TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#İstanbul Sözleşmesi

İLKHABER-Gazetesi - İstanbul Sözleşmesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İstanbul Sözleşmesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ünlü: Daha fazla kadını kaybetmeye tahammülümüz yok Haber

Ünlü: Daha fazla kadını kaybetmeye tahammülümüz yok

Adana Büyükşehir Belediye Meclisi Kasım ayı 5. oturumu, Meclis 2. Başkan Vekili Mustafa Bayar’ın başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantının açılış yoklamasının ardından, gündem maddelerine geçilmeden önce söz alan Meclis Üyesi Nazlı Pınar Ünlü fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik ve dijital şiddete karşı kapsamlı bir çözüm sürecinin gerekliliğini dile getirdi. Anıt Sayaç platformunun verilerini paylaşarak, 2024 yılında öldürülen kadınların sayısını hatırlattı ve İstanbul Sözleşmesi'nin önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Kadına yönelik şiddeti durdurmak, toplumun tamamı için bir zorunluluktur. Artık daha fazla kadını kaybetmeye tahammülümüz yok.” “Kadına yönelik şiddet toplumun temel değerlerini tehdit ediyor” Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Nazlı Pınar Ünlü, “Kadına şiddetle mücadelenin ayı olan Kasım ayında İzmir’de 5 çocuğumuzun yanarak öldüğü o elim yangının sebebinin; Türkiye Büyük Millet Meclisimizde hem de bir kadın milletvekilinin, "annenin hayat tarzına bakin, her şeyi paraya bağlamayın" sözleri ile geçiştirirken kadına şiddetin en vahiminin bizim yüce meclisimizde yaşandığının bir kanıtı oldu maalesef. Ben de belediye meclis üyesi olarak toplumumuzun en hassas ama ne yazık ki en yakıcı sorunlarından biri olan, hemen her gün yüreğimizi acıtan bir haberle sarsıldığımız bu acıyı duyurmak için bu kürsüdeyim. Kadınlara karşı uygulanan fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik ve hatta son yıllarda daha da artan dijital şiddete hem dikkat çekmek hem de dur demek için buradayım. Şiddet, yalnızca kadınların değil, toplumsal sağlığımızın içinde en büyük tehdittir. Ekonomik şiddet, kadınların iş gücüne katılımını kısıtlayarak toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini pekiştirmekte; sosyal ve psikolojik şiddet, bireylerin kamusal alandaki görünürlüğünü azaltırken, onları destek ağlarından kopararak toplumsal bağları zayıflatmaktadır. Dijital şiddet, teknolojinin yaygınlaştığı modern toplumda yeni kontrol biçimlerinin ve güç dinamiklerinin ortaya çıktığı bir zemine işaret eder. Toplumun temelinde yer alan güç ilişkilerini, cinsiyet rollerini ve bireyler arası dayanışma ağlarını zayıflatan bu şiddet türleri, toplumun adalet, eşitlik ve güvenlik gibi temel değerlerine zarar vererek sosyal yapıyı içten içe tehdit etmektedir. Bu nedenle, şiddeti yalnızca bireysel ve kadınlara yönelik bir sorun olarak değil, toplumumuzun tamamını etkilediğini kabul ederek ; şiddete yönelik yapısal, kültürel ve kurumsal boyutlarıyla kapsamlı bir çözüm süreci geliştirmek büyük bir önem taşımaktadır” şeklinde konuştu. "İstanbul Sözleşmesi'ni yaşatmak, kadınları yaşatmak demektir" Nazlı Pınar Ünlü mecliste tahtaya yansıtılan Anıt Sayaç platformunun bu uygulamasının verilerini göstererek şunları söyledi: “ Her şeyi bir kenara bırakalım su an ekranda gördüğünüz 390 sayısı 2024 yılının Ocak ayından bugüne kadar olan sürede öldürülen kadınların sayısı. Aşağıdaki kutucuklarda da öldürülen kadınların adi soyadı yazmakta. Üzerine tıkladığınızda nerede, ne zaman, ne şekilde öldürüldüğüne dair bilgiler çıkmakta. Kadına yönelik şiddetin sayısal ve bireysel boyutunu ortaya koyan Anıt Sayaç platformunun bu uygulaması ile 2021 yılında Türkiye'nin ayrıldığı İstanbul Sözleşmesini tekrar hatırlatarak , İstanbul Sözleşmesinin ilkelerini yasatmak, onun sunduğu koruma kalkanını hayata geçirmek bizim için her zamankinden daha önemli ve gereklidir.” “Her sayı yarım kalmış bir hayat, yıkılmış bir gelecektir” Ünlü, “Bugün burada bu verilerin ardındaki sessiz çığlıkları duyuyoruz. Kadına yönelik şiddet, sadece sayılardan ibaret değil; her rakam, yarım kalmış bir hayat, bölünmüş bir aile, yıkılmış bir gelecektir. O yüzden bu mücadele, sadece kadınlar için değil, toplumun tüm bireyleri için, çocuklarımız, torunlarımız ve gelecek nesiller için bir zorunluluktur. Bu gerçeklerle yüzleşirken bir kez daha 25 Kasım’ın sadece bir anma günü değil; bir mücadele çağrısı olduğunu yinelememiz gerekiyor. Bu verileri değiştirmek, kadına yönelik şiddeti tarih yapmak elimizdedir. Unutmayın ki, her sessizlik, her göz yumma, şiddetin sürmesine zemin hazırlar. O yüzden bu sayılar yalnızca birer istatistik değil; bizim harekete geçmemiz için bir çağrıdır. Artık daha fazla kadını kaybetmeye, daha fazla yıkıma seyirci kalmaya tahammülümüz yok. Her kadın, hayatinin her anında değer görmeyi, özgürce yaşamayı hak etmektedir. Bugün, bu karanlık tabloyu değiştirmek için buradayız. Artık hiçbir kadın yalnız değil, çünkü bu ses, bu umut, bu dayanışma hepimizin. Kadına yönelik şiddeti durdurmak için hep birlikte güçleneceğiz, birlikte başaracağız” diye ifade etti.

