TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#İMO

İLKHABER-Gazetesi - İMO haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İMO haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Hıdır Çak: Depremi afete çeviren, depreme dayanıksız yapılardır Haber

Hıdır Çak: Depremi afete çeviren, depreme dayanıksız yapılardır

Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği’ne TMMOB bağlı İnşaat, Jeofizik, Jeoloji Mühendisleri ve Mimarlar Odası Adana Şubeleri, Ceyhan depreminin 26. yıldönümünde Ceyhan Deprem Anıtı önünde, Ceyhan Belediyesi ile birlikte depremde hayatını kaybedenleri anmak ve deprem önlemlerine dikkat çekmek için anma töreni düzenledi. Katılımcıların taşıdığı, depremin yıkıcı etkilerini yansıtan, 1998 Ceyhan Depreminden fotoğraflar eşliğinde düzenlenen törende, Odalar adına açıklamayı İnşaat Mühendisleri Odası İMO Adana Şube Başkanı Hıdır Çak yaptı. Anma Töreninde, Jeoloji Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Mehmet Tatar, Jeofizik Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Emin Pişkin, Mimarlar Odası Adana Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ertaç Özal, Ceyhan Belediye Başkan Yardımcıları Ömer Arslan, Ahmet Özkan Akgün ve Burhan Onuk, TMMOB’ye bağlı Odaların üyeleri ve Ceyhanlılar yer aldı. Hıdır Çak ortak açıklamaya depremde hayatını kaybedenleri saygıyla anarak başladı ve 27 Haziran 1998 tarihinde meydana gelen Adana- Ceyhan Depreminin 26. yılının, 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerin acılarının da yüreklerde taşınarak karşılandığını belirterek, bir daha böylesi acıların yaşanmamasını temenni etti. İnşaat Mühendisleri Odası İMO Adana Şube Başkanı Hıdır Çak, “Bugün, bu anma törenini; zemin özelliklerinden, mimari ve betonarme tasarımına, projelendirmeden yapım aşamasına kadar görev alan meslek disiplinleri olan; İnşaat, Jeofizik, Jeoloji Mühendisleri ve Mimarlar Odası Adana Şubeleri ile bunların takibi ve kontrolünde yer alan Ceyhan Belediyesi olarak birlikte düzenledik. Birlikte hareket etmenin, birlikte çalışma yürütmenin, eşgüdümün önemini de bu vesile ile ayrıca vurgulamak isteriz. 27 Haziran 1998 yılında saat 16.55’de meydana gelen 6.3 büyüklüğündeki Adana – Ceyhan Depremi; 145 kişinin ölümüne, bin 500 kişinin yaralanmasına ve binlerce kişinin evsiz kalmasına yol açmıştır.  Depremin hemen ardından TMMOB’ye bağlı Odaların Adana Şubeleri Ceyhan’da incelemede bulunmuş ve ön hasar tespitinde gönüllü olarak görev almıştır. Ceyhan ilçesindeki kayıpların ve hasarın, binaların mühendislik hizmeti almamasından ve yine o dönemdeki yasa ve yönetmeliklerin yetersiz kalmasından kaynaklandığını söyleyebiliriz” diyerek ifade etti. “Canlarımızı emanet ettiğimiz yapılarımızı buna göre tasarlamamız gerekmektedir” Hıdır Çak, “Gerek Ceyhan Depremi ve ülkemizde yaşanan diğer depremler ve özellikle de ülkece büyük acılar yaşatan 6 Şubat depremleri göstermiştir ki; ülkemizin en önemli sorunlarından birisi, var olan yapı stokumuzun çoğunluğunun riskli ve deprem güvenliği olmayan yapılar olmasıdır. Bunu yıllardır söylüyoruz ve ne yazıktır ki yürütülen mevcut politikalar, daha da söylemeye devam edeceğimize işaret ediyor. Üzerinde yaşadığımız katı yerkabuğunun altındaki akışkan magma tabakası soğumadığı ve konveksiyon hareketlerini devam ettirdiği sürece, dünyanın her yerinde depremler olacaktır. Dağların, ovaların, denizlerin, çukurların vb. bütün bu Jeolojik oluşumların sebebi aynı hareketlerdir. Dolayısı ile bütün bu oluşumlar gibi deprem bir doğa olayıdır. Bu bağlamda; depremin olup olmayacağından ziyade, olacağı gerçeğini artık kabullenip, canlarımızı emanet ettiğimiz yapılarımızı buna göre tasarlamamız gerekmektedir. Yapılar tasarlanırken üzerine oturacakları zeminin statik ve dinamik tüm fiziksel özelliklerini etüt etmek ve yapı – zemin ilişkisinin iyi kurulduğundan emin olmak gerekmektedir" dedi. “Mimarlık-mühendislik hizmetlerinin; gerekli bilgi, beceri ve yeterliliklere sahip meslek mensuplarınca sunulması gerekmektedir” Hıdır Çak basın açıklamasında güvenli yaşam çevresi oluşturulması hakkında şunları söyledi: “Nitelikli, sağlıklı ve güvenli yaşam çevrelerinin oluşturulması için planlamadan tasarıma, projelendirmeden uygulamaya kadar tüm mimarlık-mühendislik hizmetlerinin; gerekli bilgi, beceri ve yeterliliklere sahip meslek mensuplarınca sunulması gerekmektedir. Yapı üretim ve denetim sürecinde, mesleki hak ve yetkilerin geliştirilmesinin, müelliflik ve telif haklarının korunmasının; mesleki hizmetlerin yerine getirilmesinin güvencesi meslek odalarıdır.  Bu nedenle meslek odalarının mesleki faaliyetlere yönelik denetim yetkilerinin imar mevzuatında tanımlanması gerekmektedir.  Ayrıca; projelerin yönetmeliklere uygunluğunu kontrol edilebilmesi açısından, yerel yönetimlerin bünyelerinde, ilgili meslek gruplarından yeterli sayıda, konusunda uzman personel bulundurmaları önem arz etmektedir. Bunun yanı sıra, afete dönüşen depremlerden ders çıkararak, bundan sonra yapılması gerekenler konusunda, bilim ve tekniğin ışığında hazırlık yapılması anılmalı ve tüm ülkemiz için acil durum eylem planı hayata geçirilmelidir.” Hıdır Çak açıklamasında felaketi önlemek için şunları sıraladı: Ne zaman ve nerede büyük bir depremin meydana geleceği bilinmemekle birlikte, felakete dönüşmesini önlemek için ivedilikle hayata geçirilmesi gerekenler bellidir. Öncelikle sağlam, kararlı ve istikrarlı bir siyasi irade ile kamunun ihtiyaç ve menfaatlerini gözeten, meselelere bütüncül ve bilimsel bakabilen politik bir anlayışa ihtiyaç vardır.  Afetlere hazırlık çalışmaları kaynak ve zaman gerektiren uzun soluklu çalışmalardır. Gerek merkezi, gerekse yerel yöneticilerin esnetip gevşetemeyeceği yasal düzenlemeler yapılmalı, kaynakların doğru ve yerinde kullanımı için önlemler alınmalıdır. Rant odaklı imar düzeni ile yapılaşmada kuralsızlığın ve cezasızlığın hakim olması, kaçak yapılaşmanın önünü açmakta, imar aflarına vesile olmaktadır. Kaçak yapılaşmanın önüne geçilmeli ve yeni bir imar affı söz konusu edilmemelidir. Ülkedeki riskli yapı stoku belirlenmeli, yapı envanteri çıkarılarak belirli bir risk sırası ile tüm binaların deprem güvenliği sağlanmalıdır. Mevcut Yapı Denetim Yasası’nın öngördüğü, ticari yanı ağır basan yapı denetim şirketi modeli yerine; mesleğinde yetkin yapı denetçilerinin faaliyetlerine dayalı, meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir model hayata geçirilmelidir. Kentsel dönüşümde kamu yararı gözetilmeli, dönüşümde sosyal, ekonomik ve mekânsal faktörler göz önüne alınmalıdır. Sonuç olarak; 1998 Ceyhan Depremi, bugünün bakış açısıyla incelendiğinde, yapıların depreme karşı direncinin artırılması gerekliliğini vurgulayan bir örnek olmuştur, tıpkı 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri gibi. Türkiye gibi deprem riski yüksek bir ülkede, yapıların güçlendirilmesi ve deprem yönetmeliklerine uygun olarak inşa edilmesi büyük önem taşımaktadır. Aynı ihmaller nedeniyle bir daha aynı acıları yaşamamak için kaybedecek tek bir günümüzün bile olmadığını hatırlatıyor; İnşaat, Jeofizik, Jeoloji Mühendisleri ve Mimarlar Odası Adana Şubeleri olarak Ceyhan ve Kahramanmaraş depremlerinde kaybettiğimiz vatandaşlarımızı bir kez daha saygıyla anıyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

