SON DAKİKA
Hava Durumu

#grip

İLKHABER-Gazetesi - grip haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, grip haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye'de grip vakalarında ciddi artış: Enfeksiyon hastalıkları uzmanı uyardı Haber

Türkiye'de grip vakalarında ciddi artış: Enfeksiyon hastalıkları uzmanı uyardı

Türkiye'de son günlerde grip vakalarında yaşanan büyük artış, sağlık kuruluşlarını zor durumda bırakıyor. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Kayhan Uğuz, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde grip enfeksiyonunun solunum yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulundu. Dr. Uğuz, zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini vurgulayarak, bu yıl Türkiye genelinde influenza vakalarının yüksek seviyelere çıktığını belirtti. Grip Salgını, Hastaneye Yatışları Artırdı Her yıl kış aylarında hızla yayılan influenza virüsü, bu sene Türkiye genelinde büyük bir artış gösterdi. Dr. Kayhan Uğuz, enfeksiyonun özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirterek, "Yüksek ateş, nefes darlığı ve bilinç bulanıklığı gibi ağır belirtiler görüldüğünde zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır" şeklinde uyardı. Grip Belirtileri Nelerdir? Dr. Uğuz, grip vakalarının belirtilerinin ani ateş, kas ağrıları, halsizlik, kuru öksürük ve burun akıntısı şeklinde kendini gösterdiğini ifade etti. Ayrıca, grip virüsünün hapşırma ve öksürme yoluyla havaya yayılan damlacıklarla bulaştığını, hasta kişilerle yakın temas ve virüs bulaşmış yüzeylere temasla da hastalığın yayıldığını vurguladı. Risk Grubunda Olanlar Dikkat Etmeli! Özellikle çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireylerin grip enfeksiyonunu daha ağır geçirme riski taşıdığına dikkat çeken Uğuz, "Grip tedavi edilmezse zatürre gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir" dedi. Uğuz, grip hastalarının genellikle bir hafta içinde iyileşmelerine rağmen, bazı vakaların hastaneye yatış gerektirdiğini belirtti. Grip Tedavisinde Antibiyotiklere Yer Yok! Dr. Kayhan Uğuz, grip tedavisinde antibiyotiklerin etkisiz olduğunu ve yalnızca bakteriyel enfeksiyonlar için kullanılması gerektiğini söyledi. "Grip bir virüs hastalığıdır ve antibiyotikler bakterilere karşı etkilidir. Doktor önerisi olmadan ilaç kullanımı, antibiyotik direncine yol açabilir" diye ekledi. Korunma Yöntemleri: Hijyen ve Aşı Önerisi Gripten korunmanın en etkili yollarından birinin hijyen kurallarına dikkat etmek olduğunu vurgulayan Dr. Uğuz, ellerin sık sık sabun ve suyla yıkanması, kalabalık ortamlarda maske takılması, hasta kişilerle temastan kaçınılması ve bağışıklık sistemini güçlendiren besinler tüketilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, mevsimsel grip aşısının özellikle risk grubundaki bireyler için önemli bir korunma yöntemi olduğunu belirtti.

