TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#İSTİKLAL MARŞI

İLKHABER-Gazetesi - İSTİKLAL MARŞI haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İSTİKLAL MARŞI haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

SANKO Üniversitesi'nden “Mehmet Akif ve İstiklal Marşı” Haber

SANKO Üniversitesi'nden “Mehmet Akif ve İstiklal Marşı”

İstiklal Marşı’nın kabulünün 103’üncü yıl dönümü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma etkinlikleri kapsamında SANKO Üniversitesi Edebiyat Kulübü tarafından “Mehmet Akif ve İstiklal Marşı” konulu konferans düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Gaziantep Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğr. Üyesi Doç. Dr. Yavuz Sinan Ulu, “İstiklal Marşı; Türk milletinin, tarihinin, kültürünün, millî ve manevi değerlerinin, karakterinin, cesaretinin ve kahramanlığının millî marşa dönüşmüş hâlidir” dedi. Doç. Dr. Ulu, “İstiklal Marşı’nı anlamak, Türk milletini anlamak ve tanımak olacağı gibi, İstiklal Marşı’nı anlamak Türk milletinin devamlılığı ve geleceğimizin güçlü bir şekilde inşası açısından da önem arz etmektedir” ifadelerini kullandı. Milli marşların, genelde bağımsızlık kazanıldıktan sonra yazıldığını kaydeden Doç. Dr. Ulu, İstiklal Marşı’nın ise İstiklal Savaşı henüz bitmeden yazıldığını ve 12 Mart 1921’de milli marş olarak kabul edildiğine vurgu yaptı. İstiklal Marşı’nın şairi Mehmet Akif Ersoy’un hayatına ilişkin değerlendirmeler yapan Doç. Dr. Ulu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Toplumcu bir şiir anlayışına sahip olan Mehmet Akif Ersoy şiirlerinde, uzun süredir derin uykuda bulunan, çağın gerisinde kalmış, kendini yeniliğe, değişime kapatmış, çalışmayan, okumayan, sorgulamayan, sorunlara çözüm önerileri getirmek bir yana çoğu zamanı sorunların farkına dahi varamayan, dini olması gerektiği gibi yaşamayan, değerler dünyası yozlaşmış insanları uyandırmayı, bilinçlendirmeyi ve harekete geçirmeyi; toplumu ahlaken yükseltmeyi amaçlar. 63 yıllık ömrü Türk-İslam dünyasının büyük felaketlerle yüz yüze geldiği bir buhran, kriz ve kimlik arayışı dönemidir. Gerçek manasıyla milletiyle bütünleşmiş, onun kurtuluşu için çırpınmış, acılarına yürekten ağlamış, sorunlarına çare aramış ve son derece samimi bir duyarlılıkla duygu, düşünce ve gözlemlerini dile getirmiş sanatçılarımızdan biridir.” Doç. Dr. Ulu konuşmasını Mehmet Akif Ersoy’un ‘O şiir, bir daha yazılamaz. Onu kimse yazamaz. Onu ben dahi yazamam. Onu yazmak için, o günleri yaşamak lazım. Allah, bu millete bir daha istiklâl marşı yazdırmasın.’ sözüyle tamamladı. SANKO Üniversitesi Hastanesi Anadolu Toplantı Salonunda gerçekleştirilen ve sunuculuğunu Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Abdurrahman Yiğit’in yaptığı konferansa,  Rektör Prof. Dr. Güner Dağlı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Metin Bayram, Genel Sekreter Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Murat Akkın, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türkan Pasinlioğlu, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ayşen Bayram, SANKO Üniversitesi Hastanesi Genel Müdürü Dr. Sermet Kileci ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.

