SON DAKİKA

#hayvancılık

İLKHABER-Gazetesi - hayvancılık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, hayvancılık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ticaret Bakanlığı'ndan kırmızı et fiyatlarına sıkı denetim Haber

Ticaret Bakanlığı'ndan kırmızı et fiyatlarına sıkı denetim

Ticaret Bakanlığı, hayvancılık sektöründe maliyet unsurlarında belirgin bir artış olmaksızın stokçuluk yaparak spekülatif fiyat hareketliliğine yol açan firmaları takibe aldığını duyurdu. Bakanlıktan yapılan açıklamada, vatandaşların temel gıda ürünlerine erişimini zorlaştıran faaliyetlerin engellenmesine yönelik çalışmaların aralıksız sürdürüldüğü vurgulandı. Açıklamada, üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin piyasada darlık yaratıcı, serbest rekabeti bozan uygulamalarına karşı sıkı önlemler alındığı belirtilerek, özellikle kırmızı et fiyatlarında yaşanan artışların yakından takip edildiği ifade edildi. Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi: SPEKÜLATİF FİYAT ARTIŞINA KARŞI HAREKETE GEÇİLDİ "Ticaret Bakanlığı tarafından, vatandaşlarımızın ürünlere ulaşmasını engelleyici faaliyetlerin bertaraf edilmesine ve caydırıcı önlemler alınmaya devam ederken, üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozan fillere yönelik çalışmalarımız aralıksız sürdürülmektedir. Et ve Süt Kurumu'nun temin ettiği kırmızı et Per-Der üyesi marketlerde bütün yurtta ve ESK mağazalarında düşük fiyatlarla ulaştırılırken, bazı üretici firmalarının fiyat arttırma girişimleri ihbar alınmıştır. RAMAZAN AYINDA STOKÇULUK YAPANA TAVİZ YOK Bu çerçevede, hayvancılık sektöründe, maliyet unsurlarında belirgin bir artış olmaksızın stokçuluk yaparak spekülatif fiyat hareketliliğine yol açan ve tüketicilerin kırmızı ete fahiş fiyat ile ulaşmasına neden olan, mübarek Ramazan ayını fırsat bilen bazı firmalar, Ticaret Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından koordinasyon içinde hassasiyetle takibe alınmıştır. 8 İLDE DENETİMLER BAŞLADI Kırmızı Ette İllerimizde Eş Zamanlı Denetimler Başlamış Olup, Fahiş Fiyat ve Stokçuluk Yapanlara İdari Yaptırımlar ve Mali Para Cezaları Tavizsiz Bir Şekilde Uygulanacaktır Bu kapsamda, Ticaret Bakanlığı tarafından 8 ilimizde faaliyet gösteren toplam 20 işletme nezdinde inceleme ve denetim yapmak üzere Ticaret Bakanlığı Müfettişlerimiz görevlendirilmiş olup, 24.03.2025 Pazartesi sabahı erken saatte aynı anda kapsamlı denetimlere başlamışlardır ve halen devam etmektedir. Ticaret Bakanlığı olarak firmalarımızı, ürünlerini tüketiciye maliyeti ile uyumlu fiyattan sunma konusunda hassasiyetle davranmaya davet ederken, stokçuluk yapanlar ve/veya fahiş fiyatla ürünlerini satmaya tevessül edenler hakkında Ticaret Bakanlığınca behemehal gerekli işlemler tesis edilecektir. Yapılan işlemler kamuoyuyla paylaşılacaktır."

