Yaşar Gökoğlu: Her sene bir öncekinden daha sıcak geçiyor
İlkhaber Gazetesi'nden Selma DUMAN ve Bayram BULUT'un haberine göre; Adana Ekoloji Platformu üyesi Yaşar Gökoğlu, küresel iklim değişikliğine dikkat çekerek, “Her sene bir öncekinden daha sıcak geçiyor, kutup buzları hızla eriyor, orman alanları azalıyor, deniz seviyesi yükseliyor, yaşam çeşitliliğini kaybediyor, bir daha geri gelmemek üzere tür kaybı hızlanıyor” dedi.
Adana Ekoloji Platformu üyesi Yaşar Gökoğlu, küresel iklim değişikliğiyle birlikte her geçen yıl bir öncekinden daha sıcak geçtiğini belirterek, gerekli önlemlerin alınması gerektiğini söyledi. Konuyla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan Gökoğlu, “Önce, nasıl bir dünyada yaşadığımızı belirleyerek başlamak gerekiyor. Küresel kapitalizm bütün yıkıcılığı ile hüküm sürüyor. Bir kanser hücresi davranışıyla “büyümek için büyümek” mottosuyla hareket ediyor. Kâr oranları düşmesin diye son zamanlarda olanca güçleriyle doğal varlıklarımıza saldırıyorlar. İklim yıkımının sıklığı ve şiddeti giderek artıyor” dedi.
Küresel iklim değişikliği sonucunda ortaya çıkan duruma dikkat çeken Gökoğlu, “Her sene bir öncekinden daha sıcak geçiyor, kutup buzları hızla eriyor, orman alanları azalıyor, deniz seviyesi yükseliyor, yaşam çeşitliliğini kaybediyor, bir daha geri gelmemek üzere tür kaybı hızlanıyor, plastik kirliliği gezegenimizin her yanını kaplamış durumda, atmosferde biriken karbondioksit oranı binlerce yıl milyonda 250-280 parçacık iken şimdilerde tehlike sınırının çok üstünde, 420 parçacık seviyesine çıkmış durumda, dünyanın her yerinde iklim mültecilerinin sayısı artıyor” diye konuştu.
Bu ölümcül gidişe karşı kimsenin bir şey yapmadığını artık bu gidişe bir dur denilmesi gerektiğini vurgulayan Gökoğlu, “Birleşmiş Milletlerin konuyla ilgili 28. toplantısından da olumlu bir sonuç çıkmadı. İmzaladıkları antlaşmalara bile uymuyorlar. 2015 yılında imzalanan Paris antlaşması azaltım ön görmesine rağmen atmosfere salınan zararlı gaz miktarı her sene artmaya devam ediyor. Petrol, gaz ve kömür şirketleri fosil yakıtların çıkarılması ve dağıtımından vazgeçmeyeceklerini ilan etmekle kalmayıp, milyarlarca dolar kâr ettiklerini utanmazca ilan ettiler. Açıkça görülüyor ki; tarihin hiçbir döneminde, zenginlik araçlarını ellerinde bulunduranlar bundan kendi rızaları ile feragat etmemişler ve sorunu yaratanlardan sorunun çözümünü beklemek boşunadır. Adana Ekoloji Platformu olarak bu yüzden bir aradayız ve Türkiye’nin, dünyanın her tarafındaki hayat savunucuları ile birlikte mücadele ediyoruz” şeklinde konuştu.
Yerelde bu işle ilgili eylem planlarının alınması gerektiğini anlatan Gökoğlu, “Şehrimiz Adana, iklim krizinin ve felaketlere yol açan sonuçlarının en şiddetli ve en sık yaşandığı bilinen Akdeniz bölgesinde bulunmaktadır. Bunun için ekolojik temelli bir yerel yönetim anlayışı benimsenmelidir. Belediyeler beş yıllık stratejik planlarında ekolojik krize karşı “iklim eylem planı”na yer vermeli ve bunu titizlikle uygulamalıdır. 10 Eylül 2018 tarihinde bilgi edinme hakkı kapsamında Adana’da bulunan belediyelere böyle bir planları bulunup bulunmadığı konusunda dilekçe ile başvuru yapılmış, cevap alınamamıştır. Nedeni sorulduğunda da böyle bir planları olmadığı söylenmiştir” ifadelerini kullandı.
Doğal yaşama zarar veren yatırımlara dikkat çeken Gökoğlu, “Büyükşehirlerin kuruluş yasasına göre, il sınırları içerisinde yapılacak bütün yatırımların, inşa faaliyetlerinin imar planlarına işlenmesi gerekmektedir. Bu işlem, doğal olarak belediye meclisinin onayını zorunlu kılar. Adana ilinde bugüne kadar yapılan, doğal yaşama zarar veren bütün yatırımlar, ekolojik kırım örnekleri kolaylıkla ve hiç tartışılmadan imar planlarına işlenmiştir. Kömür santralleri, petro-kimya projeleri yaşanan örneklerdir. Bu durum değişmeli, benzeri eko kırım projelerine direnç gösterilmeli, imar planlarına işlenmemelidir. Kentin tam ortasına yapılan ve birbirine 50 metre mesafe bulunan iki AVM projesi unutulmamıştır. Ekolojik temelli kentsel planlamalar yapılmalı, tarım alanlarını, ormanları, su kaynaklarını, yeşil alanları, bütünüyle ekosistemi ve yaşamı korumak esas olmalıdır” dedi.