Dr. Şevkin: İstanbul Sözleşmesi kaldırıldıktan sonra bin 113 kadın öldürüldü, 701 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu Haber

Dr. Şevkin: İstanbul Sözleşmesi kaldırıldıktan sonra bin 113 kadın öldürüldü, 701 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye’de kadın cinayetlerinin artık son bulması gerektiğini vurguladı. TBMM’de son yıllarda artış gösteren kadın cinayetleri nedeniyle gündem dışı konuşan Dr. Şevkin, konuşmasının başında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 86'ncı yılında andı. Dr. Şevkin, "Dünya barışının öncüsü, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı yapmayan, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk” tanımını meclis kürsüsünden okudu, “Atatürk’ün anısı önünde saygıyla eğiliyorum” dedi. “Ülkemizde her gün en az 3 kadın öldürülüyor ve maalesef, en az 500 kadın her yıl cinayete maruz kalıyor” Dr. Şevkin, “Kadınları öldürülen bir ülkede yaşamaktan utanç duyduğumu burada ifade etmek isterim. Ülkemiz, âdeta kan gölüne döndü; nefret söyleminin alabildiğine arttığı, silahların bir tıkla bilgisayar üzerinden alınabildiği, her yerin kadın cinayeti mahalline dönüştüğü bir ortam var ne yazık ki. Ülkemizde her gün en az 3 kadın öldürülüyor ve maalesef, en az 500 kadın her yıl cinayete maruz kalıyor. Bunu bir rakam olarak ifade etmekten de çok büyük zül duyduğumu ifade etmek isterim” şeklinde konuştu. “Kadın cinayetleri artış gösterirken şüpheli şekilde yaşamını yitiren kadınların sayısı da her geçen gün artıyor” 2008-2023 yılları arasında 4 bin 401 kadının erkekler tarafından katledildiğini, 2024 yılının ilk on ayında 343 kadının cinayete maruz kaldığını, 217 kadının ise şüpheli bir şekilde hayatını kaybettiğini dile getiren Dr. Şevkin şunları söyledi: “Türkiye'de ne yazık ki kadın cinayetleri artış gösterirken şüpheli şekilde yaşamını yitiren kadınların sayısı da her geçen gün artıyor. Geçtiğimiz pazartesi günü, bir polis tarafından cinayete kurban giden Fahriye Asena Eskikanbur için ailesine taziyeye gittiğimde, annesi ne dedi biliyor musunuz? "Kızımı öksüz büyüttüm, bakıcılık yaparak büyüttüm. Ben bir kör kurşuna gitsin diye mi büyüttüm kızımı?" dedi. Yine, öldürülen kadınlardan birisi Manisa'nın Demirci ilçesinde polis lojmanında kafasından vurulmuş hâlde bulunan Yeşim Akbaş. Annesi "Mahkeme üzerindeki baskı kalksın" diyor. Değerli milletvekilleri, ne cevap vereceğiz bu annelere?” “Daha ne kadar kadının öldürülmesi gerekiyor?” Dr. Şevkin, “Değerli AK PARTİ milletvekilleri, değerli MHP milletvekilleri; sizlerin vicdanına sesleniyorum. Aynı sayaç gibi her gün kadın cinayetleri artıyor, buna ne zaman "Dur!" diyeceğiz, bir "Dur!" demeyecek miyiz? Gerçekten yüreğiniz sızlamıyor mu, vicdanınız sızlamıyor mu? Korkunç bir olayla karşı karşıyayız. Daha ne kadar kadının öldürülmesi gerekiyor. Bakın, 1 Temmuz 2021'den, İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırıldığından bugüne tam bin 113 kadın öldürüldü, 701 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu. Bunları rakam olarak ifade ediyoruz, her birinin arkasında bir hikâye var. Sözleşmeden çıkılan 2021 yılında 280 kadın cinayeti yaşanırken takip eden bir yıl sonra yüzde 20 artmış. Niye İstanbul Sözleşmesi'nden çıkıyoruz? Bize soruldu mu? Bu Meclisten onayla geçen İstanbul Sözleşmesi hiçbir kadına sorularak kaldırıldı mı? Böyle bir şeye hakkımız var mı? "6284 sayılı yasa" diyorsunuz, onun da etkin uygulanmaması nedeniyle her gün 3 kadın cinayetiyle karşı karşıya kalıyoruz. Ben bu konuşmayı geçen hafta yapacaktım, o günden bugüne rakamları güncellemek durumunda kaldım. Ne acı, öyle değil mi? Yani gerçekten yüreğimiz daralıyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele etmenin tek yolu, bu sorunun sebebi olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak, bu