İstiklal Marşı'nın Kabulu: Türk Milletinin Bağımsızlık Destanının 103. Yıldönümü Haber

İstiklal Marşı'nın Kabulu: Türk Milletinin Bağımsızlık Destanının 103. Yıldönümü

Mehmet Akif Ersoy, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin en zor zamanlarında İstiklal Marşı'nı yazarak milletin duygularına tercüman olmuş ve ulusal bilincin pekişmesine katkı sağlamış bir şairdir.  Anadolu'da Millî Mücadele'nin devam ettiği sırada Mehmet Âkif Ersoy tarafından kaleme alınmış olan bu şiir, Türk ulusunun bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini yücelten bir destandır. Şair, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin cesaret ve fedakarlığını, Türk ulusunun bağımsızlık, vatan sevgisi ve dinine bağlılığını ifade etmektedir. Bu muhteşem eser, 12 Mart 1921'de Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından İstiklâl Marşı olarak kabul edilmiştir. Bestesi Osman Zeki Üngör'e aittir ve orkestrasyonu Edgar Manas tarafından yapılmıştır. İstiklal Marşı'nın Bestelenmesi: Farklı Bestelerin Okunması Maarif Vekaleti, 1921'de milli bir ruhla kazanılan İstiklâl Harbi'nin ruhunu pekiştirmek için bir güfte yarışması düzenledi. 724 şiirin katıldığı yarışmada tanınmış isimler de vardı. Ancak, önemli eserlere imza atan Mehmet Âkif, başarıların para ile ölçülemeyeceğini düşündüğü için yarışmaya katılmadı. 23 Aralık 1920'den sonra Eğitim Bakanlığı, İstiklal Marşı niteliğinde bir eser bulamayınca Mehmet Âkif'e davet mektubu gönderdi. Bu mektup sonrasında Âkif, Ankara'daki odasında Türk ordusuna hitap eden şiiri kaleme aldı. Hamdul­lah Suphi Bey'in kararıyla bu şiir önce cephede askerler arasında okundu. Ardından 17 Şubat 1921'de Hâkimiyet-i Milliye ve Sebilürreşad gazetelerinde yayımlandı. Birkaç gün sonra da Konya'da Öğüt gazetesinde yer aldı. 12 Mart 1921'de Mustafa Kemal'in başkanlığını yaptığı Meclis'te, İstiklal Marşı için yapılan yedi şiirin elemesi yapıldı. Mehmet Âkif'in şiiri, Hamdullah Suphi Bey tarafından Meclis kürsüsünde okundu ve diğer şiirlerin okunmasına gerek görülmedi. Bazı mebuslar tarafından eleştirilere rağmen, Mehmet Âkif'in şiiri coşkulu alkışlarla kabul edildi. Kâzım Karabekir'in sert eleştirilerine rağmen, güfte üzerinde değişiklik yapılmadı. Mehmet Âkif, kazandığı ödülü yoksul kadın ve çocuklara iş öğretmek için kurulan Darülmesaiye bağışladı. Ayrıca, İstiklal Marşı'nın Türk milletinin eseri olduğunu belirterek, marşın güftesini Safahat adlı eserine dahil etmedi. İstiklal Marşı'nın bestelenmesi uzun süre ertelendi ve 1923'te İstanbul Maarif Müdürlüğü tarafından beste yarışması düzenlendi. 24 bestecinin katıldığı yarışmanın sonucu, zor koşullar nedeniyle belirlenemedi ve farklı bölgelerde çeşitli bestelerle marş okunmaya başlandı. 1924'te Ankara'da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul etti. Ancak 1930'da bestelenen Osman Zeki Üngör versiyonu yürürlüğe kondu. 2013'te marşın bestesinin okunma zorluğunu gidermek için çeşitli düzenlemeler yapıldı ve iki versiyon ortaya çıktı: biri gençler ve toplu gruplar için, diğeri ise ulusal ve uluslararası resmi törenlerde kullanılmak üzere hazırlandı. Kutlama ve Anma Günü 12 Mart, Türkiye'de "İstiklâl Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Âkif Ersoy'u Anma Günü" olarak resmî bir kutlama ve anma günü olarak belirlenmiştir. Bu özel gün, İstiklal Marşı'nın kabul edilişini ve Mehmet Akif Ersoy'un ölümsüz eserini anmak için çeşitli etkinliklerle kutlanır. Yurdumuzun birçok köşesi düşman işgali altındayken, milletimiz vatan topraklarını korumak için kahramanca mücadele veriyordu. İşte tam da bu zorlu dönemde, Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşını kaleme alarak millete cesaret aşıladı ve bağımsızlık ateşini daha da alevlendirdi. İstiklal Marşı, bu mücadeleyi ve azmi ölümsüzleştiren destansı bir eserdir. Mehmet Akif Ersoy'un, "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın" sözleri, verilen mücadelenin ne kadar fedakarlık gerektirdiğini ve ne kadar değerli olduğunu yansıtır. İstiklal Marşı'nın yazarı Mehmet Akif Ersoy'u, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü ve tüm şehitlerimizi minnetle anıyoruz. (Fotoğraf: AA) İstiklal Marşı ''Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal! Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal… Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal. Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım, Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım. Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım, Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, “Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar? Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın, Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın. Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın, Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın. Bastığın yerleri “toprak” diyerek geçme, tanı, Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı, Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı. Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda. Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Ruhumun senden İlahî, şudur ancak emeli: Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Bu ezanlar, ki şehadetleri dinin temeli, Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli. O zaman vecd ile bin secde eder, varsa taşım, Her cerihamdan, İlahî, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır ruhumücerret gibi yerden naaşım, O zaman yükselerek arşa değer belki başım. Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal. Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.''