İnşaat mühendisleri, Kahramanmaraş depremlerinin simge binası için destek bekliyor Haber

İnşaat mühendisleri, Kahramanmaraş depremlerinin simge binası için destek bekliyor

İnşaat Mühendisleri Odası  Adana Şube Yönetim Kurulu, hafif hasar bile almayan Kahramanmaraş İMO binasının yıkılmaması için duyarlı herkesi, binaya sahip çıkmaya çağırdı. İnşaat Mühendisleri Odası  Adana Şube Yönetim Kurulu, Kahramanmaraş merkezli depremler fafif hasar bile olmayan İnşaat Mühendisleri Odası Kahramanmaraş Temsilciliği binası ile ilgili açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "İnşaat Mühendisleri Odası Kahramanmaraş Temsilciliği binamız, 6 Şubat depremlerinde çevresindeki büyük yıkımın içinde ayakta kaldı. Yıkıntıların ortasında hasar almadan ayakta duran binamızın fotoğrafı, ulusal ve uluslararası basında yer alarak simgeleşti. Simgeleşen binamız şimdi yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. İMO Kahramanmaraş Temsilcilik binası bugün, rezerv alan ve yeni imar planı uyarınca başlatılan çok sayıda inşaatın arasında kalmış durumda. Rezerv alan planlarında İMO Binası yok, haritada hizmet binamızın yer almaması yıkılacağının işareti. Ama sessizlik devam ediyor, tapu üzerinde şerh bulunmadığı gibi bize herhangi bir bildirim de yapılmadı. Korunması ve örnek gösterilmesi gerekirken, bir hafıza bilinçli olarak yok edilmek isteniyor.  Deprem dirençli binaların yapılabileceğinin kanıtı olan binamız, bu gerçeklik unutulmasın diye ayakta kalmalıdır. 26 Nisan 2024 Cuma günü saat 14.00’de İMO Kahramanmaraş Temsilcilik Binamızın önünde gerçekleştireceğimiz basın açıklamasında, "İMO Binamız Yıkılamaz" çağrısını kamuoyuyla paylaşacağız.  Hafif hasar bile almayan İMO Binamızı yıktırmamak için duyarlı herkesi, binamıza sahip çıkmaya çağırıyoruz."

Dünyada yaklaşık 1 milyar insan su kıtlığıyla karşı karşıya Haber

Dünyada yaklaşık 1 milyar insan su kıtlığıyla karşı karşıya

Her yıl 22 Mart tarihlerinde kutlanan Dünya Su Günü'nde, Dünyada yaklaşık 1 milyar insanın su kıtlığıyla karşı karşıya olduğu bildirildi. Dünyadaki tüm canlılar içim yaşamsal önem taşıyan su, birçok ekosistemin temelini oluşturuyor. İnsan vücudunun fonksiyonlarını yerine getirmesi için şart olan su, bitkilerin ve hayvanların hayatta kalması için de önem taşıyor. Kuraklık ve çölleşme gibi problemlerle mücadelede önemli rol oynayan su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı ise gelecek nesiller için hayati önem taşıyor.  Tarım, sanayi, enerji üretimi gibi birçok alanda kullanılan suyun önemine dikkat çekmek amacıyla her yıl 22 Mart tarihlerinde kutlanan Dünya Su Günü'nde de bu konuda farkındalık yaratacak önemli açıklamalarda bulunuluyor. Yaklaşık 2 milyar insan güvenli içme suyuna sahip değil İMO Adana Şube Başkanı Hıdır Çak da, 22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, dünyada yaklaşık 1 milyar insanın su kıtlığıyla karşı karşıya olduğunu söyledi. Bu sayının önümüzdeki 30 yıl içinde 1,7 milyar ila 2,4 milyara ulaşmasının muhtemel olduğunu ifade eden Çak, "Su kıt olduğunda, kirli olduğunda ya da insanların eşit erişime sahip olmadığı veya hiç erişime sahip olmadığı durumlarda topluluklar ve ülkeler arasındaki gerilim artabilir. Dünya çapında 3 milyardan fazla insan, ulusal sınırları aşan suya bağımlıdır. Ancak nehirleri, gölleri ve yeraltı sularını komşularıyla paylaşan 153 ülkeden yalnızca 24'ünün, ortak sularının tamamı için iş birliği anlaşmaları yaptığı belirtiliyor. Dünyada yaklaşık 1 milyar insan su kıtlığıyla karşı karşıya ve bu sayının önümüzdeki otuz yıl içinde 1,7 milyar ile 2,4 milyara ulaşması muhtemel. Rapora göre dünya genelinde yaklaşık 2 milyar insan da güvenli içme suyuna sahip değil." dedi.