Bakan Yumaklı: 2028 yılında kırmızı et ithalatını sonlandıracağız Haber

Bakan Yumaklı: 2028 yılında kırmızı et ithalatını sonlandıracağız

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Çankırı’nın Ilgaz ilçesinde kurulan Veteriner Yol Kontrol ve Denetim İstasyonu’nun açılış törenine katıldı. Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar ve kent protokolünün de yer aldığı törende konuşan Yumaklı, hayvan hastalıklarının önlenmesi amacıyla kurulan istasyonların önemine dikkat çekti. Bakan Yumaklı, Türkiye’nin hayvancılık alanındaki büyümesine vurgu yaparak, ülkenin büyükbaş, küçükbaş ve kanatlı hayvan varlığı açısından dünya sıralamasında önemli bir noktada olduğunu söyledi. "DÜNYA HAYVANCILIK SIRALAMASINDA ÖNEMLİ BİR KONUMDAYIZ" Bakan Yumaklı, Türkiye’nin tarım ve hayvancılık alanındaki gelişimine dair şu bilgileri paylaştı: Büyükbaş hayvan varlığı yüzde 71 artarak 17 milyon başa ulaştı. Küçükbaş hayvan varlığı yüzde 72 artarak 55 milyon baş oldu. Kanatlı hayvan varlığı yüzde 55 artışla 380 milyon adede çıktı. Arılı kovan sayısı yüzde 115 artışla 9 milyon adede yükseldi. Türkiye’nin bu gelişmeler sayesinde dünya sıralamasında yükseldiğini belirten Yumaklı, büyükbaş hayvan varlığında dünyada 22’nci, Avrupa’da 2’nci; küçükbaş hayvanda dünyada 7’nci, Avrupa’da 1’inci sırada olduklarını ifade etti. Sığır eti üretiminde dünyada 7’nci, Avrupa’da 1’inci sırada olduklarını vurgulayan Yumaklı, tavuk eti ve yumurta üretiminde de Türkiye’nin Avrupa’nın en büyük üreticileri arasında yer aldığını belirtti. "KIRMIZI ET ÜRETİMİ İHTİYACIN YÜZDE 95’İNİ KARŞILIYOR" Bakan Yumaklı, kırmızı et üretiminin Türkiye’de ihtiyacın yüzde 95’ini karşıladığını belirterek, kalan yüzde 5’lik ithalatın piyasayı regüle etmek amacıyla yapıldığını söyledi. Hayvancılık sektörünü daha da güçlendirmek adına 5 yıllık bir yol haritası belirlediklerini kaydeden Yumaklı, "Bu kapsamda Et ve Süt Kurumu ile TİGEM iş birliğiyle yürüttüğümüz projelerle hayvancılık sektörünü daha da büyütüyoruz. Anaç hayvan sayımızı artırarak üretimi güçlendireceğiz. 2028 yılı itibarıyla kırmızı et ithalatını tamamen ülke gündeminden çıkarmış olacağız" dedi. "RAMAZAN AYINDA FAHİŞ ET FİYATLARINA İZİN VERMEDİK" Bakan Yumaklı, et fiyatlarının Ramazan ayında spekülatif şekilde artırılmasını engellemek için gerekli önlemleri aldıklarını ifade etti. "Et ve Süt Kurumu’nun yürüttüğü çalışmalar sayesinde Ramazan öncesinde herhangi bir fahiş fiyat artışı yaşanmadı. Vatandaşlarımızın uygun fiyatlarla et ürünlerine ulaşabilmesi için denetimlerimizi sıkılaştırdık" diye konuştu. "HAYVAN HASTALIKLARIYLA MÜCADELEDE SIFIR TOLERANS" Hayvan hastalıklarıyla mücadelede önemli adımlar attıklarını belirten Yumaklı, Türkiye genelinde 8 önemli kavşak noktasında veteriner yol kontrol istasyonları kurduklarını söyledi. Erzurum, Elazığ ve Ankara’dan sonra dördüncü istasyonun Çankırı’da açıldığını belirten Bakan, "Bu kontrol noktaları, sağlıklı hayvan hareketliliğini sağlamak açısından kritik öneme sahip. Şap hastalığı gibi sorunları engellemek adına sıkı denetimler yapıyoruz. Sahte veteriner raporlarıyla kaçırılan hayvanlara da kesinlikle izin vermiyoruz. Hayvan hastalıklarıyla mücadelede sıfır tolerans politikası izliyoruz" ifadelerini kullandı. Bakan Yumaklı’nın konuşmasının ardından, tesis dualarla açıldı.

Ömer Fethi Gürer, hayvan ve et ithalatının yükseldiğini ve sorunları derinleştirdiğini belirtti Haber

Ömer Fethi Gürer, hayvan ve et ithalatının yükseldiğini ve sorunları derinleştirdiğini belirtti

Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi ve CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) yaptığı konuşmada, 2010 yılından bu yana AKP iktidarları döneminde yaşanan hayvan ve et ithalatına dikkat çekti. Gürer, hayvancılık sektöründeki sorunların devam ettiğini, et fiyatlarının düşmediğini ve ithalatın çözüm olmadığını vurguladı. Ömer Fethi Gürer, "2010 yılından itibaren başlayan hayvan ve et ithalatı, 2010-2014 yılları arasında 10 milyon baş hayvan ithal edilmesiyle devam etti. Bu süreçte 15 milyar 500 milyon dolar yurt dışına gitti. Ancak hayvancılıkta sorunlar bitmedi, et fiyatları düşmedi. Aracılar ve ithalatçılar paralarına para kattı, adeta vurgun vurdu. Besicilerimiz ve süt inekçiliği yapanların çoğu, yanlış uygulamalar nedeniyle iflas etti. İthal yem fiyatları durmak bilmedi ve hayvancılık sektörü giderek zora girdi" dedi. “Bakanların 'İthalatı Bitireceğiz' sözüne karşın, et ithalatı yükseldi!" CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bakanların sürekli olarak "İthalatı bitireceğiz" açıklamalarına rağmen, ithalatın hız kazandığını belirterek şunları söyledi: "Ocak 2025'te 5.069 ton karkas et ithalatı gerçekleşti, 1.944 ton kemiksiz et ithal edildi. Böylece sadece ocak ayında 7 bin tonluk et ithalatı için 46 milyon dolar ödendi. 2025 yılının ilk ayında 41 bin 591 ton ağırlığında, 136 bin 50  büyükbaş hayvan ithal edildi. Bu ithalatın toplam maliyeti ise 214 milyon 150 bin dolar oldu." “İthalata dayalı politikalar ekonomiyi ve üreticiyi zorluyor!" Ömer Fethi Gürer, "Besicilerimiz ve süt üreticileri, yanlış politikalar nedeniyle büyük zarar gördü. İthal yem fiyatları ve hayvan maliyetleri üreticiyi zorluyor. Bakanların 'İthalatı bitireceğiz' sözleri, maalesef uygulamada karşılık bulmadı. Aksine, ithalat her geçen gün artarak devam ediyor. Hayvancılık sektörünün kurtarılması için yerli besicinin, üreticinin desteklenmesi politikaların hayata geçirilmesi gerekiyor. İthalata dayalı politikalar, hem üreticiyi hem de ekonomimizi olumsuz etkiliyor. Bu durumun bir an önce sona erdirilmesi ve yerli üretimin teşvik edilmesi şarttır” diye ifade etti.

Ömer Fethi Gürer, hayvancılıkta yüksek maliyetler ve ithalat sorununu gündeme getirdi Haber

