SON DAKİKA
Hava Durumu

#Hemşire

İLKHABER-Gazetesi - Hemşire haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hemşire haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Antalya’da hemşire eşini satırla öldüren acil tıp teknisyeni tutuklandı Haber

Antalya’da hemşire eşini satırla öldüren acil tıp teknisyeni tutuklandı

Antalya’nın Kepez ilçesinde, kısa süre önce evlenen ve düğün hazırlığı yapan çiftin tartışması kanlı bitti. Acil Tıp Teknisyeni Halit Can Sakman, hemşire eşi Sevcan Demir Sakman’ı satırla öldürdü. Olay yerine gelen polis ekipleri tarafından gözaltına alınan Sakman, çıkarıldığı mahkemece "eşe karşı kasten öldürme" suçundan tutuklandı. Tartışma Kanlı Bitti Antalya’nın Kepez ilçesinde, 9 Mart akşamı yaşanan kan donduran olayda, Acil Tıp Teknisyeni Halit Can Sakman ile özel bir hastanede hemşire olarak çalışan eşi Sevcan Demir Sakman arasında tartışma çıktı. Kısa süre önce resmi nikâh kıyan ve düğün hazırlıkları yapan çiftin tartışması kavgaya dönüşünce Sakman, eşi Sevcan Demir Sakman’ı satırla öldürdü. Olay, Kepez ilçesi Gazi Mahallesi’nde bir sitenin giriş katında meydana geldi. Apartman sakinlerinin ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Eve giren ekipler, Sevcan Demir Sakman’ı sırtında, karnında ve vücudunun birçok yerinde satır darbeleriyle kanlar içinde buldu. Yapılan incelemede genç hemşirenin hayatını kaybettiği belirlendi. Zanlı Tutuklandı Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olay sırasında yaralandığı öne sürülen Halit Can Sakman’ı gözaltına aldı. Zanlının hastanedeki tedavisinin ardından mahkemeye çıkarıldığı ve "eşe karşı kasten öldürme" suçundan tutuklandığı öğrenildi. Sakman’ın verdiği ifadeye göre, çiftin son dönemde maddi konularda sık sık tartıştığı ortaya çıktı. İfadesinde sabah saatlerinde kahvaltı için dışarı çıkmayı teklif ettiğini belirten Sakman, "Eşim, ‘Durumumuz iyi değil, boşa para mı harcayacağız’ diyerek tartışma çıkardı. Akşam da tartışma devam etti. Bana bıçak çekip saldırdı. Boğazıma vurdu. Ben de önce bıçakla vurdum, sonra elime satır geçti, onunla vurdum" dedi. Mahkeme tarafından tutuklanan Halit Can Sakman’ın, hastanedeki tedavisinin tamamlanmasının ardından cezaevine teslim edileceği bildirildi.

Antalya'da facia: Acil tıp teknisyeni, hemşire eşini satır darbeleriyle öldürdü Haber

