Milletvekili Müzeyyen Şevkin: Orta hasarlı binalar yıkılmayı bekliyor, vatandaş ev bulamıyor
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) basın toplantısı düzenleyen Dr. Müzeyyen Şevkin, 11 ilde yaşamı felç eden, 53 binden fazla insanın hayatını kaybettiği, bir çok insanın hâlâ kayıp olduğu depremler nedeniyle mağdur olan insanların konut sorunu yaşadığına işaret etti.
“VAAT GERÇEKLEŞİRSE KONUTLARIN 5’TE BİRİ TESLİM EDİLMİŞ OLACAK”
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporuna göre deprem bölgesinde acil yıkılması gereken, ağır hasarlı ve yıkılmış konut sayısının 518 bin 9 olduğunu hatırlatan Dr. Şevkin, “Görüyorsunuz ki deprem konutları vaadinde sayı azaldıkça azalıyor. Son bakanın son vaadi gerçekleşirse konutların ancak 5’te biri teslim edilmiş olacak. Hangi şehirde şu ana kadar kaç konut teslim edildiğine dair net bir veri olmamakla birlikte deprem illeri arasında yer alan Adana’da bugüne kadar hiçbir konutun teslim edilmediğini de vurgulamak istiyorum” dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan deprem sonrası yapılan açıklamada ağır hasarlılarla birlikte orta hasarlı binaların da yıkılacağının ifade edildiğini ancak orta hasarlı binaların kaderine terk edildiğini belirten Dr. Şevkin,
“Depremlerin üzerinden 14 ay geçti. Adana'da ağır ve orta hasarlı binaların büyük bir bölümü kaderine terk edilmiş durumda. 6 binden fazla hasarlı binanın bulunduğu kentte, orta hasarlı olduğu belirtilen binaların bazılarının altındaki işletmeler faaliyetlerine devam ediyor. Şunu biliyoruz ki; deprem sonrası bina kontrolleri gözlemsel yapıldı. Hasar dereceleri ölçüldü. Orta ya da ağır veya hafif ya da hasarsız olarak derecelendirildi. Bu şekliyle binaların depreme karşı dayanıklı olup olmadığını tespit etmek mümkün değil” diye konuştu.
“YIKACAKSANIZ YIKIN, YOKSA VATANDAŞI MAĞDUR ETMEYİN”
Bu süreçte işin uzmanı olmayan kişilerin vatandaşların kafasını karıştırdığını da ifade eden Dr. Şevkin, “Bu alanda da bir başıboşluk var. Devletin depreme müdahaleden başlamak üzere konut rezerv alan belirleme yöntemleri, konut teslimi gibi hasar tespit ve güçlendirme çalışmalarında da sınıfta kaldığını söyleyebiliriz. Nitekim orta hasarlı binalarla ilgili ne tür bir çalışma yapıldığını kestirmek zor. Evinden barkından olan vatandaşlar bir taraftan güçlendirme maliyetlerini karşılamak için kara kara düşünürken diğer taraftan güçlendirme için devletin tanıdığı sürede evraklarını tamamlayamadıkları için büyük tedirginlik yaşıyor. Orta hasarlı binaların güçlendirilmesi için İçişleri Bakanlığı’nın genelgesine göre, verilen süre 5 Nisan 2024’te doldu. Evi orta hasarlı olan ancak yıkılacağı söylenmesine rağmen hiçbir işlem yapılmayan, evinde de oturamayan bina sahiplerinden birçoğu kendilerine verilen güçlendirme süresini de geçirince şimdi tam olarak ortada kalmış durumda. Orta hasarlı binalar yıkılacaksa bir an önce bu işlemler tamamlanmalı vatandaşa yeni yerleri teslim edilmelidir. Aksi durumda bu binaların yıkımından vazgeçildiyse vatandaşların hak kaybına uğramaması ve mağdur olmaması için bina güçlendirmesi için verilen süre uzatılmalıdır” dedi.
Adana’da ağır hasarlı bina sayısının 2 bin 988, orta hasarlı bina sayısının 4 bin 949, az hasarlı bina sayısının ise 40 bin 498 olduğuna dikkat çeken CHP’li Dr. Müzeyyen Şevkin, şunları söyledi:
“Adana için sayı bu ise, Türkiye genelini düşündüğümüzde vatandaşlarımızın çoğunluğunun depreme dirençli olmayan binalarda ikamet ettikleri gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu noktaya kontrolsüz ve plansız şehirleşme, imar afları, rant ve oy hesapları dahil pek çok nedenden dolayı geldiğimiz açıktır. Türkiye’nin karşısında binaların deprem dirençli hale getirilme gerçekliği ortadadır.
“HATAY’DA MÜLKİYET HAKKI İHLAL EDİLİYOR”
Ayrıca Hatay’da demografik yapıyı bozan ve göç hareketlerini hızlandıracak şehrin kültür dokusuna zarar veren 6306 Sayı ile 9 Kasım 2023 günü getirilen ‘’Mesken Mahalde rezerv alan ilanını’’ düzenleyen yasa ve sahadaki uygulaması Anayasa’da düzenlenen ve kaynağını uluslararası sözleşmelerde bulan ‘‘Mülkiyet Hakkını’’ ihlal niteliğindedir. Aynı zamanda yerel yönetimlerin yetkilerini kısıtlayan demokratik işleyişe müdahale anlamına gelir. Az hasarlı hasarsız veya Orta hasarlı binalar için mülkiyetin sonlanıp binaların yıkımı yurttaşı hem ekonomik açıdan zora sokacak hem idareyi gereksiz bir iş yükünün altına sokacaktır. Ayrıca, hak sahiplerine el konan taşınmazın bulunduğu mıntıkadan yer verilmemesi halinde adeta kent demografisi bilerek değiştirilmiş olacaktır.
“İMO KAHRAMANMARAŞ TEMSİLCİLİĞİ YIKILMAMALIDIR”
Kahramanmaraş’ta çevresindeki tüm binalar yıkılmasına rağmen dimdik ayakta kalan, hiç hasar almayan İnşaat Mühendisleri Odası binası sembol olmalıdır. Ağır ve orta hasarlı binaları yıkmayı, vatandaşa konutlarını teslim etmeyi beceremeyenler her nedense İMO’nun yaptığı sağlam binayı yıkmak için zaman harcıyor.
Yüzbinlerce insan yaşam alanından koptu. Hasarlı binalarda artık yaşamanın mümkün olmadığı görülmelidir. Acilen çözüm üretilmelidir. Acılarıyla baş başa bırakılan depremzede vatandaşlarımız hiç olmazsa sağlıklı binalarına kavuşmalıdır. Ayrıca Gaziantep’te Furkan Apartmanı’ndan kolon kesen 3 kişi tahliye edilmiş. Hiçbir yetkilinin bu konuda sorumluluk üstlenmemesi ve cezasızlık bu felaketleri yaşamamızın önünü açıyor.”