TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#hastalık

İLKHABER-Gazetesi - hastalık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, hastalık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Lions Derneği, sağlık ve eğitim alanında toplumsal farkındalık yaratıyor Haber

Lions Derneği, sağlık ve eğitim alanında toplumsal farkındalık yaratıyor

2002 yılında kurulan Uluslararası Sivil Toplum Örgütü olan Adana Taşköprü Lions Derneği, her yıl olduğu gibi bu yıl da farkındalık etkinliklerine hız kesmeden devam ediyor. Gerçekleştirilen ardı ardına etkinlikler, hem ihtiyaç sahiplerine ulaşmayı hem de toplumsal olarak önemli konulara dikkat çekmeyi başarıyor. Dernek, farkındalık yaratmak amacıyla yürüttüğü kampanyalarda, veren ile alan arasında köprü görevi üstleniyor. “Kampanyalarla farkındalık yaratmaya çalışırken, verenle-alanın arasında köprü görevi yapmaktayız” Dönem başkanı Ln.B. Burcu Şire, “ Her yıl mümkün olduğunca uluslararası program dahilinde ve genel yönetmenin takvimine göre farkındalık etkinliği yapmaya devam ediyoruz. Uluslararasının ve derneğimizin ana programı  “diyabet, açlık, göz nuru, çevre, çocuk kanseri, eğitim”  olan konularda farkındalık yaratabilmek, konunun önemini belirtmek için elimizden geleni yapıyoruz. Bunun yanı sıra genel yönetmenin belirlediği dönem projeleri olan, atık-geri dönüşüm, dezavantajlı çocuklar, yaşlılar, engelli bireyler içinde her yıl yeni etkinliklerle ülkemize faydalı olmaya çalışıyoruz. Eylül ayından bu yana 100 kg fazla atık kâğıdı geri dönüşüme yolladık, elbette ki yetmez çalışmalarımız devam ediyor. Biz hizmet derneğiyiz. Kampanyalarla farkındalık yaratmaya çalışırken, verenle-alanın arasında köprü görevi yapmaktayız” diye ifade etti. “Diyabet ve sağlıklı yaşam konusunda bilgilendirme yaptık” Burcu Şire, “Bu dönemin ilk büyük etkinliği olarak Çorba Gönüllüler Derneği iş birliği ile uluslararasının ana programında yer alan “Açlık” etkinliğini üyelerimizle ve sponsorlarımızla 150 ihtiyaç sahibine çorba dağıtarak gerçekleştirdik. “Diyabet Farkındalık Haftası” kapsamında diyabetin ve sağlıksız beslenmenin küçük yaşta başladığını ve daha çok küçük çocuklarda bu sıkıntıların yaşandığını tespit etmemizden dolayı, Sakarya Ortaokulu öğrencilerine 100 adet süt dağıtımı yapılarak, diyetisyen Eylül Demir tarafından diyabet ve sağlıklı yaşam konusunda bilgilendirme semineri yaptık” şeklinde konuştu.

Haber

"Yürüyen Zatürre" nedir, belirtileri nelerdir ve nasıl tedavi edilir?

