SON DAKİKA
Hava Durumu

#İmza kampanyası

İLKHABER-Gazetesi - İmza kampanyası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İmza kampanyası haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Memur-Sen Adana, "Aileyi Korumak İçin Anayasa Değişsin" imza kampanyası başlattı Haber

Memur-Sen Adana, "Aileyi Korumak İçin Anayasa Değişsin" imza kampanyası başlattı

Memur-Sen Adana İl Teşkilatı, “Anayasa Değişsin, Aile Korunsun” sloganıyla Adana Öğretmenevi’nde aile kavramının korunmasına yönelik imza kampanyası düzenledi. Toplantıya, Memur-Sen Adana İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Adana Şube Başkanı Bekir Nennioğlu başkanlık ederken, Memur-Sen’e bağlı şube başkanları, Memur-Sen Kadın Komisyonları Adana İl Başkanı Şengül Kamalı, Genç Memur-Sen Başkanı, Emekli Memur-Sen Başkanı ve birçok şube başkanı ile AK Parti Seyhan İlçe Başkanı İbrahim Gökçedağ ve kadın kolları üyeleri katıldı. Kamalı, “Ailelerimizi Korumak İçin Anayasada Güvence Altına Alınmalı” Toplantının açılışında söz alan Memur-Sen Kadın Komisyonları Adana İl Başkanı Şengül Kamalı, aileyi tüm olumsuz etkenlerden korumak adına anayasal güvence sağlanması gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Ailemizi tüm sapkınlardan, sapkınlıklardan, ifsatlardan ve kötülüklerden korumak için anayasal güvenceye alınması gerektiğini.” Nennioğlu, “Aile, kadın ve erkeğin temelini evlilik oluşturur, anayasaya eklemeyi hedefliyoruz” Memur-Sen Adana İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Adana Şube Başkanı Bekir Nennioğlu, imza kampanyasının amacını şöyle açıkladı: “Anayasa’nın 41. maddesine şu ifadeyi ekletmek için imza topluyoruz: Aile, kadın ve erkekten oluşur. Aile ilişkisinin temeli evliliktir.  Ailenin, aile kavramının ve aileye yüklenen toplumsal değerin korunarak gelecek kuşaklara aktarılması,kadınların inançlarına veya tercihlerine dayalı kıyafet seçimleri nedeniyle özel ve kamusal alanlarda ayrımcılığa, eşitsizliğe ve dışlanmaya maruz kalmadan toplumsal hayata katılımlarının anayasal güvence altına alınarak hukuki korumaya kavuşturulması, bu hususta toplumsal destek sağlanması ve ortak bilinç oluşturularak idari ve siyasi merciler nezdinde hukuki çözüm için kamuoyu baskısı oluşturulması amaçlanmaktadır.” AK Parti Seyhan İlçe Başkanı Gökçedağ’dan destek Toplantıya katılan AK Parti Seyhan İlçe Başkanı İbrahim Gökçedağ ve kadın kolları üyeleri, kampanyaya destek vererek hazırlanan dilekçeleri imzaladılar. Gökçedağ, aile ve kadın haklarına ilişkin anayasal güvence taleplerini desteklediklerini ifade etti. İmza kampanyası 1 Mayıs’a kadar tamamlanacak Toplantıyı yöneten Bekir Nennioğlu, tüm katılımcılara teşekkür ederek, kampanyanın oldukça verimli geçtiğini ve en kısa sürede imza toplama sürecinin tamamlanacağını belirtti. Nennioğlu, toplanan milyonlarca imzanın 12 Mayıs’ta Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulacağını ve Memur-Sen teşkilatının bu süreci hızla tamamlayacağını sözlerine ekledi.

Afşin Elbistan Termik Santrali'nin kapatılması için toplanan imzalar 17 bine yaklaştı Haber

Afşin Elbistan Termik Santrali'nin kapatılması için toplanan imzalar 17 bine yaklaştı

Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu tarafından Kahramanmaraş'ta bulunan Afşin Elbistan Termik Santrali'nin kapatılması amacıyla başlattığı imza kampanyası, 17 bine yaklaştı. Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu tarafından, 27 Mart 2024 tarihinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlı muhatap alınarak dünyanın en büyük imza kampanyası platformu change.org'da imza kampanyası başlatıldı. WWF Türkiye tarafından da, "Afşin-Elbistan A santrali için planlanan ek üniteler geleceğimizi tehdit ediyor. Yürütülen ÇED sürecine itirazlar devam ederken, konuyla ilgili henüz görüş vermeyen Devlet Su İşleri’ni su hakkımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz." ifadesiyle desteklenen kampanyada, 16 bin 944 imzaya ulaşıldı. Çevre platformu tarafında kampanyanın önemine ilişkin olarak şunlar kaydedildi: "Afşin-Elbistan'da bulunan termik santraller, yıllardır bölgenin ve halkın sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor. Üstelik şimdi bir de Afşin-Elbistan A termik santraline ek üniteler yapılması planlanıyor. Yani aslında bu bölgeye iki yeni santral yapılması anlamına geliyor ve bu durum çevre ve insan sağlığı açısından büyük riskler taşıyor. Bizler, Afşin-Elbistan'da yapılması planlanan bu ek ünitelerin iptal edilmesini ve aynı zamanda çevre yatırımı yapmayan, halk sağlığını ve çevreyi hiçe sayan mevcut santrallerin planlı bir şekilde kapatılmasını talep ediyoruz. Şu anda Çelikler Holding tarafından işletilen Afşin A santraline ek iki tane daha ünite yapılması ile ilgili geçtiğimiz yıllarda hazırlanan ÇED raporu sonrasında Nisan 2022'deki Halkın Katılım Toplantısına katılarak bu ek ünitelerin yapılmasıyla ilgili sorunları ve buna karşı olduğumuzu iletmiştik. Termik santralin kara dumanları yıllardır bizi hasta etti. Bu iki santral, kuruluşlarından 2020 yılına kadar 17.500 erken ölüme neden oldu. Afşin A Santrali’ne eklenecek iki yeni ünite 1.900 erken ölüme neden olacak. Bu santrallerden yayılan partikül maddeler, Karadeniz bölgesine kadar taşınıyor. Dünya Sağlık Örgütü, partikül maddeleri insanda kanser yapan etmenler arasında sınıflandırıyor. Afşin ve Elbistan bu havayı solumak zorunda değil. Afşin-Elbistan'da bulunan termik santraller hava kirliliği, su kirliliği ve sağlık sorunlarına neden olmaya devam ediyor. Ayrıca, bölgenin deprem riski altında olması, son yaşanan depremde santralin ciddi hasar alması bu santrallerin güvenliğini de sorgulatıyor. Bu nedenle, bu santrallerin faaliyetlerine son verilmesi, yeni üniteler planlanması yerine temiz enerji kaynaklarının tercih edilmesini istiyoruz."

'Erzincan İliç Altın Madeni kapatılsın' kampanyası Haber

'Erzincan İliç Altın Madeni kapatılsın' kampanyası

İliç Doğa ve Çevre Platformu, toprak kayması sonucu 9 işçinin kaybolduğu Erzincan İliç Çöpler Altın Madeni'nin kapatılması amacıyla, Change.org'da imza kampanyası başlattı. Erzincan'ın İliç ilçesinde Çöpler Köyü yakınlardaki altın madeninin bulunduğu geniş bir alanda meydana gelen toprak kayması sonucu kaybolan 9 madenciyi arama ve kurtarma çalışmaları devam ediyor. Madende yaşanan facia sonrası kayıp işçilerin aileleri ve yakınları endişeli bekleyişlerini sürdürürken, çevre dernekleri de art arda açıklama yapıyor. İliç Doğa ve Çevre Platformu da, TBMM'de Araştırma Komisyonu kurulmasına karar verilen faciayla ilgili olarak Change.org'da 'Erzincan İliç Altın Madeni Kapatılsın' başlıklı imza kampanyası başlattı. Dün başlayan kampanyada imza sayısı 21 bine yaklaştı. "Erzincan İliç Çöpler Altın Madeninde 13 Şubat günü meydana gelen, siyanürlü yığın liçi sahasındaki çökme sonucu oluşan göçük altında kalan canlar için çok üzgünüz" ifadesi yer alan kampanya açıklamasında, özetle şunlar kaydedildi: "Siyanür ve toksik kimyasallarla Fırat Havzası ve Nehri tehlike altında. Siyanür’ün Fırat Nehri’ne ulaşması, çok çok büyük bir felaket demek. Bu madenin kapatılması için yıllardır uyarıyoruz. Çöpler Altın Madeni ve Anagold şirketi acilen kapatılmalıdır. Anagold yetkilileri ve suça ortak olan tüm kamu görevlileri ve şirket yetkilileri hakkında soruşturma açılmalı ve yurt dışına çıkış yasağı getirilmelidir. Siyanür liçli madencilik yasaklanmalıdır."

