TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kadın Cinayeti

İLKHABER-Gazetesi - Kadın Cinayeti haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kadın Cinayeti haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Cem Garipoğlu soruşturmasında takipsizlik kararı verildi Haber

Cem Garipoğlu soruşturmasında takipsizlik kararı verildi

Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, 2009 yılında Münevver Karabulut’u katleden ve cezaevinde intihar eden Cem Garipoğlu’nun ölmediği iddialarına yönelik başlattığı soruşturmayı sonuçlandırdı. Yapılan incelemeler sonucunda, mezardaki kişinin Cem Garipoğlu olduğu kesinleştiği için dosyada takipsizlik kararı verildi. MEZAR AÇILDI, DNA ÖRNEKLERİ KARŞILAŞTIRILDI Karabulut ailesinin talebi üzerine Cem Garipoğlu’nun mezarı açıldı. Uzun süredir Garipoğlu’nun intihar etmediği, yurtdışına kaçtığı ve kimlik değiştirdiği yönünde spekülasyonlar bulunuyordu. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla mezardan alınan DNA örnekleri, baba Mehmet Nida Garipoğlu ve anne Tülay Makbule’den alınan kan ve ağız içi sürüntü örnekleriyle karşılaştırıldı. Yapılan analizde, mezardan alınan DNA örneklerinin anne ve baba ile birebir örtüştüğü tespit edildi. MEZARDAKİ POŞETTEKİ KANIN DURUMU Ayrıca, mezardan çıkarılan poşet içinde bulunan kanın insana ait olmadığı belirlendi. Bu durum, mezarda herhangi bir farklılık ya da karışıklık olmadığına dair delil olarak değerlendirildi. Bu gelişme, Münevver Karabulut’un ailesi ve kamuoyunda uzun süredir konuşulan iddiaları sonlandırmayı amaçlıyor. Başsavcılığın kararıyla Cem Garipoğlu’nun intihar ettiği ve mezarındaki kişinin kendisi olduğu resmen doğrulanmış oldu.

KESK Adana Kadın Meclisi, artan kadın cinayetlerine karşı seslerini yükseltti Haber

KESK Adana Kadın Meclisi, artan kadın cinayetlerine karşı seslerini yükseltti

KESK  Adana Kadın Meclisi İsmet İnönü Parkında bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi.  KESK  Adana Kadın Meclisi adına Senem Tanburoğlu okudu. Senem Tanburoğlu, son dönemde artan kadın cinayetlerine ve şiddete dikkat çekerek 2024 yılı başından bu yana 327 kadının öldüğünü, 39 çocuğun yaşamını yitirdiğini ve 240 kadının ölümünün ise "şüpheli" olarak kaydedildiğini belirtti. “Kadın cinayetleri politiktir” Kesk Adana Kadın Meclisi adına Senem Tanburoğlu, “Türkiye’de de geçtiğimiz aylarda önce Narin’e, Sıla bebeğe yaşatılanlar, yine Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’in yarımşar saat arayla vahşice katledilmelerine öfkemiz yıllardır sürdürdüğümüz mücadelemizin direncini arttırdı. Türkiye’nin tüm kentlerinde, okul önlerinden, üniversite kampüslerinden, mahallelerden, meydanlardan ses yükseldi: “kadın cinayetleri münferit değil politiktir.”  “2024 Ocak ayından bu yana erkekler, 327 kadını öldürdü, en az 39 çocuğu öldürdü, 240 kadının ölümüyse “şüpheli” olarak kaydedildi”  Senem Tanburoğlu, “Türkiye’de sadece 2024 Ocak ayından bu yana erkekler, 327 kadını öldürdü, en az 39 çocuğu öldürdü, 240 kadının ölümüyse “şüpheli” olarak kaydedildi. 2023’ün ilk on ayıyla kıyaslandığında 2024’te kadın ve çocuk cinayetleri, çocuk istismarı arttı ve daha çok kadın erkek şiddetine maruz kaldı. Türkiye, OECD ülkeleri arasında erkeklerden fiziksel veya cinsel şiddet gören kadın oranının en yüksek olduğu ülke olarak kaldı. Halkın, emekçilerin, kadınların bütçe hakkını yok sayan, savaş ve rant politikalarına dayalı, toplumsal cinsiyet eşitliğini hesaba katmayan, sermayenin ihtiyaçlarına göre belirlenen bütçeyi reddediyor, Toplumsal Cinsiyete Dayalı Bütçe talebimizle alanlarda olmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu. “Ekonomik eşitsizlikler derinleşiyor” Tanburoğlu, “Dünyada krizlerle daha da artan ekonomik eşitsizlikler ve tasarruf politikaları kadın emeğinin sömürüsünü katlayarak artırıyor. Türkiye’de her dönem açıklanan verilerde kadın işsizliği tüm işsizlik türleri içinde en yüksek orana sahip. İstihdama erişebilen kadınlar içinse güvencesiz, evden, kısmi zamanlı, parçalı ve esnek istihdam düzenlemeleri yaygınlaştırılıyor. Enflasyon, ücretlerdeki düşüş, vergilerin yüksekliği ve her gün yeni bir verginin icat edilmesinin yanında sosyal güvenlik sistemindeki değişiklikler, başta sağlık ve eğitim olmak üzere kamusal hizmetlerin paralı hale getirilmesi kadınları daha da yoksullaştırıyor. Ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılmayı, yoksullaşmayı, güvencesiz- kayıt dışı çalıştırılarak sömürülmeyi, dünyanın bakımı da dahil tüm bakım yüklerini karşılıksız olarak yüklenmek zorunda görülmeyi, şiddet ve istismar tehdidi altında yaşamayı reddediyoruz” dedi.  