Son günlerde, özellikle okul çağındaki çocuklar arasında hızla artan "yürüyen zatürre" vakaları sağlık camiasının dikkatini çekiyor. Genellikle soğuk algınlığı ile karıştırılan bu hastalık, başlangıçta hafif belirtilerle seyrederken, ihmal edilmesi durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Akciğer enfeksiyonu olan bu hastalık, okul ortamında hızla yayılabiliyor ve özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde daha ağır seyredebilir. Uzmanlar, belirtilerin göz ardı edilmemesi ve erken tedaviye başlanması gerektiği konusunda uyarıyor. Yürüyen Zatürre Nedir? Yürüyen zatürre, zatürre (pnömoni) hastalığının daha az şiddetli bir formudur. En sık Mycoplasma pneumoniae adlı bakterinin neden olduğu bu enfeksiyon, çocuklar ve gençlerde daha yaygın olmakla birlikte, her yaştan bireyi etkileyebilir. Özellikle 5 ila 15 yaş arasındaki okul çağındaki çocuklar, okul ortamında bu bakteriyi başkalarına bulaştırabilir ve hastalığı evdeki diğer aile üyelerine de taşıyabilir. Yürüyen Zatürre Belirtileri Yürüyen zatürre, genellikle bir soğuk algınlığı gibi başlar ancak semptomlar uzun süre devam edebilir. Belirtiler arasında şunlar yer alır: Haftalarca sürebilen öksürük Yorgunluk, halsizlik Baş ağrısı, titreme, boğaz ağrısı Zorlu nefes almayı takiben hızlı nefes almayı ya da hırıltılı nefes alma Kaburga kaslarının içeri çekilmesiyle zorlu solunum Göğüs ağrısı veya mide bulantısı İştahsızlık (büyük çocuklarda) ya da yetersiz beslenme (bebeklerde) Kulak ağrısı, mide bulantısı veya kusma gibi sindirim problemleri Yürüyen Zatürre Nasıl Bulaşır? Bu hastalık, hava yoluyla bulaşır. Özellikle öksürme, hapşırma ve konuşma sırasında yayılan damlacıklarla yakın temasla enfekte olabilir. Bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler daha ağır hastalanabilir. Okullarda çocuklar arasında yayılma riski yüksek olup, hastalık hızla aile üyelerine de bulaşabilir. Yürüyen Zatürre Tedavisi Nasıl Yapılır? Yürüyen zatürre tedavisinde öncelikli adım doğru teşhis koymaktır. Hastalar, akciğer seslerinin dinlenmesi ve gerektiğinde röntgen gibi testlerle değerlendirilebilir. Hafif vakalarda dinlenme, bol sıvı alımı ve öksürük giderici ilaçlar önerilir. Bakteriyel kaynaklı ise, antibiyotik tedavisi gerekebilir. Bu tedavi enfeksiyonun yayılmasını önler ve iyileşme sürecini hızlandırır. Ayrıca, bağışıklık sistemini güçlendirecek bir yaşam tarzı benimsemek iyileşmeyi destekler. Sağlıklı bir beslenme, düzenli egzersiz ve vitamin takviyeleri (özellikle C vitamini ve çinko) bağışıklığı güçlendirir. Sigara ve alkol tüketiminden kaçınmak da iyileşme sürecine katkıda bulunur.

Dünyada ilk kez görülen 'Giresun Sendromu' nedir? Haber

Dünyada ilk kez görülen 'Giresun Sendromu' nedir?

Giresun Eğitim ve Araştırma Hastanesi, dünya çapında yankı uyandıran bir şifa başarısına imzası attı. Tüm organların yer değiştirmesi ve siroz salgınlarındaki gelişmelerle tanımlanan 'Giresun Sendromu', tıp dünyasında büyük ilgi topladı. Bu durum, literatürde geçen nadir ve ilk vaka olarak kaydedildi. Dünyada İlk Kez Görülen 'Giresun Sendromu' Tıp Literatürüne Girdi Giresun'da tıp dünyasında ses getiren bir vaka ortaya çıktı. Giresun Eğitim ve Araştırma Hastanesi doktorları, tüm organların yer değiştirmesi ve buna bağlı olarak siroz arızaları bir hastayı tanımlayarak tıp literatürüne 'Giresun Sendromu' adıyla kazandırıldı. Hastalığı dünyada ilk kez risk ekibi, bu nadir durum ulusal ve uluslararası kongrelerde sunarak bilim dünyasının odağına dikkat çekti. 'GİRESUN SENDROMU' NEDİR? Gastroenteroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cumhur Dülger , yaptığı açıklamada, bu vakanın dünya tıbbında eşi benzeri olmadığını belirtti, "Dünyada ilk defa tüm organları ayna görüntüsünde ters dönmüş bir hastamızda kalp ameliyatına bağlı siroz tekniği. Bu vakayı tıp literatürüne kazandırıldı ve 'Giresun Sendromu' adını verdik" dedi. Organların yerleşiminin en düşük düzeyde olduğu, ancak bu vakada tüm organların yer değiştirdiğini ve buna ek olarak siroz özelliklerini vurgulayan Dülger, "Bu masraflar normal kapasitelerinde çalışamıyor, yürüyemiyor ve ömürleri kısalıyor. Dr. Gökhan Aydın , belirtilerin göstergeleri hakkında bilgi verir, "Hasta, kalp sirozu ile başvurdu. En önemli belirtiler arasında nefes darlığı, kalpte akıcı ve halsizlik mevcut. Hastanın tüm organlarının yer değiştirdiğini fark ettik ve literatürde saklandığını anladık" dedi. Aydın, literatürde benzer bir vaka durumunu ifade ederek tedavi sürecini büyük bir dikkatle yaklaştıklarını belirtti. Başhekim Dr. Fazlı Kulaklı ise bu başarının Giresun'un adını dünyaya duyurduğunu belirterek, "Bir sendromun elde edilmesi çok zor, ancak Giresun'dan çıkan bu başarı, tıp dünyasında büyük bir yankı uyandıracak.