Vali Köşger'den İstiklal Marşı’nın kabulünün 103. yılı mesajı Haber

Vali Köşger'den İstiklal Marşı’nın kabulünün 103. yılı mesajı

Yarın İstiklal Marşı’nın kabulünün 103. yılı olacak. Bu önemli gün için Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, hem İstiklal Marşı’nın kabulü hem de bu vesileyle Mehmet Akif Ersoy’u anma mesajı paylaştı. Vali Köşger, “Milletimizin, tarihte eşi ve benzeri görülmemiş bir mücadele ve parlak bir zaferle taçlandırdığı Milli Mücadele'mizin ardından, Vatan Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un muhteşem cümleleriyle kaleme aldığı, Türk milletinin bağımsızlık savaşını ölümsüzleştiren İstiklal Marşımızın Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabulünün 103. yıl dönümünü büyük bir gurur ve coşkuyla kutluyoruz” dedi. İstiklal Marşı’nın milletimizin eşsiz bağımsızlık destanı, istiklalimizin sembolü, milletimizin tüm imkânsızlıklar içerisinde gösterdiği büyük kahramanlığın, azim ve fedakârlıkla verilen kurtuluş mücadelesinin mısralara dökülmüş ifadesi olduğunu dile getiren Köşger, “İstiklâl Marşımızın her mısrasında Türk milletinin bağımsızlık aşkı, Türk'ün sarsılmaz imanı ve çelikten iradesi dile getirilmiştir” şeklinde konuştu. Vali Köşger, “Tarihteki şanlı yürüyüşümüzü, milli ve manevi değerlerimizi, bağımsızlık tutkumuzu, bayrak sevgimizi, milletçe tek yürek olduğumuzda neleri başarabileceğimizi en güzel şekilde anlatan İstiklal Marşımız, Milli Mücadele döneminde olduğu gibi bugün de milletimize umut ve cesaret vermektedir” dedi. Köşger, açıklamasının devamında şunları kaydetti: “İstiklal Marşımız; varlığımızı, inancımızı, birliğimizi hatırlatarak içimizde bir coşku, vatan toprağının her karışı için mücadele eden, bizlere bu ülkeyi emanet eden kahramanlarımıza karşı yüreğimizde büyük bir minnettarlık hissi uyandırır. İlk dizesi “Korkma” diye başlayan İstiklal Marşımızın muhatabı olarak bizler; kendisine armağan edilen bu eşsiz marşın her kıtasını, her bir dizesini kalbimizin derinliklerinde hissetmeyi sürdürecek, mısralarda yer alan ortak idealleri, ortak duygu birliğini ilelebet muhafaza edeceğiz. Şunu biliyoruz ki, İstiklal Marşımız bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu kutsal vatanın semalarında sonsuza kadar yankılanmaya devam edecek; son ocak tüttüğü, ay yıldızlı al bayrağımız semada nazlı nazlı dalgalandığı, uğruna şehadeti göze alan yiğitlerimiz var olduğu müddetçe, bu topraklarda varlığımız daim olacaktır. Ezelden beri hür ve bağımsız yaşadığımız vatanımızda, gelecekte de namahreme asla fırsat vermeden yaşayacağız. Bizler bu şanlı ecdadın torunları, bu yüce milletin fertleri olarak son nefesimize kadar cennet vatanımızın her karış toprağında ay yıldızlı bayrağımızı gururla dalgalandırmaya ve İstiklal Marşımızı dünyanın dört bir yanında coşkuyla okumaya devam etme azim ve kararlılığındayız. Bu duygu ve düşüncelerle İstiklâl Marşımızın kabulünün 103. yıl dönümünü kutluyor, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy olmak üzere İstiklal Mücadelemizin tüm kahramanlarını saygı, rahmet ve minnetle anıyorum.”

