TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#İsmet Ramazan Selçuk

İLKHABER-Gazetesi - İsmet Ramazan Selçuk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İsmet Ramazan Selçuk haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gazeteci Can Kaya, bugün son yolculuğuna uğurlanacak Haber

Gazeteci Can Kaya, bugün son yolculuğuna uğurlanacak

Mersin'de vefat eden Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Üyesi Can Kaya, bugün Adana’da son yolculuğuna uğurlanacak. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Üyesi Can Kaya, dün Mersin'deki evinde vefat etti. Kalp krizi sonucu vefat ettiği sanılan Can Kaya'nın cenazesi, aile üyeleri ve yakınları tarafından defnedilmek üzere Adana'ya getirildi. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti'nden yapılan açıklamada, 70 yaşında 2 çocuk babası olan merhumun cenazesinin bugün saat 13.00'da Kabasakal Mezarlığı’nda toprağa verileceği belirtildi. Meslektaşı İsmet Ramazan Selçuk'un kaleminden Can Kaya anısı Can Kaya ile birlikte Hürriyet Haber Ajansı’nda uzun yıllar görev yapan Gazeteci İsmet Ramazan Selçuk da vefat haberinin ardından sosyal medya hesabından duygu dolu paylaşım yaptı. İsmet Ramazan Selçuk'un "Güle güle kardeşim…" başlığıyla paylaşımı şöyle: "Can Kaya’nın vefat haberini Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Müdürü Yusuf Aslan verdi. “Yapma” diyebilmişim, sadece... İnanamadım, inanmak istemedim. Şu saate kadar elim, tuşlara dokunup ‘ölüm’ haberini yazmaya varmadı. Hürriyet Haber Ajansı’nda 1984 yılında başladı tanışıklığımız. Sonra 1995 yılında haftalık efsane gazete Güney Medya’yı kurduk, Hürriyet’ten ayrılan Can Kaya ve bazı arkadaşlarla birlikte. Dile kolay 40 yıllık arkadaşlık, dostluk, espridaşlık… Hayata hep iyi yönüyle bakardı. Ve o güzel insan da, o güzel ata binip gitti… Bugün son yolculuğuna uğurluyoruz. Anısına, yıllar önce kaleme aldığım bir yaşanmışlığı yeniden yayımlıyorum… 'Gazetecinin parası pul, anısı bol' derler, ama bizim dönemde Hürriyet, Milliyet, Güneş, Günaydın, TRT, Anadolu Ajansı gibi basın kuruluşlarında çalışanlar hatırı sayılır aylık, ikramiye ve pirim alırdı. Yerel gazetelerdeki arkadaşlar bizim kadar şanslı değildi, ama günümüzde olduğu gibi de 'maaş' meselesi dibe vurmamıştı. Malumunuz, ekonomisi iyi olanın morali de, keyfi de, huzuru da üst düzeydedir. Doğal olarak çalışma ortamı da buna göre şekillenir. Yani arkadaşlar arasında her türlü espri ve şakalaşma yaşanır. Bizim de öyleydi, ama zaman zaman dozunu ayarlayamadığımız da bir gerçekti. Hürriyet Haber Ajansı’ndaki anıların tümünü yazmama imkan yok. En azından şimdilik bir kaçını kaleme alayım, hem arkadaşların kulaklarını çınlatayım, hem de çok az sayıda kişinin bildiği yaşanmışlıkları gün yüzüne çıkarayım… Buyurun başlayalım… Spor sorumlusu Can Kaya, her pazartesi olduğu gibi gergin ve tempolu güne hazırlanıyordu. Maç değerlendirmelerini, başkan veya hoca açıklamalarını toparlamak üzere tüm il ve ilçe muhabirleriyle telefonla görüşmek üzere kolları sıvamıştı. Gazetenin santral görevlisine taşra muhabirlerin isimlerini veriyor, Mehmet Karaoğlan da (rahmetli) tek tek bağlıyor, konuşmasını sağlıyordu. Adana Asri Mezarlığı’nın telefonu tüm çalışma arkadaşlarımın ezberindeydi. Can Kaya, olay günü Silifke muhabirimiz Oktay Yılmaz’la (rahmetli) görüşmek istediğini santral görevlisine bildirdi, beklemeye başladı. Muzip bir arkadaşımız bu fırsatı kaçırmadı, iç hattan mezarlığı arayıp, Can Kaya’nın masasındaki telefona aktardı. Tabi ki Can’ın bundan haberi yoktu, karşısındakinin Silifke muhabiri olduğunu sanıyordu. Ahizeyi kulağına dayadı, 'Oktay ağabey günaydın' dedi. Sonradan öğrendiğimize göre telefonun diğer ucundaki mezarlık görevlisi 'Oktay yatıyor, ben yardımcı olayım' diye karşılık veriyor. Oktay Yılmaz’ın gerçekten uyuduğunu sanan Can, haliyle biraz gerildi ve 'Kardeşim saat 12 oldu, bu saate kadar yatılır mı? Hemen Oktay ağabeyi kaldır' dedi. Bu tür şakalara alışkın olan telefonun diğer ucundaki görevli de gayet rahat bir şekilde 'beyefendi seslendim, hatta dürttüm uyanmıyor. Galiba çok derin uykuda. İnanmıyorsan sen gel kaldır' yanıtını veriyor. İyice gerilen Can, telefonu öfkeyle kapattı, çevresini süzmeye başladı. Bürodaki 10 çift göz Can Kaya’ya dikkat kesilmiş, vereceği tepkiyi bekliyordu. Bir şeyler olduğunu sezen Can, 'mezarlık şakalarını' da bildiği için 'ulan sabah sabah bunu kim yaptı?' diye bağırdı. Nihayet meseleyi çözmüştü, ama gerginliği devam ediyordu. Biz kahkahalar patlatırken Can Kaya, yalnız kalmak, huzur bulmak ve rahatlamak için kendini yemekhaneye attı. Zira, Can iyi lokmacıydı, açlığa da asla tahammül edemezdi…"