Havaların soğumasıyla birlikte çocuklarda solunum yolu hastalıkları arttı Haber

Havaların soğumasıyla birlikte çocuklarda solunum yolu hastalıkları arttı

Acıbadem Adana Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Salahattin Okur, havaların soğuması ve okulların açılmasıyla çocuklarda solunum yolu hastalıklarının arttığını belirterek, en sık görülen hastalıkların başında Rhinovirüs ve Covid-19’un geldiğini vurguladı. Okur, özellikle nefes alıp vermede zorlanma ve uzun süren ateş gibi belirtiler gözlendiğinde mutlaka bir doktora başvurulması gerektiğini söyledi. Solunum Yolu Enfeksiyonlarında Artış Dr. Okur, sonbahar döneminde solunum yolu enfeksiyonlarının yaygınlaştığını belirtti. Özellikle Rhinovirüs ve Covid-19’un birlikte görülmesinin çocuklarda daha ağır seyredebileceğini ifade eden Okur, "Son dönemde solunum yolu hastalıkları nedeniyle sağlık kuruluşlarına başvuran çocuk hasta sayısında artış var. Grip ve RSV henüz yaygın görülmese de Covid-19 ve Rhinovirüs bulaşmaya devam ediyor" dedi. Rhinovirüsün Bulaşma Yolları ve Belirtileri Rhinovirüsün Eylül ayında sık rastlanan solunum yolu virüslerinden biri olduğunu söyleyen Okur, bu virüsün hasta bireylerin hapşırma ve öksürmeleriyle havaya karışarak solunum yoluyla bulaştığını vurguladı. Ayrıca virüsün temas yoluyla da yayılabileceğine dikkat çeken Okur, hijyen kurallarına uymanın önemine işaret etti. "Çocukların ellerini sık yıkaması ve hasta bireylerden uzak durması alınacak önlemler arasında" dedi. Covid-19 ve Rhinovirüs Eş Zamanlı Görülebilir Dr. Okur, Covid-19’un hala varlığını sürdürdüğünü ve Rhinovirüs ile birlikte enfekte olan çocukların daha ağır semptomlar gösterebileceğini belirtti. "Covid-19 ve Rhinovirüs ile eş zamanlı enfekte olan çocuklarda nefes darlığı ve öksürük daha sık görülüyor ve yoğun bakım ihtiyacı artabiliyor" diyerek aileleri uyardı. Son olarak, çocuklarda nefes alıp vermede hızlanma, 3 günden uzun süren ateş veya 7 günden uzun süren semptomlar görüldüğünde mutlaka doktora başvurulması gerektiğini belirtti.