mücadelenin en net ve kapsamlı ifadesi İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden hayata geçirmektir. “Sözleşmeyi yeniden hayata geçirmezsek 6284 sayılı Yasa'nın etkin olarak kullanılmasını sağlamazsak daha çok kadın cinayetleri yaşanacak” Dr. Müzeyyen Şevkin, “Kadınları şiddete karşı korumak, kadına yönelik her türlü ev içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve tamamen sona erdirmek amacını güden İstanbul Sözleşmesi kadınlar için yaşamsal önemdedir ve yeniden hayata geçirilmelidir. Sözleşmeyi yeniden hayata geçirmezsek 6284 sayılı Yasa'nın etkin olarak kullanılmasını sağlamazsak daha çok kadın cinayetleri için burada konuşmaya devam edeceğiz ne yazık ki. Bakın, her gün birçok kadın maalesef ateşli silahlarla yaşamdan koparılıyor. Bireysel silahlanmanın önü alınmıyor. Ruhsatsız silah sayısının 36 milyona dayandığını buradan sizlere bir kez daha hatırlatmak isterim” diye ifade etti. “Kadına yönelik şiddetle mücadele için uluslararası sözleşmeler uygulanmalı” Dr. Şevkin sözlerine son verirken şunları söyledi: “Türkiye'de sadece kadın cinayetlerini değil, bu nefret söyleminin, bu nefret dilinin, cinayetleri alabildiğine artırdığı ve insanların neredeyse normal bir şekilde ölmediği bir ülke hâline dönüştürdüğü bir süreci yaşıyoruz. Derhâl bu silahsızlanma sağlanmalı, bir tıkla internetten silah alınmasının önüne geçilmeli, bu şiddet söylemine son verilmeli. Kadına yönelik şiddetin, tacizin tecavüzün sonlanması, suçluların hak ettiği cezayı almalarına dönük müeyyidelerin uygulanması, mağdurların haklarını aramasına yönelik var olan yasaların hayata geçirilmesi büyük önem arz etmektedir. Kadınların siyasete katılımı, eşit temsili ve uluslararası sözleşmelerin hayata geçirilmesi önemlidir diyorum. Artık yeter, kadın cinayetleri son bulsun, son bulsun, son bulsun diyorum.”  

Avcı: Şiddetin tek mağduru kadınlar değil Haber

Avcı: Şiddetin tek mağduru kadınlar değil

Adana Büyükşehir Belediye Meclisi'nin Kasım ayı oturumlarının üçüncü toplantısında 2. Başkan Vekili Mustafa Bayar başkanlığında gerçekleşen toplantıda, gündem dışı söz alan AK Parti Meclis Üyesi Abdullah Avcı, şiddetin toplumsal boyutları ve İstanbul Sözleşmesi hakkındaki görüşlerini paylaştı. Avcı, şiddetin yalnızca kadınları değil, erkekleri de mağdur edebildiğini belirterek, toplumsal duyarlılığın artması gerektiğine vurgu yaptı. Ayrıca İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılma nedeninin şiddetle doğrudan bir bağlantısı olmadığını savundu “İstanbul Sözleşmesinden çıkılmasının kadına şiddetle ilgisi yok” AK Parti Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Abdullah Avcı, “Bugünkü meclisin konusu cidden ülkemizin kanayan yarası. Genel olarak şiddete meyilli bir toplum olmak bizim için ciddi bir sorun. Geçtiğimiz ay içerisinde de gerek Narin olayı üzerine gerekse adalet sistemi üzerine yapılan tartışmalar üzerine burada bu konuya değinme imkanı bulduk. Şiddet adres sormuyor. Bugün için şiddetin tek mağduru sadece kadınlar değildir. Şiddetin mağduru erkelerde olabilir. Bu sorunla ilgili herkesin üzerine düşen mesajı almalı ve gereğini yapmalıdır” şeklinde konuştu. “İstanbul Sözleşmesinden çıkmamızın ana nedeni Türk toplumunu gayri ahlaki yaşam tarzına sürüklemesi” Avcı mecliste yaptığı konuşmada İstanbul Sözleşmesinden çıkılma nedeni hakkında şunları söyledi: “İstanbul Sözleşmesinden öncede bu ülkede cinayetler işleniyordu. Haddinden fazla kadın cinayetleri oluyor. İstanbul Sözleşmesinden çıkmamızın kadına şiddetle ilgili bir alakası yok. Bugün Türk toplumunu en fazla etkileyenlerden bir tanesi İstanbul Sözleşmesinden çıkmamızın ana nedeni Türk toplumunu gayri ahlaki yaşam tarzına sürükleyen uygulamalardan rahatsızlık duyulduğu için çıkılmıştır.”