Hatay Havalimanı kampanyasına 8 bini aşkın imza Haber

Hatay Havalimanı kampanyasına 8 bini aşkın imza

ALİ GÜRELİ ADANA (İLKHABER) - Hatay Tabiatı Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Öğünç, Kahramanmaraş merkezli depremlerde zarar gören Hatay Havalimanı'nın taban çökmeleri ve taşkın riski olmayan yerde inşa edilmesi amacıyla imza kampanyası başlattıklarını söyledi. Öğünç, 6 Şubat 2023’te saat 04.17’de meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde medeniyetler şehri Hatay'ın havalimanının da kullanılamaz hâle geldiğini anımsattı. Depremden dolayı uçuş pistinde çökmeler olması nedeniyle havalimanının kullanılamadığına dikkati çeken Öğünç, "Bu durum, ilkyardım, arama kurtarma ekipleri ve ekipmanlarının bölgeye ulaşmasını ciddi anlamda geciktirmişti." dedi. Abdullah Öğünç, Hatay Havalimanı'nın jeomorfolojik açıdan Antakya-Kahramanmaraş grabeni veya çöküntü oluğu olarak tanımlanan sahada yer alan 1950’lerden itibaren kurutulmaya çalışılan Amik Gölü’nün en derin kısmına 2007 yılında inşa edildiğini ifade ederek, “Onarılarak aynı yerde hizmet vereceği açıklanan Hatay Havalimanı'nın farklı yere taşınması amacıyla dünyanın yirmi yedi ülkesinde yer alan sosyal değişim platformu özelliğine sahip change.org'da imza kampanyası başlattık." dedi. Kampanyaya 8 bini aşkın kişinin imza verdiğini belirten Öğünç, hedeflerinin 10 bin imza olduğunu kaydetti: change.org'daki kampanyada şu ifadelere yer verildi: "Kurutulan Amik Gölü'nün en derin yerine yapılan ve her yıl su baskınlarına uğrayan, 6 Şubat depremlerinde de büyük hasar gören Hatay Havalimanı’nın yine aynı yere yapılması planlanıyor. Burası aynı zamanda kuşların göç yolu üzerinde ve hem kuşlara zarar veriyor, hem de uçaklar için risk oluşturuyor. Yetkilileri acilen ikinci kere yapılacak olan yanlıştan dönmeye ve havaalanının yerini değiştirmeye çağırıyoruz. Yaşananlardan ders almazsan, tekrar tekrar acılar, felaketler yaşamaya devam edeceğiz. Hatay Havalimanı, 1950’lerden itibaren kurutulmaya çalışılan Amik Gölü’nün en derin kısmına 2007 yılında inşa edilmiştir. Hatay Havalimanı'nın mevcut konumu, havalimanının ekolojik ve çevresel etkileri nedeniyle yetiştirilen tarımsal ürünlerin sağlığı açısından da uygun değildir. Havalimanı yapımı için alternatif önerilenimizi de yetkili kurumlarla paylaşmış bulunuyoruz. Bu sahalarda gerekli tetkiklerin, konunun uzmanları tarafından yapılmasını ve Hatay’ın her doğal koşul altında faal olacak uygun yeni bir havalimanına kavuşmasını yetkili kurumların işbirliği ile mümkün olduğuna inanıyoruz. Burada neden havalimanı olmaması gerekir? 