Adana’da kadın cinayetlerine karşı ses yükseldi: 6284 Sayılı kanun etkin kullanılmalı Haber

Adana’da kadın cinayetlerine karşı ses yükseldi: 6284 Sayılı kanun etkin kullanılmalı

Adana’nın Çukurova ilçesinde, kadına yönelik şiddeti protesto etmek amacıyla düzenlenen yürüyüş, Turgut Özal Bulvarı’ndan başlayarak Baraj Yolu Caddesi üzerindeki Duygu Kafe’ye kadar sürdü. Yürüyüşe katılan kadınlar, hayatlarını kaybeden kadınların isimlerini tek tek andı. Yürüyüşün sonunda, Adana Kadın Platformu adına Zehra Aydın yaptı. Aydın, kadınlara yönelik şiddetin giderek artmasına dikkat çekildi ve 6284 sayılı yasanın yeterince uygulanmadığı, tedbir kararlarının yetersiz kaldığı vurgulandı.    “6284 sayılı yasa uygulanmıyor, tedbir kararlarının süresi kısa tutuluyor” Zehra Aydın Adana katledilen kadınlara dikkat çekerek şunları söyledi: “Bugün burada son zamanlarda toplumun tamamına sirayet eden kadına, çocuğa yönelik şiddeti ve katliamları protesto etmek, sesimizi sessiz kalan yetkililere duyurmak için toplandık. Her gün bu ülkede bir kadının, gencin, çocuğun öldürüldüğü; tecavüze, tacize, şiddete uğradığı haberlerini alarak uyanıyoruz.  Adana’da dün 5, önceki gün ise 3 kadın kurşunlanarak, Buruk mezarlığında katledildi. Kadınların katledilmesine yine bahaneler bulundu.  6284 sayılı yasa uygulanmıyor, tedbir kararlarının süresi kısa tutuluyor, birçok kadının şikâyeti kovuşturmaya yer yok denilerek görmezden geliniyor, kadın cinayeti davalarında cezalar yargıtaydan geri dönüyor, kadınları şiddetten koruma yükümlülüğü olan kamu görevlilerinin ihmallerinden soruşturma açılmıyor. ”  Aydın açıklamada hayatını kaybeden kişilere yer vererek şunları söyledi: “Biz daha Narin'e ne olduğunu sorarken İkbal ve Ayşenur'un vahşice öldürüldüğünü öğreniyor, onların isyanını haykırırken üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş'in Van gölü kıyısında cesedine ulaşıldığı haberini alıyoruz. Kadınlar boşanmak istedikleri erkeklerce sokak ortasında vahşice öldürlüyor, genç kadınlar para kazanmak için gittikleri işyerlerinde şiddetin her biçimine maruz kalıyorlar.” “Katledilen her kadının hesabını sormak, isyanımızı büyütmek için bütün kadınları mücadelemizi büyütmeye çağırıyoruz” Zehra Aydın, “Erkek şiddetine karşı önleyici ve caydırıcı politikaların yapılması için, istanbul sözleşmesi’ne dönülmesi ve sözleşme’nin gereğinin yerine getirilmesi için, 6284 sayılı kanun’un etkin bir şekilde uygulanması için, kadına yönelik ayrımcılığın her türlüsünün ortadan kaldırılması için, şiddetle mücadele konusunda, önleyici, koruyucu ve caydırıcı ulusal-uluslararası hukuk ve mevzuatı temel alan düzenlemelerin hayata geçirilmesi için, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik politikaların üretilmesi ve uygulanması için mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Katledilen her kadının hesabını sormak, isyanımızı büyütmek için bütün kadınları mücadelemizi büyütmeye çağırıyoruz” diye ifade etti.