Güneşer: Kadına yönelik şiddeti kınamak yetmez, somut adımlar atmalıyız Haber

Güneşer: Kadına yönelik şiddeti kınamak yetmez, somut adımlar atmalıyız

Adana Büyükşehir Belediye Meclisi'nin Kasım ayı oturumlarının üçüncü toplantısında, meclis üyeleri “Kınayarak değil çalışarak yeneceğiz” diyerek kadına yönelik şiddet hakkında tepki gösterdiler. Meclis 2. Başkan Vekili Mustafa Bayar başkanlığında gerçekleşen toplantıda, gündem dışı söz  CHP Meclis Üyesi Gizem Güneşer, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı konuşmada, kadınların toplumdaki yerinin ve onlara verilen değerin yetersizliğini vurguladı. Güneşer, şiddetin en çok yakın çevreden kaynaklandığını belirterek, kadın cinayetleri ve şiddetin son bulması için somut adımlar atılması gerektiğine dikkat çekti. “Kadınların güvenliği için söz değil, eylem gerek” CHP Meclis Üyesi Gizem Güneşer, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü için söz almış bulunmaktayım. Kimi zaman bir anne, abla, kardeş, eş konumunda olan kadınlar toplumlumuzun en değerli üyesidir. Ama ne yazık ki kadınlarımıza gereken değer verilmiyor ve onların can güvenliğini bile sağlamaktan aciz hale geldik. Gün geçmiyor ki TV, gazetelerde, sosyal medyada bir kadın cinayeti, taciz vakası, yaralama, şiddete uğrayan kadın görüntüleri görmemiş olalım. Kadına şiddet en çokta yakınları tarafından kocası, sevgilisi, kardeşi gibi kişiler tarafından uygulanıyor. Kadını kendi malı gibi gören onun bir birey olduğunu kabul etmeyen erkekler, kadına yönelik şiddet fiziksel, ruhsal, sosyal, ekonomik yönden zarar görmesine neden oluyor. 1999 Yılından bu güne farkındalık yaratmak amacıyla her yıl 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü olarak ilan edilmiştir. Birleşmiş Milletlerin global ölçekli gerçekleştirdikleri araştırmalarına göre her 3 kadından  biri şiddetin farklı türlerine maruz kalmaktadır. Ülkemizde ise elimizde bulunan istatistikler kadına yönelik şiddetin acilen son bulması ve artan vakaların kontrol altına alınabilmesi için dünya genelinde uygulanan ve ülkemizin ilk onaylayan ülkelerden biri olmasına rağmen 20 Mart 2021 tarihinde çekildiğimiz İstanbul Sözleşmesini acilen yürürlüğe girdirmeliyiz” şeklinde konuştu. “2024 yılında ise Kasım ayına kadar 388 kadın cinayete kurban gitti” Gizem Güneşer, “Sadece geçtiğimiz Ekim ayında 48 kadın cinayeti, 23 tane şüpheli kadın cinayeti  gerçekleşmiştir. 2023 Yılında 417, 2024 yılında ise Kasım ayına kadar 388 kadın cinayete kurban gitti. Kadına yönelik şiddetin ve cinayetin en büyük nedeni boşanma sebebi. Kadına yönelik şiddetin azalması için öncelikle faillerin caydırıcı uygulamalar uygulanmalı ve can yakıcı olaylar normalleştirilmemeli” diye ifade etti.