İMO, JFMO, JMO’dan Deprem Haftası açıklaması: Ülke yapı stokunun tamamının deprem dirençli olması sağlanmalı Haber

İMO, JFMO, JMO’dan Deprem Haftası açıklaması: Ülke yapı stokunun tamamının deprem dirençli olması sağlanmalı

Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO), Jeofizik Mühendisleri Odası (JFMO) Adana Şubesi ve İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şubesi 1-7 Mart Deprem Haftası dolayısıyla ortak açıklama gerçekleştirdi. Açıklamayı JMO adına Adana Şube Başkanı Mehmet Tatar, JFMO adına Adana Şube Başkanı Emin Pişkin ve İMO adına da Adana Şube Başkanı Hıdır Çak yaptı. Ortak yapılan basın açıklamasında depremde alınması gereken önlemlerden de bahsedildi ve ülkemizin yapı stokunda önemli oranda riskli yapı bulunulduğu ve bu durumun on yıllardır bilinip söylenmediği vurgulandı. Açıklamada ilave olarak birkaç yılda bir çıkarılan imar aflarıyla riskli yapı stokunun daha da şişirildiğinin altı çizildi. Ayrıca her yıl 100 bin civarında yeni yapının inşa edildiğinin bilgisinin alındığı ortak açıklamada, “Yeni yapılan bu yapıların sağlıklı ve güvenli olduğu konusunda hala kuşkular var. Çünkü tarımsal alanlara ve zemini sorunlu bölgelere yüksek katlı ve yüksek yoğunluklu imar izinleri veriliyor. Bunlarla beraber emsal artışlarıyla kentler yoğunlaştırılıyor, mühendislik hizmetleri kağıt üzerinde kalıyor, yapı üretimi ve denetimi serbest piyasanın kuralsız hesaplarına teslim ediliyor” denildi. 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin milat olarak kabul edilmesine rağmen aradan geçen 24 yıl sonra meydana gelen 6 Şubat depremlerinde, birçok ilde yüz binlere binanın hasar görmesinin, on binlerce vatandaşın hayatını kaybetmesinin, yaralanmasının deprem gerçeğine ne denli hazırlıksız olduğumuzun acı bir göstergesi olduğunun dile getirildiği açıklamanın devamında şunlar aktarıldı: “İnsanların depreme dirençli konutlarda barınma sorunu yeterince karşılanmadı. Bu da 6 Şubat depremlerinde; ülkenin yakın tarihinde görülmemiş bir yıkım ve can kaybı ile karşı karşıya kalmasına sebep oldu. Şubat 2023 depremleri kuşkusuz tarihimizin en büyük depremlerinden biridir. Bunu söylemek kesinlikle yanlış olmaz. Bu kadar büyük ve yaygın depremler karşısında kayıpları sıfıra indirmek muhtemelen mümkün olmayabilirdi, ama ortaya çıkan sonucun, yıkımın ve kayıpların böylesi dehşet verici seviyelerde olmasının önüne geçmek kesinlikle mümkündü. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen yıkıcı deprem öncesinde AFAD tarafından hazırlanan İl Afet Risk Azaltma Planı raporunda depremin büyüklüğü ve oluşturacağı hasar yaklaşık olarak zaten yer almıştı. Bu gerçeklik, maalesef depremi bildiğimiz ama dikkate almadığımızın göstergesi oldu ve bu dikkatsizlikten ağır sonuçlar doğdu. Kentimiz de Doğu Anadolu Fay zonu üzerinde ve ilimiz sınırlarına oldukça yakın bir mesafede meydana gelen, 6 Şubat depremlerinden ağır şekilde etkilendi. Adana çoğu kişinin de bildiği gibi yakın çevresi deprem üretme potansiyeli oldukça yüksek olan aktif faylarla kuşatılan bir ildir. Karsantı-Karaisalı Fay zonu, Kozan Fay zonu, Göksu Fay zonu, Misis-Ceyhan Fay zonu, Karataş-Osmaniye Fay zonu, Yumurtalık Fay zonu, Savrun Fay zonu bunlara başlıca örneklerdir. Bu saydığımız fay hatları sadece yakın zamanda değil tarih boyunca yıkıcı depremler üretmişler ve gelecek zamanlarda da deprem üreteceklerdir.” Açıklamada “Depremlere karşı yapılması gerekenler oldukça basit ve ortadadır” denildi. Buna karşı mevcut yapı stokumuzdaki riskleri tespit edip yenilemek veya güçlendirmek ve ayrıca yeni bir yapılaşma düzeni getirmek olduğu kaydedildi ve binaların envanterinin çıkarılması, her binaya “kimlik numarası” verilerek durumlarının dijital ortamda kayıt altına alınması, bu önlemlerin hayata geçirilmesinin sağlanması gerektiği belirtildi. Tüm bu tespitlerin ardından yapılacak olanın çok net ortada olduğu söylendi ve “Ülke yapı stokunun tamamımın deprem dirençli olmasını sağlamak” gerektiği bir kez daha açıklandı.