Adana'da cinayete kurban giden kadının sosyal medya paylaşımları ortaya çıktı: Haber

Adana'da cinayete kurban giden kadının sosyal medya paylaşımları ortaya çıktı: "Huzurum", "Sırtımı dayadığım dağım"

Adana'nın Çukurova ilçesinde sevgilisi tarafından öldürülen Ayşegül Sefer'in, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlara dikkat çekti. Sefer, katili olan Emre Naynal ile olan "Huzurum" ve "Sırtımı dayadığım dağım" notlarıyla paylaşmıştı. Çiftin 2 yaşında ikiz çocuklarıda çocukları olduğu öğrenildi. Ne olmuştu? Olay, 13 Ekim 2024 tarihinde Adana'nın Çukurova ilçesi Karslılar Mahallesi Adnan Menderes Bulvarı'nda meydana geldi. İddiaya göre, Emre Naynal (37), kiraladığı lüks bir araçla sevgilisi Ayşegül Sefer'i (40) göl kıyısına götürdü. Burada çıkan tartışma sonrasında Naynal, Sefer'i öldürmeden önce yanında taşıdığı tabanca ile, ardından aynı silahla intihar etti. Çocuklarının babası, aynı zamanda katiliyle "Huzurum", "Sırtımı dayadığım dağım" paylaşımları dikkat çekti Ayşegül Sefer'in sosyal medya hesabında, katili Emre Naynal ile çalınan “Huzurum” ve “Sırtımı dayadığım dağım” notlarıyla paylaştığı ortaya çıktı. Çiftin yakınları ise polise verdikleri ifadede, aralarında herhangi bir sorunun olmadığını belirtti. 2 Yaşında İkiz Çocukları Vardı Ayşegül Sefer ve Emre Naynal çiftinin 2 yaşında iki çocukları olduğu öğrenilirken, yakınları ise çiftin aralarında herhangi bir sorun olmadığı yönünde polise ifade verdi.

Ceyhan’da vatandaşlar katledilen kadınlar için adalet istedi Haber

Ceyhan’da vatandaşlar katledilen kadınlar için adalet istedi

Adana'nın Ceyhan İlçesi'nde hayatını kaybeden kadınlar için Ceyhan Kent Meydanı'nda bir basın açıklaması düzenlendi. Açıklamayı, CHP İl Kadın Kolları Başkanı Özgür Çığ yaptı. Çığ, kadınların erkek egemen toplum düzenine karşı mücadele ettiklerini ve yaşam haklarının korunması gerektiğini vurguladı. Katılımcılar, 6284 sayılı kanunun uygulanması ve İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesi için mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti.  “Bizler anneler bu erkek egemen toplum düzenini değişmesini istiyoruz” CHP Adana Kadın Kolları Başkanı Özgür Çığ,  "Bizler; kadınlar, kız kardeşler, anneler bu erkek egemen toplum düzenini değişmesini istiyor, mücadele ediyoruz. Bugün burada bir arada olma sebebimiz büyük acımız, öfkemiz ve bunlarla birlikte yaşama olan umudumuz, inancımız! Ülkemizde her gün en az bir kadın, her gün en az bir çocuk daha şiddete, istismara, cinayete kurban veriliyor. Biliyoruz ki yaşam hakkı, en temel insan hakkıdır. Ama ne yazık ki bu hak, her geçen gün daha vahşice elimizden alınıyor. Bizler; kadınlar, kız kardeşler, anneler bu erkek egemen toplum düzenini değişmesini istiyor, mücadele ediyoruz” diye ifade etti. “Bizler 6284’ü uygulatmak için İstanbul Sözleşmesini yeniden kazanmak için mücadele etmemiz lazım” Özgür Çığ, “Kadınlar olarak yalnızca toplumsal hayatta eşitliği savunmak bu uğurda mücadele etmek için maalesef ki önce hayatta kalmayı başarmak, yaşam hakkımıza sahip çıkmak zorundayız. Bizlerin yaşam hakkını koruyamayan düzene karşı 6284’ü uygulatmak için İstanbul Sözleşmesini yeniden kazanmak için mücadeleyi sürdürmek zorundayız. Ülkemizin sokaklarında, evlerimizde, iş yerlerimizde öldürülen kadınlar, yok olan hayatların sorumlusu 6284’ü uygulamayanlar, erkek şiddetini/ faili koruyanlar, İstanbul sözleşmesinden bir gecede imza çekenlerdir” dedi. “Gülistan için İkbal için Ayşenur için Narin için katledilen her bir kadın mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” Çığ, “Adaletin sağlanması için, çocuklarımızın güven içinde yaşayabilmesi için biz kadınların eşit ve özgürce nefes alabilmemiz için geleceğimiz, hayallerimiz, Umutlarımız ve ülkemiz için evde, işte, sokakta bizde varız demeye devam edeceğiz. Gülistan için İkbal için Ayşenur için Narin için katledilen her bir kadın için birimizin daha adını yazmamak için mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü biliyoruz ki biz sustukça, biz göz yumdukça, şiddet de sessizce büyüyor ve korunuyor” şeklinde konuştu.

