TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kadın Cinayetleri

İLKHABER-Gazetesi - Kadın Cinayetleri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kadın Cinayetleri haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Dr. Şevkin: İstanbul Sözleşmesi kaldırıldıktan sonra bin 113 kadın öldürüldü, 701 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu Haber

Dr. Şevkin: İstanbul Sözleşmesi kaldırıldıktan sonra bin 113 kadın öldürüldü, 701 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye’de kadın cinayetlerinin artık son bulması gerektiğini vurguladı. TBMM’de son yıllarda artış gösteren kadın cinayetleri nedeniyle gündem dışı konuşan Dr. Şevkin, konuşmasının başında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 86'ncı yılında andı. Dr. Şevkin, "Dünya barışının öncüsü, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı yapmayan, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk” tanımını meclis kürsüsünden okudu, “Atatürk’ün anısı önünde saygıyla eğiliyorum” dedi. “Ülkemizde her gün en az 3 kadın öldürülüyor ve maalesef, en az 500 kadın her yıl cinayete maruz kalıyor” Dr. Şevkin, “Kadınları öldürülen bir ülkede yaşamaktan utanç duyduğumu burada ifade etmek isterim. Ülkemiz, âdeta kan gölüne döndü; nefret söyleminin alabildiğine arttığı, silahların bir tıkla bilgisayar üzerinden alınabildiği, her yerin kadın cinayeti mahalline dönüştüğü bir ortam var ne yazık ki. Ülkemizde her gün en az 3 kadın öldürülüyor ve maalesef, en az 500 kadın her yıl cinayete maruz kalıyor. Bunu bir rakam olarak ifade etmekten de çok büyük zül duyduğumu ifade etmek isterim” şeklinde konuştu. “Kadın cinayetleri artış gösterirken şüpheli şekilde yaşamını yitiren kadınların sayısı da her geçen gün artıyor” 2008-2023 yılları arasında 4 bin 401 kadının erkekler tarafından katledildiğini, 2024 yılının ilk on ayında 343 kadının cinayete maruz kaldığını, 217 kadının ise şüpheli bir şekilde hayatını kaybettiğini dile getiren Dr. Şevkin şunları söyledi: “Türkiye'de ne yazık ki kadın cinayetleri artış gösterirken şüpheli şekilde yaşamını yitiren kadınların sayısı da her geçen gün artıyor. Geçtiğimiz pazartesi günü, bir polis tarafından cinayete kurban giden Fahriye Asena Eskikanbur için ailesine taziyeye gittiğimde, annesi ne dedi biliyor musunuz? "Kızımı öksüz büyüttüm, bakıcılık yaparak büyüttüm. Ben bir kör kurşuna gitsin diye mi büyüttüm kızımı?" dedi. Yine, öldürülen kadınlardan birisi Manisa'nın Demirci ilçesinde polis lojmanında kafasından vurulmuş hâlde bulunan Yeşim Akbaş. Annesi "Mahkeme üzerindeki baskı kalksın" diyor. Değerli milletvekilleri, ne cevap vereceğiz bu annelere?” “Daha ne kadar kadının öldürülmesi gerekiyor?” Dr. Şevkin, “Değerli AK PARTİ milletvekilleri, değerli MHP milletvekilleri; sizlerin vicdanına sesleniyorum. Aynı sayaç gibi her gün kadın cinayetleri artıyor, buna ne zaman "Dur!" diyeceğiz, bir "Dur!" demeyecek miyiz? Gerçekten yüreğiniz sızlamıyor mu, vicdanınız sızlamıyor mu? Korkunç bir olayla karşı karşıyayız. Daha ne kadar kadının öldürülmesi gerekiyor. Bakın, 1 Temmuz 2021'den, İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırıldığından bugüne tam bin 113 kadın öldürüldü, 701 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu. Bunları rakam olarak ifade ediyoruz, her birinin arkasında bir hikâye var. Sözleşmeden çıkılan 2021 yılında 280 kadın cinayeti yaşanırken takip eden bir yıl sonra yüzde 20 artmış. Niye İstanbul Sözleşmesi'nden çıkıyoruz? Bize soruldu mu? Bu Meclisten onayla geçen İstanbul Sözleşmesi hiçbir kadına sorularak kaldırıldı mı? Böyle bir şeye hakkımız var mı? "6284 sayılı yasa" diyorsunuz, onun da etkin uygulanmaması nedeniyle her gün 3 kadın cinayetiyle karşı karşıya kalıyoruz. Ben bu konuşmayı geçen hafta yapacaktım, o günden bugüne rakamları güncellemek durumunda kaldım. Ne acı, öyle değil mi? Yani gerçekten yüreğimiz daralıyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele etmenin tek yolu, bu sorunun sebebi olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak, bu mücadelenin en net ve kapsamlı ifadesi İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden hayata geçirmektir. “Sözleşmeyi yeniden hayata geçirmezsek 6284 sayılı Yasa'nın etkin olarak kullanılmasını sağlamazsak daha çok kadın cinayetleri yaşanacak” Dr. Müzeyyen Şevkin, “Kadınları şiddete karşı korumak, kadına yönelik her türlü ev içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve tamamen sona erdirmek amacını güden İstanbul Sözleşmesi kadınlar için yaşamsal önemdedir ve yeniden hayata geçirilmelidir. Sözleşmeyi yeniden hayata geçirmezsek 6284 sayılı Yasa'nın etkin olarak kullanılmasını sağlamazsak daha çok kadın cinayetleri için burada konuşmaya devam edeceğiz ne yazık ki. Bakın, her gün birçok kadın maalesef ateşli silahlarla yaşamdan koparılıyor. Bireysel silahlanmanın önü alınmıyor. Ruhsatsız silah sayısının 36 milyona dayandığını buradan sizlere bir kez daha hatırlatmak isterim” diye ifade etti. “Kadına yönelik şiddetle mücadele için uluslararası sözleşmeler uygulanmalı” Dr. Şevkin sözlerine son verirken şunları söyledi: “Türkiye'de sadece kadın cinayetlerini değil, bu nefret söyleminin, bu nefret dilinin, cinayetleri alabildiğine artırdığı ve insanların neredeyse normal bir şekilde ölmediği bir ülke hâline dönüştürdüğü bir süreci yaşıyoruz. Derhâl bu silahsızlanma sağlanmalı, bir tıkla internetten silah alınmasının önüne geçilmeli, bu şiddet söylemine son verilmeli. Kadına yönelik şiddetin, tacizin tecavüzün sonlanması, suçluların hak ettiği cezayı almalarına dönük müeyyidelerin uygulanması, mağdurların haklarını aramasına yönelik var olan yasaların hayata geçirilmesi büyük önem arz etmektedir. Kadınların siyasete katılımı, eşit temsili ve uluslararası sözleşmelerin hayata geçirilmesi önemlidir diyorum. Artık yeter, kadın cinayetleri son bulsun, son bulsun, son bulsun diyorum.”  

Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin: Kadın cinayetlerine karşı somut adımlar atılmalı Haber

Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin: Kadın cinayetlerine karşı somut adımlar atılmalı

Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, Türkiye’de her geçen gün artan kadın cinayetlerine dikkat çekerek kadınların güven içinde yaşayabilmesi için somut adımların atılması gerektiğini ifade etti. Başkan Tekin, Adana’da yalnızca geçen ay içinde 12 saat içinde 5 kadının cinayete kurban gittiğini belirterek, toplumda acil önleyici tedbirlerin alınmasının önemine vurgu yaptı. “İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YÜRÜRLÜKTE OLSAYDI, ŞİDDET ÖNLENEBİLİRDİ” Başkan Tekin, ayrıldığı erkek arkadaşı tarafından öldürülen Fahriye Asena Eskikanbur’un cenaze törenine katıldı ve tabutu kadınlarla birlikte taşıdı. Tekin, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükte olması halinde, kadın cinayetlerinin önlenebileceğini belirtti. Şiddetin önüne geçilebilmesi için bütüncül önlemler ve koruyucu tedbirlerin gerektiğini ifade eden Tekin, "Kadınların yaşam hakkının en büyük güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olsaydı, önleyici, kovuşturma tedbirleri ile şiddetin önüne geçilebilirdi” dedi. “KADINLARIN VE ÇOCUKLARIN YAŞAM HAKKI GÜVENCE ALTINA ALINMALI” Kadın cinayetlerinin giderek arttığını belirten Tekin, İstanbul Sözleşmesi'nin Türkiye'den çekilme kararı sonrası kadınların daha güvencesiz bir ortamda yaşamak zorunda kaldığını söyledi. Tekin, “Bu ülkede kadınlar güvencesiz, çocuklar güvencesiz ve yaşam haklarımız güvencesiz. Bir an önce gerekli tedbirlerin alınması ve şiddete son verilmesini istiyoruz,” diyerek toplumsal güvenliğin sağlanması adına yetkililere çağrıda bulundu.