Soğuk kış günlerinin vazgeçilmezi ıhlamur zam şampiyonu oldu Haber

Soğuk kış günlerinin vazgeçilmezi ıhlamur zam şampiyonu oldu

Ihlamur, kış mevsiminin vazgeçilmez doğal şifa kaynağı olarak biliniyor. Soğuk kış günlerinde hem sağlık açısından fayda sağlamak hem de sıcak içecek tercihleriyle stresi azaltmak isteyen vatandaşlar için ıhlamur, en çok tercih edilen doğal ürünlerden biri haline gelmiş durumda. Geçen yıl kış aylarında 600 TL’den satılan bitki çayı, şu anda 2 bin 500 TL’lik fiyatıyla dikkat çekiyor. İçeriğindeki antioksidan ve rahatlatıcı bileşenler, ıhlamurun hastalıklara karşı koruma sağlamasını ve stresi azaltmasını sağlarken, fiyatlarındaki artış da vatandaşları zor durumda bırakıyor. “Ihlamur bu sene zam şampiyonu oldu” Halil Değişmez, kış mevsiminin önemli içeceklerinden olan ıhlamurun, bu yıl geçen yıla göre daha az bulunması nedeniyle fiyatlarının da arttığını belirterek şunları söyledi: “Bu yıl fiyatlar özellikle ıhlamur yine tavan yaptı. Çünkü ıhlamur ekolojik dengeden dolayı yaprak olan fiyatı 2000 TL’den çiçek olanı 2500 TL arası fiyatları değişiyor. Adaçayı 400 TL, tarçının kilosu 500 TL, zencefil 350 TL fiyatları arasında. Ihlamur her sene olduğu gibi bu sene de zam şampiyonu. Kış çaylarımız ise 100 TL.” Değişmez, “Bitki çaylarının durumunu bildiğimiz için çok fazla zam yapamıyoruz. Tabi vatandaşların aldığı maaşlarda belli o yüzden gelen vatandaşlara yardımcı olmak istiyoruz” diye ifade etti.

Adana’da havalar soğuyunca vatandaşlar aktarlara akın etti Haber

Adana’da havalar soğuyunca vatandaşlar aktarlara akın etti

Adana’da kış mevsiminin etkisini göstermesiyle birlikte, vatandaşlar grip ve soğuk algınlığına karşı doğal çözümler aramaya başladı. Bağışıklık sistemi düşük olanlar, aktarlara akın ederek, grip ve soğuk algınlığından korunmak amacıyla doğal bitkilerle hazırlanan kış çaylarına yöneldi. Adana’da uzun yıllardır bitki ve doğal ürünler satan Mehmet Bey, kış aylarında en çok tercih edilen bitki çayları hakkında bilgi verdi ve bağışıklık güçlendirici karışımlarının vatandaşlar için şifa kaynağı olduğunu belirtti. “Kış aylarının en sevilen bitki çaylarından biridir” Mehmet bey, “Öncelikle Ihlamur çayından bahsetmek istiyorum. Kış aylarının en sevilen bitki çaylarından biridir. Bağışıklık sistemini güçlendirmeye, öksürüğü kesmeye ve soğuk algınlığı semptomlarını hafifletmeye yardımcı olur müşterilerimiz tarafından en çok sevilen çaylardan bir tanesidir. Kuşburnu çayı ise C vitamini açısından zengindir. Zencefil çayı tek başına bile faydalı olan bir çaydır. Mide bulantısını gidermeye ve ağrıları azaltmaya yardımcı olur. Nane limon çayı herkes tarafından bilinen bir çayımızdır fakat hiç eksik etmememiz gereken ve içmemiz gereken kış çaylarımızdan bir tanesidir. Soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıkları önlemeye, öksürüğü kesmeye ve boğaz ağrısını gidermeye yardımcı olur. Papatya çayı, içerdiği bileşenler sayesinde oldukça etkili bir antibakteriyel olarak biliniyor. Kışın sıkça karşımıza çıkan soğuk algınlığı, boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı gibi şikâyetleri azaltmaya yardımcı olduğu kadar bağışıklık sistemini güçlendirmek için de tüketilebiliyor” şeklinde konuştu.