Adana'da Kibar Özten için adalet arayışı devam ediyor Haber

Adana'da Kibar Özten için adalet arayışı devam ediyor

Adana'da Kibar Özten'in öldürülmesi davasında, Adana Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararı bozmasının ardından, sanık Ozan Ali Özten'in yeniden yargılandığı dava, yerel mahkemede yeniden başladı. Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi, Ali Ozan Özten’e “eşini kasten öldürme” suçundan indirim yapılmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermişti. Ancak Adana Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi, eksik soruşturma gerekçesiyle bu kararı bozdu. Dava, yerel mahkemede yeniden görülmeye başlanırken, bir tanığın dinlenmesi ve telefon kayıtlarının daha detaylı incelenmesine karar verildi. Kararı bozarak yeniden Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderen Adana Bölge Adliyesi 18. Ceza Dairesi, Ozan Ali Özten’in, Kibar Özten’i öldürdüğü sırada uykuda olup olmadığının netleştirilmesi gerektiğini ve sanığın ceza indirimi almak için öne sürdüğü aldatma iddialarının yeniden incelenmesini talep etmişti. Ayrıca Kibar Özten'in öldürüldüğü anın detaylarının, cezayı arttıracak olan Türk Ceza Kanunu'nun 82. maddesinin "savunmasız bir kişiyi öldürme" hükmü kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği de mahkemece karara bağlanacak. Sanık ifadesini değiştirdi Sanık Ozan Ali Özten, daha önceki ifadesinde şunları söylemişti: "Kibar yatakta uzanıyordu, yastıkla Kibar'ın başına bastırdım, kendisine 'Allah rahmet eylesin, şehadet getir' dedim, ateş ettim, o sırada sabah ezanı okunuyordu." Ozan Ali Özten ifadesini değiştirerek Kibar’ı o uyanık olduğu sırada öldürdüğünü iddia etti. Aracı, “Bu konuda İstinaf Mahkemesi, bir araştırma yapılsın” Daha önce, Ozan Ali Özten’in, eşinin "E." isimli bir şahısla mesajlaştığını gördüğünü iddia etmişti. Ancak yapılan telefon incelemelerinde bu iddiaların gerçeği yansıtmadığı tespit edilmişti. Duruşmanın ardından yapılan açıklamada Adana Kadın Platformu adına konuşan Avukat Sevil Aracı, kararın bozulmasına etki eden iki önemli unsur olduğunu belirtti. Aracı, “ Birincisi, cinayetin Kibar uyurken işlenmiş olma olasılığı, ki bu ağırlaştırıcı bir neden sayılıyor. Özellikle, kendisini savunamayacak durumdaki kişilere karşı işlenen cinayetler daha ağır cezalara neden olabiliyor. İkinci unsur ise sanığın, kendisini aldattığı yönündeki iddiasıydı. Bu konuda İstinaf Mahkemesi, bir araştırma yapılmasını talep etti” diye ifade etti. “Kadın cinayetlerinde, sanıkların aldatma gibi iddialarla ceza indirimi alması sık karşılaştığımız bir durum” Aracı, “Oysa mahkemede daha önce bu iddialar çürütüldü. Kadın cinayetlerinde, sanıkların aldatma gibi iddialarla ceza indirimi alması sık karşılaştığımız bir durum. Bu davada da aynı stratejiyi görüyoruz" şeklinde konuştu. Ülkede kadın cinayetleri artıyor, sadece Eylül ayında 500 kadın hayatını kaybetti Aracı, bu tür iddiaların boşanma aşamasında aile mahkemelerini ilgilendirdiğini belirterek şunları söyledi:  “Ülkede kadın cinayetlerinin ciddi bir artış gösterdiğini, Eylül ayına kadar yaklaşık 500 kadının katledildiğini dile getirdi. Geçtiğimiz hafta da vahşi kadın cinayetlerinin yaşandığını ifade eden Aracı, bu cinayetleri önlemek adına yargının önemli bir rol oynadığını belirterek ağır cezaların caydırıcı etkisi olacağına inandıklarını ve bu nedenle davaların takipçisi olduklarını belirtti. Kibar Özten için adalet arayışımız devam edecek Aracı, özellikle Kibar Özten için adalet arayışlarının devam edeceğini ve sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ettiklerini söyledi. Bir sonraki duruşmanın 16 Ocak’ta yapılacağını belirten Aracı, bu duruşmada da kadınların yine orada olacağını belirtti.