1. Havalimanının kurulmuş olduğu Alüvyal zeminde zaman içerisinde deprem olmadan dahi çökmeler devam etmektedir. Bunun kanıtları vardır. Yaşanan ve yaşanabilecek depremler ise çökme ivmesini, sıvılaşmayı arttırabilecek niteliktedir. 2. Kurutulduğu iddia edilen Amik Gölü, kış aylarında yeniden su toplayarak varlığını sürdürmeye çalışmaktadır. Hemen hemen her kış oluşan göl bazı yıllarda artan yağış miktarı ile daha geniş bir alana yayılmaktadır. Buna bağlı olarak taşkın boyutu ve oluşturduğu olumsuzluklar da arttırmaktadır. 2012, 2019 kış aylarında taşkın miktarındaki artış havalimanının kullanımını olumsuz etkilemiş, limana gidişin gerçekleştiği karayolu ve yakın çevresi günlerce sular altında kalmıştır. 3. Gölün yeniden oluşması ve sularının taşması, havalimanına yapılmış olan yatırımların revizyonunu gerektirmekte ve maliyetini sürekli arttırmaktadır. 4. Lübnan dağlarından kaynağını alan Asi Nehri havzasında kalan Amik Gölü ve Amik ovası yörede su kontrolü açısından önemi büyük olan bir jeomorfolojik ünitedir. Nitekim 6 Şubat depremlerinde Suriye’de yıkılan bir barajın suları Amik ovası tabanında yayılmış böylelikle Antakya ve Samandağ ikincil bir felaketten korunmuştur. 5. Göçmen kuşların göç yolu üzerinde olan havalimanın mevcut yeri, kuşların etkisiyle uçaklarda yaşanabilecek riskleri arttıracak niteliktedir. 6. Yaz aylarında (Nisan-Ekim arasında) Güneybatı-Kuzeydoğu yönlü ve şiddetli rüzgarların etkisinde kalan ovada Hatay Havalimanı bu rüzgarın en şiddetli estiği ve türbülans oluşumlarının yoğun olduğu konumlardan birindedir. Bu durum ise uçakların iniş ve kalkışlarında panik oluşmasına, uçuşun konforuna ciddi olumsuz etkiler yapmaktadır. Bugüne kadar bir kazanın yaşanmaması da önemli bir şans olarak değerlendirilmelidir. 7. Kış aylarında saha özellikle sabah ve akşam saatlerinde yoğun sis ile uçuşun zorlaştığı mikroklimatik şartlar barındırmaktadır. 8. Kurutulmaya çalışılan gölün aynası (göl tabanı) üzerinde inşa edilen Hatay Havalimanı Amik ovasının 1. derecede verimli tarım alanlarına çok yakın bir konuma sahiptir. Havalimanına inen-kalkan uçaklar, lojistik destek ve havalimanına olan ulaşım yoğunluğu gibi etkilerle çevre ve tarım alanları üzerinde de baskı oluşturmaktadır. Günümüzün vazgeçilmezi özelliğindeki hava ulaşımına elbette Hatay ilinin de ihtiyacı vardır. Ancak havalimanının yeniden yapımının gündeme geldiği bugünlerde mevcut yere yeniden havalimanı inşasını yukarıda saydığımız ve daha da arttırılabilir nedenlerden dolayı doğru bulmuyor ve onaylamıyoruz. Mevcut yerin başka amaçlarla da kullanılmasına karşı olduğumuzu buranın yeniden Amik Gölü olarak ekosisteme ve çevreye faydasının daha fazla olacağına inanıyoruz.