Kısacık: İstiklal Marşımız Cumhuriyetimizin manevî tapusudur Haber

Kısacık: İstiklal Marşımız Cumhuriyetimizin manevî tapusudur

DEVA Partisi Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, İstiklal Marşı’nın Kabulünün 103. yıl dönümü münasebetiyle bir mesaj yayınladı. Mesajında millî bir değer olduğu vurguladığı İstiklal Marşımız için Kısacık, “Milletimizin, kendine has millî bir değeri ve Cumhuriyetimizin manevî tapusudur”, dedi. Dünya’da yaşayan tüm milletlerin karakterine, toplumsal anlayışına, tarihine ve kültürüne dayanan kendine has değerleri olduğu gibi Türk milletinin de kendine has değerleri olduğunu ifade eden Kısacık, İstiklal Marşımızın, milletimizin ortak değeri olduğunu belirterek, “Her milletin olduğu gibi Türk milletinin de kendine has millî değerleri vardır. İstiklâl Marşımız da, milletimizin kendine has millî bir değeridir. Çünkü özlü sözleriyle, kaleme alındığı dönemde milletimizin vatanına ve bayrağına olan sevgisini ve bağlılığını, özgürlük ve bağımsızlık tutkusunu ve bu değerler için büyükten küçüğe tüm milletin hiç düşünmeden vatanı için canını verebileceğini oldukça etkili bir şekilde anlatmaktadır”, diyerek İstiklal Marşımızın milli mücadelemizin manevi güç kaynakları arasında önemli bir yere sahip olduğunun altını çizdi. İstiklal Marşımızın, milli mücadelemizle birlikte kazanılan bağımsızlığımız ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla bir kimlik haline geldiğine de değinen Kısacık, “İstiklâl Marşımız, Türk milletinin geçmişi ile arasında kurulan önemli bir bağdır. Türk milletinin millî birlik ve beraberliğinin simgesidir. Bizi başka toplumlara tanıtan, kendimizi başka toplumlarla karşılaştırmamıza imkân veren ve milli mücadelemizin haklı bir dava oluşu gibi gerçekliği tarihle ispatlanabilen birçok hususta başka toplumları ikna etmemize olanak veren bir meşruiyet unsurudur”, sözleriyle İstiklal Marşımızın, “Cumhuriyetimizin manevî tapusu”, olduğunu söyledi. İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy’a da mesajında yer veren Kısacık,: “Mehmet Akif Ersoy; derin kültürlü, milletinin ızdırapları ile beraber ortak değerlerini de samîmî olarak hisseden, gerçek bir vatan evladı olarak yaşamış bir şairidir. İşte bu sayede milletimizin tarih şuuru, sağlam karakteri, doğruluk, adalete bağlılık, başarıya olan sarsılmaz inanç gibi manevi değerleri bünyesinde barındıran, millî kimliğimizin dinamiklerini yansıtan İstiklal Marşımızı kaleme alabilmiştir. Ben bu duygu ve düşüncelerle Başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; Vatan Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u, bu cennet vatanımız uğruna canlarını feda eden şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi de minnet ve şükranla anıyorum”, ifadeleriyle mesajını tamamladı.