Nazlı Pınar Ünlü: İstanbul Sözleşmesi yeniden imzalanmalı Haber

Nazlı Pınar Ünlü: İstanbul Sözleşmesi yeniden imzalanmalı

Adana Büyükşehir Belediye Meclisi Ekim ayı 3. oturumunda, Meclis Üyesi Göktürk Boyvadaoğlu başkanlık etti. Oturumun açılış yoklamasının ardından gündem maddelerine geçilmeden önce, Çukurova Belediye Başkan Yardımcısı Nazlı Pınar Ünlü söz alarak Adana'da meydana gelen kadın cinayetlerine dikkat çekerek açıklamalarda bulundu. Ünlü, “Adana kadın cinayetlerinde maalesef üst sıralarda yer alıyor” dedi. “Adana maalesef kadın cinayetlerinde üst sıralarda” Nazlı Pınar Ünlü Adana’da meydana gelen kadın cinayetlerine değinerek şunları söyledi: “Son yıllarda Adana’mız festivaller ve spor şehri olarak anılmaya başlandı. Bu kararlılığımız Altın Koza Film Festivali ile zirveye ulaştı. Bir de madalyanın diğer yüzünü sizinle paylaşmak istiyorum. Adana’mızda maalesef kadın cinayetlerinde de en üst sıralarda yerini aldı. Mart 2022’de Adana’nın Sarıçam ilçesinde Sultan Sarı boğazı kesilerek, mayıs 2023’te Ceyhan’da Derya Şengül silah ile Ağustos 2023’te Çukurova’da 16 yaşındaki Alperen 49 yerinden ve annesi Deniz’de aynı kişi tarafından 39 yerinden bıçaklandı. Eylül 2024’te Yumurtalık’ta Ayşe Dürüst sokak ortasında kafasına parke taşı ile vurularak öldürüldü. Daha ismini sayamacağım pek çok kadın hayattan kesildi.” “İstanbul Sözleşmesinin yeniden imzalanmasını ve yürürlüğe girmesini istiyoruz” Nazlı Pınar Ünlü, “2008- 2024 yılları arasında tam 4500 kadın hatta geçtiğimiz Eylül ayında 30 kadın ve 1 çocuk erkekler tarafından öldürüldü. 15 Kadın ile 1 çocuk şüpheli şekilde yaşamını yitirdi.  Yani bu günlere bir anda gelinmedi. Narin’e Sıla bebeğe, tecavüzlere, cinsel istismara, işkenceye adım adım gelindi. İstanbul Sözleşmesinin uygulanmadığı dönemde yöneticilerin sadece iyi niyet temennilerde bulundukları sosyal medya paylaşımları ile katillerin cezasızlıkla, haksız tahrik, iyi hal indirimi ile ödüllendirilmesi ile suçluların ön kapıdan alınıp arka kapıdan salınması ile sistematik şekilde bu olaylar kabul edilmez noktaya gelindi. İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil bu yüzden katledildi.  İstanbul Sözleşmesinin fes edilmesinden 3 yıl geçti. 1809 kadın sadece Ekim ayında 8 kadın öldürüldü. Böylesine önemli bir konuyu kadın cinayetlerini tabii ki geçiştirmiyoruz. Biz kadınlar kadını tarif etmeyen, kadının kendi kendini tariflediği bir yaklaşım ile İstanbul Sözleşmesinin yeniden imzalanmasını ve yürürlüğe girmesini istiyoruz. İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz” diye ifade etti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.