Ömer Fethi Gürer, hayvancılıkta yüksek maliyetler ve ithalat sorununu gündeme getirdi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer Kırıkkale ili Beyobası köyünde, besicilik yapan Fatih Keskin’i çiftliğinde ziyaret etti. CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, hayvancılık yapan Fatih Keskin’den hayvancılık sektördeki sıkıntıları yerinde dinledi. Gürer, vatandaşların raflardaki et fiyatlarından şikâyet ettiğini belirtirek, üreticilerin de kazanç sağlayamadığını anlattığına dikkat çekti. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Rafta eti alan vatandaş pahalıya eti aldığını söylüyor ama üretici de ‘Ben bu hayvanlara bakıyorum, besliyorum, kesime götürüyorum, para kazanamıyorum. Kesimhaneden sonra fiyat artışı başlıyor ama bu bize yansımıyor ’ diyor” şeklinde ifade etti. Beyobası köyüne Kırıkkale  CHP İl Başkanı Onur Yüksel Bozdağan Balışeyh  İlçe Başkanı Burhan Altıntop   İle birlikte giden CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer,  Et ve süt önemli gıda ürünü. Bu ürünler hayvancılık ile elde ediliyor. Bir büyükbaş hayvanın yetişmesi için en az 240 gün bakım gerekiyor, yem, ahır ve veteriner giderlerinin sürekli arttırıyor. Bu hayvancılığın sürdürülebilir bir yanı var mı böyle giderse?” diye besici Keskin’e sordu. Besici Keskin, “Sürdürebilmemiz için çeşitli şartlar bize elverirse, şartlarda yardımcı olsalar biz yaparız mesleğimizi. Köyümüzü terk etmeyiz” şeklinde yanıtını verdi. Ömer Fethi Gürer, “Doğal olarak buradaki sorun, önce yem fiyatlarının yüksek olması. Ahır giderleriniz arttı, veteriner gideri var, aşı var. Bayramınız yok, seyranınız yok, hep çalışmak zorunda kalıyorsunuz. Kolay değil yapılan iş” diye ifade etti. Gürer, hayvancılık yapan Fatih Keskin'e, "Buzağı ölümü var mı burada?" diye sordu. Keskin, sektörde yaşadıkları zorlukları şu şekilde anlattı: “Buzağı ölümü elimizden geldiği kadar kendi çarelerimizle tedavi uygulamaya çalışıyoruz, fazla da yapmıyoruz sayın vekilim. Ama ilaçlar pahalı, veterinerler yetersiz. Şimdi tarım ilçe müdürlüğü hangi bir köylüye yetişecek? İlaçta destek yok, veterinerden destek yok, mazottan destek yok, buzağıdan destek yok, yemden destek yok. Aslında tarım ilçe müdürlüklerimiz falan da geliyorlar ama kadroları yetersiz. Geliyorlar ama imkanları yok, altlarında araçları yok.” CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer’in, hayvancılık maliyetleri ve zarar durumunu sorması üzerine Fatih Keskin, “Adam  ithal Angus mal getiriyor. Getir bana Avrupa’dan damızlık düveyi, ver benim elime; eti de ben üreteyim sana. Niye gidiyorsun Uruguay’dan mal getiriyorsun kardeşim? Ben yapamıyor muyum, ben beceremiyor muyum?” dedi. İthal hayvancılığa karşı olduğunu belirten Keskin, yerli üreticinin desteklenmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Uruguay’dan adam mal getiriyor. Bana destek ver, ben üreteyim. Ben karşılayayım senin et ihtiyacını. Bizim hayvanımız 10’du, 15’ti, 20 giderek sayı arttı ama şimdi tekrar küçülüyoruz. Çünkü niye? Giderimizi Karşılamıyor. Çoluk çocuk kimi okula gidiyor, kimi bilmem nereye gidiyor. Artık kendi gücümüz de yetmiyor. “Son 2 yılda Türkiye 1 milyon 200 bin hayvan ithal etti” Ömer Fethi Gürer, ithalat politikalarının yerli üretimi olumsuz etkilediğini belirterek, “Yetkililer ‘sorun yok’ diyorlar, ama son 2 yılda Türkiye 1 milyon 200 bin hayvan ithal etti. Türkiye kendi kendine yeterli boyuta gelip, et sorununu da etten mamul ürün sorununa da çözüm bulabilir. Bunun için planlama, öngörü ve alana gelip bu işi yapan insanlarla konuşulursa çare var. Çare yok değil. O raftaki etin fiyatının düşmesi yemin fiyatının düşmesi ile doğru ilgili.” şeklinde konuştu.  “Süt üreticileri zor durumda yem desteği verilmeli”  Hayvancılıkla uğraşanların girdilerdeki maliyet artışları nedeniyle zorluk yaşadığını ifade eden CHP Milletvekili Ömer Fethi  Gürer, süt üreticilerinin durumuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Ulusal Süt Konseyi 14,65 TL fiyat verip onun altında da süt alımının yolu hala açıksa, bunun yansıması bu işi yapanlar bu işten vazgeçiyor. Süt üreticiliği yapan para kazanmazsa hayvanını kesime veriyor. Faiz de yüksek, götürüyor parasını faize yatırıyor. Yorulmadan para kazanıyor. Öyle olunca hayvancılık da zor bir iş. Yani ailece işin içindeler. Geliyorlar işte, tatili yok, bayramı yok, seyranı yok. Onun için yetkililere çağrımızdır. Yem sübvanse edilip en az %50 yemde destek verilmeli. Ahır giderleri karşılanmalı, hayvan refahını artırıcı önlemler alınıp hayvan refahı sağlanarak daha çok verim alınmalı. Buradaki bir sorun da hayvanın da refahı tam sağlanmazsa ondan verim de alınamıyor. Onun da yolu; bu konuda bilgiyle, bilimsellikle sorunları doğru çözüm üreten veteriner destekli bir yapıyla halledebiliriz. Yetkililere buradan bir kez daha bu konuda da çağrı yapalım.” dedi.