Gazeteci İsmet Ramazan Selçuk'un kaleminden '2000 yıllık Adanalı Hadro' hikâyeleri Haber

Gazeteci İsmet Ramazan Selçuk'un kaleminden '2000 yıllık Adanalı Hadro' hikâyeleri

Gazeteci İsmet Ramazan Selçuk'un 1. Yüzyıl’da Taşköprü’yü yaptıran Roma İmparatoru Hadrianus'un “2000 yıllık Adanalı Hadro” başlığıyla sosyal medyada yayınladığı hikâyeleri, Adana’nın renkli tarihini yeniden canlandırıyor. Çukurova'nın kalbinde yer alan ve tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış köklü bir şehir olan Adana, Türkiye'nin sanayileşen ilk şehirlerinden birini oluşturuyor. Bereketli toprakları, stratejik konumu ve canlı kültürü ile öne çıkan Adana'nın tarihi M.Ö. 7000'li yıllara kadar uzanıyor. İlk yerleşimlerin Neolitik dönemde gerçekleştiği bilinen Adana, Hititler, Asurlular, Persler, Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar gibi birçok medeniyetin izlerini taşıyor. Her medeniyetin tarihi dokusu ile kültürel açıdan zenginleşen Adana, farklı kültürlerin ve etnik kökenlerin bir arada yaşadığı kozmopolit bir şehir olarak öne çıkıyor. Güçlü bir kültürel mirasa sahip olan Adana, zengin mutfak kültürüyle Türkiye'nin önemli gastronomi rotasında yer alırken, misafirperver ve sıcakkanlı insanlarıyla konuklarına kucak açıyor. Geleneklere ve göreneklerine bağlı olan Adanalılar, aynı zamanda yeniliklere de açık bir toplum olarak gerek yurt içinde ve gerekse ülke sınırları dışında bu değerleriyle ününü koruyor. Adana, sanat, spor ve iş dünyasına da birçok isim kazandırdı Eğitimci İlay Bilgili'nin "Orhan Kemal olmasaydı ‘Bereketli Topraklar Üzerinde’ ya da ‘Hanımın Çiftliği’ adlı romanlar hayatımızda asla olmayacaktı. Eğer çirkin kral ‘Yılmaz Güney’ olmasaydı, 1982 yılında Cannes Film Festivali’nin En İyi Film kategorisindeki ödülü Türkiye ‘Yol’ filmi ile bir yumruk gibi havaya kaldıramayacaktı. Ferdi Tayfur olmasaydı ‘Ben de özledim ben de…’ diye asla içlenemeyecektik örneğin. Eğer Ali Özgentürk olmasaydı Selvi Boylum Al Yazmalım’ın senaryosu öyle şahane yazılamayacaktı. Muzaffer İzgü olmasaydı örneğin belki ‘bazı’ şeylere başka bir gözle bakmayacaktık. Aytaç Arman olmasaydı Türk sineması bir eksik kalacaktı hep. Haluk Levent olmasaydı gitar çalmak isteyen her gencin o ilk şarkısı olmayacaktı, sahillerde ateş başında söz ve müziği Serhan Kelleözü'ne ait olan ‘Akdeniz Akşamları’ söylenmeyecekti hiç." ifadeleriyle bahsettiği bereketli topraklara sahip Adana, sanat, spor ve iş dünyasına da birçok isim kazandırdı. Yaşar Kemal, Feridun Düzağaç, Atilla İlhan, Erol Büyükburç, Şener Şen, Fatih Terim, Hasan Şaş, Murat Göğebakan, Müslüm