleştireceğimiz bu projeyle faillere yönelik programlar geliştirmeyi hedefliyoruz. Böylece şiddet uygulayanlara yönelik etkin psikososyal müdahalelerle şiddet döngüsünün kırılmasını amaçlıyoruz” dedi.

Bursa'da kadına şiddet... Eski erkek arkadaşı darp etti Haber

Bursa'da kadına şiddet... Eski erkek arkadaşı darp etti

İddiaya göre, Bursa'da 9 yıl önce tanıştığı erkek arkadaşının sözlü tacizlerine dayanamayan Sibel Kahraman (33) kendisiyle 1 yıl önce görüşmeme kararı aldı. Ancak bunu kabullenmeyen İ.Ş. (49), Kahraman'ı telefonla sürekli taciz etti. Telefon numarasını değiştiren Kahraman, İ.Ş.'den yine de kurtulamadı. Kadının çalıştığı iş yerine gelen İ.Ş. tacizlerine ve hakaretlerine devam etti. Yeni aldığı numarasına da ulaşan İ.Ş.'den ölüm tehditleri aldığını ifade eden Kahraman, birçok kez polis merkezine giderek şikayetçi olduğunu söyledi. Son yaşadığı olayda yüzü tanınmaz hale gelen Kahraman, hayatının tehlikede olduğu gerekçesiyle İ.Ş.'nin tutuklanması için darp raporu alıp yeniden şikayetçi oldu. 2014 yılında İ.Ş. ile tanıştığını ve son 1 yıldır taciz, hakaret ve şiddete maruz kaldığını belirten Kahraman, "Ben kendisiyle görüşmek istemediğimden itibaren iş yerimin ve evimin etrafında geziniyordu. Benim nerede olduğumu araştırıp bulunduğum yerlere geliyordu. İki kere kendisinden şikayetçi oldum. Fakat hiçbir sonuç alamadım. Bana sürekli cinsel içerikli mesajlar atıp tehditlerde bulunuyordu. Son yaşadığımız olayda, arkadaşlarımla oturuyorduk. Beni oradan zorla çıkartmak istedi. Dışarı çıktığımızda beni darp etti. Beni ve arkadaşlarımı öldürmekle tehdit etti. Sürekli 'infazımı senin yüzünden yakacağım' diyor. Ölmekten korkuyorum ve şahsın tutuklanmasını talep istiyorum. Daha bana neler yapması bekleniyor" dedi. Eski erkek arkadaşı tarafından darp edilen Kahraman'ın avukatı Semih Altın ise, "Müvekkilimi sürekli taciz ediyor, cinsel içerikli mesajlar gönderiyor. Müvekkilim bu mesajlara cevap vermeyince tacizleri artmaya başlıyor ve iş fiziksel şiddet noktasına kadar ilerliyor. Bu tarz insanların dışarıda gezmemesi ve tutuklanması gerekiyor. Çünkü bu tarz olaylar kadın cinayetlerine sebebiyet veriyor. Cezaların daha caydırıcı olması gerektiği kanaatindeyim. Eğer bu şahıs tutuklanmayıp serbest bırakılırsa telafisi mümkün olmayan sonuçlar mevcut. Bugün hastanede raporumuzu aldık. Cumhuriyet başsavcılığına şikayette bulunacağız ve sanığın tutuklanmasını talep edeceğiz" şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.