İMO’da seçimler tamamlandı, 25. Dönem Yönetim Kurulu belirlendi Haber

İMO’da seçimler tamamlandı, 25. Dönem Yönetim Kurulu belirlendi

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) için Genel Kurul, 10 Şubat Cumartesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde yoğun bir katılımla yapılmıştı. 11 Şubat Pazar günü de İMO Adana Şube binasında tek liste ile seçimler gerçekleştirildi. Bu listeyle beraber Çağdaş Demokrat İnşaat Mühendisleri Grubunun Yönetim Kurulu listesi seçildi. Cumartesi başlayan yönetim kurulu için dün de seçimler yapıldı. 2 gün devam eden program sonrasında 25. Dönem Yönetim Kurulu belirlendi. 11 Şubat Pazar günü tek liste ile gerçekleştirilen seçimlerde 25. Dönem Yönetim Kurulu asıl üyeliği; Hıdır Çak, Mazlum Sevincek, Hava Basit, Anıl Kılınç, Munise Şen Altuntaş, Ahmet Berdan Dinçyürek ve Recai Ünsal olarak belirlendi. Yedek üyeler ise; Melike Yıldırım, Ejder Toksuk, Süleyman Esen, Nilüfer Abbasi Yergök, Uğur Öderoldu, Yekda Murat Çakıroğlu ve Mehmet Emin Yüksekkaya oldu. "MESLEK HAYATIMIZI DOĞRUDAN YA DA DOLAYLI ETKİLEYEN ÇOK SAYIDA SORUN MEVCUTTUR" Yönetim kurulu seçim etkinliğinde konuşma yapan Hıdır Çak, İMO Adana Şubesi’nin, 1969 yılından beri, önce temsilcilik ve ardından da 24 çalışma döneminde, 47 yıldır yıldır daha nitelikli bir meslek; meslektaşlarımızın, kentimizin ve ülkemizin daha iyi bir geleceğe ulaşması için çalışmalarını sürdürdüğü kaydetti. Çak, bu çalışmaların çok kolay şartlar altında yürütülmediğine de vurgu yaptı ve bundan sonra da kolay olamayacağını söyledi. Çak, bunun nedenini ülkenin ekonomisiyle, baskıcı uygulamalarla zor bir dönemden geçmesi olarak yorumladı. Yaşadığımız kentte de çoğu yönden önemli sorunlar olduğunun altını çizen Çak “ Bunlardan en önemlilerinden biri riskli yapı stokumuz olmakla birlikte, kent içi ulaşım, altyapı, çevre kirliliği, yeşil alanların yetersizliğidir. Ayrıca imar kirliliği gibi meslek alanımızı doğrudan ve dolaylı ilgilendiren çok sayıda sorun mevcuttur. Şubemizde oluşturacağımız teknik komisyonla tespit edeceğimiz önerileri kamuoyuyla, yerel yönetimlerle paylaşarak yol almalıyız” şeklinde konuştu.