Gripten uzak kalmanın yolları Haber

Gripten uzak kalmanın yolları

Grip, özellikle mevsim geçişlerinde sıkça görülen ve hızlı bir şekilde yayılan viral bir enfeksiyon olarak biliniyor. Her yıl milyonlarca insanı etkileyen bu hastalık, genellikle kış aylarında daha yaygın hale geliyor. Gripten korunmak için alınabilecek bazı basit ama etkili önlemler de bulunuyor. Gribe karşı alınması gereken önemli önlemler Grip aşısının hastalığa karşı en etkili korunma yöntemlerinden biri olduğunu belirten uzmanlar, her yıl yenilenmesi gereken aşının, vücudun virüse karşı bağışıklık kazanmasına yardımcı olduğunu, özellikle yaşlılar, kronik hastalığı olanlar ve hamilelerin bunu ihmal etmemesini öneriyor. Sağlıklı beslenmenin de önemine dikkati çeken uzmanlar, "Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için dengeli ve besleyici bir diyet uygulayın. C vitamini açısından zengin meyve ve sebzeler tüketmek, bağışıklık sisteminizi destekler. Bunun yanı sıra düzenli uyku, vücudun dinlenmesine ve bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur. Kapalı alanlarda havalandırma yaparak havadaki virüs yoğunluğu da azaltılabilir" uyarısında bulunuyor. Acil Tıp Uzmanı Doç. Dr. Muhammed Ekmekyapar da, alınabilecek basit ama etkili yöntemlerin uygulanmasıyla gripten ve olası komplikasyonlardan korunmanın mümkün olduğunu söyledi. Sağlıklı beslenme ve yeterli dinlenmenin yanı sıra hijyen kurallarına uymak ve kalabalık ortamlardan uzak durulmasının önemine vurgu yapan Doç. Dr. Ekmekyapar, "Ellerinizi düzenli olarak sabun ve suyla yıkamak, grip virüsünün yayılmasını önlemek için kritik öneme sahiptir. Özellikle kalabalık ortamlara girdikten sonra veya hasta bir kişiyle temasta bulunduktan sonra ellerin yıkanması ihmal edilmemeli. Grip mevsiminde, kalabalık yerlerden mümkün olduğunca kaçınılmalı, özellikle hasta bireylerle temas minimumda tutulmalı." dedi. Doç. Dr. Ekmekyapar, ileri yaşlarda olan ve kronik hastalıkları bulunanların daha dikkatli olması gerektiğini belirterek, bu kişilerin şiddetli grip vakalarında destek tedavi için hastanelere başvurmaları önerisinde bulundu.