Gürses, Kıvanç Tatlıtuğ, Demir Demirkan, Menderes Samancılar, Ayşe Arman, Nebil Özgentürk, Cenk Koray, Salih Güney, Faruk Tınaz, Ümit Besen gibi ünlü isimler, şimdilerde festivaller kenti olan Adana'da dünyaya gözlerini açtı. Sanatın hemen hemen her alanında adından söz ettiren Adana, yazın dünyasında olduğu gibi medyada da güçlü kalemlerle anıldı. Bu güçlü kalemlerden biri olan Gazeteci İsmet Ramazan Selçuk da, kendine has şiveye ve deyimlere sahip Adana'nın tüm değerlerini, bir süre önce kaleme almaya başladı. Gazeteci İsmet Ramazan Selçuk'un, sosyal medya platformlarında paylaştığı hikâyelerin baş kahramanı ise 1. Yüzyıl’da Adana'da meşhur Taşköprü'yü yaptıran Roma İmparatoru Hadrianus (Hadro) oldu. '2000 yıllık Adanalı Hadro' başlıklı hikâyelerde, İsmet Ramazan Selçuk, Adana yaşamının her alanındaki anekdotlara yer vermeye başladı. Binlerce kişi tarafından beğeniyle okunan hikâyeler, Selçuk'un "Lan gardaş, mavra, allöş, cıncık, cırlazmak, mızıkçılık yapmak, çimmek, essah ve gadasını almak" gibi yöresel deyimlerle daha da çekici hâle geldi. Gazeteci İsmet Ramazan Selçuk'un Hadrianus'un "Hadro" ismiyle sosyal medya platformlarında paylaştığı hikâyeleri, tarihi eğlenceli ve ilgi çekici bir şekilde sunumla geniş bir kitleye ulaşmayı başardı. Yılmaz Pütün’ün (Yılmaz Güney) beyaz perdeye uzanan ilginç hikayesi '2000 yıllık Hadro' hikâyelerinin 4 bölümden oluşan ve esas adı Yılmaz Pütün olan Yılmaz Güney ile ilgili kısımları da hayli ilgi çekici oldu. İsmet Ramazan Selçuk, Yılmaz Pütün’ün (Yılmaz Güney) kardeşi Yaşar Pütün'den de bahsettiği paylaşımlarında, 'Çirkin Kral'ın yaşamında bugüne kadar az bilinen kesitlere yer verdi. İsmet Ramazan Sulçuk, Adana'nın sosyal ve kültürel zenginliklerini gelecek kuşaklara aktarmak ve bu konuda kalıcı eser bırakmak amacıyla hikayeler yazmaya başladığını belirterek, "Önce Adana'nın geçmişte kullanılan ve bazıları gümünüze kadar gelen bazı yöresel deyimlerinin ağırlıklı olduğu bu yazı dizisinde, yolumuz Roma İmparatoru Hadrianus ile kesişti. Köklü geçmişi, çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış olması, kültürel çeşitliliği, sanat ve spor dünyasına katkıları ve ünlü isimlerin yetiştiği bir kent olduğu vurgulanan Adana'daki unutulmaz yaşanmışlıklar, Hadro ile yine yöresel deyimlerle anlatılmaya başlandı." dedi. Yine Adanalı olan Sefa Sofuoğlu’nun Hadrianus ve İsmet Ramazan Selçuk’u betimlediği görsel ile sunulan  '2000 yıllık Hadro' hikâyelerinin, daha sonra başka hikayelerinde yer alacağı kitap haline gelmesi bekleniyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.