Adana Büyükşehir Belediyesi, şiddet mağdurlarının yanında Haber

Adana Büyükşehir Belediyesi, şiddet mağdurlarının yanında

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, ülke genelinde kadına ve çocuğa yönelik artan şiddet olaylarına karşı sert bir tepki gösterdi. Başkan Karalar, Adana Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı'nın, şiddet mağdurlarına destek sunmaya devam ettiğini belirtti. “Kadına yönelik şiddetin son bulması için kurumsal kapasitemizi çeşitlendirerek çalışmaya devam edeceğiz” Zeydan Karalar, “Son günlerde kadınlara ve çocuklara yönelik artan şiddet eylemleri hepimizi derinden sarstı. Pazar sabahı bir kadın barışma teklifini reddettiği için eski erkek arkadaşı tarafından hayattan koparıldı. Adana’da kadın cinayetlerine ve şiddete karşı var gücümüzle mücadele ediyoruz. Şiddete maruz kalan ya da kalma ihtimali bulunan kadınlara 7/24 ulaşabilecekleri kurumlar ile birlikte, ücretsiz psikolojik ve hukuki destek alabilecekleri Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığımıza da başvurabileceklerini önemle hatırlatmak isterim. Kadına yönelik şiddetin son bulması ve bu suçların cezasız kalmaması için kararlılıkla ve sorumluluk bilinciyle mücadele etmeye, kurumsal kapasitemizi çeşitlendirerek çalışmaya devam edeceğiz” diye ifade etti. Adana Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı iletişim bilgileri: Adana Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı ALO 153 Adana Büyükşehir Belediyesi Ek Hizmet Binası Reşatbey Mah. 62001. Sk. No:22 Seyhan/Adana

Ebru Bacaksızlar: Kadınlar ve kız çocukları için mücadele zamanı Haber

Ebru Bacaksızlar: Kadınlar ve kız çocukları için mücadele zamanı

Dünya ülkeleri ve Türkiye'de kadınlar, eğitimden yoksun bırakılma, ekonomik faaliyetlerin engellenmesi ve çalışma yaşamında ayrımcılığa uğrama gibi çok yönlü şiddet biçimleriyle karşı karşıya kalıyor. Seyhan Soroptimist Kulübü Başkanı Ebru Bacaksızlar, kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklandığını belirterek, şiddetin yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda cinsel, psikolojik ve ekonomik zararlar da doğurduğunu ifade etti. “Kadına yönelik şiddet bize fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik zarar veriyor” Seyhan Soroptimist Kulübü Başkanı Ebru Bacaksızlar, “Kadına yönelik şiddet, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden doğan ve kadınların toplumdaki ikincil konumlarına dayanarak, kadınlara uygulanan her türlü şiddet eylemi ya da tehdididir. Kadına yönelik şiddet bize fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik zarar veya acı veren / verebilecek her türlü eylemler zinciridir. Zarar vermekle tehdit edilmemiz, bir şeyleri yapmaya zorlanmamız ya da yapmak istediğimiz bir şeyi yapmamıza engel olunması, bir yere kapatılmamız da şiddettir. Bunlar sadece kadın olduğumuz için başımıza gelir, biz bir şey yaptığımız ya da yapmadığımız için değil. Nerede olursa olsun bize zarar veren bu tür eylemlerin tümü kadına yönelik şiddettir” şeklinde konuşuyor. “Kadını ve kız çocuklarının hayatlarını mahveden bu eşitsizlik ortamında üzerimize düşen tüm görevleri yapmaya hazırız” Ebu Bacaksızlar, “Daha geçen hafta iki genç kızımız korkunç bir şekilde öldürülürken, bir başka olayda küçücük bir kız çocuğunun bizzat kendi aile bireyleri tarafından öldürülmesinin korkunç detaylarını izliyoruz. Yaklaşık bir buçuk aydır ülke olarak tüm bu korkunç olaylar sadece cezai yaptırımların uygulanması ile çözülecek meseleler değil. Toplumumuzun ciddi bir eğitimsizlik, toplumsal yapı bozukluğu ve son yıllarda çok ciddi bir tehdit haline gelen uyuşturucu kullanımı gibi çok büyük sorunları var. Tüm bunlar ancak toplumsal bir seferberlik hali ile çözülebilir. Ana faaliyet konusu kadınlar ve kız çocukları olan Soroptimistler olarak, şiddetin her türlüsünü kınıyoruz. Kadını ve özellikle kız çocuklarının hayatlarını mahveden bu eşitsizlik ortamında bizler üzerimize düşen tüm görevleri yapmaya hazırız ve toplumun tüm kesimlerini acilen çözüm için adımlar atmaya davet ediyoruz” diye ifade etti.