Prof. Dr. Begüm Yağcı: Çocuk kanserlerinde erken teşhis hayat kurtarır Haber

Prof. Dr. Begüm Yağcı: Çocuk kanserlerinde erken teşhis hayat kurtarır

Çocukluk çağı kanserleri, dünya genelinde çocuk ölümlerinin en yaygın ikinci sırada ciddi bir sağlık sorunu oluşturmaktadır. Ülkemizde de her yıl yaklaşık 3 bin çocuğa kanser teşhisi konulmakta, bu çocukların yarısı, ya tedaviye erişim sıkıntıları ya da geç tanı konulması nedeniyle hayatını kaybetmedir. Oysa, erken tanı ve doğru tedavi yöntemleri ile kanserli çocukların büyük bir kısmı tamamen iyileşebilir. Pediatrik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Begüm Yağcı, çocuk kanserleri konusunda önemli bilgiler vererek, hastalığın erken teşhisinin önemine dikkat çekti. “Çocuklarda erişkinlerden farklı kanserler vakaları gözükmektedir” Pediatrik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Begüm Yağcı, “Pediatrik Onkoloji nedir? Pediatrik Onkolog çocuk kanserlerini tedavi eden uzman hekimdir. Çocuklarda erişkinlerden farklı kanserler vakaları gözükmektedir. Bunların arasında en sık lösemi kanseri, beyin tümörü, böbrek üstü tümörleri, kemik ve yumuşak doku sarmalı sayılabilir” diye ifade etti. “Hastalar özellikle enfeksiyonla ilişkisiz sebepler ile bize başvuru yapıyor” Prof. Dr. Begüm Yağcı hastalığın belirtilerine değinerek şunları söyledi: “Hastalar özellikle enfeksiyonla ilişkisiz  ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, gece uykudan uyandıran ağrılar ve vücudunun  her hangi bir tarafında şişlik belirtisi ile bize başvuruyorlar.”

Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Sandıkçı: Alzheimer'da erken teşhis, hasta tedavisi için kritik önemdedir Haber

Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Sandıkçı: Alzheimer'da erken teşhis, hasta tedavisi için kritik önemdedir

VM Medical Park Samsun Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Sandıkçı, Dünya Alzheimer Farkındalık Ayı dolayısıyla Alzheimer hastalığı hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Beynin işlevlerini etkileyen ve ilerleyici bir nörodejeneratif hastalık olan Alzheimer’ın, hafıza kaybı ve zihinsel becerilerde azalma gibi belirtilerle gösterdiğini söyleyen Sandıkçı, “Erken teşhis, hasta tedavisi ve yaşam kalitesini artırmada kritik bir öneme sahiptir” dedi. Alzheimer hastalığının genellikle hafıza kaybı ve zihinsel becerilerde azalma ile kendini gösterdiğini belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Sandıkçı, “Demansın en yaygın türlerinden biri olan bu hastalık, 65 yaş ve üzeri bireylerde daha sık görülmekle birlikte, daha genç yaşlarda da ortaya çıkabilir. Alzheimerda erken teşhis, hasta tedavisi için kritik önemdedir” diye ifade etti. “Günlük yaşamda zorluklar yaşanır” Dr. Öğr. Üyesi Sandıkçı, “Bunun yanı sıra günlük işleri, örneğin alışveriş, yemek yapma, kişisel bakım gibi rutinleri yerine getirmekte zorlanma, zaman ve yer farkındalığının kaybı, kişileri tanımada güçlük de görülebilir. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde ise kişilik değişiklikleri, ajitasyon, halüsinasyonlar ve özellikle akşamları artan ruh hali dalgalanmaları ortaya çıkabilir. Ayrıca, planlama, karar verme ve bir işi sürdürme gibi becerilerde zorluklar yaşanır” dedi. “Beyinde ‘beta amiloid plakları’ ve ‘tau düğümleri’ adı verilen protein birikimleri hastalığın gelişiminde kritik bir rol oynar” Alzheimer hastalığının kesin nedeninin henüz bilinmediğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Sandıkçı hastalık hakkında şunları söyledi: “Örneğin, hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol, sigara kullanımı, zihinsel ve fiziksel aktivite eksikliği önemli risk faktörlerindendir. Beyinde ‘beta amiloid plakları’ ve ‘tau düğümleri’ adı verilen protein birikimleri hastalığın gelişiminde kritik bir rol oynar.” “Erken teşhis, hastaların yaşam kalitesini artırmada büyük önem taşır” Alzheimer hastalığının şu an için kesin bir tedavisinin bulunmadığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Sandıkçı, “Ancak klinik araştırmalar umut vadetmekte, mevcut ilaçlar ve terapiler semptomları hafifletmekte ve hastalığın ilerleme hızını yavaşlatmaktadır. Erken teşhis, hastaların yaşam kalitesini artırmada büyük önem taşır. Hastaların yakınlarının da eğitim ve destek almaları önemlidir çünkü Alzheimer ilerleyici bir hastalıktır ve ileri aşamalarda 24 saat bakım gerektirebilir. Hastalığın zorlu sürecinde bilinçli bir yaklaşım ve uygun bakım, düzenli ilaç kullanımıyla birlikte hastaların yaşam kalitesini yükseltmeye yardımcı olabilir” şeklinde konuştu.