Adana’da kadın cinayetlerine karşı ses yükseldi: 6284 Sayılı kanun etkin kullanılmalı Haber

Adana’da kadın cinayetlerine karşı ses yükseldi: 6284 Sayılı kanun etkin kullanılmalı

Adana’nın Çukurova ilçesinde, kadına yönelik şiddeti protesto etmek amacıyla düzenlenen yürüyüş, Turgut Özal Bulvarı’ndan başlayarak Baraj Yolu Caddesi üzerindeki Duygu Kafe’ye kadar sürdü. Yürüyüşe katılan kadınlar, hayatlarını kaybeden kadınların isimlerini tek tek andı. Yürüyüşün sonunda, Adana Kadın Platformu adına Zehra Aydın yaptı. Aydın, kadınlara yönelik şiddetin giderek artmasına dikkat çekildi ve 6284 sayılı yasanın yeterince uygulanmadığı, tedbir kararlarının yetersiz kaldığı vurgulandı.    “6284 sayılı yasa uygulanmıyor, tedbir kararlarının süresi kısa tutuluyor” Zehra Aydın Adana katledilen kadınlara dikkat çekerek şunları söyledi: “Bugün burada son zamanlarda toplumun tamamına sirayet eden kadına, çocuğa yönelik şiddeti ve katliamları protesto etmek, sesimizi sessiz kalan yetkililere duyurmak için toplandık. Her gün bu ülkede bir kadının, gencin, çocuğun öldürüldüğü; tecavüze, tacize, şiddete uğradığı haberlerini alarak uyanıyoruz.  Adana’da dün 5, önceki gün ise 3 kadın kurşunlanarak, Buruk mezarlığında katledildi. Kadınların katledilmesine yine bahaneler bulundu.  6284 sayılı yasa uygulanmıyor, tedbir kararlarının süresi kısa tutuluyor, birçok kadının şikâyeti kovuşturmaya yer yok denilerek görmezden geliniyor, kadın cinayeti davalarında cezalar yargıtaydan geri dönüyor, kadınları şiddetten koruma yükümlülüğü olan kamu görevlilerinin ihmallerinden soruşturma açılmıyor. ”  Aydın açıklamada hayatını kaybeden kişilere yer vererek şunları söyledi: “Biz daha Narin'e ne olduğunu sorarken İkbal ve Ayşenur'un vahşice öldürüldüğünü öğreniyor, onların isyanını haykırırken üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş'in Van gölü kıyısında cesedine ulaşıldığı haberini alıyoruz. Kadınlar boşanmak istedikleri erkeklerce sokak ortasında vahşice öldürlüyor, genç kadınlar para kazanmak için gittikleri işyerlerinde şiddetin her biçimine maruz kalıyorlar.” “Katledilen her kadının hesabını sormak, isyanımızı büyütmek için bütün kadınları mücadelemizi büyütmeye çağırıyoruz” Zehra Aydın, “Erkek şiddetine karşı önleyici ve caydırıcı politikaların yapılması için, istanbul sözleşmesi’ne dönülmesi ve sözleşme’nin gereğinin yerine getirilmesi için, 6284 sayılı kanun’un etkin bir şekilde uygulanması için, kadına yönelik ayrımcılığın her türlüsünün ortadan kaldırılması için, şiddetle mücadele konusunda, önleyici, koruyucu ve caydırıcı ulusal-uluslararası hukuk ve mevzuatı temel alan düzenlemelerin hayata geçirilmesi için, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik politikaların üretilmesi ve uygulanması için mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Katledilen her kadının hesabını sormak, isyanımızı büyütmek için bütün kadınları mücadelemizi büyütmeye çağırıyoruz” diye ifade etti.