Sanem Tanburoglu: Kadınların yaşam hakkı için mücadeleye devam edeceğiz Haber

Sanem Tanburoglu: Kadınların yaşam hakkı için mücadeleye devam edeceğiz

KESK Adana Kadın Meclisi, Adana'da yaşanan kadın cinayetleriyle ilgili İnönü Parkı'nda basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasını okuyan Sanem Tanburoğlu, kadınların yaşam hakkını savunduklarını ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadele ettiklerini vurguladı. Tanburoğlu, kadınların sadece kadın oldukları için öldürülmesinin önlenmesi gerektiğini belirterek, İstanbul Sözleşmesi'nin önemine dikkat çekti ve "Kadın cinayetleri politiktir" ifadesiyle kadın mücadelesinin devam edeceğini dile getirdi. Sanem Tanburoglu, “Günlerdir ülkenin her şehrinde sokaklarda, kampüslerde, alanlarda, iş yerlerimizde oldukça meşru tek talebimizi dile getiriyoruz: Yaşam hakkımız korunsun, evlerimizde,  işyerlerimizde, sokaklarda güvende olalım, güvende  yaşayalım. Bu ülkede kadınlar ve kız çocuklar sadece kadın oldukları için öldürülmesin, şiddetten azade yaşayabilsin istiyoruz. Siyasal iktidar toplumsal cinsiyete dayalı bir anlayışla hepimizi şiddetten koruma ve yaşam hakkını sağlama yükümlülüğünü yerine getirsin diyoruz” dedi. “Cezasızlık politikaları toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiriyor” Tanburoğlu, “Diyoruz ki işte tüm bunlar, yani kadınlara, aile dışında bir yer tanımlanmaması ve beraberinde  kadını, çocuğu değil, aileyi koruma anlayışı, peşi sıra gelen boşanmanın zorlaştırılmasına yönelik düzenlemeler, nafaka hakkı tartışmaları, yine bunlardan bağımsız olmayan cezasızlık politikaları toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiriyor. Bu haliyle halihazırdaki politikaların her biri, tüm kurumsal yapılar kadının varlığına tehdit. Adalete erişemiyoruz, şiddete uğradığımızda yaptığımız başvurular dikkate alınmıyor.  Erkekler patriyarkanın kendilerine tanıdığı bu ayrıcalıklarla, kadınlara ve çocuklara psikolojik, ekonomik, fiziksel ve cinsel şiddet uygulamayı hak görüyor” diye ifade etti.  “Kadınlar yanlış erkeği seçtiği için öldürülmüyor, eşitlik istedikleri için hayatlarını kaybediyor” Sanem Tanburoglu basın açıklamasında kadınların neden hayattan koparıldığına değinerek şunları söyledi: “Kadınlar yanlış erkeği seçtiği için öldürülmüyor, kadınlar yanlış zamanda yanlış yerde oldukları için öldürülmüyor, eşitlik istedikleri için, boşanmak istedikleri için öldürülüyor. Bazen de sadece eril şiddete muktedir olduğunu test etmek için erkeklik provası yapanlarca öldürülüyor. Erkek şiddeti bu kadar açıkken ve kadın cinayetleri ve çocuk istismarı vakaları bu kadar yaygınken asıl sorular sorulmasın, asıl sorun gözlerden uzak tutulsun, asıl sorumlulardan hesap sorulmasın diye de, ilgi başka yerlere çekilmeye çalışan.” “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır şiarını yükseltiyoruz” Tanburoğlu, “Okullar başta olmak üzere tüm toplumsal yaşamın örgütlenmesinde toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama amacı esas alınmalıdır.  Diyoruz ki, kadın mücadelesinin kazanımı olan 6284 Sayılı Kanun etkin uygulansın. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, 6284’te yaptığınız her değişiklik kadınların, çocukların hayatına mal oluyor. Öldürülen kadınların hemen hepsinin daha önce şikâyette bulunduğunu görüyoruz, 6284’ü uygulasaydınız, kadının beyanı esas alınsaydı bunca kadın ölmeyecekti diyoruz. Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi Yaşatır şiarını yükseltiyoruz” diye ifade etti. “Burada en temel hakkımız yaşam hakkını istiyorum” Tanburoğlu, “Bugün 11 Ekim, aslında her gün en az üç kadının öldüğü, kadınların kazanımlarının birer birer ellerinden alındığı, çocukların kaybolduktan sonra ölü bulunduğu, tepkilerini dile getirmek üzere meydanları kampüsleri dolduran kadınlarınsa devletin şiddetine maruz kaldığı günlerden biri sadece   bugün.  Bugün buradan kız çocuklarının karşılaştığı toplumsal cinsiyet eşitsizliği, eğitim, sağlık ve sosyal haklara erişim sorunları ve kız çocuklarını güçlendirmeye yönelik tedbirler alarak yoksulluk, şiddet, dışlanma ve ayrımcılığın önüne geçilmesi gerektiğini daha çok vurgulayalım isterdik, oysa siyasal iktidardan en temel hakkımızı teminat almasını istemek için bir aradayız” şeklinde konuştu. “Kadın Cinayetleri Politiktir” Sanem Tanburoglu, “Bir kez daha toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alan bir müfredat istiyoruz. Ayrımcılığı önlemede ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamada önemi tartışılmaz olan İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğimizi, bu konuda geri adım atmayacağımızı hatırlatıyoruz. Her kız çocuğunun hayallerine ulaşabilmesi, ayrımcılığa uğramadığı bir ülkede yaşayabilmesi için mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet önlenebilir. Kadın Cinayetleri Politiktir” dedi.