İMO Adana Şubesi 25. Olağan Genel Kurulu başladı Haber

İMO Adana Şubesi 25. Olağan Genel Kurulu başladı

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şubesi 25. Olağan Genel Kurulu Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde yapıldı. Kurul; başkanlık divanının oluşturulması ile başladı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardındansa İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Aksungur’un konuşmasıyla devam etti. Açılış konuşmasının ardından konuşma yapan İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Aksungur, “Gönül isterdi ki; dünyada bölgesel savaşların yaşanmadığı, yoksulluğun ve açlığın olmadığı, farklı gelişmişlik düzeyindeki ülke halklarının, sömürülmediği, vb. sorunlarla insanların muhatap olmadığı, güllük- gülistanlık bir dünya ve bunlardan ziyadesiyle etkilenmeyen Türkiye şartlarında karşınızda olalım. Maalesef bu; yaşadığımız şartlarda mümkün görünmüyor” dedi. “Hemen her kesimden insanlarımızın, yaşadığı şartlardan memnuniyetsizlikleri dile getirme isteklerine bir biçimde set çekilip, en insani taleplerine bile, bir dakikada “terörist, vatan haini”, “kökü dışarıda akımların uzantıları” yaftası yapıştırılıyor” diyen Başkan Aksungur, ülkenin içinde bulunduğu bu ahval ve şeraitten mühendis, mimarlar ve plancıların da etkilenmemesinin mümkün olmadığını söyledi. Kadim çağlardan bu yana insanların ve bulundukları toplumlarının yaşam konforunu sağlayıp, artırmaya çalışanların hep mühendisler olduğuna vurgu yapan Aksungur, “Bu nedenle; tüm dünyada inşaat mühendisleri civil engineering yani ‘medeniyet mühendisleri’ olarak isimlendirilmektedir. Ama günümüzde, özellikle inşaat mühendisleri; asli görevlerini yerine getirmeye çalışırken çok zor şartlar altında yaşamaktadır” şeklinde konuştu. “ARZ TALEP DENGESİ BOZULUNCA ORTAYA ÇIKAN ÜCRETLER DE HEMEN HER İNŞAİ SEKTÖRDE YERLERDE SÜRÜNMEYE BAŞLADI” Aksungur, bu alanda bugüne kadar yapılan hataları şu şekilde sıraladı: 1 – Hemen her şehirde açılan üniversitelere, bir de bıtrık gibi çoğalan özel vakıf üniversiteleri eklenince kontenjandaki mezun sayısı arttı. Buna karşılık yatırımlar yaşanan ekonomik krizden dolayı artmadı. Bu durum işsizlik sorununu getirdi. Özellikle 0 – 5 yıllık mühendislerde yüzde 20’nin üzerinde. Arz talep dengesi bozulunca ortaya çıkan ücretler de hemen her inşai sektörde yerlerde sürünmeye başladı. 2 – Bir de tıpta, hukukta olduğu gibi baraj puan sıralaması olmayınca + 2 matematik, + fizik sorusu çözmemiş adaylar 300 bininci sıradan inşaat mühendisliği bölümüne girdiler: Bu da mezunların nitelik sorununu gündeme getirdi.  3 – TMMOB ve ilgili Odalarının her yıl yayımladığı “ Mühendis Mim. Şeh. Plancılarının asgari ücret skalaları da, “bir ülkede bir asgari ücret olur” safsatası ile karşılaştı. 20 küsur yıldır var olan Rekabet Kurumunun müdahalesi ile karşılaştı. Ülkede fiyatlar 8 – 10 katına çıkarken hiç müdahale etmeyen Rekabet Kurumu, “serbest piyasa koşulları” gerekçesi ile Danıştay 6. Dairesinin yolunu tuttu. Açılan davalar hep aleyhimize sonuçlandı. 4 – Yine her yıl yayımladığımız “ Statik ve B. A. Proje ve Mühendislik Hizmetleri Tavsiye edilen asgari ücret” tarifeleri de aynı muameleye tabi tutuldu. TMMOB’yle birlikte ilgili odalarının bilimin üretildiği ve teknik önermelerin dile getirildiği ihtisas kuruluşları olduğunu vurgulayan Aksungur, bu durumun ilgilisi ve muhatapları tarafından özgürce kullanılıp tüketildiğini kaydetti. Aksungur, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu sıralamaya çalıştığım 4 başlıkta sorunlarımız; elbette domino etkisi ile ötelenmekte, gerek özel, gerek kamuda çalışan, emekli olan her meslektaşımızı derinden etkilemektedir. Bu sıralamaya çalıştığımız ana sorunlar yaklaşık 20 küsur yılda ortaya çıktı. Yıllardır oldukça dertliyiz. Ve bunları sizlerle hep birlikte yaşadık. Daha fazlasını sıralamak istemiyorum. Fakat çözüm için azim ve kararlılıkla mücadeleye devam edeceğimizin bilinmesini isterim. Bilindiği üzere Salı günü 6 Şubat’ta depremin 1. Yılını yaşadık. Bölgede ve ilimizde çeşitli anma, unutturmama, yaşanan sefaleti dile getirme gibi etkinlikler yapıldı.” “BU İSTENMEYEN OLUMSUZ DAVRANIŞLARI ÇOĞALTMAK MÜMKÜNDÜR” Başkan Aksungur, 53 binden fazla can kaybına, 40 binden fazla binanın yıkımına yol açan, Şubat 2023 depremlerinin teknik nedenlerini de şu şekilde sıraladı: “1-Zayıf zemin koşulları 2-Malzeme zafiyetleri (beton, ba donatısı) 3-Konstrüktif (yapısal) zafiyetler 4-Yapı düzensizliklerinin yarattığı hasarlar 5-Sonradan yapılan bilinçsiz tadilat ve müdahaleler 6-Yıpranmışlık ve bakımsızlıktır” Bu nedenlerin birden fazlasının bir araya gelmesiyle hasar ve yıkım oranlarının arttığına dikkat çeken Aksungur, Adana’da faaliyet gösteren 48 yapı denim kuruluşunun 40’ından fazlasını bizzat yerinde ziyaret edip, karşılıklı sorunları tespit etmeye çalıştıklarını aktardı ve sorunları da şöyle sıraladı: •Olağanüstü artan maliyetlerin bu kuruluşlara yeterince yansıtılmaması, •Düşük ücretlere karşılık en büyük maliyet unsuru olarak gördükleri mühendis mimarların ücret ve giderlerini kısmaya çalışmakta, bu durum da denetim hizmetlerini zaafa uğratmaktadır. •Daha da vahimi Denetim Elemanları, şantiyede müteahhidinden, pompacısına, miksercisine, kalıp- demir işçilerine kadar taciz, engelleme ve hatta silahlı saldırıya uğramaktadır. •1 Şubat 2024 günü, Şantiyede denetim görevini yapan makine mühendisi arkadaşımız müteahhidin abisi tarafından silahla ayağından vurulmuştur. •Bu durum Türkiye’nin hemen her ilinde yaşanmakta olup, kabul edilemez bir durumdur •Bu istenmeyen olumsuz davranışları çoğaltmak mümkündür.” “ÖLÜMLÜ YIKIMLARDAN BÖLGEDE 150’YE YAKIN MÜHENDİS MİMAR TUTUKLU YARGILANMAKTADIR” Depremlerin hukuki yönden mühendislere etkisinden de söz eden Aksungur, konuşmasının devamında şu cümleleri kullandı: “Bu nedenlerle; İnşaat Mühendisleri Odası olarak, yapı denetim sisteminde; Proje ve Uygulama Denetiminin birbirinden ayrılmasını, kamu bünyesinde ülke genelinde ihtiyaç duyulan yer ve miktarda idari özerkliğe ve güvenceye sahip Etüt ve Proje Birimleri oluşturulmalıdır. Yapı denetim Kuruluşları doğrudan kamu tarafından görevlendirilmiş birimler olarak çalışmalıdır. Yapı denetim kuruluşları ile müteahhit  ve / veya yapı sahibi arasında herhangi bir mali ve idari bağlantı olmamalıdır. Yapı denetim ücretleri doğrudan kamu tarafından ödenmeli ve bu kuruluşlar doğrudan kamuya karşı sorumlu olmalıdır. Hazır beton üreticileri kalıpçı, demirci vb. unsurlar da bu sisteme entegre edilip yükümlülükleri ve uygulanacak yaptırımlar tanımlanmalı ve sıkı takibi yapılmalıdır. Şubat 2023 depremlerinde ölümlü yıkımlara açılan ceza ve diğer hukuk davalarında henüz net bir sorumlulukları tespit edilmemiş meslektaşlarımız vardır. Ölümlü yıkımlardan bölgede 150’ye yakın mühendis mimar tutuklu yargılanmaktadır. Maddi hatalarla dolu bilirkişi raporları ile üyelerimiz yargılanmakta ve günah keçisi ilan edilmeye çalışılmaktadır. İMO olarak halen yürütülmekte olan yargı süreçleri kapsamında hazırlanan bilirkişi raporlarında izlenmesini öngördüğümüz rasyonel ve adil yaklaşım, yıkılan binanın projesinin doğrusal elastik olmayan gerçek bina davranışını çok daha doğru bir şekilde dikkate alan Şekil Değiştirmeye Göre değerlendirme yaklaşımıdır. “2020 ŞUBAT’TAN BUYANA YÜRÜTTÜĞÜM İMO ADANA ŞUBE BAŞKANLIĞINDAN DAKİKALAR SONRA AYRILMIŞ OLACAĞIM” “Benim açımdan bir dönemin sonuna geldik” diyen Başkan Aksungur, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “2020 Şubat’tan buyana yürüttüğüm İMO Adana Şube Başkanlığından dakikalar sonra ayrılmış olacağım. 48 yıllık meslek yaşamım boyunca 2 dönem yönetim kurulu üyeliği, 3 dönem Şube Başkanlığı yapmış bir meslektaşınız olarak hiçbir dönemde inşaat mühendisliğinin etik değerlerinden, TMMOB ve İMO’nun ilke yaklaşımlarından asla taviz vermedim. Bundan sonra da vermeyeceğim. Ankara’da TMMOB’de yakından tanıma ve çalışma fırsatı bulduğum efsane başkanımız merhum Teoman Öztürk’ün sözleri ile bitirmek istiyorum: ‘Yüreğimizdeki insan sevgisini ve yurtseverliği, baskı ve zulüm yöntemlerinin söküp atamayacağının bilinci içinde, bilimi ve tekniği emperyalizmin ve sömürgenlerin değil, emekçi halkımızın hizmetine sunmak için her çabayı güçlendirerek sürdürme yolunda inançlı ve kararlıyız’”