Antalya'da facia: Acil tıp teknisyeni, hemşire eşini satır darbeleriyle öldürdü

Antalya'nın Kepez ilçesinde, düğün hazırlıkları sürecinde yaşanan maddi sorunlar nedeniyle çıkan tartışma büyüdü. Dün akşam saat 22.30 sıralarında Kepez Gazi Mahallesi'ndeki bir sitenin giriş katında meydana gelen olayda, özel hastanede hemşirelik yapan 26 yaşındaki Sevcan Demir Sakman, eşinin uyguladığı satır darbeleri sonucu hayatını kaybetti. Olayın ardından acil sağlık ekipleri ve polis müdahale ederken, saldırganın kendisine de zarar verdiği bildirildi. HEMŞİRE EŞİNİ SATIRLA ÖLDÜRDÜ Apartmandan gelen kavga seslerine itibar eden apartman sakinlerinin 112 Acil Çağrı Merkezi'ne ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, daire içerisinde kanlar içerisinde yerde yatan Sevcan Demir Sakman'ı buldu. 112 Acil Sağlık ekipleri, genç kadının sırtında, karnında ve vücudunun birçok yerinde satır darbesi bulunduğunu ve kendisinin hayatını kaybettiğini belirledi. Olay sırasında Halit Can Sakman’ın bıçaklı saldırı sonucu yaralandığı öğrenilirken, saldırının ardından kendisine de zarar veren teknisyen, polis ekiplerine teslim edilerek ilk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırıldı. Hastanede tedavisi süren Halit Can Sakman'ın ilk ifadesinde tartışma sırasında Sevcan Demir Sakman'ın bıçakla kendisine saldırdığını, bıçağı eşinin elinden aldıktan sonra olayın gerçekleştiğini söylediği öğrenildi. Olay Yeri İnceleme ve Savcılık incelemesinin ardından Sevcan Demir Sakman'ın cansız bedeni, otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Olayı haber alarak Antalya'ya gelen Sevcan Demir Sakman'ın annesi Antalya Adli Tıp Kurumu önünde gözyaşlarına boğularak sinir krizi geçirdi. ''DELİK DEŞİK ETMİŞ YAVRUMU'' Gözyaşları içinde "Gözü açık gitmiş, delik deşik etmiş yavrumu" diyen anne, yaşadığı büyük üzüntüyle sinir krizi geçirdi. Savcılık ve otopsi işlemlerinin tamamlanmasının ardından, genç hemşirenin cenazesinin Hatay'ın İskenderun ilçesinde toprağa verileceği bildirildi. Anne ve babası ayakta durmakta zorlandı 2 gün önce kızının yanında olduğu ve kızının tüm ısrarına rağmen Silifkeye döndüğü öğrenilen Sevcan Demir Sakman’ın annesi gözyaşlarına hakim olamadı. Sinir krizi geçiren anneyi yakınları teselli etmeye çalıştı. Talihsiz kadının cenazesinin teslimi sırasında annesi ayakta durmakta zorlandı. Cenaze aracının yanında duvar dibine çöken annenin yardımına akrabaları koştu. Kızının tabutunu cenaze aracına yükleyen baba üzüntüye daha fazla dayanamayarak bir anda yere yığıldı. Yakınları tarafından kaldırılan baba akrabalarının yardımı ile araca bindirildi. Genç yaşta hayatını kaybeden Sevcan Demir Sakman’ın cenazesi toprağa verilmek üzere Hatay’ın İskenderun ilçesine götürüldü.

Domuz gribi tehlikesi genç Hemşireyi hayattan kopardı Haber

Domuz gribi tehlikesi genç Hemşireyi hayattan kopardı

Amasya'da, 32 yaşındaki hemşire Minecan Tek, soğuk algınlığı şikayetiyle başvurduğu hastanede, domuz gribi olarak bilinen H1N1 virüsüne bağlı gelişen komplikasyonlar sonucu hayatını kaybetti. 6 Şubat'ta Amasya Üniversitesi Sabuncuoğlu Şerefeddin Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne soğuk algınlığı şikayetiyle başvuran Tek, hastalığının ilerlemesiyle 9 Şubat’ta yeniden hastaneye kaldırıldı. Durumu hızla kötüleşen ve kalp yetmezliği gelişen Tek, yoğun bakımda yapılan tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Hemşire Tek için çalıştığı hastanede düzenlenen cenaze töreni sonrası cenazesi memleketi Iğdır’a gönderildi. Domuz Gribi Tehlikesi: H1N1 Virüsünün Etkisi Minecan Tek'in ölümünün ardından, halk arasında "domuz gribi" olarak bilinen H1N1 virüsünün tehlikesi bir kez daha gündeme geldi. Sağlık uzmanları, özellikle H1N1 virüsünün risk grubundaki kişileri, yani yaşlılar ve kronik hastalığı bulunanları daha fazla tehdit ettiğini belirtiyor. Medical Park Karadeniz Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, şu anda grip salgınının devam ettiğini ve özellikle H1N1 virüsünün bu dönemde en yaygın tür olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Özlü, "Virüs, genellikle grip ve soğuk algınlığı belirtileriyle başlar. Ancak zamanla solunum sıkıntısı, öksürük, hırıltı, ateş, halsizlik gibi daha ciddi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu durum, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde ölümle sonuçlanabilir," şeklinde uyarıda bulundu. Tedavi Süreci ve Yoğun Bakım 6 Şubat’ta soğuk algınlığı şikayetiyle hastaneye başvuran Minecan Tek’in tedavisi başlandı. Ancak, 9 Şubat’ta solunum güçlüğü çekerek yeniden hastaneye gelen Tek, yapılan testlerin ardından H1N1 virüsü nedeniyle kalp yetmezliği yaşamaya başladı. Durumunun hızla kötüleşmesiyle yoğun bakıma alınan Tek, 13 Şubat’ta tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Hastane Başhekimi Volkan Taşova, "Hastanın durumu çok hızlı bir şekilde kötüleşti. Yapılan tüm müdahalelere rağmen maalesef kaybettik," dedi. Törende Duygusal Anlar Hemşire Minecan Tek için Amasya Üniversitesi Sabuncuoğlu Şerefeddin Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde düzenlenen tören oldukça duygusal anlara sahne oldu. Törene, İl Sağlık Müdürü Dr. Dursun Koç, Hastane Başhekimi Dr. Öğretim Üyesi Volkan Taşova, Belediye Başkanı Turgay Sevindi, yakınları ve çalışma arkadaşları katıldı. Hemşire Tek’in ölümüne üzülen çalışma arkadaşları, "O çok değerli bir hemşireydi, hepimizin başı sağ olsun," şeklinde konuştu. Cenaze Memleketine Gönderildi Düzenlenen törenin ardından Minecan Tek’in cenazesi, memleketi Iğdır’a gönderilmek üzere hastaneden alındı.