Gürer: Niğde'de hayvancılıkla uğraşan köylüler destek bekliyor Haber

Gürer: Niğde'de hayvancılıkla uğraşan köylüler destek bekliyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde’nin Bor ilçesine bağlı Gayret Mahallesinde hayvancılık yapan köylünün sorunlarını dinledi. Yem fiyatlarındaki artıştan dolayı hayvancılıkla uğraşanların zor durumda olduğunu ifade eden besici, Gürer’e yaşadıkları sıkıntıları anlattı. Sürü sahibi “oğlum güder, gelinim sağarsa mal sahibi olunur” dedi. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılık sektöründe yaşanan daralmaya dikkat çekti. Gürer, “Bölgede küçükbaş hayvancılık sınırlı da olsa devam ediyor. Ancak büyükbaş hayvancılık daha yaygın. Fakat yem fiyatlarının artması nedeniyle büyükbaş hayvancılık yapanların sayısı giderek azalıyor” şeklinde konuştu.  “Gençler, mevcut durumda hayvancılığa yönelmiyor” Besici Ahmet, hayvanlarını değerine satamadığını belirterek şunları söyledi: “Yem girdileri çok pahalı. Eğer bize destek sağlanırsa kırsal kalkınır, şehirlerden kırsala göç başlar ve hayvancılıkla uğraşanların sayısı artar. Ancak gençler, mevcut durumda hayvancılığa yönelmiyor. Onlar köyde kalmak yerine dışarıda iş arıyor. Köyde genelde hayvancılıktan geçim sağlanıyor ama geçmişe göre gelirimiz azaldı. Hayvanlarımızı yaymak için meraya ihtiyacımız var. Ancak meramız yok. Hasat sonrası tarlalara sokuyoruz. Şu an 50 kiloluk yem 650-700 lira arasında. Samanı kilogram hesabıyla alıyoruz; 2.500-2.600 lirayı buluyor. Yonca ise çok pahalı, ama yaptığımız masrafı karşılamıyor. Beyaz saman veriyoruz.Para kazanmıyoruz, başa baş gidiyor. Oğlum güder, gelinim sağarsa mal sahibi oluruz.” “Afgan çobanlar olmasa hayvancılık biter söylemi geçerliliği yok” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Afganlar olmasa hayvancılık biter” söyleminin doğru olup olmadığını sorgulayan Gürer, besiciye, “Kendi sürünüzü kendiniz yaymak zorunda kalıyorsunuz. Bu durum hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye ifade etti. Besici ise Ahmet ,Afgan çobanların kalıcı bir çözüm olmadığını, aksine yüksek maaş talepleri nedeniyle maliyetleri artırdıklarını belirterek, “Afgan çobanlar 50-60 bin lira aylık istiyor. Görüldüğü gibi ucuz bir iş gücü değiller. Ben kendi işimi kendim yapınca daha avantajlıyım. O zaman bu söylenenler safsata; Afganların Türkiye’de kalması için ileri sürülen bir söylem mi ? Bu seneye kadar ya da iki sene öncesine kadar Afganlar mı yapıyordu bu işi? Hayır, yine biz kendi çabamızla yapıyorduk. Annemiz babamız bu işi çalışarak yapıyordu. Kendi işimizi yapmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu. Besici, son 15 yılda hayvancılık sektöründe kazançlarının düştüğünü belirterek, “15 yıl önce geçimimizi rahatça sağlıyorduk. Bugün aynı şartlarda hayvancılık yapmak çok zor. Eskiden 2.000 lira kazanıyordum ve geçimimi rahatça sağlıyordum. Şimdi ise zar zor ayakta kalabiliyorum. Hayvancılığı mecburiyetten sürdürüyoruz; köyde başka ne yapabiliriz ki?” ifadeleriyle yaşadığı sıkıntıları paylaştı. “Çiğ süt üretiminde de sorun var” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Tarım ve Orman Bakanlığı Et ve Süt Kurumunun (ESK) piyasa regülasyonu kapsamında süt alımlarına devam ettiğini, 'Ekim, kasım ve aralık dönemi için süt primini yüzde 100 artırarak 1 lira olarak uygulayacağını' açıkladığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Çiğ süt üretiminde de sorun var. Cumhurbaşkanlığı bütçe gerekçesi verilerine göre 2021 yılında 23,5 milyon litre olan süt üretimi, 2023 yılında 21,4 milyon litreye düşmüş bulunuyor. Ulusal Süt Konseyi'nin açıkladığı fiyatın altında fiyatla yapılan süt alımı, küçük işletmelerde hayvan varlığına olumsuz etki yapıyor. Prim desteği yanında, USK fiyatta da yemdeki artışa uygun düzenleme yapmalıdır.”

