Gürer: Sahiplendirme yöntemiyle sokaktaki hayvanların yaşamını sürdürebilecekleri olanaklar yaratılsın
Hayvanları Koruma Kanununda değişiklik yapan kanun teklifinde konuşan CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman Köy işleri komisyon üyesi Ömer Fethi Gürer hayvanları koruma Kanunun adı hayvanları öldürme kanunu olması gerektiğini söyledi. Tüm muhalefet partilerinin alkışladığı konuşmada Gürer Kanun teklifinin uygulanabilirliği olmadığı ifade etti
“Bu kanun teklifi tüm sorumluluğu belediyelerin üstüne yıkıyor, uygulanabilirliği yok”
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Öncelikle, bu kanunun adını doğru koyalım; kanunun adı ‘Hayvanları Koruma Kanunu’ değil ‘hayvanları öldürme kanunu’ Buradan baktığınız zaman, burada bulunan arkadaşlarımız bu kanun teklifinin tamamını okusalar, içinde sakatlıklar barındıran, sorunu daha karmaşık hâle getiren ve sokak hayvanlarının yaşatılmasını değil öldürülmesini amaçlayan bir kanun teklifi olduğunu görürler. Bu kanun teklifi tüm sorumluluğu belediyelerin üstüne yıkıyor, uygulanabilirliği yok” diye ifade etti.
“Her gün 10 kısırlaştırma yapılsa hayvanların kısırlaştırma işlemi bir yılda tamamlanır”
Gürer sokak hayvanlarının kısırlaştırılmasına değinerek şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı diyor ki: ‘4 milyon sokak hayvanın varlığı ortalama olarak belirlenen rakam.’ 2 milyonunun dişi olduğunu varsayarsanız bir kısmı kısırlaştırılmış durumda. Amaçlansa, her gün 10 kısırlaştırma yapılsa hayvanların kısırlaştırma işlemi bir yılda tamamlanır yani bu hayvanları barınağa kapatıp ölüme götürmek yerine kısırlaştırmayla sorun çözülebilir, büyükşehirlerde daha fazla süratle bu iş gerçekleştirilir. Tüm hayvanların kısırlaştırılması bir yılda bittiğinde beş yılda bunların yaşamları zaten kendiliğinden sona eriyor, çoğalmalarını önlemiş oluyoruz.”
“Sahiplendirme yöntemiyle sokaktaki hayvanların yaşamını sürdürebilecekleri olanaklar yaratılsın”
Gürer, “Bizim önerimiz: Topla, kısırlaştır, aldığı yerde bırak, yaşamını sürdürsün ama sorunlu olanları rehabilite ederek barınakta tedavisini gerçekleştir. Okullarda veterinerler çocuklarımızın sokak hayvanlarıyla kuracağı iletişimde eğitici olarak görevlendirilsin. Büyük sitelerde hayvan barınakları oluşturulup o hayvanların sahiplenilmesinin yolu açılsın. Sahiplendirme yöntemiyle sokaktaki hayvanların yaşamını sürdürebilecekleri olanaklar yaratılsın. İthal hayvan girişi durdurulsun. Kanun, kısırlaştırmayla çözüm yerine ‘Barınağa topla, ölünceye kadar orada kalsın, ya ölüm ya zulüm.’ anlayışıyla hazırlanmış bir kanun teklifi” dedi.
“O hayvanlar can, en zor şartlarda ulaşımda yanımızda yürüyen yol arkadaşlarımız”
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer köpeklerin mama fiyatlarına değinerek şunları söyledi: “Bin köpek için yapılan bir barınakta günde 1 köpek için minimum 300 gram mama gerekiyor. Ayda 9 ton mamaya ihtiyaç var, ortalama mama gideri bugünkü fiyatlarla 450 bin lirayı buluyor. En düşük mama fiyatından yıllık mama gideri 5 milyon 400 bin lira ediyor bin köpek için. 4 milyon köpek toplanıp barınaklarda bakılırsa her yıl 21 milyar 600 milyon lirayı bulan mama gideri oluşuyor. Bin hayvanın koyulacağı bakımevinin personel gideri 97 milyon 32 bin lira. 4 milyon için, en az 4 bine yakın hayvanın barınacağı barınak oluşturulduğunda mama ve bakımevi çalışanları giderleri 412 milyar 128 milyon lirayı buluyor; tıbbi tedavi, malzeme, ekipman, mazot, su, araç ve öngörülemeyen giderleri de dâhil edersek ortaya çıkan tablo bu. Adalet ve Kalkınma Partisinin tarım kesimine bir yılda ayırdığı destek 91 milyar lira, barınaklar için gider 412 milyar lirayı aşıyor. Bunu, gelin, tarım kesimine kullanalım, hayvanların sahiplendirilmesi, kısırlaştırılması, bulunduğu ortamda yaşamını sürdürmesinin yolunu açalım. Burada duygu sömürüsü yapılıyor, hayvan saldırısına uğrayan insanların acısını bizler de yüreğimizde hissediyoruz ama o şartları ortadan kaldıracak sorumluluk siyasi iktidarda. Kış saati uygulamasının bile bu soruna olumsuz yansıması var. Yaptığınız yanlışların bedellerini neden köpekler ödesin? O hayvanlar can, onlar en zor şartlarda ulaşımda yanımızda yürüyen yol arkadaşlarımız, kimi zaman karda kışta ya da sürünün başında, çobanın yanında hem koruyucu hem sahiplenici.”