Grip ve Kronik hastalıklar: Ölüm riski 241 kat artabiliyor Haber

Grip ve Kronik hastalıklar: Ölüm riski 241 kat artabiliyor

Kış aylarında kapalı mekanlarda daha çok vakit geçirilmesi ve insan temasının artması, birçok hastalığın doğrudan damlacıkla veya dolaylı temasla kişiden kişiye bulaşmasına yol açabileceğini belirten Medicana Bursa Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Reşit Mıstık, “Grip, soğuk algınlığı virüsleri, nezle virüsü, Covid-19’un sebebi olan SARS-Coronavirus-2 ve respiratuvar sinsityal virüs (RSV); bu dönemde en çok rastlanan virüsler. Bu virüslerin hepsi solunum sistemine yerleşerek birbirine yakın belirtilerle kendini gösteriyor. Bu sebeple ayırıcı teşhise gitmek gerekebilir” dedi. Gribe yol açan influenza virüsünün kuluçka süresinin 1-4 gün arasında olduğunu, ani başlayan baş ağrısı, yüksek ateş, üşüme, titreme, kuru öksürük, miyalji, halsizlik ve iştahsızlık gibi belirtilere hafif burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve boğaz ağrısının da eklenebileceğini belirten Prof. Dr. Reşit Mıstık, griple ilişkili riskler hakkında ise şu bilgileri verdi; “Solunum sistemiyle ilgili belirtiler ve ateş geçtikten sonra öksürük ve halsizlik 1-2 hafta devam edebilir. Hasta kişiden bulaş, hastalığın bir gün öncesinden ateş geçene kadar devam eder. Gribe bağlı zatürre (pnömoni) olduğu gibi, üzerine bakteriye bağlı zatürre de eklenebilir veya grip geçtikten sonra bakteriye bağlı zatürre gelişebilir. Gribin sağlıklı kişilerdeki ölüm oranı 100 binde 2 iken, kalp-damar hastalığı olanlarda 52 kat, akciğer hastalığı olanlarda 120 kat, hem kalp-damar hem de diyabeti olanlarda 241 kat artar. Bu virüse karşı grip aşısı vardır.” Soğuk algınlığında ateş ve üşüme varken, nezlede ateş olmadığını belirten Prof. Dr. Reşit Mıstık, “Soğuk algınlığının kuluçka süresi 1-7 gün arasında değişiyor. Soğuk algınlığında başlangıç tedrici olup ateş, üşüme, titreme seyrek, öksürük daha az sıklıkta, baş ağrısı seyrek, kas ağrısı hafif veya silik, yorgunluk ve güçsüzlük ise çok hafif şekilde görülür. Bazen ishal de görülebilir. Zatürre, alt solunum yolu hastalığı ve ölüm büyük ihtimal beklenmez. Bu rahatsızlığa yol açan çok sayıda virüs vardır. Nezle ise rhinovirüs ve coronavirüslerin yaptığı, üst solunum yollarını tutan bir hastalık olup kuluçka süresi 1-3 gündür. Nezlede genellikle ateş yoktur. Bol miktarda burun akıntısı görülür. Baş ağrısı ise ya yoktur ya da hafiftir. Bazı hastalarda ise çok hafif bir halsizlik görülebilir. Zatürre riski ise bazı özel hasta gruplarında çok çok nadirdir" diye konuştu. Corona virüsün kuluçka süresinin 3-10 gün arasında olduğunu, hastalığın hafif ateş, kırgınlık, boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı, bazen kuru öksürük, günde birkaç kez hafif ishal, kas-eklem ağrıları ve sırt ağrısı ile başladığını hatırlatan Prof. Dr. Mıstık, şöyle devam etti; “Birkaç gün sonra bazı hastalarda tat-koku kaybı olabilir. Bu şikayetlerin bazıları veya tümü bir hastada bulunabilir. Hastalık bazı kişilerde 5 ile 13’üncü günlerde alt solunum yollarına inerek zatürreye ve daha da ilerleyerek solunum yetmezliğine tedrici olarak gidebilir. Bazılarında ise belirtiler 7 ile 10’uncu günden sonra yavaş yavaş kaybolur. Halsizlik daha uzun sürebilir. Halsizlik ve kas ağrıları bazen haftalarca devam edebilir. Hastalık, kuluçka süresinin son 2 günü ile hastalığının 11’inci gününe kadar bulaşıcı olabilir. Bazı risk gruplarında ciddi hastalık, zatürre ve ölüm oranı, grip geçirenlerden daha yüksektir.” Sıkça görülen RSV’nin (Respiratory Syncytial Virus) kuluçka süresinin 2-8 gün olduğunu ifade eden Prof. Dr. Reşit Mıstık, “RSV, bebeklerin ilk 4 ayında orta dereceli üst solunum yolu enfeksiyonlarından bronşit-zatürreye (bronko-pnömoni) kadar değişik derecelerde solunum sistemi hastalığına yol açar. En önemli semptom, bebeklerdeki solunum durma nöbetleridir. Erişkinlerdeki üst ve alt solunum yolları hastalıkları daha az ciddidir. Tekrarlayan hastalıkları erişkinlerde görülebilir. Salgınlar, kış ve ilkbaharda en sık A alt grubu ile olur. Bu virüs, sadece insanlar ve şempanzelerde hastalığa neden olur” diye konuştu.