Damlataş Mağarası: Bu mağaradan şifa akıyor Haber

Damlataş Mağarası: Bu mağaradan şifa akıyor

Antalya’nın Alanya ilçesinde yer alan ve 1948 yılında keşfedilen Damlataş Mağarası, astım hastalarına sunduğu şifa olanakları ve doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor. Türkiye’de turizme açılan ilk mağara olarak bilinen Damlataş Mağarası, her yıl binlerce ziyaretçinin uğrak noktası haline gelmiş durumda. Geçen yıl 360 bin kişinin ziyaret ettiği mağarayı bu yıl ilk 8 ayda yaklaşık 180 bin kişi ziyaret etti. Şifa Arayanların ve Doğa Tutkunlarının Adresi 1948 yılında Alanya’da iskele inşaatı için taş ocağı açılırken dinamit patlatılması sonucu tesadüfen keşfedilen Damlataş Mağarası, şifa arayan astım hastalarının ilgi odağı haline geldi. Mağaranın içindeki yüksek nem oranı, sabit 22 derece sıcaklık ve temiz hava, özellikle astım hastalarının rahat nefes almasına yardımcı oluyor. Astım hastaları, doktor tavsiyesiyle mağaraya gelerek burada belirli bir süre vakit geçiriyor. Doğal Güzelliklerin Zenginliği Binlerce yılda oluşan dikit ve sarkıtlarıyla dikkat çeken Damlataş Mağarası, Alanya'nın doğal güzellikleri arasında öne çıkıyor. Yaz aylarında artan ziyaretçi sayısıyla bölge turizmine önemli bir katkı sağlayan mağara, hem sağlık turizmine hem de doğa tutkunlarına hitap ediyor. Yerli ve yabancı turistler, mağaranın mistik atmosferinde gezinerek hem fotoğraf çekiyor hem de doğanın binlerce yıl süren bu muhteşem sanat eserlerini yakından inceleme fırsatı buluyor. Bolu’dan Alanya’ya gelerek mağarayı ziyaret eden Nisa Nur Tuna, "Alanya'da arkadaşlarımızla birlikte ilk durak olarak Damlataş Mağarası'na uğradık. İçerisi oldukça büyüleyici, çok farklı bir ortam. Yalnız içeride biraz nem var, gelenlerin bunu göz önünde bulundurması iyi olur. Gelip gezilebilecek, gayet güzel bir ortam." dedi. Antalya’dan gelen Nurgül Yokuş ise “Bu tarz mağaraların astım hastalarına iyi geldiğini biliyorum. Burada yaz kış mağaranın sıcaklığı aynıymış, bence kışın gelmenizi tavsiye ederim. Burayı gezmiş görmüş ve eğlenmiş olduk.” ifadelerini kullandı. Antalya’da yaşayan Mehmet Aysal ise, “En son yaklaşık 10 yıl önce buraya gelme fırsatım oldu. Mağara görsel açıdan çok güzel ve turizm açısından nadir bulunan yerlerin başında geliyor. Yüzde 98 oranında bir nem var, astım hastalarına da iyi geliyor. Alanya'nın simgesi haline gelen bir mağara, herkese tavsiye ederim. Gelin ve mutlaka görün.” diyerek mağaraya olan hayranlığını dile getirdi.