Korkmaz: Kadınlar bu ülkede güvende değil, erkek şiddeti giderek artıyor Haber

Korkmaz: Kadınlar bu ülkede güvende değil, erkek şiddeti giderek artıyor

Atatürk Caddesi'ndeki Gülbahçe Sitesi önünde toplanan kadınlar, Mor Dayanışma adına basın açıklaması yaptı. Zeliha Korkmaz tarafından okunan açıklamada, kadınların her gün erkek şiddetiyle karşı karşıya kaldığı ve cezasızlık politikalarının kadınların yaşamına ve haklarına saldırı anlamına geldiği vurgulandı. Korkmaz, kadınların artık kendilerini güvende hissetmediklerini ifade etti. Açıklamanın sonunda hayatını kaybeden vatandaşların isimleri okudundu katılan kişiler burada dedi. “Cezasızlık politikalarının hayatlarımıza ve haklarımıza nasıl saldırdığını görüyoruz” Kadınlara yönelik şiddetin her geçen gün arttığını belirten Korkmaz şu ifadeleri kullandı: "Bizler bugün burada ,kadınlar güvende değil demek için sokaktayız. Bu ülkede her gün erkek şiddeti sonucunda öldürülüyoruz. Cezasızlık politikalarının hayatlarımıza ve haklarımıza nasıl saldırdığını görüyoruz." “Kadınlar bu ülkede kendini güvende his etmiyor” Korkmaz, "Kadınlar bu ülkede kendini güvende hissetmiyor. İstanbul Sözleşmesinden çıktıktan sonra  daha da güç alan erkeklerin her gün kadınları nasıl öldürdüğünü görüyoruz. Semih Çelik isimli erkeğin Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner adlı iki genç kadını İstanbul’un ortasında, güpe gündüz nasıl öldürdüğünü biliyoruz! Biz kadınlar Semih Çelik gibi katillerin erkek egemen politikalardan güç alarak bu  cinayetleri işlediğini biliyoruz” diye ifade etti. “Kadınlar televizyon karşısında verilen sözlere değil, uygulanan yasalara bakıyor” Geçtiğimiz eylül ayında 34 kadın öldürdüğünü belirten Korkmaz şunları söyledi: "55 gündür Narin İçin adalet sağlamıyor. Adalet sağlanmadığı gibi Narin için verilen araştırma önergesi mecliste   reddediliyor. Van’da 17 gündür bulunmayan Rojin Kabaiş için açıklama yapmıyor. Kadın cinayetlerine karşı sokaklarda olan kadınlara barikat kuruyor. Her gün yeni bir af yasasıyla karşımıza geliyor. Kadınların nasıl doğum yapmaları gerektiği konusunda akıl veriyor!  Kabul etmiyoruz. Kadınlar televizyon karşısında verilen sözlere değil, uygulanan yasalara bakıyor." “Her bir kadın için hesap sormaya devam edeceğiz” Korkmaz, “İstanbul Sözleşmesi tekrar imzalansın ! 6284 etkin ve eksiksiz uygulansın!  Kadına yönelik erkek şiddeti için caydırıcı cezalar derhal uygulansın.  Kadın mücadelemizi özgür eşit bir dünyada yaşamak için daha da büyüteceğiz .  Tacizcilere, geçit vermeyeceğiz. Evlerde iş yerlerimizde mahallelerimizde daha güvende hissetmek için yan yana omuz omuza olacağız! Her bir kadın için hesap sormaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Ceyhan’da vatandaşlar katledilen kadınlar için adalet istedi Haber

Ceyhan’da vatandaşlar katledilen kadınlar için adalet istedi

Adana'nın Ceyhan İlçesi'nde hayatını kaybeden kadınlar için Ceyhan Kent Meydanı'nda bir basın açıklaması düzenlendi. Açıklamayı, CHP İl Kadın Kolları Başkanı Özgür Çığ yaptı. Çığ, kadınların erkek egemen toplum düzenine karşı mücadele ettiklerini ve yaşam haklarının korunması gerektiğini vurguladı. Katılımcılar, 6284 sayılı kanunun uygulanması ve İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesi için mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti.  “Bizler anneler bu erkek egemen toplum düzenini değişmesini istiyoruz” CHP Adana Kadın Kolları Başkanı Özgür Çığ,  "Bizler; kadınlar, kız kardeşler, anneler bu erkek egemen toplum düzenini değişmesini istiyor, mücadele ediyoruz. Bugün burada bir arada olma sebebimiz büyük acımız, öfkemiz ve bunlarla birlikte yaşama olan umudumuz, inancımız! Ülkemizde her gün en az bir kadın, her gün en az bir çocuk daha şiddete, istismara, cinayete kurban veriliyor. Biliyoruz ki yaşam hakkı, en temel insan hakkıdır. Ama ne yazık ki bu hak, her geçen gün daha vahşice elimizden alınıyor. Bizler; kadınlar, kız kardeşler, anneler bu erkek egemen toplum düzenini değişmesini istiyor, mücadele ediyoruz” diye ifade etti. “Bizler 6284’ü uygulatmak için İstanbul Sözleşmesini yeniden kazanmak için mücadele etmemiz lazım” Özgür Çığ, “Kadınlar olarak yalnızca toplumsal hayatta eşitliği savunmak bu uğurda mücadele etmek için maalesef ki önce hayatta kalmayı başarmak, yaşam hakkımıza sahip çıkmak zorundayız. Bizlerin yaşam hakkını koruyamayan düzene karşı 6284’ü uygulatmak için İstanbul Sözleşmesini yeniden kazanmak için mücadeleyi sürdürmek zorundayız. Ülkemizin sokaklarında, evlerimizde, iş yerlerimizde öldürülen kadınlar, yok olan hayatların sorumlusu 6284’ü uygulamayanlar, erkek şiddetini/ faili koruyanlar, İstanbul sözleşmesinden bir gecede imza çekenlerdir” dedi. “Gülistan için İkbal için Ayşenur için Narin için katledilen her bir kadın mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” Çığ, “Adaletin sağlanması için, çocuklarımızın güven içinde yaşayabilmesi için biz kadınların eşit ve özgürce nefes alabilmemiz için geleceğimiz, hayallerimiz, Umutlarımız ve ülkemiz için evde, işte, sokakta bizde varız demeye devam edeceğiz. Gülistan için İkbal için Ayşenur için Narin için katledilen her bir kadın için birimizin daha adını yazmamak için mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü biliyoruz ki biz sustukça, biz göz yumdukça, şiddet de sessizce büyüyor ve korunuyor” şeklinde konuştu.

