TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#İstanbul Finans Merkezi

İLKHABER-Gazetesi - İstanbul Finans Merkezi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İstanbul Finans Merkezi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bakan Şimşek: Amacımız mali disiplini güçlü bir şekilde yeniden tesis etmek Haber

Bakan Şimşek: Amacımız mali disiplini güçlü bir şekilde yeniden tesis etmek

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Amacımız Türkiye'de refah artışını sağlayacak yapısal dönüşümlere katkı için mali disiplini güçlü bir şekilde yeniden tesis etmek." dedi. Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) 67. Genel Kurulu, İstanbul Finans Merkezi Ziraat Bankası Genel Müdürlük Oditoryumu'nda gerçekleştirildi. Etkinlikte konuşan Şimşek, bankacılık sektörünün Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın programına çok güçlü destek verdiğini kaydederek, bu gerçek destekten dolayı müteşekkir olduklarını söyledi. Makroekonomik finansal istikrarı sağladıklarında ve bu program başarılı olduğunda bankacılık sektörünün bundan olumlu etkileneceğini dile getiren Şimşek, bankacılık sektörünün düzenlemelerde sadeleşme beklediğini, kendilerinin de sadeleşme sürecine devam edeceklerini bildirdi. Şimşek, son bir yıldır uyguladıkları programın nihai amacının sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımı olduğunun altını çizerek, büyümenin kaliteli, dengeli ve sürdürülebilir olmasını amaçladıklarını anlattı. Son bir yıldır uyguladıkları program sayesinde ihracatın büyümeye net katkısının pozitif seyrettiğini aktaran Şimşek, Türkiye'nin ana pazarlarındaki toparlanma sayesinde bu katkının devam edeceğini vurguladı. Şimşek, sürdürülebilir cari açığa verdikleri öneme işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Cari açığı kalıcı bir şekilde milli gelire oranla yüzde 2,5'in altına çekeceğiz. Yarın mayıs ayı rakamları açıklanacak. Arkadaşların dış ticaret rakamları üzerinden yaptıkları tahminlere göre çok büyük ihtimalle yarın yıllıklandırılmış yani 12 aylık cari açığın milli gelire oranı yüzde 2,5'in altına düşecek. Bu yılı ümit ediyorum ki yüzde 2 civarında kapatacağız. Aslında yani yakın coğrafyamızdaki jeopolitik gerginlikler, savaşlar, çatışmalar olmasaydı çok büyük ihtimalle bu sene cari açığın milli gelire oranı yüzde 1,5 civarında olacaktı. Ancak yüzde 2 veya yüzde 2'nin biraz altındaki cari açık bizim öngörümüz. Bu, beraberinde bize kalıcı rezerv birikimine imkan sağlayacak." "Vatandaşlarımızın ve şirketlerimizin lira tercihi beraberinde rezerv birikimini getirmiştir" Bakan Şimşek, rezerv birikiminin en önemli kaynağının vatandaşların portföy tercihi olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Vatandaşlarımızın ve şirketlerimizin lira tercihi beraberinde rezerv birikimini getirmiştir. Ana kalem budur. Diğer kalem özellikle bankacılık sektörümüzün aynı zamanda reel sektörümüzün, şirketlerimizin küresel piyasalardan daha fazla kaynak devşirmesine imkan sağlamıştır. Yine bir miktar portföy girişi var. Ancak şunu tekrar ifade etmek istiyorum: Programımız, bazılarının iddia ettiği gibi sıcak paraya sırtını dayamış bir program değildir, asla olmayacaktır." Şimşek, örtülü veya açık bir kur hedeflerinin bulunmadığının altını çizerek, "Biz çok net bir şekilde şunun altını çizmek istiyoruz: Programı kalıcı dönüşümle başarıya ulaştıracağız." dedi. Mali disiplini güçlü bir şekilde tesis etme hedeflerinden bahseden Şimşek, bütçe açığını 20 yıl boyunca milli gelire oranla yüzde 2 civarında tutmanın büyük başarı olduğunu, bu sayede Türkiye'nin kamu borçlarının düşük seyrettiğini, buradan sağlanan tasarrufla sağlıkta, altyapıda, eğitimde, tarımda muhteşem yatırımlar yapıldığını dile getirdi. Şimşek, bir süre önce açıklanan Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi'nden bahsederek, bu sayede yeşil ve dijital dönüşüm için mali alan yaratılabileceğini, sürdürülebilir cari açık kamu tasarruflarının önemli olduğunu bildirdi. "Net rezervler neredeyse 80 milyar dolar civarında arttı" Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, uyguladıkları programın Türkiye'nin brüt ve net rezervlerine etkisine işaret ederek, uzun sürebilecek iyileşmeyi son bir yılda yakaladıklarını, net rezervlerin neredeyse 80 milyar dolar civarında arttığını kaydetti. "Rezerv konusunu bir endişe kaynağı olmaktan çıkarttık. Bu anlamda rezerv yeterliliğini yakaladık." diyen Şimşek, kur korumalı mevduattan çıkış sürecinin devam ettiğini, bunun dezenflasyonist süreç için önemli olduğunu söyledi. Bakan Şimşek, toplam mevduat içerisindeki liranın payının yüzde 50'nin üzerine çıkmasının önemli bir kazanım olduğunu ancak daha katedecekleri mesafe olduğunu belirterek, vergi avantajını kaldırdıkları için temmuz itibarıyla kur korumalı mevduattan çıkışın hızlanmasını beklediklerini belirtti. Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk priminde (CDS) yaşanan düşüşe değinen Şimşek, "Bu programı uygulayarak gelecek yıl bu vakitlerde çok rahat bir şekilde 200'lerin altını görmek istiyoruz. Çünkü Türkiye'nin şu anda bilançosu giderek iyileşiyor. İyileşen bilançoyu yansıtan bir risk primi bunun çok altında olmalı." değerlendirmesini yaptı. Şimşek, yurt dışı borçlanmalarda artık çok daha uygun vadelerle ve faiz oranlarıyla borçlanılabildiğini, bankacılık sektörünün yurt dışında 4,7 milyar dolarlık sermaye benzeri kaynak sağladığını belirterek, "Küresel piyasalardan yaklaşık 5 milyar dolarlık uzun vadeli ve sermaye benzeri kaynağı makul maliyetlerle Türkiye'ye çekebildiyseniz bu, sektörün sağlamlığını ve güvenilirliğini yansıtıyor. Bu programın getirdiği birtakım maliyetler, ağırlıklar, yükler var, farkındayım ama ben inanıyorum ki bu programın sonucunda bu tür kanallardan çok daha güçlü destek bulabileceksiniz." ifadelerini kullandı. "Enflasyonda hedefleri yakalayacağımıza inanıyoruz" Mehmet Şimşek, Türkiye'nin kredi notundaki artışların devam edeceğini, OECD bünyesindeki Mali Eylem Görev Gücü'nün (FATF) Türkiye'yi gri listeden çıkarttığını, genel kurulda hiçbir ülkenin itiraz etmediğini ve kararın oy birliğiyle alındığını, herkesin bu kararı alkışladığını anımsattı. Dezenflasyonist sürecin başında olduklarını dile getiren Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Haziran ayında ilk yıllık bazda enflasyonda düşüşü gördük. Bu düşüş temmuzda, ağustosta, eylülde hızlanarak devam edecek. Yılın sonunda Merkez Bankamızın hedefi tabii yüzde 38 ama bandın üst kısmı yüzde 42. Biz buraya yakınsayacağımıza, bu hedefleri yakalayacağımıza inanıyoruz. Buraya geldiğimizde ben inanıyorum ki piyasaların bir sonraki yıla ilişkin hedeflere yönelik temkinli yaklaşımı bir miktar azalacak. Yani piyasa beklentileriyle bizim hedefler arasındaki fark azalacak. Bu da beraberinde yeni imkanlar getirecek. Bir taraftan dezenflasyon, Türkiye'ye dışarıdan gelen kaynağın vadesi uzar çok büyük ihtimal, bankacılık sektörünün değerlemesi yükselir, bilançosu iyileşir. Oraya doğru gideceğimize inanıyoruz. Beklentilerde iyileşme var. Enflasyon düştükçe bu beklentilerdeki iyileşme devam edecek." "(Hedefimiz) Vergide adaleti ve etkinliği sağlamak" Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, daha adil gelir dağılımı hedeflediklerini ve sabit gelirlileri enflasyona ezdirmek istemediklerini kaydederek, "Yani sabit gelirlileri, asgari ücretlilerden tutun da emeklilerimize kadar bütün çalışanlarımızı enflasyona ezdirmemek..." diye konuştu. Enflasyonun sabit gelirliler için olumsuzluklarından bahseden Şimşek, "Bundan dolayı enflasyonu kalıcı bir şekilde tek haneye, sonra da düşük tek haneye indirmeyi hedefliyoruz. Dolayısıyla daha adil gelir dağılımı için tabii ki sadece enflasyonu indirmek yetmez. Aynı zamanda vergi politikaları ele almak gerekiyor. Nitekim şu anda üzerinde çalıştığımız vergi politikalarında amacımız büyük oranda adaleti sağlamak, vergide etkinliği sağlamaktır. Büyümemiz güçlü, geçici olarak biraz yavaşlayacağız. Ama ülkemizin potansiyeline inanıyoruz." açıklamasını yaptı. Şimşek, kayıt dışılıkla mücadele konusundaki çalışmalara ilişkin, "Şunun altını tekrar çizmek istiyorum. Amacımız Türkiye'de refah artışını sağlayacak yapısal dönüşümlere katkı için mali disiplini güçlü bir şekilde yeniden tesis etmek." dedi. Tedarik zincirleri, yapay zeka, beşeri sermayenin güçlendirilmesi, eğitimde kalite ve beceri programlarının artırılması gibi konulardaki çalışmaları paylaşan Şimşek, yeşil dönüşümü sağlayacaklarını, bankacılık sektörünün bu alana daha fazla kaynak ayırması gerektiğini vurguladı. Şimşek, Türkiye'nin demografik ve coğrafi açıdan avantajlarından bahsederek, Türkiye'nin küresel ticaretteki parçalanmadan en az etkilenecek ülkeler arasında yer alacağını bildirdi. Negatif olmak için hiçbir sebep bulunmadığını dile getiren Şimşek, konuşmasını, "Türkiye'nin avantajları, güçlü yönleri çok daha baskın. Sadece yapmamız gereken biraz daha sabretmek. Şu programla yapısal birtakım dengesizlikleri gidereceğiz. Önemli eşiği aştık, hakikaten zorlu bir süreci geride bıraktık. Sabredersek önümüzdeki birkaç ay bu programın sonuçlarını çok daha iyi bir şekilde göreceğiz, hissedeceğiz." diye tamamladı.