“Şubat 2023 Depremleri Sempozyumu” başladı Haber

“Şubat 2023 Depremleri Sempozyumu” başladı

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası ve Adana Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde düzenlenen “İnşaat / Deprem Mühendisliği Açısından Şubat 2023 Depremleri Sempozyumu” bugün Seyhan Oteli’nde başladı. Sempozyuma; İMO Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, Sempozyum Danışma Kurulu Başkanı Mehmet Nuray Aydınoğlu, İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü Banu Aslan ve çok sayıda kişi katıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, konuşmasına “Bir yıl önce yaşadığımız şubat depremlerinde yaşamını kaybedenlere rahmet, yakınlarına da sabırlar dilerim” diyerek başladı. Cumhuriyetten bu yana kısa bir Türkiye panoramasından bahsetmek istediğini söyleyen Aksungur, “Uzun yıllar yaşanan savaşlar ve ardından emperyalist işgallere maruz kalan Anadolu coğrafyasında; 1919’dan sonra topyekûn verilen Ulusal Kurtuluş Savaşı sonucu genç Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Bu cumhuriyet; yıkık – dökük yerleşimler, yoksul bir halk, gelişmemiş bir iktisadi yaşam, çoğunlukla tarıma dayalı ve ithal ikameci bir gelişme modeli devralmıştır” dedi. Aksungur, konuşmasının devamında şunları aktardı: “Genç Cumhuriyet’in tek parti yönetimi; 1938’den 1945’e kadar, Avrupa’yı ve dünyayı kasıp kavuran Mussolini- Hitler Faşizmine karşı ülkeyi bu savaşa sokmamak ve yeni bir yıkıma neden olmamak için tüm enerjisini ve kaynaklarını tüketmiştir. Gerek Tek Parti, gerekse 1950’lerden sonraki çok partili yönetim döneminde; ülkede özellikle o zamanda da metropol sayılacak kentlerde, yavaşta olsa bir gelişme sağlanmıştır. Kentlerdeki göreceli gelişme, kırsalda yaşayan ve tarımla geçinmeye çalışan kitleleri özellikle de genç nüfusu; kentlerde iş, aş aramaya itmiş, 1950’lerin ortasından sonra yoğun iç göç yaşanmaya başlamıştır. Bugün de devam etmektedir.” Bu göç karşısında hazırlıksız olan merkezi ve ekonomik olarak yetersiz durumdaki yerel yönetimlerin, bu yeni kentlilerin barınma sorununu görmezden geldiklerini vurgulayan Başkan Aksungur, “Ancak devlet aygıtı kendi ihtiyaç duyduğu memurlarının, lojman anlayışı ile barınma sorununu sınırlı da olsa çözmeye çalışmıştır. Öte yandan kente göç eden bu insanlar; kendi imkanları ile başlarını sokacak yer arayışına girmişlerdir. Emlakçı, arsa spekülatörü, çeşitli ad altında “dernekler” vb. tefeci- bezirgan grupların yönlendirmesi ile biraz da kolonyal bir biçimde, gecekondu yapımına yöneldiler” diye kaydetti. AKSUNGUR: BU YAŞANAN SONUCA GELİNCEYE KADAR ARALIKLARLA ÇIKARILAN İMAR AFFI, İMAR BARIŞI DA YIKIMLARIN ÜZERİNE TUZ BİBER EKTİ Her kentin kendi göçünü alması ve kentlerde yoğunlaşan nüfus hareketliliğinin hemen tüm kentlerde imar dışı çarpık kentleşmeyi oluşturduğuna vurgu yapan Aksungur, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kentlerin imar yapılanmalarının bu duruma cevap verememesi, imar dışı ve mühendislik – mimarlık hizmeti almamış yapılaşmanın oldukça yoğunlaşmasına yol açtı. Üstelik bu yıllarda ülkede yeterli mühendis - mimar da yoktu. Bu tarihsel göç süreci; ülkenin deprem bölgesi olması gerçekliğini göz ardı ederek devam etti. Aralıklarla ve hemen her bölgede meydana gelen yıkıcı ve can kaybı yaratan depremlere “yara sarma” mantığıyla yaklaşılıp, bilimsel ve teknik önlemlerle üzerine gidilmedi. Ya da yeterince gidilemedi. Genel olarak, 1999 Marmara Depremi; gerek merkezi gerekse yerel yönetimler tarafından, milat kabul edilmesine rağmen, mevcut niteliksiz yapılaşmanın yenilenmesi ağır aksak devam etti. İnsanların depreme dirençli konutlarda barınma sorunu yeterince karşılanmayınca,  6 Şubat 2023 saat 4.17 ve sonrası depremlerde; ülkenin yakın tarihinde görülmemiş bir yıkım ve can kaybı ile karşılaştık. Bu yaşanan sonuca gelinceye kadar aralıklarla çıkarılan imar affı, imar barışı da yıkımların üzerine tuz biber ekti.” “Asrın Felaketi”, “Doğal Afet” vb. yaklaşımlar öne sürülmekle birlikte, depremin doğal bir afet değil, önlenemez bir doğa olayı olduğunu bildiren Aksungur, bunu afete çeviren şeyin depreme dayanıklı olmayan yapılar olduğunu kaydetti. Başkan Aksungur, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Deprem değil; binalar, yapılar öldürür. İşte bugün burada; İnşaat Mühendisleri Odamız ve Adana Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile düzenlediğimiz sempozyumda, bu olumsuz bilançonun nedenlerini, bilim insanlarının, mühendislerin – mimarların – şehir plancılarının çözüm önerilerini ortaya çıkarmaya çalışacağız. Tüm katılımcılara, Adana halkına tekrar hoş geldiniz diyor, üç gün sürecek olan Şubat 2023 Depremleri Sempozyumunun, amacına yönelik çalışmalar ortaya koymasını diliyorum. İnsan hayatı değerlidir, siyasetçinin oy kaygısına, sermayenin kar hırsına, niteliksiz mühendislik hizmetine, denetimsizliğe terk edilemez.” Konuşma yapan isimlerden biri olan İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, 6 Şubat depremlerinden sonra odanın her biriminin ana gündem maddesinin deprem olduğunu söyledi ve “Bugünkü Sempozyumumuz da bu amaçla tasarlanmış ve depremlerin 1. yıldönümün hemen öncesi 6 Şubat’ta ne olduğunu ve nasıl olduğunu değerlendirmek için toplanmıştır.  3 gün boyunca bilim insanları ve uzmanlar bu depremlere ilişkin çalışmalarını, gözlemlerini bizimle paylaşacak, depremlerin sonuçlarını değerlendirecektir” dedi. Bu sempozyumun hayata geçmesini sağlayan Prof. Dr. Nuray Aydınoğlu nezdinde emeği geçen herkese teşekkürlerini ileten Yüzgeç, “6 Şubat depremleri gerçekten çok büyük depremlerdi. 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremeler sadece büyüklükleri açısından değil şiddeti, yıkıcılığı ve ivmeleri açısından da yer bilimcilerin, sismologların beklentisini aşan depremler niteliğindeydi” şeklinde konuştu. YÜZGEÇ: RESMİ RAKAMLARA GÖRE 50 BİNDEN FAZLA İNSANIMIZ HAYATINI KAYBETTİ Bu denli büyük ve yaygın depremler karşısında kayıpları sıfıra indirmenin belki mümkün olmayacağını fakat böylesi dehşet verici bir tabloyla karşılaşmamızın önlenebileceğini söyleyen Yüzgeç, konuşmasının devamında şunları aktardı: “Bu sempozyumun bir yönüyle de tüm kesimler için bunun muhasebesinin yapıldığı bir platform olacağını düşünüyorum. Resmi rakamlara göre 50 binden fazla insanımız hayatını kaybetti, yaklaşık 40 bin bina yıkıldı, 200 binden fazla bina ağır hasar aldı. Cumhurbaşkanlığı verilerine göre maddi kaybın 100 milyar doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Depremin olduğu saatin hemen akabinde tüm Türkiye teyakkuz haline geçti. 6 Şubat Depremleri bir yönüyle de toplumun acılar, felaketler karşısında nasıl birleştiğini, acıyı ve kederi nasıl ortaklaştırabildiğini, yardımlaşma ve dayanışma kültürünün her şeye rağmen ne kadar gelişmiş olduğunu da göstermiş oldu. Her yurttaş, her kurum, örgütlü her kesim çağrı beklemeksizin yardımlaşma ve dayanışma çabasına girdi. Ancak, toplumun dayanışması ve yaşanan felaket karşısında örgütlenme kabiliyeti ne acıdır ki sorumlu kurum ve kuruluşların önündeydi. Özellikle ilk hafta içerisinde, acil durum ve acil müdahale açısından görünen sorunların tarif edilebilir veya anlaşılabilir bir yönü yoktu. Afet müdahale planlarının uygulanmadığını veya uygulanamadığına şahit olduk.” İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, konuşmasının devamında deprem sonrası süreçle ilgili bilgiler de verdi. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’da kısa bir konuşma gerçekleştirdi. Başkan Karalar, 6 Şubat depreminde en önemli olan şeyin hızlı müdahale olduğuna vurgu yaptı. Karalar, insanların depremden sonra müstakil yapılara gitmek için yollara düştüğünü ve trafiğin bu sebepten de dolayı kilitlendiğini belirtti. Bu nedenle kurtarma ekiplerinin gidecekleri yere varmakta sıkıntı yaşadığına değinen Başkan Karalar, "Bu durumun ciddi zaman kaybına neden oldu" dedi.