Nennioğlu: Adana'da sağlık çalışanlarına personel takviyesi gerekiyor Haber

Nennioğlu: Adana'da sağlık çalışanlarına personel takviyesi gerekiyor

Memur-Sen Adana İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Adana Şube Başkanı Bekir Nennioğlu, Adana'daki sağlık çalışanlarının artan iş yükü ve personel eksikliği nedeniyle yaşadığı zorluklara dikkat çekti. Adana’da sağlık hizmetlerine olan talebin her geçen gün arttığını belirten Nennioğlu, personel eksikliğinin ciddi sorunlara yol açtığını ifade etti. “Adana'da sağlık hizmetleri talebi karşılanamıyor” Adana'daki sağlık hizmetlerine olan talebin her geçen gün arttığını belirten Sağlık-Sen Adana Şube Başkanı Bekir Nennioğlu şunları söyledi: “Yaptığımız araştırmalarda Adana ilimizde sağlık hizmetlerine olan talep her geçen gün artmakta. Ancak mevcut personel kapasitesi bu talebi karşılamamaktadır.” “Yeni hastanelerle Adana'daki sağlık çalışanlarının iş yükü artıyor” Adana'da 5 Ocak ve Karşıyaka Devlet Hastanelerinin açılmasıyla birlikte, hastanelerdeki personel dağılımının daha da zorlaştığını kaydeden Nennioğlu, “Adana’da 5 Ocak ve Karşıyaka Devlet Hastaneleri açılmış hizmete girmiştir. Bu durum personel dağılımında mevcut çalışanların iş yükünün daha da çok artmasına neden olmuştur.  Adana genelinde hastaneler özellikle hemşire eksikliği ciddi sıkıntılar ve iş yükünün artışıyla birlikte başta Adana Şehir, Seyhan, Yüreğir ve Çukurova Devlet Hastaneleri başta olmak üzere tüm personellerin nöbet süreleri uzatılmış ve iş temposu artmıştır. Sahada çalışan hemşireler yeni hemşire gelmesini istiyor. Bunun için personel eksikliği bir an önce giderilmeli, sağlık hizmetlerinin sürdürebilirliği için önemli” dedi. Nennioğlu çözüm için şunları sıraladı:  1. Personel Takviyesi: Yeni hemşire ve sağlık personeli atanmalı.  2. Nöbetlerin Azaltılması: Fazla nöbetler önlenmeli.  3. Planlama: Yeni hastaneler için personel planlaması yapılmalı.  4. Teşvikler: Maaş ve lojman gibi teşvikler sağlanmalı.

Koca şiddetine maruz kalan hemşire, öldürülme korkusu yaşıyor Haber

Koca şiddetine maruz kalan hemşire, öldürülme korkusu yaşıyor

Adana'da yaşayan 3 çocuk annesi hemşire Dilek Güven (43), 11 yıl önce evlendiği H.G’nin bıçaklı saldırısı sonucu ağır yaralandığını ve 1 ay tedavi gördüğünü söyledi. İlk eşinden olan 13 yaşındaki kızının da yemeğe gelmediği gerekçesiyle H.G. tarafından bıçakla tehdit edildiğini öne süren Dilek Güven, "Boşanmak istediğim için eşimin bıçaklı saldırısı sonucu 7 yerimden yara aldım. Ölümden döndüm. Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, H.G’ye kasten yaralama suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. 2 yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildi" dedi. Yaşadığı travma ve korkuları atlatmaya çalıştığını anlatan Güven, şunları söyledi: "Yaşadığım korkuların hepsini geride bırakmaya çalışırken şimdi onu gördüğümde, aynı kabusu tekrar hatırlıyorum. Kadınlara yönelik her şiddet ve cinayet haberleriyle de acım tazeleniyor. Eşinden ayrılmayı hazmedemeyen erkekler, kadına zarar vermek ve canını yakmak için kendi öz evladını bile öldürüyor. Biz kadınlar olarak kimden adalet talep edeceğiz. Yaşama hakkımızı nasıl koruyacağız.  Kadınların ve çocukların yaşam hakları için daha farklı yasal düzenlemeler yapılmalı." Korkutan mektup Açtığı boşanma davasının da istinaf sürecinde olduğunu dile getiren Dilek Güven, "H.G, cezaevinde olduğu sırada arkadaşının birine, beni, kızımı ve iki erkek kardeşimi öldüreceğini söylemiş. Bu kişi de davanın görüldüğü mahkemeye, durumu anlatan bir mektup yazmış. Ancak bu kişinin duruşmada dinlenmesi talebimiz kabul edilmedi. Öldürülme korkusuyla yaşamaya devam ediyorum. Bizi sadece kanunlar ve yasalar koruyabilir. Gereken önlemler alınsın istiyorum" diye konuştu.

