TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Hepatit

İLKHABER-Gazetesi - Hepatit haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hepatit haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye’de hepatit alarmı! Haber

Türkiye’de hepatit alarmı!

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, hepatitlerin dünya genelinde artış gösterdiğini belirterek, “Her gün dünyada 3 bin 500 kişi hepatit B ve C kaynaklı ölmekte. Dünyada 250 milyondan fazla kişi hepatit B, 50 milyondan fazla kişi hepatit C ile enfekte. Türkiye'de ise her 3 kişiden 1'i hepatit B, her 2 kişiden 1'i hepatit C ile enfekte. Bu sayılar buz dağının görünen kısmı” dedi. Hepatit, viral bir enfeksiyonun neden olduğu karaciğer iltihabı olarak biliniyor. A, B, C, D ve E tipleri olarak adlandırılan beş ana hepatit virüsü bulunuyor. Bu 5 tip, neden oldukları hastalıklar ve salgın potansiyeli nedeniyle son yıllarda dünya üzerinde büyük bir endişe kaynağı olmaya başladı. Türkiye’de Hepatit B ve C krizi Dünya Sağlık Örgütü'nün nisan ayında yayınladığı rapora göre ise her gün hepatit B ve C enfeksiyonları sebebiyle 3 bin 500 kişi hayatını kaybediyor. Ayrıca uzmanlara göre ülkemizde ise çoğu henüz tanı almamış yaklaşık 3.5 milyon hepatit B hastası, 750 bin de hepatit C hastası olduğu tahmin ediliyor. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Taşova, hepatit B ve C hastalarına ulaşılmada büyük sıkıntı yaşandığını belirterek, “Hepatitler halen önemini koruyan hastalıklardır. Hepatit B aşı ile önlenebilir ancak hepatit C'de aşı yoktur fakat gelişmiş tedavisi vardır. Buradaki en büyük sorunumuz hastalara ulaşabilme. Birçok kişi hepatit B ve C olduğunu bilmeden yaşamaktadır. Bulaşıcı olduğu için aile fertleri dahil birçok kişiye de hastalığı bulaştırabilmektedirler. Her gün dünyada 3 bin 500 kişi hepatit B ve C kaynaklı ölmektedir” ifadelerini kullandı. Hepatit C’de tedavi mümkün: Türkiye'de her 3 kişiden 1'inin hepatit B ile enfekte olduğunu ancak bu sayıyı 'Buz dağının görünen kısmı' olarak tanımlayan Prof. Dr. Taşova, şunları söyledi: “Halihazırda dünyada 250 milyondan fazla kişi hepatit B, 50 milyondan fazla kişi hepatit C ile enfektedir ancak bu sayılar buz dağının görünen kısmı. Türkiye'de ise her 3 kişiden 1'i hepatit B ile enfektedir, yani taşıyıcı durumundadır. Erişkin yaş grubunda bu 2 milyondan fazla kişiye denk geliyor. Hepatit B ile tanı olan hastaların ancak 4'te 1'ine tanı koyabiliyoruz. Bu kişilerin de 5'te 1'i tedaviye ulaşıyor. Bu kişilerin tedavi olması durumunda karaciğer kanseri ve siroz olmasının önüne geçiliyor. Hepatit C'de ise daha da sıkıntılı bir durum var. Her 2 kişiden 1'inin Türkiye'de hepatit C olduğunu biliyoruz ancak en önemli sorun tanı konulamıyor çünkü hastalar hayatlarına hiçbir semptom göstermeden devam ediyor. Daha sonra da karaciğer kanseriyle bu hastalar karşımıza geliyor.” “Bütün dünyada artış var” Hepatit C tedavisi olan kişinin karaciğer kanseri ve siroz olma riskinin azaldığına dikkat çeken Prof. Dr. Taşova, “Hepatit C'de yeni tedavilerle hastanın durumuna göre 8-12 hafta arasında hap tedavisi ile kurtulmak mümkün. Yeter ki tanı konsun. Hepatit B'nin de tedavisi var ve üzerinde çalışıyoruz. Tedaviye başlayan kişinin siroz ve karaciğer kanseri olma riski çok aza indirgenebiliyor. Bütün dünyada hepatitlerde artış var” ifadelerini kullandı. Tedavi olmanın halk sağlığı açısından önemine vurgu yapan Prof. Dr. Yeşim Taşova, “2016 yılında Dünya Sağlık Örgütü ‘hepatit B ve C'yi ortadan kaldıralım' atağına geçti. Bu atakla birlikte hepatit B'nin yüzde 95 azaltılması, hepatit C'nin yüzde 85 azaltılması hedefleniyor. Buradaki amaç yüzde 65 ölümleri azaltmak, yüzde 90 tedaviye tanı koymak. Bu kişileri tespit edip tedavi olmalarını sağlamak halk sağlığı açısından çok önemli. Ülkemizde de bu program çerçevesinde yenidoğan çocukların aşılanması çok güzel bir şekilde gidiyor. Aynı zamanda gebelerin takip edilmesi devam ediyor” dedi. Önlemler alınmalı Hepatit bulaşının önüne geçilmesi için yapılması gerekenleri anlatan Taşova, şunları söyledi: “Damar içi uyuşturucu kullananların ortak enjektör kullanması engellenmeli. Bütün uyuşturucuların azaltılması gerekiyor çünkü uyuşturucu riskli davranışa yol açıyor. Hepatit B özellikle cinsel yolla ve kan yoluyla geçebilen bir hastalıktır. Vatandaşların hem testini yaptırması hem de kan ve cinsel sıvılarla bulaşın engellenmesi gerekiyor. Ayrıca bilinen ve temizliği olan diş hekimleriyle çalışılması, kadınların manikür, pedikür yaparken kendi aletlerinin olması ya da kuaförlerinden sterilizasyon istenilmesi, ortak diş fırçası kullanılmaması gibi önlemler almak gerekiyor.”