İstiklal Marşı'nın Doğuşu: Mehmet Akif Ersoy'un Özverisi ve Türk Milletinin Birlik Ruhu Haber

İstiklal Marşı'nın Doğuşu: Mehmet Akif Ersoy'un Özverisi ve Türk Milletinin Birlik Ruhu

İstiklal Marşı'nın kabulü, Türk milletinin birlik ve beraberlik ruhunu en güzel şekilde yansıtan önemli bir dönemin ürünüdür. Bu kutsal eserin ortaya çıkışı, Mehmet Akif Ersoy'un vatan sevgisi ve özverisiyle örülüdür. 12 Mart 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde alınan kararla resmi olarak kabul edilen İstiklal Marşı'nın kabul süreci, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin ne denli büyük bir kararlılıkla sürdürüldüğünün bir göstergesidir. Bu yazıda, İstiklal Marşı'nın doğuşu ve kabul sürecinin detaylarına yakından bir göz atacağız. İstiklal Marşı'nın Kabul Edilişinin Ardındaki Hikaye İstiklal Marşı, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin sembolü haline gelmiş olağanüstü bir eserdir. Ancak bu kutsal marşın doğuşu, önemli bir özveri ve kararlılıkla şekillenmiştir. 12 Mart 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde alınan kararla resmi olarak kabul edilen İstiklal Marşı'nın arka planında, o dönemin zorlu koşulları ve büyük bir vatanseverlik ruhu yatar. İstiklal Marşı'nın yazılma süreci, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin en karanlık dönemlerinden birinde gerçekleşti. Mehmet Akif Ersoy, o dönemde para ödülü olan bir yarışmaya katılmadığı için marşın yazılma sürecine dahil olmadı. Ancak bu, onun vatan ve millet sevgisine karşı duyarsız olduğu anlamına gelmiyordu. Tam tersine, Akif Bey, vatanı için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır bir ruhla doluydu. Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi'nin teşvikiyle, Balıkesir Milletvekili Hasan Basri Bey, Akif Bey'in özverili ruhunu harekete geçirmek için çalışmaya başladı. Akif Bey'in hassasiyetini göz önünde bulunduran Hasan Basri Bey, gizli bir şekilde İstiklal Marşı'nı yazmaya başladı. Ancak bu süreçte ödül düşüncesi bir yana bırakıldı; marşın özünde, vatanseverlik duygularının ve milletin birliğinin ifadesi ön plandaydı. İstiklal Marşı'nın yazılma süreci sadece 48 saat sürdü. Hasan Basri Bey'in kaleme aldığı bu destansı eser, daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı tarafından değerlendirildi. Askeri komutanlar tarafından da büyük beğeni toplayan İstiklal Marşı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde tartışılmaya sunuldu. 12 Mart 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde gerçekleşen oylama sonucunda, İstiklal Marşı çoğunlukla kabul edildi ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi haline geldi. Bu tarihi kararın ardından, marşın bestelenmesi için bir yarışma düzenlendi ve Ali Rıfat Çağatay'ın bestesi seçildi. İstiklal Marşı'nın kabulü, Türk milletinin ortak ruhunu ve bağımsızlık azmini yansıtan bir dönemin ürünüdür. Mehmet Akif Ersoy'un özverisi ve Hasan Basri Bey'in kararlılığı, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde yazılan destanlardan birinin temelini oluşturmuştur. Bu büyük eser, Türk milletinin birlik ve beraberlik ruhunu her zaman canlı tutacak bir sembol olarak varlığını sürdürecektir.