Gribal enfeksiyonlardan korunmak için 5 önemli beslenme önerisi Haber

Gribal enfeksiyonlardan korunmak için 5 önemli beslenme önerisi

Acıbadem Adana Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı P. Gizem Akgül, her yaş grubundan insanı etkileyen ve özellikle havaların soğuması ile birlikte hızla yayılarak salgına dönüşen mevsimsel grip yani influenzadan korunmak için çok önemli bilgiler verdi. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre mevsimsel grip enfeksiyonlarının dünya genelinde 650 bin kadar insanın ölümüne neden olduğunu belirten Diyetisyen Akgül, kış aylarında sağlığımızı korumak ve enfeksiyon hastalıklarına karşı doğru beslenerek bağışıklığı güçlendirmenin ve böylece de bu enfeksiyonlardan korunmanın mümkün olabileceğini söyledi. Akgül, gribal enfeksiyonlardan korunmak için 5 önemli beslenme önerisini şu şekilde sıraladı:  “C vitaminini içeren gıdalara yer açın” Yapılan bazı araştırmaların C vitamini eksikliğinin enfeksiyonlara yakalanma ihtimalini arttırdığına dikkat çeken Diyetisyen Akgül, “C vitamininden zengin beslenmek ve eğer hekim veya diyetisyeniniz öneriyorsa C vitamini takviyesi kullanmak enfeksiyonların önlenmesi ve tedavisinde yardımcı olur. C vitamini önemli bir antioksidandır ve hücre hasarına karşı hücrelerimizi korur. Enfeksiyon kapıldığında beyaz kan hücreleri azalır ve yenilerinin üretimi için C vitamini önemli yere sahiptir” dedi. Enfeksiyon durumlarında normalde almamız gerekenden daha fazla C vitaminine ihtiyaç duyduğumuzu ifade eden Diyetisyen Akgül, doğal C vitamini kaynaklarını “Maydanoz, kırmızı biber, koyu yeşil yapraklı sebzeler, lahana, brokoli, kızılcık, kivi, turunçgiller gibi sebze ve meyveler” olarak sıraladı.  “Gripsavar turpgillerden tüketin” Turpgillerin içerdiği fitokimyasallar ile antioksidan kapasitenin artmasına yardımcı olduğunu belirten Akgül, “C vitamini de içeren turp, DNA hasarının önlenmesi için de önemli bir kök sebzedir. Hücrelerin yapısı üzerine olumlu etki gösterir ve kansere, virüs ve bakterilere karşı koruyucu etki gösterir. Özellikle gribal enfeksiyonlar gibi bağışıklığın desteklenmesi gereken durumlarda bağışıklığınızı desteklemek için turpu farklı şekillerde üzerine limon sıkarak, bal ile tatlandırarak da tüketebilirsiniz” diye konuştu.  “Kuersetin içeren gıdalara yer açın” Diyetisyen Akgül, sebze ve meyvelerde bulunan kuersetin maddesinin hem fiziksel hem de zihinsel olarak bireyleri olumlu etkilediğine, antioksidan olduğuna ve enfeksiyonlara karşı koruduğuna dikkat çekti. Akgül, kuersetinin özellikle fındık ve ayçiçeği gibi yağlı tohumlar ile çilek, elma, domates, üzüm, soğan gibi sebze ve meyvelerde bulunduğunu dile getirdi. Yağlı tohumlarda ayrıca E vitamini bulunduğunu ve E vitamininin, selenyum ile birlikte alındığında antioksidan özelliğinin arttığını ve vücuttaki enfeksiyonların parçalanmasına katkı sağladığını sözlerine ekledi.  “Omega- 3 takviyesi faydalıdır” Soğuk sularda yaşayan balıkların en iyi Omega-3 kaynağı olduğunu vurgulayan Diyetisyen Akgül, Omega-3’ün vücutta sentezlenmediği için dışarıdan alınması gereken çoklu doymamış yağ asidi olduğunu ifade etti. Amerikan Kalp Derneği’nin yetişkin bireyler için Omega-3 ihtiyacının karşılanabilmesi için haftada en az 2 porsiyon balık tüketilmesini tavsiye ettiğini aktaran Diyetisyen Akgül, bu şekilde bağışıklık sisteminin desteklenerek, kişinin enfeksiyon hastalıklarına karşı daha iye korunacağının altını çizdi.  “Akdeniz diyeti bağışıklık sistemini destekler” Yağlı tohumlar, baklagiller, tam tahılları içeren Akdeniz diyetinin sebze ve meyvelerden zengin bir diyet olduğunu vurgulayan Diyetisyen Akgül şunları söyledi: “Akdeniz diyeti antioksidan kapasitenin artmasını destekleyerek bağışıklık sistemini güçlendirir. Baklagiller ve tam tahılların içerdiği posa sayesinde hastalıklardan korunmada önemli bir yere sahiptir. Akdeniz diyeti Omega-3 yağ asitlerinden zengindir, bağışıklık hücrelerinin aktivitesinin artmasına destek olur. Akdeniz diyetinde önemli bir yere sahip olan zeytinyağı antioksidan etki gösterir ve LDL kolesterolün düşmesine yardımcı olur. Günde 2-3 porsiyon farklı renklerde meyve tüketmeyi ve yemeklerin yanına mevsim sebzeleri ile hazırlanmış rengarenk zeytinyağlı, taze limon eklenmiş salatalar eklemeyi ihmal etmeyin.”