Hatay'da hayvan yetiştiricileri kış hazırlığına başladı Haber

Hatay'da hayvan yetiştiricileri kış hazırlığına başladı

Yaz aylarında hayvanlarla meraların yolunu tutan Hatay'ın Yayladağı ilçesindeki hayvan yetiştiricileri, havaların soğumasıyla birlikte dönüş yolculuğuna başladı. Kış aylarında hayvanların bakımını kendileri yapan yetiştiriciler, çoban bulma sorunu yaşamadan hayvanlara göz kulak oluyor. HAYVANCILAR HAVALARIN SOĞUMASIYLA KÖYLERİNE DÖNÜŞ YAPIYORLAR Hatay'ın Reyhanlı ilçesine bağlı Kışlak Mahallesi'nde hayvancılıkla uğraşan aileler, yaz boyunca hayvanlarını otlattıkları Kızılgöl mevkiine ayrıldılar, burada yaklaşık bin büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarını besliyor. İlkbaharın bitimiyle nisan ve mayıs aylarında bu mera alanında gelen yetiştiriciler, ekim olanağıyla havaların soğuması ve Kızılgöl'ün su ile dolması nedeniyle köylerine dönüş yapıyor. Mahalle muhtarı Yusuf Çetin, hayvancılığın bölgesinin önemli geçişlerinden kaynak biri olduğunu belirterek, “Burası yaz aylarında hayvanlarımızı otlatmak için ideal bir yer. Ekim aylarında soğuklar başlarca hayvan sahipleri köylerine geri döner. Burada bin hayvan otlatılıyor ve 40 hanelik bir aile yapısı mevcut” dedi. Hayvan sahibi Salih Ulaş, 60 koyunuyla birlikte Kızılgöl'e nisan ve mayıs aylarında geldiklerinde, bu süreçte hayvanların bakımını ve çobanlık görevini yerine getirdiğini ifade etti. Ulaş, “16 yıldır çobanlık yapıyorum. Kışın yoğun yağışlar nedeniyle su doluyor, bu yüzden kışın burada kalamıyoruz” şeklinde konuştu. Çoban Ramazan Aydın ise çocukluktan beri Kızılgöl'de hayvanlarını otlattığını dile getirerek, “Yaz aylarında burada hayvanları otlatıyoruz. Ekim aylarında geri köye döneriz çünkü soğuklar ilerledikçe barınmada zorlaşıyor” ifadesini kullandı. Yayladağı ilçesinde hayvancılıkla uğraşan, hem geçim kaynaklarını sürdürüyor hem de hayvanların bakımını kendileri yaparak zorluklarla dolu bu yaşam mücadelesini sürdürüyor.