İFM ile İTÜ'den finansal iş birliği Haber

İFM ile İTÜ'den finansal iş birliği

Türkiye’nin vizyon projelerinden biri olan İstanbul Finans Merkezi bilgi teknolojileri ve derinlemesine analiz çalışmaları için İstanbul Teknik Üniversitesi ile iş birliğine gitti. İFM’ de gerçekleşen protokol imza törenine İstanbul Finans Merkezi Genel Müdürü Ahmet İhsan Erdem ve İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu katıldı.  İmzalanan protokol kapsamında, İTÜ’nün akademik bilgi birikimi ve araştırma yetkinliği ile İstanbul Finans Merkezi’nin sektörel deneyimini bir araya getirerek, finans alanında bilgi teknolojileri üzerine derinlemesine pazar analizlerinin yapılması öngörülüyor. Yapılacak analizler, İTÜ akademisyenleri tarafından hazırlanacak ve finans sektöründeki bilgi teknolojileri alanındaki gelişmeleri, mevcut durumu ve gelecek trendleri içerecek. Analizler her 3-4 ayda bir İstanbul Finans Merkezi tarafından ücretsiz olarak kamu erişimine açılacak. Protokol, ayrıca, İTÜ öğrencilerine İstanbul Finans Merkezi’nde staj yapma imkânı da sağlayacak. İstanbul Finans Merkezi, kendisi tarafından belirlenecek sayıda İTÜ öğrencisi için staj ve aday mühendislik olanakları sağlamaya gayret edecek. Bu sayede, ülkemizde bilgi teknolojileri alanında uzmanların yetiştirilmesine destek olunması; sektördeki ihtiyaçların daha iyi anlaşılması ve çözüm odaklı yaklaşımların geliştirilmesi amaçlanıyor. Protokolün imza töreninde konuşan İstanbul Finans Merkezi Genel Müdürü Ahmet İhsan Erdem, konuşmasında İstanbul Finans Merkezi'nin hedefleri ve çalışmaları hakkında bilgi verdi. Küresel bir finans merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerlediklerini vurgulayan Erdem şunları söyledi: “İstanbul Finans Merkezi olarak, ana amacımız; çok boyutlu finansal hizmetler, uluslararası ticaret ve enerji ekosistemini oluşturmak. Bu ana amacı gerçekleştirebilmek adına üç temel hedefimizi belirtmek isterim. Öncelikle, Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyümesine katkı sağlamak adına çalışmalarımıza odaklanmaktayız. Bir diğer hedefimiz olan finansal piyasalarımızın ve ürünlerimizin derinleşmesini oldukça önemsiyoruz. İFM'nin tüm katılımcılarına yeni iş ve yatırım fırsatları sunmayı da önemli bir hedef olarak görmekteyiz. Bu hedeflere ulaşmak için paydaşlarımızla bir araya gelerek var olan pastayı daha da büyütmeyi ve Türkiye’nin bu pastadan daha fazla pay almasını sağlayacağız.” İstanbul Teknik Üniversitesi ile yapılan işbirliğinin önemine dikkat çeken İFM Genel Müdürü Ahmet İhsan Erdem, “İFM uluslararası ticaret merkezi haline gelmiş bulunmaktadır. Ülkemizin en önemli varlıklarından biri olan nitelikli insan kaynağımızı daha da artırmak adına İFM’de uluslararası tecrübeye sahip personellerin istihdamı için çeşitli avantajlar tanımlanmıştır. Bu teşvik kaleminin ana amacı hem tersine beyin göçünü özendirmek hem de nitelikli uluslararası iş gücünü ülkemize çekmektir. Bilgi teknolojilerinin finans sektöründe oynadığı kritik rolün farkındayız. Bu nedenle, bu alanda ülkemizin önde gelen akademik kurumlarından biri olan İstanbul Teknik Üniversitesi ile işbirliği yapmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu protokol, hem sektörümüzün hem de ülkemizin bilgi teknolojileri alanında rekabet gücünü artırarak yenilikçi ve katma değerli çözümler üretmemize imkân sağlayacaktır. Ayrıca, İTÜ öğrencilerine staj ve aday mühendislik fırsatları sunarak, sektörümüze nitelikli insan kaynağı kazandırmayı da önemsiyoruz. Bu protokolün hayırlı olmasını diliyor, İTÜ yönetimi ve akademisyenlerine teşekkür ediyorum” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.