Hatay'da 20 yaşındaki genç kızın karnından 2 kilogramlık kıl yumağı çıkarıldı Haber

Hatay'da 20 yaşındaki genç kızın karnından 2 kilogramlık kıl yumağı çıkarıldı

Hatay'da karın ağrısıyla hastaneye başvuran 20 yaşındaki genç kızın karnından 50 santimetre boyutunda ve yaklaşık 2 kilogram ağırlığında kıl yumağı çıktı. Genç kızda 15 yıldır saç yeme alışkanlığı olduğu öğrenildi. Şiddetli karın ağrısı şikayetiyle Ö.A. isimli genç kız, İskenderun Devlet Hastanesi'nin acil servisine başvurdu. Yapılan tetkiklerde; 20 yaşındaki Ö.A.'nın midesinde yabancı cisim olduğu ve midesinde yırtık olduğu tespit edildi. Hastanın durumu üzerine Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Süleyman Belli ve ekibi, acil ameliyat kararı aldı. Cerrah Belli ve ekibi tarafından yaklaşık 1 saatte ivedilikle gerçekleştirilen ameliyatta Ö.A.'nın karnından 50 santimetre boyutunda ve yaklaşık 2 kilogram ağırlığında kıl yumağı çıktı. Midesinde yaklaşık 1 santimetrelik delik oluşan genç kızın ameliyatı başarılı bir şekilde gerçekleştirildi. Uzmanların genç kızla yaptıkları görüşmelerde Ö.A.'nın 15 yıldır saç yeme alışkanlığı olduğu öğrenildi. Genç kızın sağlığına kavuşabilmesi için psikiyatr tarafından destek verileceği ifade edildi. "Midenin içindeki kılları ve geri kalan artıkların hepsini temizledik" Genel Cerrah Dr. Süleyman Belli, ameliyatın başarılı geçtiğini belirterek, "Bu hastamız 20 yaşında genç kız, şiddetli karın ağrısı şikayetiyle bizim acilimize başvurdu. Yapılan tetkikler ve görüntüleme sonuçlarında midede bir yabancı cisim gördük. Aynı zamanda batında sıvı olduğu gözlendi. Biz de bu durum üzerine hemen acil ameliyat kararı aldık, ameliyata aldığımızda batında yaklaşık 1 santimlik bir yırtık tespit ettik, bu yırtık saç yumağına bağlı olmuş. Bu yırtık içinden mideyi muayene ettiğimizde mideyi tam dolduran 12 parmak bağırsağı da dolduran yaklaşık 50 santim boyutunda 1 buçuk 2 kilo ağırlığında bir saç yumağı ve mide şeklini almış saç yumağı kitlesini çıkardık. Midenin içindeki kılları ve geri kalan artıkların hepsini temizledik" dedi. Genç kızın sağlığına kavuşması için tedavi sürecinin psikiyatriden sağlanacak destekle devam edeceğini belirten Dr. Belli, "Hastanın midesinden, bu işlemden sonra da ameliyatı sonlandırdık. Hastanın şu an genel durumu iyi, İskenderun Devlet Hastanesi genel cerrahi servisinde tedavisi devam etmektedir. Aşağı yukarı 60 dakika sürdü ameliyat, bu tip ameliyatlar biraz ivedikle gerçekleşir, enfeksiyona maruz kalmaması için. En kısa sürede hastayı yabancı cisim temasından kurtarmak lazım, mümkün olduğunca ve güzel bir şekilde tamamlamaya çalıştık ameliyatı. Başarılı oldu, şu an hastanın genel durumu çok iyi. Saç yeme hastalığı uluslararası literatürde 'Rapunzel sendromu' bunun için psikiyatriden destek alacağız, hasta için ne gerekiyorsa yapılacak. 15 yıldan beri belki saç yeme hastalığı var trikofaji dediğimiz. Gereğini yaptık Allah'a çok şükür her şey yolunda, hastamız da iyi durumda" ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.