“İnşaat/Deprem Mühendisliği Açısından Şubat 2023 Depremleri Sempozyumu” yapılacak Haber

“İnşaat/Deprem Mühendisliği Açısından Şubat 2023 Depremleri Sempozyumu” yapılacak

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) ve Adana Büyükşehir Belediyesi'nin iş birliğinde İnşaat / Deprem Mühendisliği Açısından Şubat 2023 Depremleri Sempozyumu düzenlenecek. Sempozyumla ilgili bilgilendirme yapmak amacıyla İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi basın açıklaması düzenledi. İMO Adana Şube Binası'nda yapılan açıklamayı İMO Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur yaptı. Açıklamaya TMMOB Adana İKK Sekreteri Ahmet Uncu da katıldı. AKSUNGUR: SEMPOZYUMUN AMACI; ÇIKARILAN DERSLERİ VE GELECEĞE İLİŞKİN ÖNGÖRÜLERİ VE ÖNERİLERİ ORTAYA KOYMAKTIR” 18-19-20 Ocak 2024 tarihlerinde yapılacak olan sempozyum Seyhan Oteli’nde gerçekleştirilecek, Şubat 2023 depremlerinin yıl dönümü arifesinde düzenlenecek ve 3 gün sürecek olan sempozyumun amacını Aksungur, şu şekilde açıkladı: “Bu sempozyumun amacı depremleri ve meydana getirdikleri etkileri inşaat / deprem mühendisliği açısından bütün yanları ile ele alarak değerlendirmek, çıkarılan dersleri ve geleceğe ilişkin öngörüleri ve önerileri ortaya koymaktır.” Aksungur, sempozyum kapsamında deprem yer hareketlerine ilişkin sunumların yanı sıra, depremde zeminlerin ve zemin yapılarının, konut ve işyeri binalarının, hastanelerin, endüstri yapılarının, kıyı-liman yapılarının ve altyapı tesislerinin gösterdikleri performanslar, konunun uzmanları tarafından yapılacak sunumlarla değerlendirileceğini aktardı. AKSUNGUR: DEPREM SONRASI YAŞANAN ÇEŞİTLİ SORUNLARI DA ELE ALACAĞIZ Aksungur, sempozyumla ilgili şu bilgilendirmeleri yaptı: “Deprem sonrası yaşanan çeşitli sorunların da ele alınacağı sunumların yanı sıra, Şubat 2023 depremlerinin yeniden gündeme getirdiği mühendislik, mimarlık ve müteahhitlik sorunları ile afet yönetimi, yapılaşma, finansman, sigorta ve hukuk sorunları gibi temel konular, sempozyumun başında ve sonunda düzenlenecek geniş katılımlı iki ayrı panelde tartışılacaktır.” Sempozyuma ilgisi olan herkesin davetli olduğunun altını çizen Başkan Aksungur, “Etkinliğe Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adana Valisi Yavuz Selim Köşger ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin de katılması bekleniyor” diye de ekledi.

Aksungur: Haber

Aksungur: "Adana'da şu an deprem olsa ağır hasarlı binaların hepsi yıkılır"