Dr. Gürkan Yılmaz: Hepatitten korunmanın en etkili yolu aşı olmak Haber

Dr. Gürkan Yılmaz: Hepatitten korunmanın en etkili yolu aşı olmak

Hepatitin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirten Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Gürkan Yılmaz, “Dünyada her yıl yaklaşık 1 milyon kişinin hayatını yitirmesine neden olan hepatitten korunmak için en etkili yöntem aşı olmaktır” dedi. Medical Park Seyhan Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Gürkan Yılmaz, Hepatit hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu. Hepatitin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir sağlık sorunu olduğunu vurgulayan Uzman Dr. Yılmaz, “Dünyada her yıl yaklaşık 1 milyon kişinin hayatını yitirmesine neden olan hepatitten korunmak için en etkili yöntem aşı olmaktır. Hepatitlerin günümüzde belirlenmiş birçok çeşidi vardır. Ama Hepatit denilince genellikle Hepatit A, B ve C tipi virüslerin oluşturduğu hastalık anlaşılıyor ve ülkemizde de en sık bu türleri görülüyor” diye konuştu. “Hepatit A kısa süreli, Hepatit B yüksek oranda bulaşıcı” Hepatit A virüsünün kısa süreli ama şiddetli bir enfeksiyon olduğuna değinen Yılmaz, “Bu hastalık kronikleşmiyor ve kişi bir daha hasta olmuyor. Dışkı-ağız yoluyla bulaşıyor. Enfekte kişinin dışkısıyla atılan virüs, suya ya da yiyeceğe karıştığında başkalarına da bulaşmış oluyor” dedi. Hepatit B virüsünün de yüksek oranda bulaşıcı bir hastalık olduğunu söyleyen Dr. Yılmaz, “Kan dâhil tüm vücut sıvılarıyla bulaşıyor. Çok şiddetli olabileceği gibi sessiz bir şekilde de seyredebiliyor. Yüzde 90’ı kendiliğinden iyileşiyor ve hasta bu şekilde doğal bağışıklık kazanmış oluyor. Yüzde 15-25 oranında karaciğerde kalıcı hasara neden olan Hepatit B virüsü, bunun bir sonucu olarak taşıyıcılık, karaciğer sirozu, karaciğer kanseri, karaciğer yetmezliği ve buna bağlı olarak ölümlere de yol açabiliyor” şeklinde konuştu. “Hepatit C sinsi ilerliyor” Hepatit C virüsünün ise diğer iki virüse kıyasla çok bulaşıcı olmadığını dile getiren Uzm. Dr. Yılmaz, “Kan ve kan ürünleri yoluyla bulaşıyor. Hastada virüsü aldıktan yaklaşık 10 yıl sonra karaciğer sirozu belirtileri görülüyor. Hastalık çok sinsi ilerliyor. Karın şişliği, özofagus varis kanaması gibi şikâyetlere neden olabiliyor” dedi. Hepatit aşıları ile ilgili de bilgi veren Uzm. Dr. Yılmaz, “Yeni doğan bebeklere, çocuklara, tüm sağlık çalışanlarına, hemodiyaliz ünitesi hastalarına, damar yolu ile ilaç alan hastalara, hemofili hastalarına, bir şekilde Hepatit virüsü alacağını düşünen kişilere Hepatit B aşısı yapılmalıdır” ifadelerini kullandı. “Hepatit B aşısı kanserden de koruyabilir” Hepatit B aşısının uygun şartlarda muhafaza edildiğinde ve usulüne uygun tatbik edildiğinde aşılananların yüzde 90'ından fazlasında bağışıklık sağladığını belirten Yılmaz, “Söz konusu oran 40 yaşın üzerindekilerde bir miktar düşmektedir. Yeni doğanlarda ise aşıdan yüzde 100'e yakın bağışıklık elde edilebildiği bildirilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün kriterlerine göre eğer bir kişide bağışıklık oluşmuşsa, aşının ömür boyu koruyucu olduğu kabul edilmektedir. Hepatit B aşısı aynı zamanda bireyi kanserden de koruyabilir. Aşılar, enfeksiyonlarla savaşta elimizdeki en iyi silahtır. Herkesin korkulu rüyası kanserde de virüslerin önemli bir rolü olduğunu