Yenidoğan çetesi davasında şok itiraflar: "Bebek sevklerinden haksız kazanç sağlıyorduk" Haber

Yenidoğan çetesi davasında şok itiraflar: "Bebek sevklerinden haksız kazanç sağlıyorduk"

İstanbul’da bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarla ölümlerine neden olan Yenidoğan Çetesi üyelerinin yargılanmasına devam ediliyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, tutuklu hemşire Hasan Basri Gök, hakkında açılan davada savunma yaptı. Gök, bebek sevklerinin para kazanmak amacıyla yapıldığını ve SGK'dan daha fazla ödeme almak için hasta yatışlarının kasıtlı olarak uzatıldığını belirtti. Ayrıca, epikriz raporları ile ilgili de şaibeli uygulamalar yapıldığını itiraf etti. Bebek Sevkleriyle Haksız Kazanç Sağlanıyordu Sanık Hasan Basri Gök, mahkemede yaptığı savunmada, "Bebek sevklerinden para kazanıyorlardı, kimse hayrına bir şey yapmıyordu" dedi. Gök, sevklerin, özellikle Fırat Sarı, İlker Gönen ve Gıyasettin Mert Özdemir tarafından yapıldığını ifade etti. Ayrıca, sevklerin 112'yi bilgilendirmeden, yalnızca tanıdık doktorlar aracılığıyla gerçekleştiğini söyledi. Gök, "Bebekler hastaneye sevk edildiklerinde kimse hayrına hareket etmiyordu. SGK’dan daha fazla para almak için hasta yatış süreleri kasıtlı olarak uzatılıyordu" diye ekledi. Epikriz Raporları Üzerinde Oynama Yapılıyordu Hasan Basri Gök, duruşmada epikriz raporları üzerinde de usulsüz işlemler yapıldığını itiraf etti. "Epikriz raporlarını doktorların yazması gerekiyordu, ancak biz yazıyorduk" diyen Gök, hemşirelerin ve diğer sağlık personelinin bu raporları hazırladığını belirtti. Raporlarda hastaların durumu yanlış bir şekilde belirtilerek, SGK'dan daha fazla ödeme almak için basamak oranlarının değiştirildiğini ifade etti. Gök, "Basamaklar genellikle doğru değildi, bu değişiklikler denetimler sırasında düşürülüyordu" şeklinde konuştu. Denetimlerde Usulsüzlükler ve Yasadışı İlaç Satışı Sanık, mahkeme başkanının sorduğu bir diğer soruya ise, hastanelerde yapılan denetimlere ilişkin dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Denetimler sırasında yasadışı ilaç satışlarının yapıldığını belirten Gök, "Denetimlerde ilaçları saklamak için dikkatli oluyorduk. Fırat Sarı'nın bilgisi dahilinde ilaçları aldık" dedi. Gök, ilaç satışlarının hastane yönetiminin haberiyle yapıldığını ve bunların sistemden düşerken fark edileceğini vurguladı. Ayrıca, ilaçlar aracılığıyla yaklaşık 40 bin lira kazanç sağlandığını söyledi. Ölümler ve İhmaller Bebeğin ölümü ile ilgili soruları yanıtlayan Hasan Basri Gök, bebeklerin sevk edilmesi ve yatış süreçlerinin doğru şekilde yapılmadığını ve bu durumun ölümlere yol açtığını belirtti. Mahkeme başkanının, "Serdar il dışı sevklerden 5 bin lira kazanıyordu" şeklindeki sorusuna, "Evet, ancak ben gözümle görmedim" yanıtını verdi. Gök, bu süreçlerin haksız kazanç amacıyla yürütüldüğünü ve sağlık sisteminde ciddi ihmaller bulunduğunu kabul etti.