CANSU ERSOY ADANA (İLKHABER)- Adana'da depremden sonra ağır hasarlı olarak tespit edilen binaların yıkımlarına devam ediliyor. Fakat yıkımda henüz yarıya bile ulaşılmış değil. Binaların şu anki durumu, oluşturabileceği tehlikeler ve hasar tespiti henüz yapılamamış olan binalarla ilgili Adana İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Hasan Aksungur, önemli bilgiler verdi. "Adana'da şu anki durumda bir deprem olsa bu ağır hasarlı binaların dayanma şansı yok. Bekli en fazla 4 şiddetinde bir depreme dayanabilirler. Ki orta hasarlı binaların da bir kısmı buna dahil. Adana'da 6 şiddetinde bir depremde bu orta hasarlılar nasıl bir performans gösterir belli değil. Ama 6 şiddette bir depremde ağır hasarlıların tamamı yıkılır, orta hasarlıların da bir kısmı muhtemelen yıkılacaktır" 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremi ağır şekilde yaşayan yerlerden biri olan Adana'da enkaz kaldırma çalışmaları bitti. Fakat hasar tespit çalışmalarında 'Ağır hasarlı bina' olarak belirtilen yapıların yıkımında daha yarıya bile gelinemedi. Adana'nın tüm ilçeleri dahil 2.944 yıkılacak bina olduğu belirtildi. Bunun dışında 'Bina kilitli girilemedi, tespit yapılamadı, değerlendirme dışı' gibi sebeplerle yıkımı tamamlanamayan ve tespiti henüz yapılamayan binaların durumuyla ilgili de Adana İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Hasan Aksungur'la görüştük. Adana İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Hasan Aksungur, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nden gelen rapora göre 30.05.2023 tarihi itibariyle Adana'da toplam 24 binanın enkaç çalışmalarının tamamlandığını aktardı. 2.944 binanın ağır hasarlı olduğu için yıkılacağını belirten Aksungur, depremden sonra ağır hasarlı olduğu için acil olarak yıktırılan, enkaz kaldırma işlemi tamamlanan bina sayısının 13 olduğunu söyledi. "Adana'da yapılan tespit çalışmalarında 'Bina kilitli, girilemedi, tespit yapılamadı, değerlendirme dışı' diye bir bölüm var" Başkan Aksungur, çeşitli sebepler gösterilerek inceleme yapılamayan bina sayısının da 73.703 olduğunu aktardı ve şunları söyledi: "Adana'da yapılan tespit çalışmalarında 'Bina kilitli, girilemedi, tespit yapılamadı, değerlendirme dışı' diye bir bölüm var. Bu bölüm kullanılmayan ve boş durumda olan binalar için geçerli. Bu kategoride de 73.703 bina olduğu tespit edilmiş." "ONLAR ZATEN DEPREMDEN ÖNCE DE HER TARAFLARI DÖKÜK VE ESKİ OLAN BİNALARDI" Çok büyük ihtimalle bu binaların depremden önce de boş olduğunun üzerinde duran Aksungur, "Bu binaların çoğu da muhtemelen Sarıçam'da ya da Tepebağ Mahallesi, Döşeme Mahallesi diye adlandırdığımız Adana'da eski yerleşimin olduğu yerlerdir. Onlar zaten depremden önce de her tarafları dökük ve eski olan binalardı. Eğer içinde yaşayan birileri ya da net bir sahipleri olsaydı deprem parası olan 10 bin TL'yi almak için tespit çalışması yapılmasını isterlerdi" dedi. "DEĞERLENDİRME DIŞI BİNA SAYISI 73.703" "Kozan, Ceyhan gibi yerlerde hasar tespit çalışmalarının yapılamadığı yerler köy evi, mezra ya da ahır türü yerlerdir. Bunlar kullanılmayan, depremde yıkılması anormal bulunmayan binalar. Çünkü hiçbir mühendislik veya teknik hizmet almadan insanların kendi imkanlarıyla yaptıkları binalar" diyen Aksungur, konuşmasının devamında şu cümleleri kullandı: "Adana merkezinde olan ve incelemesi yapılamayan binaların da nerelerde olduğunu tam konum olarak maalesef bilemiyorum. Fakat bu binaların da yanındaki binalar için çok fazla olumsuzluk oluşturacak yükseklikte değiller. Bunlar 1-2 katlı gecekondu, kaçak ya da sahiplerinin terk ettiği yapılardır. Mühendislik hizmeti alınarak yapılmış birkaç katlı ve başka sebeplerden inceleme yapılamamış binaların hasar durumuyla ilgili ayrıntılı bilgimiz yok. Ama bunların sayısı dediğim gibi 73.703." "6 ŞİDDETİNDE BİR DEPREMDE AĞIR HASARLI BİNALARIN HEPSİ YIKILIR" "Adana'da şu anki durumda bir deprem olsa bu ağır hasarlı binaların dayanma şansı yok. Belki en fazla 4 şiddetinde bir depreme dayanabilirler. Ama bina bir hasar aldığı zaman onun elastikiyeti ortadan kalkmıştır. Biz buna 'Plastik sınıra gelmek' diyoruz. Plasitik de çektiğinde sağa-sola gider. Dengesi bozulmuş bir binayı ayakta hiçbir kuvvet tutamaz. Teorik olarak sinek konsa, uçak geçse yıkılır. Ağır hasarlı binalar işte bu kadar tehlike arz etmektedir. Ve bu yıkılmayı bekleyen binaların hepsi de çok katlı. Bunlar için de alınabilecek önlem maalesef şu an yok. Ki orta hasarlı binaların da bir kısmı buna dahil. Adana'da 6 şiddetinde bir depremde bu orta hasarlılar nasıl bir performans gösterir belli değil" diyen Aksungur, 6 şiddette bir depremde ağır hasarlıların tamamının yıkılacağını, orta hasarlıların da bir kısmının muhtemelen yıkılacağını aktardı. "NASIL BİNANIN YAPILMASI ANINDA BİTMİYORSA YIKIMI DA ANINDA BİTMEZ" Aksungur, "Yeni bir deprem ne zaman olur, kaç şiddetinde olur bilemeyiz. Ama ağır hasarlı binalar tehlike arz edecektir" dedi ve konuşmasının devamında şunları söyledi: "Malatya'da bazı binaları yıkmak için dinamit kullanıyorlar. Türkiye'de bu yeni yeni kullanılmaya başlandı. Dinamitle patlatma çok özel teknik ve müühendislik isteyen bir yöntem. Ama Adana'da bunu kullanamazsınız. Çünkü patlayıcı sayesinde binayı olduğu gibi aşağı indirecek bir düzenek sağlamak hem zor hem de Türkiye'de onun tam olarak şu an uzmanı yok. Bir de Adana Hatay gibi değil. Hatay'da bir binanın sağı solu da ağır hasarlı zaten. Binayı yıktığında sağa ya da sola devrimesi problem olmuyor. Ama Adana'da çok dikkat etmek gerekiyor. Çünkü özellikle Çukurova gibi merkezi yerlerde ağır hasarlı binaların çevresinde ağır hasarlı olmayan binalar da var. Bu deprem umarım buna vesile olur ve bu alanda tecrübe kazanan meslektaşlarımız yetişir. Nasıl binanın yapılması anında bitmiyorsa yıkımı da anında bitmez. Bir zamana ihtiyacı vardır." Aksungur, bina yıkım çalışmalarının imkan yetersizliği ve güvenlik önlemlerinden dolayı yavaş gittiğini de bildirdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.