biliyoruz. Bu nedenle aşılar bugün ölümcül kanserlerle savaşta da önemli bir rol üstlenmektedir diyebiliriz. Risk grubunda olmayan kimsede aşı uygulaması sonrasında antikor oluşmuşsa bir daha rapel doz (hatırlatma dozu) yapmak gerekmez. Eskiden 5-10 senede bir rapel doz yapılıyordu ama şimdi buna gerek duyulmuyor. Dünya Sağlık Örgütü de zaten bu durumu önermemektedir” ifadelerine yer verdi. “Ciddi bir yan etkisi yoktur” Oluşabilecek yan etkiler hakkında da bilgi veren Dr. Yılmaz, “Halen piyasada olup uygulanmakta olan Hepatit B aşılarında ciddi bir yan etki bildirilmemiştir. Olağan yan etkiler enjeksiyon yerinde görülebilmekte ve genellikle yine enjeksiyon yerinde hafif ağrı ve kızarıklık, nadiren şişme ve sertlik oluşumu olarak görülebilmektedir” dedi. Virüsle karşılaşan veya Hepatit B’den korunmak isteyen bir kişinin aile hekimine gidebileceğini söyleyen Yılmaz, “Bu temel bir sağlık konusu olduğu için pratisyen hekimin de çözüm üretebileceği bir konudur. Bunun dışında enfeksiyon hastalıkları, gastroenteroloji, iç hastalıkları ya da çocuk hastalıkları uzmanına başvurulabilir” diye konuştu. Hepatit A aşısından da bahseden Uzm. Dr. Yılmaz, şu bilgileri paylaştı: “Aşı, doğumdan itibaren yapılabilir. 15 yaşına kadar Hepatit A geçirmemiş herkese aşı yapılması gerekir. Bunun yanı sıra, risk grubundaki kişilerin ilk önce aşılanması şarttır. Hepatit B taşıyıcıları bu risk grubunda bulunur. Taşıyıcı kişi şayet Hepatit A geçirmemişse, kesinlikle aşılanmalıdır. Zira Hepatit B üzerine bir de Hepatit A enfeksiyonu ortaya çıkarsa, karaciğerdeki hasarın katlanarak artma riski söz konusudur. Bunun dışında, havuz temizliği ile ilgilenen işçiler ve kreşlerde çalışanlar da risk grubunu oluşturmaktadır. Bu sayılan kişilerin Hepatit A aşısı olmalarında fayda vardır. Hepatit A aşısı iki doz olarak uygulanır. İki doz arasında 2 aylık bir süre olması gerekir. Türkiye’de Hepatit A enfeksiyonu çok yaygın görüldüğü için test yapmakta fayda vardır. Bu testin adı ‘Anti HAV IgG’ testidir. Bu test pozitif ise kişi hastalığı geçirmiş ve ömür boyu hastalığa karşı korunuyor demektir. Bu durumda zaten aşıya da gerek yoktur. Hepatit A aşısının koruyucu etkisi ikinci yani son dozun yapılmasından 1 ay sonra başlar. Ama ilk dozdan 15 gün sonra vücutta antikor cevabı yavaş yavaş oluşur. Hepatit A aşısında rapel doza gerek yoktur. Risk grubunda olan kişilere de rapel doz önerilmez. Hepatit A oldukça güvenilir bir aşıdır. Lokal yan etkiler haricinde bugüne kadar önemli bir yan etkisi bildirilmemiştir. Uygulama yerinde hafif ağrı ve kızarıklık görülebilir.” Uzm. Dr. Yılmaz, Hepatit B açısından yüksek risk gruplarını ise şöyle sıraladı: “Doktorlar, hemşireler, diş hekimleri, laboratuvarda görev alanlar ve sağlık sektöründe çalışan diğer tüm çalışanlar, acil hizmetlerde çalışanlar, polisler, askeri personeller, iitfaiye mensupları, tıbbi atıklarla uğraşanlar, temizlik işçileri, morgda ve cenaze işlerinde görevliler. Hepatit B taşıyıcıları ile aynı evi paylaşanlar ve cinsel temasta bulunanlar, diyaliz hastaları, damar içi ilaç bağımlıları, kan ve kan ürünü transfüzyonu yapılacak olanlar, immün yetmezliği olan kişiler, bakım evlerinde yaşayanlar. Yaşamları hapishane gibi kapalı alanlarda kısıtlı olanlar da bu gruba dâhil edilebilir.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.