İstanbul Küçükçekmece’de yağışlı havada sürücünün çarptığı hemşire hayatını kaybetti Haber

İstanbul Küçükçekmece’de yağışlı havada sürücünün çarptığı hemşire hayatını kaybetti

İstanbul Küçükçekmece'de dün akşam saatlerinde meydana gelen feci kazada, yağışlı havada direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücü, kaldırımda yürüyen hemşireye çarptı. Olayın ardından sağlık ekiplerinin müdahalesine rağmen, 15 yıldır Aile Sağlığı Merkezi'nde görev yapan Şengül Ayyıldız hayatını kaybetti. Kazanın ardından güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde, aracın hızla hemşireye çarptığı anlar saniye saniye kaydedildi. Yağışlı havada kayganlaşan yolda kontrolünü kaybeden sürücünün, 53 yaşındaki Ayyıldız’a çarptığı ve ciddi şekilde yaraladığı belirtildi. Olay, dün saat 17.02 sıralarında Küçükçekmece'nin Atakent Mahallesi'nde yaşandı. Edinilen bilgilere göre, 19 yaşındaki E.Ş. isimli sürücü, yağmur nedeniyle kayganlaşan yolda direksiyon hakimiyetini kaybetti. Kontrolden çıkan araç, o esnada kaldırımda yürüyen 53 yaşındaki Şengül Ayyıldız'a çarptı. Olay yerindeki güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde, aracın hızla Şengül Ayyıldız'a çarptığı ve ardından geri çekildiği görülüyor. Aile hekimi Gülcan Feza Kuşçu, kazayı öğrendikten sonra olay yerine giderek hemşiresi Şengül Ayyıldız’ın durumu hakkında bilgi verdi. Kuşçu, kazanın ardından yaşadığı şoku şu sözlerle dile getirdi: “Doktor arkadaş tarafından arandım. Güvenlik görevlisi, ‘Sizin hemşireniz yolda yatıyor’ demiş. Koşarak yanına gittim, ilk önce ölü sandım çünkü ağzı ve gözü açıktı. Ancak solunumu yerindeydi, kalbi atıyordu. 112’yi aradım, bacağının ezilmiş ve kopmuş olduğunu gördüm. Ambulans geldi, biraz beklediler hangi hastaneye götürebiliriz diye. Sonunda Kanuni Hastanesi’ne götürüldü. İç kanaması vardı, kalbi durmuştu. Ameliyat edildi ama kanamayı durduramayarak Şengül hemşireyi kaybettik.” "Harika Bir İnsandı" Feza Kuşçu, Şengül Ayyıldız’ın çok iyi bir insan olduğunu ve birlikte 15 yıl çalıştıklarını belirterek, "Çok tatlı, çok iyi bir insandı. Görüşmediği, tanışmadığı insan yoktu. Herkesin derdine koşardı. Şoktayım, hâlâ inanamıyorum. Bu bölgeye sürekli drift yapan sürücüler geliyor. O kadar çok kazaya tanık oldum ki... Bu tür olayların engellenmesi gerekiyor. Bizim canımız gitti, başka canlar gitmesin” dedi. Kazanın ardından olay yerine gelen polis ekipleri, sürücü E.Ş.’yi yakalayarak gözaltına aldı. Bugün adli mercilere sevk edilen E.Ş., tutuklanarak cezaevine gönderildi.

İstanbul'da bebek ölümlerine yol açan skandal: 47 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı Haber

İstanbul'da bebek ölümlerine yol açan skandal: 47 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı

İstanbul'da sağlık sistemini hedef alan çarpıcı bir skandalın detayları gün yüzüne çıktı. Bebek acil hastalarının, anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edilmesi ve bu süreçte yaşanan ihmaller sonucunda ölümlerine sebep olduğu iddia edilen 47 şüpheli hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, sağlık hizmetlerinde güvenin sarsılmasına neden oldu. İddianamede, şüphelilerin aralarındaki telefon görüşmelerine dayanan tape kayıtları ile birlikte, toplamda 197 suç eylemi belgelendi. 112 Acil Çağrı Merkezi çalışanlarının da dahil olduğu bu karmaşık yapının, sağlık alanında yaşanan ciddi sorunları ve sorumsuzlukları gözler önüne serdiği belirtildi. Bebek acil hastalarını anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen şüpheliler hakkında hazırlanan iddianamede, 197 suç eylemine ilişkin tape kayıtları yer aldı. İstanbul'da, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 22'si tutuklu 47 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, 197 suç eylemine ilişkin tape kayıtları yer aldı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, suça konu 197 eylem sıralandı. Bu eylemlere ilişkin, şüphelilerin telefon konuşmalarını içeren tape kayıtları ve bunlarla ilgili değerlendirmeler de iddianameye girdi. Bir şüpheli ve hastane çalışanının konuşması şu şekilde yer aldı: "A.K: Denetim geldi mi sana da diyecektim. Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Geldi. Bu çocuk entübe gözüküyor sistemde. A.K: Benim burada üç koli dosya vardı, iyi ki onları fark etmediler. Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Bu normal değil. Ben on beş yıldır çalışıyorum. Hayatımda böyle bir denetime girmedim. Cezalık bir şey değil. Ceza kesmek istediğinde gelir iki tane şeye bakar cezasını keser, parasını alır, çıkar gider. A.K: Doğukan sence sadece Fırat Hoca'nın işletmelerine mi yapıldı? Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Sanmıyorum. Fırat Hoca bu kadar önemli bir insan değil. İstanbul'da bu kadar koordineli bir iş yapmazlar." Bebek bir hastanın durumuyla ilgili örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen'in konuşmalarıysa iddianamede şu şekilde yer buldu: "Şüpheli İlker Gönen: Şimdi Serenay beni aradı. Sabah beş buçukta diyalize giren var ya, o ölecek ben diyalizi yandan takmak zorunda kaldım. İlk çalıştı sonra çalışmayı durdurdu. Şüpheli Fırat Sarı: Durdu ha. Şüpheli İlker Gönen: Ölecek zaten çocuk. Beş buçukta damar yolu gitmiş, Serenay damar yolu için gelmiş. Satılmış niye geliyorsun diye kızmış." İddianamede, hayatını kaybeden bir bebekle ilgili Hemşire Çağla Durmuş ve Dr. İlker Gönen'in konuşmaları da yer aldı. Konuşmalar şöyle: "Şüpheli Çağla Durmuş: Hocam Karakoç ex. Şu anda şey, kalp tepe atılması seksen, satürasyonu otuz ama o seksen de adrenalinle yani. Şüpheli İlker Gönen: Adrenalinle, tamam yapacak bir şey yok. Şüpheli Çağla Durmuş: Aynen öyle ölüm morlukları falan da oluştu. Şüpheli İlker Gönen: Tamam. Şüpheli Çağla Durmuş: Aileye de kötüleşti diye haber verdik şimdi şu adrenalin etkisi geçene kadar kapattım kuvözün entübe... Makinada birazdan ex kabul ederiz yani. Şüpheli İlker Gönen: Hahaha, neyse bir şey diyecektim de... Şüpheli İlker Gönen: Aspirasyondan mı öldü yani? Şüpheli Çağla Durmuş: Yani, ya zaten rengi falan iyi değildi, onun öleceği belliydi ama şey yani aspire etmiş. Şüpheli İlker Gönen: Sabah gördük hayvan gibi ağlıyo, tamam rengi kötüydü ama. Şüpheli Çağla Durmuş: Onun bir o süreci kaybetmişiz yani biz, dönebilme sürecini. Şüpheli İlker Gönen: Uff tamam, yapacak bir şey yok yani. Şüpheli İlker Gönen: Hah yani neyse Dursun abiyi gönderme. Aile gelene kadar tamam mı? Şüpheli Çağla Durmuş: Hı hı tamam. Ben dosyada kötüleşip entübe olmuş gibi göstereyim. Şüpheli İlker Gönen: Tamam." Bebeğin babasının şüpheli ölüm şikayeti üzerine ise şüpheliler arasında şu konuşma geçti: Şüpheli İlker Gönen: O tedaviler IV görünsün ha. Oral görülmesin. Şüpheli Çağla Durmuş: Tamam tamam. Şüpheli İlker Gönen: Şöyle, Fırat abiyi aradım meşgul. Şöyle diyeceksin, böyle böyle kötüleşti, işte ondan sonra entübe ettik, solunumuna baktık kalbi düştü. Müdahalesini yaptık ıvır zıvır. Dursun abiyle ağzın bir olsun yani. İddianamede, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden bebekle ilgili üç şüphelinin konuşmaları da yer aldı: Şüpheli Bahar Kanık: Hocam kalbi, Halime'nin kalbi yokmuş, cpr yapalım mı? Şüpheli Fırat Sarı: Cpr bir iki tane dokunun, dönerse döndü. Dönerse biraz daha yaşasın ben gelinceye kadar. Şüpheli Bahar Kanık: Valla siz gelinceye kadar... Kusura bakmayın. Şüpheli Fırat Sarı: Ölmesin ha. Bahar Kanık: Sarıkaya'nın da valla fişini çekecem gelmezseniz. Şüpheli Fırat Sarı: Nasıl?Haha dedemin fişi. Şüpheli Bahar Kanık: Haha çekicem fişi haha. Şüpheli Fırat Sarı: Ölen mi oldu Ecem? Şüpheli Ecem Koç: Başımız sağ olsun hocam Halime. Şüpheli Fırat Sarı: Öldü