Sanem Tanburoglu: Kadınların yaşam hakkı için mücadeleye devam edeceğiz Haber

Sanem Tanburoglu: Kadınların yaşam hakkı için mücadeleye devam edeceğiz

KESK Adana Kadın Meclisi, Adana'da yaşanan kadın cinayetleriyle ilgili İnönü Parkı'nda basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasını okuyan Sanem Tanburoğlu, kadınların yaşam hakkını savunduklarını ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadele ettiklerini vurguladı. Tanburoğlu, kadınların sadece kadın oldukları için öldürülmesinin önlenmesi gerektiğini belirterek, İstanbul Sözleşmesi'nin önemine dikkat çekti ve "Kadın cinayetleri politiktir" ifadesiyle kadın mücadelesinin devam edeceğini dile getirdi. Sanem Tanburoglu, “Günlerdir ülkenin her şehrinde sokaklarda, kampüslerde, alanlarda, iş yerlerimizde oldukça meşru tek talebimizi dile getiriyoruz: Yaşam hakkımız korunsun, evlerimizde,  işyerlerimizde, sokaklarda güvende olalım, güvende  yaşayalım. Bu ülkede kadınlar ve kız çocuklar sadece kadın oldukları için öldürülmesin, şiddetten azade yaşayabilsin istiyoruz. Siyasal iktidar toplumsal cinsiyete dayalı bir anlayışla hepimizi şiddetten koruma ve yaşam hakkını sağlama yükümlülüğünü yerine getirsin diyoruz” dedi. “Cezasızlık politikaları toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiriyor” Tanburoğlu, “Diyoruz ki işte tüm bunlar, yani kadınlara, aile dışında bir yer tanımlanmaması ve beraberinde  kadını, çocuğu değil, aileyi koruma anlayışı, peşi sıra gelen boşanmanın zorlaştırılmasına yönelik düzenlemeler, nafaka hakkı tartışmaları, yine bunlardan bağımsız olmayan cezasızlık politikaları toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiriyor. Bu haliyle halihazırdaki politikaların her biri, tüm kurumsal yapılar kadının varlığına tehdit. Adalete erişemiyoruz, şiddete uğradığımızda yaptığımız başvurular dikkate alınmıyor.  Erkekler patriyarkanın kendilerine tanıdığı bu ayrıcalıklarla, kadınlara ve çocuklara psikolojik, ekonomik, fiziksel ve cinsel şiddet uygulamayı hak görüyor” diye ifade etti.  “Kadınlar yanlış erkeği seçtiği için öldürülmüyor, eşitlik istedikleri için hayatlarını kaybediyor” Sanem Tanburoglu basın açıklamasında kadınların neden hayattan koparıldığına değinerek şunları söyledi: “Kadınlar yanlış erkeği seçtiği için öldürülmüyor, kadınlar yanlış zamanda yanlış yerde oldukları için öldürülmüyor, eşitlik istedikleri için, boşanmak istedikleri için öldürülüyor. Bazen de sadece eril şiddete muktedir olduğunu test etmek için erkeklik provası yapanlarca öldürülüyor. Erkek şiddeti bu kadar açıkken ve kadın cinayetleri ve çocuk istismarı vakaları bu kadar yaygınken asıl sorular sorulmasın, asıl sorun gözlerden uzak tutulsun, asıl sorumlulardan hesap sorulmasın diye de, ilgi başka yerlere çekilmeye çalışan.” “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır şiarını yükseltiyoruz” Tanburoğlu, “Okullar başta olmak üzere tüm toplumsal yaşamın örgütlenmesinde toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama amacı esas alınmalıdır.  Diyoruz ki, kadın mücadelesinin kazanımı olan 6284 Sayılı Kanun etkin uygulansın. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, 6284’te yaptığınız her değişiklik kadınların, çocukların hayatına mal oluyor. Öldürülen kadınların hemen hepsinin daha önce şikâyette bulunduğunu görüyoruz, 6284’ü uygulasaydınız, kadının beyanı esas alınsaydı bunca kadın ölmeyecekti diyoruz. Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi Yaşatır şiarını yükseltiyoruz” diye ifade etti. “Burada en temel hakkımız yaşam hakkını istiyorum” Tanburoğlu, “Bugün 11 Ekim, aslında her gün en az üç kadının öldüğü, kadınların kazanımlarının birer birer ellerinden alındığı, çocukların kaybolduktan sonra ölü bulunduğu, tepkilerini dile getirmek üzere meydanları kampüsleri dolduran kadınlarınsa devletin şiddetine maruz kaldığı günlerden biri sadece   bugün.  Bugün buradan kız çocuklarının karşılaştığı toplumsal cinsiyet eşitsizliği, eğitim, sağlık ve sosyal haklara erişim sorunları ve kız çocuklarını güçlendirmeye yönelik tedbirler alarak yoksulluk, şiddet, dışlanma ve ayrımcılığın önüne geçilmesi gerektiğini daha çok vurgulayalım isterdik, oysa siyasal iktidardan en temel hakkımızı teminat almasını istemek için bir aradayız” şeklinde konuştu. “Kadın Cinayetleri Politiktir” Sanem Tanburoglu, “Bir kez daha toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alan bir müfredat istiyoruz. Ayrımcılığı önlemede ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamada önemi tartışılmaz olan İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğimizi, bu konuda geri adım atmayacağımızı hatırlatıyoruz. Her kız çocuğunun hayallerine ulaşabilmesi, ayrımcılığa uğramadığı bir ülkede yaşayabilmesi için mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet önlenebilir. Kadın Cinayetleri Politiktir” dedi.