Avcı: İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddeti engelleyemedi Haber

Avcı: İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddeti engelleyemedi

Adana Büyükşehir Belediye Meclisi Ekim ayı 3. oturumunda önemli bir tartışma yaşandı. Meclis Üyesi Göktürk Boyvadaoğlu'nun başkanlık ettiği oturumda, Ak Parti Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Abdullah Avcı, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme nedenlerine dair açıklama yaptı. Avcı, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden imzasını çekmesinin, kadın ve çocuk cinayetleriyle doğrudan bir ilgisi olmadığını belirterek, bu cinayetlerin sözleşme öncesinde de var olduğunu ifade etti. Ayrıca, sözleşmenin kadına yönelik pozitif ayrımcılık ve koruma kararlarının hala Türkiye’nin hukuk sisteminde uygulandığını vurguladı. “İstanbul Sözleşmesinden Türkiye’nin imzasını çekmesinin sebebinin kadın cinayeti veya çocuk cinayetinin hiçbir ilgisi yok” Ak Parti Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Abdullah Avcı, “ Ülkemizde adi suçlarda artış yaşanıyor. Bizlerde bu konuda mustaribiz. Ceza artırımın tek başına yeterli olmayacağını da söylüyoruz. İstanbul Sözleşmesinden önce de bu ülkede cinayetler ne yazık ki oluyordu. Kadın cinayetleri, çocuk cinayetleri olsun bunların çözümü tek başına siyasetin yapabileceği bir şey değil. Bu top yekûn bir milletin harekete geçmesi ile ancak mümkün olabilir. Her bir vicdanın başına bir polis dikemeyeceğimize göre arkadaşlar bu suça top yekûn mücadele edilmesi gerekir. İstanbul Sözleşmesinden Türkiye’nin imzasını çekmesinin sebebinin kadın cinayeti veya çocuk cinayetinin hiçbir ilgili yok.  İstanbul Sözleşmesinde yer alan kadının korunmasına yönelik pozitif ayrımcılık, kadının beyanı esas olduğu uygulamaların hepsi halen Türkiye hukuk sisteminin içerisinde devam ediyor. Mahkemeler uzaklaştırma kararı veriyor. Kadın lehine koruma kararları verebiliyor. Bu konu öylesine istismar edildi ki kadınlar tarafından eşine kafasının bozulanda polise telefon ediyor bana şiddet uyguladı, herhangi beyan veya doktor raporu olmadan adamı evine 3 gün 5 gün uzaklaştırma cezası veriyor. Adam perişan oluyor. Bu konunun da istismar edildiğini gördük” şeklinde konuştu. “Kadın cinayetleri Türkiye’nin imzası İstanbul Sözleşmesinde varken de devam ediyordu” Abdullah Avcı mecliste yaptığı konuşmasında İstanbul Sözleşmesin iptal edilme nedenini şu şekilde açıkladı: “Kadın cinayetleri Türkiye’nin imzası İstanbul Sözleşmesinde varken de devam ediyordu. Bu sözleşme engelleyen bir durum değil tam tersi. Bizim İstanbul Sözleşmesinden çıkma nedenimiz içinde yer alan ve Türk toplumunun kültürel genleri ile uyumlu olmayan cinsiyetsizliği hedef alan bir takım ahlak dışı davranışları meşrulaştırmasından dolayı bunun ülkemizin geleceği açısından çok ciddi tehdit oluşturması açısından çıktık.”