mü gerçekten? Şüpheli Ecem Koç: Öldü hocam, cpr'ını yaptık, adrenalini yaptık. Cpr'la da adrenalinle de dönmedi. Adrenalin kalbi geldi bir kendi kendine gitti. Zaten cpr'a da yanıt vermedi. Şüpheli Fırat Sarı: Tamam. Yarım saat, kırk dakikaya oradayım geliyorum. Şüpheli Ecem Koç: Ha geliyorsunuz, tamam hocam biz şu an ellemiyoruz makinaya bağlı. Şüpheli Fırat Sarı: Ellemeyin, bilgi de vermeyin, orada dursun. Şüpheli Ecem Koç: Aynen aynen açık duruyor her şey monitörde açık... Hiçbir şey yapmıyoruz. İddianamede, bebek bir hastaya müdahale edilmediğiyle ilgili konuşmalar ise şöyle sıralandı: Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Kanka hasta kötüydü de bir tane bebek ölüyordu diyecektim. Gizlice girip iki dakika cpr yap çocuğa diyecektim de... Şüpheli Hüseyin Günerhan: Nerede? Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Güneyde. Şüpheli Hüseyin Güneyhan: Güneyden bize ne? Bırak bebek ölsün ki rahat şikayet edek... Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hoca demiş ki kayarsa tüpünü çek demiş, yaşamaz bu demiş. İddianamede, bir kişinin çalıştığı hastaneyi CİMER'e şikayet etmesiyle ilgili şüpheliyle arasında geçen konuşmalar da yer aldı: O.Ö: Şey gitmiş tabi bizim avukat .... Halil anlaşma olmamış. Tabii ben de şimdi mahkeme sürecine de giriyoruz SABİM'e, CİMER'e dayiyim, döşiyim diyorum. Şüpheli Hüseyin Günerhan: Daya döşe kanka. O.Ö: Nasıl bir şey yazayım? Şüpheli Hüseyin Günerhan: Kanka şey yaz, usulsüz hasta alımlarını yaz 112'den. O.Ö: Nasıl oluyor? Şüpheli Hüseyin Günerhan: 112 ayağı olmadan hasta kabul ediyorlar de, protokolsüz hasta kabul ediyorlar diye yaz ondan sonra. O.Ö: Mert olayı mı? Şüpheli Hüseyin Günerhan: Hıhı Mert olayı kanka. O.Ö: İsmini bile veririm de senin arkadaşın olduğuna dua etsin o. Şüpheli Hüseyin Günerhan: İsmini de ver, benim umurumda değil o. Şüpheli Hüseyin Günerhan: Kanka bunu yaz, ondan sonra erişkindeki dosya mosyaları yazabilirsin usulsüz diye. O.Ö: Hasta çarşafları mı? Şüpheli Hüseyin Günerhan: Hıhı hasta basamaklarını şişiriyorlar, usulsüzlükler, çarşafları şişiriyorlar dersin. Eks bekletiyorlar, yatışını uzatıyorlar hastaların diyebilirsin. O.Ö: Aynen aynen bunları yazayım. İddianamede, hastanede tedavi gören 6 aylık bebeğin ölümüyle ilgili iki şüphelinin konuşmasına şu şekilde yer verildi: Şüpheli Tuğçe Toptemel: Besledikten sonra bebek kötüleşti. Ben başına gittim sonra Gizem geldi, sonra bebek kusmaya başladı, acaba aspire mi etmiş olabilir, bir akciğerine falan baksa mıydınız hani aspire etmiş olabilir mi? Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Yani aspire etmiş olabilir de bu çocuk büyük çocuk prematüre değil ki. Şüpheli Tuğçe Toptemel: Bayağı bir kustu. Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Prematüre değil ki hemen ölsün çocuk yani orada bir yarım saatlik can çekişmesi lazım o çocuğun, yani ben bunun açıklamasını yapamam, çocuk ölü anladın mı yani çocuk ölmüş ve bu çocuk rahat 2-3 saat önce ölmüş, çocuk kaskatı buz kesmiş. Şüpgeli Tuğçe Toptemel: Neyden ölü? Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Yani bu çocuk böyle anlık bir şey değil, bu çocuğa cpr bile yapılmaz, bu çocuk kim bilir ne zaman öldü, ya bir anomalisi yok, kalp anomalisi yok bir şeyi yok, genetik bir hastalığı yok, normal altı aylık çocuk, ben ailesine ne diyeceğim? Şüpheli Tuğçe Toptemel: Desetüre hiç olmadı biz bakımındaydık hiç olmadı, kameraları izle istersen hiç olmadı çünkü gözüme bir de büyük bebek ya bir de siyahi, siyah bir bebek olduğu için gözüm hep ondaydı, acaba morarırsa görmeyiz diye. Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Ya Tuğçe birazcık morarsa anlaşılmaz da çocuğun dudakları mosmor. Yani ben bunu daha nasıl hocaya ne diyeceğim, hoca gönderdi dün çocuğu, ailesine ne diyecem, aile zaten yabancı ortalığı ayağa kaldıracak, ortalığı yıkacaklar hastaneyi zaten büyük çocuk, almam bile yasak onu oraya." İddianamede, şüpheli Fırat Sarı'yla ilgili soruşturma olduğuna dair ise şu konuşmalar yer aldı: Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hocam şimdi bu denetim Sağlık Bakanlığı falan fasa fiso, benim korktuğum şey bu değil, Fırat hocayı örgütlü suç işlemekten yargılayacaklar, adamlar dava açmış, ben Fırat hocanın kaç tane emniyet müdürlüğünden dosyasını topladım. Şüpheli Şeyhmus Çelik: Ne örgütü ya, ne örgütü ya? Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hocam, adamlar sen yalandan sahte yani tedavi yapıyorsun, doktor koymuyor dosyalarda oynama yapıyor, hocam bizim telefonlarımız bile dinleniyor olabilir, bunları kimseye hoca söylettirmiyor bana. Şüpheli Şeyhmus Çelik: Telefon dinlenebilir, doğrudur. Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hocam dinleniyor, biz Whatsapp'tan konuşuyoruz Fırat hocayla hep, anladın. Şüpheli Şeyhmus Çelik: Valla doğrudur, Whatsapp'tan konuşmak lazım, dinlenir doğrudur e yazdığın zaten."