Avcı: İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddeti engelleyemedi Haber

Avcı: İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddeti engelleyemedi

Adana Büyükşehir Belediye Meclisi Ekim ayı 3. oturumunda önemli bir tartışma yaşandı. Meclis Üyesi Göktürk Boyvadaoğlu'nun başkanlık ettiği oturumda, Ak Parti Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Abdullah Avcı, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme nedenlerine dair açıklama yaptı. Avcı, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden imzasını çekmesinin, kadın ve çocuk cinayetleriyle doğrudan bir ilgisi olmadığını belirterek, bu cinayetlerin sözleşme öncesinde de var olduğunu ifade etti. Ayrıca, sözleşmenin kadına yönelik pozitif ayrımcılık ve koruma kararlarının hala Türkiye’nin hukuk sisteminde uygulandığını vurguladı. “İstanbul Sözleşmesinden Türkiye’nin imzasını çekmesinin sebebinin kadın cinayeti veya çocuk cinayetinin hiçbir ilgisi yok” Ak Parti Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Abdullah Avcı, “ Ülkemizde adi suçlarda artış yaşanıyor. Bizlerde bu konuda mustaribiz. Ceza artırımın tek başına yeterli olmayacağını da söylüyoruz. İstanbul Sözleşmesinden önce de bu ülkede cinayetler ne yazık ki oluyordu. Kadın cinayetleri, çocuk cinayetleri olsun bunların çözümü tek başına siyasetin yapabileceği bir şey değil. Bu top yekûn bir milletin harekete geçmesi ile ancak mümkün olabilir. Her bir vicdanın başına bir polis dikemeyeceğimize göre arkadaşlar bu suça top yekûn mücadele edilmesi gerekir. İstanbul Sözleşmesinden Türkiye’nin imzasını çekmesinin sebebinin kadın cinayeti veya çocuk cinayetinin hiçbir ilgili yok.  İstanbul Sözleşmesinde yer alan kadının korunmasına yönelik pozitif ayrımcılık, kadının beyanı esas olduğu uygulamaların hepsi halen Türkiye hukuk sisteminin içerisinde devam ediyor. Mahkemeler uzaklaştırma kararı veriyor. Kadın lehine koruma kararları verebiliyor. Bu konu öylesine istismar edildi ki kadınlar tarafından eşine kafasının bozulanda polise telefon ediyor bana şiddet uyguladı, herhangi beyan veya doktor raporu olmadan adamı evine 3 gün 5 gün uzaklaştırma cezası veriyor. Adam perişan oluyor. Bu konunun da istismar edildiğini gördük” şeklinde konuştu. “Kadın cinayetleri Türkiye’nin imzası İstanbul Sözleşmesinde varken de devam ediyordu” Abdullah Avcı mecliste yaptığı konuşmasında İstanbul Sözleşmesin iptal edilme nedenini şu şekilde açıkladı: “Kadın cinayetleri Türkiye’nin imzası İstanbul Sözleşmesinde varken de devam ediyordu. Bu sözleşme engelleyen bir durum değil tam tersi. Bizim İstanbul Sözleşmesinden çıkma nedenimiz içinde yer alan ve Türk toplumunun kültürel genleri ile uyumlu olmayan cinsiyetsizliği hedef alan bir takım ahlak dışı davranışları meşrulaştırmasından dolayı bunun ülkemizin geleceği açısından çok ciddi tehdit oluşturması açısından çıktık.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.