Cahit İncefikir: Hayvancılıkta istikrar oluşturulmalı Haber

Cahit İncefikir: Hayvancılıkta istikrar oluşturulmalı

Son yıllarda hızla yükselen et fiyatlarına dikkat çeken Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir, “Hayvancılığımızın kıvrandığını son yıllarda hızla artan et fiyatlarından görebiliyoruz. Bunun da üretim eksikliğinden kaynaklandığı bir gerçek. Ayrıca TÜİK'e göre, Haziran ayında bir önceki yılın Aralık ayına göre büyükbaş sayısı yüzde 0,2 azalarak 16 milyon 554 bin 682'ye geriledi. Manda varlığı ise yüzde 2 gerileyerek 158 bin 514'e düştü. Büyükbaş hayvan sayısındaki düşüş iki yıldır sürüyor. Sürdürülebilir bir üretim için üretici ve girdi fiyatlarında istikrarlı bir piyasa oluşturulmaktan başka çare yok” dedi. İLKHABER Gazetesi'nden Serhat Şanlı'nın haberine göre; Dünyada her geçen gün artan nüfusa paralel olarak gıda ihtiyacı da artarak devam ediyor.  Sağlıklı bir beslenme için önemli yer teşkil eden ve et, süt ve süt ürünleri gibi birçok ihtiyacın kaynağı olarak karşımıza çıkan hayvancılık, tüm ülkeler için büyük önem taşıyor. Hayvancılık, hayvansal gıda üretimi ile beslenmenin yanında hayvancılığa dayalı sanayi sektörüne ham madde sağlama yem sanayi, süt ve süt ürünleri sanayi, dericilik, veteriner ilaç ve hayvancılık ekipmanları vs. gibi alanlarda da istihdam açısından büyük rol oynuyor. Son yıllarda et ev et ürünlerinde, süt ve süt ürünlerindeki artışlara dikkat çeken Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir, gazetemize yaptığı değerlendirmelerde “Hep söyledik yine söyleyeceğiz.. Ana olmazsa dana olmaz. TÜİK'e göre, geçtiğimiz Haziran ayında bir önceki yılın Aralık ayına göre büyükbaş sayısı yüzde 0,2 azalarak 16 milyon 554 bin 682'ye geriledi. Aynı dönemde manda varlığı ise yüzde 2 gerileyerek 158 bin 514'e düştü. Yani büyükbaş hayvan sayısında düşüş iki yıldır devam ediyor. Ayrıca 2024 yılında da et arzındaki açığı kapamak ve fiyatları kontrol altına almak adına besilik sığır ve karkas et ithalatına aralıksız devam ediliyor. Üreticimiz kazanmazken, hatta daha fazla maliyetler nedeniyle sektörden dahi uzaklaşırken, ithalat nedeniyle dövizimiz yabancı ülkelerin üreticilerine gidiyor” dedi. İncefikir, “Bugün hayvancılıkta en temel sorun, yem girdi maliyetlerinin çok yüksek olmasıdır. Ayrıca bunun birinci nedeni yem hammaddelerinin yüzde 70’nin dışalım yolu ile karşılanması, ikinci nedeni ise yem hammadde ve yem bitkileri üretim planlamasının ve destekleme miktarının yetersiz olmasıdır. Tüm bunların olmasıyla da hayvancılık ülkemizde her geçen gün daha geriye gitmektedir. Yapılması gereken gıda güvencesinin sağlanması, vatandaşlarımızın sağlıklı ve yeterli miktarda et tüketimi için ülkemizde hayvancılık koşulsuz desteklenmelidir. Hayvancılıkta dışalım yapan ülke konumundan, eskiden olduğu gibi dışsatım yapan bir ülke konumuna gelebilmemiz için başta yem olmak üzere tüm girdi maliyetlerini düşürmeye yönelik somut destekleme politikaları hayata geçirilmelidir.” İfadelerini kullandı. Hayvancılığın geliştirilmesinin önemine dikkat çeken Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir, açıklamalarına şöyle devam etti: “Öncelikle üretim yapmazsanız ve devamlı dışarıdan alırsanız artan döviz fiyatlarıyla birlikte fiyatlarda da istikrarsızlıkla karşı karşıya kalırsınız. Aslında hayvancılık için gerekli coğrafik yapı ve iklime sahip bir ülkeyiz. Genç nüfusumuz var. Ülke olarak bu potansiyeli iyi kullanmamız ve gerekli alt yapıyı hazırlayıp projeler üreterek hayvancılığı geliştirmemiz gerekir. Uygun iklimi, verimli toprakları ve genç nüfusuyla büyük bir potansiyele sahip ülkemizin tarım ve hayvancılığa verilecek doğru ve yeterli destekler ile planlarla hem kırsalda yaşayan vatandaşlarımızın, yerlerinde kalmaları, hem de kentlere göç edenlerin de yeniden köylerine dönmelerini sağlamak mümkün.. Şunu da unutmamak lazım, ülkemizin birçok bölgesindeki mevcut meralar yok oldu. Özellikle hayvancılık için büyük bir öneme sahip doğu ve güneydoğu, İç Anadolu ve daha birçok yer meralar için de çok uygun.. Buraları ne yazık ki değerlendiremiyoruz. Bunu en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Ayrıca son yıllarda yaşanan küresel iklim krizini bariz bir şekilde ülkemiz de yaşamakta.. Küresel iklim krizini de eklediğinizde buğday, arpa, soya, ayçiçeği gibi ürünlerde azalış olduğundan, maliyetler de artacaktır. O bakımdan yem bitkileri üretimini artırmanın yanında, kaba yem üretimini de arttırıcı destekler ile hayvancılığı desteklemeliyiz. Yem hammaddelerinin yurt içinde üretiminin planlaması ve yem açığının kapanması, yeme dayalı yetiştiriciliğin yanında meralarımızın amacı dışında kullanımı önlenerek mera hayvancılığı imkânlarının yaygınlaştırılması, üretim, girdi temini ve pazarlama üçgenini kapsayacak nitelikte kooperatifleşme ağı kurulması, hayvan ıslah çalışmalarının ciddi anlamda hayata geçirilmesi gibi projeler çok önemli.. Üretim maliyeti düşürülerek hayvancılık yapmayı yetiştiricilere yeniden cazip hale getirmeli, yetiştiricilerin zarar etmeyeceği ve kâr marjının yüksek olacağı bir üretim ve pazarlama sistemi kurulmalıdır. Şöyle baktığımızda 1960 yılında ülkemizin nüfusu 27 milyon 754 bin ve toplam hayvan varlığımız 72 milyon 670 bindi. Ülkemizin nüfusu 2019 yılında 83 milyon, toplam hayvan varlığı 68 milyon 67 bin 286.. Bugün ise 85 milyon nüfus ve hayvan varlığımız yaklaşık 69 milyon.. Yani 3 kat artan nüfusumuz var ancak hayvan varlığımız da ise azalma söz konusu.. O bakımdan acilen gerekli planlamalar yapılmalı ve hayata geçirilmelidir. Ayrıca gelişmiş ülkelerde tarımsal üretimde hayvancılığın payı yüzde 50'lerin üzerinde iken Türkiye'de ise bitkisel üretim yüzde 70'in üzerinde, hayvancılık yüzde 30'un altında kalmıştır. Hayvancılığın payını daha da artırmamız gerekir. Mevcut birlik yapıları yeniden gözden geçirilmeli, eski tarımsal araştırma enstitüleri ve üretme çiftlikleri yeniden kurularak döner sermaye yaratma ve kar etme anlayışından uzak, üniversitelerle birlikte araştırma geliştirme çalışmaları yapılmalıdır. Unutmayın, ithalat ülkemizin sorununu çözemez. İhtiyacımızı kendimiz üretmeliyiz.”