CHP Adana İl Kadın Kolları, kadın cinayetlerine dikkat çekti Haber

CHP Adana İl Kadın Kolları, kadın cinayetlerine dikkat çekti

CHP Adana İl Kadın Kolları, Adana Atatürk Parkı'nda artan kadın cinayetlerine dikkat çekmek amacıyla bir basın açıklamasında bulundu. CHP Adana İl Kadın Kolları Başkanı Özgür Çığ, son dönemde yaşanan kadın cinayetlerine karşı sessiz kalmamalarını ve mücadeleye devam edeceklerini vurguladı. Çığ, "Gülistan, İkbal, Ayşenur ve Narin gibi katledilen ona bir kadın için mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz" dedi. Etkinliğe Adana Kadın Platformu, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve çeşitli kadın seçeneklerine destek verdi. Özgür Çığ, "Her gün en az bir kadın, en az bir çocuk şiddet ve istismara kurban veriliyor. Biz kadınlar olarak eşitlik ve özgürlük mücadelesi vermek zorundayız," dedi. Çığ, ayrıca İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden uygulanması için mücadele edeceklerini belirtti. Özgür Çığ yaptığı konuşmada; ''Ülkemizde her gün en az bir kadın, her gün en az bir çocuk daha şiddete, istismara, cinayete kurban veriliyor. Biliyoruz ki yaşam hakkı, en temel insan hakkıdır. Ama ne yazık ki bu hak, her geçen gün daha vahşice elimizden alınıyor. Bizler; kadınlar, kız kardeşler, anneler bu erkek egemen toplum düzenini değişmesini istiyor, mücadele ediyoruz. Kadınlar olarak yalnızca toplumsal hayatta eşitliği savunmak bu uğurda mücadele etmek için maalesef ki önce hayatta kalmayı başarmak, yaşam hakkımıza sahip çıkmak zorundayız. Bizlerin yaşam hakkını koruyamayan düzene karşı 6284’ü uygulatmak için İstanbul Sözleşmesini yeniden kazanmak için mücadeleyi sürdürmek zorundayız.Ülkemizin sokaklarında, evlerimizde, iş yerlerimizde öldürülen kadınlar, yok olan hayatların sorumlusu 6284’ü uygulamayanlar, erkek şiddetini/ faili koruyanlar, İstanbul sözleşmesinden bir gecede imza çekenlerdir. Adaletin sağlanması için, çocuklarımızın güven içinde yaşayabilmesi için biz kadınların eşit ve özgürce nefes alabilmemiz için geleceğimiz, hayallerimiz, Umutlarımız ve ülkemiz için EVDE, İŞTE, SOKAKTA bizde varız demeye devam edeceğiz. Gülistan için İkbal için Ayşenur için Narin için katledilen her bir kadın için anıt sayaca birimizin daha adını yazmamak için mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü biliyoruz ki biz sustukça, biz göz yumdukça, şiddet de sessizce büyüyor ve korunuyor.Bu karanlığa, bu zulme karşı direneceğiz. Bizi yok sayanlara, yaşam hakkımızı elimizden almaya çalışanlara karşı haykırıyoruz: Kadınların eşit hak ve özgür yaşam mücadelesi siyaset üstüdür. İşte bu yüzden tüm kadınlar hep birlikteyiz. Korkmuyoruz! Geri durmuyoruz! Sokaklar bizim! İstanbul Sözleşmesi Bizim! 6284 Bizim! Yaşam Bizim!'' Etkinlikte, katledilen kadınların isimleri anılarak, mücadeleye devam etme sözü verildi. Kadınlar, eşit hak ve özgür yaşam talebini yükselterek, bu konuda sessiz kalmayacaklarını vurguladı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.