Gripli anneler, bebeklerini emzirebilir Haber

Gripli anneler, bebeklerini emzirebilir

Kış aylarında grip gibi mevsimsel hastalıklar geçiren anneler, bebeklerini emzirirken endişeye kapılabiliyor. Uzm. Dr. Saide Kandil, “Emziren annelerin, gribal enfeksiyon kaynaklı olarak taşıdıkları virüsün veya yüksek ateşin, bebeklerine emzirme yoluyla geçmesi mümkün değil” dedi. Bebeklerin doğumdan itibaren ilk 6 ay boyunca en güçlü besin kaynağı, şüphesiz ki anne sütüdür. Dünya Sağlık Örgütü, bebeklerin ilk 6 ay boyunca sadece anne sütüyle beslenmesi gerektiğini belirtirken, bu sürenin 1 yaşa kadar uzatılması bebeğin genel sağlığına katkı açısından önem taşıyor. Ancak kış döneminde emzirme, mevsimsel hastalıkların etkisiyle verimsizleşebiliyor. Anneler, bebeklerine anne sütü yoluyla gribal enfeksiyon bulaştırabileceklerini düşünerek endişeleniyor. Medicana Çamlıca Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Saide Kandil, gerekli tedbirleri alarak annelerin emzirmeye devam edilebileceğini belirterek şunları söyledi: “Gribe neden olan virüslerin emzirme yoluyla anneden bebeğe geçişi söz konusu değildir. Grip, anne sütünden çok havadan damlacık yoluyla ve yakın temasla bulaşmaktadır. Bu nedenle gribe yakalanan annelerin emzirmeyi bırakmalarını önermiyoruz. Bebekler için faydası saymakla bitmeyen anne sütünü kesmek, farkında olmadan bebeği hastalıklara karşı koruyan doğal bir kalkanı yok etmek anlamına geliyor. Bebekleri hastalıklardan koruyan anne sütü, içeriğindeki antikorlar ve hücreler sayesinde bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Anne sütüyle beslenen bebekler, üst solunum yolu enfeksiyonlarını çok daha hafif atlatıyor. Bunun gibi daha çok birçok faydası olan anne sütünün kesilmesi bebeğe yarardan çok zarar getirmektedir. Grip olan annelerin vücudundaki mikroplar bebeğe emzirme yoluyla geçmeyeceğinden, bu dönemde emzirmenin kesilmesi doğru değil. Anneler, hastalık döneminde kendilerini halsiz hissettiklerinde sütlerini sağarak bebeklerini beslemeye devam edebilir. Emziren anneler, grip olduklarında doktora danışmadan kendi başlarına ilaç kullanmamaya da dikkat etmelidir.” “Emzirirken maske takmalı, bebeği öpmemeli” Emziren bir anne, grip olduğunda ne yapmalı? Uzm. Dr. Saide Kandil, annelere şu tavsiyelerde bulundu: Emziren annenin, nefesinin doğrudan bebeğe ulaşmaması için emzirirken maske takılmasına ve bebeğin öpülmemesine dikkat edilmeli. Bebeğin, damlacık yoluyla havaya temas eden mikroplara maruz kalmaması için odanın içi belirli aralıklarla havalandırılmalı. Hijyen kurallarına özellikle bu dönemde daha fazla dikkat edilmeli ve emziren anneler ellerini sık sık sabunla yıkamalı. Emziren anneler, süt verdikleri için daha fazla sıvı alımına ihtiyaç duyar. Süt arttırıcı etkisi de bulunan su tüketiminin bu dönemde arttırılması ve özellikle C vitamini yönünden zengin meyvelerle beslenilmesi, gribal enfeksiyonların vücuttan atılmasına katkı sağlar. Protein yönünden zengin beslenmek de hem süt miktarını arttıracağı hem de bağışıklık sistemini güçlendireceğinden, kırmızı etin yanı sıra haftada 2-3 gün mutlaka mevsim balığı, alerji durumu yoksa her gün yumurta tüketilmeli. Bebeğin inek sütü alerjisi yoksa, bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi olan evde yapılmış yoğurt gibi probiyotik içeren besinler de tüketilmeli.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.