Mersin'de şehitler okullarda anıldı, bayrak gençlere teslim edildi Haber

Mersin'de şehitler okullarda anıldı, bayrak gençlere teslim edildi

Pençe-Kilit Harekat Bölgesinde şehit düşen 9 Mehmetçik için Mersin'deki okullarda anma programı düzenlendi. Diğer okullarda olduğu gibi Yenişehir Evliya Çelebi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde de bayraklar açıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda Vali Ali Hamza Pehlivan konuşma yaptı. Konuşma sonrasında Vali Pehlivan öptüğü bayrağı gençler adına temsili olarak bir öğrenciye teslim etti. Vali Ali Hamza Pehlivan konuşmasında, "Şehitlerimiz bu bayrağın rengi solmasın diye canlarını feda etti. İnanıyorum ki siz sevgili gençlerimiz de bu bayrağın rengini hiçbir zaman soldurmayacaksınız. Bayrağımız rengini şehitlerimizin kanından alırken, hilali bağımsızlığımızı, yıldızı da şehitlerimizi ifade ediyor. Bu bayrağı hep birlikte ve siz gençlerimiz gönderde tutacak, en yukarıda tutacaksınız. Sizlere inanıyor ve güveniyoruz" dedi. "Hepiniz birer bayraksınız" Törende öğrencilere seslenen Vali Pehlivan, "Mersin ilimiz genelinde bütün okullarımızda her zaman zihnimizde, gönlümüzde, kalbimizde hatıralarını yaşattığımız aziz şehitlerimizi anarak günümüze başlıyoruz. Sizler okulumuzun bahçesini bayraklarla donattınız. Hepiniz birer bayraksınız. Bu gönderde tuttuğumuz bayrak, mübarek bir bayrak. Şairin dediği gibi, 'Zemin kan kırmızı, ay yıldızlı ak, o mübarek bayrak işte bu bayrak'. Bu bayrak rengini şehitlerimizin kanından alıyor. Yine şairin dediği gibi, 'Bayrakları bayrak yapan, üzerindeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' Bizim topraklarımız ve yurdumuz her karışıyla şehitlerimizin gazilerimizin kanıyla sulanmıştır. Aziz şehitlerimiz bu bayrak boynu büyük kalmasın, gönderden inmesin, gönderde ilelebet nazlı nazlı, şanlı şanlı dalgalansın diye canlarını feda etti. Aziz şehitlerimiz; minarelerden ezanlar susmasın, 5 vakit yankılansın, vatanımızın, ülkemizin, devleti ve milleti bölünmesin, birlik ve beraberliği daim olsun diye canını feda etti" şeklinde konuştu. "Bin yıldır ayaktaysak şehitlerimiz sayesinde" Şehitlerin Türk devletlerinin geçmiş ve geleceğinde önemli yer tuttuğuna değinen Pehlivan, "Bu zorlu coğrafyada şayet bin yıldır ayaktaysak, bin yıldır alnımız ak başımız dik, güvenle, gururla dolaşabiliyorsak hayatımızı bu topraklarda idame edebiliyorsak, işte bu aziz şehitlerimiz sayesindedir. Onların düşmana karşı her türlü tehdide karşı göğüslerini siper etmeleri sayesindedir. Sırası geldiğinde canını, canlarını feda etmeleri sayesindedir. Elbette ki her şehit haberi geldiğinde içimiz yanıyor. Ocaklarımıza ateş düşüyor. Ama bir yandan çok daha fazla kenetleniyoruz. İyi ki diyoruz, ülkemiz için, memleketimiz için, devletimiz için mücadele ruhunu ortaya koyan nesillerimiz var. O nesillerimiz sayesinde ayaktayız. O nesillerimiz sayesinde, işte bugün okullarda eğitim öğretim hizmetlerini yerine getiriyoruz. Sevgili gençler, birlikte bayrağımıza sahip çıkacağız. Vatanımıza, devletimize, milletimize sahip çıkmaya devam edeceğiz. Onlar ne kadar uğraşırsa uğraşsın. Şer odakları ve uzantıları ne kadar uğraşırlarsa uğraşsın başaramayacaklar. Biz birbirimize güveniyoruz" ifadelerini kullandı. Anma törenine, Vali Ali Hamza Pehlivan'ın yanı sıra, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Murat Fırat, İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ercan Atasoy, İl Emniyet Müdürü Mehmet Aslan, diğer protokol üyeleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.