Hayvancılıkta alarm: “Üretici mağdur, hayvanlar kesime gidiyor” Haber

Hayvancılıkta alarm: “Üretici mağdur, hayvanlar kesime gidiyor”

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde’nin Ulukışla, Altunhisar ve Merkez ilçelerinde hayvancılık yapan üreticilerle bir araya gelerek sektörde yaşanan krizleri gözler önüne serdi. Gürer, süt yemi ve ahır giderlerinin sürekli arttığını, buna karşın çiğ süt fiyatlarının düşük tutulduğunu vurguladı. Üreticiler ise yüksek maliyetler altında ezildiklerini ve süt üretiminden yeterli kazanç elde edemediklerini dile getirdi. "Üretici Gerçek Anlamda Mağdur" Gürer, süt fiyatlarının Ulusal Süt Konseyi tarafından belirlenen 14 lira 65 kuruşluk tavsiye fiyatının uygulanmadığını, üreticilere 11-12 lira civarında ödeme yapıldığını vurguladı. “Küçük aile tipi işletmeler sütlerini zararına satmak zorunda kalıyor. Süt yemi 50 kilogramlık torbası 600 lirayı aşmış durumda. Üretici 1 litre sütle 1,5 kilogram yem almayı hayal bile edemez hale geldi,” diye konuştu. "Bir Sakız, 1 Litre Sütün 3 Katı Fiyat" Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği Başkanı Bilgehan Güney de fiyat dengesizliğine dikkat çekerek, “Bir sakız 35 TL. Üretici olarak 3,5 litre süt satarak bir sakız parası kazanabiliyoruz. Bu adalet değil,” dedi. "Hayvanlar Kesime Gidiyor" Besici Süleyman Demirbaş, birçok hayvanın kesime gitmek zorunda kaldığını belirtti. Demirbaş, “485 hayvanımız varken şimdi 350’ye düştük. Yıllık üretim artışı yerine gerileme yaşıyoruz. Fabrikalar sütünüzü almayacağız diyor, biz de hayvanları kestirmek zorunda kalıyoruz,” diyerek yaşadıkları zor durumu dile getirdi. "Destek Değil, İstikrar İstiyorum" Besici Nevzat Genişyürek ise destek taleplerine karşı çıkarak, “Destek değil, fiyat istikrarı istiyorum. 2011’de 1 litre sütle ne kadar yem alıyorsam, bugün de aynı seviyeyi istiyorum,” ifadelerini kullandı. "Süt Fiyatları Artmıyor, Girdi Maliyetleri Artıyor" Besici Yavuz Solak da artan maliyetlerden şikayetçi. “SSK primi 7 bin TL oldu, elektriğe ve mazota zam geldi ama süt fiyatları yerinde sayıyor. Çiftçiden fedakârlık bekleniyor ama marketlerde süt fiyatı 2-3 katı arttı,” diyerek çiftçinin üzerinden enflasyonun düşürülmeye çalışılmasına tepki gösterdi.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.