40 bin TL’lik ilaç için imza kampanyası başlatıldı, konu TBMM’ye taşındı Haber

40 bin TL’lik ilaç için imza kampanyası başlatıldı, konu TBMM’ye taşındı

Aydın GÖKÇEOĞLU ANKARA (İLKHABER) - Lösemi hastalarının ilik nakli sonrası kullandığı “ruksolitinib” etken maddeli 40 bin lira değerindeki Jakavi adlı ilacın SGK’nin ödeme listesinden çıkarıldığı gerekçesiyle imza kampanyası başlatıldı, CHP'li Burhanettin Bulut tarafından da konu TBMM'ye taşındı. Annesinin 4 yıldır lösemi hastası olduğunu belirten Neriman Akdemir Birer tarafından ilacın yeniden SGK tarafından  karşılanması için 15 Mayıs 2023 tarihinde Change.org’ta başlattığı kampanyaya imza verenlerin sayısı 20 bin 455'e ulaştı. Neriman Akdemir Birer, Change.org’taki paylaşımında annesinin 4 yıldan uzun süredir akut lenfoblastik lösemi hastalığıyla mücadele ettiğini ifade ederek, şunları kaydetti: "İlik naklinden sonra yan etkiye bağlı cildinde yanık tarzı yaralar oluştu. Tedavi edilemezse hayati riskler taşıyan bir hastalık. Ne yazık ki, bu hastalık için kullandığımız ilaç SGK kapsamından çıkarıldı. Fiyatı 40.000 TL. Uzun süreli ve gerekirse ömür boyu kullanılacak bu ilacı, bizim durumumuzda olan hiçbir ailenin karşılaması mümkün değil. Annem için bize destek olur musunuz? Lütfen, Sağlık Bakanlığı ve SGK'ya sesimizi duyurmak için kampanyayı imzalayın ve paylaşın. İlaç ücretsiz olsun, annem gibi binlerce hasta kurtulsun. Daha önce karşılanan bir ilaç neden bir anda karşılanmamaya başladı anlayamıyoruz. Annem lösemi nedeniyle iki kez kök hücre nakli oldu. İlk nakil başarısız oldu. İkinci nakilden sonra nakile bağlı yan etkilerle savaşıyor. Lösemi tedavisi uzun süren bir hastalık, nakil süreci ekstra yıpratıcı ve yan etkileri çok çok fazla. Bunlardan birisi “GvHD” olarak bilinen, kısaca vericiden alınan kemik iliklerinin alıcının kemik iliklerine açtığı bir savaş. En sık karaciğer bağırsak ve ciltte görülüyor.  Annemin cildinde GvHD bağlı yanık tarzı yaralar oluşuyor. Kontrol altına alınmazsa, cildindeki bu yaralar onu enfeksiyona açık hale geliyor. Hayat kalitesinin düşmesi bir yana hayati riskleri de olan bir hastalık bu. Ancak Jakavi denilen “ruksolitinib” etken maddeli ilaçla kontrol altına alınıyor. Normalde devletin karşıladığı Sağlık Bakanlığı onaylı bu ilaç, artık ücretli. Fiyatı 40.000 TL. İlacın yeniden ücretsiz olması için siz de destek verin. Buraya kadar büyük emekler veren aileler var. Psikolojik ve maddi olarak zor yollardan geçerek sağlıklarına yeniden kavuşan insanlar ve bizim gibi ailelere umut olun. En büyük tedavinin moral olduğu kanser hastalarına ekstra stres etkeni olmasın. 4 yıldan fazla süredir lösemiyle büyük mücadele eden ve yeni yeni kendini toparlayan annem ve binlerce hasta mağdur olmasın." -Soru önergesi verdi CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut da Jakavi adlı ilacın SGK ödeme listesinden çıkarılmasını TBMM gündemine taşıdı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığına soru önergesi veren Bulut, löseminin kemik iliğinden kaynaklanan, vücuttaki kan hücrelerinde oluşan kanser türü olduğunu belirterek, “Tedavisi pahalı ve uzun süren löseminin tipi ve risk grubuna göre lösemi hastaları 2-3 yıl süren bir tedavi ile sağlıklarına kavuşabilmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu, lösemi hastalarının ilik nakli sonrası uzun süreli ve gerekirse ömür boyu kullandığı “ruksolitinib” etken maddeli 40 bin TL’lik Jakavi adlı ilacı ödeme listesinden çıkarmıştır” dedi. -Lösemi hastaları mağdur CHP’li Bulut, Polistemi vera tanısı endikasyonunda, endikasyon dışı belgesi ile ödenen Jakavi adlı ilacın şu anda sadece miyelofibrozis tanısı ile ödendiğini belirterek şöyle devam etti: “Endikasyon dışı belgesiyle bile polistemi vera teşhisinde ödenmez hale gelmiştir. SGK’nin aldığı bu kararla ilacı alamaz duruma gelen binlerce lösemi hastası ve yakını mağdur olmuştur. Psikolojik ve maddi olarak zor günler geçiren hasta ve hasta yakınları internet üzerinden ilacın ücretsiz olması için kampanya başlatmıştır. Dövize endeksli yüksek fiyatlı ilaçların SGK'yi mali açıdan zorladığı ve ekonomik nedenlerle bu gibi ilaçların geri ödeme listelerinden çıkartıldığı belirtilmektedir.” -Ödeme listesinden neden çıkarıldı? CHP’li Bulut, Bakan Işıkhan’ın yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti: -Jakavi adlı lösemi ilacının SGK ödeme listesinden çıkarılma gerekçesi nedir? -Dövize endeksli yüksek fiyatlı ilaçların SGK'yi mali açıdan zorladığı için SGK listesinden çıkarıldığı iddiası doğru mudur? -Jakavi’nin ödeme listesine geri alınması yönünde bir çalışma var mıdır? -Son 1 yılda kaç hastaya Jakavi adlı ilaç reçete edilmiştir? SGK, tarafından ilaca ne kadar para ödenmiştir? -SGK’nın aldığı bu kararla ilacı alamaz duruma gelen binlerce lösemi hastası kaderine mi terk edilecektir?

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.