Yenidoğan Bebek Çetesi’nin kan donduran telefon kayıtları ortaya çıktı Haber

Yenidoğan Bebek Çetesi’nin kan donduran telefon kayıtları ortaya çıktı

İstanbul'da özel hastaneleri hedef alan büyük bir skandal ortaya çıktı. Bebekleri anlaşmalı hastanelere yönlendirerek maddi kazanç sağladıkları ve ihmalleri nedeniyle birçok bebeğin ölümüne sebep oldukları iddiasıyla soruşturma başlatılan çetenin telefon konuşmaları gün yüzüne çıktı. Şüpheliler arasında doktorlar, hemşireler ve hastane çalışanları bulunuyor. Yapılan görüşmelerde bebek ölümlerine yol açan ihmal ve kötü niyetli davranışlar açıkça görülüyor. BEBEKLERİ ÖLÜME TERK ETTİLER İstanbul'da bebekleri özel hastanelere sevk ederek haksız kazanç elde ettikleri ve ihmalleri sonucu bebeklerin ölümüne yol açtıkları gerekçesiyle soruşturulan bir çetenin telefon konuşmaları ortaya çıktı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan fezlekede, şüphelilerin bebeklerin tedavisini kasten ihmallerle aksattıkları ve bundan maddi çıkar sağladıkları belirtildi. Soruşturma kapsamında yer alan telefon kayıtlarında, çetenin lideri olduğu iddia edilen doktor Fırat S. ve örgüt üyesi hemşireler arasında geçen konuşmalar dikkat çekiyor. Bir görüşmede, hemşire Mehtap S.’nin, "Mehtap çocuğu öldür, elli satürasyonlu çocuk mu olur?" şeklindeki sözleri kan dondurdu. Yine bir başka görüşmede, "Bu sefer hakikaten alacaklar bizi" ifadeleri, çete üyelerinin korku içinde olduğunu gösteriyor. Fezlekede yer alan detaylar, bebeklerin uygun olmayan koşullarda tedavi edildiğini ve bazılarının bu ihmal sonucunda hayatını kaybettiğini gözler önüne seriyor. Çetenin, bebeklerin uzun süre hastanede kalmalarını sağlayarak Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan yüksek miktarlarda ödeme aldığı ve kamu kurumlarını zarara uğrattığı da iddialar arasında. Çete üyelerinin, ölen bebeklerin durumlarını örtbas etmeye çalıştıkları ve denetimlerden kaçmak için hastane dosyalarını gizledikleri ifade ediliyor. Şüpheli doktorlar Fırat S. ve İlker G.'nin ayrı ayrı 180 yıldan 273 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.